kıdem fonu yasası / Tazminata Devlet Garantisi Geliyor

Kıdem Fonu Yasası

kıdem fonu yasası

Bilindiği gibi hükümet, kıdem tazminatında sistemi temelden değiştiriyor. Konu, "İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı" içinde yer alıyor. Taslağın ilk iki bölümü istihdam paketi, üçüncü bölüm (35 - 50'nci maddeleri) ise Kıdem Tazminatı Fonu ile ilgili. 35'inci maddedeki 'tanımlar' bölümünde, 'kıdem tazminatı' ve diğer ilgili kavramlar şöyle tanımlanıyor:
"Kıdem tazminatı: İşveren tarafından yatırılan kıdem tazminatı primlerinin ve bu primlerin yasal kesintilerden sonra emeklilik şirketince yatırıma yönlendirilmesi sonucu sağlanan getirilerinin toplamından oluşan ve (...) işçiye ödenen tutarı,

Kıdem tazminatı fonu: Yetkilendirilmiş emeklilik şirketi tarafından kıdem tazminatı primlerinin yatırıma yönlendirilmesi için oluşturulan kıdem tazminatı yatırım fonunu" ifade ediyor.

Tasarı taslağında prim oranı belli değil
Tasarı taslağında işverenlerden çalıştırdığı her bir işçi için prime esas kazanç üzerinden kesilecek oran belirtilmiyor. Daha önce bu oranın yüzde 3 olacağı belirtilmişti. Taslakta oran yok. Tasarı taslağının prim oranı ile ilgili 36?ncı maddesi şöyle:
"Madde 36- Bu kanun hükümlerine göre yapılacak ödemeleri ve bununla ilgili giderleri karşılamak üzere 2'nci maddede belirtilen işverenlerden çalıştırdığı her bir işçi için prime esas kazanç üzerinden % ... oranında kıdem tazminatı primi alınır."

Burada önemli olan prime esas kazanç üzerinden kesilecek kıdem tazminatı priminin oranı!.. Bu oran yüzde kaç olmalı ki çalışanlar yeni sistemde de kayba uğramadan, en azından eski sistemle aynı miktarda kıdem tazminatı alabilsinler? Bu teknik bir hesap ancak oran belirlenirken bunun dikkate alınması gerekiyor.

Bugün tazminat hesabında yıl başına kabaca 1 maaş ödeniyor. Bu da aylıkta yüzde 12?ye geliyor. Yeni sistemde prim oranı yüzde 3 olursa, nemalandırılsa bile sonuçta yüzde 12'ye ulaşıp ulaşmayacağı belirsiz. Mevcut sistemde kullanılmayan izinler ve ihbar tazminatı mekanizması var. Yeni sistemde bunlar nasıl karşılanacak, belirsiz?

Prim yatırılmazsa SGK sorumlu değil
Tasarı taslağının "Prime esas kazanç" başlıklı bölümünde 37 ve 38'inci maddelerde, sistemin nasıl işleyeceği anlatılıyor. Özetle şöyle:
- "İşverenler, işçilerini ve bu işçilerin çalıştıkları aya ait prime esas kazançlarını, (kanunda belirtilen) aylık prim ve hizmet belgesinde ayrıca belirterek bildirir.
- Aylık prim ve hizmet belgesinin kuruma verilmiş olması kıdem tazminatı bildirimi yerine geçer.
- İşverenler bu bildirim ile tahakkuk eden kıdem tazminatı primlerini (kanunda belirtilen süre içerisinde) sosyal sigorta ve işsizlik sigortası primlerinden ayrı olarak kuruma yatırırlar.
- Kurum, yatırılan kıdem tazminatı primlerini yatırılma süresinin dolduğu tarihi tarip eden ayın sonuna kadar işverenin ilgili olduğu bireysel emeklilik şirketine aktarır.
- İşverenler tarafından kıdem tazminatı bakımından işçilerin bildirimlerinin yapılıp yapılmamasından, prim ödeme süresi içinde yatırılmayan prim tutarlarından ya da primlerin yatırılmamasından veya eksik yatırılmasından kurum (Sosyal Güvenlik Kurumu/SGK) sorumlu tutulamaz.
- Eksik yatırılan veya hiç yatırılmayan primler Emeklilik Gözetim Merkezi tarafın tespit edilerek ilgili işçi ve işverene bildirilir.
- İşverenler kıdem tazminatına ilişkin prim yükümlülükleri nedeniyle işçilerin ücretlerinden herhangi bir indirim veya kesinti yapamazlar.
- İşverenlerce ödenen kıdem tazminatı primleri, kazancın tespitinde gider olarak kabul edilir."

Emeklilik şirketini işveren, fonu işçi seçecek
Tasarının 39'uncu maddesi, toplanacak kıdem tazminatı primlerinin emeklilik şirketlerine aktarılmasını ve bu emeklilik şirketlerinin kuracağı özel Kıdem Tazminatı Fonları'nın işleyişini düzenliyor. Bu maddedeki en dikkat çekici unsurlardan biri bireysel emeklilik şirketinin seçiminin işverene, seçilen emeklilik şirketinin değişik kıdem tazminatı fonları arasından seçimin ise işçiye bırakılması.

Yani işveren 'Ben çalışanlarımın kıdem tazminatı primini A şirketine yatıracağım' diyecek. İşçi de kendi adına biriken primlerin değerlendirilmes için o şirketin kurduğu, farklı yapılardaki fonlardan birini seçecek.

Bilindiği gibi emeklilik şirketleri biriken fonlarını, üyelerinin tercihine göre farklı yatırım enstrümanlarının farklı oranlardaki bileşiminden oluşan yatırım araçlarına yatırım yaparak değerlendiriyorlar. İlgili madde özetle şöyle:
"Madde 39- Bu kanun gereği işverenlerden alınan kıdem tazminatı primleri emeklilik şirketlerince kurulan kıdem tazminatı fonlarında yatırıma yönlendirilir.
- Kıdem tazminatı fonlarının kuruluşu, faaliyete geçmesi, saklanması, mal varlığı, yönetimi, birleştirilmesi ve devrine ilişkin hususlarda 2001 tarihli Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu hükümleri kıyasen uygulanır.
- Kıdem tazminatı primlerinin yatırılacağı emeklilik şirketinin seçimi işveren, bu primlerin yatırılacağı fonların seçimi işçiler tarafından yapılır.
- Emeklilik şirketleri, kıdem tazminatı fonlarına ve hesaplarına ilişkin her türlü bilgiyi Emeklilik Gözetim Merkezi?ne bildirir.
- Emeklilik şirketlerinin yetkilendirilmesine, fon varlıkları veya fon gelirleri üzerinden yapılacak kesintilere, emeklilik şirketinin değiştirilmesine, fon değişikliği yapılmasına, yapılacak bildirimlere ve kıdem tazminatı hesaplarına ait benzeri hususlara ilişkin esas ve usuller müsteşarlıkça belirlenir."

100'den fazla fon nasıl denetlenecek?
Taslakta, denetim yetkisini elinde bulunduran 'Emeklilik Gözetim Merkezi'nin yapısı hakkında bir açıklama yok. Tanımlar bölümünde, "Müsteşarlık tarafından emeklilik gözetim merkezi olarak görevlendirilecek tüzel kişi" olarak ifade ediliyor. Bu gözetim merkezinin nasıl denetleneceği konusu da taslakta ifade edilmemiş durumda. Burada devleti de kapsayan kademeli bir denetim mekanizması kurulup kurulmayacağı belli değil.

44'üncü maddede, "Müsteşarlık ve kurul (SPK), bu kanunun uygulanması bakımından kendi kanunlarında belirtilen teftiş, kontrol ve denetleme yetkisine sahiptirler" diyor. Böyle genel bir denetimin yeterli olacağı şüpheli. Çünkü Türkiye?de 10 bireysel emeklik şirketi ve her birinin 10 civarında fonu var. Yeni kurulacaklarla bu sayı artacak. Böylece milyarlarca YTL fonu (İşsizlik Fonu'nda 30 milyar YTL var!) kapsayan 100'den fazla fonun denetimi sözkonusu olacak. Türkiye?de şimdiye kadar kurulmuş benzer fonlar ve kesintilerin akıbetleri ile ilgili deneyimler bu konuda tartışma yaratabilir.

Kayıtsız çalıştırma konusunda ilave bir tedbir getirilmiyor. Uygulamada sigortasız çalışan kişi kıdem tazminatı alamıyor. Taslakta bunu azaltmaya, önlemeye dönük bir ifade yok. Türkiye'de resmi rakamlara göre 10 milyon kişi sigortasız çalışıyor.

Denetimde devlet yok, eksik yatırmada ne olacağı belirsiz
Tasarı taslağında işverenlerin çalışanları adına ödemeleri gereken pirimleri yatırmaması, eksik yatırması durumunda Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) her hangi bir yaptırımla yetkilendirilmiyor. Devlet devreden çıkarılıyor. 38'inci maddede "Eksik yatırılan veya hiç yatırılmayan primler Emeklilik Gözetim Merkezi tarafından tespit edilerek ilgili işçi ve işverene bildirilir" deniliyor. Bildirilmesine rağmen yatırılmaması halinde ne olacağı belirsiz.

42'nci maddede yaptırım yok, ancak çalışanın hak kaybının önlenmesi bakımından büyük önem taşıyan şu ifadeler yer alıyor:
"İşveren, kıdem tazminatı primini eksik yatırması veya hiç yatırmaması halinde, ilgili dönemde en yüksek getiri oranına sahip kıdem tazminatı fonu emsal alınarak hesaplanan tutarı işçinin kıdem tazminatı hesabına ödemekle yükümlüdür."

Burada eksik yatırmanın veya hiç yatırmamanın giderilmesi için önemli bir güvence getiriliyor. Ancak bildirime rağmen işverenin yükümlülüğünü yerine getirmemesi her hangi bir yaptırıma bağlanmıyor. 46'ncı madde uyuşmazlıklarda iş mahkemelerini adres olarak gösteriyor.

Eski çalışanın işyerindeki tazminatının hesabı belirsiz
Tasarı taslağının 40'ıncı maddesi mevcut çalışanlar ile işe yeni başlayanların Kıdem Tazminatı Fonu (ya da fonlarıyla) ilişkisini düzenliyor. İlgili madde şöyle:
"Madde 40- Bu kanun kapsamına girenlerden daha önce işe girmiş ve halen hizmet sözleşmesi devam edenler, kanunun yürürlülük tarihinden, yeni işe alınanlar ise işe başladıkları tarihten itibaren kıdem tazminatı fonları ile ilişkilendirilirler.

Bu kanun kapsamında, kıdem tazminatı alındıktan sonra hizmet akdi yapılarak yeniden işe başlanılması halinde, ilişki yeniden ve kendiliğinden doğar."

Yani fon kurulduktan sonra, halen çalışmakta olanlar da işe yeni başlayanlar da kıdem tazminatı fonuna bağlanmış olacak. Açıklık gereken en önemli konu şu: Fon kurulduktan sonra, mevcut çalışanların birikmiş kıdem tazminatları ne olacak? Bununla ilgili geçici 1 madde açık değil. Maddede şöyle deniliyor:
"Geçici madde 1- Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 36'ncı maddede sayılan kanunlara tabi işyerlerinde çalışmış veya halen çalışmakta olanların yürürlük tarihinden önceki hizmet sürelerine ait kıdem tazminatlarından, bu kanun ile mülga edilen 1475 sayılı kanunun 14'üncü, 854 sayılı kanunun 20'nci ve 5953 sayılı kanunun 6'ncı maddelerindeki esaslara göre doğrudan işverenler sorumludur; yürürlük tarihinden sonraki süreler için bu kanun hükümleri uygulanır."

Burada işverenin sorumlu olduğunu söylemek malumu ilan! Akla gelen soruları sıralayalım:
- Fonlara aktarılan primlerin nasıl nemalandırılacakları, seçilecek fon tipine göre belli olacak. Ancak eski birikmiş tazminatlar, eğer iş yerlerinde kalırlarsa, bu birikimler nasıl nemalandırılacak?
- İşten ayrılma halinde eski çalışan, eskiye ilişkin tazminatını iş yerinden, fon sonrası dönemi için fondan mı alacak?
- Fon öncesine ait tazminatın hesabında, son aylık ücretler mi esas alınacak, yoksa fon kuruluş tarihindeki ücretler mi dikkate alınacak?

Bu konu önemli. Çünkü, fon sistemine geçildiği tarihte 1000 YTL ücreti olan bir çalışan, örnek olarak, 10 yıl da kıdem tazminatı fonunu prim ödedikten sonra iş yerinden ayrıldığında, ücreti geçen 10 yıl içinde zamlanarak artmış olacak.

Takribi olarak her yıl yüzde 10 zam hesabıyla ücreti 2000 YTL'yi bulacak. Bu durumda hesap 1000 YTL'ye göre mi, son ücret olan 2000 YTL'ye mi göre hesap edilecek? İşyerinin kapanması halinde birikmiş kıdem tazminatları ile ilgili nasıl bir prosedür işleyecek?

Fondan ayrılan birikmiş parasını nasıl alacak?
Kıdem tazminatı fonlarından, birikmiş tazminatı alma konusu 41'inci maddede düzenleniyor. Madde şöyle:
"Madde 41- Bu kanunun kapsamına giren işçiler,
a) Yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı veya toptan ödeme almak amacıyla ilgili kuruma veya sandığa başvurması halinde,

b) Ölümleri halinde hak sahipleri, kıdem tazminatına hak kazanırlar.

Yeniden çalışmaya başlayanların iş sözleşmelerinin sona ermesi halinde kıdem tazminatına hak kazanırlar."

Ödeme şartları da 42'nci maddede yer alıyor. Madde şöyle:
"Kıdem tazminatının ödenmesi:
Madde 42- Kıdem tazminatı almaya hak kazanan işçi veya hak sahiplerine, kıdem tazminatı emeklilik şirketi tarafından ödenir.

İşveren, kıdem tazminatı primini eksik yatırması veya hiç yatırmaması halinde, ilgili dönemde en yüksek getiri oranına sahip kıdem tazminatı fonu emsal alınarak hesaplanan tutarı işçinin kıdem tazminatı hesabına ödemekle yükümlüdür. Kıdem tazminatının ödenebilmesi için işçinin veya hak sahibinin bu kanunun 10'uncu maddesine göre hak kazandığını kanıtlayan belgelerle emeklilik şirketine başvurması şarttır.

Emeklilik şirketi, başvuru ile ilgili belgelerin kendisine verilmesinden itibaren otuz gün içinde kıdem tazminatı tutarını işçiye veya hak sahiplerine öder. Bu maddeye ilişkin hususlar yönetmelikle düzenlenir."

Bu madde kıdem tazminatı ödemelerini düzenlemesine karşın, fon öncesi çalışma dönemlerine ait ödemelerin nasıl yapılacağı konusu belirtilmiyor. Taslakta sadece 'işveren sorumludur' diyor.

Birikmiş tazminatların işveren tarafından topluca fona aktarılması öngörülmüyor. Zaten böyle toplu bir ödemeyi şirketlerin kaldırması mümkün değil.

Taslağın tamamında eski döneme ilişkin tazminatların işyerlerinde kalacağı gibi bir kabulden yola çıkıldığı anlaşılıyor. Ancak gerek bu konuya gerekse hesaplama yöntemine açıklık gerekiyor. Çünkü bu konu anlaşmazlık konusu olma potansiyeli taşıyor.

"Madde 46- Bu kanunun uygulanmasından, doğan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür" deniliyor.

Ancak burada da çalışanın mı yoksa SPK ve tek denetçi Emeklilik Gözetim Şirketi'nın mi harekete geçeceği, davacı olacağı belirsiz.

Meslek okulunun primine beş yıl Hazine teşviki geliyor
Tasarının 47'nci maddesi, tasarı hükümlerinin, çalışan ve işveren arasındaki özel sözleşmelerle değiştirilemeyeceğini belirtiyor. Madde şöyle: "Bu kanun hükümleri sözleşmeler ile hiçbir suretle değiştirilemez, aksi yöndeki sözleşme hükümleri geçersizdir."

48'inci madde, bu taslağın yasalaşması halinde kaldırılacak hükümleri kapsıyor.

Geçici 1'inci madde, fon sistemi öncesi ile ilgili birikmiş kıdem tazminatlarla ilgili sorumluluğun işverene ait olduğunu belirtiyor, ancak, hesaplama ile ilgili belirsizlikler taşıyor.

Geçici madde 2, "Sandıklarda kıdem tazminatına tabi çalışanlar için, bu kanunun 39?uncu maddesi gereğince yapılacak her türlü işlem, sandıklar tarafından yerine getirilir" diyor.

Başka bir ifade ile sandıklar, işverenler gibi primleri yatırmakla yükümlü tutuluyorlar.

Geçici madde 3, 18 - 29 yaş arası mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları ile meslek yüksekokullarından mezun olanların primlerinin beş yıl süreyle azalan oranlarda Hazine'ce ödenmesini öngörüyor.

Maddenin metni şöyle:
"506 sayılı kanun kapsamındaki 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük sigortalılardan, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl süre ile işe alınan ve fiilen çalıştırılan, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları ile meslek yüksekokullarından mezun olanlar bu kanunun yürürlük tarihinden önceki bir yıllık dönemde prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama sigortalı sayısına ilave olarak ve kanunun yürürlük tarihinden önceki altı aylık dönemde prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olması şartıyla 506 sayılı kanunun 78'nci maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin,
a) Birinci yıl için yüzde yüzü,
b) İkinci yıl için yüzde sekseni,
c) Üçüncü yıl için yüzde altmışı,
d) Dördüncü yıl için yüzde kırkı,
e) Beşinci yıl için yüzde yirmisi Hazine?ce karşılanır."

Taslağın 49 ve 50'nci maddeleri yürürlük ve yürütme ile ilgili.

10704 Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.
Kıdem tazminatı fonunun kullanılmasının ekonomik etkileri /
Yazar:İNCİ KUZGUN
Danışman: PROF. DR. NECDET SERİN
Yer Bilgisi: Ankara Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
Konu:Kamu Yönetimi = Public Administration
Dizin:Ekonomi = Economy ; Kıdem tazminatı = Severence pay ; Türk iş hukuku = Turkish labor law Onaylandı
Doktora
Türkçe
1988
160 s.
BÖLÜM III GENEL DE?ERLENDİRME VE SONUÇLAR A- Özet Bu bölümde, çalışmanın önceki iki bölümünde işlenen ana fikirler esas alınarak ve detaya girilmeden, tezin içe riği özetlenmek istenmiştir. Kıdem tazminatı fonunun kulla nılmasının ekonomik etkileri konulu çalışma, Uç bölüm için de oluşturulmuştur. Kavramlar ve bir fon modelinin geliştirilmesi başlı ğını taşıyan birinci bölüm, konuya giriş mahiyetinde olup, bu bölümde kıdem tazminatı kavramına ve finansmanında model oluşturulmasına yer verilerek, daha sonra yer alan, işle tilmesinde model oluşturulması ve ekonomik etkileri başlı ğını taşıyan ikinci bölüme geçişi sağlayacak temel oluştu rulmak istenmiştir. Bu bölüm, kendi içinde iki alt bölüme ayrılarak birinci alt bölümde kıdem tazminatı kurumunun Türk İş Hukukundaki yasal gelişimi, hak kazandıran haller, belirleyen unsurlar ve niteliği ile bu konudaki yasal ça lışmalar üzerinde durulmuştur. Daha sonra aynı alt bölüm içinde bugüne kadar kıdem tazminatı fonu oluşturulması ko nusunda yapılan yasal çalışmaların tümüne yer vermek mümkün olmadığından sadece, 1978 yılında Çalışma Bakanlığı tara fından hazırlanan yasa tasarısı ile Çalışma ve Sosyal Gü venlik Bakanlığı tarafından hazırlanarak Yedinci Çalışma Meclisine sunulan yasa tasarısına yer verilmiştir. Her iki çalışmanın, kıdem tazminatının finansmanının düzenleniş 128129 biçimi esas alınarak, genel bir değerlendirmesi yapılmış tır, îkinci alt bölüm ise, kıdem tazminatının finansmanı ve fon kavramı başlığını taşımaktadır. Bu alt başlık içinde, kıdem tazminatının finansman yöntemi ile kıdem tazminatının finansmanında fon kavramı ekonomik açıdan ele alınarak, fo nun oluşturulma düzeyinin belirlenmesine geçilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümü, fonun işletilmesinde model oluşturulması ve işletilmesinin ekonomik etkileri başlığını taşımakta ve çalışmanın ağırlıklı bölümünü oluşturmaktadır. Bu bölüm, fonun ekonomik büyüklüğü ve işletilmesinde model oluşturulması ile yatırım ortaklığı kanalıyla işletilmesi nin ekonomik etkileri alt başlıklarından oluşmaktadır. Kı dem tazminatı fonunun, ekonomik büyüklüğünün belirlenmesin de, belirleyici unsurlar olarak, tarımdışı işletmelerde si gortalı olarak çalışan işçi sayısı, hizmet süresi, kıdem tazminatı prim ile miktarı çalışmada kabul edilen varsayım lar sonucu, kıdem tazminatı fonunun 1985 yılı sabit fiyatla rı ile 2000 yılındaki ekonomik büyüklüğü tahmin edilmiştir. Bu çalışmalar sonunda getirilecek düzenlemenin, işçi- işveren çıkarlarını dengelemesi yanında, makro seviyede ül kenin sosyal ve ekonomik kalkınmasına olumlu katkıda bulu nacak bir yapıda olması gerektiği kabul edilerek, kıdem tazminatı fonunun işletilmesinde yatırım ortaklığı modeli önerilmektedir. Yatırım ortaklıkları, finansman kurumu ola rak ele alındıktan ve kıdem tazminatı yatırım ortaklığının kurumsal yapısı oluşturulduktan sonra, işleyişinin temel esasları ortaya konulmuştur. Kıdem tazminatları, finansman kaynağı ve servet politikası aracı olarak kabul edilerek, kıdem tazminatlarının kullanılmasının yönlendirilmesine ilişkin önerilere de konuyla ilgili olarak aynı paragraflar içinde yer verilmiştir.130 Yatırım ortaklığı kanalıyla işletilmesinin ekonomik etkileri başlığını taşıyan ikinci alt bölümde, fonun yatı rım ortaklığı kanalı ile işletilmesinin etkileri, ekonomik analizlerde esas alınan kısa ve uzun dönem kavramları açı sından incelenmiştir. Fonun yatırım ortaklığı kanalı ile işletilmesinin kısa dönemdeki muhtemel ekonomik etkilerin den olan ekonomik istikrarın sağlanmasındaki etkinliği, fi yat istikrarının sağlanmasına ve istihdama etkisi olarak ele alınmıştır. Fonun, bu konudaki etkinliğinin yatırım or taklığı kanalıyla işletilmesinin sonucu olarak, bugüne ka dar mevcut sosyal güvenlik fonlarının işletilme biçimlerine nazaran ekonomi üzerinde daha olumlu etki yaratması beklen mektedir. Yukarıda da değinildiği üzere, yatırım ortaklığının bu temel işlevine dayanarak, kıdem tazminatı fonunun yatı rım ortaklığı kanalı ile ekonomik kalkınmanının finansma nında kullanılmasının kısa dönemde para piyasasının geli şimi üzerinde de etkili olacağı kabul edilmektedir. Ayrıca yatırım ortaklığı kanalı ile finansman kaynağı olarak kul lanılan kıdem tazminatları ile gerçekleştirilen yatırımla rın, dış ödemeler dengesi üzerindeki etkilerinin belirlen mesinde dış ticaretin yapısını olumlu yönde değiştirici et kisi ile ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesinde dış kay naklara bağımlılığı azaltıcı etkileri üzerinde durulmuştur. Bu etkiler, fonun işletilmesinin kısa dönemdeki etkinliği içinde ele alınmıştır. Bunun yanında, kısa dönemdeki etki leri arasında yer alan gelir dağılımına etkisi, genel ola rak gelirin oluşumuna ve dağılımına etkisi ile kıdem tazmi natı prim yükü ve yansıtılması açısından incelenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünün ikinci alt başlığında,131 kıdem tazminatı fonunun yatırım ortaklığı kanalı ile işle tilmesinin uzun dönemdeki etkileri, sermaye piyasasının gelişmesine etkisi ile yatırım hacmi ve bileşimi üzerindeki muhtemel etkileri olarak ele alınmıştır. Kıdem tazminatı fonunun yatırım ortaklığı kanalı ile işletilmesi, sermaye piyasasını geliştirecektir. İkinci olarak, fon kaynakları nın bu yoldan yatırılabilir hale getirilmesi, toplam yatı rım miktarını artırıcı etki yapacaktır. Bu etkinin derece sinin belirlenmesinde, fon kaynaklarının ne kadarının yatı rımlara ayrıldığı önem taşıyacaktır. Fon kaynaklarının ya tırılabilir tasarruflar haline dönüştürülmesinde, ekonomi nin finansman ihtiyacı esas alınarak yapılan finansman planlaması, yatırımların bileşimi üzerinde etkili ola caktır. Üçüncü bölümü oluşturan genel değerlendirme ve sonuç lar başlığı altında, kurulması amaçlanan kıdem tazminatı fo nunun yatırım ortaklığı kanalı ile işletilmesinin, kısa ve uzun dönemde yol açacağı muhtemel ekonomik etkilerin genel bir değerlendirmesi yapılmaktadır. Bu bölüm özet, sonuç ve öneriler olmak üzere üç alt bölümden oluşmaktadır. Özet bö lümünde, araştırmanın planına sadık kalınarak çalışmanın kı sa bir özeti verilmekte ve tezin konusu ortaya konulmakta dır. Çalışma sırasında yapılan değerlendirmeler, elde edi len sonuçlar sonuç bölümünde yer almaktadır. Burada, kıdem tazminatının kapitalizasyon yöntemi ile finanse edilmesinin sonucunda oluşan fonun, yatırım ortaklığı kanalı ile işle tilmesinin makro-ekonomik etkilerinin ana hatlarıyla ortaya konulması amaçlanmıştır, öneriler bölümünde ise, çalışmanın bir bütün olarak değerlendirilmesine dayanılarak kıdem taz minatının finansmanında, fon oluşturulmasında ve işletilme sinde getirilen önerilere yer verilmiştir.

Funding Discussions Regarding the Severance Pay and Unemployment Insurance Dilemma in Turkey

Öz:

Unemployment insurance and severance pay mandated in passive labor market policies are important regulations aimed at eliminating the negative results of unemployment. Severance pay in Turkey was implemented in 1936 with the first labor law, Law No. 3008. Although the efforts to establish unemployment insurance began earlier, it was continuously postponed for various reasons; in particular, regarding the application of severance pay. Unemployment was finally put into practice in 1999 with the passing of Unemployment Insurance Law No. 4447. While the expenses of the unemployment insurance fund, created in combination with unemployment insurance, were aimed only at those who lost their jobs in the beginning, since 2008, this has continuously expanded to include all unemployed individuals. The increase in the expense items of the fund covered in the regulations has been the subject of constant criticism regarding the efficiency of the fund. However, for various reasons, only a small portion of those who lose their jobs benefit from any form of severance pay; therefore, discussions on the creation of a fund system to benefit all employees who lose their jobs that saves employers from obligations to produce sudden and heavy payments are a regular agenda item. Although the efforts to establish a severance pay fund have continued since 1954, no results have been achieved to date. In the preparations for the study, regulations, including laws, draft laws, development plans and published literature and statistics were used as a reference. The purpose of this study is to provide a comprehensive evaluation of ongoing discussions regarding the establishment of a severance pay fund in Turkey, which has been on the agenda for many years, offering an overview of various opinions, research, and suggestions in this direction, as the use of Turkish unemployment insurance fund falls outside of its aim.

Anahtar Kelime:

Tazminata Devlet Garantisi Geliyor

Türkiye’de çalışma hayatının en önemli sorunlarından birisi kıdem tazminatı. Çalışanların yüzde 80’ine yakını çeşitli sebeplerle tazminatını almadan işten ayrılıyor. Aynı şekilde firmalarda bir kıdem tazminatı fonu ya da kaynağı ayırmadığı için işçi çıkarttıklarında zor durumda kalıyor. Yargının en büyük iş yükü bu konuda yaşanıyor. Son dönemde arabulucu şartı getirilse de iş mahkemeleri yine en çok tazminat ve işe geri dönüş davalarıyla meşgul oluyor. Bu sürdürülemez sorunun mutlaka çözümü gerekiyor.

Şimdi çözüm için önümüzde çok önemli bir fırsat da bulunuyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Yapısal Dönüşüm Programı içinde tüm paydaşların bir araya gelerek gerçekleştirecekleri bir kıdem tazminatı reformunu da açıkladı. Böylece bu sorunun çözümü hem işçi hem işveren hem de kamunun bir araya geleceği bir platformda çözüme kavuşturulacak. Peki, bu reform neleri içeriyor, fon sistemi nasıl uygulanıyor?

Söylediğimiz gibi tüm paydaşlar bir araya gelerek bir çözüm ortaya koyacaklar. O yüzden detaylarda bu toplantılarda netleşecek. Ancak geçtiğimiz yıllarda bu konu gündeme geldiğinde çizilen çerçeve ve dünya uygulamalarından yola çıkarak bazı konulardaki soruları cevaplamak istiyoruz.

Kimleri ilgilendiriyor?


Kıdem tazminatı fonundan 15 milyona yakın çalışan ile 2 milyondan fazla işyeri yararlanacak. Fon hem eski çalışanları hem de yeni işe girecekleri kapsayacak.

Yeni sistem ne getiriyor?


Şu anda çalışanlar her çalıştıkları yıl için 30 günlük son brüt ücretleri üzerinden işten çıktıklarında tazminat alıyor. Bu paradan sadece damga vergisi kesiliyor. Yeni sistemde ise işverenlerin peşin olarak her ay işçinin fon hesabına para aktarması öngörülüyor.

Çalışanların hayatında ne değişecek?


Mevcut duruma göre;


* Tazminat için 1 yıl bekleniyor.
* Sadece işten atılan alabiliyor.
* Firmalar kaynak ayırmıyor.
* Çalışan tazminatını bilmiyor.
* Kendi ayrılan tazminatı bırakıyor.
* Mahkemeler tazminat dosyası ile dolu.
* Tazminata bir güvence ve katkı yok.

Reform sonrası ise;


* Her çalışan tazminat alacak.
* Herkesin kıdem tazminatı garanti olacak.
* İşveren her ay ödeme yapacak.
* Çalışan kendi hesabını görebilecek.
* İş değiştiren tazminat hesabını taşıyabilecek.
* İşveren-işçi arasında tazminat sorunu kalmayacak.
* Devlet katkısı ve fon güvencesi olacak.

İşveren kaç lira ödeyecek?


Her yıl için 30 günlük maaş tutarında tazminat kabul görürse aylık olarak brüt maaşın yüzde 8,33’ü fona aktarılacak. Bu yıl asgari ücretli bir çalışan için aylık tazminat ödemesi 213 lirayı bulacak. Bu miktarın bir kısmına BES’te olduğu gibi devlet katkısı olması da düşünülüyor. BES’te devlet katkısı yüzde 25 olarak uygulanıyor. Bu durumda devlet katkısı asgari ücretli için 53,28 TL, İşverenin ödeyeceği prim ise  159,84 TL olacak.

30 günden geri adım atılması mümkün mü?


İşveren sendikaları 30 günlük brüt ücret yerine 21 gün öneriyor. Bu durumda her ay brüt maaşın yüzde 5.84'ü hesaba aktarılmış oluyor. Söz konusu hesap aynı zamanda bazı fonlarda değerlendirilip nemalanacağından kaybın önleneceği ileri sürülüyor. Ancak işçi kesimi ise 30 günlük brüt ücret uygulamasından geri adım atmayacaklarını söylüyor.

Şu anda çalışanların birikmiş tazminatları ne olacak?


Her türlü formülde çalışanların birikmiş kıdem tazminatları korunacak. Burada çalışanların yasadan sonraki dönem için fona geçmeleri kendi isteklerine bırakılabilir. İsteyen eski sistemde kalabilecek. Mevcut tazminatların peşin olarak ödenmesi ciddi bir kaynak gerektireceği için işverenler karşı çıkıyor. Yeni işe girenler ise direkt fon ile çalışmaya başlayacak. Ancak eski kazanılmış haklardan geri adım atılmayacak.

Kendisi işten ayrılan tazminat alabilecek mi?


Kıdem tazminatı fonda birikeceği için artık çalışan ile işveren arasında böyle bir sorun olmayacak. Bu yüzden işten ayrılan bir kişinin fondaki parası kaybolmayacak, o fonu yeni iş yerine taşıyabilecek. Ancak bu parayı hemen alıp alamayacağı ise yapılacak toplantılarda belli olacak. Böylece şu anda evlilik, 15 yıl 3600 gün, emeklilik, askerlik  gibi durumlarda alınan tazminat yeni sistemde de bu tür şartlara bağlanabilir. Burada işverenler kalifiye elemanların tazminat sorunu olmadığı için kolayca işten ayrılabilmelerinin iş barışını bozacağını düşünüyor. İşçi kesimi ise şu anda tazminatı yüzünden çıkartılamayan işçilerin kolayca işten çıkartılabileceğini belirtiyor.

İsteyen parasını alabilecek mi?


Burada henüz bir netlik yok. Ancak işten ayrılanın mevcut durumdaki gibi fondaki parasını çekmesi yani kıdem tazminatını alması isteniyor. Ancak BES sistemindeki gibi bir süre konulması da gündeme gelebilir.

Prim ödenmez ise ne olacak?


Burada denetim devlette olacak. Böylece işçinin parasının garantisi devlet olacak. Fon güvencesi de sağlanacağı için çalışan açısından bir kayıp olmayacak. Bugün sigorta primleri ödenmediğinde de borçlu işveren kabul ediliyor ve çalışanın prim günleri tescil ediliyor.

BES fonuyla entegre olması ne getirecek?


Reform açıklaması yapılırken Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, tazminat fonunun BES fonuyla entegre edilebileceğini de söyledi. Bu durumda fonların güvencesi ve devlet katkısı imkânı sağlanmış olacak. Böylece tamamlayıcı emeklilik denilen ikinci bir emeklilik imkânı gelmiş olacak.

Emekli olunca ikinci maaş mı ödenecek?


Dünyanın birçok ülkesinde değişik formatlarda uygulanan tamamlayıcı emeklilik sistemi aslında özüne bakıldığında çalışanların emekli olduklarında gelirlerinde meydana gelebilecek düşmeleri önleyici bir tedbir olarak görünüyor. Ayrıca çalışırken yapılacak tasarrufların emeklilik döneminde maaş olarak geri dönecek. Şu anda uygulanan otomatik BES sisteminde 56 yaş ve 10 yıl şartıyla emekli olunabiliyor. Oysa yeni işe giren bir erkek SGK sisteminde 60 kadın ise 58 yaşında üstelik 7 bin gün prim ödeyerek emekli olabiliyor. Böylece birçok insan çalışırken BES ile emekli olabilecek, daha sonra SGK emekliliği ile ikinci bir maaşa da kavuşacak.

Otomatik BES zorunlu mu olacak?


Tamamlayıcı emeklilik, çalışanların zorunlu olarak girdikleri sosyal güvenlik sistemini destekleyen bir yapıda oluyor. Bu sistem sayesinde çalışanlar, ikinci bir emekliliğe hak kazanabiliyor ve dolayısıyla iki emekli aylığı birden alabiliyor. Şu anda Türkiye’de 45 yaşın altındaki çalışanlara uygulanan zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) başarıyla uygulanıyor. Burada 2 ay sonra cayma hakkı da bulunuyor. Ancak özellikle devlet destekleri çok önemli. Her yatırılan prim için yüzde 25 katkı sağlanıyor. Yani 100 lira yatıranın 125 lirası oluyor. Ayrıca sistemde kalanlara 1000 lira daha veriliyor. Sistemde kalma süresi tamamlandığında yani 10 yıl 56 yaş dolduğunda emekli maaşı seçeneği tercih edilirse toplanan paranın yüzde 5’i kadar daha katkı yapılıyor. Bu sistemin zorunlu olması gündemde.

İşverenin kazancı olacak mı?


Kıdem tazminatı reformu sadece çalışanları değil işverenleri de rahatlatacak. Bugün hiçbir işveren tazminat için kaynak ayırmadığından işçi çıkardığında büyük maliyetlerle karşılaşıyor. Reform işveren açısından ne ifade ediyor ona bakalım.

- Çalışanıyla tazminat sorunu yaşamayacak,
- Yüklü mahkeme ve faiz masrafından kurtulacak,
- Tazminatı aylık ve peşin ödeyeceği için yüklü maliyetten kurtulacak,
- Tazminatı son brüt maaş üzerinden ödemek yerine mevcut maaştan zamana yayarak ödeyeceği için kazançlı çıkacak,
- Ödeyeceği primlere devlet katkısı olacak tazminat yükünün bir kısmını kamu karşılayacak,
- Tazminat yükü yüzünden değiştiremediği elemanlarını değiştirebilecek.

İşverenlerin çekinceleri neler?


- "Aylık prim yükü çok fazla bunu karşılayamayız.” deniliyor. “Bu yüzden devlet katkısı şart."
- "İstifaya tazminat iş barışını bozar. Tazminat sebebiyle ayrılmayan kalifiye elemanları kaybederiz."
- "İşsizlik sigortası primi fazla ve bu azaltılarak tazminat primine aktarılabilir."

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır