keçiboynuzu boğması / Keçiboynuzu (harnup) likörü

Keçiboynuzu Boğması

keçiboynuzu boğması

Boğma rakıdan korkmalı mıyız?

Alkollü içkilerin tarihi yemek tarihiyle at başı gidecek kadar eskiye dayanıyor. Doğada kendiliğinden gelişen fermantasyonun kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmesiyle birlikte, bira ve şarabın üretilmesi on iki bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Damıtık (distile) içkilerin üretilmesi içinse M.S. 1200’lere kadar beklemek gerekmiş. İnsanlık keyif verici bu içkileri kültürünün içine almış dini ritüellerde, devlet ilişkilerinde, savaşlarda, kutlamalarda yer vermiş. Endüstriyel üretimin gerçekleştirilmeye başladığı yıllara kadar tüm bu içkiler evlerde, manastırlarda, ortak yaşam mekanlarında üretilmiş. Bira üretimi çok uzun bir dönem evlerde ve kadınlar tarafından yapılmış.  Aynen diğer yiyecekler gibi.   

Dolayısıyla turşu kurmak, balık ya da et kurutmak, pastırma, sucuk, sosis yapmak, yoğurt mayalamak, peynir yapmak neyse bira ve şarap üretmek de farklı bir muameleye tabi tutulmamış. Damıtık içkiler için durum biraz farklı gelişse de İtalyanlar grappa, Yunanlar tsipouro, uzo, Balkan halkları rakija, Portekizliler arbutus, İspanyollar orujo, Lübnanlılar arak, Fransızlar konyak, pastis, İskoçlar ve Amerikalılar viski ve de Ruslar votkayı evlerinde rahatlıkla üretmişler. Belirli düzenlemeler çerçevesinde büyük çoğunluğu hala küçük ölçekli üretilebiliyor. Bu topraklar da boğma adıyla anılan damıtık içkiyle bu maceradan geri kalmamış.          

Türkiye’nin güneyinde, Orta Anadolu’da, Trakya ve Ege’de rastlayabileceğiniz boğma rakı üretimi yıllardır yasaklanmış bir eylem. Yasak, mevzuattan geliyor. Güncel mevzuatımıza göre insanlar evlerinde kendi ürettikleri üzüm, arpa, buğday gibi ürünleri kullanarak 300 litre fermante içkiyi yasal olarak üretebiliyorlar. Damıtık içki üretmek ise tamamen yasak. Gerekçesiyse, sağlık üzerindeki olumsuz etkisi. Özellikle damıtımda ortaya çıkan metil alkol korkusu. Bu korku yersiz değil elbette ama yersiz yere büyütülüyor. Buna mukabil bu topraklarda çok uzun zamandır boğma rakının üretildiği de bir vakıa. Hatta bir dönem bu işi Tekel üstlenmiş ve boğma segmentinde rakı üreterek piyasaya sürmüş.  Türkiye’de içki firmaları, devlet, akademi ve meslek örgütleri bu korkuyu büyüten bir tutum takınıyorlar. Bu korkuyu büyütmek için kullandıkları argümanların çoğu bilimin değil, dogmanın alanına giriyor. Oysa boğma rakının karakteristik özellikleri, üretim yöntemleri, kantitatif analizleri konusunda yapılmış çalışmalar son derece cılız. Hala doksanlar ve iki binlerde, piyasada satılan rakılar ile boğma örneklerinin metil alkol ve toplam uçucu bileşikleri üzerine yapılan çalışmalar referans alınıyor. Bu çalışmalarda da aslında beklendiği gibi metil alkol düzeyi boğma aleyhine yüksek çıkıyor. Ancak çalışmalar akut sağlık sorunu yaratacak denli metil alkol varlığının tespit edildiğini kaydetmemiş. Kronik sağlık sorunlarına sebep olacak örneklerin varlığı çalışmalarda kayıt altına alınmış. Bununla birlikte yaşadığımız dönemde pek çok insan geleneksel boğmanın dışında yöntem ve gelişmiş ekipmanlarla evlerinde rakı ve benzeri damıtık içki üretiyor. Bu da bir vakıa. İletişim imkanlarının sağladığı avantajla boğma üretenler de kendilerini geliştirmiş durumda ve her adımlarını ölçerek üretmeyi öğreniyorlar.

Devletin, akademinin, içki üreticilerinin görmek ve kabul etmek istememesine rağmen boğma tarzı içkiler, özellikle rakı üretimi giderek artıyor. Polisiye tedbirlerin yeterli olduğu söylenemez ki dünyanın hiçbir yerinde tedbirler bir işe de yaramamış. Böyle bir durumda sahada yaşanan olguyu doğru anlamak önemli. Özellikle devlete ve akademiye bu konuda görev ve sorumluluk düşüyor.  

İki akademisyenin 2017 yılında yaptığı bir çalışma bu sorumluluğa dair güzel bir örnek teşkil ediyor.  Gıda (The Journal of Food) Dergisi’nin 2018/ 43 sayısında yayınlanan ‘’Yaş Üzüm Boğmasının Aroma Profilinin Belirlenmesi’’ isimli makale Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Sercan Dede ve Yahya Kemal Avşar tarafından kaleme alınmış. Daha önceki çalışmalarının özeti olan bu makaleden, araştırmacıların Hatay ve yöresindeki boğma rakı fenomenini anlamak, anlamlandırmak için laboratuvar koşullarında boğma rakı ürettiklerini öğreniyoruz.

Akademisyenler kendi laboratuvarlarında şekilde görüldüğü gibi bir düzenek kurmuşlar. Bu düzenek evlerde de benzerlerine rastlanabilen tarza iptidai bir imbik. Fermantasyon ve damıtım süreçlerinin her aşamasını ölçerek gerçekleştirdikleri bu üretimlerden elde ettikleri rakıları kantitatif analize tabi tutmuşlar.  Bunu da içki analizlerinde kabul gören iki yöntemle yapıp yöntemlerin de birbirlerine göre kıyaslamasını yapmışlar.  Gaz kromotagrafi cihazı ile yürüttükleri bu çalışmada kullanılan referans örnekleri de %100 laboratuvar saflığındaki kimyasallardan oluşuyor.  Araştırmalarındaki analizleri Türk Gıda Kodeksi ve AB Refrans metaodlarına sadık kalarak gerçekleştirmişler. Bu çalışmada etanol, metanol, yüksek alkoller, esterler, diğer uçucu bileşikler ve anasondan gelen uçucu yağların varlıkları tespit edilmiş. Öte yandan herhangi bir içkide kesinlikle olması istenmeyen ve yasaklanan furfural varlığı da analiz edilmiş.

Çalışmada da belirtildiği gibi boğmanın kimyasal bileşimi ve uçucu bileşenleri üzerine literatürdeki çalışmalar oldukça sınırlıdır (Fidan vd., 1996; Anlı vd., 2007; Bulur, 2010; Zeren vd., 2012). Öte yandan olfaktometrik (duyusal) teknikler kullanılarak aroma profili üzerine yapılmış başka bir çalışma da yoktur.  Bırakın boğma rakıları, endüstriyel rakılara yönelik bir aroma profili çalışması geçtiğimiz yıl tamamlanarak rakının aroma çarkı ancak çıkarılabildi.

Sizi fazla teknik ayrıntıya boğmayayım meraklısı açık erişimli bu makaleyi bulup inceleyebilir. Bu çalışma bize kontrollü bir şekilde gerçekleştirilen ev tipi üretimlerle, endüstriyel üretimlerin kimyasal bileşimleri ve aroma profilleri arasında paralellik olduğunu söylüyor. Bunu da analizle ortaya koyuyor. Bu yanıyla metil alkol üzerine ve boğma rakılar üzerine yapılmış tüm çalışmalardan farklılığını ortaya koyuyor.  Bugüne dek boğma rakılardaki metanol oranlarının yüksekliğine vurgu yapan çalışmalara da kontrollü bir fermanstasyon ile metil alkol oluşumunun azaltılabileceğini göstermiş oluyor. Tam bu noktada metil alkol varlığının boğma rakıların ya da evde üretilen içkilerin bir sorunu olduğunu düşünmenizi istemem resmi rakı firmaları tarafından üretilen rakılarda da izin verilen sınırlar içinde metil alkol varlığından söz etmek mümkün.

Araştırmacılar makaleyi şu cümlelerle bitirmiş: ‘’Sonuç olarak, geleneksel bir içki olan Boğma’nın yurtiçi ve yurtdışı pazarlara çıkarılması ve kırsal kalkınmada bir araç olarak kullanılması mümkündür. Ancak, özellikle hammaddeden kaynaklanan gıda güvenliği ile ilgili risklerin giderilmesi ve üretim tekniklerinin endüstriye uygulanabilir olması gerekmektedir. Özellikle farklı hammaddelerin (yerel üzüm ve incir çeşitlerinin) boğma üretiminde kullanımı, fermantasyon ve distilasyon işlemlerinin kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmesi üzerine yapılacak çalışmalarla daha sağlıklı, daha hoş aromalı ve tüketilebilir ürünler üretilebileceği açıktır.’’

Bu konuda pek çok yazı yazmış bir insan olarak tamamen aynı görüşteyim. Maddeler halinde özetlemem gerekirse bana göre;

1)     Boğma rakı ya da benzer damıtık içkilerin ev koşullarında üretilmesi sağlık ve yangın gibi riskler içermektedir.  

2)     Bilinçli ve kontrollü bir üretimle bu risklerin, endüstriyel rakılardaki izin verilen sınırlar içinde kalmasını sağlamak mümkündür.

3)     Öncelikle boğma rakı ve küçük ölçekli üretimin önündeki yasaklar kaldırılmalıdır. Sonrasında küçük ölçeğin tanımı yapılmalıdır.

4)     Küçük ölçekli üretim yapacak kişilerin Kimya Mühendisleri Odası gibi güvenilir kurumlar tarafından eğitilmeleri ve denetlenmeleri sağlanmalıdır.

5)     Küçük ölçekli üretimde kullanılacak ekipmanlar tanımlanmalı ve CE belgesi gibi standartlara sahip olma şartları getirilmelidir.

Böyle bir düzenleme Türkiye insanının gizil potansiyelinin de meşruiyet kazanmasına ve ortaya gastronomik açıdan cevherlerin saçılmasına da katkı sağlayacaktır. Trakya ve Ege’de başlayan bağ rotalarının benzerlerini Hatay ve yöresinde ve pek çok başka bölgede oluşturmak mümkün olacaktır.  Bunun sağlayacağı katkıyı görmezden gelmek elbet siyasi bir tercihtir. Bunu görebilmek ise bir farkındalık, kavrayış ve ideolojik tutum meselesidir. Bu noktalardaki meselelerimiz de memlekete ahvalinden ayrı değil. Son tahlilde bir kez daha altını çizmeliyiz ki içki de yemek de boğmayı bilmeden ve ezberden korkutmak da politiktir.


Grand Korçi Kimdir?

Grand Korçi İstanbul’da dünyaya geldi, haliyle birtakım okullarda okudu ve kimya mühendisi oldu. Akademiden kopmamak ve askerlik vecibesini ertelemek için iki ayrı yüksek lisans yaparak bir süre hem mühendislik yaptı hem de keyif çattı. O dönemlerde fotoğraf ve sinemaya olan ilgisi nedeniyle mühendisliği bıraktı ama bu alanlarda tutunamayarak eğitimini aldığı mesleğine geri döndü. Haliyle birtakım işlerde çalıştı. Alkollü içki sektörüne yönelik gerçekleştirdiği çalışmalar sırasında ve sonrasında alkolün üretimi, kültürü ve tarihine yönelik ilgisi giderek arttı. Hobileri arasında golf, modern dans, yoga hiçbir zaman yer almadı ancak ‘’kişisel gelişim yolculuğunu’’ bir çilingir müdavimi olarak sürdürüyor. Halihazırda bu çilingirlerde yeşerip hayata geçen işlerine cilingirsohbetleri.com adresinde yer veriyor.

Tatlı severler için sağlıklı bir alternatif olabilir. Ancak diyetteyseniz tükettiğiniz miktara dikkat etmelisiniz fazla tüketmek kilo veriminizi yavaşlatabilir.

Malzemeler:

-3 yumurta
-6 yemek kaşığı keçiboynuzu unu
-1/2 su bardağı light süt
-1 çay bardağı sıvıyağ
-1 su bardağı tambuğday unu
-1 paket kabartma tozu
-1 adet elma
-1 çay kaşığı tarçın
-1 yemek kaşığı harnup pekmezi
-4 tam ceviziçi ve 8 fındık

Yapılışı:

3 yumurtayı mikser ile güzelce çırpıyoruz. İçerisine sütü, sıvıyağı, harnup pekmezi ve keçiboynuzu ununu ilave edip güzelce karıştırıyoruz. Daha sonra tambuğday unu, kabartma tozu ve vanilini ekliyoruz. Harcımızı kek kalıbına döküyoruz. Kabuklarını soyduğumuz elmayı tarçın ile harmanlayıp kekimizin üzerine ekliyoruz. Son olarak dövülmüş fındık ve cevizi ekleyip 180 derecede 20-25 dakika pişiriyoruz. (1 porsiyonu yaklaşık 180 kcal’dir. )

Diyetisyen Cemre Su SUNGUR
@dytcemresu

What's Your Reaction?

Şunlar da hoşunuza gidebilir

More From: Bunlar Taze

Newsletter

Daha fazlasından haberdar olmak ister misin?

Hadi hemen kaydol!

Next post

Bu sene keçiboynuzu (harnup) ağacımız tahminimizin üzerinde meyve verdi. Topladığımız keçiboynuzlarını torunum Ada için pekmez yaptırıyorum. Ama küçük bir kısmını da, bir takipçimin önerisi üzerine likör yapmak için ayırdım. Likör tutkumu bilirsiniz. Özellikle vişne likörümü bir çoğunuzun denediğini ve çok sevdiğini, gönderdiğiniz yorumlardan, fotoğraflardan biliyorum (tariflere buradan bakılsa da bütün yorumlar IG'den geliyor). Keçiboynuzu likörü için bulduğum tariflerin hemen hepsi aynı. Ben de diğer likörlerimden de birşeyler katarak kendi tarifimi hazırladım ve likörümü kurdum. Daha ilk haftasında, kokusu muhteşem ve rengi de çok güzel oluyor. İki ay bekleme süresi var. Ve nihayet iki aylık süreyi doldurup, süzdüm. Renginin, aromasının güzelliğini anlatamam (fotoğrafta görüldüğü gibi). Tahminlerimin çok üzerinde lezzette bir likör oldu. Hafif Brandy (brendi), hafif konyak benzeri. (Meşe fıçı da beklese çok daha lezzetli olacak gibi.) Biraz da keçiboynuzunun kendi hoş kokusu var. Ben, verdiğim ölçüden çok fazla yaptım. Bir şişeyi hemen içmek için ayırdım. İki şişeye de farklı aromalar ekleyip bir ay daha dinlendireceğim. Sanıyorum çok daha farklı aromalarda likör elde edeceğim. Güzel olanlarını buraya da ekleyeceğim. Ve tabii, bir şişe de bir yıl boyunca bekleyecek, aradaki lezzet farkını gözlemlemek için. Siz de benim gibi likör severseniz mutlaka deneyin diyeceğim bir likör oldu. Deneyip, benimle paylaşmayı unutmayın lütfen, çok mutlu olurum. Şimdiden afiyet olsun.

Keçiboynuzu likörü tarifi / Harnup likörü tarifi

Malzemeler:

  • 1 kg keçiboynuzu
  • 1 litre su
  • 250 gr toz şeker
  • 500 ml votka / istediğiniz marka
  • 1/2 su bardağı viski / istediğiniz marka
  • 3 litrelik kavanoz

Hazırlanışı:

  • Keçiboynuzlarını yıkayıp, kurutun.
  • Küçük küçük kırarak kavanoza doldurun.
  • Su ve şekeri, şeker eriyene kadar kaynatıp, iyice soğutun.
  • İçine votka ve viskiyi de ekleyerek, karıştırın.
  • Şekerli votkalı karışımı, kavanozdaki keçiboynuzlarının üzerine dökün.
  • Kavanozun kapağını kapatın, karanlık serin bir yerde (mutfak dolabı içi gibi) 2 ay boyunca (arada kontrol edip, kavanozu çalkalayarak) bekletin.
  • Süre sonunda, likörü tülbentten birkaç kez süzerek şişelere aktarın. İçmeye hazır keçiboynuzu likörünün tadını çıkarın.
  • NOT; Viski yoksa, yerine votka ekleyin.
  • Keçiboynuzu bekleme süresince şişerek hacim kazanıyor. Kavanoz biraz büyük olursa daha iyi olur.
  • Tatlılık oranı az gelirse, 1 su bardağı su ve yarım su bardağı şekeri 10 dakika kaynatıp soğutun ve (tadına bakarak kontrollü olarak) süzdüğünüz liköre ekleyin.    Ekim 2020

Tadı damağınızda kalacak vişne likörü tarifiniburadanokuyabilirsiniz.

Mükemmel karadut likörütarifini buradan okuyabilirsiniz.

RİCA; Denediğiniz tariflerin içeriğini sosyal medya hesaplarından paylaşmadan, sadece alıntı yaparak bloglarınızdan paylaşabilirsiniz, bundan çok mutlu olurum. Göstereceğiniz anlayışa şimdiden çok teşekkür ederim.

Rengi ve kokusuyla vişne likörü kadar çok seveceğiniz bir lezzet...

Keçiboynuzlarını kavanoza koyduktan birkaç gün sonra bile kokusu muhteşem oldu...

Bahçemizdeki keçiboynuzu (harnup) ağacı. Olgunlaşmadan hemen önce...

Bu da kamera arkası fotoğrafı olsun...

Mükemmel nane likörütarifini buradan okuyabilirsiniz.

Tadına doyamayacağınız ev yapımı baileys tarifimi buradan okuyabilirsiniz.

Ton balıklı ve zeytinli kraker tarifini buradan okuyabilirsiniz.

Bu tarifimi beğendiyseniz bunları da deneyin

  • Lübnan usulü köfte tarifimi buradan okuyun.
  • Çalkama tarifimi buradan okuyun.
  • Çikolatalı kek tarifimi buradan okuyun.

ev yapımı likör , keçiboynuzu , keçiboynuzu likörü , keçiboynuzu likörü dokuzuncubulut , harnup likörü , harnup likörü dokuzuncubulut


nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır