Sabunlar; günlük hayatımızda temizliğin büyük bir parçası olan kimyasal ürünlerdir. En basit terim anlamıyla, bir asit ile (yağ asidi) bir bazın (alkali) reaksiyonu sonucu oluşan tuza verilen addır.Sabun üretiminde kullanılan yağ miktarı ile baz miktarının iyi ayarlanması gerekmektedir. Aksi takdirde cilde zarar vererek tahrişe neden olabilirler.
Piyasada birçok çeşidi bulunan sabun; marka, şekil, renk, koku ve ambalaj ile birbirinden ayrılmaktadır. Gelişen teknoloji ile bitkisel sabunlar ve antibakretiyel sabunlar da hayatımıza girmiştir
Sabun kullanımı temizlik açısından kaçınılmaz olup kullanıldıktan sonra cildi kurutma özelliği olduğundan nemlendirici kullanılması önerilmektedir.
Sıvı sabunlar daha az mikrop yaydığı düşüncesiyle daha çok kullanılmaya başlanmıştır. Ege Üniversitesi’nin yaptığı araştırmalara göre sıvı sabunun elimizdeki açık yaralara temas etmesi durumunda cilt kanseri riskini artırmaktadır ve hatta Ankara Onkoloji Hastanesi’ne yapılan başvurularda son 4 yılda Cilt Kanseri hastalarının %94 oranında arttığı bildirilmiştir.
Antibakteriyel Sabun
Son yıllarda kuru ve sıvı sabunların yerini almaya başlayan antibakteriyel sabunlar piyasaya sürüldü. Mikroba karşı savaşmada daha güçlü olduğu düşüncesiyle alıp kullandığımız bu sabun acaba gerçekten de mikroplarla savaşarak sağlığımıza katkıda bulunuyor mu?
Mikrop bulaşmasını ya da çoğalmasını önlemek için antibakteriyel sabunlarda triklosan diye bir madde kullanılmaktadır. Bu kimyasal maddenin kas ve iskelet sistemini bozduğu ortaya çıkmıştır.
Triklosan Nedir?
Antibakteriyel sabunlar, diş macunları, deodorantlar, traş losyonları, kozmetikler gibi birçok üründe kullanılan bir maddedir. Yaklaşık olarak 40 yıldır bilerek veya bilmeyerek kullandığımız bu maddenin zararları ise 2000’li yıllarda yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır. Zararları;
*Klorla birleştiğinde kloroform gibi kanserojen madde oluşumuna neden olmaktadır.
*Bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç kazanmasına sebep oluyor böylece tedavi süreci uzayabiliyor.
*Hormonları olumsuz yönde etkiliyor.
*Vücuttan uzun sürede atılmalarının yanı sıra doğada da kolay çözülmeyip zarar verebiliyor.
*Çocuklarda alerji ve egzamaya neden olabilir.
Proceedings of the National Academy of Sciences isimli tıp dergisinin son sayısında yayımlanan araştırmada fare ve balıklar üzerinde triklosan maddenin etkileri test edilmiş ve bu maddeye maruz kalan farelerde kalp fonksiyonlarında 20 dakika içinde % 25, kol kavrama kuvvetinde ise 1 saat içinde % 18 azalma olduğu belirlenmiştir. Balıklar üzerinde yapılan testte ise balıklar 7 gün süre ile triklosan bulunan suda bekletilmiştir. Sonuç olarak ise yüzme aktivitelerinde ve yırtıcı hayvanlardan kaçma durumlarında trikloson bulunmayan suya oranla yavaşlama olduğu gözlenmiştir. (Vatan Gazetesi)
Cildimiz için kullandığımız ürünlerin içeriğini, yararlı veya zararlı yönlerini bilmek aslında en güzeli. Bunun içinde çok araştırmak gerek doğru ama gelişen teknoloji ile hepimizin elinin altında internet var. Sadece sosyal paylaşım sitelerini kullanmak yerine biraz da sağlığımız ve gelecek nesillerimiz için yatırım yapmak zor olmasa gerek.
Sabun kendini kurutur cildi nasıl kurutmasın..
Yazar:Sündüz Uslu
Sıvı ve katı sabun çeşidi özünde aynı elementlerle üretilmesine kıyasla ikisinin de yararı ve ya zararları bulunmakta. "Yasemin.com" ekibi olarak iki sabun arasındaki farkı sizler için derledik.
Son zamanlarda sıvı sabunların mı yoksa katı sabunların mı daha kullanışlı ve sağlıklı olduğu konuşuluyor. "Yasemin.com" ekibi olarak iki sabun arasındaki farkı sizler için araştırdık.
İşte, sıvı sabun ve katı sabun arasındaki fark...
- Elinizi katı sabunla yıkadığınızda bakterilerin bir kısmı sabuna yapışabilir.
-Sıvı sabunlar katı sabuna göre içeriğinin güzel kokulu olmasından kaynaklı elleri yıpratabilir.
- Katı sabunların PH değeri sıvı sabunlardan daha fazladır. Bu yüzden cildinizin kurumasına sebep olabilirler. Ancak gliserin içeriği olan katı sabunlar ise deri problemleri olanlar için faydalı olurken, deriyi nemlendirerek kaşıntıya iyi gelir.
- Katı sabun çabuk erimeye müsaitken, sıvı sabunu uzun süre zarfında kullanabilirsiniz.
Uyarı: Evinizde katı sabun seçebilirsiniz ancak umumi yerlerde sıvı sabun kullanmaya özen gösteriniz.
Yaz aylarında, yüksek sıcaklıklara bağlı olarak bakteri oluşumu artıyor. Gerek kullanım yoğunluğu gerekse ıslak zemin yüzeyinin çok fazla olmasından ötürü tuvaletler bakteri oluşumunda bakteri oluşumunda başı çekiyor. Özellikle ortak kullanılan tuvaletlerde sifon, musluk, kapı kulpları derken temas ettiğimiz her yerde milyonlarca bakteri bulunuyor ve el hijyenimizi sağlamamız sağlığımız açısından çok büyük önem taşıyor. Söz konusu el hijyenimiz olunca da akla ilk etapta tabii ki sabun kullanımı geliyor. Ancak ellerimizi sık sık yıkıyorsak bile özellikle katı ve sıvı sabun kullanımı konusunda dikkat etmemiz gereken noktalar bulunuyor. Çünkü kullandığımız sabunlar da başlı başına bir sağlık sorunu haline gelebiliyor.
Katı sabunlar, sıvı sabunlara oranla çok daha doğal bir üretim sürecinden geçiyor olsa da yüzeylerinde yüksek miktarda zararlı bakteri barındırıyor. Dolayısıyla ellerimizi yıkadığımızı zannederken aslında üstü tamamen bakteri kaplı sabunlarla ellerimizi daha fazla bakteriyle buluşturabiliyoruz.
Uzmanlar iki üç kişilik bir ailenin evde katı sabun kullanmasının çok fazla risk taşımadığını belirtiyor. Ellerin yıkanması sonrası katı sabunun yüzeyinde kalan bakterilerden, sabunun üzerinde kalan köpüğünü su ile temizleyerek kurtulmak mümkün ve kolay, ancak özellikle bakteri alış verişinin çok yoğun olduğu hastane, okul, restoran, plaj, AVM gibi alanların tuvaletlerinde katı sabun kullanımından kaçınmak gerekiyor.
Sıvı sabunların katı sabunlardan daha az bakteri taşıdığı biliniyor ve kabul ediliyor. Ancak sıvı sabun kullanımında da dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Sıvı sabunlar oksijenle temas ettikçe bulundukları kapta bakteri üretmeye başlıyor. Dolayısıyla sıvı sabun kaplarını yeniden doldurmadan önce iyice yıkayıp temizlemek ve bir sıvı sabunu kabında çok uzun süre bekletmeden tüketmek gerekiyor.
Sıvı sabunlarla ilgili bilinmesi gereken bir diğer konu ise sıvı sabunun aslında katı sabunun sıvılaştırılmış hali olmadığı. Sıvı sabun, kimyasal yağ asitlerine köpürücü maddeler ve bozulmasın diye antibakteriyel kimyasallar ile karıştırılarak üretiliyor. Dolayısıyla uzun süreli kullanımda sıvı sabunlar cilt kuruması ve cilt çatlaklarına yol açabiliyor. Ayrıca Ege Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada açık yaralara temas eden sıvı sabunun cilt kanseri riskini artırdığı belirtiliyor.
Toplumdaki genel kanı, gerek isimlendirmesi gerekse ilaç firmalarının sunumu dolayısıyla antibakteriyel sabunların katı ve sıvı sabunlara göre bakteri oluşumunu durdurduğu ve oluşan bakterileri ortadan kaldırdığı yönünde. Oysa Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu 2016 yılında bu kanıyı tamamen tersine çevirecek bir araştırmayı ortaya koydu. Yapılan deneyler antibakteriyel sabunların sık kullanımından dolayı kişilerde hormonal sağlık sorunlarına ve uzun vadede kansere yol açtığını gösteriyor.
Triclosan adı verilen ve bakterileri öldürme amacıyla antibakteriyel sabunlara konulan madde cilt kuruluğu, kaşıntı ve egzamaya yol açabiliyor. Triclosan ayrıca vücuttaki guatr hormonunun yerini alarak tiroit bezinde sorunlara sebep olabiliyor.
Tüm bu bilgilerin yanında, farklı cilt tipleri ve cilt problemleri için farklı sabun tipleri bulunuyor. Bu sabunları kullanmadan önce cilt doktorunuza danışmak önem taşıyor. Günlük kullanım içinse katı mı yoksa sıvı sabun mu kullanacağınız ise hem tercihinize hem de dikkatinize kalıyor.