karatepe uçak kazası / Türkiye Tarihinin En Büyük 10 Uçak Kazası

Karatepe Uçak Kazası

karatepe uçak kazası

Isparta Karatepe Uçak Kazası - (Video Haber)

TARİH: 19 Eylül  
UÇAK TİPİ: BOEING F2 
ÇAĞRI KODU: TC-JBH (NU) 
İMALAT NUMARASI/ 
İMALAT TARİHİ: 11 Kasım  
MOTOR TİPİ: 3 x Pratt & Whitney JT8D 
SİPARİŞ TARİHİ: 03 Mart  
ENVANTERE GİRİŞ: 03 Aralık  
ENVANTERDEN ÇIKIŞ: 19 Eylül w/o (Written off) 
YOLCU:  
MÜRETTEBAT: 11 

Kaptan Pilot Celal TOPÇUOĞLU,
Mesul Kaptan Pilot Sacit SOĞANGÖZ,
Uçuş Mühendisi Ahmet BURSALI,
Kaptan Pilot Yılmaz GÜRSOY(Görevsiz),
Mesul Kaptan Pilot Hüseyin EREN(Görevsiz),
Uçuş Mühendisi Muhittin GÜÇLÜ (Görevsiz)

HOSTESLER: Neriman DÜZELLİ,
Dilek CER, Feyzan GÜNGÖR,
Canan DİNÇ,
Kamuran KÜÇÜKKUŞUM(Görevsiz)  K

AZA MAHALLİ: Isparta / Karatepe 
SAFHA: İlk Yaklaşma 
KALKILAN MEYDAN: İstanbul-Yeşilköy(APT) 
İNİLECEK MEYDAN: Antalya(AYT) 
Takvimler, 19 Eylül /Pazar’ı göstermekte, THY’nin, TC-JBH çağrı kodlu, filoya katılalı daha henüz iki senesi dolmamış, yakışıklı BOEING /2F2, ANTALYA tayyaresi, Yeşilköy Havaalanı, eski terminal binası üzerindeki uçuş kulesinin tam önünde park halinde İstanbul-Antalya seferine hazırlanmakta, saatler gece sıralarını göstermektedir. Tesadüf ya; o yıllarda Yeşilköy kulede görev yapan hava trafikçi yakın akrabam, Korhan Akşit de, o gece kulede nöbetçi ve nöbetini tamamlamak üzeredir. Rahmetli Celal Topçuoğlu kaptan, Korhan abinin kulede nöbetçi olduğunu fark eder etmez, yakın dostlukları münasebetiyle, “ Korhan, hadi gel, seninle bir Antalya yapıp dönelim,” der ve Korhan’ı, kokpite davet eder. Korhan, aldığı bu davet üzerine nöbeti arkadaşına devrederek, kule merdivenlerini dörder beşer, atlayıp koşar adımlarla aşağıya inerek park halindeki tayyareye geçer ve doğruca kokpite yönelir.

Yönelmeye, yönelir ama, birde ne görsün? Kokpit’teki misafir koltuğunda bir şahıs oturmaktadır. Merhabalaşma ve kısa süren diyaloğun ardından bu kişinin, Yeşilköy dış hatlar terminalinde görevli bir Gümrük Muayene Memuru olduğu anlaşılır. Korhan, her ne kadar kaptanın misafiri olduğunu, birlikte Antalya’ya gideceklerini söylese de, muayene memuru, Antalya Havaalanı, dış hatlar terminalindeki gümrüklü yolcularda yığılma olması nedeniyle geçici görevle acil olarak Antalya’ya çağırıldığını, yolcu kabininin full dolu olması nedeniyle oturacak yer bulamadığı ve başka bir alternatifi olmadığı için kokpite girdiğini söyler. Bunun üzerine Korhan, yapacak bir şey olmadığını anlayıp kokpitten çıkarak tayyareyi ön kapıdan tam terk etmeye hazırlandığı sırada, rahmetli Topçuoğlu kaptan ile karşılaşır uçağın merdivenlerinde. Topçuoğlu kaptan sorar, “ Hayırdır nereye gidiyorsun Korhan?..” diye.

Korhan abi, bu soru üzerine, içeride oturacak yer olmadığını, kokpitte, acil Antalya’ya gitmek durumunda olan bir gümrük muayene memurunun oturduğunu söyler. Rahmetli Topçuoğlu kaptan, bu cevap karşısında hiddetlenir ve “Kimmiş o, kime sormuşlar, kimden müsaade almışlarda kokpite girmişler?..” diyerek, hemen Korhan’ın koluna girer ve tekrar tayyareye sokar. Birlikte kokpite geçerler, akabinde de kaptan, kokpitteki muayene memurunu emrivaki ve usulsüz bu davranışından dolayı azarlar… Ancak zavallı muayene memuru, ecelin kapısını çalmakta olduğunun farkında olmadan, aynı mazereti yineler Topçuoğlu kaptana. Aslında Korhan abi hariç, hiç kimse farkında değildir, o Pazar gününün ürpertici gece karanlığında ölüm yolculuğuna çıkıldığının. Topçuoğlu kaptan, her ne kadar söylense de, o da anlamıştır artık yapılacak bir şey olmadığını ve istemeye, istemeye rıza göstermiştir bu davetsiz misafirin onlarla birlikte ömrünün sonuna doğru ecele uçmasına… Son olarak, rahmetli Topçuoğlu kaptan, Korhan’a dönerek, “ Söz sana, bir dahaki sefere seni Avrupa’ya götüreceğim, hadi çık yukarıya, bizi sen kaldır,” der ve orada vedalaşırlar.

O geceki görüşmede son görüşmeleri olur zaten. Korhan, kaptanın bu ricasını derhal yerine getirir ve tekrar kuleye çıkarak tayyareye kalkış müsaadesini verir. Kalkış müsaadesi alan TC-JBH,(Tango, Charlie - Julliet, Bravo, Hotel) uçuşla ilgili tüm prosedürleri tamamla****** kalkış için Yeşilköy RWY ’e (Sıfıraltı-İkidört Pisti) yönelir ve kalkışını tamamlayarak gözden kaybolur. Buraya kadarki kısım, hikayenin birinci bölümüydü. Deniz Kara Gelelim ikinci ve son bölüme; Korhan abinin anlattığına göre, kalkış sonrası, Topçuğlu kaptan ile tayyarenin frekanstan çıktığı, Yalova’ya kadar ara, ara sohbet etmişler. Orta yaşta olanlar iyi hatırlar; 70’li yıllardaki TRT döneminde televizyonda bir boya reklamı vardı, “ Merbolin Boyacının Aşkı,” diye. Bu reklamda, balıkçı teknesi içinde rol alan ve reklam müziğine eşlik edip şarkı söyleyen manken de, rahmetli Topçuoğlu kaptanın kızıdır…

O gece kalkıştan sonraki sohbette kaptan, kızının manken olması, televizyon reklamlarında oynamasından hoşnut olmadığı, ama kızına bir türlü söz geçiremediğinden yakınmıştır Korhan’a, kızımla başım dertte diyerek… Bu ayrıntıyı da, anlatmadan geçmek istemedim. Neyse, biz tekrar işin uçuş faslına dönelim. O gece uçağı, Antalya’da teslim alacak birde görevsiz pas ekip bulunmaktadır tayyarede. Pas ekipteki kaptanlar ve uçuş mühendisi, ( Boeing , ve DC’larda pilotlara ilaveten birde Uçuş Mühendisi bulunurdu kokpitte.) haliyle Topçuoğlu kaptanın arkadaşları olduğu için kalkıştan bir süre sonra kaptan idareyi Mesul Kaptan Sacit Soğangöz’e, yani ikinci kaptana (f/o) bırakıp, (o yıllarda ikinci kaptanlara mesul kaptan denilirdi.) kısa bir süreliğine arkadaşlarının yanına, arka tarafa geçer. İşte ne olduysa, bu dakikalardan itibaren olanlar olmaya, ecel ağlarını örmeye başlar Yerel saatle, ’de, yani kalkıştan tam 26 dakika sonra, Soğangöz kaptan, çok enteresan ve anlaşılamayan bir sebeple, daha henüz Isparta semalarındayken Antalya kuleyle temasa geçerek, Antalya pist ışıklarını gördüğünü rapor edip, RWY 36 Pist için direk yaklaşma talebinde bulunur ve akabinde de, kulenin izni olmadan alışkanlık sonucu alçalmayı başlatır. Antalya Kule, “ Nereye alçalıyorsunuz?

Daha ….. dakikalık yolunuz var, sizi radarda da, çıplak gözle de göremiyoruz bu bölgede!..” diyerek müdahalede bulunsa da. Soğangöz kaptan, Esenboğa da dahil olmak üzere, Antalya kulenin tüm uyarı ve müdahalelerini, CVR, (Cocpit Voice Recorder) / Kara Kutu kayıtlarından anlaşıldığı kadarıyla, “Size mi inanayım, gözüme mi?..” diyerek dikkate almayıp, kuleyi de bir güzel fırçala****** kendisini, mürettebatını ve yolcularını ölüme götüren dönüşü olmayan yoldaki tehlikeli alçalışına ısrarla devam eder. Yolu Isparta’dan geçenler iyi bilir, Isparta’da bulunan askeri birliğin hemen yanında, metre uzunluğunda bir bulvar bulunmaktadır. Bulvar, sağlı sollu, düzenli bir biçimde aydınlatıldığı ve hava yoluyla Isparta’ya yaklaşırken üzerinden geçildiği için, 4 Km uzunluğundaki Isparta Bulvarı’nın ışıklarını Soğangöz kaptan, uzaktan pist ışıkları olarak algılamış ve güllü mahallesi üzerine metre irtifaya kadar tehlikeli alçalışına devam etmiştir. Bu sırada yolcu kabininde bulunan ve erken alçalmayı fark eden Topçuoğlu kaptan, derhal kokpite geçip duruma müdahale etsede, karayoluna inildiği (CVR: “Aaaaa, pistte kamyonlar, arabalar var!..) ve dağlar fark edildiğinde artık çok geç kalınmıştır. Topçuğlu kaptanın acil tırmanışa geçip irtifa kazanmak için Pratt & Whitney JT8D motorlara yırtarcasına verdiği tam takat, tayyarenin kargo, yolcu ve yakıt yükünün full seviyede olmasından dolayı işe yaramamış ve tayyare içine girdiği vadinin sağ yamacına, sağ kanadından çarparak, çarpmanın şiddetiyle, vadinin sol tarafına doğru fırlayıp, Karatepe olarak bilinen dağa çarparak parçalanmış ve talihsiz kazada, 8’i mürettebat olmak üzere kişi, feci şekilde hayatını kaybetmiştir. Bu kaza, IFR (Instrument Flight Rules), yani alet uçuşu yapan BOEING , THY tayyaresinin, aynı şartlarda devam etmesi gerekirken görevli uçuş ekibinin inanılmaz hatasıyla, VFR (Visual Flight Rules) şartlarda, görerek devam etmesi ve yaklaşması sonucunda meydana gelmiştir. Antalya Havalimanı’na RWY36 (Üç-Altı Pisti) yaklaşımı, dağları geçer geçmez, alçalmayı gerektiren ve çok az kullanılan bir şekildir. RWY32’nin bitiminde başlayan karanlık deniz ile Isparta şehrinin hemen arkasında başlayan karanlık dağ yapısı kanımca pilotu/pilotları yanılgıya sürüklemiş , Isparta şehrinin hemen arkasındaki karanlığın önündeki ışıklar ise RWY36 pist ışıkları olarak algılanmıştır. Kazaya uçuş aletlerinin pilotu/pilotları yanıltan katkıları ya da pilotun/pilotların tayyareyi farklı bir VOR’a (Veryhigh Omnidirectional Range) yanlışlıkla bağlamış olmaları da, etken olmuş olabilir tabiki. Bu da ayrı bir araştırma sebebidir… Ancak gerçek şu ki; 30 yıl önce meydana gelen bu trajik THY kazası bana hep, HAVACILIKTA KURALLAR KANLA YAZILMIŞTIR, sözünü hatırlatmaktadır. Böyle bir kazayla, böyle bir söz ancak bu kadar özdeş olabilir… Güzel günler dileklerimle, herkese sevgi ve saygılarımı sunarım… 

Firuz Altıngöz

yılı ISPARTA UÇAK KAZASI KARATEPE

yılı ISPARTA UÇAK KAZASI KARATEPE
Tarih Eylül

Isparta bilinmeyen tarihinin yanı sıra, trajik kazâlara da şâhit olmuş bir şehirdir.
İşte o acı sahnelerden biri de yıl dönümü olan Eylül ayında gerçekleşmişti.
İstanbul – Antalya seferini yapan, yolcu ve 11 mürettebattan oluşan henüz 2 yıllık BOEING F2 tipi uçak Isparta semâlarına geldiğinde, sıralarında yardımcı pilot Sacit Soğangöz, kaptan pilotun kokpitten ayrılmasıyla uçağın kontrolünü üstlenir.
Antalya’ya doğru ilerlerken, uçağın mesul kaptanı Sacit Soğangöz, inanılmaz bir hata yapıyor ve henüz Isparta semalarındayken Antalya kule ile temasa geçerek, ‘pist ışıklarını gördüğünü ve alçalmaya başladığını’ söylüyordu.
Aslında Soğangöz’ün gördüğü Antalya pist ışıkları değil Isparta Bulvarı’ndaki Sokak ışıklarıydı. Ancak Soğangöz, kulenin tüm itirazlarına rağmen, ‘ Size mi inanayım, gözlerime mi?’ diyerek ölüme giden yoluna devam ediyordu.
Soğangöz kaptan, caddeyi pist sanarak metre irtifaya kadar düşmüştü.
Bu sırada, yolcu kabininde bulunan Kaptan Pilot Celal Topçuoğlu, yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu düşünerek kokpite geliyor ve uçuşa müdahale ediyordu.
Topçuoğlu, son anda dağları fark ediyor ve tırmanışa geçmek için motorlara tam güç veriyordu. Ancak, maalesef başarılı olamıyor ve uçak, içine girdiği vadinin sağ yamacına sağ kanadından çarparak, çarpmanın şiddetiyle, vadinin sol tarafına doğru fırlıyor ve Karatepe olarak bilinen dağa çarparak parçalanıyordu.
Bu acı kazada, 11’i mürettebat kişinin yaşamı Karatepe dağında son buluyordu.
Bu elim uçak kazasında bağımsız Aydın milletvekili Kemal Ziya Öztürk ile 'de Sofya'ya kaçırılan Truva uçağının hosteslerinden Feyzan Güngör'ün de aralarında bulunduğu kişi yaşamını yitirdi. Antalya'nın sevilen simalarından, mobilya tasarımcısı ve zamanın Antalya Gazetesi spor yazarlarından Raif Baysan bu elim kazada yaşamını yitirdi.
Aralarında 2. Dünya Savaşı sırasında üstün başarılar sağlamış 'Maurı' lakaplı Maggiore Enrico Martini'nin de bulunduğu kazanın ardından bazı İtalyan vatandaşların cenazeleri İtalya'ya gönderilirken bazıları Isparta'da gömülmüştü. Isparta Asri Mezarlığı'nda İtalyanlar için ayrılan bölümde kazada hayatını kaybeden İtalyan yolculardan 18'inin isimleri bir mermere yazılmıştı.
Kazada hayatını kaybeden ve çeşitli nedenlerle cenazeleri İtalya'ya gönderilemeyen Giulia Baudino, Giorgio Buttina, Bruno Cappa, Cecilia Cappa, Attilia Cocoia, Ilio Costantini, RobertoGuidi, Anna Indelicati, Nadia Lanoro, Maria Martini, Bruna Poggiali, Tito Poggiali, Antonio Rosso, İvana Stirinati, Margherita Tratita, Guglielma Valisi, Mario Zorzi ve Corrado del Pozzo'nın adlarının yazılı olduğu mermerle asri mezarlıkta medfundurlar.
Allah böyle acılar yaşatmasın! Ölenlere rahmet, kalanlara sabır temennisiyle.

Kaynak: Bekir Manav
 
 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır