Türkçe anlamı bilinmeyen veya ilk defa duyulan kelimelerin anlamı genellikle Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aranmaktadır. TDK'da binlerce kelimenin yanı sıra Türkçede önemli atasözleri ve deyimleri de bulunmaktadır. Peki Kolu kanadı kırılmak sözü TDK’ya göre doğru anlamı nedir? Kolu kanadı kırılmak sözünün doğru kullanımı ve yazılışı nasıldır? Kolu kanadı kırılmak sözünün kökeni nedir? Kolu kanadı kırılmak doğru kullanımı ve yazılışı nasıldır? Kolu kanadı kırılmak sözüne dair Türk Dil Kurumu sözlüğünde yer alan bilgiler
1. bir şey yapamayacak duruma gelmek, çaresiz kalmak
Örnek Cümleler:
Kolu kanadı kırılmak
sahip olunan en onemli $eyleri yitirmek ve zor durumda kalmak.
"-gordun mu kenan abi'nin dukkana haciz gelmi$?!"
"-bu kadar borcun uzerine, bir de karisi terkedince kolu kanadi kirildi kenan abi'nin"
"-he valla, daha dune kadar aslan gibi adamdi be"
kuzu kuzu gitmek için gerekli bir tarkan eylemi
hayatta en sevilen varlıklardan birini*kaybettikten sonra hissedilen durum.
böyle zamanlarda, daha önceden çokça duyulduğu halde rastgele biraraya getirilmiş, içi boş, beylik kelimeler gibi algılanan bu deyimlerin aslında yaşanarak söylendiği anlaşılır.
insanın kolunun kanadının kırılması da gerçek gibidir. sanki önceden omzunuzda bir çift kanat varmış ve sizi dik tutuyormuş, ama ne olduysa işte o iki kanat birden yok olmuş, siz de omuzlarınızda o eksiklik-boşluk hissiyle, artık uçamayacak bir kuş gibi savunmasız-çaresiz kalakalmışsınız gibi hissedersiniz.
umut yitirildiğinde yarına dair heyecanları/ beklentileri/ hedefleri ve hayalleri hasıraltı etmektir.
bazen zihinde değil doğrudan bedende de hissedilir. adım atmak bile eziyettir. bir köşeye çöküp, kendin dahil her şeyden uzaklaşmak/soyutlanmak istersin, onu da yapamazsın. adım atmak zor gelse bile gitmekte olduğun yere ulaşmak istemezsin. zor gelse de yolu uzatır, sanki sonsuza uzandırmaya çalışırsın. hareketlerin ağır, ayak izlerin çok daha sıktır. dudağın kenarındaki sigara sürekli yenileniyordur. ufak ufak, denge de şaşırmaya başlar, sarhoş gibi yalpalarsın ara ara. biraz karanlığa, sessizliğe ve belki de yalnızlığa ihtiyacı bütün bedeninde hissedersin.
yolundaki basamakların sayısını ezbere biliyorsundur. önce 2, sonra 14, 10 ve 9, toplamda 35 basamak çıkmak zorundasın mesela. o basamaklar gözünde büyür de büyür. çıkmaya mecalin yoktur. halbuki kolunda bacağında hiçbir sorun yok, 26 yaşındasın üstelik. her şey kafanın içindedir aslında. taşımakta bile zorlanıyordun, aşağı sarkıyordu. gözün yılabilir. hele ki karanlığı ve sessizliği buldunsa çökebilirsin önünde aşılmaz dağlar gibi yükselen basamaklara karşı. çaresi yok, çıkılacak, istediğin kadar bekle. merdiveni bir şekilde çıkarsın da çıktığında daha zoru bekliyordur seni. halinin belli olmaması gerek. yalnızlık kimi zaman zor bulunan bir nimet. yükün yetmez gibi bir de bunu vurursun sırtına. sonrasını bilmiyorum, her neyse. işte öyle bir şey.
haftanın en güzel gününde
kopardılar kanadımı
öyle hoyratça birden bire
acımaya vaktim olmadı
artık yürüyorum yürüyorum
uçamıyorum rüyalarımda bile
geceleri uyutmuyor ağrısı
olmayan kanatlarımın
can yoldaşın olacağın, küçücük şeylerden mutlu olan, çocuklar gibi eğlenebilen, derdini derman olan, olamasa da başını omzuna yasladığın; huzuru ve mutluluğu yaşadığını görmezden geldiğinde oluyor.
yaşayan her insanın bir şekilde ucundan kıyısından ya da tam ortasından tadına bakacağı eylem.
dünya herkesin kolunu kanadını kırar. daha sonraları, kolu kanadı kırılan kimseler, kırık yanlarıyla daha da güçlü olmasını bilirler. ama dünya, kolunu kanadını kıramadıklarını öldürüverir. çok iyileri, çok anlayışlıları ve çok yürekli olanları hiç bakmadan öldürür. bunlardan hiçbiri değilseniz, hiç kuşkunuz olmasın sizi de öldürecektir. ama şimdilik acelesi yoktur, zamanı değildir henüz.
ernest hemingway
(bkz: silahlara veda)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.