Kişisel gelişim kitaplarına çok sıcak bakmayan, özellikle de çok satan kişisel gelişim kitaplarına karşı önyargıları olan biri olarak bu kitabı neden tavsiye eder bir yazı yazacak noktaya geldim
2. Dünyanın kötülüğünü ve acısını da kabul ettikten sonra yapabileceğiniz en iyi şey kendinize ‘anlamlı’ bir acı seçmek. Yani uğruna mücadele edeceğiniz acıyı seçmek. Böylece çektiğiniz acıların bir anlamı olabilir. Manson bu noktaya parmak basarak bazı yaşamsal önerilerde bulunuyor. Budist felsefeye de kaynaklık eden yaşamın ızdırabını kabullenmiş olmanın ve bu kabulleniş sonrasında yaşamını iyi değerlere göre inşa etmenin öneminden bahsediyor.. İyi değerlerden kastettiğiyse örneğin parayı bir varoluş motivasyonu haline getirmemek. Kendimize değer olarak seçtiğimiz şeylerin uzun vadede ne gibi sonuçlar doğurabileceğini örneklerle açıklıyor.
3. Yaşamımız her şeyi kafaya takacak kadar uzun değil. Gerçekten neyin kafaya takılacak kadar önemli olduğunu iyi analiz etmekte fayda var. Elbette hiçbir şeyi umursamamak gibi bir kafaya takmamak kastedilmiyor ancak gerçekten çok az şeyin kafaya takılabilecek kadar önemli olduğunu vurguluyor.
4. Hayatımla ne yapacağımı bilemiyorum diyenler için, süreçteki zorluklara da ne olursa olsun göğüs gerdiğiniz şey neyse onu seçin. Çünkü sahnede ter dökmeden önce sahne arkasında da ter dökmek şart. Bir şeyi gerçekten isteyip istemediğini anlamak süreçteki zorluklara göğüs gerip geremeyeceğini anlamakla mümkün.
MARK MANSON
“Başımıza gelenleri kontrol edemeyiz.
Ama nasıl yorumladığımız ve
nasıl tepki gösterdiğimizi her zaman kontrol edebiliriz.”
Herkesin yolu bir şekilde tavsiyeler doğrultusunda isteyerek veya istemeyerek kişisel gelişim kitapları girdabının içine doğru uzanmıştır muhakkak. Genel bir göz gezdirme işlevinden sonra bile çoğu klişenin birbiri ardına neredeyse her kitapta sıralandığı gözünüze ilişmiştir. ‘’Kendine güven, insanlara aldırma, kendin ol, sen çok büyüksün, her şeyi yapabilirsin’’ gibi sloganlar bu klişelerden bazılarıdır. Amerikalı Yazar Mark Manson bu klişelere kafa tutar nitelikte. Kişisel Gelişim kitapları raflarında kendisine yer verilmesine rağmen Mark, bu kişisel gelişim klişelerini gülünç bulmakta ve her şeyin tersine intibak ettiği teorisini ortaya atmak suretiyle bir şeyler yapmak için bir şeyleri kafaya takmanın o şeyi yapmamızı engellediğini vurgulamaktadır. Mark’a göre mesela bir işi yapmayı kafanıza takıyorsanız o işi yapmaya çalışsanız dahi kafaya takma girdabına girdiğiniz için kafanızdakileri düşünmekten yapmanız gerekenleri yapamama girdabına da girmiş oluyorsunuz. Böylelikle yapmanız gereken işe kendinizi veremediğiniz için tekrar bir kafaya takma faaliyetinin de içinde bulmuş oluyorsunuz kendinizi ki bu girdap ‘’farklı suretlerde tekrar eden kafaya takma hortumu’’ haline gelmiş oluyor.
Mark’a göre bir kişinin yapması gereken ilk şey hayatın bir ızdırap olduğunu kabul etmektir. Her ne kadar günümüz dünyasında herkes sosyal medya üzerinde mutluluk kareleri paylaşıyor olsa bile kişi şunu unutmamalı; utanmak, üzülmek, başarısız olmak, mutsuz olmak, parasız olmak gibi ızdırap çeşitleri her insanın başına gelen olağan şeylerdir. Bu öneriyi daha iyi anlamak için onun ızdırap ve hayat hakkındaki görüşüne bakmak yeterli olacaktır diye düşünüyorum.
Mark’ın bir diğer dikkat çekici düşüncesi ise özgürlük ile ilgilidir. Bu ifadeleri okurken günümüz dünyasını düşündüğünüzde, belki de Mark’ın neden bu düşünceyi benimsediğini ve kişisel gelişim klişelerinin benmerkezci düşünce sistemine getirmek istediği eleştiriyi görebilirsiniz diye düşünüyorum. Kitapta birçok yerde bu hayali içi boş ego balonunu şişiren sözcüklerden ve işe yaramazlığından bahsediliyor olsa da, burada özgürlük bağlamında düşünmeniz ve kitabı okuma heyecanınızı bastırmamak istemem adına çok fazla yer vermemenin daha doğru olacağı kanısındayım.
Mark’ın kitabıyla ilgili son olarak şunları da iletmem gerekir diye düşünüyorum. Her ne kadar klişelere, yer yer başarı öykülerine ve eleştirilere kitapta yer veriliyor olsa bile Mark’ın da kendi hikâyesinden ve bazı klişelerden bahsettiğini belirtmeliyim. Ayrıca bazı argo ifadeler de içeren kitabın bu özelliğiyle, her ne kadar çok satanlar listesinde yer alıyor olsa da, belirli bir yaşa hitabı hedef aldığını söyleyebiliriz.
Sümeyye Ülger/ İçerik ekibi koordinatörü