kan sulandırıcı ilaç / KAN SULANDIRICI İLAÇ KULLANAN HASTALARDA KOLONOSKOPİ ÖNCESİ TEDBİRLER NELERDİR?

Kan Sulandırıcı Ilaç

kan sulandırıcı ilaç

Kan Sulandırıcı İlaçlar

Kan damarlarında Pıhtı oluşmasını ve gelişmesini engelleyen ya da oluşmuş pıhtıyı eriten ilaçlara kan sulandırıcı ilaçlar denir.

Kanın damarlarımızda belli bir akışkanlıkla akması gerekir. Vücudumuzda bulunan doğal mekanizmalar sayesinde normal şartlarda damarlarda pıhtılaşma meydana gelmez. 

Pıhtı Oluşmasını Engelleyen Doğal Mekanizmalar
• Sağlıklı kalp damar sistemi;(Tansiyonun ve kan yağlarının normal sınırlarda olması, damar sertliğinin olmaması)
• Sağlıklı karaciğer;

Kanın damarlarda belli bir akışkanlıkta akması gereklidir. Bu akışkanlığın bozulması iki ucu keskin bıçaktır. Çünkü akışkanlık arttığında kanamalar meydana geldiği gibi, akışkanlık azaldığında ise pıhtılaşmalar ve buna bağlı olarak inme meydana gelir. 

Aynı şekilde kan sulandırıcı ilaçların dozlarının ayarlanması ve hasta tarafından kullanılması sırasında da azami özen ve dikkate ihtiyaç vardır. Dozun az gelmesi pıhtılaşmalara fazlalığı ise kanamalara neden olur. 
Kan sulandırıcılar için doz ayarlamadaki zorluk hem ilaçlar ile hem de hastalar ile ilgilidir. 

İlaçlar ile ilgili faktörler,
Bu ilaçların tedavi dozları ile kanama meydana getiren dozlarının birbirlerine çok yakın olması nedeni ile vücut fizyolojisindeki ufak tefek değişiklikler yada aldığımız besinler tedavi dozunu kanama yapan doza çıkarabilir. 

Hasta ile ilgili faktörler: 
Kan sulandırıcı ilaçları metabolize eden karaciğer enzimlerinin çalışma hızlarındaki farklılıklar ilacın kan düzeyi üzerinde oldukça etkilidir. Karaciğer enzimleri arasındaki bireysel farklılıklar ilaç standart dozda kullanılsa da etkisizliğe yada yan etkiye neden olabilir.

Bu nedenle hastalara ilaçlar gerekli kan testleri yapıldıktan sonra en düşük dozda başlanır ve yavaş yavaş artırılarak ideal doz bulunmaya çalışılır. Bu deneme yanılma sürecinde hasta kanama yada pıhtılaşma açısından risk altında kalır.

Bu konuda hastayı korumak uygun hastaya uygun ilacı, uygun dozda başlayabilmenin en önemli yolu farmakogenetik testlere başvurmaktır. Bu testler ile karaciğer enzimlerinin çalışma hızları hastaya özel olarak tespit edilebileceği için düşük doz başlayıp hastanın ihtiyacına göre artırılan deneme yanılma süreci atlanarak hastaya uygun doz ilaç başlamak mümkün olabilir. Warfain kullanan 188 hastada yapılan çalışmada, farmakogenetik testleri yapıldığında, hastaların 118 tanesine 4.88 mg/gün, 59 tanesine 1,54/mg gün, 11 tanesine ise 1.03 mg gün ilaç ile tedavi edilmişlerdir. Oysaki bu testler yapılmamış olsa idi en düşük doz ile başlanıp hastaya en uygun dozun bulunmaya çalışıldığı deneme yanılma yöntemine başvurulmak zorunda kalınacaktı. Bu süreçte düşük doz başlanmış ama yüksek doza ihtiyacı olan hastalar pıhtılaşma ve buna bağlı inme riskine maruz kalabileceklerdi.

Ayrıca kan sulandırıcı ilaçları metabolize eden enzim etkinliği çeşitli besinlerden etkilenebilir. Örneğin greyfurt ilacın metabolizmasını azaltıp kanamalara neden olabili.

İlaç besin etkileşmesi:
Kan sulandırıcı ilaçlar karaciğerde K vitamini varlığında sentezlenen pıhtılaşma faktörlerinin sentezine engel olarak etki gösterirler. Bu nedenle K vitamininin eksikliği yada fazlalığı ilacın etkisini değiştirir. Yeşil yapraklı sebzeler ( Lahana, ıspanak, pazı, brokoli, kıvırcık, marul, yeşil soğan, maydanoz, nane, dereotu, roka, tere, semizotu, asma yaprağı), şalgam, mayonez, hardal, soya ve kanola yağı yüksek miktarda K vitaminini içerirken kuşkonmaz, karnabahar, bezelye ve avokado orta miktarda  K vitamini içermektedir.

Kan sulandırıcı ilaç kullanırken fazla miktarda yoğurt tüketimi veya probiyotik destek kullanımı önerilmemektedir, çünkü barsak bakterilerindeki artış beraberinde K vitamini sentezindeki artışı ve ilaç etkisinde azalmayı beraberinde getirir. Aynı şekilde barsak bakterilerinde azalmaya neden olan antibiyotik kullanımı da K vitamini sentezini azaltacak olduğundan kanamalara yol açabilir.

Kan sulandırıcı kullanan hastaların özellikle bitkisel besin destekleri kullanırken çok dikkatli olmaları gerekir, özellikle içeriklerinde K vitamini bulunan destekler ilacın ekinliğini azaltırken kan sulandırıcı etkinliği olduğu bilinen besinler ise ilacın etkinliğini artırabilir.


 

Kardiyolojik yahut nörolojik bir grup hastalık nedeniyle dünya çapında yüzbinlerce insan değişik etkinlikte muhtelif kan sulandırıcı ilaçlar kullanmaktadır. Bu iaçlar antiagreganlar ve antikoagülan ilaçlar olarak iki grupta toplanır. Aspirin antiagregan ilaçlardan en sık kullanılanıdır. 

Aslında kolonoskopi sadece tetkik amacıyla yapıldığında bu tarz ilaçları kullanmaya devam etmek imkan dahilindedir. Zira kolonoskopi tetkik amaçlı yapıldığında kanama riski taşımaz. Ancak pek çok kolonoskopide biyopsi almak veya poliple karşılaşılması halinde polipektomi (polip alınması) uygulamak  gerekebileceği için kan sulandırıcı ilaçları çeşidine göre değişmekle birlikte kolonoskopiden 3-5 gün önce kesmek uygundur. 

Bu tedbirle biyopsi alınması, polip saptanırsa poliplerin kesilmesi kanama gelişmeksizin gerçekleştirilebilir. Bir grup hastada ise antikoagülan ilaçları kesmekle beraber hastanın herhangi bir pıhtılaşma  problemi yaşamaması amacıyla işleme kadarki günlerde cilt altı Clexan isimli ilaç injeksiyonları yapılması tercih edilir. 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır