kayıp prenses 4 bölüm / Kayıp Prenses 4. bölüm - Dailymotion Video

Kayıp Prenses 4 Bölüm

kayıp prenses 4 bölüm

Kayıp Prenses 1. Bölüm

Kayıp Prenses 1. Bölüm

Bir peri kızı olan Defne, yeryüzüne iyilik yapmaya geldiği bir zamanda bir insana aşık olur. Onların aşkı vazgeçilemez, unutulamaz ve yerine başka bir şey konulamaz bir aşktır. Bu aşkın uğruna peri kızı ölümsüzlükten, sonsuz güçlerden, periler âleminin Kraliçesi olmaktan vazgeçer. Sıradan bir insan olarak yeryüzünde yaşamayı seçer.

Çok mutlu olacaklarını, hiç ayrılmayacaklarını düşündükleri bir anda kötülük karşılarına dikilir. Arun'dur kötünün adı... Defne'yi elde edememenin hırsıyla gözü kararmıştır. Peri Kızı'nı yeni ve zorlu bir tercih bekliyordur artık. Ya kızı ve kocasının ölümünü seyredecek ya da Periler Alemi'ne geri dönecektir.

Gözyaşlarıyla kızını karanlık bir gecede bırakıp ayrılır yeryüzünden. Belirsizliğe terk ettiği minik yavrusunu ve kızlarıyla beraber sır olan karısına yıllarca kin besleyecek olan sevdiği adamı bırakır ardında. Sevdiği adama hiçbir açıklama yapamaz çünkü ömrünün sonuna kadar tutması gereken bir yemini var. "Sessizlik yemini"...

Zamanı geldiğinde de kötünün, Arun'un karşısına dikilecektir. Asla yenilmeyeceğini sanan KÖTÜ; "Kayıp Prenses" efsanesini yok etmek için elinden geleni yapsa da başarılı olamayacak.

Amansız kötülere karşı masumiyet, iyi niyet, saflık, adalet ve aşk galip gelecektir.

Hangi şartta yaşıyor olursa olsun, içindeki güce inananların zaferidir bu.

Emma

Derse geç kaldım.Çok geç kaldım.Hızlıca dolabıma gidip defterimi aldım ve tüm gücümle sınıfa koştum.Tek kolumdan düşen çantamı umursamayıp kapıyı çaldım ve sınıfa girdim.Tahtaya bir şeyler yazan hoca bana dönüp gülümsedi.

"Benim gibi yeni biri daha." deyip tebeşiri bıraktı ve masanın kenarına oturdu.

"Sen Emma olmalısın.Theodore Dawson." dediğinde tanıdık gelen isimle kaşlarımı çattım.Gülümsedi.

"Eğer bana öyle bakmaya devam edersen senden korkmaya başlayacağım." dediğinde gülümsedim ve başımı sallayıp yerime geçtim.Yerime oturmamla Theodore'un ensesindeki dövmeyle göz göze gelmem bir oldu.Güneş dövmesi.

"Güneş ülkesi kraliyet ailesinden olan herkesin vücudunda doğuştan gelen bir güneş dövmesi vardır."

Gözlerim büyüdüğünde bana baktı.Yutkunduğumda gülümsedi ve kolyeme baktı.Bir fıslıtı duyduğumda ona baktım.

"Sonra detaylı konuşuruz."

Başımı salladığımda tahtaya döndü.

*********

Ders bittiğinde defterimi çantama koyup omzuma taktım ve ayağa kalktım.Kapıdan çıkacağım sırada Theodore bana seslendi.

"Emma.Konuşalım mı?"

Ona döndüğümde gözlüğünü çıkartıp bana oturmamı işaret etti.Önündeki sıraya oturduğumda etrafa bakmaya başladı.Sessizlik artınca ona döndüm.

"Konuşmayacak mıyız?"

"Birini bekliyoruz." dediğinde kapı açıldı ve Matt içeri girdi.

"Ne alaka?" dediğimde Matt yanıma oturdu.Theodore tam önüme geçti.

"Senin kardeşim olabileceğinden şüpheleniyoruz.Duyduğuma göre bizi araştırmışsın." dediğinde yutkundum.

"Bu imkansız.Ben Dünya'da büyüdüm.Öyle bir şey olsaydı fark ederdim.

"O kadar emin olma." dediğinde Matt,ona döndüm.

"Cadı tarafından prensesin güçleri lanetlendi.On sekiz yaşını geçene kadar güçlerini kullanamayacaktı." dediğinde gözleri kolyeme kaydı.

"Asıl soru şu.Bu kolyeyi nasıl taktın ve nasıl seni çarpmadı?Bunu sadece prenses takabilir."

"B ben bilmiyorum." dediğimde Theodore başını salladı.

"Bana her şeyi anlat." dediğinde bulduğum andan itibaren her şeyi anlatmıştım.

"Bu kolye sadece prenses için yapıldı.Seni seçtiğine göre..." deyip bana baktı.

"...prenses sensin."

Nefes alamadığımda kolyeye dokundum.Bir sıcaklık vardı.

"N nefes ala-" dediğimde Matt beni tutmuştu.Gözlerim kapandığında havalandığımı hissetmiştim.Daha sonra da karanlık.

Uyandığımda çimenlerin arasındaydım ve masmavi bir gökyüzüne bakıyordum.Doğrulduğumda üstümdeki elbise dikkatimi çekti.Üstümde her renk vardı ve kabarık sade bir elbiseydi.Ayağa kalktığımda ağaçların arkasında bir saray gördüm.Üstünde kocaman bir Güneş simgesi vardı.Galiba Güneş ülkesindeydim.Saraya doğru ilerlemeye başladım.Ben ilerledikçe çimenler önümde açılıyordu ve nereye gitmem gerektiğini gösteriyordu.

Çimenlerin arasından sıyrıldığımda beni bir çarşı karşıladı.Beni gören herkes selam veriyordu.Biraz daha ilerlediğimde toplanan bir kalabalık görmüştüm.Neye baktıklarını görmeye çalışırken birden hava kapkaranlık olmuştu.Kalabalık yavaş yavaş silikleştiğinde etrafa baktım.Hiç kimse kalmamıştı ve her yer yıkılmıştı.

"Prenses." 

Ses duyduğumda o tarafa baktım ve yemyeşil kocaman bir şeyle karşılaştım.İki elinde de top gibi bir şey vardı.

"Beni yenebileceğini söylüyorlar.Bakalım doğru muymuş?" deyip topları aynı anda üstüme doğru attı.

Çığlık atarak uyandığımda kolyeme baktım.Kıpkırmızıydı.Hala sınıfta olduğumu görünce derin nefes aldım ve Matt'e baktım.Doğrulduğumda ayağa kalktı.

"Rüyanı bende gördüm." dediğinde kaşlarımı çatıp ona baktım.Kolundaki güneş simgesini gösterip önümde eğildi.

"Güneş ülkesinin kayıp prensesini selamlamak benim için bir onurdur."

Prens Theodore'a baktığımda gülümsediğini gördüm.Elleriyle bir şey yapıp sözler söylediğinde dışarı baktım ve farklı bir yer ile karşılaştım.

"Evine hoş geldin kayıp prenses."

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır