kehf suresi 86 ayet meali / kehf suresi 86. ayet tefsiri | Ateistlere Cevap

Kehf Suresi 86 Ayet Meali

kehf suresi 86 ayet meali

Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali

Nihayetgüneşin battığı yere varınca,güneşi kopkoyu bir suda batıyormuş gibi gördü. Orada bir topluluğa rastladı. "Ey Zülkarneyn!Onları ister cezalandır, ister onlara karşı iyi davran!" dedik.

Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir

Sonunda güneşin battığı yere

*

varınca, onu kara balçık bir (su) kaynağında batar bulmuştu. Onun yanında (orada) bir toplum bulmuştu. Bunun üzerine "Ey Zülkarneyn! Onlara ya (kötü yöneterek) azap edersin ya da haklarında güzel davranma yolunu seçersin." demiştik.

Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi

Uzak batıya varınca güneşi büyük bir okyanusta batar buldu ve orada bir topluluk ile karşılaştı. "Ey İki Nesil Sahibi, dilersen onları cezalandır, dilersen onlara iyi davran" dedik.

Erhan Aktaş Kerim Kur'an

Nihayet o, Güneş'in battığı yere vardığı zaman, onu koyu bir suda batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir halkla karşılaştı. "Ey Zu'l-Karneyn! Dilersen onları cezalandırırsın, dilersen onlara iyilik edersin.

*

" dedik.

Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali

Uzak batıya ulaşınca onu, güneşi sıcak sularda batar buldu. Orada bir topluluğa rastladı. Dedik ki "Bak Zülkarneyn! Onları sıkıntıya sokabileceğin gibi iyi davranış da gösterebilirsin."

Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek

Güneşin battığı yere ulaştığında, çok koyu bulanık bir suya batarken buldu. Ve orada, bir toplumla karşılaştı. Dedik ki: "Ey Zulkarneyn! İstersen onları cezalandırırsın, istersen güzel davranırsın!"

Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an

Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca, orada kara balçığa (benzer) bir su gözesinde (güneşi) batar buldu; ve orada yerleşik bir topluluğa rastladı. Biz "Ey Zülkarneyn!" dedik, "(Zulmederek) azab da çektirebilirsin, onlar hakkında (adil davranarak) güzel bir yönetim de benimseyebilirsin;

Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali

Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın."

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin."

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Güneşin battığı yere vardığında onu, balçıklı bir kaynakta batıyor buldu. Ayrıca onun yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zulkarneyn, ya onları cezalandırırsın veya haklarında bir güzel muamelede bulunursun."

Muhammed Esed Kur'an Mesajı

(Batıya doğru giderek) günün birinde güneşin battığı yere vardı; (güneş) ona kopkoyu, bulanık bir suya dalıyormuş gibi göründü. Ve orada (kötülüğün her çeşidine gömülüp gitmiş) bir kavme rastladı. Ona, "Sen ey Zulkarneyn!" dedik, ("Onlara) azap da edebilirsin, yüce gönüllü de davranabilirsin!"

Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali

Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kafir) bir kavim gördü. "Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın" dedik.

Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

Ta gün batıya vardığı vakit onu balçıkla bir gözde gurub ediyor buldu, bir de bunun yanında bir kavim buldu, dedik ki: ey Zülkarneyn! ya ta'zib edersin veya haklarında bir güzellik ittihaz eylersin

Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca onu, kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında da bir kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (onlara) ya azab edersin veya kendilerine güzel davranırsın (onları güzellikle yola getirirsin. Nasıl istersen öyle yaparsın)."

Gültekin Onan

Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzeliği (geçerli ilke) edinirsin."

Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim

Nihayet güneşin batdığı yere ulaşınca onu kara bir balçıkda batar buldu. Bunun yanında da bir kavm buldu. Dedik ki: "Zülkarneyn, (onları) ya azaba uğratmanda, yahud haklarında güzellik (tarafını) tutman (da serbestsin)".

İbni Kesir

En sonunda güneşin battığı yere vardığı zaman; onu kara bir suda batıyor buldu. Orada bir kavme rastladı. Zülkarneyn, onlara azab da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin, dedik.

Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı

Sonunda, güneşin battığı yere varınca, onu kara bir çamurda, bir göze de batarken buldu. Orada da bir kavim buldu. Ona dedik ki: -Ey Zülkarneyn, onları ister cezalandır; ister iyi davran.

Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali

Nihayet Batıya ulaştığında, güneşi adeta kara bir balçıkta batar vaziyette buldu. Orada yerli bir halk bulunuyordu. Biz: "Zülkarneyn!" dedik, "ister onlara azab edersin, ister güzel davranırsın."

Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü

Ta Güneş'in battığı yere ulaştığında, onu koyu bir karanlık suda batarken buldu... (Bir de) o bölgede bir toplum buldu! Dedik: "Ey Zül-Karneyn! İster (onlara) azap edersin; ister haklarında bir güzellik oluşturursun. "

Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi

Uzak batıya varınca güneşi büyük bir okyanusta batar buldu ve orada bir topluluk ile karşılaştı. 'Ey İki Nesil Sahibi, dilersen onları cezalandır, dilersen onlara iyi davran,' dedik.

Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an

Nihayet o, Güneş'in battığı yere vardığı zaman, onu koyu bir suda batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir halkla karşılaştı. "Ey Zu'l-Karneyn! "Dilersen onları cezalandırırsın, dilersen onlara iyilik edersin.

*

" dedik.

Rashad Khalifa The Final Testament

When he reached the far west, he found the sun setting in a vast ocean, and found people there. We said, "O Zul-Qarnain, you can rule as you wish; either punish, or be kind to them."

The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation

Until he reached the setting of the sun; he found it setting at a hot spring, and he found a people near it. We said: "O Two Horned One, either you shall punish, or you shall do them good."

Edip-Layth Quran: A Reformist Translation

Until he reached the setting of the sun, and he found it setting at a black water, and he found near it a people. We said, "O Two Eras, either you are to punish, or you are to do them good."

“Kara bir balçık” diye tercüme ettiğimiz aynin hamietin tamla­ma­sı farklı iki okunuşa göre “siyah balçıklı göze, sıcak göze” anlamlarına gelir. Her iki kıraat da güneşin batışı esnasında okyanusta ve başka bazı denizlerde meydana gelen manzarayı tasvir eder. Buralarda, güneşin battığı noktada ya siyah balçıklı bir göze veya buharlaşmakta olan bir sıcak su gözesi görünümü meydana gelmektedir. Bu iki mânayı birleştirerek, “güneşi siyah balçıklı bir sıcak su gözesine batıyor gibi gördü” şeklinde bir mâna vermek de mümkündür.

Yüce Allah, Zülkarneyn’i yeryüzünde güç, kuvvet, ilim, irfan ve her türlü maddî ve mânevî imkâna sahip bir lider kıldı. Bu imkânlar sayesinde dilediğini elde edebiliyor ve dilediğini yapabiliyordu. O bu imkânları Allah yolunda kullanmak üzere cihad ve fütuhata çıktı. Tefsirlerde nakledildiğine göre Zülkarneyn, batıda Atlas Okyanusu’na veya Karadeniz’e kadar gitti. Orada güneşin deniz ufkunda batışını seyretti. Güneş, sislerle kaplı deniz ufkunda, sanki balçıklı bir su gözesine veya sıcak su gözesine gömülür gibi batıyordu. Kur’an burada coğrafî ve kozmografik bilgi vermemiş, bakanın ufukta gördüğünü tasvir etmiştir.

Tefsircilerin kanaatine göre Zülkarneyn’in sahilde karşılaştığı kavim inkârcı bir topluluk idi. O yüzden Allah Teâlâ onu, bu kavmi cezalandırmak veya eğitmek ve böylece iyilikle yola getirmek arasında serbest bıraktı.


Kaynak :Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 578

Kehf sûresi 86. ayetin Türkçe okunuşu, Arapça okunuşu ve meali

حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِندَهَا قَوْمًا قُلْنَا يَا ذَا الْقَرْنَيْنِ إِمَّا أَن تُعَذِّبَ وَإِمَّا أَن تَتَّخِذَ فِيهِمْ حُسْنًا ﴿٨٦﴾

86.Hattâ izâ belega magribeş şemsi vecedehâ tagrubu fî aynin hamietin ve vecede indehâ kavmen, kulnâ yâ zel karneyni immâ en tuazzibe ve immâ en tettehıze fîhim husnâ(husnen).

Güneşin grup ettiği yere ulaştığı zaman, onu (güneşi) bulanık bir pınarda batarken buldu. Ve onun (o pınarın) yanında bir kavim (topluluk) buldu. (Ona şöyle) dedik: “Ya Zülkarneyn! Dilersen onlara azap edersin, dilersen onlara karşı güzel davranış ittihaz edersin.”

قَالَ أَمَّا مَن ظَلَمَ فَسَوْفَ نُعَذِّبُهُ ثُمَّ يُرَدُّ إِلَى رَبِّهِ فَيُعَذِّبُهُ عَذَابًا نُّكْرًا ﴿٨٧﴾

87.Kâle emmâ men zaleme fe sevfe nuazzibuhu summe yuraddu ilâ rabbihî fe yuazzibuhu azâben nukrâ(nukren).

(Zülkarneyn): “Fakat kim zulmederse ona azap edeceğiz. Sonra kendi Rabbine reddedilir (geri gönderilir). Böylece ona dehşetli bir azapla azap edilir.” dedi.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır