Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı :
Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan sanık 'ın beraatine ilişkin Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen tarihli ve sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Ceza Dairesince tarih ve sayı ile;
" günü saat sıralarında, sanığın sevk ve idaresindeki 01 66 plakalı otomobil ile Bakımyurdu Caddesi üzerinden Güney Kuşak Bulvarından havaalanı istikametine seyri sırasında No sayılı yer önüne geldiğinde, karşı şeritten gelen sürücü belgesiz 'un sevk ve idaresindeki 01 62 plakalı motosikletin şerit ihlali yapması sonucu, her iki aracın sanığa ait şeritte çarpışmaları şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın aşamalarındaki savunmalarında, olay sırasında yasal hız limitinin üzerinde km/saat hızının olduğunu beyan etmesi ve düzenlenen kroki ile kaza tutanağında sanığın aracına ait fren izlerinin karşı şeritte başlayıp, sağa yönelmesi karşısında; sanığın olayda alt derecede tali kusurlu olmasına rağmen, atılı suçtan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi ise tarih ve sayı ile;
"Tüm dosya kapsamı, Yargıtay Ceza Dairesi kararı, dosyada mevcut bilirkişi ve Adli Tıp Kurumu raporu ve dosyada bulunan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde sanığın günü saat sıralarında 01 66 plakalı otomobil ile seyri sırasında No sayılı yer önüne geldiğinde, karşı şeritte bulunan, sürücü belgesi olmayan 'un idaresindeki 01 62 plakalı motosiklet kontrolsüz şekilde önündeki aracı sollamış sanığın bulunduğu şeride girmiş, şerit ihlali yapmış, otomobilin önünü kapatarak kazanın meydana gelmesine sebebiyet vermiştir. Sanık aşamalarda alınan beyanında hızının km/saat olduğunu beyan etmiş, düzenlenen kroki ve kaza tutanağında sanığın çarpışmayı önlemek için fren yapıp sağa kaçtığı dolayısıyla sanığın o kısa an için üzerine düşen tüm yükümlülüğü yerine getirdiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Güney Kuşak Bulvarından havaalanı istikametine seyir sırasında kullanılan güzergâhta saatte km/saat hız ile otomobil kullanmak hayatın olağan akışına son derece uygun olup, sanık seyir hâlindeyken her ne kadar km/saat hız ile seyir hâlinde olsa da sanığın hız limitinin bir miktar üzerinde olmasının kazanın meydana gelmesinde etkisinin olmadığı, yasal hız limitinde olsa da meydana gelen olayın aynı şekilde cereyan edeceği keza kazanın motosiklet sürücüsünün kontrolsüz davranışından meydana geldiği Mahkememizce kabul görmüştür. Aralık ayının günü, saat sıralarında karanlık bir ortamda karşıdan aniden gelen bir motosiklete karşı otomobil sürücünün yapabileceği çok fazla bir manevra imkânı bulunmamakla birlikte sanığın gereken manevrayı yaptığı, ancak kazanın meydana gelmesini engelleyemediği, kazanın sanığın yönetimindeki aracın hızından bağımsız olarak meydana geldiği ve olayın sanığın inisiyatifi dışında gerçekleştiği ve sanığın mevcut kazada kusurunun bulunmadığı," gerekçesiyle bozma kararına direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar verilmiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi tarafından vekâlet ücreti yönünden ve katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tarihli ve sayılı "onama" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca tarih ve sayı ile; sayılı Kanun'un maddesi ile sayılı Kanun'a eklenen geçici madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay Ceza Dairesince tarih ve sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; birden fazla kişinin ölümüyle neticelenen trafik kazasında sanığın kusurunun bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin maddesi uyarınca öncelikle;
1- Sanığın kusur durumuna ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen tarihli rapor ile hükme esas alınan İstanbul Teknik Üniversitesince trafik uzmanı üç kişilik heyet tarafından düzenlenen tarihli rapor arasındaki çelişkinin giderilmesine,
2- Yerel Mahkemece verilen ilk hükmün temyizi aşamasında, katılan vekili tarafından açılan tazminat davasına ilişkin olduğu bildirilen Adana (Kapatılan) 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin / esas sayılı dosyası ile UYAP sisteminde görünen ve sanık aleyhine açılan tazminat davasına ilişkin olduğu anlaşılan Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin / esas sayılı dosyasının getirtilmesine,
Gerek olup olmadığı bu bağlamda sanık hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
tarihli trafik kazası tespit tutanağında; kazanın meskûn mahalde, aydınlatmanın olduğu, çift yönlü, 14 metre genişliğinde, parke kaplama, düz ve eğimsiz yolda, açık havada, kuru zeminde, gece vakti meydana geldiği, sürücü belgesiz 'un sevk ve idaresindeki 01 62 plakalı motosiklet ile havaalanı kavşağı istikametinden Bakımyurdu Caddesini takiben Güney Kuşak Bulvarı istikametine seyir hâlinde iken karşı yönün trafiğini kontrol etmeden, önünde aynı istikamette seyreden aracı sollamak amacıyla karşı yönden gelen araçların kullandığı şeride geçtiği sırada aracının ön kısmıyla, Güven Kuşak Bulvarı istikametinden Bakımyurdu Caddesini takiben havaalanı kavşağı istikametine seyir hâlinde bulunan aracı sollayıp tekrar kendi şeridine geçen sürücü idaresindeki 01 66 plakalı otomobilin ön orta kısmına çarpması sonucunda meydana gelen ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı kazada motosiklet sürücüsü 'un olay yerinde, aynı araçta yolcu konumunda bulunan 'in ise tedavi görmek için kaldırıldığı Karşıyaka Devlet Hastanesinde vefat ettikleri, çarpışmanın etkisiyle motosikletin 16,8 metre geriye savrulduğu, otomobilin her iki şeridi ayıran yol şerit çizgisi üzerinden gidiş istikametine doğru sağa yönelen 8,5 metre fren izi bıraktığı, otomobilin sol arka sinyal lambası ile yol şerit çizgisi arasında 70 cm, sol ön farı ile yol şerit çizgisi arasında 1 metre, sağ arka sinyal lambası ile yaya kaldırımı arasında 4,5 metre, sağ ön farı ile yaya kaldırımı arasında ise 3,7 metre mesafe bulunduğu tespitlerine yer verilerek kazanın oluşumunda sürücü 'un "şeride tecavüz etmeme" kuralını ihlal ederek asli kusurlu olduğu, sanık 'ın ise kazanın meydana geldiği yerdeki trafik yoğunluğu ve çarpışma sonrası araç üzerindeki hasar dikkate alındığında sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 52/1-b maddesindeki "hızını trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurma" kuralını ihlal ederek kusurlu olduğu yönünde düşünce bildirildiği,
tarihli ölü muayene tutanağına göre; 'un ölümünün trafik kazasından husulü mümkün genel beden travmasına bağlı kafa kemikleri kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve büyük damar yaralanmasından gelişen dış kanama sonucu, 'in ölümünün trafik kazası ile oluşması mümkün, genel beden travmasına bağlı iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğu,
Tarafların kusur durumuna ilişkin olarak aldırılan raporlardan;
1- tarihli bilirkişi raporunda; sürücü belgesiz motosiklet sürücüsü ölen 'un “şeride tecavüz etmeme” kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu, sanık 'ın ise “aracın hızını trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurma” kuralını ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu,
2- Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının tarihli raporunda; sürücü belgesiz 'un sevk ve idaresindeki motosiklet ile gece vakti, meskûn mahalde, çift yönlü yolu takiben seyredip aydınlatmanın olduğu olay mahalline geldiğinde, önünde seyreden aracı sollamak için karşı istikametten gelen trafiği kontrol etmeden, hatalı biçimde sol şeride geçip şerit ihlali yaparak, karşı istikametten gelmekte olan sanığın kullandığı otomobil ile önlemsizce çarpışması sonucu meydana gelen olayda, dikkatsiz, tedbirsiz, kurallara aykırı hareketi asli kusurlu olduğu, sanık 'ın ise sevk ve idaresindeki otomobil ile gece vakti, meskun mahalde, çift yönlü yolu takiben seyredip aydınlatmanın olduğu olay mahalline geldiğinde hızı konusunda verdiği ifade, aracına ait mahalde tespit edilen fren izi mesafesi ve konumu, motosikletin çarpışma sonrası savrulduğu mesafe ve çarpışmanın şiddeti de gözetildiğinde, hızını mahal şartlarına göre ayarlamayıp karşı istikametten şerit ihlali yaparak gelen motosiklet ile yol ortalarından sağa frenli vaziyette çarpışması sonucu meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketi ile sayılı Kanun'un 52/1-b maddesindeki "Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak" kuralını ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu,
3- İstanbul Teknik Üniversitesinden trafik uzmanı üç kişilik heyet tarafından düzenlenen tarihli raporda; ölen sürücü 'un yönetimindeki motosikletle seyredip olay mahalline gelirken devamlı çizgi bulunduğunu görebileceğinden geliş yoluna girmemesi ancak kendi yolunda kalarak önündeki aracı sollaması, şartlar müsait değilse sollama yapmaması, en azından yolu kontrol edip karşıdan vasıta gelmediği bir sırada sollama yapması gerekirken bu kurallara uymadığı, kontrolsüz bir şekilde önündeki aracı sollayarak geliş yoluna girdiği, karşıdan gelen sanığın yönetimindeki otomobilin önünü kapatarak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, sayılı Kanun'un 47/1-c-d (Trafik işaret ve kurallarına uyma zorunluluğu) maddelerini ihlal ettiği, şerit tecavüzünde bulunarak asli-tam kusurlu olduğu, sanık 'ın kendi yolunda seyrettiği, sollama yaparak şerit tecavüzünde bulunan ölen 'un yönetimindeki motosikletle çarpışmayı önlemek için fren yapıp sağa kaçtığı, kazanın kendisinin inisiyatifi dışında meydana gelmesi nedeniyle kusursuz olduğu, araçların çarpışma anındaki hızlarının iki aracın hızlarının toplamı kadar olduğu, çarpışma anında sanığın yönetimindeki aracın hızını tespit mümkün olmadığı gibi kazanın sanığın aracının hızından bağımsız olarak meydana geldiği, bu itibarla sanığı kusurlu bulan görüşe iştirak edilmediği,
Yönünde kanaatlere yer verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan kollukta; oğlu İsmail'in motosiklet ile trafik kazası geçirip ağır şekilde yaralandığını ve sonrasında hastanede vefat ettiğini öğrendiğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Katılan kollukta; oğlu Mahmut'un motosiklet ile trafik kazası geçirip vefat ettiğini öğrendiğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Beyan etmişlerdir.
Sanık, müdafisi huzurunda kollukta; tarihinde saat sıralarında sevk ve idaresinde bulunan 01 66 plaka sayılı otomobili ile Bakımyurdu Caddesini takiben havaalanı istikametine doğru yaklaşık km/saat hızla seyir hâlinde iken Seyhan Tıp Merkezi civarına geldiğinde karşı istikametten gelmekte olan sarı renkli ticari taksiyi sollayan motosikletin kendisinin bulunduğu şeride geçtiğini, fren yapmasına rağmen motosikletin hızlı olduğunu ve kullandığı otomobile çarptığını, motosikletin çarpmanın etkisiyle 10 metre kadar geriye savrulduğunu, motosiklette iki kişinin olduğunu, sorguda; olay anında yolun sağ şeridinde seyir hâlindeyken karşı yönden gelen aracı sollayan müteveffanın kullandığı motosikletin kendisinin bulunduğu şeride geçerek gelip aracına çarptığını, motosikletin çok hızlı olduğunu, mahkemede; karşıdan gelen ticari taksiyi hatalı olarak sollayan motosikletin kendi şeridine girdiğini, kaçma imkânının olmadığını, çarpışmanın meydana geldiğini, üçüncü viteste ve 50 km/saat hızla gittiğini, bozmadan sonra; aracını 3. viteste kullandığını, motosiklet sürücüsünün şerit ihlali yapmak suretiyle hatalı sollama yaptığını, kendisinin sağ şeritte olduğunu, sol şeritten sağ şeride doğru geçtiği bilgisinin yanlış olduğunu, fren izinin kavisli olmasının sebebinin olay sırasında karşıdan gelen ticari taksiyi görmesi üzerine iyice sağa yanaşmasından kaynaklandığını savunmuştur.
Katılan vekilinin Yerel Mahkemece verilen ilk hükmün temyizi aşamasında verdiği dilekçe ekinde bulunan Adana 5. Asliye Ticaret Mahkemesine hitaben düzenlenmiş tarihli bilirkişi raporunda; meydana gelen trafik kazasının oluşumunda müteveffa motosiklet sürücüsü 'un asli kusurlu olup kusur oranının %75 olduğu, otomobil sürücüsü 'ın ise tali kusurlu olup kusur oranının %25 olduğu yönünde kanaatlere yer verildiği,
UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede;
1- Adana (Kapatılan) 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin / esas sayılı dosyasının davacılarının katılan ile Meral Karabulut olduğu, davalısının AXA Sigorta A.Ş. olduğu, davanın ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat davası olduğu, Adana 5. Asliye Ticaret Mahkemesince tarih ve sayı ile davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin tarihinde kesinleştiği, kararın gerekçesinde kusur durumuna ilişkin tarihli rapora atıfla müteveffa motosiklet sürücüsü 'un asli kusurlu olduğunun, otomobil sürücüsü sanık 'ın ise tali kusurlu olduğunun kabul edildiği,
2- Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin / esas sayılı dosyasının davacılarının katılan ile Meral Karabulut olduğu, davalılarının AXA Sigorta A.Ş. ve sanık olduğu, davanın ölüm sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davaları olduğu, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesince tarih ve sayı ile maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiği, hükmün kesinleşip kesinleşmediğinin anlaşılamadığı, kararın gerekçesinde kusur durumuna ilişkin kusur bilirkişisi öğretim görevlisi tarafından düzenlenen tarihli rapora (Adana 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin / esas sayılı dosyasına rapor hazırlayan bilirkişi tarafından düzenlenmiş) atıfla müteveffa motosiklet sürücüsü 'un asli kusurlu olduğunun, otomobil sürücüsü sanık 'ın ise tali kusurlu olduğunun kabul edildiği,
Görülmektedir.
Uyuşmazlıklar konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi bakımından öncelikle taksir ve unsurları üzerinde durulup taksir ve taksirle ölüme neden olma suçuna ilişkin hükümler gözden geçirilmelidir.
sayılı TCK'nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde "kanunda tanımlanmış haksızlık" olarak ifade edilen suç; kural olarak ancak kastla, kanunda açıkça gösterilen hâllerde ise taksirle de işlenebilir. İstisnai bir kusurluluk şekli olan taksirde, fai
T.C. UYUMAZLIK MAHKEMES ESAS NO : / KARAR NO : / KARAR TR : | ÖZET : Karayolunda meydana gelen trafik kazasnda uranlan zararn tazmini istemiyle açlan davann, sayl Yasann tarihinde yürürlüe giren maddesi kapsamnda ADL YARGI YERNDE çözümlenmesi gerektii hk.
|
Davac : monash.pw Ticaret Ltd. ti.
Vekilleri : Av. M. A.- Av. .Y.
Daval : Karayollar Genel Müdürlüü
Vekili : Av. E.A.
O L A Y : Davac vekili dilekçesinde; müvekkili irketin oförü olan Y. K.'n tarihinde motosiklet sürücüsü R. K,TL manevi tazminata hükmedildiini; tazminata ilikin karar davaclar vekili tarafndan temyiz edilmi ise de Yargtay Hukuk Dairesinin / E, / K, Sayl ilam ile onandn; müvekkili irketin mahkemece hükmedilen manevi tazminat, toplamda ,TL olarak, tarihinde defaten ödediini; belirttikleri üzere; daval Kurumun hizmet kusuru iledii gerekçesi ile tali kusurlu bulunduunu, zararn tamamn müvekkilinin ödediini, daval Kurumun ise sorumluluk orannn taraflarnca bilinmediini, bu nedenle de belirsiz alacak davas açmak zorunda kaldklarn ifade ederek; fazlaya ilikin haklar sakl kalmak kayd ile; daval Kurumun hizmet kusurunun bilirkii incelemesi ile kusur orannn belirlenerek oluan zarardan imdilik 5,,monash.pw ödeme tarihinden itibaren ileyecek yasal faizi ile birlikte davaldan tahsiline karar verilmesi istemiyle idari yarg yerinde dava açmtr.
KONYA 2.DARE MAHKEMES: gün ve E/, K/ say ile, () sayl Karayollar Trafik Kanununun monash.pwinde, Kanunun amacnn karayollarnda can ve mal güvenlii yönünden trafik düzenini salayacak ve trafik güvenliini ilgilendiren tüm konularda alnacak önlemleri belirlemek olduu; Kapsam balkl 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kurallar, artlar, hak ve yükümlülükleri bunlarn uygulamasn ve denetlenmesini ilgili kurulular ve bunlarn görev, yetki ve sorumluluk, çalma usulleri ile dier hükümleri kapsad ve bu kanunun karayollarnda uygulanaca belirtilmi, 3. maddesinde karayolu, trafik için kamunun yararlanmasna açk olan arazi eridi, köprüler ve alanlar olarak tanmlanmtr.
Öte yandan sayl Yasann 19/01/ günlü Resmi Gazete'de yaymlanarak yürürlüe giren sayl Yasann maddesiyle deiik maddesinde leteni veya sahibi Devlet ve dier kamu kurulular olan araçlarn sebebiyet verdii zararlara ilikin olanlar dahil, bu Kanundan doan sorumluluk davalar, adli yargda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olmas, bu fkra hükmünün uygulanmasn önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarnda da bu kanun hükümleri uygulanr. Motorlu araç kazalarndan dolay hukuki sorumlulua ilikin davalar, sigortacnn merkez veya ubesinin veya sigorta sözlemesini yapan acentenin bulunduu yer mahkemelerinden birinde açlabilecei gibi kazann vuku bulduu yer mahkemesinde de açlabilir" hükmü yer almtr.
Dava dosyasnn incelenmesinden, davac Y. P. ve Ticaret LTD. T.'nin oförünün 21/05/ tarihinde bir motorsiklet sürücüsüne çarpmas nedeniyle ölümlü trafik kazas meydana gelmesi sonucu Yldz Petrol ve Ticaret LTD. T.'nin oförünün bu kazada asli kusurlu bulunmas sebebiyle Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yaplan yarglama sonucunda mahkemece hükmedilen manevi tazminatn 31/08/ tarihinde monash.pw A.. tarafndan ödenmesi üzerine daval kurumun da tali kusurlu sayld ileri sürülerek ,00TL tazminat ödenmesi istemiyle baklmakta olan davann açld anlalmaktadr.
Bu durumda, Sayl Kanun'un 19/01/ tarihinde yürürlüe giren
Açklanan nedenlerle; davann sayl dari Yarglama Usulü Yasasnn 15/1-a maddesi uyarnca görev yönünden reddine() karar vermi, bu karar kesinlemitir.
Davac vekili, bu kez ayn istemle adli yarg yerinde dava açmtr.
Konya monash.pw Hukuk Mahkemesi; gün ve E/, K/5 say ile, Mahkemelerinin bu davaya bakmakla görevli ve yetkili bulunmad gerekçesiyle, Mahkemelerinin görevsizliine, bu nedenle davann usulden reddine karar vermi; istinaf yoluna bavurulmas üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi monash.pw Dairesi: gün ve E/, K/ say ile, ()mahkemece, idari yargnn görevli olduu nazara alnarak Uyumazlk Mahkemesi Kanununun maddesi gereince dava dosyasndaki yarglamay durdurmak suretiyle ( sayl UMK'nn 19/1. maddesi) her iki dosyann kül halinde yarg yolu uyumazlnn çözümlenmesi amacyla Uyumazlk Mahkemesine gönderilmesi, Uyumazlk Mahkemesinin karar beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazl olduu gibi davann yarg yolu bakmndan reddine karar verilerek dosya esasnn kapatlmas doru görülmediinden davac vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK'nn /1-amaddesi uyarnca yerel mahkeme kararnn kaldrlmasna ve davann yeniden görülüp yukarda açkland ekilde Uyumazlk Mahkemesi Kanunu'nun maddesi gereince ilem yaplmas için dosyann karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmi ve aadaki ekilde hüküm kurulmutur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarda açkland üzere;
1-Davac vekilinin istinaf bavurusunun KABULÜ ile, Konya 2 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin / Esas, /5 Karar sayl 15/01/ tarihli kararnn KALDIRILMASINA,
2-HMK'nn /monash.pwsi gereince, dosyann yeniden görülmek üzere üzere karar veren mahkemeye GÖNDERLMESNE() kesin olmak üzere karar vermitir.
KONYA monash.pwYE HUKUK MAHKEMES: gün ve E/ say ile, ()1-Uyumazlk Mahkemesi Kanunu'nun maddesi gereince dava dosyasndaki yarglamay durdurmak suretiyle () her iki dosyann kül halinde yarg yolu uyumazln çözümlenmesi amacyla UYUMAZLIK MAHKEMES'NE GÖNDERLMESNE,
2-Mahkememiz dosyasndaki yarglamann Uyumazlk Mahkemesi'nden dönünceye kadar durdurulmasna karar vermitir.
NCELEME VE GEREKÇE:
Uyumazlk Mahkemesinin, Hicabi DURSUNun Bakanlnda, Üyeler: ükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katlmlaryla yaplan günlü toplantsnda:
I-LK NCELEME: Dosya üzerinde sayl Yasann maddesi uyarnca yaplan incelemeye göre; Asliye Hukuk Mahkemesince, adli yarg dosyasnn asl ve idari yarg dosyasnn UYAP sistemi üzerinden temin edilen bir örnei ile birlikte sayl Yasann maddesinde öngörülen ekilde bavurulduu ve usule ilikin herhangi bir noksanlk bulunmad anlaldndan, adli ve idari yarg yerleri arasnda doan görev uyumazlnn esasnn incelenmesine oy birlii ile karar verildi.
II-ESASIN NCELENMES: Raportör-Hâkim Takn ÇELKin, davann çözümünde adli yargnn görevli olduu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Basavclarca görevlendirilen Yargtay Cumhuriyet Savcs Halil brahim ÇFTÇnin davada adli yargnn, Dantay Savcs Yakup BALn ise idari yargnn görevli olduu yolundaki sözlü açklamalar da dinlendikten sonra GERE GÖRÜÜLÜP DÜÜNÜLDÜ:
Dava, davac irketin oförünün yapt trafik kazas nedeniyle ölen kiinin yaknlarnn açt tazminat davasnn yarglamas srasnda ve Adli Tp Kurumunca düzenlenen raporda, kazann meydana gelmesinde daval idarenin de sorumluluunun bulunduu belirtildiinden ve oluan zararn tamamnn davac irketçe ödendiinden bahisle; daval Kurumun kusur orannn belirlenerek, oluan zarardan imdilik 5,,monash.pw ödeme tarihinden itibaren ileyecek yasal faizi ile birlikte davaldan tahsiline karar verilmesi istemiyle açlmtr.
Tazminat davasna bakan Asliye Hukuk Mahkemesince, kusur ve sorumluluk oranlar esas alnarak bir saptama yaplmad; daval dare yönünden de olayda hizmet kusuru bulunduu gerekçesiyle görevsizlik karar verildii görüldüünden, görev uyumazlna konu edilen bu davann, bir rücu davas olarak nitelendirilmesi olana bulunmamaktadr.
sayl Karayollar Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacnn karayollarnda can ve mal güvenlii yönünden trafik düzenini salayacak ve trafik güvenliini ilgilendiren tüm konularda alnacak önlemleri belirlemek olduu; Kapsam balkl 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kurallar, artlar, hak ve yükümlülükleri bunlarn uygulamasn ve denetlenmesini ilgili kurulular ve bunlarn görev, yetki ve sorumluluk, çalma usulleri ile dier hükümleri kapsad ve bu kanunun karayollarnda uygulanaca belirtilmi; ayn Kanunun, Karayollar Genel Müdürlüünün görev ve yetkileri balkl 7. maddesinde; Karayollar Genel Müdürlüünün bu Kanunla ilgili görev ve yetkileri unlardr:
a) Yapm ve bakmdan sorumlu olduu karayollarnda can ve mal güvenlii yönünden gerekli düzenleme ve iaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldrmak,
b) Tüm karayollarndaki iaretleme standartlarn tespit etmek, yaynlamak ve kontrol etmek,
c) (Mülga: 17/10/ - /47 md.)
d) Trafik ve araç tekniine ait görü bildirmek, karayolu güvenliini ilgilendiren konulardaki projeleri incelemek ve onaylamak,
e) Yapm ve bakmndan sorumlu olduu karayollarnda, çileri Bakanlnn uygun görüü alnmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hz snrlarnn üstünde veya altnda hz snrlar belirlemek ve iaretlemek,
f) Trafik kazalarnn olu nedenlerine göre verileri hazrlamak ve karayollarnda, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldrmak,
g) Yapm ve bakmndan sorumlu olduu karayollarnda trafik güvenliini ilgilendiren kavak, durak yeri, aydnlatma, yol d park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptrmak veya dier kurulularca hazrlanan projeleri tetkik ve uygun olanlar tasdik etmek,
h) Yetkili birimlerce veya trafik zabtasnca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyap ve yolun fiziki yaps ile iaretlemeye dayal kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldrmak,
i) (Mülga: 3/5/ /4 md.)
j) (Deiik: 17/10/ - /5 md.) Trafik zabtasnn görev ve yetkileri sakl kalmak üzere Bu Kanunun 13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri hükümlerine aykr hareket edenler hakknda suç veya ceza tutana düzenlemek; 47 nci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen kural ihlallerinin tespiti halinde, durumu bir tutanakla belirlemek ve gerekli ilemin yaplmas için en yakn trafik kuruluuna teslim etmek,
k) Bu Kanunla ve bu Kanuna göre çkarlm olan yönetmeliklerle verilen dier görevleri yapmaktr.
(Son fkra Mülga : 28/3/ - /16 md.) hükmüne yer verilmitir.
Öte yandan sayl Yasann günlü Resmi Gazetede yaymlanarak yürürlüe giren sayl Yasann maddesiyle deiik maddesinde leteni veya sahibi Devlet ve dier kamu kurulular olan araçlarn sebebiyet verdii zararlara ilikin olanlar dahil, bu Kanundan doan sorumluluk davalar, adli yargda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olmas, bu fkra hükmünün uygulanmasn önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarnda da bu Kanun hükümleri uygulanr.
Motorlu araç kazalarndan dolay hukuki sorumlulua ilikin davalar, sigortacnn merkez veya ubesinin veya sigorta sözlemesini yapan acentenin bulunduu yer mahkemelerinden birinde açlabilecei gibi kazann vuku bulduu yer mahkemesinde de açlabilir; Geçici maddesinde de Bu Kanunun uncu maddesinin birinci fkrasnn göreve ilikin hükmü, yürürlüe girdii tarihten önce idari yargda ve Askeri Yüksek dare Mahkemesinde açlm bulunan davalara uygulanmaz denilmitir.
sinin ödeme tarihinden itibaren ileyecek yasal faizi ile birlikte davaldan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açld anlalmaktadr.
sayl Kanunun uncu maddesinin birinci fkrasnn iptali istemiyle Bursa monash.pw Hukuk Mahkemesi ve Batman monash.pw Hukuk Mahkemesince yaplan itiraz bavurular üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, u gerekçesi ile anlan kural Anayasaya aykr görmemi ve iptal istemini oy birliiyle reddetmitir: Anayasa Mahkemesinin daha önceki kimi kararlarnda da belirtildii üzere, tarihsel geliime paralel olarak Anayasada adli ve idari yarg ayrmna gidilmemi ve idari uyumazlklarn çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Dantay yetkili klnmtr. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanna giren konularda idari yarg, özel hukuk alanna giren konularda adli yarg görevli olacaktr. Bu durumda, idari yargnn görev alanna giren bir uyumazln çözümünde adli yargnn görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduunu söylemek olanakl deildir. Ancak, idari yargnn denetimine bal olmas gereken idari bir uyumazln çözümü, hakl neden ve kamu yararnn bulunmas halinde kanun koyucu tarafndan adli yargya braklabilir. tiraz konusu kural, trafik kazasnda zarar görenin asker kii ya da memur olmasna, aracn askeri hizmete ilikin olmasna veya olayn hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarna göre farkl yarg kollarnda görülmekte olan sayl Kanundan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarnn adli yargda görüleceini öngörmektedir. tiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildii gibi, askeri idari yarg, idari yarg veya adli yarg kollar arasnda uygulamada var olan yarg yolu belirsizlii giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Ayn tür davalarn ayn yarg yolunda çözümlenmesi salanarak davalarn görülmesi ve çözümlenmesinin hzlandrld, bu suretle ksa sürede sonuç alnmasnn olanakl klnd ve bunun söz konusu davalarn adli yargda görülecei yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararna yönelik olduu anlalmaktadr. Öte yandan, sayl Kanunda tanmlanan Karayolu eridi üzerindeki araç trafiinden kaynaklanan sorumluluklarn, özel hukuk alanna girdii konusunda bir tartma bulunmamaktadr. dare tarafndan kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanlmas söz konusu olmad gibi, ayn karayolu üzerinde ayn seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle ayn tür risk üreten araçlar arasnda özel-kamu ayrm yaplmasn gerektiren bir neden de yoktur.Açklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasann 2., ve maddelerine aykr deildir. tirazn reddi gerekir (Any. monash.pw tarih ve E/68, K/ sayl karar; R.G. , Say: , s)
Anayasann inci maddesinin son fkrasnda Dier mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasndaki görev uyumazlklarnda, Anayasa Mahkemesinin karar esas alnr. denilmektedir. Anayasa Mahkemesinin yukarda gerekçesine yer verilen karar, yasa koyucunun idari yargnn görevine giren bir konuyu adli yargnn görevine verebileceine, dolaysyla sayl Kanunun uncu maddesinin birinci fkras ile öngörülen, bu Kanundan doan tüm sorumluluk davalarnn adli yargda görülmesi düzenlemesinin Anayasaya aykr bulunmadna dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmi bir karardr ve Anayasann inci maddesi uyarnca, bata Mahkememiz olmak üzere dier yarg organlar bakmndan da uyulmas zorunlu bir karar mesabesindedir.
Bu durumda, sayl Yasann tarihinde yürürlüe giren
Açklanan nedenlerle, Konya monash.pw Hukuk Mahkemesince, gün ve E/ say ile yaplan bavurunun reddi gerekmitir.
S O N U Ç : Davann çözümünde ADL YARGININ görevli olduuna, bu nedenle Konya monash.pw Hukuk Mahkemesince, gün ve E/ say ile yaplan BAVURUNUN REDDNE, gününde OY BRL LE KESN OLARAK karar verildi.
Bakan Üye Üye Üye
Hicabi ükrü Mehmet Birol
DURSUN BOZER AKSU SONER
Üye Üye Üye
Süleyman Hilmi Aydemir Nurdane
AYDIN TUNÇ TOPUZ
Anayasa Mahkemesi Kararı
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı: /
Karar Sayısı: /31
Karar Günü:
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN :Sultanbeyli Asliye Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : günlü, sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun maddesinin günlü, sayılı Yasa ile eklenen beşinci fıkrasının Anayasa’nın 2., 5., , , ve maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Seyir halindeki araç ile yapılan kaza sonucunda, dikkatsizlik ve tedbirsizlikle asli kusurlu olarak ölüme sebebiyet vermek suçundan açılan davada, Anayasa’ya aykırılık savını ciddi bulan Mahkeme, itiraz konusu kuralın iptali için başvurmuştur.
II - İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
“ sayılı Kanunun /5 “Ölümle biten trafik kazalarına asli kusurlu olarak sebebiyet veren sürücülerin sürücü belgeleri 1 yıl süre ile geri alınır” maddesi emredici bir özellik arz etmektedir. Halbuki aynı Kanunun /2. maddesi ise Anayasamızın 2, 5, maddelerinde yazılı kurallara uygun bir şekilde yapılmış “Diğer cürümlerden mahkumiyeti halinde, mahkemece ceza süresini geçmemek üzere geçici olarak sürücü belgelerinin geri alınmasına da karar verilebilir.” diyerek sürücü belgelerinin geri alınmasını hâkimin takdirine bırakmıştır.
sayılı Kanunun maddesi asli kusurlu sayılan halleri madde madde belirtmiş olup doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma, şeride tecavüz etme, kaplamanın dar olduğu yerlerde geçiş önceliğine uymama gibi hallerdir. Bu gibi hallerde asli kusurlu olarak ölüme sebebiyet veren şahısın sürücü belgesi 1 yıl süre ile geri alınacaktır. Bu maddedeki ölüme sebebiyet şahıslara karşı işlenen kasti olmayan bir suçtur. Cezası ise /1. maddede 2 seneden 5 seneye; /2. maddede ise 4 seneden l0 seneye kadar hapistir.
Türk Ceza Kanunumuzda Devletin şahsiyetine karşı işlenen , Adabı umumiye nizamına aykırı işlenen maddesi ve bilhassa örnek olması için şahıslara karşı kasten işlenen suçlardan adam öldürmeyi kapsayan , , gibi maddelerden mahkum olanlara, dikkatsizlik ve tedbirsizlik suçundan maddede verilecek cezadan çok ağır nitelikte olan ve ölüm cezasına kadar uzanan cezaverilmektedir.
monash.pw , , , maddelerinden yargılanıp mahkum olan sanıklara uygulanacak cezanın miktarı ve niteliği, dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet verme suçundan daha ağır olduğu ve /2. maddede belirtilen sürücü belgesinin geri alınması hâkiminin takdirine bırakılmış olmasına rağmen kasti olmayan dikkatsizlik ve tedbirsizlikle ölüme sebebiyet suçunda takdir hakkının kendisinden alınması halinde kanunu uygulayan hâkimin Anayasanın maddesinde belirtilen” Hakimler Anayasa, kanun ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler” maddesindeki ölçüyü uygularken olayın işleniş şekli, özellikleri, sanığın kimliği, işi, çalışma ortamı gibi hallerini değerlendirip tedbirle ilgili takdirini kullanamayacağından vicdani bir rahatlık içinde olmayacaktır. Kişilerin devlete ve kurumlarına güven duymaları, maddi ve manevi varlıklarını geliştirmeleri, sosyal olarak rahat bir ortam içinde yaşantılarını devam ettirmeleri, hukuk devleti düzeninde gerçekleştirilebileceği, sosyal hukuk devletinin bu tür gelişmeleri sağlayan her türlü önlemi almasının zorunlu bulunduğu hususları anayasal kurallardan olduğundan eşitsizlik yaratan ve karar verirken de uyguladığı kanunların önemini ve ağırlığını bilen yargıcın vicdani duygularıyla arzu etmediği halde 1 yıl süre ile sürücü belgesinin geri alınması kararını zorunlu olarak vermesi, Anayasanın /1. maddesinde belirtilen hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vermek ilkesine ve uyguladığı diğer maddelerdeki ceza eşitliğine aykırı olacaktır.
Karayolları Trafik Kanununun maddesinde asli kusurlu olan haller sayılmış olup örneğin bu hallerden birini işleyip yapılan keşif sonunda 3/8 nisbetinde kusuru belirlenen sanığın monash.pw /1-son maddesiyle verilecek ceza takdiri olarak 9 ay hapis olarak verildiği takdirde ayrıca /5 maddenin uygulaması ile 1 yıl süre ile ehliyeti geri alınacaktır. Bu durum, verilen asli ceza süresinden fazla tali ceza verilmesi yani tedbirli cezanın asıl cezadan fazla olması halini meydana getirecektir. Bu hal uygulanan ceza kurallarına da aykırıdır. Bu konuda sayılı Kanunun /2. maddesi “Ceza süresini geçmemek üzere geçici olarak sürücü belgesinin geri alınması” maddesiyle de ters düşmekte, eşitsizlik yaratmaktadır.
sayılı Kanunun /son maddesi “Geçici olarak sürücü belgelerinin geri alınması hürriyeti bağlayıcı ceza hükümlerinin infazından sonra yerine getirilir.” demektedir.
Kendisini ve ailesini şoförlük yaparak geçindiren bir şahıs hakkında asli kusurlu olarak sebebiyet verdiği kasti olmayan ölümle biten olayında sürücü belgesinin 1 yıl süre ile geri alınması zaruri olduğu durumda çalışamayacak veya kanunsuz bir şekilde kaçak çalışma yaparak ekonomik ihtiyaçlarını giderecektir. Zira bu şahısın başka mesleği de yoktur. Hakimin takdir hakkını sınırlayan şekilde ehliyetin geri alınması durumunda geri alma kararı, asıl ceza olan hapis veya hapisten çevirme para cezasının çok üzerinde önem arz edecek, bu madde gereğince belgesi geri alınan şahsın bazı kurumlarca iş akdi feshedilecektir. İşsiz bir halde kalacaktır. Gerçekten de özel bir iş yerinde şoför olarak çalışan ancak sürücü belgesini 1 yıl süre ile kullanamayan şahıs nasıl çalıştırılacaktır? Bizim uyguladığımız bu olayda sanığın ehliyetine bir yıl el konulması halinde iş sözleşmesi gereği kendisinin işten çıkarılma durumu mevcut olacaktır. Türkiye ve dünya şartlarında kolaylıkla istenilen işi bulmak mümkün de değildir. Bu durumda ceza sadece sanığa değil ailesine de verilmiş olacak ve onların aile düzeninin bozulmasına, ekonomik yönden büyük bir tehlike ortamına atılmasına sebep olacaktır. Halbuki bu tür olayda hakimin “sürücü belgesinin geri alınabilir” şeklinde bir maddeyi uygulama olanağı olsa olayları ve sanığın işi, kişiliği, sosyal yapısı, cezanın kendisine ve ailesine vereceği olumlu ve olumsuz etkileri değerlendirip takdir hakkını kullanacak ve bu halde çok daha adil bir karar verilmiş olacaktır.
Yukarda belirtilen sanığın ceza sonucu çalışma imkanının elinden alınması halinde Anayasanın 5. maddesinde “Devletin amaç ve görevleri, kişilerin ve toplumun refah ve huzurunu sağlamak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.” maddesine aykırı bir durum ortaya çıkmaktadır. Hâkimin takdir hakkı olmaksızın, belgenin geri alınarak çalışmayı engellemek, kişi ve ailesinin tehlike ortamına atılmasına sebep verecek onların refah ve huzurunu bozacaktır. Halbuki refah ve huzuru sağlamak ve sosyal hukuk ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak şekilde ortaya çıkan engelleri kaldırmak devlete verilen Anayasal bir görevdir. Kanunlar da bunları düzenleyecek yönde olmalıdır. Anayasanın maddesinde belirtilen Devlet, “Çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli önlemleri alır.” kuralı, sayılı Kanunun /5. maddesinin uygulaması halinde yara alacaktır.
sayılı Kanunun l18/5. maddesi tarih ve sayılı Kanunla Karayolları Trafik Kanununa ilave edilmiş ve tarihinde yayınlanarak yürürlülüğe girmiştir. Bu tarihe kadar bu olaylara uygulanan madde aynı Kanunun /2. maddesi olup sürücü belgesinin geri alınması hakimin takdirine bırakılmıştır. Yürürlüğe girmesine rağmen sakıncalar yaratan, yararından çok zarar getiren /5. madde olmasa dahi onun yerine /2. madde dolduracaktır. Bu nedenle l18/5. maddeye hiç gerek yoktur.
Sanık savunmasında kendisini bekleyen tehlikeyi açıkça belirtmiştir. Bu durum sadece kendisi için değil toplumun diğer kesimleri için de mevcuttur. sayılı Kanunun /5. maddenin getirdiği bu yenilik Anayasamızın sosyal hukuk devleti, eşitlik, çalışma hakkı gibi temel kurallardan tamamen uzaklaşan refah ve huzuru bozan bir ortam getirmektedir.
Sonuç olarak; sayılı Kanunun /5. maddesi, izah edilen nedenlerle Anayasamızın 2, 5, 10, 11, 49, maddelerine aykırıdır. Bu nedenle /5. maddenin uygulaması yönünden bekletici mesele yapılmasına ve sayılı Kanunun /5. maddesinin iptali için dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş olmakla;
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği gibi;
1- “Ölümle biten trafik kazalarına asli kusurlu olarak sebebiyet veren sürücülerin sürücü belgeleri 1 yıl süre ile geri alınır” şeklindeki sayılı Kanunun /5 maddesi;
a) Anayasanın 2. maddesinde Cumhuriyetin Nitelikleri başlığındaki “Türkiye Cumhuriyeti, adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı sosyal bir hukuk devletidir.”
b) Anayasanın 5. maddesinde Devletin Temel Amaç ve Görevleri başlığındaki “Devletin amaç ve görevleri, kişilerin ve toplumun refah ve huzurunu sağlamak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır”
c) Anayasanın maddesinde “Kanun önünde eşitlik,”
d) Anayasanın maddesinde“Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz”
e) Anayasanın maddesinde “Çalışma hakkı”
f) Anayasanın maddesinde “Hakimler Anayasa, kanun ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler”
Maddelerine aykırı olduğu kanaati oluşmakla, sayılı Kanunun /5. maddesinin iptal edilmesi için dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesine.
2- Dosyanın Anayasa Mahkemesince konu ile ilgili karar verilinceye kadar sayılı Kanunun /5. maddesinin uygulanması açısından bekletici mesele yapı1masına,
Sanıkların yüzüne karşı, C. Savcısı Necdet KADIOĞLU’nun huzuruyla talebe uygun olarak karar verildi.”
III - YASA METİNLERİ
A - İtiraz Konusu Yasa Kuralı
sayılı Yasa’nın maddesinin sayılı Yasa ile eklenen itiraz konusu beşinci fıkrası şöyledir:
“Ölümle sonuçlanan trafik kazalarına asli kusurlu olarak sebebiyet veren sürücülerin sürücü belgeleri ise 1 yıl süre ile geri alınır.”
B - Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa’nın 2., 5., , , ve maddelerine dayanılmıştır.
IV - İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca,Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Fulya KANTARCIOĞLU,Mahir Can ILICAK, Rüştü SÖNMEZ, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU ve Ahmet AKYALÇIN’ın katılmalarıyla günü yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
V - ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararında, sayılı Yasa’nın maddesinin itiraz konusu beşinci fıkrasının, emredici bir kural niteliğinde olduğu, sürücü belgesinin geri alınmasında hâkimin takdir hakkının bulunmamasının,Anayasa’nın maddesinin birinci fıkrasında belirtilen, hukuka uygun olarakvicdanî kanaatlerinegöre karar vermek ilkesine aykırı olduğu, asli kusurlu olarak ölüme sebebiyet veren sürücüye; asli ceza süresinden fazla fer’i ceza öngörüldüğü, bu durumun eşitsizlik yaratacağı, geçimini sürücülükle sağlayan kişinin sürücü belgesinin 1 yıl süre ile geri alınması sonucu işini kaybedeceği, çalışamayan bir kişinin kendisi ile birlikte ailesinin de refah ve huzurunun bozulacağı, bu nedenlerle itiraz konusu kuralın Anayasa’nın 2., 5., , , ve maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralla; ölümle sonuçlanan trafik kazalarına asli kusurlu olarak sebebiyet veren sürücülerin sürücü belgelerinin “1 yıl süre ile geri alınacağı” öngörülmektedir.
A - Anayasa’nın2., 5., , ve Maddeleri Yönlerinden İnceleme
Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti; insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuk güvenliğini gerçekleştiren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, yargı denetimine açık, yasaların üstünde Anayasa’nın ve yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkelerinin bulunduğu bilincinde olan devlettir. Bu bağlamda, hukuk devletinde yasa koyucu, yasaların yalnız Anayasa’ya değil, evrensel hukuk ilkelerine de uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür.
Anayasa’nın 5. maddesinde de kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak şekilde sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak, devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirlerine ilişkin kurallar, ceza hukukunun ana ilkeleri ile Anayasa’nın konuya ilişkin kuralları başta olmak üzere, ülkenin genel durumu, sosyal, kültürel yapısı, etik değerleri ve ekonomik hayatın gereksinmeleri gözönüne alınarak saptanacak ceza politikasına göre belirlenir. Bu nedenle, yasa koyucunun, ceza politikasını, öncelikle Anayasa’nın 2. maddesinde nitelikleri, 5. maddesinde de temel amaç ve görevleri belirtilen hukuk devletine ve adalet ilkesine uygun olarak belirlemesi gerekir. Yasa koyucu, cezalandırma yetkisini kullanırken toplumda hangi eylemlerin suç sayılacağı, bunun hangi tür ve ölçüdeki ceza yaptırımı ile karşılanacağı, nelerin ağırlaştırıcı veya hafifletici sebep olarak kabul edilebileceği ve ceza sistemini tamamlayan müesseseler konusunda takdir yetkisine sahiptir. Yasa koyucu, bu takdir yetkisi içinde kamusal düzeni, güven ve huzuru bozan eylemlerden öngördüklerini suç olarak belirleyebilir, bunlara verilecekcezaları tür ve ağırlık olarak saptayabilir ve yine benimsediği ilkeler doğrultusunda bunlar için farklı cezalar öngörebilir; kimi suçların niteliğini, işlenme biçimini, kişi, toplum ve devletin uğraması mümkün zararların içerik ve yoğunluğunu, toplumsal barışın ihlâl derecesini, suçtan zarar görenlerin kimliğini, cezaların caydırıcılığını ve toplumun değer yargılarını dikkate alarak düzenlemeyapabilir.
Ceza hukukunda, doğrudan doğruya bir suçun karşılığı olmak üzere öngörülen asli cezaların yanında, asli cezanın etkisini artırmak, suç işlenmesindecaydırıcılığısağlamak için bu cezaya ek olarak, fer’i ve mütemmim cezalar ile kimi hak yoksunluklarıgetirilmektedir. Yasa koyucu, asli cezalara bağlı olarak kimi kısıtlılıklar öngörüp öngörmeme konularında daanayasal ilkeler çerçevesinde takdir hakkına sahiptir.
İtiraz konusu kural, toplumu yakından ilgilendiren, can ve mal kaybına neden olarak; insanın maddi ve manevi varlığını, toplumun, refah, huzur ve mutluluğunu etkileyen trafik kazalarının önlenmesi için en etkin tedbir olan trafik cezalarının,caydırıcılık ve etkinlik niteliğine ağırlık kazandırılması amacıyla getirilmiştir. Yasa koyucunun, anayasal sınırları aşmadan takdir yetkisini kullanarak düzenlediğikural, hukuk devleti ilkesineaykırı değildir; Devlet’in Anayasa’nın 5. maddesinde belirlenen temel amaç ve görevleriyle de çelişmemektedir.
Anayasa’nın maddesinde belirtilen eşitlik ilkesi, birbirleriyle aynı durumda olanlara, ayrı kuralların uygulanmasını, ayrıcalıklı kişi ve toplulukların yaratılmasını engellemektedir. Aynı durumda olanlar için farklı düzenleme, eşitliğe aykırılık oluşturur. Anayasa’nın amaçladığı hukuksal eşitlik olup eylemli, mutlak eşitlik değildir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’nın öngördüğü eşitlik ilkesi çiğnenmiş olmaz.
İtiraz konusu kuralla, ölümle sonuçlanan trafik kazalarınaasli kusurlu olarak sebebiyet veren sürücüler, sürücü belgelerinin geri alınması yönünden aynı kurala bağlı tutulduğundan eşitlik ilkesine aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, Anayasa’nın maddesinde, çalışmanın, herkesin hakkı ve ödevi olduğu, devletin çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları, işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağı belirtilmektedir.
Yasa koyucu, toplum hayatını yakından ilgilendiren trafik cezalarının caydırıcılık ve etkinlik niteliğine ağırlık kazandırılması amacıyla belirlediği suç ve cezayı, araç kullanma ve dolayısıyla sürücü belgesi ile doğrudan ilgili görmüştür. Sürücü belgesinin geçici süre ile geri alınmasının, çalışma hak ve ödevini engellediğinden söz edilemez.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasa’nın2., 5., , ve maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
B - Anayasa’nın Maddesi Yönünden İnceleme
Anayasa’nın maddesinin birinci fıkrasında, hâkimlerin görevlerinde bağımsız oldukları, Anayasa’ya, yasalara ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verecekleri belirtilmektedir.
Hâkimler, verecekleri hükümlerde, Anayasa’ya, yasalara ve hukukun temel kurallarına dayanacaklar, bu objektif kurallarla birlikte delillerin takdirinde ve bunun sonucunda hükme varışlarında vicdanî kanaatlerine göre hareket edeceklerdir. Hâkim, hangi suça hangi cezanın verileceğini saptarken vicdanî kanaatinden önce Anayasa, yasa ve hukuk kuralları ile bağlıdır; belli anayasal ilkelere bağlı kalmak koşuluyla, tanımlayıp öğelerini belirlediği suç karşılığında uygulanacak yaptırımların türlerini, ölçülerini, hangi sınırlar içinde uygulanabileceğini, nelerin ne ölçüde hafifletici neden olacaklarını kurala bağlamak yasa koyucunun yetkisindedir.
Hâkimin vicdanî kanaati, ancak delillerin takdirinde, nesnel kuralların yorumunda ve bunların öznel durumlara uygulanmasında rol oynar. Hâkim, Anayasa ve yasa gibi pozitif hukuk kuralları ile hukukun genel ilkelerini uygularken, özellikle, fiilin işlenmiş olup olmadığının, işlenmiş ise ne gibi etkiler altında işlenmiş olduğunun ve suçun hangi ceza kuralı kapsamına girdiğinin saptanmasında, vicdanî kanaatine göre hareket etme durumundadır.
İtiraz konusu kuralda, suç ve ceza yasa ile tanımlanmıştır. Hâkimin takdir hakkı, yasada öngörülen koşullarla sınırlıdır. Ölümle sonuçlanan trafik kazalarınaasli kusurlu olarak sebebiyet veren sürücülerin, sürücü belgelerinin 1 yıl süre ile geri alınmasına hükmedilmesi, hâkimin olayın ve delillerin takdiri konusundaki yetkisinin sınırlandırılmasıanlamınagelmez.Hâkim,vicdanîkanaatinegörekararvermesini önleyecek herhangi bir dış etkenle karşı karşıya değildir. Olayın ve delillerin takdirinde hâkim tamamen bağımsız olup, Anayasa’ya, yasaya ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatine göre hareket edebilme ve cezayı somut olarak uygulama olanağına sahiptir.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
VI - SONUÇ
günlü, sayılı“Karayolları TrafikKanunu”nun maddesinin sayılı Yasa ile eklenen beşinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkanvekili Haşim KILIÇ | Üye Sacit ADALI | Üye Fulya KANTARCIOĞLU |
Üye Tülay TUĞCU | Üye Ahmet AKYALÇIN | Üye Mehmet ERTEN |
Üye Mustafa YILDIRIM | Üye Cafer ŞAT | Üye A. Necmi ÖZLER |
Üye Ali GÜZEL | Üye Serdar ÖZGÜLDÜR |