kaza orucunun kazası olur mu / Bozulan Vacip ve Nafile Oruçların Kazası Gerekir Mi? - Diyanet TV

Kaza Orucunun Kazası Olur Mu

kaza orucunun kazası olur mu

Kur’an-ı Kerim

ORUCUN KAZASI

S.829: Ramazan ayında dini bir görev için seferde olmam nedeniyle üzerimde 18 gün kaza oruç var, vazifem nedir? Acaba üzerime kaza farz olur mu?

C: Seferde olmanız yüzünden tutmadığınız Ramazan ayının oruçlarını kaza etmeniz farzdır.

S.830: Ramazan ayının orucu için ecîr olan (bedelle bir ölüden taraf oruç tutmayı üzerine alan) kimse öğleden sonra orucunu yerse, üzerine keffaret farz olur mu?

C: Keffaret farz değildir.

S.831: Ramazan ayında dini bir görev için seferde olan ve bu yüzden oruç tutamayan kimseler, üzerinden bir kaç yıl geçtikten sonra tutmadıkları oruçları şimdi kaza etmek isterlerse keffaret vermeleri farz mıdır?

C: Ramazan ayının kazasını sonraki Ramazan"a kadar geciktirmeleri, oruç tutmalarına engel olan mazeretlerinin devam etmesi yüzünden olursa, sadece tutmadıkları orucu kaza etmeleri yeterlidir ve her gün için bir mudd fidye vermeleri gerekmez. Ama; ihtiyaten müstehap olarak fidye de vermeleri daha iyidir. Ancak; Ramazan ayının orucunun kazasını sonraki Ramazan"a kadar geciktirmeleri bir mazeret olmaksızın önemsemezlik yüzünden olursa, hem kaza etmeleri ve hem de fidye vermeleri farzdır.

S.832: Cehaleti yüzünden yaklaşık on yıl namaz kılmayan ve oruç tutmayan bir kimse tövbe ederek Allah"a döner ve üzerine farz olduğu halde yerine getirmediği şeyleri yerine getirmeyi azmederse, ancak tutmadığı bütün oruçların kazasını edemez ve üzerine gelen keffareti verecek kadar malı da olmazsa sadece istiğfar etmesi yeterli midir?

C: Hiç bir durumda tutmadığı oruçların kazası üzerinden kalkmaz. Ancak; keffaret olarak iki ay oruç tutamaz ve altmış fakiri de doyuramazsa, mümkün olduğu kadar fakirlere sadaka vermesi farzdır.

S.833: Sonraki Ramazan ayından önce tutmadığı oruçları kaza etmesinin farz olduğunu bilmeyerek oruç tutmayan kimsenin hükmü nedir?

C: Farz olduğunu bilmeyerek kazayı sonraki Ramazan"a kadar geciktirmesinin fidyesi üzerinden kalkmaz.

S.834: 120 gün oruç tutmayan bir kimse ne yapmalıdır; her gün için altmış gün oruç tutması mı gerekir? Ve acaba üzerine keffaret farz olur mu?

C: Tutmadığı Ramazan ayının oruçlarını kaza etmesi farzdır. Eğer, orucu şer’î bir mazereti olmaksızın kasten yemişse, kaza dışında her gün için keffaret vermesi de farzdır. Keffaret ise, altmış gün oruç tutmak veya altmış fakiri doyurmak ya da her birine bir mudd olmak üzere altmış fakire taam vermektir.

S.835: Üzerimde farz oruç varsa, farz oruçlarımın kazası olması niyetiyle ve eğer yoksa, mutlak kurbet kastıyla (Allah’a yakın olmak niyetiyle) yaklaşık bir ay oruç tuttum, bir ay boyunca tuttuğum bu oruç üzerime farz olan kaza oruçlarımdan sayılır mı?

C: İster kaza orucu olsun, ister müstehap, emredildiğiniz şeyi yerine getirme niyetiyle oruç tutarsanız ve üzerinizde de kaza oruç olursa, o oruçlarınız kaza oruçlarınızdan sayılır.

S.836: Üzerine ne kadar kaza orucun farz olduğunu bilmeyen kimse, üzerinde kaza oruç olmadığı inancıyla müstehap oruç tutarsa, tuttuğu bu oruçlar kaza oruçlarından sayılır mı?

C: Müstehap niyetiyle tuttuğu oruçlar üzerindeki kaza oruçlarından sayılmazlar.

S.837: Şer’i hükmü bilmeyerek açlık ve susuzluk yüzünden kasıtlı olarak orucu yiyen kimse hakkında görüşünüz nedir? Bu kimsenin üzerine sadece kaza mı farzdır, yoksa keffaret vermesi de mi gerekir?

C: Şer’i hükmü bilmez ve öğrenme imkanı varken öğrenmezse, kaza dışında ihtiyaten keffaret de vermesi farzdır.

S.838: Bulûğa eriştiği ilk yıllarda, zayıf ve güçsüz oluşundan oruç tutamayan kimse, sadece onların kazasını mı tutmalıdır, yoksa kaza dışında keffaret de mi vermelidir?

C: Oruç tutması zararlı değilmişse ve orucu kasıtlı olarak yemiş ise, kaza dışında keffaret de vermesi farzdır.

S.839: Kaç gün orucu bozduğunu ve kaç gün namaz kılmadığını bilmeyen kimsenin vazifesi nedir? Orucu kasıtlı mı, yoksa şer’î bir mazeret yüzünden mi bozduğunu bilmeyen kimsenin hükmü nedir?

C: Yerine getirmediğini kesin olarak bildiği oruç ve namazları yerine getirmekle yetinmesi câizdir. Kasıtlı olarak orucu bozduğunda şüphe ederse keffaret farz olmaz.

S.840: Ramazan ayında orucunu tutan bir kimse, yemek için sahurda uyanmaz, dolayısıyla akşama kadar oruç tutamazsa ve gündüz başına gelen bir olay yüzünden de orucu bozarsa, üzerine bir keffaret mi, yoksa cem keffaret mi gelir?

C: Açlık, susuzluk vs. gibi sebeplerle tahammülü çetin olan duruma düşünceye kadar orucuna devam eder ve sonra orucunu yerse, sadece kaza farz olur ve keffaret vermesi gerekmez.

S.841: Üzerime farz olan kaza orucunu yerine getirip getirmediğimde şüphe edersem vazifem nedir?

C: Geçmişte üzerinize kaza orucunun farz olduğunu kesin bilirseniz, (oruç tutarak) o kazayı yerine getirdiğinize dâir kesin bilgi elde etmeniz farzdır.

S.842: Bulûğ çağına eriştiğinden bu yana ilk defasında Ramazan ayından 11 gününü oruç tutan, bir gününü öğle üzeri bozan ve 18 gün oruç tutmayan kimse 18 gün için üzerine keffaret geldiğini bilmezse vazifesi nedir?

C: Ramazan ayının orucunu kasıtlı olarak ve kendi isteğiyle tutmazsa, orucu bozduğunda ister keffaretin farz olduğunu bilsin, isterse bilmesin kazadan başka keffaret de üzerine farz olur.

S.843: Doktorun, orucun zararlı olduğunu söylemesi nedeniyle oruç tutmayan hasta, bir kaç yıl sonra orucun kendisine zararlı olmadığını ve doktorun kendisini oruçtan men etmek hususunda yanıldığını anlarsa, üzerine kaza ve keffaret farz olur mu?

C: Güvenilir ve uzman bir doktorun bildirmesi neticesinde veya halk arasında geçerli sayılan başka bir kaynaktan, kendisine bir zarar ulaşacağından korktuğu için oruç tutmazsa, sadece kaza farz olur.

Fetva Kurulu, Ramazan ayı orucunun yanı sıra adak, kefaret ve fidye gibi önce tutulup çeşitli nedenlerden dolayı bozulan oruçlar hakkında bilgilendirmede bulundu.

İTTİHADUL ULEMA Fetva Kurulu, "Kaza orucu bulunanların bilmesi gereken '11 Mesele" başlığı altında, şu ifadelere yer verdi:

Kaza orucu denildiğinde daha çok Ramazan ayında tutulmayan oruçlar akla gelmektedir. Vaktinde tutulmayan bu oruçların sonradan kaza edilmesi farzdır. Yalnız bunun dışında adak, kefaret ve fidye gibi, önce tutulup çeşitli sebeplerden dolayı bozulan oruçların da kazası olabilir.

• Orucun geçerli olmasının şartlarından biri de hiç şüphesiz niyettir. Kaza orucu tutan kimsenin hangi orucu kaza ettiğini belirtmesi gerekir. Çünkü kaza, Ramazan ayına ait olabileceği gibi; adak, kefaret ve fidye gibi daha önce tutulup çeşitli sebeplerden dolayı bozulan oruçlar için de olabilir.

• Bütün oruç çeşitlerinde niyetin başlangıç vakti akşam ezanından sonrasıdır. Şafii mezhebine göre ister eda olsun ister kaza, tüm farz oruçlarda niyetin son vakti imsak yani sabah ezanından öncesine kadardır. Hanefi mezhebine göre vaktinde tutulan Ramazan orucu ve belirli bir vakitte tutulmak üzere belirlenen adak oruçlarında zevâl/öğle vaktine kadar niyet getirilebilir. Ancak bütün kaza oruçlarında -Şafiilerde olduğu gibi- imsak vaktinden önce muhakkak niyetin getirilmesi gerekir.

• Kaza dâhil olmak üzere bütün oruç çeşitlerinde yanlışlıkla bir şey yiyip içmek orucu bozmaz. Bu durumda kişi orucuna kaldığı yerden devam eder. Ancak oruçlu olduğunu hatırlar hatırlamaz ağzındakini dışarıya atmalıdır. Eğer hâlâ yemeye devam ederse orucu bozulur.

• Bir kimse orucunun bozulduğuna kanaat getirip yiyip içmeye devam ederse ve daha sonra yaptığı şey nedeniyle aslında orucunun bozulmadığını öğrenirse orucu geçersiz sayılır. Bugünü sonradan kaza etmesi gerekir.

• Kaza oruçları geciktirilmeksizin yıl içerisinde tutulmalıdır. Şafii mezhebine göre -hastalık olmaksızın- kazanın bir sonraki Ramazan ayına kadar geciktirilmesi kişiyi günahkâr yapar. Hanefi mezhebine göre kazayı geciktirmemek müstehap olmakla birlikte ertelenmesi kişiyi günahkâr yapmaz.

• Kazasını bir yıl erteleyen kimse Şafiî mezhebine göre ayrıca bir de fidye vermelidir. Bu fidye yıl geçtikçe katlanır. Hanefi mezhebine göre geciktirme nedeniyle fidye gerekmez; her ne zaman tutarsa tutsun sadece kaza borcunu yerine getirmesi kâfidir.

• Kaza orucunu tutmadan vefat edenler bıraktıkları mallardan fidye verilmesini vasiyet eder. Bir şey bırakmadıkları takdirde yakınlarının bu borcu ödemeleri farz değil müstehaptır.

• Hamile veya süt emziren kadın, oruç tuttuğu takdirde kendisine zarar gelmesinden korkarsa oruç tutmayabilir. Sonrasında sadece o günleri kaza yapar. Fakat kendisine değil de çocuğuna bir zarar gelmesinden dolayı oruç tutmazsa Şafii mezhebine göre kazayla birlikte ayrıca bir de fidye verir.

• Yukarıda zikredilen tüm fidye çeşitlerinin miktarı Hanefi mezhebine göre fıtır sadakası miktarı kadardır. Şafii mezhebine göre ise fidye, fıtır sadakasının dörtte biri (1/4) miktarındadır. Fidyenin para olarak verilmesi fakirler açısından daha evladır.

• Kaza orucunun kasten yeme-içme veya cinsi münasebet nedeniyle bozulması kefareti gerektirmez. Kefaret cezası sadece Ramazan ayına özel bir durumdur.

• Şafii mezhebine göre mürtet olan kimse Müslüman olduktan sonra kafir olarak kaldığı yıllar içerisindeki oruçların kazanı yapmalıdır. Hanefi mezhebine göre kâfir kimse ibadetle sorumlu değildir. (İLKHA)

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır