kendi yavrusunu yiyen hayvan / Kangalların yavrularını yemesinin sırrı çözüldü

Kendi Yavrusunu Yiyen Hayvan

kendi yavrusunu yiyen hayvan

Doğanın katil ana-babaları

Anna-Louise Taylor

BBC Doğa Muhabiri

Gün geçtikçe daha çok araştırmacı bulgularının bu yönde olduğuna işaret ediyor.

Anne babaların yeni doğan bebeklerini acımasızca öldürmelerinden daha korkunç bir hareket düşünülemez gibi geliyor kulağa.

Ancak pek çok yavru hayvanın karşılaştığı en büyük hayati tehlike kendi türlerinden gelir.

"Bebeğin öldürülmesi, bir yırtıcının sessizce avlanmasına benzemiyor," diyor aslan uzmanı Profesör Craig Packer.

Packer durumu "Yetişkin aslanlar kendi yavrularını öldürürken vahşileşiyor, hırıldıyor ve gerçekten oldukça rahatsız edici bir hal alıyor," diye tarif ediyor. "Yavruları kafa ve boyunlarının arkasından ısırıyor, karın bölgelerini eziyor."

Yeni doğan yavrunun öldürülmesi, güçlü olanın hayatta kalması ilkesinin sıklıkla gözden kaçırılan bir yöntemi.

Kemirgenler ve primatlar gibi memeliler; balıklar, böcekler ve çiftyaşamlılar gibi pek çok türün yeni doğan yavrusunu öldürdüğü kaydedilmiş.

Bilimsel araştırmalar, öldürme eylemini gerçekleştiren yetişkin için, yavrunun ölmesinin daha fazla üreme şansı, kısıtlı kaynaklara erişim, doğrudan beslenme ya da yanlış yönlendirilmiş ebeveyn bakımının önlenmesi gibi faydaları olabileceğini gösteriyor.

Yeni doğan yavru genellikle yetişkin erkekler tarafından öldürülüyor.

Erkekler arasında rekabet

Erkek koruması bebeğin hayatta kalmasında önemli bir rol oynadığından, yavrular esasen babaları tarafından korunurlar.

Ancak sahneye yeni erkekler dahil olduğunda, her şey değişebilir.

Araya giren başka erkek aslanlar bu babaları alt etmeye çalışır.

Baba aslanı yaralayarak, kovarak ve hatta daha önce baskın olan erkeği öldürerek gruplarının liderliğini ele geçirmekte başarılı olurlarsa, yeni doğmuş yavrular için daha da büyük bir risk ortaya çıkar.

Zira sahneye yeni katılan erkeğin genellikle tek bir talebi vardır - anneyle çiftleşerek kendi çocuklarına sahip olmak.

Aslan topluluklarında, yeni doğmuş yavruların öldürülmesi, annenin hızla yeniden üreyebilir duruma gelmesini sağlayarak, yeni katılan erkeklerin kendi yavrularına sahip olma şansını artırır.

Kendilerinden olmayan erkek yavruları öldürmemek, yavruların büyüdüklerinde kendi darbelerini yapma riskini göze almak anlamına gelecektir.

Dişiler de yavruları öldürüyor

Ama genç hayvanları öldüren sadece erkekler değil.

Cambridge Üniversitesinden Profesör Tim Clutton-Brock dişilerin de aynı şeyi yaptığını söylüyor.

"Dişiler de birbirlerinin bebeklerini aynı şekilde öldürüyor" diyor.

Dişi sıçanlar beslenmek için diğer dişilerin yavrularını yiyerek, yavrulamak için yuvalarını ele geçirir.

Anne sıçanlar da yavrularından sakat ya da yaralı olanları, sağlıklı yavrulara daha fazla kaynak ayırabilmek için öldürür.

Yeni doğan yavrunun öldürülmesi, rekabetin azaltılmasıyla bir hayvanın üreme başarısını da artırabilir.

Dişi mezarcı böcekler, yaşamlarının devamlılığını garantilemek için kendi larvalarından önce rakiplerininkini öldürür.

Kırktan fazla primat türünün yeni doğan yavruları öldürdükleri biliniyor

Ancak Journal of Theoretical Biology'de yayınlanan bir araştırma, pek çok türde dişilerin riski azaltmak için bazı stratejiler geliştirdiklerini ortaya koyuyor.

Dişi primatlar, birden fazla erkekle çiftleşerek, erkeklerin babanın kim olduğunu gizli tutan babalık karmaşası yöntemini kullanıyor.

Böylece erkekler bir gruba dâhil olmaya çabalarken, genç primatların yaşama şansı yükseliyor.

"Babunlar gibi primatlar arasında, çok erkekli gruplarda eğer iki erkek bir dişiyle çiftleşir ve yavrunun hangisinden olduğu bilinmezse, yavrunun öldürülmesi riski azalıyor," diyor Prof Clutton-Brock.

Çalışmaya göre, yeni doğan yavru, katilinin bir sonraki yavrunun babası olma şansının yüksek olduğu durumlarda baskınlık hiyerarşisinde değişiklik olabilmesi için öldürülüyor

Mirketlerde rekabet dişiler arasında

Örneğin, en az 15 kişilik koloniler halinde yaşayan mirketler, üremelerini de koloni içerisinde işbirliği ile yürütürler.

Alfa erkek ile alfa kadın çiftleşirler ve koloninin diğer üyeleri yavrunun bakımını yardımlaşarak yapar.

Baskın dişilerin, diğerlerinin yavrularını ve de aynı şekilde itaatkar dişilerin de baskın dişinin yavrularını, kendi nesillerini korumak için öldürdükleri bilinir.

Ancak erkek mirketler patilerini kana bulamazlar.

Prof Clutton-Brock, "Erkek mirketlerin yeni doğan yavruları öldürdükleri görülmemiştir, çünkü dişileri doğum yaptıktan hemen sonra yeniden çiftleşmeye hazırdır. Dolayısıyla, yavruyu öldürmek erkeğe bir şey kazandırmaz."

Dişilerin doğum yaptıktan sonra 18 ay boyunca yavrularını emzirdikleri aslanlarda ise durum tam tersi.

Göçebe erkekler ya da liderlik için mücadele eden erkek koalisyonlarının, anneyi yeniden üreme mevsimine katarak kendi nesillerini edinmek için, annenin yavrularını öldürmeleri yaygın bir davranış.

İnsan algısıyla bakıldığında bu yamyamlığı anlamak zor olsa da, etin çok sınırlı olduğu vahşi hayatta, ailenin diğer üyelerinin hayatta kalabilmeleri için başka yol olmayabilir.

Kangalların yavrularını yemesinin sırrı çözüldü

Sivas Cumhuriyet ve Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesinde öğretim üyesi olarak bilimsel çalışmalar yürüten Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Koçkaya, Doç. Dr. Nazlı Ercan ve Doç. Dr. Yasemin Sargırlı Demirbaş dünyada bilim literatürüne ilk olarak giren bir bilimsel çalışmaya imza attı. Yaklaşık her 100 Kangal köpeğinden birinin yavrularını yediklerini tespit eden öğretim üyeleri, bu konuda 5 yıl sürdürdükleri bilimsel çalışma neticesinde anlam verilemeyen bu olayın sırrını çözmeyi başardı. İlginç olayın nedeninin hormon yetersizliği olduğu tespit edildi. Yapılan bu çalışma uluslararası bilim dergilerinde yer aldı.

Her şey köylülerden gelen şikayetlerle başladı

Konuyla ilgili açıklama yapan Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Koçkaya, köylülerden gelen şikayetler üzerine konuyu araştırmaya başladıklarını belirterek, “Maternal kanibalizm yani annelerin yavrusunu yemesine yönelik bir çalışma yaptık. Bu çalışmamızda kangal çoban köpekleri üzerinde yaptık. Yaklaşık 5 yıl önce bir vaka ile bize başvuran köylülerin köpeklerinin her doğumda yavrularını yediğine yönelik şikayetiyle ve buna bir çözüm bulmamamız için geldiklerinde, bu olayın araştırılması gerektiğini düşündük. Daha sonra bunun varlığının ne kadar olduğunu araştırmak için bir anket çalışması yaptık. Yetiştiricilerimize ve köylülerimize ulaştığımızda anket çalışmamızda yüksek bir oranda kendi yavrusunu yiyen kangal köpekleri ile karşılaştık” dedi.

Kangalların yavrularını yemesinin sırrı çözüldü

Kangallar 10 günlük yavrularını yedi

Yaptıkları araştırmalarda bazı Kangal köpeklerinin 10 günlük yavrularını yediklerini belirten Koçkaya, “Köylülerimiz bu hayvanların her doğumda bütün yavrularını telef ettikleri için ya anneleri azat etme ya da anneleri başka yöntemlerle uzaklaştırma boyutuna gittiklerinden yetiştiricilikten çıkartıldıklarını gördük kangal köpeklerinin. Bu da kangal köpeklerinin geleceği ve ekonomik açıdan büyük bir kayıptı. Biz de bu durumun önüne geçmek için çalışmaya başladık. O dönemin şartlarında 15 tane yavrusunu yiyen kangal köpeği bulduk. Şu anda bu köpeklerimizi koruyoruz. Kangal köpeklerini takip ettiğimizde köylülerin söylediği gibi her doğumda yavruların tamamını 10 gün içerisinde ya bütünüyle yediklerini ya da kafa kısımlarını yediklerini ve böylelikle yavrularını telef ettiklerini gördük. Buna yönelik geniş çaplı çalışma yapmaya karar verdik” dedi.

Nedeni hormon yetersizliği

Koçkaya, ilginç olayın nedeninin hormon yetersizliği olduğunu ifade ederek, “Hayvanların davranışları üzerinden hareket ettik. Laboratuvar ortamında yaptığımız çalışmalarda ve anketlerle nedenini araştırmaya başladık. Araştırmalarımızda yaklaşık 20 tane neden sıraladık. Bu 20 tane nedeni eleye eleye tek bir tane büyük bir sıkıntının olduğunu fark ettik. Bunun da büyük bir sıkıntı olan hormon yetersizliği olduğunu tespit ettik. Daha sonra bu çalışmamızın sonucunu dünyanın en iyi davranış dergilerinden bir tanesinde yayınladık ve dünyada yapılan ilk çalışma olarak bu çalışmamız literatüre geçti. Literatüre geçtikten sonra bize ulaşmak isteyenler oldu. Özellikle İngiltere’de hayvanat bahçesi veteriner hekimi bize ulaştı. Hayvanat bahçesinde bir ayının 2 yavrusunu telef ettiğini ve bize yardımcı olabilir misiniz mesajlarını aldık. Bizde onlara hayvanı yakından takip etmemiz gerektiğini ve kanlarını alarak hormonsal parametrelerine bakmamız gerektiğini ilettik" dedi.

Kangalların yavrularını yemesinin sırrı çözüldü

Yavruların telef olmasının önüne geçilecek

Koçkaya, konuyla ilgili tedavi geliştirip yavruların telef olmasının önüne geçmek istediklerine vurgu yaparak şunları söyledi:

“Yakın zamanda bir tedavi protokolü geliştirip bu hayvanların telef olmasının önüne geçeceğiz. Yaptığımız anketlerde yaklaşık olarak 100 kangaldan birinde bu sıkıntı gözüküyor. Bu oranda bizim için yüksek bir oran. Yaklaşık 30 köpek üzerinde çalıştık bunlardan 15 tanesi Maternal kanibalizm görülen köpekler diğeri 15’ i de yavru yemeyen köpekler oldu. Çalışmamızın toplam süresi 5 yılı buldu. Çünkü anket süreci vardı anket sürecinden sonra bizim 20 tane belirlediğimiz neden skalası içerisinde kangal köpeklerinin doğal seleksiyon yapıyor olabileceği yani saflığını korumak için annelerin böyle bir durum sergiliyor olabilme olasılığı vardı. Bu yüzden sürecimiz uzadı. Neden sayısını bilerek çok fazla ortaya koyduk. Çünkü hiç bilinmeyen bir tablo ile karşı karşıyaydık. Dünyada bizim dışımızda çalışan kimse yoktu. Ancak araştırmalarımız sonrası bunun birçok ırkta gözüktüğünü gördük. Davranışı gösteren hayvanların kulübelerine kamera yerleştirdik. Kameralar ile annelerin anksiyete ye yönelik davranışlar sergilediğini gördük. Çünkü yavrularına başta yalama şeklinde yaklaşıp bir süre sonra ısırarak daha sonra tamamen yavrularını yiyerek bize tepki göstermeleri normal gelmedi."

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Veteriner Fakültesi Veterinerlik Fizyolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Koçkaya'nın, 5,5 yılda tamamladığı çalışma, Kangal çoban köpeklerinde görülen bir oksitosin hormonu eksikliğinin, annenin yavrularını yemesine neden olduğunu ortaya çıkardı.

 

Koçkaya, çalışmada olumlu sonuca ulaşıldığını belirterek, doğumdan sonra anne köpeklere oksitosin hormonu enjekte ettiklerini söyledi. Doç. Dr. Koçkaya, köylülerden ve yetiştiricilerden Kangal köpeklerinin doğum yaptıktan sonra, 10 gün içinde yavrularını yemeleri veya zarar vererek öldürmeleri yönündeki şikâyetler üzerine 5,5 yıl önce çalışma başlattı.

 

 Koçkaya önce yavrularını yiyen anne köpekleri tespit ederek çalışmasına kattı. Ardından 15 yavrusunu yiyen anne köpek üzerine yoğunlaştı. Yavrulayan köpeklerin davranışlarını takip etmek için doğuma yakın, kulübelere kamera yerleştiren, saf ırk olup olmadıklarını ve kan değerlerini belirleyen Mustafa Koçkaya, kan değerlerinin sonucunda yavrularını yiyen tüm Kangal köpeklerde 'oksitosin hormon' eksikliği olduğunu tespit etti. 

 

Koçkaya, bu tür köpeklerin doğumdan 10-15 gün içinde yavrularını yediğini ortaya çıkardığı çalışması, uluslararası dergilerde de yayımlanarak literatüre geçti. İlk kez yapılan bu çalışma yurt dışındaki bazı hayvanat bahçeleri yetkilileri ve hayvan severlerin ilgisini çekti. Yapılan çalışmanın ardından bu yıl ise tedavi sürecine geçildi. Kangal köpeklerine oksitosin hormonu enjekte edilip yavru yeme probleminin önüne geçildi.

 

Dünyaya İlk Kez Biz Tanıttık

 

Yapılan araştırmanın hakkında özel açıklamalarda bulunan ve çalışmanın dünyada ilk olma özelliği taşıdığını söyleyen Doç. Dr. Mustafa Koçkaya, "Bu çalışmayı bizden başka dünyada yapan yoktur. Dünyaya ilk kez biz tanıttık. Bu çalışma hakkında birçok mail alıyoruz. Çalışmada yavrusunu yiyen Kangal köpekleri vardı. Biz bu köpeklerin neden yavrularını yediğini araştırdık. Yaklaşık 3 buçuk yıllık bir çalışma yaptık. Bu çalışmanın ardından davranış skalası geliştirdik. Aynı zamanda hayvanların kan parametrelerine baktık. Baktığımızda bu hayvanlarda oksitosin hormonu yetersizliği olduğunu tespit ettik. Daha sonra bu işin tedavi boyutuna geldik. İki buçuk yıllık bir çalışma yaptık. Bu kısımda da biz oksitosin hormonunu anne köpeklere doğum tamamlanır tamamlanmaz enjekte ettik. Daha sonra annelerin vücudundaki oksitosin seviyesine baktık. Oksitosin seviyesine bakarak annelerin vücuduna herhangi bir zarar vermeden yavrularını yemesinin önüne geçtik" dedi.

 

Yavrularımızı Kurtarmış Olduk

 

Yapılan çalışmanın toplumda da önemli bir yere sahip olduğunu belirten Koçkaya, "Bu bizim için çok önemli. Yavrusunu yiyen hayvanlar hayvan sahipleri tarafından cani olarak adlandırılıyor. Maalesef bu hayvanlar ya azat ediliyor ya da acısız öldürülüyor. Biz bunun önüne geçerek hem yetiştiriciye destek olduk hem de hayvanların geleceği ve yavrularımızı kurtarmış olduk. Yaptığımız çalışma Kangal köpeklerine özgüdür. Ama dünyanın birçok ülkesinden mail alıyoruz. Farklı ırkların da yavru yeme problemi olduğunu söylüyorlar. Ancak laboratuvar çalışmaları ve davranış çalışmalarının yapılıp ortaya koyulması lazım. Ama biz bunun Kangal köpeğine özgü değil diğer köpek ırklarında da olduğunu düşünüyoruz ve ispatlamamız lazım." ifadelerini kullandı.
 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır