Kılcal damarların cilt yüzeyinde görünür olması halinde estetik açıdan rahatsız olan bireyler için uygulanan işlemler kılcal damar tedavisi olarak bilinmektedir. Damarların görünür olmasına neden olan ana faktör güneş ışınlarıdır.
Derinin incelmesine neden olan güneş, kılcal damarların oluşmasını sağlayan maddelerin salınmasına yol açar. Bu nedenle güneş ışığına maruz kalan bölgelerde daha sık görülür. Bu belirtiler genelde yaygın olarak; gözlerin alt kısmı, yanaklar ve burun bölgesinde görülür.
Kılcal damar oluşmasına yol açan faktörlerden biri de gül hastalığıdır. Dış faktörlerin de etkisiyle gelişen gül hastalığında kızarıklık meydana gelebilir. Bu durum yeni kılcal damarların oluşmasına yol açmaktadır. Kılcal damarların tedavisi için lazer başta olmak üzere farklı yöntemler kullanılmaktadır.
İnce damarların genişleyerek büyümesi ve yüzeye yakın konumda çizgi halinde görülmesi durumu kılcal damar olarak adlandırılmaktadır. Toplum genelinde sıklıkla rastlanan bu durum genellikle yüz ve bacak bölgesinde oluşsa da farklı yerlerde de meydana gelebilir.
Kılcal damar daha çok açık ten rengine sahip bireylerde görülen bir durumdur. Oluştuğu bölgede ciltte hassasiyet yaratırken kırmızılığa ya da kırmızı lekeler oluşmasına neden olur. Kişinin kendisini estetik açıdan yetersiz hissetmesine neden olan bu durum psikolojiyi olumsuz yönde etkilemektedir.
Kılcal damarlar varis damarları ile aynı kavramı karşılamamaktadır. Varis genelde kan akışında olan tıkanmalara bağlı olarak bacak ve ayak bölgelerinde gözlenen şişkin damar görünümüdür. Kılcal damarlar ise güneş ışınları gibi etkenlere bağlı olarak yanaklarda, yüzde veya herhangi bir bölgede oluşan kızarık haldeki küçük damar yapılarıdır.
Ayrıca ilgili olarak “Varis Tedavisi Nedir, Kesin Çözüm mü?” yazımıza da göz atabilirsiniz.
Cilt yüzeyinde oluşan kılcal damarların tedavisi için sağlık kuruluşlarında çalışan alanında uzman dermatoloji hekimlerine muayene olmalısınız. Kişinin cildindeki duruma bağlı olarak hastanın vücut genelinde kılcal damarlar görünür ise kalp ve damar cerrahisine yönlendirilmektedir. Farklı nedenlerle oluşabilen bu durum kardiyovasküler bir sebepten kaynaklanabilir. Hekimler gerekli testleri uygulayarak size özel bir tedavi planı oluşturur.
Tedavi edilmeyen kılcal damarlar neden artar ve yayılır? Bu sorunun cevabı bir seçeneğe bağlı değildir, çünkü birçok etkene bağlıdır. Güneş ışınlarına uzun süre maruz kalınması, hormonal değişimler, yaş, cinsiyet gibi pek çok değişken bu sebepler arasında değerlendirilebilir.
Kılcal damarların oluşmasında etkili faktörler şu şekilde sıralanabilir:
Ciltte uygulanan kılcal damar tedavisinde genellikle ışık ve lazer uygulamaları kullanılmaktadır. Sıklıkla kullanılan yöntemler; IPL, 4D Lazer ve KTP Lazer uygulamalarıdır. Tedavi sürecinde kılcal damarın oluştuğu yerlere lazer ışını verilir. Kızarma nöbeti olarak bilinen flushing ve gül hastalığı gibi durumlarda da uygulanmaktadır.
İnce kılcal damarların çatlatılması ve kaybedilmesi için kullanılan lazer tedavisinde ana hedef kanda var olan oksihemoglobindir. Lazerin kılcal damarlara verilmesiyle oluşan ısı ile damarlar zamanla yok olur. Kalın ve geniş olan damarlar daha kısa sürede iyileşmektedir. Bunun nedeni daha çok oksihemoglobin ve kan taşımasıdır.
Kılcal damarların giderilmesi için hazırlanan tedavi planı; kişinin cilt yapısına, kılcal damarların görünümüne ve sayısına göre değişiklik göstermektedir. Geniş bir alandaki kılcal damarlara daha küçük yapıdaki damarlara göre fazla seans uygulanmaktadır.
Lokal anestezi altında 1 saatten kısa sürede işlem tamamlanır. Tüm uygulamalarda yüz bölgesine işlem yapılırken gözlerin korunması için koruyucu gözlükler kullanılır. Böylece işlem konforlu bir şekilde tamamlanır.
Lazerle kılcal damar tedavisinde damara direkt olarak lazer ışığı uygulanmaktadır. Geçmiş zamanlarda genellikle uygulanan tedavi kılcal damarların elektrik kullanılarak yakılmasıydı. Bu yöntem hastalarda pek çok komplikasyona yol açmaktaydı.
IPL, AFT ve lazer ışını uygulamaları ile uygulanan tedavi yöntemleri büyük ilerleme kaydetmiştir. Optik enerji ile işlem yapılan cihazlar ile her boyuttan kılcal tedavi yok edilmektedir. Lazer ile kılcal damar tedavisi şu şekilde uygulanır:
Lazerle kılcal damar tedavisi işlemi damarların durumuna göre değişkenlik gösterse de ortalama 2-3 seans sürmektedir. Her seansta lazer işlemi yaklaşık 25-30 dakika zaman alır.
Lazer teknolojilerini kullanarak uygulanan darbeli boya lazer tedavisi; kılcal damarların giderilmesi için en sık kullanılan yöntemlerdendir Doğum lekeleri, örümcek damarlar, akne izleri, post şarap lekeleri ve kılcal damarlarda etkili olan bir uygulamadır.
V-ışını lazeri olarak da tanımlanmaktadır. Pek çok cilt problemlerini tedavisinde kullanılır. Bu uygulama cilde ağrı vermeyen bir enerji üretir. Hasar gören kan damarlarını hedefi altına alarak işlem yapan lazer ışını, ciltte dış katmanı da soğutarak tedaviyi tamamlar.
Her medikal estetik uygulamasından sonra oluşabilecek yan etkiler, lazerle kılcal damar tedavisinde de meydana gelebilir. Lazer ışınlarının ciltte oluşturduğu ısı enerjisinin bir sonucu olarak şişlik, kızarıklık ve kabuklanma gibi yan etkiler oluşabilir. İşlem yapılan bölgede açığa çıkan kızarıklıklar tedavinin normal bir sonucudur. Tedavi uygulanan kişinin cilt yapısına göre değişiklik gösterse de birkaç gün içerisinde kendiliğinden kaybolmaktadır.
Kızarıklık sorunu işlemden sonraki birkaç gün içerisinde geçmezse tedaviyi uygulayan hekime danışmanız tavsiye edilir. Uygulamadan sonra hekimin önerdiği bakım işlemlerinin aksatılmadan yapılması oldukça önemlidir. Böylelikle meydana gelebilen şişlik ve kızarıklık gibi durumlar daha kızlı sürede kaybolur. İşlem yapılan bölgedeki iyileşme süreci hızlı ilerler.
Cilde uygulanan kılcal damar tedavisinde genel olarak 3-4 seans uygulansa da bu program hastanın cilt tipine ve kılcal damarların durumuna göre belirlenmektedir. 1-2 seans uygulandıkça cilt üzerinde etkiler gözlemlenmeye başlar, 3. Seanstan sonra tam olarak etkiler görülebilir. Seanslar arasında yaklaşık 30 gün aralık bırakılarak işlem yapılır.
Seansların ne kadar sürede tamamlanacağı; kılcal damarların kalınlığı, bulunduğu bölge ve oluşumuna neden olan faktörler analiz edilerek belirlenmektedir. Örneğin burun üzerinde oluşan kılcal damarların giderilebilmesi için seans süresi daha uzun olabilir. Hastada kılcal damar şikayetleri şiddetli ise tedavi bittikten 3-6 ay sonrasında seans tekrarı yapılabilir.
Kılcal damar tedavisinde hastanın acı hissetmesine yol açabilecek bir işlem uygulanmaz. İşlem sırasında çok hafif ağrı hissedilse de kullanılan cihazların soğutma özelliği ile bu durum ortadan kaldırılır. Kısa süren işlemin ardından tedavi yapılan bölgeye buz kompresi uygulayabilirsiniz.
Kılcal damarların kalıcı olarak tamamen giderilmesi büyük oranda mümkündür. Damar oluşumunun görüldüğü bölgede tamamen yok edilseler bile cilt doğrudan güneş ışınlarına maruz kalmayı sürdürürse nadiren de olsa tekrar görülebilir. İşlemden sonra müdahale edilen kılcal damarlar tekrar oluşmasa da yenilerinin oluşma ihtimali vardır. Tedavi bittikten sonraki süreç içerisinde 2 yılda bir bakım yapılması önerilmektedir.
Kılcal damarlar evde yapılan uygulamalarla etkisi ve görünürlüğü zayıflatılabilir, ancak daha kalıcı ve etkin çözüm lazer ve benzeri uzman tekniklerle yapılan tedavilerdir. Kesin çözüm için kılcal damar oluşumları daha fazla yayılmadan medikal müdahaleye başvurmanızdır.
Bunun dışında yüz, kol veya bacaklarınızda kılcal damarlar için evde uygulayabileceğiniz birkaç basit uygulama arasında şunlar sayılabilir:
Ayrıca konuyla ilgili olarak “Retinol Nedir, Faydaları Nelerdir?” yazımıza da göz atmayı unutmayın!
Cildin herhangi bir bölgesinde oluşup yayılım gösteren kılcal damarlar üzerinde herhangi bir işlem uygulanmazsa kendi kendine geçme ihtimali çok düşüktür. Hatta bu durumlarda yayılım alanını daha da genişletebilecektir. Bu sebeple kılcal damarların yayılımını azaltacak doğal uygulamalar veya kesin çözüm yöntemleri olan lazer tedavileri gibi işlemler tercih edilmelidir.
Güneş ışınları, hormonal değişiklikler, cilt altındaki kan akışının ve kolajen üretiminin zayıflığı gibi faktörlere bağlı olarak daha fazla görülebilen kılcal damarlar için önlemler alınabilmektedir. Genellikle cilt kolajenlerini tetikleyici, kan akışını hızlandırıcı ve cildi koruyucu aktiviteleri içeren bu işlemler hem önleyici hem de oluşmuş kılcal damarların etkisini azaltıcı etki sağlamaktadır.
Yapılabilecek uygulamalar arasında şunlar sayılabilir:
Bazı istisnalar dışında herkese uygulanabilen kılcal damar tedavisi her yaş için uygun bir işlemdir. Tüm cilt tiplerinde ve yaş gruplarında uygulanmaktadır. Tedavinin uygulanmadığı istisna durumlar şu şekildedir:
Uygulamaya geçilmeden önce yapılan doktor muayenesinde sizin için en iyi olan uygulama ve lazer türü belirlenir. Bu doğrultuda tedavi planı oluşturulur.
Tedavi öncesi ve sonrasında dikkat edilmesi gerekenler kişiden kişiye değişiklik gösterse de genel olarak şu şekildedir:
Kılcal damar tedavisi ciddi yan etkilere yol açabilen bir uygulama değildir, genellikle geçici komplikasyonlar görülür. Bunlar; işlem yapılan bölgede kızarıklık, hafif kabarıklıklar ya da kabuklanmalardır. Bu etkiler tedaviden sonraki birkaç gün içerisinde kendiliğinden kaybolmaktadır. Nadir de olsa hafif şişlik ya da karıncalanma hissi oluşabilir. Bu gibi durumlarda tedaviyi uygulayan hekime başvurmalısınız.
Uygulama öncesi doktorunuz ile ön görüşmede kılcal damar tedavisi için analiz ve teşhis değerlendirilmesi yapılmaktadır. Bu süreçte doktorunuz cilt yapınıza uygun ilaç veya krem önerisinde bulunabilecektir. Ön görüşme sürecinde doktorunuz kılcal damar yapılarının oluşum durumuna göre uygulamanın seans süresi ve prosedürünü planlayacaktır ve fiyatları bu süreçte danışabilirsiniz.
Hospitaltürk online danışmanlık servisi üzerinden 7/24 danışmanlık hizmeti alabilirsiniz. Tedavi süreci, fiyatı, prosedürü veya aklınıza takılan her konuda bize ulaşabilir ve sorularınızı sorabilirsiniz.
Kılcaldamar Tedavisi
Bacak bölgesindeki varisler ve kılcal damar çatlamaları da lazer ile kolayca tedavi edilebilmektedir. Ayrıca doğumsal veya sonradan oluşmuş değişik tipteki damarsal lezyonlar (hemangiom, porto şarabı lekesi, yüz bölgesindeki telengektaziler vb.) için Amerika’dan FDA onayı alınmış etkinliği kanıtlanmış Long Pulse ND YAG lazer (HP SYNCHRO PLATFORM) ile başarıyla tedavi mümkün olmaktadır.
Son yıllarda lazer tedavileri çok büyük aşama kaydetmiştir. Günümüzde lazerler pek çok alanda güvenle kullanılmaktadır. Bu heyecan verici gelişmeler özellikle bacak varislerinin mavi ve kırmızı renkte olanlarında, yüzde ve vücudun herhangi bir yerindeki damar genişlemelerinin lazerle tedavisini olanaklı kılmıştır. Lazerle tedaviler gittikçe popüler olmaktadır. Çünkü yan etkileri çok azdır ve tedaviden hemen sonra günlük aktivitelerinize dönmeniz mümkündür.
Kadın , erkek ve hatta çocuklarda lazerle tedavi mümkündür. Hem koyu tenli ve hem açık tenli kişilere lazer tedavisi yapılabilir. Tıbbi olarak uygun olup olmadığı uzman doktorlarca değerlendirildiği için en sağlıklı şekilde yapılır. Kanama bozukluğu, epilepsi hastaları, kalp pili taşıyan hastalar ve gebelere uygulama yapılmaz.
Genellikle bir veya iki seans yeterlidir.2 seans arası ortalama 3-4 haftadır. Bununla beraber tedavi sayısı damarların sayısı, rengi ve büyüklüğüne göre değişebilir.
Tedavi uygulama süresi 15 dk ile 45 dk arasında değişir.
Yan etkiler nelerdir ve tedavi sonrasında normal hayata geri dönülebilir mi?
Bu tedavinin en güzel tarafı günlük aktivitelerinize hemen dönebilmenizdir. Ağrı şikayeti çok azdır. Yapılan alanlarda hafif kabarma ve kızarıklık görülebilir. Ancak bu şikayetler birkaç günde geriler. Uygulama sonrası güneşlenmemek gereklidir. İşlem genelde güneşin çok yoğun olduğu yaz aylarında yapılmaz ancak çok uygulamak gerekirse güneş koruyucu kremle bölge korunmalıdır.
Lazer tedavisi bacak damarlarında özellikle ince kılcal damar tipindeki mavi ve kırmızı renkli damarlarda başarıyla uygulanır. Ayrıca yüzde yanak ve burun kenarındaki damar çatlamalarında ve gövdedeki kırmızı renkli benlerde de kullanılabilir. Doğumsal damarsal kırmızı lekeler, hemangiomlar, yüzde damar çatlamalarına bağlı oluşan kızarıklıklar birkaç seansta güvenli bir şekilde tedavi edilebilir.
Bacak bölgesinde ortaya çıkan varis ve genişlemiş kılcal damarlar, toplardamarların yetersiz çalışmasının (venyetmezliği) derideki belirtisidir. Hafif ven yetmezliği rahatsız edicidir ve kozmetik olarak kötü görünüme sebep olur. Ağır ven yetmezlikleri ise bacak hatta yaşam kaybına bile sebep olabilir.
Pek çok hastada ven yetmezliği bacaklarda ağrı, halsizlik, yanma, sızı, zonklama, kramplar, kas yorgunluğu ve huzursuz bacak gibi şikayetlere yol açabilir. Uzun süre devam eden ven yetmezliği zamanla bacakta şişkinlik, renk değişiklikleri, ekzema, tekrarlayan iltihaplar, yaralar hatta deri kanserine bile sebep olabilir.
Kronik iyileşmeyen bacak yaraları, varis kanamaları ve bacak damarlarının tıkanması, ven yetmezliğinin neden olduğu ciddi yan etkilerdir.
Varis ve genişlemiş kılcal damarlar, ven basıncının artması nedeniyle damarların genişlemesi sonucu ortaya çıkarlar. Sağlıklı bir vende kan akımı aşağıdan yukarı doğrudur. Kan dolaşımı küçük kılcal damarlardan yüzeysel venlere oradan derin venlere gider. Derin venlerden sonra kan, kalp ve akciğer dolaşımına gönderilir. Yüzeysel ve derin venlerde kan akımının geriye kaçmasını engelleyen kapakçıklar vardır.
Varis ve genişlemiş kılcal damarlar kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. 30-40 yaşlardan sonra varis oranı artar.
Tedavi yöntemleri varis ve kılcal damar yaygınlığı, damarların genişlik derecesi, damarların kapakçık yetmezlik derecesine göre değişir. Damar ve kapak yetmezliğinde, geniş damarlarda cerrahi yöntemler ve skleroterapi yöntemi uygulanabilir. Bu tür durumlarda kalp damar cerrahına başvurmak gereklidir.
Kılcal damar genişlemelerinde ise yine skleroterapi ve lazer yöntemi uygulanabilir. Kılcal damar tedavisinde bu iki yöntem bir arada uygulanabilir veya her biri tek başına kullanılabilir. Çok ince damarlarda lazer yöntemi tercih edilmektedir.
Yüz bölgesinde görülen kılcal damar çatlamaları, cilt üzerinde kırmızı-mor renkli olarak genişlemiş damarların görülmesidir. Estetik kaygılar nedeniyle tedaviye ihtiyaç duyulur.
Hassas ve ince cilt yapısı olanlarda, hipertansiyon hastalarında, alerjik bünyeli kişiler ile alkol kullanan kişilerde sıklıkla görülmektedir. Ayrıca kortizonlu krem kullanımı, güneş ışınlarına uzun süre maruz kalma, özellikle burun bölgesi ameliyatları ve travmaları da yüz ve burun bölgesinde kılcal damar çatlamalarına neden olmaktadır.
Özellikle burun sırtında olmak üzere, yanaklarda, göz çevresinde ve çenede sıklıkla görülür.
Yüz bölgesinde görülen kılcallar için tedavide yüzeysel lazer veya RF(radyofrekans) ile tedavi yapılabilmektedir.
Yüzeysel RF uygulaması nasıl yapılır?
Yüzde kılcalların olduğu uygulama bölgesi temizlendikten sonra, RF cihazına bir kablo ile bağlı çok çok ince bir iğne ucu damar üzerindeki cilde dokundurularak RF atışı yapılır ve ince damarlar hasarlanarak ortadan kaybolur. RF bir termal koagülasyon yöntemidir ve ısı ile damar hasarını oluşturur.
Yüz bölgesinde ince kılcallardan rahatsız olan, hızlı ve etkin bir şekilde bu kılcalları tedavi ettirmek isteyen sağlıklı erişkin bireylere uygulanabilir.
Çok çok ince iğneler ile uygulama yapıldığı için genellikle tolere edilebilir sinek ısırığı olarak tarif edilebilecek bir rahatsızlık olabilir. Gerektiğinde soğuk uygulaması ve topikal anestezik krem uygulaması yapılır.
Yüzeysel RF uygulama sonrasında ince damarlar anında kapanır ve kaybolmaya başlar, etkin sonuçlar ise birkaç gün içerisinde ortaya çıkar. Bu süreçte uygulama alanında ince kabuklanmalar olabilir, ancak tedavisiz kendiliğinden geriler.
RF uygulaması genellikle tek seansta etkin ve kalıcı tedavi sağlar, bazen ek seans gerektirir.
İşlem süresi yüz bölgesindeki uygulamalarda 15-20 dakikayı aşmamaktadır. İşlem bitiminde günlük aktivitelere devam etmek mümkündür.
-Hızlı, etkin ve güvenli tedavi olması.
-Morarma ve yara izi olmaması.
-Diğer tedavilere oranla daha az ağrılı olması.
-Genellikle tek seansta tedavinin tamamlanması.
-Düşük maliyetli olması.