Bebekler, tamamen annelerine bağımlı canlılardır. Bebeğin ihtiyaç duyduğu yiyecek, sıcaklık ve rahatlık, anne tarafından sağlanır. Bebeklerde ağlama, bu ihtiyaçları anneye iletme ve ilgi istemenin bir yoludur.
Zaman zaman bebeğin hangi ihtiyaç nedeniyle ağladığını anlamak güç olur. Ancak bebeğiniz büyüdükçe, sizinle iletişim kurmanın farklı yollarını da öğrenmeye başlayacaktır. Bebek ağlamaları zamanla azalatacak, yerine göz teması kurmayı, sesler çıkarmayı ve gülümsemeyi öğrenecektir.
Bu yazıda bebeğinizin ağlamasına neden olabilecek bazı etkenleri ve ağlamayı durdurmak için neler yapabileceğinizi anlatmaya çalıştık.
Açık, bebek ağlamaları arasında en yaygın nedendir. Bebeklerin uykuda ağlaması genellikle açlıktan kaynaklanır. Bebeğiniz ne kadar küçükse, aç olma ihtimali bir o kadar artar. Bebeklerin mideleri çok küçüktür. Bu yüzden az az ve sık sık beslenme ihtiyacı duyarlar. Uykusunda ağlayan bebek, açlık sinyali veriyor olabilir. Bebekler emzirme döneminde doyduklarını belli ederler. Bebeğin kendisini göğüsten çekmesi, doyduğunun bir işaretidir. Bebekler emzirildikten sonraki 2 saat boyunca tok kalabilirler. Tam olarak hangi aralıklarla bebeğinizi emzirmeniz gerektiğini doktorunuz size söyleyecektir. Her bebek farklıdır ve farklı alışkanlıkları olabilir. Bebeğin emerken ağlaması, karnının doymuş olabileceğini gösterir. Kısa bir süre sonra tekrar emzirmeyi deneyin.
Her bebek doğumundan iki hafta sonra normal ağlamalara başlar. Bazen gün içerisinde sebepsiz yere ağlayabilirler. Fakat bu ağlamalar normal bir huysuzluk seviyesinden ileriye geçer ve ağlama nöbetlerine dönüşürse, bebeğinizde kolik olabilir. Kolik, sebepsiz yere başlayan yüksek sesli, yoğun ve sakinleştirilmesi mümkün olmayan ağlama krizleri olarak tanımlanabilmektedir. Koliğin tam ve net bir nedeni yoktur. Her 5 bebekten 2’sinde kolik tespit edilebilir. Uzmanlar, koliğin normal bir gelişim aşaması olduğuna inanmaktadırlar.
Bazı araştırmalar, ağlama krizlerinin karın problemleriyle ilişkili olabileceğini göstermektedir. Örneğin anne sütüne karşı bir alerji ya da mutsuzluk olabileceği gibi, yine anne sütünden kaynaklı olarak kabızlık ya da reflü gibi bir problem de olabilir. Bebeğiniz çok fazla ağlama krizi yaşıyorsa, onu doktorunuza götürmenizde fayda vardır. Doktorunuz, ağlamaların altında yatan ciddi bir neden olup olmadığına bakacaktır.
Sakinleştirilemeyen ağlama krizleri yaşayan bir bebekle yaşamak stresli olabilir. Bebeğin ağlamalarını yatıştıracak ve bu ağlamalara sabredecek bir psikolojiye sahip olabilmek için, annenin kendisine iyi bakması gerekir. Kolik, genellikle 2 ay boyunca sert şekilde devam eden ve 3-4 ay aralığında azalıp biten bir problemdir. Annenin, bu dönemin geçeceğini ve biteceğini unutmaması gerekir.
Bebeğiniz, rahatlamak amacıyla sarılmaya, temasa ve güven hissine ihtiyaç duyar. Yani bebeğiniz, sadece kucağa alınmak için bile ağlayabilir. Bebeği kucağınıza aldığınız zaman sallayarak veya şarkı söyleyerek dikkatini dağıtabilir ve onu rahatlatabilirsiniz. Unutmayın ki bebeğiniz, sizin kalp atışınızı duymayı, sıcaklığınızı hissetmeyi ve kokunuzu almayı çok seviyor.
Bebeğiniz, çok yorgun olduğu zamanlarda uyumakta zorluk çekebilir. Bebeklerin uyurken ağlaması da bir yorgunluk belirtisidir. Doğumdan sonraki dönemde bebeğin uykusunun olup olmadığını anlamak zorlayıcı olabilir. Bebek büyüdükçe, ipuçları netleşmeye başlar. Eğer bebeğiniz ufacık şeylere dahi ağlamaya başlıyorsa, boşluğa bakarak dalıp gidiyorsa ve fazla sessiz duruyorsa uykusu olabilir.
Bebeğin fazla sallanması ya da aile üyelerinin fazla ilgisi uyumasını zorlaştırabilir. Bebeğinizi rahat uyutmak için, emzirme sonrası sessiz bir odaya götürdüğünüzden emin olun.
Bebeğinizin karnını ya da boynunu kontrol ederek, fazla sıcak ya da fazla soğuk olup olmadığını anlamanız mümkündür. Bebeğinizin üşüyüp üşümediğini anlamak için el ve ayaklarını kontrol etmeyin. Eller ve ayaklar, vücut sıcaklığından çok daha farklı sıcaklıklarda olabilirler. İdeal kontrol bölgeleri karın ve boyundur.
Bebeğin bulunduğu odanın 16 ile 20 derece sıcaklıkta olduğundan emin olun. Sıcaklık takibi için odaya bir termometre yerleştirebilirsiniz.
Bebeğinizi fazla giydirmemeye dikkat edin, aksi takdirde bebeğiniz fazla ısınacaktır. Bebeği ne kadar giydirmek gerekir sorusuna yanıt olarak uzmanlar, “Anneden bir kat fazla” yanıtını veriyor.
Bebeğin yatağında pamuklu çarşaflar ve battaniyeler kullanın. Bebeğin karnı çok sıcaksa, üstündeki kıyafetlerden bir katı çıkarabilirsiniz. Eğer uyku tulumu kullanıyorsanız, uyku tulumu için doğru mevsimde olduğunuzdan ve bebek için doğru bedeni kullandığınızdan emin olun.
Bebeğinizin bezi dolmuşsa, ağlamaya başlayabilir. Bazı bebekler, bezin dolu olmasından rahatsız olmuyormuş gibi gözükebilir. Hatta bazı bebekler, bezin değiştirilmesinden hoşlanmayabilir. Bunun sebebi, bez değişikliği sonrası bebeklerin o bölgede soğukluk hissi yaşamasıdır. Bazı bebekler, soyundukları zaman da rahatsızlık hissedebilirler. Bu durum sizi korkutmasın. Bebek doğduktan yaklaşık 1 – 2 hafta sonra bebek bezi değiştirme de profesyonelleşeceksiniz. Bebeğiniz ne kadar hızlı bez değiştirirseniz değiştirin rahatsız olmaya devam ediyorsa, değişim esnasında dikkatini dağıtmak için bir şarkı söyleyebilir ya da oyuncak kullanabilirsiniz.
Bebeğiniz kendisini iyi hissetmediği zaman farklı tonlarda ağlamaya başlayabilir. Bebek size kendisini iyi hissetmediğini söyleyemeyeceği için, ağlamaya başlar. Bir problemi olan bebekler, daha zayıf, daha aniden ya da daha tiz bir sesle ağlamaya başlayabilir. Zaman zaman bebek, uzun bir ağlamadan sonra derin bir sessizliğe geçiş yapabilir. Tüm bunlar bebeğiniz için bir şeylerin yolunda gitmediğinin göstergesi olabilir. Bebeklerde kaka yaparken ağlama da görülebilmektedir. Böyle durumlarda bebek, kısa bir ağlamanın ardından kendi kendine sakinleşecektir.
Diş çıkarma, bebeğin normalden çok daha fazla huysuz olmasına neden olabilir. Yeni bir diş çıkarmadan önceki hafta, bebek ağlamaları artış gösterebilir.
Unutmayın ki, bebeğinizi kimse sizden daha iyi tanımıyor. Bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünüyorsanız, içgüdülerinize güvenmenizde fayda var. Doktorunuz, endişelerinizi ciddiye alıp, gereken kontrolleri yapacaktır.
Bebeğinizin ateşi 38 – 39 derecelere çıkmışsa, kusma, ishal ya da kabızlık problemi çekiyorsa, vakit kaybetmeden doktora götürün. Eğer bebeğiniz nefes almakta güçlük çekiyorsa, derhal ambulans çağırın.
Bebeklerde ani huy değişimi her ebeveynin fark edebileceği bir durumdur. Bu ani huy değişikliğinin nedenlerinden birisi de büyüme atağıdır. Büyüme atakları sonrası bebeklerde değişiklikler ortaya çıkar. Bu değişiklik sürecinde ebeveynlerin, bebeğin ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmesi, bol bol sarılması, sevgi göstermesi ve bebekle uyumlu hareket etmesi gerekir. Büyüme atakları 5, 8, 12, 19 ve 27. haftalarda ortaya çıkabilir. 2 yaşına kadar devam eden büyüme atakları, bebeklerde ortalama 10 kez yaşanır. Atak süreçleri ortalama 3 gün sürse de, bazı bebeklerde 1 haftaya kadar atak yaşanabilir. Bu süreçte bebeklerde ağlama sıklaşır, sık sık emme ihtiyacı hisseder ve sürekli memede kalmak isteyebilir.
Kriz sürecinde yaşanan bu değişiklikler, büyüme atağı olabileceği gibi, bir hastalığın da habercisi olabilmektedir. Bu yüzden ebeveynlerin sakinliğini koruması her ne kadar doğru olsa da, bir çocuk doktoruna başvurmaları da gerekmektedir.
Büyüme atağı sonralarında bebeğinizde çok sayıda değişiklik fark edeceksiniz. Her atak sonrasında, bebeğinizin yeni şeyler keşfettiğini gözlemleyeceksiniz. Çoğu anne, 2 – 3 gün süren bir ağlama atağı dönemi sonrasında, bebeğinin kendisine daha fazla gülmeye başladığını söyler. Her atak dönemi sonrasında bebek yeni şeyler öğrenmeye başlar. Bunlar genel olarak şöyledir:
Büyüme atağına bağlı bebek ağlamaları her ne kadar ebeveynler için yorucu olsa da, bebeklerinin yeni şeyler öğrendiğini görmek, tüm yorgunluğu alıp götürecektir.
Bebeğinizi yavaş yavaş tanımaya devam edecek ve kişiliği hakkında çok sayıda fikir sahibi olacaksınız. Onu kucağınıza almanız ya da emzirmeniz işe yaramıyorsa, aşağıda yer alan önerileri dikkate alabilirsiniz:
Bebeğiniz, rahminizdeyken kalp atışınızı duyuyordu. Bu yüzden bebeği kucağınıza aldığınız zaman, muhtemelen kalp atışınızı hissettiği için ona tanıdık bir his veriyorsunuz.
Düzenli olarak duyabileceği sesler ayarlamak, bebeğin rahimde duyduğu hissi yaratabilir. Uzun süren elektrikli süpürge, çamaşır makinesi ya da saç kurutma makinesinin sesine karşı bebeğin sakinleştiğini ya da uyuduğunu birkaç kez görmüşsünüzdür.
Devamlı çalacak bir ses ayarlayabilmek için çeşitli telefon uygulamalarını indirebilirsiniz. Okyanus dalgaları ya da yağmur damlaları gibi sesler, bebeğin kolayca sakinleşmesine veya uyumasına yardımcı olabilir. Bebeğinizin telefonunuzu rehin almasını istemiyorsanız, farklı farklı sesler çıkartan oyuncaklardan alıp bebeğinizin yanına bırakabilirsiniz. Ortamda devamlı bir ses olması, sebepsiz ağlayan bebek tipleri için faydalı olabilir.
Bebekler, kendilerinin nazikçe sallanmasından hoşlanırlar. Etrafta gezerken ağlayan bebeği kucağınıza alıp sallayabilirsiniz. Bebeğiniz için bir sallanan sandalye ayarlayabilirsiniz. Hatta bebeğiniz için ona özel olan bir bebek salıncağı da temin edebilirsiniz. Öte yandan bebeklerin araba yolculuklarında kolayca uykuya dalabildiğini fark etmişsinizdir. Otomobilin sarsıntısı bebeğin uyumasını bir hayli kolaylaştırır. Bebek arabasıyla yapılacak bir yürüyüş de, bebeğin sakinleşmesi ve uyuması için oldukça faydalı bir yöntemdir.
Bebeğinize masaj yapmayı ya da karnını ovuşturmayı deneyebilirsiniz. Bebekler için özel olarak üretilmiş olan kokusuz masaj yağları ve kremler vardır. Bebek yağları ile sırtını veya karnını saat yönünde ovmanız, bebeğinizin oldukça rahatlamasını sağlayacaktır.
Bebeğin karnına masaj yapmak, sindirim problemlerini de çözebilir. Düzenli olarak bebeğine masaj yapan anneler, bebeğinin zamanla daha az ağladığını fark eder. Masaj için en uygun zaman, bebeğin karnının tok ve uykusunun olmadığı zamandır. Eğer bebek ağlamaları masaj yaparken ortaya çıkıyorsa, bebeğiniz bu durumdan rahatsız oluyor olabilir. İnternet üzerinden bebekler için rahatlatıcı masaj videoları izleyerek, nasıl bir uygulama yapmanız gerektiğini öğrenebilirsiniz.
Bebeğiniz emzirme esnasında ya da emzirmeden sonra ağlıyorsa, emzirme pozisyonunuzu değiştirebilirsiniz. Pozisyon değişikliğine rağmen bebek ağlamaya devam ediyorsa, yeterince doyup doymadığından emin olmaya çalışın.
Bebeklerde emme ihtiyacı oldukça güçlüdür. Emziren anneler, bu ihtiyacı doğal olarak karşılarlar. Fakat mama ile beslenmeye geçen bebeklerde bu ihtiyaç karşılanamamaktadır. Böyle durumlarda anne, temiz parmağını ya da parmak eklemini emdirebilir. Eğer bu da yetersiz geliyorsa, bebeğiniz için bir emzik satın alabilirsiniz. Yenidoğan ağlaması yaşayan bebeklere emzik vermek, sık yapılan hatalardandır. Bebeği emziğe alıştırıp alıştırmamak konusunda doktorunuzdan yardım alabilirsiniz.
Sıcak ve yatıştırıcı bir banyo yaptırmak, bebeğinizin sakinleşmesini sağlayabilir. Banyo öncesinde suyun sıcaklığının kontrol edilmesi gerekir. Suyun ortalama 38 derece civarında olması yeterlidir. Termometre yoksa, dirseğinizi suya sokabilirsiniz. Ne fazla sıcak ne de soğuk hissediyorsanız, su olması gereken sıcaklıkta demektir.
Bazı bebekler banyodan hoşlanmayabilirler. Banyo yapmak da, farklı bir bebek ağlamaları nedeni olarak görülür. Zamanla bebeğinizin nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadığını öğrenecek ve buna göre hareket edeceksiniz.
Bebeklerde ağlama, oldukça normal ve olması gereken bir süreçtir. Bebeğin çok ağlaması, anne ve babanın suçu değildir. Yenidoğan bebek ağlaması, oldukça doğal kabul edilir. Ağlama, iki aylıkken zirve noktasına ulaşabilir. 2 aydan sonra da düşüşe geçer. Bu süreç, hem anneyi hem de babayı zorlayıcı olabilir. Geceleri ağlayan bebek, anne ve babanın uyku düzenini etkileyecektir. Uykuda ağlayan bebek, eşler arasında tartışmalara yol açabilir. Bazı babalar, bebeğin uykusunda ağlaması yüzünden eşini suçlamak gibi bir hataya düşer. Bebeklerde uykuda ağlama, bir ihtiyacın olduğunu ya da bebeğin genel karakterinin böyle olduğunu gösterir. Ayrıca bebeklerin akşam ağlamaları, anne ve babanın birlikte vakit geçirmesine de engel olabilir. Ebeveynler, tüm çabalarına rağmen bebeği sakinleştiremediklerinde, reddedilmiş ve hayal kırıklığına uğramış hissedebilirler.
Böyle zamanlarda bebeğin ağlamasının sebebinin siz olmadığını düşünmeniz gerekir. Bebeğinizin çok ağlayan bebek olduğunu kabullenmelisiniz. Bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşıladığınızdan ve onu sakinleştirebilmek için elinizden gelini yaptığınızdan eminseniz, aşağıda yer alan maddeleri denemeye başlayabilirsiniz:
Unutmayın ki, bebeklerde ağlama problemleri geçici bir süreçtir. Çok yaygın bir problemdir ve mutlaka geçecektir. Bebeğiniz zamanla ağlamayı bırakacak ve size ihtiyaçlarını iletmenin yeni yollarını bulacaktır.
Bebeğin müdahale edilmedikçe ağlaması zararlıdır. Çünkü bebeklerin birden ağlaması, bir ihtiyacının olduğunu gösterir. Öte yandan, bebeklerde sebepsiz ağlama diye bir şey yoktur. Bebeğin aniden ağlaması, bir ihtiyacının olduğunu gösterir. Devamlı ağlayan bebek ise, tüm ihtiyaçları karşılandığı halde, farklı bir sorunun altta yattığını gösterebilir. Bebekler doğumdan sonraki ikinci aylarında en fazla ağladıkları döneme girer. Yenidoğan bebeğin sürekli ağlaması, farklı bir hastalığın işareti olabilir. Ağlayan bebeği sakinleştirme yöntemleri, genel olarak bebeğin ihtiyaçlarını karşılamakla ilgilidir. Bu bağlamda bebek ağlamaları zararlı değil, aksine bebeğin ihtiyaçlarını karşılamak açısından yararlıdır. Fakat bebeklerde ani ağlama, altta yatan ciddi bir nedenin de göstergesi olabilir. Eğer ihtiyaçlarını karşıladığınız halde bebeğiniz ağlıyorsa, doktor muayenesinden geçmesi yararlı olacaktır.
Aşırı ağlama sebebiyle hastaneye getirilen bebeklerin büyük bölümü, doktor muayenesi esnasında dikkati dağıldığı için ağlamayı bırakırlar. Bu tarz bebeklerin ciddi bir hastalık sebebiyle ağlamadığı fark edilir. Fakat, muayenede ağlamaya devam ediyorsa ve bir türlü ağlaması kesilmiyorsa, altta yatan bir hastalık söz konusu olabilir. Bu noktada birden fazla değerlendirme ve test gerekebilir. Bebek fiziksel muayeneye alınırken, bütün kıyafetleri çıkartılır. Doktor, belli başlı kurallar çerçevesinde sistematik bir fiziksel muayene yapar. Genellikle fiziksel muayenede bebeğin problemi saptanır. Fakat, bebeğin sorunu fiziksel muayene ile de saptanamazsa, doktorunuz bir dizi test yaptırılmasını isteyebilir.
“Bebek gibi uyumak” sadece yanlış bir deyimdir. Bebekler sık sık ve ağlayarak uyanırlar. Ağlamak bebeğin dilidir.
Gaz sancıları olmasaydı; bebekleri büyütmek, sanırım, çok daha kolay ve keyif verici olurdu. Saatlerce süren, bitip bitip tekrar başlayan, yırtınırcasına ağlayan bebeklerin bu durumuna dayanabilmek, hele hele gencecik, deneyimsiz bir anne için çok zor olsa gerektir. Ancak annelerin unutmaması gereken bir nokta da; bugüne kadar gaz sancısı nedeniyle zarar görmüş bir bebeğin görülmemiş olmasıdır. Burada hemen söylememiz gerekir ki; bebeklik dönemindeki ağlamaların hepsinin nedeni de gaz sancıları değildir, son sözü doktor söyler. Bunların bir kısmının tedavisini siz, bir kısmını da doktorunuz verecektir.
15 günden sonra, 3 aydan önce bebek hiçbir problemi yokken 1 saatten 3 saate kadar ağlayabilir.
Aslında aynı başlık altında yer almakla beraber kolikle barsak gazı sancısı farklı şeylerdir. Her ikisi de sağlıklı bebeğin en bunaltıcı ağlama halleridir. Kolik barsak gazı ile ilişkisi olmayan sinirlilik halidir. Kolik her 4-5 bebekten birinde görülür.
Bebeklerde ilk 3 ayın en sık görülen sorunudur. Herhangi bir sağlık sorunu olmayan sağlıklı bebekte, her tür kontrol edilemeyen ağrıya "kolik" denir. Bu durum, bebeklerin ortalama %20'sinde mevcuttur. Kolik ağlaması normal ağlamadan farklıdır ve sakinleştirilemeden saatlerce ağlar; nadiren ağlama 24 saat boyunca sürer.
Wessel’in 3’ler kuralı:
Tedavi gerektiren herhangi bir tıbbi soruna bağlı olmamasına rağmen, belki anne-babaların en sık doktora başvurma nedeni budur, aileyi en çok gaz sancıları telaşlandırır. Önceleri korkuyla karışık bir telaş; "Acaba anlaşılamayan bir sorun mu var?" Daha sonra ne pahasına olursa olsun bu sancıyı dindirip bebeği rahatlatma isteği.
Bebeklerin tamamı ara sıra ağlar, ağlamayanı yoktur. Her ağlamasının da, mutlaka hemen o anda çözümlenebilecek bir nedeni de olmayabilir. Ancak bu ağlama, günde iki-iki buçuk saati geçmez. Ancak kolikli bebek;
Klasik anlamda koliği olan bir bebek dizlerini yukarı doğru çeker, yumruklarını sıkar ve hareketleri artar. Gözlerini yumabilir veya sonuna kadar açabilir, alnı kırışır, hatta kısa bir süre nefesini tutar. Bağırsak hareketleri hızlanır ve gaz çıkarır ya da kakasını yapmakta zorlanır. Beslenme ve uyku düzeni ağlamayla bozulur; bebek huzursuzlaşır Meme aranan bir bebek emmeye başladıktan kısa bir süre sonra ağlayarak emmeyi bırakabilir veya tam uykuya dalmışken birkaç dakika sonra uyanarak ağlamaya devam edebilir. Her bebekteki kolik nöbetleri farklıdır ve her anne-babanın tutumu değişiklik gösterebilir.
Bebeğinizin normal kilosunda olması ve kolik atakları döneminde de düzenli kilo alması hem doktoru hem de anne-babayı en çok rahatlatacak bulgudur. Bu dönemlerde daha sık kilo takibine gitmekten çekinmeyin. Şu cümleyi çok severim:
“Pediatristler ölçüm doktorlarıdır”
Gaz sancıları, bebek genellikle 10-15. günde olduğunda başlar, 45-50 güne kadar giderek artar. Ben 15. günde bebeğinin çok ağlama şikâyeti ile gelen bir anneye “bundan sonra her gün daha fazla ağlayacak, her gününüz daha kötü olacak” derim. Bu kâbusun sonsuza kadar süreceği düşünülür. Arada iyi günlerin olduğu dönemler bulunabilir. Ancak 1,5 ay civarı ağlama krizi bir tepe yaptıktan sonra bu defa giderek azalmaya başlar ve genelde 3-4. ayda anlam veremediğiniz ağlama nöbetleri yani kolik ağlamaları büyük ölçüde kaybolur ve bir süre sonra da tamamen düzelir. Ne yazık ki, daha az sayıda bebekte, 6-12. aya dek devam edebilir. Prematüre bebeklerde kolik sancıları daha geç başlayıp daha geç kaybolur. Kolik birdenbire veya yavaşça sona erebilir.
Yıllardır bu soruya cevap aranıyor. En çok suçlanan da, bebeklerin henüz gelişmemiş sindirim sistemi. Bebeğin emdiği anne sütü yada mamanın parçalanıp sindirilebilmesi için gereken barsak ve pankreastan salgılanan kimi maddeler vardır; biz bunlara "enzim" diyoruz. Bebeklerde, ilk aylarda sindirim enzimleri son derece azdır. Anne sütünün şekeri laktozdur; bizde bunu parçalayan enzim olan laktaz, bebekte henüz yeterli miktarda değildir. Parçalanamayan ve emilmeyen karbonhidratlar kolon (kalın bağırsakta orta bölüm) florası tarafından kısa zincirli yağ asitlerine ve bazı gazlara dönüşür. Bu nedenle genetik faktörlere bağlı olarak da pek çok bebekte gaz oluşturabilir.
Erkek ve prematüre bebeklerde daha sık görülüri. İlk bebekle sonrakiler arasında sıklık farkı yoktur. Kolik ikinci ve üçüncü çocuklarda daha seyrek görülmez, ancak anne-babalar bebeği susturma konusunda daha idmanlı olabilirler.
Bebeklere şekerli su verilmesi, emziklerin bala veya pekmeze batırılarak verilmesi, çok erken aylarda nişastalı gıdalara başlanması, meyve ve meyve sularının gereğinden çok verilmesi veya meyvelerin olgunlaşmamış olması da gazı artırır.
Bebeğin telaşlı ve sık emmesi de hava yutmasına neden olacak karında bir gerginlik oluşturacaktır.
Annenin gazlı olması ya da gaz oluşturan yiyecekler yemesi diğer gaz sancısı sebebi olabilir.
Altının uzun süre ıslak bırakılması, bulunduğu ortamın aşırı sıcak veya soğuk olması, uzun süre aynı konumda yatırılması da gazı artırabilir.
Bebeğin kundaklanması, hareket kabiliyetini sınırlayan kuşaklarla sarılması da gazı artırabilir.
Gazlı bebeklerin stresli ailelerde daha çok görüldüğüne dair yayınlar vardır. Gebelik stresli geçmişse kolik riski 3 kat artar; bebeğinde kolik varsa annede depresyon daha fazla görülür(yumurta-tavuk ilişkisi). Genç anne, eğitim düzeyi düşük anne sosyal desteği olmayan anne, baba ile ayrı yaşayan anne bebeklerinde kolik daha sıktır.
Kolik şeklinde ağlamak yeni doğmuş bebeğin olgunlaşmamış fizyolojisinden kaynaklanır.
Hayır, ev halkını huzursuz edip uykusuz bırakmak dışında hiç bir tehlikesi yoktur! Tek bir şartla; bir çocuk hastalıkları uzmanı tarafından, ağlama ve huzursuzluğun fıtık, idrar yolu problemi, alerji vb. herhangi bir nedene bağlı olmadığının belirlenmesi gerekir.
Gaz sancısı olan bebekler, sağlıklı bebeklerdir, ortalamanın üzerinde büyür ve gelişirler, gaz sancılarından herhangi bir zarar görmezler.
Sonuç olarak, kolik ağlaması olan bebeğe hiç bir şey olmaz, olan anne-babaya olur. Siz bu ağlamaların bebekler için ileride bir sıkıntı oluşturmayacağını bilin yeter.
İdrarın mikroskobik incelemesi ve kültürü dışındaki tetkikler ender olarak gereklidir.
Aslında koliğin etkin bir tedavisi yoktur. Unutmayın, bu geçici bir durumdur. Sık hekime başvuru, çok ilaç kullanma sonucunu da beraberinde getirebilir. Bu tabii ki istenmeyen bir durumdur.
Bebeği mümkün olduğunca rahat, sakin ve gürültüsüz bir ortamda bulundurmak ve emzirmek gereklidir.
Bebek burnu tıkalıysa beslenirken ağızdan hava yutar, emzirmeden önce buruna serum fizyolojik (Gifrer, Quixx, Babyfiz, NBL Fizyolojik, Bifizol gibi) damlatılıp bebek beslenmelidir.
Hızlı emen iştahlı bebekler daha fazla hava yuttuğundan bunlarda gaz sancısı daha fazla görülmektedir. Her beslenmeden sonra en az yarım saat ve en az iki kere “Gark” edene kadar gazı çıkartılmalıdır.
Bebeğe gazının çıkmasına yardımcı olmak için bisiklet çevirir gibi pasif bacak hareketleri yaptırmak, bebeğin karnına sıcak bir bez koyduktan sonra ve ısıttıktan sonra uygun bir masaj yağıyla (ki ben en çok “acı elma yağı”nı öneririm) masaj yapmak da önerilir.
Biberonla beslerken bebeğin hava yutmadığından emin olunmalıdır. Biberon çok hızlı akmamalı ya da emerken bebeği zorlamamalıdır. Eğer gaz ve kabızlık yakınması oluyorsa mama değişikliği (Aptamil Conformil1, Humana Antikolik, Hipp Pre Combiotik, Bebelac Almiron gibi) yapılabilir. Miktar da bebeğin ihtiyacına uygun olmalıdır.
Aşırı sıcak veya soğuk ortam oluşturulmamalı, dar ve sıkıcı veya üst üste giysiler giydirilmemelidir
Bebek ağladığı vakit, 2-3 dakika içinde müdahale edin; ağladığı zaman kucağınıza alarak yalnız olmadığını hissettiriniz. Bebeği daha sık beslemek ve emzik kullanmak da denenebilir. Emme ile bebeğin gaz çıkarması kolaylaşabilir. Yine bebeğinizin karnına ılık havlu (yakmayacak sıcaklıkta olmasına dikkat ediniz) koymak ve yüzüstü yatırarak sırt ve belini okşayarak masaj yapmak yararlı olacaktır. Bazı bebekler de elleri ve kolları açık kalacak şekilde kundaklanmayı sarılmaya tercih edebilir.
Evet, akılcı emzik kullanırsanız işe yarar. Bebekler bir şeyler emmekten hoşlanır, en uygunu da anne göğsüdür aslında. Ancak el emmeye alışan bebek bunu ileri yaşlarında hatta erişkinlikte devam ettirebilir, bunun için de emzik ehven-i şerdir. Fakat
Süt çocuğu koliğinde etkisi kesin olarak kanıtlanmış yalnızca bir ilaç bulunmaktadır. O da ZAMAN’dır.
Pek etkili olmasa da 2 tür ilaç tedavisi vardır.
Birincisi bebeğe zararlı olmayan, yan etkisi pek görülmeyen ilaçlardır. Bu grupta en sık kullanılanı simetikon’ dur. Piyasa da METSİL veya ithal formu SUB-SİMPLEX ismiyle bulunmaktadır. Metsil damla günde 4 defa 8 damla ya kadar verilebilmektedir. Ancak plasebodan (yalancı ilaçtan) farkı yoktur. Sub-simplex içindeki probiotik takviyesi ile daha etkin görülmektedir.
Bağırsak içerisinde bulunan bakterilerin dengesinin değişmesi bebek koliğine neden olabilir. Bu amaçla kullanılan probiotiklerin (ilaç ya da mama) bazı bebeklerin ağlama sürelerini azalttığı bilinmektedir. (MAFLOR DAMLA, BİOGAİA DAMLA, COLİNOX DAMLA gibi)
Yine çocuklar için hazırlanmış karbonatlı formüller de vardır. NURSE HARVEY’S, NEO BABY GRİPE WATER bunlar içinde en sık kullanılanıdır. Naturel gaz giderici damlalar (ZINCO GAZ ŞURUBU) da bitkisel içerikli ve bebeğe yan etkisi olmayan ilaçlardandır. Bu grup ilaçlar için tavsiyem: “ya hiç kullanmayın ya da kullanırsanız düzenli kullanın”
Anason, rezene, papatya, nane çayları, oğul otu, kimyon, hindistan cevizi de bebekte sancıya iyi gelir. Hatta bazı bebekler rezene çayı kokusu ile bile uykuya dalabilir. Ancak reflusü olan bebeklerde bu çaylar akciğerlere kaçabilir. Bu destekler anne sütü alımını azaltabilir. Bu ürünlerin öncelikle anneler tarafından kullanılarak bebeğe sütten geçmesi daha akılcıdır.
Zor durumdaysanız ağızdan sukroz (lokum!) deneyebilirsiniz.
Bazı çocuklarda bu ilaçların hiçbir yararı olmayabilir.
İkinci grup ilaçlar arasında ise barsak hareketlerini azaltan bazı ilaçlar bulunmaktadır. Ancak bunlar ciddi ilaçlar olup önemli yan etkileri bulunmaktadır. (Disiklomin hidroklorid, atropin, fenobarbital) Çok ciddi vakalar için sadece doktor kontrolünde kullanılabilir.
Kolik ve paroksismal ağlama konusunda sevindirici nokta bu bebeklerin fiziksel ve duygusal olarak yıpranmamasıdır (aynı şeyi anne-babaları için söylemek güçtür) ve sonradan gayet iyi gelişme gösterip, diğer çocuklara kıyasla davranış bozukluğu göstermezler. Bebekliklerinde canhıraş bir şekilde ağlayanların sessiz sakin ağlayanlara kıyasla ileride problemlerin çözümünde daha iyi oldukları gösterilmiştir. En rahatlatıcı olan yanı ise sonsuza kadar sürmeyecek olmasıdır.
Ancak bir çalışmada bebek iken ağır koliği olanlarda 10 yaşta alerji ve mide-barsak sistem hastalıkları daha fazla bulunmuştur, daha dışa dönük kişilik yapıları vardır, uyku sorunları ve huzursuzluk daha yaygın bulunmuştur.
Kolik, gerek anne sütü gerekse formül mama ile beslenen bebeklerde görülebilir. Emziren anneler, genellikle kendi yedikleri ile bebekte gaz sancısı düzeyi arasında bir ilişki olduğunu fark ederler. Örneğin, inek sütü içtikleri zaman bebek daha huzursuzdur. Şiddetli gaz sancısı çeken bebek varlığında, annenin inek sütü ve süt ürünlerini bir kaç gün keserek bir değişiklik olup olmadığını gözlemlemelidirler. Değişiklik yoksa rahatça süt içmeye devam edebilirsiniz, çünkü emziren anne diyetinde günde 500 mililitre süt olması aslında kalsiyum ihtiyacının karşılanması açısından gereklidir.
Kimi anneler, baharatlı gıdaları, buğday ürünlerini, kimi sebzeleri kolikten sorumlu tutarlar. Bunda da gerçeklik payı vardır. Alkol ile çay-kahve de şüpheli maddelerdendir. Baharatlı gıdalardan, çikolatadan kuru fasulye, nohut, turşu, turp, lahana, karnabahar, brokoli, sarımsak, yumurta, turunçgiller, kavun gibi gıdalardan bir kaç gün uzak durmak yarar sağlayabilir. Yarar görürseniz, birer birer, 3-4 gün ara ile saydığımız gıdaları diyetinize ekleyerek, bebeğin tepkisine göre hangisinin gaz yaptığını saptamaya çalışın ve ondan uzak durun. Ancak sıkı diyetler asla ilk seçenek olmamalıdır.
Annenin rezene, kimyon gibi bitkileri kaynatıp içmesi işe yarayabilir.
Formül mama ile beslenen bebeklerde yapılacaklar daha sınırlıdır; doktorunuzla görüşerek, daha az gaz yapıcı bir mama kullanmaya başlayın. Besin alerjisi düşünülen bebeklere hipoalerjenik formül süt verilebilir. Bu özellikteki mamalarda tat problemi vardır, ancak bebek 4-5. günde bu tada alışacaktır.
Bir de, bebeğin beslenme sırasında hava yutmasından sakınmak gerekir, gerek biberon gerekse anne sütüyle beslenen bebeklerde, emerken hava yutturmamaya dikkat! Meme başını, etrafındaki kahverengi alanla birlikte, olabildiğince geniş olarak bebeğin ağzına verin, yanlardan hava yutmasın; biberon alıyorsa, biberonu yatay değil de, dik tutun, bebeğe sadece mama gitsin, hava yutmasın. Geniş delikli biberon ya da özel tasarım biberonlar (Dr Brown doğal akış biberonu gibi) da kullanabilirsiniz.
Bebeğe hemen ilaç başlamak, bebeğe mama desteği vermek ya da anneyi diyete sokmak sık yapılan yanlışlardır. Gene bebeğe gereksiz yere alınan pahalı araçlar (vibrasyonlu beşik gibi) da sık yapılan hatalardandır.
Bebek koliği, ailenin bebeğin ağlamasına çare bulunamadığı gerekçesiyle çok kez (özellikle de gece) hastaneye ve doktora başvurmasına neden olur. Ancak bu durumda yanlışı aileden çok doktor yapabilir. ayırıcı tanıda bebeğin ağlamasına neden olabilecek tüm durumlar gözden geçirilmelidir. Ancak, ne yazık ki sıklıkla ve yanlış olarak mide reflüsü, kabızlık ya da anal darlık tanısı konarak tedavi verilmektedir. Sonuçta, bu tedavilerin hiçbiri işe yaramamakta, bebeğin ağlamaları da geçmemektedir!
Bebek tipik olarak bacaklarını karnına doğru çekip ağladığı için akla ilk gelen şey, doğal olarak kakasını yapamıyor olduğudur. Bu nedenle başta lavman olmak üzere değişik kabızlık tedavileri (lavman, kaka yumuşatıcılar) önerilir ve kullanılır. En sık yapılan yanlışlık da, bebeklerin makatının dar olduğu gerekçesi ile genişletilmesi ve ailelere de bunu evde düzenli olarak yapmalarının söylenmesidir. Bu uygulama iki nedenle yanlıştır: Birincisi, anal darlık cerrahi ve ciddi bir tanıdır ve ancak cerrahi girişim ile düzeltilebilir. İkincisi, darlık gerekçesi ile bebeğin zaten küçük olan anüsüne yapılacak her türlü genişletme girişimi orada yırtılmaya (anal fissür) neden olacaktır. Oysaki bebeğin yakınmasının nedeni sadece bağırsağının kasılmasıdır. Aileye bu konuda bilgi verilip öncelikle endişesi yatıştırılmalı, ardından da nelerin yapılabileceği anlatılmalıdır.
Bir diğer yanlışlık da başka bir hastalığı olan bebeğin ağlamasını kolik olarak yorumlamaktır. Şunlar varsa daha ayrıntılı araştırma gerekir: şiddetli kusma, ishal ya da kabızlık, ateş, gün boyu (sabahtan akşam) aşırı huzursuzluk, yorgunluk, emmeye isteksizlik ve kilo alımının azalmasıdır (günde 15 gramdan az).
Son söz
“Babalar, çocuklarını merak etmesinler; annelerini mutlu etsinler yeter”
Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu
Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Bebekler ağlar, bu doğal olandır. Ebeveynlere düşen görev ise çocuğun tüm repertuarını öğrenmektir. Yaygara, hıçkırıklara boğulma, feryat figan etme… Bunları öğrendikten sonra bebeğinizin neden ağladığını kolaylıkla anlarsınız. Çünkü onlar farklı ve yeni yollar dener. İşte size nelerin gözyaşını tetiklediği ve onlarla başa çıkma yöntemleri…
Miniğinizin altı ıslak mı? Ağlar. Bir yeri mi ağrıyor? Ağlar. Emmek mi istiyor? Ağlar. Bebekler, tıpkı sizin hıçkırığınızı kontrol edemeyeceğiniz gibi gözyaşlarını kontrol edemez. Dünyaya geldikten sonraki birkaç hafta içinde ağlama bazen refleks davranıştır. Ama sizi paniğe sürükler. Nesi var? Onu nasıl susturabilirim? Derin bir nefes alın, bebeklerin ağlamak için hazır beklediğini hatırlayın. Ağlamaları onların doğasında olan iyi ya da kötü bir şey değildir. Uzmanlara göre bir bebek daima ağlamaya duygusal olarak bağlı değildir. Ağlar çünkü iletişim kuracağı başka bir yolu yoktur.
Bebeklerin 6 haftalıkken beyin ve sinir sistemindeki bazı ilginç gelişime teşekkür etmek gerek. Bir bebek, her ağladığında onu kontrol etmeyi de öğrenir. Fazlasını değil. İletişim kurmak için ağlaması yeterlidir. Siz elinizde, bir bebek bezi ya da mamayla gelirsiniz veya onu kucağınıza alıp sarılırsınız. Her geçen ay ile birlikte bebeğiniz, ağlama ve sizin tepkiniz arasında bir bağ kuracaktır. Bu eğlenceyi siz de dört gözle bekleyeceksiniz!
Bebeğinizin sistemini kontrol edin. Eğer neden ağladığından emin değilseniz, esas suçluya odaklanın. Karnını doyurdunuz mu? Kontrol edin. Gazını çıkardınız mı? Kontrol edin. Bebek bezinin son durumu ne? Hop! İşte problem çözüldü.
Bebeğiniz dokuz ayı rahat geçirdi, bulunduğu ortamın ısısı ayarlandı. Çoğu bebek, kundaklama, sallama ve sessizliğe karşı, anne karnındayken edindiği tecrübelere dayanarak, ses ve mimikle karşılık verir, merak etmeyin. Bebekler, yeni doğduklarında kaslarını kontrol edemez. Kollarını ve bacaklarını, bedenine kundaklayın. Bırakın ihtiyacı olan uykuyu kesintisiz alsın.
Emine Hanım, oğlunun ağlamasını ne yaptıysa bir türlü susturamamış. Sonunda 2 aylık oğlunu, sessiz ve karanlık bir odaya götürmüş. “İnanılmazdı” diyor Emine Hanım. “Ağlaması aniden kesildi. Meğer herhangi bir uyarıcının olmadığı bir ortama ihtiyaç duyuyormuş.”
“İngaaaaa, bebeğinizin bu sesi sizi bazen üzer, bazen strese sokar, bazen de huzursuz eder. Onun da her ağlaması başka bir anlam ifade eder.”
Bazı anneler yenidoğanların etrafında parmak ucunda yürür. Böyle yaparak, onun için huzurlu ve sessiz bir ortam sağladıklarını düşünürler. Oysa gerçekte bebeğiniz ana rahmindeyken duyduğu tıpkı sizin sesiniz, eşinizin şarkı söylemesi ya da çaldığınız müzik gibi gerçek seslere karşı güçlü özlem duyuyor olabilir. Normal ses tonunuzla kitap okuyun, şarkı söyleyin ya da yaratıcı bir şeyler yapın.
Yaklaşık 6 aylık olduğunda bebeğiniz sizden aldığı tepkileri anlar ve ağlayabilir. Tıpkı ağzındakini odanın diğer yanına fırlatıp attığı ve sizin etrafa saçılmış kirleri temizlediğinizi soğukkanlılıkla izlediği gibi ya da toplanmış olan kollarını uzattığı zamanki gibi… Bebeğiniz, iç bilgi tabanında nedenleri ve sonuçları bir araya getiriyordur.
Bu, hiç süphesiz kişisel gelişimleri görebileceğiniz bir zaman dilimi. Büyük ağlama ustası, bugünlerde çok daha mutlu olabilir. Bir zamanlar kendi halinde olan bebek gitmiş, yerine Oscar’lık oyun sergileyen başka bir canlı gelmiştir. “Eşim ve ben, uysal olan oğlumuz Can’ın son günlerde yeni yönlerini görüyoruz. Emzirene kadar neden bu kadar çok ağladığını çözememiştik. Üst diş etinin onu rahatsız ettiğini anladık.” Buket Şeker, 10 aylık Can’ın annesi.
Bebekler, genel olarak ilk dişlerini 6- 10 ay arasında çıkarırlar. Bu da çok ağrı veren bir süreçtir. Ağrı eşittir ağlamadır.
Bebeğiniz, istikrarlı amaç olarak adlandırılan psikolojik anlayışı çözer. Bebekken odada bıraktığınızda gayet iyiydi çünkü sizi özlediğini kavrayamıyordu. Şimdi sizin yanından gittiğinizi gördüğünde, nereye gittiğiniz ve ne zaman geri geleceğiniz konusunda kafası karışıyor olabilir. Size dile getiremediğinden ve nereye gittiğinizi soramadığından dolayı, dikkatinizi çekmek için sahip olduğu tek yetiyi kullanır; ağlamak. Tüm bunlardan sonra, o ağladığında sizin koşarak geldiğinizi deneyimler.
Şimdi, ağlama türleri arasındaki farkı ayırt edebilirsiniz. Yapamazsanız strese girmeyin. Tüm annelerin, bebeklerinin ne istediğini ağlama sesleriyle anlattıkları sözleri bir mitten ibarettir.
Hemen söyleyelim; ne yaparsanız yapın, çocuğunuz ağlayacak! Ama en azından neden ağladığını bilirseniz çözümü bulup onu susturabilirsiniz.
Bir ağlamayı, diğer ağlama denemesinden kolaylıkla ayırt edebilirsiniz. Ağlamaya başladığı gibi susar da. Bırakın kendi kendine sakinleşsin. Ona değerli bir ders veriyor olacaksınız. Odadan her ayrıldığınızda ağlıyorsa “ceeee”gibi yüzünüzü saklayıp gösterdiğiniz basit oyunlar, psikolojik anlayış kavramını çözmesi için ona yardımcı olacaktır. Hatta sizin onun yakınlarında bir yerde olduğunu kavrayacaktır. Sizin için ağlamaya devam edecektir, fakat muhtemelen her yalnız başına kaldığında değil.
Bazen tüm bebekler bir duvardan diğerine bakmak ya da azıcık farklı oyuncakları denemek ister. Bu tip durumlarda feryadı bastıklarında, hemen kendinizden geçmeyin ve beş dakika içinde onun boşluğunu doldurmak için beş yeni oyuncağı önüne yığmayın. Ağırdan alın.
İşaret dili, bebeklerin ağlamaya başvurmadan isteklerini anlatmaya yardım edebilir. 9 aylıktan itibaren bebeğinize işaret dilini öğretebilirsiniz. 13 aylık olduklarında, su, yemek ve daha fazlasını işaret diliyle anlatabilirler. Bu, istedikleri bir şeyi ağlamadan anlatmaları demektir.
Bazı bebekler diş çıkarırken fazla salya, ısırma, diş eti kabarması gibi fiziksel belirtiler vermez. Sadece alışılmışın dışında ağlarlar. Dondurulmuş diş halkaları ya da havlu (önce kenarlarını ıslatın, sonra buzdolabında soğumaya bırakın) vermeyi deneyin.
Artık bebeğiniz yürüme, ilerleme ve tuvalete gitme gibi motor yetenekleri ve parmak ısırtan yürüyüşüyle muhteşem iletişim becerisine sahiptir. Yeni yürümeye başlayan çocuklar, keşfetmeye karşı heyecan duyar. Fakat sizden çok uzakta olmaktan da korkarlar. Bunun üstesinden gayet iyi gelebilirler. Üstelik ağlama numarasına başvurmaya niyetleri de hiç yoktur.
Çocuğunuz muhtemelen konuşmaya da başlamıştır fakat başarısızlığa uğradığı zaman nasıl baskı yapacağını bilmediğinden oyun arkadaşının, bir oyuncak ödünç aldığını söyler. Somut korkular da göstermeye başlayabilir… Karanlık, köpekler, havaifişekler gibi… Becerilerini kopyalamayı test ediyordur. Çocuklar, gözyaşlarını kontrol etmeyi öğrendiklerinde aileler bazen yapabileceklerinden daha fazlasını ümit ederler. “Yatmaya gitmek, sizin ve bizim için büyük bir iş olmayabilir ama bir çocuk için beyninde birçok şey demektir. O, ışığı kapayamaz” diyor uzmanlar. Veeee, ne yapacağını bilemediğinde de ağlar.
İyi haber mi? Ağlamak çocuklara doğal olarak güzel şeyler öğretir. Gözyaşının üstesinden gelmeyi öğrenirler, sonra yollarına devam ederler.
Ağladığınızda kendinizi kapıp koyvermeyin. Sakin olmaya çalışın. Çünkü sizin enerjiniz onu daha çok üzüp ağlatır.
Bebeklerle olduğu gibi, çocuğunuz acıkmışsa, yorgunsa ya da hastaysa, aperatiflerle, kısa uykularla ağlamayı tedavi edebilirsiniz (bazen engel olmalısınız) Çünkü çocuklar feryat figan ederek yetişkinleri “tavladıklarını” bilirler. Onlar belli bir tarzla buna gayret ederler. Adeta sudaki köpekbalıkları gibidirler. Kanın kokusunu alırlar. Bu nedenle soğukkanlı olun. İçinizin kan ağladığını görmelerine asla izin vermeyin.
Sadece birkaç şey, insanlar içindeyken çığlık çığlığa ağlayan bir çocukla olmaktan daha fazla utanç verir. Mümkün olduğunca güçlü durun. İnsanların kötü bakışlarını ya da yardımcı olmayan yorumlarını dert etmeyin. Diğer yandan hiçbir şey yapmama riskini göze alın. Tufanı durdurmak, uzun soluklu bir koşuda en iyi yol değildir. Sessiz, sakin bir yer bulun ve çocuğunuzun gözyaşlarıyla birebir meşgul olun.
Gelecek birkaç yıl boyunca bunu sayamayacağınız kadar çok kez söylemek zorunda olacaksınız. Fakat bu, duygularını sözle ilişkilendirmek açısından çocuklar için önemli. Hissedilenleri kelimeler anlatır: “Bugün kendimi kötü, huysuz hissediyorum çünkü karnım ağrıyor.” Çocuğunuza, “Yardımına ihtiyacım var.” demeyi öğretin. Düş kırıklığına uğradığında bunu anlayacak ve bu kelimeyi kullanacaktır. Anlamış olmak, çocuklar ve bebekler için gerçekten büyük bir şeydir. Evet, onlar ağladıklarında isterler.
İletişimin hayatımızdaki önemi büyük. Her canlının da kendini ifade etme şekli bir başka. Bebeklerin ise kendilerini anlatmak için ağlamaktan başka şansları yok. Bence "Ağzı var, dili yok" sözü tam onlara göre. Inga ınga melodileriyle kendilerini ifade etmeye çalışan bebeğinizin dilinden anlamak ve onlara daha fazla yardımcı olmak en büyük arzunuz ise, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülsemin Güloğlu'nun bu konu hakkında anlattıkları size yardımcı olacak.
Çok ağlamasının nedenleri
Bebeklerin tek iletişim kurma yolu ağlamadır. Genellikle açlık, uykusuzluk, rahatsızlık hissi duyduklarında ağlarlar. Eğer bebeğin karnı tok, altı temiz, ateşi normal, ortam ısısı iyi ise, yani ağlamasını gerektirecek bir durum olmadığını düşünüyorsanız nedeni kolik olabilir. Nedensiz ağlamalar genellikle akşamları olur, çünkü bebek günün yorgunluğunu atmaya çalışır. Eğer sabredilip kendi haline bırakılırsa ve sakin bir ortam yaratılırsa 5-10 dakikada uykuya dalacaktır. Emziren annenin yediği yiyecekler, örneğin süt ve süt ürünleri, yumurta, kuruyemişler gibi alerjik olabilecek proteinler içeren yiyecekler de sütle bebeğe geçerek, bebekte alerjik reaksiyona ve huzursuzluğa neden olabilir. Ayrıca çay, kahve, kola gibi kafein içeren sıvıların aşırı tüketilmesi de bebekte huzursuzluk yaratabilir.
Ağlama nedenini anlamak mümkün mü?
Yeni doğan bebeğin ilk günlerinde ağlaması, annelerde panik duygusuna yol açsa da zamanla bebekle iletişim kurmayı öğrenirler ve ağlama şeklinden bebeğin ihtiyaçlarını daha iyi anlayabilirler.
Bebekler en çok hangi aylarda ağlar?
Özellikle kolik sorununun yoğun olduğu ilk 3 ayda ağlarlar. Ayrıca ilk 3 ayda günde 3 saat ağlamaları normaldir.
Bebek ağladığında ne yapmalı?
Ağlama nedeninin açlık olduğunu düşünüyorsanız öncelikle emzirmeye çalışın.
Eğer gerekiyorsa altını değiştirin.
Ortam ısısının normal olup olmadığını kontrol edin.
Yorgun olduğunu düşünüyorsanız kucağınıza alıp sakinleştirin.
Bebeğinizi sakinleştirmek için en çok hoşuna giden yöntemi rutin haline getirmeye çalışın. Bu, temiz havaya çıkarmak, kucakta sallamak veya emzik vermek olabilir. Her seferinde aynı yöntemi uygulamaya çalışmak, bebeği de bu rutine alıştıracak ve işinizi kolaylaştıracaktır.
Kolik ağrısı
Kolikli bebek, genellikle dizlerini karnına doğru çeker, yumruklarını sıkar ve hareketlidir. Kolik ağlaması normalden daha şiddetlidir ve saatlerce sürer. Kolik genellikle bebek 2-3 haftalıkken başlar ve 6. haftada en yoğun seviyeye ulaşır. Genellikle üçüncü ayda sonlanır. Koliğin kesin nedeni bilinmez. Ancak kalıtsal olabileceği, sigara dumanının ve annenin stresinin koliği arttırabileceği, bebeklerin sinir sisteminin tam olgunlaşmamış olması gibi teoriler vardır, fakat netlik kazanmamıştır.
Hazırlayan: Başak DOĞRU