“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 55 Meb Yayınları (MESEM)” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
1-4. soruları aşağıda verilen parçaya göre cevaplandırınız.
KOCA ÖKÜZÜN ÖLÜMÜ
(…)
Bir zaman sustular. İlerde çamurların içinde yatan koca öküzün baş ucunda, iki kartal, alçaktan dönüp dolaşıyordu. Hafiften esen rüzgar, leş kokusunu baba oğulun burnuna kadar getiriyordu. İhtiyar toparlanır gibi oldu. Sakalını sıvazladı:
“Ne de olsa kötü ölüm bu.” diye mırıldandı, “ çamurlara yuvarlanıp batmak. Çıkayım dedikçe batmak, çıkamamak… Düşmanlarına karşı kendini koruyamamak… En sonunda gözlerine baka baka düşmanına kendini yedirmek… Hem de kime… Çakal gibi ciğeri beş para etmez korkak bir düşmana! Tuh! Allah belâsını versin…
“Kırk yıldır ben de böyle battım ya… Başkalarının tarlalarında işlemekten ben de bıktım. Koca öküz de… Hayvancağız benden akıllı, benden cesur çıktı… Vazgeçti fukara, dünyasından…”
Delikanlı, gözlerini iri iri açmış, babasını dinliyordu. Heyecanlanmıştı. Göğsü hızlı hızlı şişip iniyordu. Yumrukları sıkılmış, dişleri sıkılmıştı. Güçlükle konuştu:
“Ne yapacağız şimdi?…” Yusuf, oğlunun bu sualine omuzlarını silkti. Doğruldu:
“Benim yapacak hiçbir işim yok… Seni bilmem…” diye söylendi. Dikkatle nehre doğru bataklıkta ilerlemeye başladı. Oğlu da onun arkasına düştü. Ölü koca öküzün yanına kadar sokuldular. Yusuf, suların sürükleyip getirdiği kocaman ağır bir ağaç yakaladı. Bir zaman bir eli ile burnunu tıkayıp koca öküze baktı: Karnı deşilmiş, kaburgaları meydana çıkmıştı. Bir gözünü kurt yemiş, kalan öteki gözüyle iri iri, boynuzlarının istikametinde gökyüzüne bakıyordu. Yusuf, elindeki ağaçla koca öküzü, nehrin derin sularına doğru itti. Oğlu da ona yardım ediyordu. Uzunca, bir çalışmadan sonra, koca öküz, sulara, bulanık sulara yuvarlandı.
(…)
1. Parçanın konu ve teması nedir?
Koca Öküzün Ölümü Teması: Toplumsal sınıfların çatışması / üst kısım ile emekçi çalışan çatışması *Emir ve buyruk altında yaşamanın insanı ve ruhunu 11e denli etkilediği
Koca Öküzün Ölümü Konu: Yusuf’un öküzünden hareketle kendi hayatını sorgulaması. Başkalarına çalışmanın, kula kulluk etmenin ne derece kötü sonuçlar doğurabileceği.
2. Parçada anlatılanları gerçekçi bulup bulmadığınızı nedenleriyle açıklayınız.
3. Parçada kullanılan bakış açısını belirleyiniz.
4. Parça, hikâyenin hangi bölümünden (serim, düğüm, çözüm) alınmış olabilir? Niçin?
5. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri çerçeve içinde verilen ifadelerden uygun olanları ile doldurunuz.
Çehov, zaman, betimleme, olay örgüsü, Maupassant
a) Konuyu oluşturan olayların kurguya bağlı olarak birbirini takip etmesiyle olay örgüsü meydana gelir.
b) Olay hikâyesine Maupassant durum hikâyesine ise Çehov tarzı hikâye de denir.
c) Hikâyede anlatılan olayların başlamasıyla bitişi arasında geçen süreye zaman denir.
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 55 (MESEM)ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Biçim: Nesir/ düzyazı → nesir/ düzyazı. İçerik: ( odalardan biri): gerçeklik karşısında kuşkucu ve tedirgin olan, iç dünyasına çekilen, yabancılaşan, toplumla çatışan, karamsar, bunalımlı, zayıf birey ele alınmıştır.
Samim Kocagöz | |
---|---|
Doğum | 13 Şubat 1916 Söke, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 5 Eylül 1993 (77 yaşında) İzmir, Türkiye |
Meslek | Yazar |
Bu öyküde insaların kendi çıkarları için pek çok yanlışı görmezden gelebileceğini ve menfaatleri için her şeyi yapabileceklerini eleştirmiştir.Yazar bu öyküde insanların aslında istediklerine ulaşmak için çaba sarf etmeleri gerektiğini anlatmıştır.
öküzü ölen, iç anadolulu bir köylü kadının hikayesini anlatan, sosyal içerikli bir parça idi, toplumun her kesimi tarafından acaip tutulmuştu. yemeni takıp söylerdi ayla algan şarkıyı, şivesi de çok başarılıydı. şimdilerde çıkardığı ya da çıkaracağı, kadın sorunlarını anlatan bir kitabın adı da olacakmış.
Cevap: Toplumsal gerçekçi bir anlayışla eser veren Samim Kocagöz bu hikayesinde “emek-sömürü”, “ezen-ezilen” çatışmaları işlenmiştir. Hikaye kahramanı Yusuf, yıllarca başkalarının tarlalarında çalışmaktan bıkmış ezilen bir köylüdür. Koca öküzünü kaybetmesi onu çok üzer.
Olay örgüsü, konuyu oluşturan olaylar dizisinin birbiriyle bağıntısına verilen addır. Metinlerde olay, ya metindeki kişiler arasında cereyan eden ilişkiler ya da kahramanın iç çatışmaları sonucu ortaya çıkar.
Refik Halid Karay’ın Koca Öküz başlıklı kısa öyküsü, bu çalışmada, doğa ile insan arasında ve insan ile insan dışındaki varlıklar arasında yeni bir farkındalık oluşturabilecek bir ilişki biçiminin irdelenmesi ve önerilmesi çerçevesinde ele alınmaktadır.
samim kocagöz’ün romanı.
Memleket Hikâyeleri, Refik Halit Karay’ın 1919’da yayımlanmış hikâye kitabıdır….Bu hikâyeler:
Kitap 18 hikayeden oluşmaktadır ve her hikaye birbirinden bağımsızdır. Aşağıda bu kitap içerisindeki hikayelerden “Yatık Emine” adlı hikaye ele alınmıştır. 2.MEMLEKET HİKAYELERİ ÖZETİ: Yatık Emine adında bir kadın vardır, bu kadın Ankara’da fahişelik yaparak hayatını kazanmaktadır.
5. Toplumcu gerçekçilik akımının Koca Öküzün Ölümü adlı metne etkilerini değerlendiriniz. Cevap: Toplumsal gerçekçi bir anlayışla eser veren Samim Kocagöz bu hikayesinde “emek-sömürü”, “ezen-ezilen” çatışmaları işlenmiştir.
Kocagöz’ün romancılığı ve romanları iki dönem hâlinde değerlendirilir (Taş 2013: 463- 464): Hazırlık Dönemi (1938- 1954) ile Kişisel ve Orijinal Üslup Dönemi (1954- 1993). Bu çalışmada, kişisel ve orijinal üslup döneminin romanlarından Bir Karış Top- rak (Kocagöz, 1964) metin merkezli bir anlayışla çözümlenecektir.
– Olay örgüsünde olayları bir örgü gibi sırasıyla, birbirine bağlayarak, biri gerçekleştikten sonra diğerini söyleyerek oluştururuz. Örnek: “Anneannem öldü, hastalandı, doktora gitti.” dersek olay örgüsünü YANLIŞ sıralamış oluruz. “Anneannem hastalandı, doktora gitti, öldü.” dersek olay örgüsünü DOĞRU yapmış oluruz.
Olay örgüsü: Belli bir konu çevresinde var olan birden fazla olayın, sebep-sonuç ilişkisine bağlı bir biçimde oluşturdukları organik bütündür. Olay örgüsünü, “eserde nakledilen hadise veya hadiseler zinciri” veya “bir oyunun, hikayenin yahut romanın içinde olan biten her şey” biçiminde de tanımlamak mümkündür.
Chris Ewan kesinlikle takip edilmesi gereken bir yazar.” “Sığınak oldukça orijinal bir roman, o kadar iyi bir şekilde yazılmış ki kendinizi asla gitmek istemeyeceğiniz bir yerde buluyorsunuz: Günlük hayattan koparak vahşi bir dünyanın içine düşüyorsunuz.
Samim Kocagöz (13 Şubat 1916, Söke - 5 Eylül 1993, İzmir), Türk romancı.
1942'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin Türk dili ve edebiyatı bölümünden mezun oldu. 1942-1945 arasında Lozan Üniversitesi'nde sanat tarihi eğitimi aldı. Türkiye'ye döndükten sonra bir süre İzmir Ticaret Okulu'nda edebiyat, Devlet Konservatuvarı'nda sanat tarihi dersleri verdi. Söke'de çiftçilikle uğraştı.
1950'den sonra İzmir'e yerleşti. İlk romanı İkinci Dünya 1938'de yayınlandı. Servet-i Fünun, Uyanış, Ses, Hep, Bu Topraktan, Vatan, Fikirler, Yenilikler, Yeditepe gibi dergilerle Demokrat İzmir gazetesinde yayımlanan Telli Kavak, Kalpaklılar ve diğer öyküleriyle bilinir.
Kalpaklılar ve Dolu Dizgin başlıklı romanları Kurtuluş Savaşı'na değindiği eserleridir.[1]
1950'de Yeni İstanbul gazetesi ve New York Herald Tribune gazetesinin ortaklaşa düzenlediği Dünya Hikâye Yarışması'nda Sam Amca başlıklı öyküsüyle birincilik kazandı. 1989'da Eski Toprak başlıklı romanıyla Orhan Kemal Roman Armağanı'nı kazandı.
Köy ve kasaba insanlarının sorunlarını, günlük yaşamlarını ve duygularını yalın bir dil ve gerçekçi tutumla yansıttı. Ölümünden sonra adına bir öykü ödülü kondu.
2006-2007 tiyatro sezonunda 50'inci kuruluş yıldönümünü kutlayan İzmir Devlet Tiyatrosu, yazarın hemen hiç bilinemeyen Islak Ekmek başlıklı oyununu sahneledi.
Samim Kocagöz, şair Halil Kocagöz ve öykücü Ferzan Gürel ile kardeştir.[2]