kösedağ savaşı kimler arasında yapıldı / Kösedağ Savaşı kimler arasında yapılmıştır | İlim ve Medeniyet

Kösedağ Savaşı Kimler Arasında Yapıldı

kösedağ savaşı kimler arasında yapıldı

Kösedağ Savaşı Sonuçları – Kösedağ Savaşı Kimler Arasında Olmuştur, Tarihi, Önemi, Nedenleri ve Tarafları Nedir

Giriş Tarihi: 22.08.2022 13:34 Güncelleme Tarihi: 25.11.2022 13:28

Kösedağ SavaşıTürk tarihi açısından büyük önem taşır. Savaşlar devletlerin yıkılmasını ya da topraklarını genişletmesini sağlar. Yenilikleri ve değişimleri beraberinde getirir. Savaşlarda kazanan ve kaybedenin olması taraflardan birini güzelliklere götürürken diğerini daha sefil ve kötü bir hayata götürür. Kaybeden tarafın özgürlüğü kısıtlanır. Bundan dolayı aslında her savaş Dünya için oldukça önemlidir. Kösedağ Savaşı Sonuçları ve Önemi ile Kösedağ Savaşı Tarihi Ne Zamandır? Nedenleri ve Tarafları ile ilgili tüm detaylar yazımızda.

Kösedağ Savaşı Sonuçları – Kösedağ Savaşı Kimler Arasında Olmuştur, Tarihi, Önemi, Nedenleri ve Tarafları Nedir
Kösedağ Savaşı Sonuçları – Kösedağ Savaşı Kimler Arasında Olmuştur, Tarihi, Önemi, Nedenleri ve Tarafları Nedir
Kösedağ Savaşı Sonuçları – Kösedağ Savaşı Kimler Arasında Olmuştur, Tarihi, Önemi, Nedenleri ve Tarafları Nedir
Kösedağ Savaşı Sonuçları – Kösedağ Savaşı Kimler Arasında Olmuştur, Tarihi, Önemi, Nedenleri ve Tarafları Nedir
SON DAKİKA
kaynağı değiştir]

Erzurum’un düşmesi üzerine sultan, tüm devlet ricalini ve Anadolu Selçuklu ordusu yüksek komutanlarını devletin ikinci başkenti sayılan Kayseri’de yapılacak toplantıya çağırmıştır. Bütün subaşılar, tımar askerlerini terhis ederek kışı geçirmek için ailelerinin yanına göndermiş, kendileri ise Kayseri’ye gelmiştir. Uzun tartışmalardan sonra savaş kararı alınmış, şu önlemler konusunda karara varılmıştır.

Anlaşılan Anadolu Selçuklu Devleti’nin eski itibarı artık kalmamıştır. Anadolu Selçuklu ordusu tabi devletlerden, gönderilen paralara ve bağışlanan arazilere rağmen antlaşma şartlarının gereği olan askeri birlikleri dahi sağlayamamıştır. Öyle anlaşılıyor ki Anadolu Selçuklu ordusunun Moğol ordusu karşısında yenilgiye uğrayacağı çok daha yüksek bir olasılık olarak görülüyordu ve Moğolların intikam almasından kaçınmak için destek kuvveti gönderilmedi ya da bu iş çok ağırdan alındı. Ebû’l-Farac, Kilikya Ermeni Krallığı hakkında bu yönde bilgi vermektedir.[58] Komşu bağımsız hükümdarlıklardan ise sadece Halep Eyyubilerinden 2 bin kişilik bir birlik gönderilmiştir. Oysa vassal krallıklara, hazine açılarak çok büyük tutarlarda paralar ve geniş iktalar verilmiştir. Örneğin Ahlat hakimine 10 bin dinar Alaüddin Altını (Sikke-i Aliye) ve 100 bin dirhem (gümüş sikke) gönderilmişti. Dahası belirli konularda görevlendirilen devlet adamlarından bazıları sorumluluklarına verilen görevlerin üstesinden gelmekte yetersizlik göstermişlerdir. Örneğin Eyyubi meliklerine, Suriye’ye gönderilen Saltanat Naibi(bkz. Naib-i Sultan, Divanlar ve emirler) Şemseddîn İsfahanî, yanında çok miktarda para, erzak ve askeri teçhizat götürmüş, Yabgulu Türkmenler arasından altı aylık paralarını ve erzaklarını peşinen verdiği çok sayıda asker toplamış, fakat Anadolu’ya doğru yürüyüşe bile geçemeden Kösedağ Muharebesi olup bitmişti. Bunu öğrenen askerlerden çoğu para ve erzakla birlikte kaçıp gitmiştir. Şemseddin İsfahani kısa süre sonra Moğol hükümdarı Batu Han tarafından Anadolu Selçuklu ülkesini Han adına idare edecek bir naib olarak atanacak, Anadolu Selçuklu’ya vezir olacaktır.[59][60][61]

Böylece 1243 yılı kışı, elçiler gönderilmesi, Anadolu ve civarından çok sayıda paralı asker sağlanmasıyla geçmiştir. Hazır edilen ordu mevcudunun saray gulamları, ikta askerleri ve paralı askerlerden olmak üzere 70 – 80 bin kişilik bir kuvvet olduğu belirtilmektedir. Emir Nizameddin Suhrab’ın bir kurultayda emrine bin frenk askeri verilirse Moğol ordusunu bozguna uğratacağını söylemesinden anlaşılmaktadır ki orduda en az bin paralı frenk askeri bulunmaktadır. İlkbaharda ordu Kayseri yakınlarındaki Meşhed Ovası’nda toplanmaya başlamıştır. Ne var ki tabi devletlerden ve Suriye’deki Naib Şemseddin İsfahani’den henüz bir haber yoktur. Yine de eldeki ordu, Anadolu Selçuklu Devleti tarihinde bir araya getirilen en büyük ordudur. Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev Meşhed Ovası’na eşi, çocukları, hazinesi, kafeslerde beslemekte olduğu leopar, aslan ve kaplan gibi[62] yabanıl hayvanları ile gelmiştir, sefere bu şekilde devam edecektir. Bu ağırlığa rağmen Sultan’ın amacı, Moğol ordusunu sınırların ötesinde, örneğin Nahcıvan ya da Tebriz’de karşılamaktı, bunun için orduyu Sivas’a götürmüştür. Bu sırada Baycu Noyan 40 bin kişilik tümü süvari ordusu ve tabi Gürcü ve Ermeni prenslerinin komutasındaki askerler de ordusuna katılmış olarak Anadolu’ya doğru yürüyüşe geçmişti.[63] Her iki ordunun mevcudu hakkında günümüze ulaşan kaynaklarda birbirinden oldukça farklı rakamlar verilmektedir. Papalık tarafından gönderilen bir misyoner ve kâşif olan Simon de Saint Quentin, Moğol ordusunun 120 bin kişi, öncü kuvvetin ise 40 bin kişi olduğunu yazmaktadır.[64]Osman Turan Anadolu Selçuklu ordusunun 50 – 80 bin mevcutlu olduğunu yazar. İbn Bibi’y e göre 70 bin kişilik Anadolu Selçuklu ordusundan başka 80 bin kişilik bir ordu daha vardır. Buna göre Anadolu Selçuklu ordusu 150 bin kişilik bir ordudur. İbn Bibi Moğol ordusunun ise 50 bin kişilik bir ordu olduğunu yazmaktadır. Anonim Selçukname Anadolu Selçuklu ordu mevcudunu 100 bin olarak verir. Moğolları Hristiyanlaştırmak için Asya’ya gönderilen bir Hristiyan keşiş olan Rubruck Moğolistan dönüşünde Anadolu’daki rum halk arasında soruşturmuştur ve 200 bin rakamını vermektedir. Diğer yandan Anadolu Selçuklu ordusu 70 bin mevcutlu kabul edilirse, bunun 10 bin ya da biraz daha fazlasının gayrimüslim askerler olduğu ileri sürülmektedir.[64][65][66] Canla başla savaştıklarını İbn Bibi’nin belirttiği bu gayrimüslim unsurların neredeyse tümüyle imha olduğu anlaşılmaktadır.[67]

Anadolu Selçuklu kuvvetleri Sivas’a geldiklerinde, 50 bin kişilik asakir-i Etrak (Türk askerler, uçlardan toplanmış Türkmenler) hazırlamış olan Ahlat hakimi, Şam dolaylarından 20 bin kadar paralı asker toplayan Şemseddin İsfahani ve 3 bin Ermeni ve Frank süvariyle hareket ettiği bildirilen Kilikya Ermeni Krallığı başkenti Sis (Kozan) hakimi henüz gelmemiştir. Bu yüzden Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev, destek birliklerin gelmesini beklemekle Sivas’ta uzunca bir süre kalmıştı. Bu sürede her gün orduyu denetlemekle birlikte zamanının büyük bölümünü saha oyunları, spor, daha çok da eğlenceyle geçirmekteydi.[68] Daha sonra bir savaş meclisi toplamıştır. Yaşını başını almış ve deneyimli, diğer bir anlatımla aşırı temkinli komutanlar, destek kuvvetlerinin beklenmesinin askeri olarak boşuna olduğunu, böylece Moğol ordusunu sınır ötesinde karşılama fırsatının elden kaçtığına, artık saldırgan bir strateji izleme olanağı kalmadığını, ülke topraklarını savunmak için savaş verileceğini söylemişlerdir. Bunun için ise Sivas son derece elverişlidir. Kentin tahkimatına girişilmeliydi. Bu tutum, gelecek 50 bin kişilik destek kuvvetinden daha elverişli bir savaş sağlayacaktır. Diğerleri ise Moğol ordusu halkı katlederken Sivas’ta beklemenin korkaklık olduğunu belirterek onları suçladılar. Sultan ise bir karar veremediği gibi sessiz kalmayı seçti. Sonuç olarak bu savaş meclisinde, ne tarzda hareket edileceği üzerine hiçbir karar alınamamıştır. Savaş meclisinin farklı düşünen iki kutba bölünmesi, aynı zamanda ordunun başkumandanı olan sultanın bu konuda ağırlığını koyamadığı gibi bir karara da varamaması, doğrudan doğruya sultanın hem askeri, hem de yönetsel yetersizliğini ortaya koymaktadır. Bu kurultaydan çok kısa süre sonra sultan orduya hareket emri verdi. Birkaç gün sonra ordu Sivas’tan 80 kilometre daha doğuda, bir yaylada, uzun ve geniş Kösedağ mevkiinde suyu ve otlağı bol olan bir yeri seçerek ordugâh kurdu. Burası askerî bakımdan müdafaası kolay, Moğolların saldırısına imkân vermeyen bir araziydi. Burada da bir süre sonra bir savaş meclisi kuruldu. Yine karar alınamadı.[61][69][70]

Kösedağ’daki savaş meclislerinde genç ve deneyimsiz komutanların sözcülüğünü yapan Nizameddin Suhrab, oldu bittiye getirip, Sultan’ın da onayını alarak 20 bin kişilik bir öncü kuvvet teşkil ettiği belirtilmektedir. Bu birlikteki komutanlar Beylerbeyi Gürcüoğlu Zahireddîn, Pervâne Veliyeddîn, Çaşnîgîr Mübarizeddîn Çavlı, Nizameddin Suhrab, Nasuheddin Farsi ve Gürcü Şalueoğlu Fahreddîn olarak verilmektedir.[67][71] Bu kuvvetler içinde Halep’ten gelen 2 bin kişilik kuvvetle 3 bin kişilik Frank paralı askeri vardır. Ermeni tarihçi Hetum’a göre Limniatili John ile Bonifacio de Molinis adlarındaki iki Venedikli komutan emrindeydiler ve hiçbiri geri dönmemişti.[72]

Muharebe[değiştir kaynağı değiştir]

Alaeddin Keykubad, doğuda güçlü bir devlet olan Harzemşahlarla bir ittifak kurmayı düşünmüş olmalıdır. İki hükümdar arasındaki mektuplaşmalarda birbirlerine “karındaş” olarak hitap ettikleri görülmektedir. Celaleddin Harzemşah, Alaeddin Keykubad’a Moğollara ve Gürcülere karşı birlikte hareket etme teklifinde dahi bulunmuştur. Ne var ki Celaleddin Harzemşah’ın gözünü Anadolu Selçuklu topraklarına, başta Ahlat’a dikmesi buna olanak vermemiştir. Bu arada Erzurum hakimi Rükneddin Cihanşah Celaleddin Harzemşah’la dostluk kurup onu amcası Alaeddin Keykubad’a karşı kışkırtmaya başlamıştı ve doğal olarak Anadolu Selçuklu’ya karşı itaatsizlik gösteriyordu. Bu olaylarla Anadolu Selçuklu ile Harzemşahlar arasında bir ittifak artık beklenemezdi ve gelişmeler Yassıçemen Muharebesi’ne vardı. Gerçekte Celaleddin Harzemşah’ın Anadolu Selçuklu ülkesine sefer yapması, sadece kendi sonunu hazırlamakla kalmadı, aynı zamanda Harzemşah Selçuklu - Eyyubi ittifakını kurulamaz hale getirmekle, tüm İslam devletlerine biraz dolaylı da olsa yıkım getirmiştir.[30][31]

Alaeddin Keykubad, Harzemşahlar Devleti’nin dağılmasıyla ve Moğol istilası önünden kaçışan Harzemşahları Orta Anadolu’da iktalar vererek yerleştirmiştir. Böylece Anadolu Selçuklu Devleti’nin askeri gücünü, savaşçılıklarıyla ün salmış, 12 bin savaşçı çıkarabilen Kıpçak savaşçılarıyla takviye etmiştir. Ne var ki II. Gıyaseddin Keyhüsrev, Emir Sadeddin Köpek’in telkinleriyle bazı Harzemli beyleri tutuklatmış, söz konusu Kıpçakları kaybetmiştir.[32] Gerçekte Harzemli askerler, Moğollar konusunda deneyimli değil, tam tersine yılgındırlar.[33]

Suriye Eyyubi meliklerinden Muazzam Şerefeddin İsa’nın kızı ile evlenmesi, Suriye Eyyubileri ile akrabalık bağı kurarak Moğol tehlikesine karşı ortak hareket etmeyi sağlamaktadır. Bu girişim işe yaramış, Kösedağ Muharebesi’nin hemen öncesinde tabi devletler hiç asker göndermezken sadece Halep Eyyubileri Anadolu Selçuklu ordusuna takviye asker göndermiştir.

Muharebe öncesi Anadolu Selçuklu’nun zaafları[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır