karaciğerde lezyon belirtileri / Karaciğer Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri | Yeditepe Üniversitesi Hastanesi

Karaciğerde Lezyon Belirtileri

karaciğerde lezyon belirtileri

Karaciğerde Lezyon Sebepleri, Semptomları ve Tedavi Yöntemleri

Karaciğerde lezyon birçok farklı türü olduğu için tekil olarak ifade edilemez. Nodüler veya solid olarak farklı türleri olabilir.

Karaciğer lezyonu denilen vakalar bir tedavinin veya tahribatın sonucunda oluşmuş doku zedelenmelerini temsil eder. Ancak lezyonlar çok büyük bir olasılıkla iyi huylu olurlar.

İçindekiler

Karaciğerde Lezyon

karaciğerde lezyon tanımı

Karaciğerde lezyon nedir denildiğini sık sık görebiliyoruz. Kısaca karaciğer dokusu hasar görmüş demektir. Bu hasarın ise gerek karaciğerin fonksiyonlarına gerekse vücudumuzun yapısına bir zararı olup olmadığı önemlidir. Lezyonların çok büyük bir çoğunluğu zararı olmayan iyi huylu şeklinde tanımlanırlar. Genellikle sorular bitkisel tedavi var mı ya da tüm belirtileri izleyen süreç ne kadar sürer şeklinde sonuca yönelik olmaktadır. Ancak birkaç taneden daha fazla türü olduğu için tamamını ayrıca değerlendirmek gerektiğini söylemeliyiz.

Çoğunlukla kadınlarda görülen ve diğerlerine nazaran çok daha sık gözlemlenen bir nodül lezyondur.

Sık sık östrojen yüklü ilaç veya doğum kontrol hapı gibi hormon dengesini bozan ilaçlar kullanıyorsanız Adenom oluşma ihtimali daha fazladır.

  • FNH (Fokal Nodüler Hiperplazi)

Kanser riski taşımayan, kan damarlarının çevresini saran karaciğer hücrelerinin oluşturduğu iyi huylu tümörlerdir. Oluşan lezyonlar büyüdüğünde dahi tehlikeli olarak görülmez.

  • Soliter (Tek Karaciğer Kisti)

Erkeklere kıyasla kadınlarda, sol loba oranla ise sağ lob üzerinde daha sık gözlemlenirler. Tek olurlar ve çoğunlukla iyi huylu olarak görülürler.

  • Nodüler Rejeneratif Hiperplazi

İyi huylu nodüler lezyonlar arasında sayılırlar. Ancak geliştikçe kanser oluşma riskini ortaya çıkardıkları bilinir.

Karaciğer Lezyonu Belirtileri

Karaciğerde lezyon neden olur sorusunun araştırılmasıyla beraber belirtiler ve gözlemlenenler daha net fark edilebilir. Çünkü hepimizin kan damarlarını çevrelemiş karaciğer lezyonlarına sahip olduğumuz tahmin edilir. Tüm damarlar olmasa da iyi huylu olarak kaplamış bazı nodüler lezyonlar takip edilmelidir. Bazı lezyonlarda belirtiler çok geç gelir ve belirli bir büyüklük söz konusu olmadan anlamak mümkün olmaz. Haliyle lezyon tedavisi için belirli bir büyüklüğe kadar belirtileri göremediğimiz için müdahale şansımız olmayacaktır.

  
Ufak lezyonlar(Fark edilmezler) cm
Gelişen lezyonlar cm
Büyük lezyonlar5 cm ve daha büyük

Lezyon belirtileri 5 santimetre ve üzeri oluşumlarda net bir biçimde ortaya çıkabilir. Daha küçük olanlarda ise gözlemlenmeyebilir. Tabi burada karaciğere ilişkin diğer detayları da göz önünde bulundurmak gerekir. Genelde damar yumakçığı olarak tanımlandığında zararı yok demektir.

Buna karşı solid lezyon yani büyüme evresini tamamlamış ve risk oluşturabilecek lezyon belirtileri ile kendisini ortaya koymaktadır.

  • Ağrı
  • Kanamalar
  • Şişkinlik
  • Mide bulantısı
  • Karın ağrısı
  • Bağırsak sorunları
  • Sarılık

Karaciğer Lezyonu Nedenleri

Karaciğer lezyonu neden olur diye araştırılırken ciddi bir tetkik süreci geçer. Solid olup olmaması burada önemini yitirmektedir. En basit lezyonların bile ultrason veya MR ile ekojen vasıtasıyla tespit edilmesi mümkündür. Yankılara bağlı olarak tespit edilmiş olan büyük lezyonlar için farklı testlere ve tetkiklere ihtiyaç duyulabilir.

Burada temel amaç karaciğerde lezyona neden olan faktörlerin araştırılmasıdır. MR gibi testlerle beraber homojen bir araştırma yapılmalıdır. Zira karaciğerin altı, üstü, damar çevresi ve kan bağlantılarının tüm noktalarına yayılabilecek bir potansiyelden söz edilebilir.

Bunun sebepleri arasında Hepatit virüsler olabileceği gibi uzun zamandır devam eden enfeksiyonlar saptanabilir. Tüm bunlar hiperekojen ile saptanabilen, T2 Sense MR sekanslarıyla karşılaştırılarak ortaya konabiliyor. Bazen teşhis ultrason ve röntgen ile gelir ve MR yalnızca solid lezyon şüpheleri için kullanılabilir. Çok nadiren saptanan Hiperintens lezyonlar MS gibi ciddi rahatsızlıkları kapsayabilir. Santral sinir sistemini zedeleyen bu tip büyük ve solid lezyon türlerinin ise belirtileri tamamen gizli olabilir. Nodüler ve iyi huylu tümörlerin çok daha belirgin ve zararsız olarak gözlemlenebileceği aşikâr. Ancak her nodüler lezyon zararsız demektir gibi bir yanılgıya düşmemekte fayda var. Zira lezyonların vücuda ve karaciğer fonksiyonlarına etkisi yapılacak testler sonucunda ortaya çıkar.

Karaciğerde Lezyon Tedavi Yolları

Karaciğer lezyon tedavisi için ultrason ve diğer görüntüleme cihazlarından alınmış tüm verilerin hiperekojen değerlendirilmesi yapılmalıdır. Karaciğerde oluşan lezyonlar çok büyük bir olasılıkla tedavinin takip noktasında yapılacağını ortaya koymaktadır.

Tehlikeli olan karaciğer lezyonları solid lezyonlar olarak gelişime müsait, hiperintens lezyon olarak santral sinir sistemini etkileyecek şekilde ikiye ayrılabilir. Bunun ötesinde karaciğerde lezyon görülmesi gayet sıradan ve doğal bir teşhistir. Birçok uzmana göre insanların %60&#;ında 0,5 ile 5 mm aralığında birçok lezyon oluşumu saptanıyor. Tabi bazılarında bu oran mm çizgisini bulabiliyor. Fakat tedavisi olan bir durumdur. Tedaviden daha önemli olan nokta ise hastalığın gelişimini izlediğimiz dönemde erken teşhis edilebilmesidir.



1 yıldız2 yıldız3 yıldız4 yıldız5 yıldız(1votes, average: 4,00out of 5)
Loading
Yorum ekle

Karaciğer metastazları

Karaciğerde metastatik tümörler primer tümörlerden yaklaşık 20 kez daha sık görülür. Bunun en önemli nedeni, karaciğerin, diğer organlardan farklı olarak, iki ayrı damardan (hem hepatik arterden hem de portal venden) yoğun bir şekilde kan almasıdır. Bu yoğun kanlanma nedeniyle, özellikle de mide, barsak ve pankreas gibi sindirim sistemi organları sıklıkla karaciğere metastaz yaparlar. Bu tümörler, tüm karaciğer metastazlarının yaklaşık %50 sini oluştururlar.  Bunların yanında, meme, yumurtalık, akciğer ve böbrek kanserleri de karaciğere sıkça metastaz yapan kanser tipleri arasındadır.

 

Nasıl tanı konur?

Karaciğer metastazları, bazan karın ağrısı, sarılık, yorgunluk ve karaciğer fonksiyon testlerinde bozulma gibi belirtilerle, bazan da başka nedenlerle yapılan ultrason, tomografi, PET-CT ve Emar gibi filmlerde saptanırlar. Hastaların bazılarında, vücudun başka bir yerinde daha önceden bir kanser saptanmış ve tedavi edilmiş olabilir ve karaciğer metastazları sonradan gelişebilir (metakron metastazlar). Bazı hastalarda ise, primer tümör saptandığı anda karaciğerde de metastazların olduğu görülebilir (senkron metastazlar). Bazan da, karaciğerde metastazlar olduğu halde, vücudun diğer bölgelerinde belirgin bir tümör bulunamaz (primeri bilinmeyen karaciğer metastazları).

 

Karaciğerde görüntüleme yöntemleriyle metastazı düşündüren kitleler görüldüğünde, biyopsi ile hem kanser tanısının konması hem de primer tümörün belirlenmesi gerekir. Hastaların çoğunda, karaciğerdeki kitlelerden yapılacak bir biyopsi (ultrason rehberliğinde kor iğne biyopsisi) her iki soruya da cevap verebilir. Ancak bazı durumlarda, primer olduğu düşünülen kitleden de biyopsi yapmak gerekebilir.

 

Nasıl tedavi edilir?

Uzak metastazı olan kanserlerde klasik tedavi yöntemi kemoterapidir. Bu, karaciğer metastazları için de geçerlidir. Ancak, bir çok hastada kemoterapi karaciğerdeki metastazları tek başına kontrol edemez ve bu hastalarda ilave bazı tedavi yöntemleri uygulamak gerekir. Bazı karaciğer metastazlarında, cerrahi operasyonla tümörlerin bulunduğu karaciğer lobu alınabilir (rezeksiyon). Bu yöntemin uygulanabildiği hastalarda, sağ kalımın uzadığı gösterilmiştir, ancak cerrahi rezeksiyon karaciğer metastazlı hastaların sadece %15 inde mümkün olabilmektedir. Bunun nedeni, hastanın genel durumunun operasyona uygun olmaması, metastazların her iki karaciğer lobunda olması ya da sağlam karaciğer lobunun çok küçük olması olabilir. Eğer tümörlü lob alındıktan sonra vücutta kalacak karaciğer lobu çok küçük ise, operasyondan önce hastalıklı karaciğer lobuna portal ven embolizasyonu ve radyoembolizasyon gibi tedaviler uygulanarak hastalıklı lobun küçülmesi, buna karşılık da sağlam lobun büyümesi sağlanır. Böylece, normalde opere edilemeyecek olan hastaların bir kısmı operasyona uygun hale gelebilir.

 

Karaciğer, bir çok açıdan minimal invaziv tedavilerin uygulanması için ideal bir organdır. Her şeyden önce, büyük bir organ olması nedeniyle radyofrekans ve mikrodalga gibi perkütan ablasyon yöntemlerine uygundur. Ayrıca tümörleri besleyen damarlarla normal karaciğer dokusunu besleyen damarların farklı olması nedeniyle kemoembolizasyon ve radyoembolizasyon gibi atardamar (transarteryel) tedavileri daha kolay ve emniyetli olarak uygulanabilir. Genel olarak, metastazlar çap olarak küçük (3cm nin altında), sayı olarak az (5 in altında) ve ultrason ya da BT de kolay görülebiliyorsa perkütan ablasyon uygulanır. Eğer metastazlar büyük ve çok sayıda ise transarteryel tedaviler tercih edilir.

 

Karaciğerde uygulanan klasik ablasyon yöntemi radyofrekanstır. Radyofrekans, karaciğer metastazlarında emniyetli ve etkin olduğu kanıtlanmış, iyi bilinen bir ablasyon yöntemidir. Radyofrekansta, ablasyon daha yavaş ancak kontrollü ve emniyetlidir, tümör dışı dokulara zarar verme ihtimali de daha düşüktür. Büyük damarlara yakın tümörlerde etkinliği biraz daha azdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mikrodalga ablasyonu, tüm dünyada popülaritesi gittikçe artan, karaciğerde de son yıllarda sık olarak kullanılan bir ablasyon yöntemidir. Mikrodalgada, ablasyon daha hızlıdır ve büyük damarlara yakın tümörlerde etkinliği daha fazladır. Ancak ısı oluşumu hızlı olduğundan komplikasyonlar konusunda daha dikkatli olmak gerekir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kriyoablasyon, prostat, böbrek, akciğer ve yumuşak doku tümörlerinde yaygın olarak kullanılan değerli bir ablasyon yöntemidir. Ancak karaciğerde etkinliği daha az ve maliyeti daha yüksektir. Bu nedenle, karaciğer metastazlarında rutin olarak kullanılmaz. Ancak, safra kanalları ve karaciğer kapsülü gibi hassas yapılara daha az zarar verdiğinden, bu bölgelerdeki tümörlerde bazan tercih edilebilir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Nanoknife ablasyon, son yıllarda oldukça popüler olan bir ablasyon yöntemidir. Diğer ablasyon yöntemlerinden farkı, safra kanalları, sinirler ve mide-barsak gibi yapılara zarar vermeden tümörü öldürebilmesidir. Bu nedenle, bu tür organ ve dokulara komşu tümörlerde, örneğin pankreas ve prostat kanserinde kullanılmaktadır. Karaciğerde de, özellikle hiler kolanjiokarsinomda ve ana damarlarla ana safra kanallarına komşu metastazlarda tercih edilebilir. Ancak, genel anestezi altında yapılması gereken pahalı bir yöntemdir ve yaygın kullanımıyla ilgili yeterli literatür bilgisi henüz yoktur.

 

Karaciğer metastazlı hastalarda, perkütan ablasyona uygun olmayan büyük ya da çok sayıda metastaz varsa transarteryel tedaviler tercih edilir. Bu tedavilerin içinde en basit olanı, normalde toplardamardan tüm vücuda verilen kemoterapi ilacını direkt olarak tümörleri besleyen atardamarlardan vermektir. İntraarteryel kemoterapi adı verilen bu yöntemde, hem kemoterapinin tümörlere olan etkisi artırılır hem de ilacın sistemik yan etkileri azaltılmış olur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Karaciğer metastazlarında sık uygulanan bir transarteryel tedavi de kemoembolizasyondur (TAKE). Kemoembolizasyonda, kemoterapi ilacı ya lipiodol denen ve tümör dokusunda biriken bir maddeyle karıştırılarak, ya da özel üretilmiş küçük tıkayıcı taneciklere önceden yüklenerek tümörü besleyen damarlardan verilir. Böylece, hem besleyici damarları tıkanarak tümörler kansız bırakılır hem de lipiodol ya da tıkayıcı taneciklerden günlerce salınan yüksek yoğunlukta kemoterapi ilacıyla "intraarteryel kemoterapi" yapılmış olur. li yıllarda ilk olarak hepatoselüler kanserde uygulanan bu yöntem, lu yıllardan itibaren kolanjiokarsinom ve karaciğer metastazlarında da kullanılmış ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Özellikle kolon kanserinin karaciğer metastazlarında, klasik kemoterapiyle birlikte uygulandığında, kemoembolizasyonun sağkalım süresini iki katına kadar artırabildiği gösterilmiştir. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Karaciğer metastazlarında sık olarak uygulanan bir diğer girişimsel tedavi de radyoembolizasyondur. Aslında, radyoembolizasyon damar içinden yapılan bir çeşit "radyoterapi" dir. Karaciğer radyoterapiye oldukça duyarlı bir organ olduğundan, klasik radyoterapi sırasında normal karaciğer dokusu oldukça zarar görür ve bunun sonucu olarak karaciğer yetmezliği gelişebilir. Bu nedenle, klasik radyoterapide karaciğerdeki tümörleri öldürmek için gerekli olan yüksek radyasyon dozlarına genellikle çıkılamaz. Radyoembolizasyonda ise, tıkayıcı taneciklere Yittrium 90 adı verilen bir radyoaktif izotop yüklenir ve bu tanecikler direkt olarak karaciğerdeki tümörleri besleyen hepatik arter dalına verilir. Bu tedavide sağlam karaciğer dokusu korunduğundan, klasik radyoterapiye göre kat daha yüksek dozda radyasyon metastazlara verilebilir. Böylece, hem tümörlere yüksek dozda bir "damar içinden radyoterapi" yapılmış olur hem de sağlam karaciğer alanları radyasyondan korunur. Radyoembolizasyon, karaciğerde hem hepatoselüler karsinom ve kolanjiokarsinom gibi primer tümörlerde hem de karaciğer metastazlarında uygulanan, yararlılığı kanıtlanmış bir tedavi yöntemidir. En sık kolon kanseri metastazlarında uygulanmakla beraber, meme, yumurtalık, akciğer ve mide kanseri metastazlarında da başarıyla kullanılmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Karaciğer metastazlarında son yıllarda uygulanmaya başlanan bir diğer girişimsel tedavi de kemosatürasyondur (izole karaciğer perfüzyonu). Bu yöntemde, karaciğerin atardamarları ve toplardamarları anjiyo yöntemiyle çeşitli kateter ve balonlar kullanılarak sistemik kan dolaşımından izole edilir. Daha sonra Melfalan adı verilen bir kemoterapi ilacı çok yüksek dozda karaciğer atardamarından verilir. Toplardamar kanı da içindeki Melfalan özel filtrelerle süzülüp atıldıktan sonra boyun toplardamarından tekrar vücuda verilir. Böylece, karaciğer sistemik dolaşıma ilaç sızdırılmadan çok yüksek dozda Melfalana maruz bırakılır. Bu yöntemle, özellikle "Uveal malign melanom" adı verilen bir göz kanserinin karaciğer metastazlarında  önemli başarılar sağlanmıştır ve bu hastalarda halen en etkili tedavi olarak kabul edilmektedir. Yöntem, diğer metastaz tiplerinde de denenmektedir.

 

 

 

 

 

Karaciğerde Kitle Nedir, Belirtileri Nelerdir? Karaciğerdeki Kitle Tedavisi Nasıl Yapılır?

Karaciğerde görülen kitle, tümör olarak da adlandırılmaktadır. Bu kitleler genel olarak organın kendi dokusundan çıkmakta olan kötü huylu tümörlerdir. Öte yandan farklı bir hastalık sonucu karaciğere sıçrayan iyi huylu kitlelerde bu hastalıklara yol açabilmektedir.

Karaciğerde Kitle Nedir, Belirtileri Nelerdir?

Son yıllarda vakaları giderek artan hastalıklardan birisi de karaciğerdeki kitledir. Karaciğerde meydana gelen kitlelerin büyük bir çoğunluğunu genel olarak iyi huylu tümörler oluşturmaktadır. Karaciğer kanseri belirtilerinde ise daha çok vücuttaki diğer organlardan karaciğere sıçrayan hastalıklar ortaya çıkarmakta ve bunlarda kötü huylu kitle olarak adlandırılmaktadır. Karaciğer kitlesinin kolay şekilde tespit edilebilmesini sağlayacak belirli bulgular çoğunlukla bulunmamaktadır. Özel muayene ve tetkik sonrasında kitle tespiti yapılabilmektedir. Ancak kanser hastalarında bazı belirtiler şu şekilde yer almaktadır:

- Kilo verme
- Bulantı
- İştah kapanması ve yeme isteğinin oldukça azalması
- Cildin aşırı sararması ve göz akının sararması
- Şiddetli karın ağrıları
- Sürekli halsizlik
- Yüksek ateş
- Sarılık ve kusma gibi olaylar belirtilerin habercisi olabilmektedir.

Karaciğerdeki Kitle Tedavisi Nasıl Yapılır?

İyi huylu ve kötü huylu kitle hastalıklarında yapılacak olan tedavilerde bu belirtilere göre şekillendirilmektedir. İyi huylu kitle durumda hastalık çoğu zaman takip altına alınır ve takip edilir. Yapılan kanser tanısı sonrasında hastaların durumları ve hastalığın yayılım süreci detaylı olarak araştırılmaktadır. Gerekli olan ve uygun görülen durumlarda cerrahi işleme geçilir ve kitle çıkarılması ya da karaciğer nakli işlemleri yapılabilmektedir.

Tüm bunların yanı sıra karaciğerdeki kitle tedavilerinde genel olarak radyoterapi, kemoterapi, immünöterapi, akıllı ilaç uygulamalarına da yer verilebilmektedir. Aynı zamanda tedavilerde kitlenin yok edilebilmesi için alkol enjeksiyonu, ısı, soğuk, kemoterapötik ve radyoaktif küre ile birlikte ortadan kaldırılması için çalışmalar da yürütülebilmektedir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır