Kasım Şiiri Cemal Süreya

Kasım ayı ne güzel bir ay değil mi? Birçok yerde ağaçlar yapraklarını döktü ve günler giderek kısalıyor. Yakında kış gelecek... Kar, buz, soğuk... Arasına rüzgar serpiştirilmiş birkaç güneşli gün, tarlalardan çıkan son ürünler ve gri gökyüzü... Renk doğadan uzaklaştıkça, donuk kahverengi manzaranın önümüzdeki birkaç ay boyunca birlikte yaşayacağımız katı siyah beyaz dünyaya dönüştüğünü görüyoruz. Yine de sonbaharın güzelliğini ve ara sıra güneş ışığını gördüğümüz günlerin tadını çıkarmak gerek. Tabi bir de Kasımda aşk var. Kasımda aşk başkadır değil mi dostlar? Bu sayfada kasım ayı ile ilgili sözler bulacaksınız. Değerli Güzel Cümleler dostları; Her zaman en güzel sözler için Google veya Yandex üzerinden "Güzel Cümleler" yazarak, sayfamıza ulaşabilir ve birçok konu başlığı altında sözlere ulaşabilirsiniz. Sevgiyle kalın...

Kararlıdır Kasım; Eylül, Ekim gibi nazlanmaz öyle, "Hoşça kal" der, "ben yokum" der, giderken kapıyı çarpar da gider. Soğuktur Kasım; Sıkı giyinseydin der, güneşime aldanmasaydın der. Vedadır Kasım; acılara, dertlere, hüzünlere veda olsun bu Kasım. Aşktır Kasım; Yeni aşklara, yeni başlangıçlara açılan kapıdır.

Herkes Eylül'de geldi sen Kasım'da gel. Varsın geç olsun ama sev beni...

Kasımın son mısralarındayız, günlerden ne bilmiyorum; ama ben, bugün de seviyorum seni... - Cemal Süreya

Nisan ayında yeşeren yapraklar Ekim ayında sararıp, Kasım ayında dökülüyor. Kasımda aşk gerçektir İrfan...

Ah Kasım. Sonbaharın bitişi. Kışın bitişiği. Sert rüzgarlar, üşüten yağmurlar. Beni hasta etmeye en yakın mevsim. Ağaçlar çıplak. Yüzler mutsuz. Yapraklar Ankara asfaltını öperken, üşüyerek beklenen tıka basa otobüsler. Kasım elleri üşütür bir eldiven seni ısıtamaz. Ama başka bir el ısıtır. O yüzden ay kasımsa ve bir nedenin varsa... kasım sana teğet geçer...

Geldiğin gün kasımdı. Kasımları sevmem. Hem eylülde giden, kasımda mı gelirmiş? Eylülde giden, baharda gelmeli. Martta kedi gibi, Nisanda yağmur gibi, Mayısta erguvan gibi... Eylülde giden, baharda gelmeli. Son gidenin ilk gelişi gibi...

Kasımda aşk başkadır; çünkü bize ölümsüz aşkı anlatır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü...

Aslında yaprak sıkılmıştı ağaçtan. Bahaneydi sonbahar...

Aşkın Ekim'i, Kasım'ı olmaz ki... Ilık bir Ekim sabahında, ayaz bir Şubat akşamında ya da Temmuz güneşinde sevemez miyim seni? Severim, hem de çok...

Kasım ayı; Her şeyin renk değiştirip öleceği nazlı, serin mevsim...

Aylardan kasım, ben de hep soğuk havaları sevmişimdir. Yün patikleri, odun kokusunu. Seni de sevmişimdir. Başlı başına bir cinayet sebebidir halbuki seni sevmek. Ben şaşırıp daha çok kendime kıymışımdır.

Aylardan Kasım, yüreklerde hasım zamanı olmuş.

Bakma aylardan Kasım, mevsimlerden sonbahar olduğuna. Sen ne zaman istersen çık gel! Benim kapım sana her zaman Aralık sana

Bazı borçlar vardır ödenmez, görmediğin birine duyulan özlem vardır hiç bitmez...

Bekledim seni gelirsin diye bir sonbahar şarkısı söylersin diye bir sıcak tebessüm beklerken senden sonbahar rüzgarı aşkımı senden aldı da gitti.

Bir gün daha yaşandı ve bitti. Küçük sevinçleri ve küçük kederleriyle herhangi bir gündü çok önemli değildi. Seni düşündüğüm birkaç andan başka...

Hoş geldin Kasım! Hoş geldin Güz'ün en pişmiş ayı, yazdan tamamen sıyrılmış, kışa bir adım yaklaşmış, acısı tadında, hüznü sağlam, güçlü, biraz sert ama kendine has güzelliği olan Kasım...

Bir sır oldun, çözemedim sana ben hiç küsemedim rüzgâr olup esemedim bir sonbahar akşamında.

Bu işler böyleydi işte... İnsan bir kasım gecesi kaldırımın üstünde kalıveriyordu.

Çok ağladım hiç gülmedim beni duyup dinlemedin bırakıp gittin, sevmedin bir sonbahar akşamında.

Geçti koskoca sene insanlığı bir dene niye bakman gidene geçti işte sonbahar

Gelmez ise sonbahar niye yağsın beyaz kar mevsimler bir bir akar geldi işte sonbahar.

Girdi balkanlardan kar odun kömür cep yakar kış kapılardan bakar geçti işte sonbahar.

Gönül bir güzellik beklemiyor Kasım'da.

Kalbim bir avrupa ülkesi gibi, herzaman sonbahar, her zaman yağışlı, arada ziyarete gelen olduğu zaman, biraz güneş açıyoruz, fotoğraflarını çekiyorlar renkli sokaklarımın gözleri kamaşıyor, ziyaretleri bitince, yine yağmaya başlıyoruz, hava durumu sağnak yağmurlu...

Haber saldım gelemedin halimi hiç bilemedin gözyaşımı silemedin bir sonbahar akşamında.

Hava soğudu, kasımın son günleri. Kar yağacak, bembeyaz olacak unutulmuşluğum... - Edip Cansever

Herkesin atası hakettiği gibi anılır, kimi fatiha dualarla, kimi düdük kornalarla...

Kargalar güz mevsiminde otağlarını kurdular mı, bülbüller susup gizlenirler. - Mevlana

Sonbahar, her seferinde gözlerimin içine bakıp; hiç değişmemişsin der ve omzuma dokunur. Ben sonbaharın gözlerinin içine bakamam; dokunur. - Ali Ural

Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç...

Mevsim hazan, aylardan Eylül. Yapraklar solgun. Kalpler kırık, zaman vefasız, kelimeler yorgun...

Biliyorum dardasın yüreğim, mevsim hazan. Sen şimdi sabret. Biliyorsun vakti gelmeden okunmaz, beklediğin o ezân...

Şimdilerde altından geçtiğim bütün ağaçlar, yapraklarını döküyor. Havada hazan var, yüreğimde hüzün... - Cemal Süreya

Puslu ve eski bir Kasım sabahıydı. Pusluydu... Ya göz gözü görmüyordu, ya da göz sahipleri görüşmekten yorulmuşlardı... - Can Bonomo

Bir mevsim gibi gel bana. Senden sonra ne hazan kalsın, ne yaprak dökümü... - Ferhat Kurman

Hazan dolu bir gönülle, mehtaplı gecelerde yıldızlara yalnızlığımı anlattığım...

Dedim ya, yokluğun kış, yokluğun hazan... Gözlerim doluyor bazen, bir bilsem, kimsin sen... - Adnan Korkmaz

Hüzünlenmek için sonbaharın gelmesini bekliyor gibiydik ve bir yılın bütün hüznünü heybesinde taşıyordu eylül... - Bektaş Şenel

En sevdiğim mevsime geldik. Yapraklar sararacak, gök gürültülü yağmurlar yağacak... Sonbahar hüzündür. Hüzün ise ben... - Özdemir Asaf

Sensizliğin tadını dudaklarımda hissediyorum. Önce acı ve kasvetli bir sonbahar tadı geliyor ağzıma, sonra biraz nutkumun tutulması ve derin sessizlikle süsleniyor. Yalnızca seni düşünmenin tarif edilmez korkuları içinde delirmeyi bekliyorum. - Özcan Köseğlu

Oysa ben akşam olmuşum, yapraklarım dökülüyor, usul usul... Adım sonbahar... - Atilla İlhan

Ne kadınlar sevdim zaten yoktular. Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir. Azıcık okşasam sanki çocuktular... - Attila İlhan

Bir ölüm vefalı, bir de sonbahar... - Cahit Zarifoğlu

İyi ya, Ekimdir işte, Kasıma ne kalmıştır şurada, Yani bir çay ocağının başında, Bir adam şekerlere çocukluğunu sevdirir. - Edip Cansever

Kalan mı bizdik, giden mi? Bilinmezdi... Kasım rüzgârda bir yapraktı... - Ahmet Hicri İzgören

Kasım diyorum. Eylül'e veya Ekim'e benzemez. Her şeyi bambaşkadır...

Kasım geldi ve sen hâlâ yoksun...

Kasım sevgilerin kalplerde hissedildiği aylardandır.

Kasım veda ayıdır. Geçmişe veda, geride kalan tüm mevsimlere elveda. Mevsimsizdir. İçinde yaz da vardır, bahar da... Oysa sonbahar ayıdır. Kafaları karıştırmakta o yüzden ustadır... - Mine Söğüt

Kasım'da açan çiçek ve aşksın sen içimde filizlenen. Kasım'da açan aşk ve çiçek. Vur beni gözlerinle, menzilim vurgun, yerim gözlerin olsun. Gözlerinde kalayım...

Kasım'da aşk bahane ömürden bahar geçti... - Taladro

Kasım'da aşk başka mıdır bilmem. Ama ben bu sabaha da sensiz uyandım ya Kasıma'da lanet olsun sana da.

Kasımda aşk başkadır.

Kasım'da aşk başkadırcılara ayrılan süre bitti. Şimdi aralıksız sevmek isteyenlerin zamanı. Bu da olmazsa doğru ocak başına içmeye.

Kasım'da aşk falan yok. Çay var içerseniz.

Kasım'da her şeyin bir günü var. İmkan ver, bizim de bir günümüz olsun...

Kasım'da ne aşk var ne mutlu sonlar. Buz gibi yalnızlık var.

Kasımda ne çok yağmur yağıyor değil mi gözlerden...

Tüm Güzel Sözler için Tıklayın!

Cemal Süreya’nın Şiiri Ve Çok Yönlü Yaratıcılığı

Etkinlikler

10 Kasım 2018 Cts ○17:00 - 19:00

Borusan Contemporary’nin koleksiyon sergisi ÜVERCİNKA, ünlü şair Cemal Süreya’nın ikonik şiirlerinden birinin ismi. Yeni Medya Sanatlarıyla şiir arasında diyalog kurmayı hedefleyen bu sergi bağlamında 10 Kasım Cumartesi günü saat 14:00-16:00 arasında Şair Turgay Fişekçi, Cemal Süreya'nın toplu şiirlerinin ve kimi düzyazı kitaplarının editörü Selahattin Özpalabıyıklar ve küratör Necmi Sönmez’in katılımıyla bir konuşma düzenlenecek. Şiirin disiplinlerarası açılımları ve günümüz sanatı üzerine olan etkilerinin tartışılacağı bu konuşma, yaratıcı sanatlar arasındaki yakınlaşmalara Cemal Süreya’nın çalışmalarından yola çıkarak yanıtlar arayacak.

Konuşmacılar

Selahattin Özpalabıyıklar:
1955’te Çubuklu’da doğdu. Editör, çevirmen, yazar. Bir gazetede muhabir, redaktör ve bulmacacı, iki ansiklopedide yazar, çevirmen ve redaktör, üç yayınevinde düzeltmen, editör ve şef editör olarak çalıştı. Şiir, öykü ve deneme seçkileri ile bir şehir monografisi hazırladı; iki editörlük atölyesi düzenliyor. Epeyce çeviri kitabı var. Kendi kitabı Göndermeler: Yazı, yanıt, söyleşi, anı Ekim 2018'de çıktı. 

 

Turgay Fişekçi:
1956'da Balıkesir'de doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Öğrencilik yıllarında şiir yazmaya ve yayıncılık alanında çalışmaya başladı. Öğrenimini tamamladıktan sonra yayıncılığı meslek edindi. İlk şiir kitabı Karda Işıltılar ile 1980 Akademi Kitabevi Şiir Ödülü'nü kazandı. Sonraki şiir kitapları: Kuşkuluyum Yaşadığımdan (1983), Yitik Bahar (1989), Dip Sevgi (1994, Behçet Aysan Şiir Ödülü), Sevgi Bağları (1998, Behçet Necatigil Şiir Ödülü, Halkevleri Şiir Ödülü), Güzelle Büyü (2013, Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü), Nerdesin? (2017, Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü).

Etkinlik dili Türkçedir. Etkinlik serisine katılım bilet ile gerçekleştirilecek olup kontenjan 50 kişi ile sınırlıdır. Bilet satın almak için tıklayınız.

Sayfayı Paylaş