kan testi glukoz nedir / Glukoz Nedir? Kan Şekeri ile İlişkisi Nasıldır? ⋆ Prof. Dr. Alper Çelik

Kan Testi Glukoz Nedir

kan testi glukoz nedir

Kanda Glukoz Nedir? Kan Tahlilinde Glukoz Yüksekliği ve Düşüklüğü Ne Demektir, Referans Aralığı İle Normal Değeri Kaç Olmalı?

Glukoz; kandaki kan şekeri seviyesini ifade eder. Kan şekeri seviyesi aç ya da tok olma durumuna göre değişse de kan tahlilinde glukoz normal değeri bulunuyor. Peki kandaki glukoz kaç olmalı? Kan tahlilinde glukoz yüksekliği neden olur sorusunun cevabını merak ediyor olabilirsiniz. Kanda glukoz ne demek, glukoz serum plazma yüksekliği ne anlama gelir sorularının cevabına yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.

Kanda Gukoz Nedir, Neyi İfade Eder?

Günlük hayatımızda sıklıkla duyduğumuz şekerim yükseldi ya da şekerim düştü sözü aslında ne anlama geliyor biliyor musunuz? Bu aslında kandaki glukoz seviyesinin düşmesi ya da yükselmesi anlamına gelir. Yani kandaki glukoz aslında kan şekerini ifade eder.

Kan Tahlilinde Glukoz Yüksekliği ve Düşüklüğü Ne Anlama Gelir, Normal Değeri Kaç Olmalı?

Hipoglisemi, kandaki şeker seviyesinin normalin altına düşmesini ifade eder. Kandaki glikoz değeri normalde mg/dl arasındayken şeker düzeyinin 50 mg/dl veya altına düşmesi düşük kan şekeri seviyesi olarak adlandırılır. Fazla insülin kullanmak, az karbonhidrat tüketmek, alkol kullanmak, menstrüasyon dönemleri, insülin enjeksiyonlarının yerini değiştirmek, sindirim problemleri ve ilaçları yanlış zamanda kullanmak kan şekerini düşüren bazı nedenlerdendir.

Yüksek kan şekerindeyse açlık kan şekeri mg/dl ve üzerine çıkar. Tip1 ve Tip 2 diyabet dışında, ilaçlar, enfeksiyonlar, pankreas hastalıkları, kortizon kullanımı ve travma gibi durumlarda da kan şekeri yükselebilir. Çok su içme, sık idrara çıkma, sık acıkma, bulanık görme, kilo kaybı, yorgunluk, baş ağrısı, yaralarda geç iyileşme, ağız kuruluğu gibi belirtileriniz varsa kandaki glukoz seviyeniz yüksek olabilir.

Hipoglisemi (Kan Şekeri Düşüklüğü)

Genel Bakış

Hipoglisemi, kan şekeri (glikoz) seviyenizin normalden düşük (70 mg/dl aşağısı) olduğu bir durumdur. Glikoz vücudun ana enerji kaynağıdır. Hipoglisemi genellikle şeker hastalığı tedavisi ile ilişkilidir. Ancak diyabeti olmayan kişilerde de hipoglisemi görülebilir.

 

Belirtiler

  • Düzensiz veya hızlı bir kalp atışı,
  • Yorgunluk,
  • Soluk cilt,
  • Kaygı,
  • Terleme,
  • Sinirlilik,
  • Açlık hissi,
  • Yanak, dudak ve dilde uyuşma,
  • Kişilik değişiklikleri,
  • Agresif davranışlar,
  • Bulanık görme,
  • Düşme,
  • Motorlu taşıt yaralanmaları,
  • Bilinç dalgalanmaları,
  • Nöbetler.

 

Ne Zaman Doktora Başvurmalıyım?

Diyabetli hastalar mutlaka hipoglisemi eğitimi almalıdır. Basit tıbbi müdahaleye rağmen düzelmeyen hipoglisemi (Kan Şekeri Düşüklüğü) durumlarında mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Bunun dışında diyabet tanısı olmayan hipoglisemi belirtileri yaşayan hastalarda geç kalmadan bir sağlık kuruluşuna müracaat etmelidir.

 

Hipoglisemi (Kan Şekeri Düşüklüğü) Nedenleri

Normalde yediğimiz gıdalardaki şeker (glikoz) pankreastan salgılanan insülin hormonu sayesinde organ ve dokularımıza girer. Bu şekilde enerjimiz sağlanmış olur. Glikozun fazlası yine insülin hormonu etkisi ile kas ve karaciğerde de depolanır. Bu depolanan glikoz gün içinde yemek yemediğimiz zamanlarda düşen kan şeker düzeyini dengelemek için kullanılır. Vücudumuz ayrıca uzun süreli açlıkta glikoz yapma yeteneğine sahiptir. saatlik uyku sonrası kan şekerinde düşüş olmaması bu nedenlere bağlıdır.

 

Diyabetli Hastalarda Olası Hipoglisemi Sebepleri

  • İnsülin yaptıktan sonra normalden az yeme,
  • Diyabet ilacı aldıktan sonra normalden az yeme veya normalden daha fazla egzersiz yapma.

 

Diyabeti Olmayan Hastalarda Olası Nedenler

  • İlaçlar-sıtma ilacı kinin gibi,
  • Alkol – yemeden çok fazla içmek karaciğerinizin depolanmış glikozu kan dolaşımına serbest bırakmasını engelleyerek hipoglisemiye neden olabilir,
  • Uzun süreli açlık,
  • Anoreksiya nervoza gibi yeme bozuklukları,
  • Karaciğer yetmezliği,
  • Böbrek yetmezliği,
  • Aşırı insülin üretimi – İnsülinoma, Pankreas adacık hücre çoğalması, İnsülin benzeri etki gösteren hormonların artışı gibi,
  • Kortizol veya büyüme hormonu eksikliği.

 

Tokluk Hipoglisemisi – Yemeklerden Sonra Hipoglisemi

 Hipoglisemi bazen yemeklerden sonra ortaya çıkar. Reaktif hipoglisemi adı verilen bu durum tüp mide ameliyatı veya mide bypass ameliyatı durumlarında da görülebilir.

 

Hipoglisemiyi Fark Edememe

Sık tekrarlayan hipoglisemi durumlarında beyin bazen düşük kan şeker belirtilerini üretmez. Bu olduğunda, hayatı ciddi olarak tehdit eden hipoglisemi riski artar.

Diyabetli hastalarda sık hipoglisemik atak hastaların tedaviye uyumunu bozabilir. Doktorunuza danışmadan tedaviyi bırakmayınız. Kişiye özel bir tedavi planı oluşturulabilir. Hipoglisemi farkındalığı olmayanlar için bir seçenekte Sürekli glikoz monitörüdür (CGM). Bazı modeller sizi hipoglisemi geliştiğinde uyaracaktır. Böylece erken tedbir alınması sağlanmış olur.

 

Hipoglisemi (Kan Şekeri Düşüklüğü) Teşhisi

Bazen ağızdan alınan uygun kalorili bir menüden sonra bazen de şekerli su içimi sonrası bakılan saatlik kan şeker düzeyleri ile reaktif hipoglisemi tanısına ulaşılır. Tedaviye rağmen düzelmeyen reaktif hipoglisemide, açlık hipoglisemilerinde uzun süreli açlık testi yapılabilir. Gerekli durumlarda görüntüleme (Tomografi, Emar-Mr, endosonografik ultrason-EUS ) yapılır.

 

Hipoglisemi (Kan Şekeri Düşüklüğü) Tedavisi

Hipoglisemi durumunda 15/15 kuralı vardır. Bu durumda 15 gram hızlı karbonhidrat içeren gıda yiyin veya için (1 su bardağı meyve suyu gibi). 15 dakika sonra kan şekerine bakın 70 mg/dl üzerine çıkıncaya kadar şemayı tekrarlayın, 70 mg/dl üzerinde ise hipoglisemi tekrarını önlemek için mutlaka kompleks karbonhidrat içeren atıştırmalık veya yemek yiyin. Bilinç bozukluğu eşlik eden hipoglisemilerde acil tıbbi yardım almanız gerekecektir.

Altta yatan nedene bağlı olarak hipoglisemi tedavisi değişir. Eğer hipoglisemi sebebi insülinoma gibi aşırı insülin üreten bir pankreas tümörü ise tedavisi ameliyattır.

Glukoz Nedir?

Glukoz vücudun temel enerji kaynağı olmaktadır ve fazlası karaciğerde ve kaslarımızda glikojen olarak depolanmaktadır. Vücutta glukoz seviyesinin belirli sınırlar içerisinde tutulması ve insanların sağlıklı olmaları insülin ile glukagon hormonları sayesinde mümkün olmaktadır. Kan glukoz seviyesinin normal düzeyde olmasına normoglisemi ismi verilmektedir. Açlık kan glukoz seviyesinin mg/dl aralığında olması gerekmektedir. Kan glukozunun normal aralığında olmaması ve bunun tedavi edilmemesi şeker hastalarında çok daha ciddi problemlere yol açabilmektedir. Karbonhidratın yapı taşı olarak karbonhidrat içeren besinlerden alınabilen glukoz, günümüzde endüstriyel olarak da üretilmektedir. Nişastanın enzimatik hidrolizi ile glukoz üretimi yapılmaktadır. Mısır, pirinç, buğday, patates, manyok, ararot ve sagu gibi besinler nişasta kaynağı olarak tercih edilebilmektedir.

Glukoz Nedir ve Yapısı Nasıldır?

Karbonhidratların yapıtaşı, glukoz olarak isimlendirilmektedir. Kelime anlamına bakıldığında; Yunanca tatlı anlamını taşıyan bir kelimedir. Vücudun temel enerji kaynağı olarak görev yapmaktadır. Vücut mekanizmasının en iyi şekilde çalışabilmesinde glukoz önemli bir rol oynamaktadır. Canlıların fizyolojik faaliyetlerini sağlıklı şekilde sürdürebilmeleri için vücutlarına yeterli miktarda karbonhidrat almaları gerekmektedir. Karbonhidrat içeren besinlerden bazıları; unlu gıdalar, patates, pirinç, kuru yemiş ve meyveler olmaktadır. Vücuda alınan karbonhidrat, enzimatik faaliyetler ile parçalanarak glukoza dönüştürülmektedir. Glukozun emilerek kana karışması ile beraber kandaki glukoz kan şekeri olarak isimlendirilmektedir. Glukoz eğer sağlıksız ve kontrol dışı şekilde alınır ise, değişen glukoz düzeyleri kalıcı ve ciddi sağlık problemleri yaşanmasına neden olabilmektedir.
Hücreler için enerji kaynağı, fotosentezin ana ürünü, hücresel solunumun başlatıcısı olan bir monosakkarittir. Altı karbon ve bir aldehit grubundan oluşmaktadır. Bu sebeple aldoheksoz sınıfında yer almaktadır. Açık halkalı ya da halkalı şekilde olabilmektedir. Ancak pH 7 seviyesindeyken çoğunlukla halkalı şekildedir.

Glukoz Canlılarda Nasıl Depo Edilir?

Canlılarda yakıt kaynağının tükenmesi sonucunda, metabolik gereksinimlerin karşılanabilmesi için glukoz polimerleştirilerek depolanmaktadır. Söz konusu glukoz depo edilirken sentezlenen molekülün canlılara göre değişimi şöyledir:
• İnsanlarda glikojen olarak depo edilmektedir.
• Bitkilerde depo edilme şekli nişastadır.
• Hayvanlarda glikojen olarak depolanmaktadır.

Glukozdan Glikojen Sentezi Yapılmasının Amacı Nedir?

Glikogenez; glukozdan glikojen sentezine verilen isimdir. Vücudumuzda glukoz glikojen olarak depolanmaktadır. Enerji gereksinimi olmadığı zaman glikozdan glikojen sentezlenmekte ve bu molekül de karaciğerde ve kaslarımızda depolanmaktadır. Yetişkin bir bireyin kas ve karaciğerinde depolanan toplam glikojen, metabolizmanın kontrol sistemi tarafından belirlenmekte ve yaklaşık gram olmaktadır. İnsanlar 3 gün yemek yemediklerinde, karaciğer ve kaslarında depolanan glikojenden enerji sağlanmaktadır.

Kan Şekerinin Glukoz İle Olan İlişkisi Nedir?

Kan şekerinin yani diğer ismi ile kan glukozunun en küçük parçası glukoz olarak isimlendirilmektedir. Fruktoz ve galaktoz gibi monosakkaritlerin vücutta kullanılabilmeleri için öncelikle glukoza dönüştürülmeleri gerekmektedir. Vücuttaki hücrelerin hepsi glukoz kullanmakta ve bağırsaklarda emilen glukozun çoğunluğu ise karaciğerde glikojen olarak depo edilmektedir.

Açlık ve Tokluk Durumunda Kan Glukoz Yoğunluğu Nasıl Değişmektedir?

Sağlıklı bir kişi için açlık kan şekeri yoğunluğu mg/dl aralığı kabul edilmektedir. Ancak Kan şekerinin ölçüldüğü yönteme göre normal sayılan yoğunluğun alt ve üst sınırlarında farklılıklar olmaktadır. Yemek yendikten bir saat sonra kan şekeri ölçüldüğünde, yükseldiği görülmektedir. Tokluk kan şekerinde görülen artış miktarı ve artışın yaşandığı süre, diyet örüntüsüne göre değişiklik göstermektedir. Yemek yendikten sonraki saat diliminde mg/dl seviyesinde olması normal karşılanmaktadır.
Kan şekerinin normal seviyesine dönmesi için yemeğin üzerinden ortalama iki saat gibi bir zamanın geçmesi gerekmektedir. Ancak kompleks karbonhidratlar ile basit karbonhidratların kan şekerini yükseltme süresi aynı olmamaktadır. Bu süre kompleks karbonhidratlarda daha fazla olmaktadır. Kan şekeri yoğunluğunun düzenlenmesinde görevli olan organ karaciğerdir. Kan şekeri yükselişe geçtiğinde, insülin salınımı artmaktadır. Glikozun çoğunluğu da glikojene çevrilerek karaciğerde depolanmakta ve kan şekeri düşüşe geçmektedir.

Kan Glukozu İçin Sınırlar Neye Göre Belirlenmektedir?

Kan glukozunun bulunduğu normal seviyeye normoglisemi ismi verilmektedir. Eğer kan şekeri normalden daha düşük olur ise, hipoglisemi ismi verilmektedir. Normalden daha yüksek olan kan şekeri seviyesi ise, hiperglisemi olarak isimlendirilmektedir. Kandaki glukoz seviyesinin hangi aralıklarda olması gerektiği, çeşitli kuruluşların tanı ve tedavi kriterleri kapsamında belirlenmektedir. Bu kuruluşların bazıları Uluslararası Diyabet Federasyonu ve Amerikan Diyabet Derneği olmaktadır.
Açlık ve tokluk için ideal kan glukoz değeri belirlenmektedir. Yemek yedikten 8 saat sonra, açlık kan şekeri ölçülebilmektedir. Tokluk kan şekeri ise, yemek yedikten 2 saat sonra ölçülmelidir.

İnsülin Hormonu ve İşlevi Nedir?

Protein yapısında olan insülin hormonu, pankreas tarafından üretilmektedir. Kandaki glukoz seviyesinin yükselmesi halinde pankreas otomatik olarak uyarıldığı için kan şekerinin dengelenmesi için glukozun hücre içerisine alınması insülinin görevi olmaktadır. İnsülin hormonu, vücudun dengeleme mekanizmasında görev almaktadır. Kan şekeri seviyesinin normal düzeyde seyretmesini sağlamaktadır. İnsülin hormonunun kan şekeri seviyesine göre etkileri aşağıda verilmiştir:
• Kan şekerinin yükselmesine karşılık olarak kan şekeri seviyesinin düşmesi için insülin salgılanmaktadır. Pankreas tarafından salgılanan insülin ile hücrelerin kan dolaşımından glikoz emmeleri sağlanmaktadır.
• Kan şekeri düştüğünde, kan glukozu seviyesinin yükselebilmesi için karaciğerde depolanmış olan glikozun dolaşıma girmesi gerekmektedir. Bu sebeple pankreas glukagon salgılayarak düşen kan şekeri seviyesinin yükselmesini sağlamaktadır.

Glukoz Ölçümü Nasıl Yapılır?

Glukoz ölçümü, hastane şartları altında yapılmaktadır. Glukoz seviyesinin ölçülebilmesi için kanın plazma kısmı ile test yapılmaktadır. Glukoz ölçümü yaptıracak olan kişiden kan alındıktan sonra bu kan laboratuvara gönderilmekte ve alınan kanın plazmasından glukoz değeri hesaplaması yapılmaktadır. Kan testi sonucunda ortaya çıkan değerler, uluslararası alanda kabul görmüş kriterler kapsamında doktorlar tarafından yorumlanmaktadır.
Glukoz ölçümünün ev ortamında yapılabilmesi de mümkün olmaktadır. Glukoz seviyesini ölçen cihazlar vardır ve bu cihazları insanlar evlerinde kolaylıkla kullanabilmektedirler. Parmaklarından bir damla kan alıp cihazın ilgili bölmesine bu kanı akıttıklarında, glukoz seviyesi ölçüm sonucu cihazın ekranında gözükmektedir. Ayrıca hastanede ölçülen glukoz seviyesi ile kendi ölçtüğü glukoz seviyesini karşılaştırmak isteyenler, hastaneye şeker ölçüm cihazları ile beraber giderek kendi ölçümlerini de yapabilmektedirler.

Ortalama Kan Glukoz Seviyesinin Değerlendirmesi Nasıl Yapılır?

HbA1c olarak isimlendirilen glikolize hemoglobin de açlık ve tokluk glukoz seviyesi kadar önemlidir. Son ay içerisindeki ortalama kan glukoz seviyesini gösteren bir parametredir. HbA1c parametresine bakmak için yapılan test herhangi bir zaman diliminde yapılabilmektedir. Ancak doktorun önerdiği periyotlarda yapılması daha doğrudur. Öncesinde aç olunması gerekmemektedir. HbA1c ölçüm sonucuna göre Ulusal Diyabet Federasyonu değerlendirmesi aşağıdaki gibidir:
• HbA1c değerinin %’nin altında çıkması, kan glukoz seviyesinin normal olduğu anlamına gelir.
• HbA1c değeri % ile % arası çıkarsa bu gizli şekere yorulmaktadır. Diğer bir deyişle prediyabet olduğu düşünülebilmektedir.
• % ve daha yüksek bir değer ile karşılaşılır ise, kişinin şeker hastası olduğu sonucu çıkartılabilmektedir.
HbA1c değerinin uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Çünkü test yapılan kişinin yaşı, sağlık durumu, diyabet hastası olup olmaması gibi çok sayıda kriter baz alınarak HbA1c için normal değerin ne olduğuna karar verilmelidir.

Kan Glukoz Değerinin Normalin Altında Olması Nedir?

Hipoglisemi; glukoz düşüklüğü anlamına gelmektedir. İnsülin ve glukagon hormonlarının kan şekerini dengede tutması sebebi ile sağlıklı insanlarda açlık kan glukozu 75 mg/dl’nin altına inmemektedir. Ancak bu değerin altına inmesi hipoglisemi olarak isimlendirilmektedir.

Hipoglisemi Tanısı Konması İçin Bakılan Belirtiler Nelerdir?

Hipogliseminin şiddetine göre farklı şiddetle belirtileri bulunmaktadır. Hipogliseminin semptomları şu şekildedir:
• Açlık hissi başta olmak üzere yorgunluk, halsizlik gibi belirtileri bulunmaktadır.
• Terleme ve titreme görülebilmektedir.
• Baş dönmesi yaşanabilmektedir.
• Endişelenme, çarpıntı gibi belirtileri bulunmaktadır.
• Görme bozukluğu hipogliseminin semptomları arasındadır.
• Kişi kendinde solgunluk fark edebilmektedir.
• Hipoglisemi hastalığı daha şiddetli seyretmeye başladığında; bilinç kaybı, beyin hasarı, koma gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir. Tekrar eden hipoglisemi daha tehlikeli olacağı için bu gibi durumlarda bir uzmana başvurulması gerekmektedir.

Hipogliseminin Nedenleri Nelerdir?

Hipoglisemi olarak isimlendirilen glukoz düşüklüğü aşağıdaki sebeplerden kaynaklanabilmektedir:
• Uzun süre aç kalındığında kan şekeri düşebilmektedir.
• Öğün atlama sonucunda hipoglisemi meydana gelebilmektedir.
• Kullanılan çeşitli ilaçlar, hipoglisemiye sebebiyet verebilmektedir.
• Aşırı fiziksel aktivite sonucunda hipoglisemi olabilmektedir.
• Aşırı yorgunluk, hipogliseminin nedenleri arasındadır.
• Kalp, karaciğer ve böbrek yetmezlikleri sonucunda hipoglisemi oluşabilmektedir.
• Alkol zehirlenmesi ile hipoglisemi oluşabilmektedir.
• Pankreas tümörleri aşırı miktarda insülin üretimine neden olabilmektedir. Bu da hipoglisemiye sebebiyet verebilmektedir.
• Diyabet ilaçlarının hatalı kullanımı sonrasında hipoglisemi gelişebilmektedir. Acil servislere giden hipoglisemi vakalarının %80’i de bu neden ile acil servise başvurmuştur.

Kan Şekerinin Normalden Yüksek Olması Nedir?

Hiperglisemi; kan glukozunun normalden daha yüksek seviyede olması anlamına gelmektedir. Kişiye hiperglisemi tanısı konabilmesi için açlık kan şekerinin mg/dl’yi, tokluk kan şekerinin ise mg/dl’yi geçmesi gerekmektedir. Şeker hastalığı bulunanlar eğer tedavi görmezlerse ya da yetersiz tedavi alırlarsa, hiperglisemi görülebilmektedir. Tokluk kan şekerinin mg/dl üzerinde olduğunun görülmesi durumunda, şeker hastalığından söz edilebilmektedir. Kan şekerinin daha da yükselmesi ve bunun için herhangi bir önlem alınmaması durumunda; kişide bilinç kaybı, koma ve ölüm gibi etkileri olabilmektedir.
Kan şekeri normalden yüksek olanların ciddi sağlık problemleri yaşamamaları için kan glukozu değerlerinin düzenli olarak takip edilmesi gerekmektedir. Normal şartlar altında idrarda glukoza rastlanmamaktadır. Ancak şeker hastalarının kan glukoz seviyelerinin aşırı yükselmesi halinde idrarda da gözlenebilmektedir. Glukoz mg/dl değerini aştığında idrarla atılmaktadır. Kandaki glukozun idrarla atılmasına glikozüri ismi verilmektedir. Glikozüri görülmesinin sebebi kan glukozunun yüksek olmasıdır ve bununla ilgili tıbbi yardım alınmalıdır.

Hipergliseminin Semptomları Nelerdir?

Glukoz yüksekliğine bağlı olan hipergliseminin belirtileri şunlardır:
• Özellikle gece saatlerinde olmak üzere sık aralıklar ile idrara çıkmak, hipergliseminin belirtileri arasındadır.
• Aşırı susama ve çok su içme gibi belirtiler yaşandığında hiperglisemiden şüphelenilmelidir.
• Hiperglisemi sık acıkmaya neden olmaktadır.
• Ağız kuruluğu hissedilebilmektedir.
• Ağızda asetonu andıran bir koku oluşabilmektedir.
• Halsizlik, yorgunluk ve devamlı uyku hali görülmektedir.
• Oluşan yaraların iyileşme süresi daha uzun olmaktadır.
• Nedeni bilinmeyen kilo kaybı hiperglisemiden dolayı olabilmektedir.
• Ayaklarda yanma hissi oluşabilmektedir.
• Cilt kuruluğu hipergliseminin semptomları arasındadır.
• Bulanık görme problemi meydana gelebilmektedir.
• Tekrarlayan enfeksiyonlar ile karşılaşılabilmektedir.

Hiperglisemi Neden Oluşur?

Hiperglisemi oluşmasının sebepleri arasında en sık rastlanılan şeker hastalığı olmaktadır. Diyabet hastaları eğer kan glukoz seviyeleri devamlı yüksek seyrederken tedavi görmeyi reddederler veya yeterli tedavi almazlarsa, hiperglisemi görülebilmektedir. Hipergliseminin diğer sebepleri ise aşağıda belirtilmiştir:
• Aşırı derecede strese maruz kalma durumu, hiperglisemiye yol açabilmektedir.
• Steroid grubu ilaçların kullanımı, hiperglisemiye neden olabilmektedir.
• Hormonal rahatsızlıkları bulunanlarda hiperglisemi görülebilmektedir.
• Pankreas kanseri, hipergliseminin sebepleri arasındadır.
• Böbrek yetmezlikleri ve diğer böbrek rahatsızlıkları hiperglisemiye sebep olabilmektedir.

Benzer Yazılar

Beslenme ve Diyetetik

İnsülin Direnci


İnsülin direnci, dünyada ve Türkiye'de yaygın görülen bir sorundur e yaş arasındaki erkeklerde yüzde 40'lar civarında görülürken kadınlarda en sık görüldüğü dönem yaş arasındadır. Sürekli kilo alan, kilo vermekte zorlanan, tatlı krizleri yaşayan bireyler muhakkak doktora başvurmalıdır.

İnsülin Direnci Nasıl Oluşuyor?

İnsülin pankreasta salgılanan ve kandaki glukoz seviyesini düzenleyen bir hormondur. Kandaki glukoz seviyesinin artması, pankreastaki bazı hücrelerin insülin salgılamasına neden oluyor. İnsülin, kandaki glukozu çeşitli dokulara taşıyan ve kan şekerinin düşmesine neden olan bir nevi aracı görevi görür. Glukoz insülin resptörlerine bağlanarak hücre içerisine girer. Ancak insülin direnci oluştuğunda hücredeki insülin reseptöleri , insüline karşı duyarsızlık geliştirmektedir. Hücreler enerji sağlayamadığı için iştah fazla olur. İnsülin direncinin olduğu durumlarda ise salgılanan insülin yeterli gelmediği için vücut kat daha fazla insülin salgılamak zorunda kalmaktadır. İnsülin yağ yapımını artırdığı için bireylerin vücut yağlanması artmaktadır. İnsülin direnci olan bireyler tedavi edilmezse diyabet gelişme riski yükselmektedir.

İnsülin Direnci Olduğu Nasıl Anlaşılır?

İnsülin direnci olup olmadığını anlamak için çeşitli kan testleri yaptırılmalıdır. Öncelikle, açken yapılan testte, kan şekeri ve insülin ölçümü yapılır. Normalde bir kişinin açlık kan şekerinin 'ün altında olması gerekir. Kan testinde taranan kan şekeri 'ün altında kalırken insülin yüksek bulunuyorsa, direnç kazanıldığını söylemek mümkündür. Örneğin kan şekeri 95, insülini ise 13 çıkmıştır. Bu durumda direncin varlığından söz etmek doğrudur. Ancak kan şekeri , insülin 20 ise, bu kez ciddi bir insülin direnci var demektir."

İnsülin direncini anlamayı sağlayan diğer ölçüler şunlar:

Beden kitle indeksi 30'un üzerindeyse ,

HDL (iyi kolesterol oranı) düşüklüğü (kadın için HDL 50'nin, erkek için 40'ın altındaysa)

Trigliserid oranı 'nin üstündeyse,

Açlık Kan şekeri 'ün üstündeyse,

Yüksek tansiyon varsa,

Bel çevresinin erkekte cm, kadında 88 cm'nin üstündeyse,

Hipoglisemi belirtileri varsa

Kişide bu kriterlerden 3'ünün bulunması, insülin düzeyine bakmadan da İnsülin Direnci Sendromu ya da Metabolik Sendrom olarak adlandırılmaktadır.

İnsülin Direncinde Diyet Tedavisi

  • Şişman bireylerin kilo vermesi, insülin direncini kırabiliyor. Kilosunun yüzde 10'unun kaybetmesi bile büyük avantaj haline gelmektedir.
  • Sağlıklı olmak için sebzeler, meyveler, tam tahıllar, kurubaklagiller ve düşük yağlı sütler dengeli bir şekilde alınmalıdır.
  • Karbonhidrat sayımı, değişim listeleri karbonhidratları monitorize etmek, glisemik kontrole ulaşmak için anahtar stratejidir.
  • FDA tarafından onaylanmış, şeker alkolleri ve enerji içermeyen tatlandırıcılar, belirlenmiş günlük maksimal dozlarını aşmamak kaydıyla kullanılabilirler
  • Düşük glisemik indeksi ve glisemik yükü olan, posa ve diğer besin öğeleri yönünden de zengin besinler( tam tahıl ürünleri, sebzeler, kurubaklagiller) insülin direnci olan bireylere önerilebilir.

Glisemik İndeksi Yüksek Olan Besinler

  • Çay şekeri (sukroz), glukoz, maltoz
  • Reçel, marmelat, pekmez, bal
  • Tatlılar
  • Kurabiye, kek, pasta
  • Patates
  • Beyaz ekmek
  • Beyaz pirinç, şehriye, erişte, makarna
  • Mısır ve mısır ekmeği, mısır gevreği,
  • Bisküvi, çikolata, gofret
  • Pancar kökü
  • Muz, incir, üzüm
  • Kuru meyve (kayısı hariç)
  • Hazır meyve suları (meşrubatlar)
  • Gazlı içecekler (asitli meşrubatlar, gazoz, soğuk çay vb.)
  • Kavun, karpuz

Egzersiz insülin duyarlılığını artırdığı için zayıflama döneminde yürüyüş olarak yemekten 1 saat sonra haftada toplam dakika, kilo koruma döneminde haftada toplam dakika olacak şekilde yapılabilir.

 

Uzm. Dyt. Yeter Çelik

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır