Bu yazımızın içeriği: Alışkanlık İle İlgili Sözler, Alışkanlıkla İlgili Sözler, Alışkanlık Üzerine Sözler, Alışkanlık İle İlgili Özlü Sözler, Alışkanlık İle İlgili Etkili Sözler, Alışkanlığı Bırakma Sözleri, Alışkanlık İle İlgili Sözler Resimli
Alışkanlık İle İlgili Sözler
Alışkanlık yaptığımız düzenli çalışmalar bizi başarıya ulaştırır.
Sigara içenler bunun sadece bir alışkanlık olduğu yanılgısına kapılır. Ama sigara içmek alışkanlık değil uyuşturucu bağımlılığıdır. Allen Carr
Alışkanlık yıkımın tohumunu içinde taşıyor. Kafka Okur
Alışkanlık, anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir. Amos Parrish
Neylersin alışkanlık işte; için kan ağlarken yüzün güler. Nazım Hikmet
Çalışmak bizi şu üç beladan kurtarır; can sıkıntısı, kötü alışkanlıklar ve yoksulluk. Voltaire
Başarı gayrete teşvik eder ve alışkanlık, başarıyı kolaylaştırır. Virginia Woolf
Alışkanlık, sırf bizim uysallığımız yüzünden kudret kazanmıştır. Amos Parrish
Gitgide alışıyorum sana, hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz. Ümit Yaşar Oğuzcan
Çok doğru düzgün bir insanın bile alışkanlık sonucu kötüleşebileceğine, insan olma vasfını yitirebileceğine inanıyorum. Dostoyevski
Tuhaftır, eğer bir şeyden korkuyorsanız ve zamanı yavaşlatmak için her şeyi vermeye hazırsanız, zaman hızlanmak gibi tatsız bir alışkanlık edinir. J. K. Rowling
Hiç kimse bir alışkanlığa veda etmek cesaretini gösteremez. Balzac
Alışkanlık bir canavar gibidir insanı yiyip bitirir.
Bir insanın hayatının ikinci yarısı, ilk yarıda kazanılan alışkanlıkların sürdürülmesinden ibarettir. Dostoyevski
Alışkanlık, bağlılıkların en kötüsüdür. En zor vazgeçilenidir. Ahmet Ümit
Alışkanlık ya en iyi hizmetçidir, ya da en kötü efendi. Emmons
Yaşam, alışkanlık rafına kaldırıp unutulacak bir şey değildir. Sohrab Sepehri
Her şeye ve herkese ilk kez görüyormuşum gibi bakacağım; bilhassa da alışkanlıktan büyülerini görmez olduğum küçük şeylere. Paulo Coelho
Önce biz alışkanlıklarımızı oluştururuz, sonra da alışkanlıklarımız bizi oluşturur. John Dryden
Alışkanlık bir halata benzer, her gün bir lifi örer ve sonunda onu koparamayacak kadar güçlü yaparız. Heinrich Mann
Alışkanlıklar alışkanlıktır, insan onu pencereden atamaz; ancak tatlı dille merdivenden birer adım aşağıya inmesini sağlayabilir. Mark Twain
Madem ki alışkanlıklar hayatımızın en ileri gelen hakimleridir, öyle ise ne yapıp edip iyi birini edinmeye çalışmalıyız. Francis Bacon
Tilki, derisinden vazgeçer de, alışkanlıklarından vazgeçmez. Suetonius
Alışkanlık edinmek kolaydır; fakat onu üstünden atmaya kalkmak, insanın derisini söker. John Billings
Ömrün boyunca genç kalmak istiyorsan, gelişim göstermeye, öğrenmeye, keşfetmeye devam et ve kendini ruhunu körelten alışkanlıkların içine ya da zaten yapmayı bildiğin şeylerin uyuşturan rahatlığına kapatma! Laurent Gounelle
İlk gördüğümüz zaman korktuğumuz nice şeyler vardır ki, zamanla alışır, hiç aldırmaz oluruz. Aisopos
Alışkanlıklara, zıt alışkanlıklarla hakim olunur. Epictetos
Çocuklarımıza hayat boyu yol gösterecek kaynak, onlara hiçbir şeyin bozamayacağı güzel alışkanlıklar kazandırmaktır. Sydney Smith
Sürekli yaptığımız şey ne ise biz oyuz, o zaman mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır. Aristoteles
Alışkanlıklar bırakılmazlarsa, zamanla en çok ihtiyaç duyulan şeyler olurlar. Saint Augustinus
Düşünce kabiliyetini öldüren en büyük düşman, alışkanlıklardır. monash.pwm
Alışkanlıklar ilk önce örümcek ağı gibidirler, sonra kabloya dönüşürler. İspanyol Atasözü
Eski alışkanlıklarına dönmek ve aşırılıkları kendiliğinden dengelemek, insan tabiatına özgüdür. Goethe
Alışkanlık, insanın ikinci huyudur. Montaigne
Karakter, güç ve uzun süren bir alışkanlıktan başka bir şey değildir. Plutarchus
Önce uyum gösterirseniz, sonra alışkanlık edinirsiniz. Wilson Pickett
İnsanın bütün rahatlığı alışkanlıkta gizlidir, alıştığımız hoş olmayan bir şeyi bile kaybetmekten korkarız. Goethe
Şüphesiz birçoğumuzun hayatında kendine zarar verdiğini bildiği ancak vazgeçemediği birtakım alışkanlıkları vardır. İlk akla gelenler sigara, alkol, veya madde bağımlılığı (esrar, kokain, eroin, LSD gibi uyuşturucu/uyarıcılar) olsa da günlük yaşantımızı gözden geçirdiğimizde bunlar sayıca çeşitlenebilir. Örneğin; düzenli ve dengeli beslenmek yerine devamlı ve/veya aşırı dozda yemek yeme, TV karşısında saatlerce oyalanma, saatlerce telefonda konuşma, süratli araba kullanma vb. Aslında bunların yanısıra çoğumuzun zararlı alışkanlık olarak tanımlayamadığı bağımlılıklarımız da vardır. Örneğin; belli bir insana aşırı bağlanma, tüm zamanını aynı kişi ile geçirmek isteme ve o kişinin yokluğunda, adeta, yarım insan olma duygusuna kapılma gibi. Öyle ki, bu kişiler bu birlikteliğin her iki taraf için de ve zarar verici olduğunu kabul etseler bile kaybetme korkusu ile bu duruma katlanıp sürdürdükleri için, bu aşırı bağımlılıkları zararlı alışkanlığa dönüşmektedir.
Şüphesiz çoğumuz bu zararlı alışkanlıklara keyifli olduğu için başlamışızdır ve kullanılan maddenin ya da gerçekleştirilen eylemin verdiği keyifli ruh durumunun doruk noktasını daha sık yaşamaya çalıştığımız için doz artırarak sürdürürüz. Ancak, başka bir kaynaktan elde edilemeyeceğine inandığımız keyfi veren ve problemlerin çözümü gibi gözüken bu obje ya da maddenin elde edilmesi veya bu kişi ile birlikte olabilmek o kadar çok enerji, zaman, güç harcatır ki yaşamımızın odak noktası olur ve başlangıçtaki keyif duygusunun yerine bedensel ve ruhsal zarar yaşatan bir bağımlılık geçer. Geriye dönüp bir bakın Daha önceleri belki bir bardak bira ya da içtiğiniz birkaç sigara sizi keyiflendiriyordu. Şimdilerde ise akşamları üç beş kadeh atarak neşelenmeye ya da sabah kahvaltısından önce bir iki sigara içerek uyuşukluğunuzdan kurtulmaya çalışıyorsunuz. Peki ya o başlangıçta sizi çok mutlu eden kişi?.. İlk zamanlar her dakika birlikte oluyordunuz ancak bir süre sonra bu mutluluk yerini -kaybetme korkusundan dolayı- endişeye bıraktı ve belki bu nedenle ona sık sık öfke duymaya bile başladınız.
Alışkanlıkların temelindeki keyif duygusuna bazı sorumluluklardan ve duygulardan kaçma fırsatı da eşlik eder. Bu tür alışkanlıkların ve bağımlılıkların tümü kısa vadede size bir çeşit kazanç sağlıyor gibi görünebilir. Örneğin, saatlerce TV seyrederek ya da telefonla konuşarak yapılması gereken işlerinizi, sorumluklarınızı erteleyip onların yarattığı kaygılardan kısa bir süre de olsa uzaklaşıyor, veya hergün belirli bir kişi ile birlikte olup yalnız kalmaktan kurtuluyor ve bütün ihtiyaçlarınızı ondan kolayca karşılıyor olabilirsiniz. Uzun vadede değerlendirildiğinde bütün bunların büyük kayıplara yol açtığı tartışılmaz bir gerçektir.
Önemli olan enerji ve keyif duygularını yakalamak konusunda ölçülü olabilmek ve kontrolü elden bırakmamaktır. Peki ölçü derken neyi kasdediyoruz?
Tehlike çanları hangi noktada çalmaya başlıyor? Alkol ya da madde bağımlılığını ele alalım: Bildiğiniz gibi düşük dozlarda alınan alkolün ve nikotinin başlangıçta merkezi sinir sistemini uyarıcı bir etkisi vardır. Ancak alkolün dozu artırıldığında kişi çöküntü duygusu yaşarken, sigara içenlerin başlangıçta uyarıldığını öne sürdükleri belli yetileri de (konsantre yeteneği) miktarı artırdıklarında uyuşmaya başlar. Alkol ya da herhangi bir maddenin kullanımında gelinebilecek en tehlikeli nokta bu alışkanlığın giderek fiziksel bir bağımlılığa dönüşmesidir. Kişi aldığı alkol ya da maddenin dozunu yavaş yavaş artırırken, alkolün veya zararlı maddelerin, bedenin kendisinin ürettiği doğal maddelerin yerine geçip, bu maddelerin beden tarafından üretilmesini engellediklerinden habersizdir. Böylelikle, bedenin doğal dengesi bozulur. Kişi o maddeyi almadığında belli yoksunluk etkileri yaşar ve kullandığı alkol, nikotin veya diğer maddelere gereksinim duyar. Özetle, artık o kişi yoktur Kendi gücü ve potansiyellerinin yerini alkol ya da uyuşturucu/ uyarıcı maddeler almıştır.
Alkol ve madde bağımlılığının fiziksel bağımlılığa dönüşmesine benzer olarak insan bağımlısı olan bir kişi de kendi potansiyelini ve kaynaklarını özgürce kullanmak yerine kendi kişisel yetilerinin ve gücünün yeterli olmadığı düşüncesiyle gereksinimlerini sürekli bir başkası aracılığıyla hiçbir çaba sarfetmeden karşılamaya yönelir, böylelikle kendi becerileri gelişemez ve zaman içinde körelir. Bu tür bir bağımlılık ilişkisinde kişi birlikte olduğu insanı kaybetmek korkusunun yanısıra zamanla kendi kendine yetemediği düşüncesi ve karşıdakine duyduğu mahkumiyet duygusu nedeniyle de o kişiye yönelik öfke hissedecektir.
Diğer bir bağımlılık türü ise yemek bağımlılığıdır. Kimileri kendisini kaygılandıran bazı düşüncelerinden veya sorumluluklarından kurtulmak ve onlardan uzaklaşmanın verdiği rahatlığı yaşamak amacıyla aşırı dozda yemek yemeğe ya da sık sık atıştırmaya yönelebilir. Ancak bir süre sonra hızla alınan kilolar kişinin sağlığını tehdit etmeye başlıyacaktır: Kalp, böbrek hastalıkları ve çeşitli operasyon risklerini artıracak ve fazla kilolarından kurtulmak için katlandığı güçlükler de kişi için ikinci bir kaygı kaynağı olacaktır.
Görüyoruz ki bazı kullanımlarda ölçü aşıldığında, insan artık dönüşü zor olan noktalara gidebilmekte, başlangıçtaki kazançların yerini ise büyük kayıplar almaktadır. Kişi kendisi ile ölçülü yiyeceğim, ölçülü içeceğim ve kontrollü davranacağım şeklinde yaptığı antlaşmalara nasıl uyabilir?
Kendimiz ile yaptığımız antlaşmalara sadık kalabilmek için inanmamız gereken, ölçülülüğün, aşırılıktan daha etkili olduğu ve duyumları uyuşturmak yerine onları uyardığıdır. Sizlere önereceğimiz bazı yöntemleri kullanarak çok geç olmadan bu alışkanlıkların üstesinden gelmeniz mümkündür. İnsan öğrenme potansiyeli olan bir varlık olduğundan bir alışkanlığı öğrenme yolu ile kazanıp, aynı şekilde, öğrendiği davranışı değiştirmeyi de öğrenebilir. Kullanılabilecek yöntemler yeniden öğrenmeyi ve kişinin kendi üzerinde bir kontrol geliştirmesini amaçlamaktadır. Bu yöntemlere verilen bazı örnekler aşağıdadır:
Plajdayım. Yüzmek üzere ayağa kalkıyorum, denize doğru yürürken çevremdekilerin hakkımda fısıldaştığını duyuyorum. Off, çok kötü, Bu kilo ile mayo giymemeliydi.
Alışveriş yapmak üzere bir mağazadayım. Çok beğendiğim şık giyisiler var, hiçbirini alamıyorum. Bana uygun giysilerin tümü adeta çuval gibi. Aldığım hiçbirşeyi beğenmiyorum. Tüm satıcılar tuhaf bakışlarla beni izliyorlar.
Tüm bu yöntemler bir alışkanlığınızdan vazgeçmek istediğinizde size yardımcı olacağını düşündüğümüz kendi kendinize uygulayabileceğiniz yöntemlerdir. Ancak bu programları uygulamak sabırlı olmayı gerektirir. Bu yöntemleri en iyi şekilde uygulamaya çalıştığınız halde başarılı olamadığınıza inanıyorsanız bir uzmanın yardımına ihtiyaç duyuyorsunuzdur. Bu durumda Psikolojik Danışma ve Gelişim Merkezine (PDGM) gelip bir uzmandan yardım alabilirsiniz.