kanda kalsiyum yüksekliği bitkisel tedavi / Kanda kalsiyum yüksekliği nasıl şikayetlere neden olur? | Yeditepe Üniversitesi Hastanesi

Kanda Kalsiyum Yüksekliği Bitkisel Tedavi

kanda kalsiyum yüksekliği bitkisel tedavi

Paratiroid bezleri: Paratiroid bezleri, boyunda, soluk borusunun önünde, tiroid bezinin arkasında yer alan genellikle 4 adet olan mercimek tanesi büyüklüğünde oval şekilli bezlerdir. Bu bezler, vücudun kalsiyum dengesini sağlayan parathormon denilen salgının oluşturulduğu yerlerdir. Vücutta kalsiyum ve fosfor dengesinin sağlanması için uygun miktarda parathormon salgılanması gerekir.

Paratiroid bezi hastalıkları: Paratiroid bezlerinin birinin ya da birkaçının hastalanmasına bağlı gereğinden az veya fazla hormon üretimi, kalsiyum dengesinin bozulmasına ve vücutta geri dönülmesi mümkün olmayan hasarların meydana gelmesine neden olabilir. Paratiroid bezlerinden salgılanan parathormon adlı hormonun aşırı miktarda salgılanmasına ‘hiperparatiroidi’, yetersiz miktarda salgılanmasına ise ‘hipoparatiroidi’ denir.

Hipoparatiroidi (bezlerin az çalışması): Hipoparatiroidi durumunda paratiroid bezleri yeterli miktarda parathormon adlı hormonu salgılayamamaktadır. Bunun en çok görülen sebebi tiroid ameliyatları sırasında paratiroid bezlerinin büyük kısmının veya tamamının hasar görmesidir veya çıkarılmasıdır. Ayrıca bezlerin iltihap, kanser gibi sebeplerle harabiyetleri yahut doğuştan olmayışları da hipoparatiroidi durumuna yol açmaktadır. Hipoparatiroidi hastasında kan kalsiyum düzeyinde azalma söz konusudur. Bu azalma sonucunda hastada erken ve geç dönemde birtakım belirtiler ortaya çıkar. Bunlar, kas kasılmaları, kas seyirmeleri, dudak kenarlarında uyuşma, parmak uçlarında karıncalaşma, sinirlilik, halsizlik, kişilik değişiklikleri, havaleler, hırıltılı solunum, çift görme ve karın ağrısıdır. Deri kuru bir hal alırken tırnaklar incelir ve kırılgan hale gelir. Yine uzun dönemde hastada katarakt meydana gelebilir. Hipoparatiroidinin tedavisinde günümüzde kalsiyum ve D vitamini kullanılır. Parathormon ise tedavide rutin kullanıma girememiştir.

Hiperparatiroidi (bezlerin aşırı çalışması): Paratiroid bezlerinden salgılanan parathormon adlı hormonun aşırı miktarda salgılanması durumudur. En sık sebebi iyi huylu tümörleri (adenomlar)’dır. Adenomların neden ve nasıl ortaya çıktıkları bilinmemektedir, ancak bezin uyarıdan bağımsız olarak kendiliğinden aşırı parathormon salgılaması söz konusudur. Bunun yanı sıra bir de herhangi bir sebeple meydana gelen düşük seviyedeki kan kalsiyumunun uyarıcı etkisiyle aşırı miktarda parathormon salgılanabildiği durumlar söz konusudur. Hiperparatiroidili hastalarda, kan kalsiyumunun artışı ile ilgili belirtiler ortaya çıkar. Susuzluk, sık idrara çıkma, bulantı, kusma, vücutta karıncalanma, kabızlık, kilo kaybı, halsizlik, çabuk yorulma ve psikolojik gerginlik görülebilir. Bu hastalarda midede ve 12 parmak bağırsağında ülsere çok rastlanmaktadır. Kemik ağrıları ile tekrarlayan böbrek taşları da hiperparatiroidi hastalarında sık rastlanan rahatsızlıklardandır. Kan ve idrar tahlillerinin yanı sıra kemik filmleri ve ölçümleri teşhis için yol göstericidirler. Ultrasonografi ve sintigrafi ise tanı için olmazsa olmaz tetkiklerdir. Primer hiperparatiroidi durumlarında, yani bezin kendisinde bozukluk olan durumlarda asıl tedavi şekli cerrahi müdahale ile büyümüş dokunun veya tümörün çıkarılmasıdır.

Hiperparatiroidi belirtileri:
• romatizma benzeri eklem ağrıları ve kas krampları
• duygu durum bozukluğu (depresyon)
• karın ağrısı
• bulantı
• kusma
• halsizlik
• aşırı idrar yapma
• bilinç bulanıklığı
• kas güçsüzlüğü
• inatçı mide ülseri yakınmaları
• sık sık böbreklerden kum ve taş düşürme
• nedeni belli olmayan yüksek tansiyon

Peki, paratiroid bezi hastaları hangi durumda ameliyat edilmelidir? Günümüzde paratiroid ameliyatları en sık paratiroid adenomu olan hastalara uygulanmaktadır. Kan kalsiyumu yüksek, böbrek fonksiyonları ve/veya kemikleri etkilenmiş olan, yakınmaları olan ve tetkiklerinde adenom saptanan her hasta cerrahi tedavi adayıdır.

Paratiroid Cerrahisi: Yapılan değerlendirmeler sonucunda ameliyat olmanızı gerektiren paratiroid hastalığınız olması durumunda paratiroid bezlerinizden birinin veya birden fazlasının çıkarılması gerekmektedir. Hastalıklı olan bu paratiroid bezini çıkartmak üzere çeşitli teknikleri vardır. Bunlar tek taraflı ameliyat, iki taraflı ameliyat, genel anestezi almadan yalnızca ameliyat sahasının uyuşturulduğu bölgenin uyuşturulduğu ve küçük kesiden yapılan ameliyat ve kamera eşliğinde yapılan ameliyat şeklinde sıralanabilir. Özellikle böbrek yetmezliği hastalarında gelişen ve her 4 paratiroid bezinin de aşırı çalışmasına neden olan ‘paratiroid hiperplazisi’ adlı durumda ise tercih edilebilecek cerrahi tedavi yöntemi birden fazladır. Tüm bezler çıkartılıp bir bezin yarısı ön kolunuza ekilebileceği gibi mevcut 4 paratiroid bezinin 3’ünün tamamı 1’inin de yarısı çıkartılabilir. Paratiroid bezi kanserlerinin tedavisi ise kesinlikle cerrahidir.  Böyle bir durumda ise kanserli bez, komşu olduğu tiroid bezi ve çevre dokular ile birlikte çıkarılmaktadır.

Hastalıklı dokunun çıkarıldığı ameliyatlarda başarı beklentisi yüksektir. Ancak hastalığın tekrar etmesi durumunda ikinci bir ameliyat gerekli olabilir. İkinci bir ameliyatı engelleyen faktörlerden biri ‘ameliyat sırasında parathormon çalışması’nın yapılmasıdır. Ameliyatta, hedef doku çıkarıldıktan sonra, kandan parathormon çalışılarak, hormon seviyesinin düşüşü teyit edilir. Hormonun belli seviyeye düşmesi hastalığınızın tedavi olduğunun somut göstergesidir.

Hasta olan bezin çıkarılması tedavideki ana hedeftir. Eğer bezlerin tümü hastalanmış ise, geride yarım paratiroid bezi kalacak şekilde diğer paratiroid bezleri çıkarılır. Tek paratiroid bezinin hastalandığı ve yerinin ameliyat öncesi net olarak tayin edildiği durumlarda beze uyan cilt üzerinden yapılan küçük bir kesi ile ameliyatı yapmak mümkün olabilir. Paratiroid bezinin kanserinde ise ilgili beze ek olarak, tiroid bezi ve lenf bezlerinin çıkarılması gerekebilir.

Paratiroid Hastaları Nasıl Beslenmeli?

Paratiroid bezininden salgılanan PTH hormonunun çok gelmesi durumunda hiperparatiroidi meydana gelir ve kanda kalsiyum yüksekliği oluşur.

Paratiroidhormonunun fazla salgılanmasının en sık nedeni iyi huylu adenom yani tümörlerin oluşmasıdır. Genellikle gezici eklem ve kas ağrılar, yorgunluk, iştahsızlık, mide ve bağırsak problemleri; ilerleyen vakalarda ise böbrek kumu ve taşları, böbrek yetmezliği ve kalp ritminde bozukluk gibi belirtiler gözlemlenir.

Doktorun yapacağı fiziki muayene ve testler aracılığıyla bir tedavi protokolü belirlenir ve hastaya genellikle cerrahi olarak müdahale edilir. Çok fazla hormon salgılayan bezler çıkarılır ve hastadaki semptomlarda iyileşme sağlanır. Hasta küçük bir operasyon ile aynı gün içinde taburcu edilir.

Hipoparatiroidi hastaları nasıl beslenmeli?

Ameliyattan sonrası hastanın yaşam kalitesinin devam etmesi için çok önemlidir. Özellikle de doğru bir beslenme reçetesi hiperparatiroidi için etkili bir korunma yöntemi olabilir. Bu hastalığın beslenme ile doğrudan bir ilişkisi bulunmasa dahi D vitamini yetersizliği paratiroid bezlerinin fonksiyonunu etkilemektedir.

Güneşin bol olduğu ülkemizde yeterince güneşten faydalanamamamızın yanı sıra protein yönünden yetersiz beslenmemiz ve karbonhidratı çok tüketmemiz bu bezleri dolaylı da olsa etkilemektedir. Bu noktada kişilerin protein ağırlıklı bir beslenme rutini benimsemesi paratiroid bezlerinin sağlıklı bir şekilde çalışmasında belirleyici olacaktır.

Hipoparatiroidi hastaları protein ağırlıklı beslenmeli

Vücudumuzun temel fonksiyonlarını yerine getirmesinde ve yaşamımızı sağlıklı bir şekilde sürdürmemizde önemli bir rol üstlenen protein aynı zamanda paratiroid bezleri için de önemlidir. Bu sebeple hiperparatiroid teşhisi konulmuş veya tedavi için cerrahi operasyon geçirmiş kişiler beslenme programlarına proteini daha fazla dahil etmelidir.

Protein yönünden zengin besinler ise şu şekildedir;

  • Kırmızı et
  • Beyaz et
  • Fasulye, karabuğday, nohut gibi baklagiller
  • Süt ve süt ürünleri
  • Yumurta
  • Kabak çekirdeği
  • Badem
  • Yer fıstığı
  • Antep fıstığı
  • Fındık

paratiroid-hastalari-nasil-beslenmelii

Hipoparatiroidi hastaları nasıl beslenmeli?

Paratiroidbezleri yeterli paratiroid hormonu (PTH) üretmediğinde ortaya çıkan nadir bir durum olan hipoparatiroidizm, vücutta düşük kalsiyum seviyelerine ve yüksek fosfor seviyelerine yol açar.

Bu hastalığın tedavisi, vücuttaki kalsiyum ve fosfor seviyesini dengelemek üzerine kurgulanır. Doktorun yapacağı detaylı tetkikler sonucunda hastaya kalsiyum ve D vitamini ilaç ve takviyeleri verilir. Bu ilaçların doğru besinlerle desteklenmesi yaşam kalitesi ve sağlıklı bir vücut devamlılığı için çok önemlidir.

Buna göre hipoparatiroidizm hastası olan kişilerin beslenme listesi kalsiyum açısından zengin, fosfor bakımından düşük olmalıdır. Aynı zamanda günde içilecek ortalama 8 bardak su ile vücudun gerekli besinleri kaybetmemesini desteklenmelidir.

Vücudunuza kalsiyum desteği sağlamalısınız

Kalsiyum açısından zengin besinler;

  • Yeşil yapraklı sebzeler
  • Süt ve süt ürünleri
  • Üzüm pekmezi
  • Baklagiller
  • Soya ve soya içeren besinler
  • Hamsi, papalina, sardalya gibi kılçığı ile yenilebilen besinler
  • Haşhaş, susam gibi tohumlar
  • Kabuklu yemişler
  • Zenginleştirilmiş unla yapılan ekmekler

Fosfor yönünden zengin olan besinler ise kalsiyumun seviyesini düşüreceğinden aşağıdaki besinleri çok daha az tüketmek gerekir;

  • Kırmızı et
  • Yumurta
  • Rafine edilmiş yiyecekler
  • Alkol
  • Kahve
  • Tütün ürünleri

Vücudun ihtiyaç duyacağı mineral ve vitaminleri en iyi doktorunuz iletecektir. Bu noktada doktorunuzun verdiği ilaçları aksatmadan beslenme listenizi yukarıdaki önerilere göre şekillendirebilirsiniz.

Sağlıklı günler dileriz.

Kalsiyum zengini besinlerde ilk 10

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Kalsiyum, sağlığın anahtar minerallerinden biridir. O olmadan ne kemikler, dişler, kaslar sağlıklı kalır, ne sinir sistemi işini yapabilir ne de hücreler fonksiyonlarını yerine getirebilir. Bu nedenle de kalsiyum ihtiyacını her gün yiyecek ve içeceklerle doğal yollardan karşılamak gerekir.

Haberin Devamı

 Kalsiyum zengini gıdalarla beslenmekse kalsiyum haplarını yutmaktan daha akılcı ve etkilidir. Bunun birçok nedeni var, en önemlisi de destek haplarının yeteri kadar güvenli olmamalarıdır. Mesela bu hapların çoğu “kalsiyum karbonat” içeriyor, oysa kalsiyumun karbonat formunun çok az bir bölümü bağırsaklardan emiliyor. Diğer taraftan bunların bazılarında (oyster shell) ağır metaller de bulunabiliyor. Daha da önemlisi doğal yolla kazanılan kalsiyum bedende daha iyi kullanılıyor, daha az sorun çıkarıyor. Özetle her mineral gibi kalsiyum ihtiyacını da doğal kaynaklarından karşılamak daha etkili ve güvenli bir yol kabul ediliyor. En güçlü kalsiyum kaynaklarına gelince. Buyurun...

Kalsiyum şampiyonları

Peynirler 

Peynirlerin her çeşidi tam bir kalsiyum bombası. Ama yine de kalsiyumdan az ya da çok zengin olan peynirler var. Mesela parmesan peyniri mükemmel bir kalsiyum deposu. 30 gramında 300 mg’dan fazla kalsiyum ihtiva ediyor. Diğer sert peynirler de kalsiyumdan oldukça zengin. Bizim Kars ya da Edirne gravyeri de bunlardan.

Yoğurt

Haberin Devamı

Yoğurt da tıpkı peynir gibi en güçlü kalsiyum kaynaklarından biri. Bir su bardağı yoğurt ortalama 300-350 mg kalsiyum içerebiliyor. Diğer taraftan yoğurdun ve peynirin güçlü birer probiyotik, protein, vitamin ve mineral kaynağı oldukları da unutulmamalı. Yoğurt üstelik bir de prebiyotik bakımından da çok güçlü.

Süt

Bilerek geriye bıraktık, çünkü süt bize göre bir yetişkin besini olmaktan ziyade çocuk besinidir. Ayrıca kalsiyum eksikliğinin en ciddi sonuçlarından biri olan osteoporozu önlemede sütün maalesef ciddi bir destek sağlamadığını gösteren çok sayıda yayın da var. Ama siz yine de büyüme çağında olan çocuklarınıza daha çok kalsiyum kazandırmak istiyorsanız yatarken bir bardak süt içirin, kahvaltıda bir bardak süt içmeden de okula göndermeyin.

Ayran ve kefir 

Ayran, hem sağlıklı, hem de kalsiyum zenginidir. Hiçbir içecek ayran kadar bol kalsiyum içermemektedir. Kalsiyum zengini besinler listesinde “probiyotik bombası” kefire yer vermemek de haksızlık olur. 

Badem

Haberin Devamı

Çoğu yağlı tohumun içinde bol miktarda kalsiyum var. Ama yine de yer fıstığı, antepfıstığı, fındık, cevizle kıyaslandığında kalsiyum bakımından birinciliği hiç düşünmeden bademe vermemiz lazım. Badem, mükemmel bir posa, bitkisel protein ve magnezyum kaynağıdır.

Çekirdekler

Çekirdeğin her türlüsü ve yağlı tohumların çoğu güçlü birer kalsiyum kaynağı. Mesela susam, mesela ayçiçeği ve kabak çekirdeği. Bizde yaygın tüketilmeyen chia tohumlarının da bol miktarda kalsiyum içerdikleri biliniyor. 

Balıklar

Balıkların çoğu kalsiyum zengini. Özellikle somon ve sardunyanın güçlü birer kalsiyum kaynağı olduğu biliniyor. Kılçığıyla birlikte tüketilebilen küçük balıklardan (hamsi) ise daha fazla kalsiyum kazanma ihtimaliniz var. 

Haberin Devamı

Fasulyeler ve mercimek

Fasulyenin siyahı, beyazı ya da akrabası (bezelye, maş, börülce) hiç ama hiç fark etmiyor, fasulyegillerin hepsi bol miktarda kalsiyum ihtiva ediyor. Mercimekgiller ailesinin de (yeşil, kırmızı) kalsiyum zengini besinler olduğunun altını çizelim. Fasulye ve mercimek zaten akraba besinler ve hepsinin de içinde kalsiyum kadar bol miktarda demir, çinko, magnezyum, potasyum ve folat var. 

Sebzeler

Bitkisel kalsiyum kaynakları arasında sebzeleri de göstermemek yanlış olur. Özellikle yeşil ve posası bol sebzelerde, en çok da lahanagiller (lahana, karnabahar), ıspanak ve pazıda kalsiyum bulunuyor. 

İncir

Belki şaşıracaksınız ama incir de güçlü bir kalsiyum kaynağı. Muhtemelen kalsiyumdan en zengin meyvelerin başında da o var. Tabii ki bir tanesinin bile neredeyse 10 gram fruktoz ve de 40-50 kalori içerdiğini unutmamanız günde 1-2 incirle yetinmeyi bilmeniz lazım.

Haberin Devamı

İYİ BİLGİ

Bacaklar yazın neden daha huzursuz?

Meslektaşlarım bana katılırlar mı, katılmazlar mı bilmiyorum ama ben son yıllarda bir “vertigo kardeşliği” kadar ciddi “huzursuz ayak kardeşliği” sorunu da yaşadığımızı düşünüyorum. Gün geçtikçe daha çok insanın gece ayaklarına musallat olan kramplardan, kasılmalardan, yanma, uyuşma ve karıncalanmalardan şikâyetçi olduğunu görünce üzülmemek mümkün değil. Üstelik bu sorunların zaten problemli olan uyku düzenini iyice altüst etmesi de ayrı bir sorun.
Daha önce de yazdım, bana göre (nedeni tam olarak açıklanmış olmasa da) “huzursuz bacak” sorununun da (en azından bir bölümünün) “arka planında” “yalancı vertigo” sorununda olduğu gibi gözden kaçmış ciddi bir “huzursuz kafa problemi” var.
Stresini iyi yönetemeyen, işinde, ailesinde, sosyal çevresinde gelişen problemlerle kafası fena halde meşgul olan, neticede de duygu durum bozukluklarıyla boğuşan ya da panik bozukluk gibi problemlere eğilimli veya depresif bir ruh örgütlenmesi oluşturan ve de endişeli, tereddütlü her şeyi kafasına takan, her şeye olumsuz bakanlarda “yalancı vertigo” atakları gibi “huzursuz bacak” sorununa da daha sık rastlanıyor. Bu kişilerde eğer bir de uykuyu bölen başka problemler varsa atakların sıklaşması kaçınılmaz hale gelebiliyor.
Sıcak, nemli ve rutubetli yaz geceleri huzursuz bacak sorununu tetikleyen bir ortam yaratabiliyor. Yaz aylarında belirginleşen elektrolit kayıpları da (sodyum, potasyum, magnezyum eksiklikleri) önemli birer hazırlayıcı olmalı.
Yaz akşamlarında dozu kaçırılan “alkol” kullanımı da bir kenara not edilmeli.
Eğer böyle bir problemin varlığından kuşkulanıyorsanız, yaz döneminde uykularınızı tehdit edebilecek her türlü yanlıştan uzak durmaya ve yatak odalarınızı daha güzel uyunabilir alanlar haline getirmeye daha çok dikkat etmenizde fayda var.

Haberin Devamı

Tedavi=ilaç değildir

Sağlık sorunlarıyla mücadele etmenin tek yolunun ilaç kullanmak olduğunu düşünürseniz yanılırsınız. Çoğu sağlık sorununu ilaçsız da çözmek mümkün. Daha da önemlisi kullanımında yeterince muhafazakâr bir tavır göstermezseniz ilaçlara bağlı sağlık sorunlarıyla da karşılaşmanız mümkündür.
Birçok sağlık problemini daha doğru beslenerek, daha çok hareket ederek, daha güzel uyuyarak, daha huzurlu bir hayata odaklanarak ve yaşam tarzı seçimlerimizdeki bazı hatalardan vazgeçerek de düzeltilebileceğimizi unutmayalım.

#Kalsiyum Zengini Besinlerde İlk 10#Kelebek#Kelebek 2

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Kalsiyum İçeren Besinler Nelerdir?

Sizinle iletişime geçmemiz için lütfen formu doldurun.

Beni Arayın

Lütfen telefonunuzu bırakın,
çağrı merkezimiz sizi telefonla arasın.

Beni Arayın

Lütfen telefonunuzu bırakın,
çağrı merkezimiz sizi telefonla arasın.

Sorun Bildir

Özgeçmiş Güncelleme Modülü ile ilgili bize iletmek istediğiniz bir şey varsa lütfen bu formu kullanın.

Bölüm, Doktor, Hastalık

Aradığınız kelimenin birkaç harfini yazmanız yeterli.

Bir problem mi yaşıyorsunuz? Sizi arayalım.

Kalsiyum İçeren Besinler Nelerdir?

GÜVEN SAĞLIK GRUBU

Paylaş:

Kalsiyum, vücutta sentezlenemeyen ve besin yoluyla alınması gereken önemli görevlere sahip temel bir mineraldir. Kalsiyum, büyüme, gelişme, sinir sistemi, dolaşım sistemi ve kemik sağlığı ile doğrudan ilgilidir. Bu nedenle kalsiyum eksikliği bazı ciddi semptomlara neden olabilir.

Süt, yoğurt, peynir gibi süt ve süt ürünleri; pekmez, susam, fındık, fıstık ve benzeri yağlı tohumlar, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve kurutulmuş meyveler kalsiyum açısından zengin besinlerdir.

Güven Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt.Melis Rıdvanoğulları Dönger, kalsiyum hakkında bilgi verdi.

Kalsiyum İçeren Besinler Nelerdir?

İçindekiler

Kalsiyum nedir?

Kalsiyumun yüzde 99 oranıyla en çok bulunduğu yer, kemiklerdir. Kalanı ise dişler, yumuşak doku, plazma ve ekstra kas sıvıları arasında dağılmıştır.

Canlı bir doku olan iskelet, vücudun kalsiyum deposudur. Kalsiyum sürekli olarak kemiklerden uzaklaştırılır (resorpsiyon), tekrar kemiklere döner ve depolanır. Bu işlem, kalsiyum yeterli kullanılabilirse çocukluktan yaklaşık 35 yaşına kadar devam eder ve kemik yoğunluğunda kademeli bir artış olur.

  • Kemiklerin korunması,
  • Kasların kasılması,
  • Damarların genişlemesi,
  • Hormonların ve enzimlerin salgılanması için vücudun kalsiyuma ihtiyacı vardır.

Kalsiyumun vücutta başlıca iki temel görevi vardır. Yapısal bütünlüğü desteklemek; metabolik işlevleri düzenlemektir. Aynı zamanda hücresel yapı, inter ve intra hücresel metabolik fonksiyon, sinyal transmisyonu, kas kontraksiyonu (kalp kası dahil), sinir fonksiyonu, enzim aktiviteleri, kanın pıhtılaşması gibi birtakım olaylar için önemlidir.

Vücut, yiyeceklerden yeterince kalsiyumu alamazsa, kemiklerden kullanır; biriktirdiğinden fazla kalsiyum çekmesi durumunda kemik yoğunluğu azalır, kemik erimesi riski artar. Kalsiyum birçok gıdada doğal olarak bulunur. Ayrıca kalsiyum takviyeleri de bulunmaktadır.

Kalsiyumun faydaları nelerdir?

  • Kemik ve dişin yapısına katılarak kemik ve diş sağlığının korunmasında görev alır.
  • Kemik erimesini ve kanser türlerinin oluşumunu engeller.
  • Omurga kemiklerini güçlendirir ve duruşun düzgün olmasını sağlar. Böylelikle sırt ağrısı gibi problemlerin oluşmasını engeller.
  • Kemiklere sağlamlık katarak hareket özgürlüğü sağlar.
  • Kan pıhtılaşmasının öncelikli bir fonksiyon olması nedeniyle serum kalsiyumu belli bir seviyede tutulmakta ve böylece kan düzeyinin fonksiyonel bir göstergesi bulunmamaktadır.
  • Kan basıncının normal seviyede kalmasını ve kanın pıhtılaşmasında görev alır.
  • Vücut kaslarının özellikle kalp kasının düzenli çalışmasını sağlanmasına destek olur.
  • Vücut sinir sisteminin düzenli çalışmasında görev alır. Hücre zarlar arasında iletişimi sağlamaktadır.
  • Kalsiyumun, gebeliğe bağlı ve preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) gelişimini ve hipertansiyon önlemede rolü olduğu görüşü ortaya çıkmıştır. Çalışmalarda, bu mineralin gebelikteki alımı ile hipertansiyon arasında ters ilişki olduğunu gösterilmiştir.
  • Doğum sonrası süt salınımında rol almaktadır.
  • Menopoz sonrası östrojen hormonunun azalmasından dolayı hormonal bozukluklar meydana gelmektedir. Kalsiyum, hormonal dengeleri sağlamakta ve menopoza bağlı artan kemik kırık riskini azaltmaktadır.
  • Kardiyovasküler hastalık, diyabet gibi kronik hastalık riskine karşı önleyici olabileceği bildirilmiştir.

Kalsiyum eksikliği belirtileri nelerdir?

Kalsiyum eksikliği belirtileri kişiden kişiye değişir.

Kalsiyum eksikliğinin belirtileri şunlardır:

  • Tırnak renk değişimleri ve tırnak kırılmaları,
  • Aşırı yorgunluk hissi,
  • Kalp ritim bozuklukları,
  • İştahsızlık,
  • El ve ayak parmak uçlarında karıncalanma ve his kaybı,
  • Kas krampları,
  • Ciltte kuruluk,
  • Uykusuzluk,
  • Saç dökülmesi,
  • Tansiyon problemleri
  • Osteoporoz (Kemik erimesi),
  • Osteomalazi (Kemik yumuşaması),
  • Parmaklarda ve ağız çevresinde karıncalanma, uyuşma hissi,
  • Agresiflik, kaygı ve kişilik bozuklukları, depresyon.
  • Yeteri kadar kalsiyum alamayan çocuklarda büyümede gerilik, kemik bozuklukları ve raşitizm hastalığı görülür.

Kalsiyum emilimi hangi durumlarda azalır?

  • Beslenmede posa içeriğinin fazla olması,
  • Sindirim ve emilim bozuklukları,
  • Kalsiyum emilimine engel olan ilaç kullanımı,
  • Fazla miktarda çinko ve alüminyum alım (Alüminyum kap kullanımı),
  • Menopoz sonrası östrojen hormonun az salgılanması,
  • D vitamini yetersizliği durumunda kalsiyum emilimi azalır.

Kalsiyum içeren besinler nelerdir?

Kalsiyum içeriği yüksek besinler aynı zamanda vücutta emilme durumuna göre de değerlendirilmelidir. Bu nedenle besinler kalsiyum açısından en iyi kaynaklar, iyi kaynaklar, orta kaynaklar ve zayıf kaynaklar olarak sınıflandırılmaktadır.

  • En iyi kaynaklar: Yoğurt, peynir gibi süt ve süt ürünleridir.
  • İyi kaynaklar: Pekmez, susam, fındık, fıstık ve benzeri yağlı tohumlar, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve kurutulmuş meyvelerdir.
  • Orta kaynaklar: Yeşil sebzeler, yumurta, portakal, mandalina, limon, çilek gibi besinlerdir.
  • Zayıf kaynaklar: Tahıllar, diğer sebze-meyveler ve etlerdir.

Kemikler kırılıp sirke ile kaynatıldığında, kalsiyum kemiğin suyuna geçer. Kemik suyu yemeklerde kullanılarak kalsiyumdan yararlanılabilir.

Veganlar ve laktoz tüketemeyen kişiler için kalsiyum kaynakları; tofu, zenginleştirilmiş soya, badem ve pirinç sütü olabilir. Veganlar ve vejetaryenler için yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak hariç), esmer ekmek, susam, kuru incir ve yukarıda sayılan bakliyatlar iyi birer kalsiyum kaynağı olabilir.

Haber Bültenimize üye olun.

Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.

...

Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.


Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.

Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.


Sayfanın son güncellenme tarihi: 01-05-2023

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır