Genişletmek için tıkla ...
Yeni bölümle merhabalar, keyifli okumalar 💕
💎
Karşımda ki aynadan kendimi uzunca süzerken, omzuma konan ellerle arkamı döndüm.
"Fıstık gibi oldun kızım, Sinan üzerine atlayacak bak demedi deme !"
Siyah saçlı koyu kahverengi gözlü sıradan bir kızdım. Fakat diğer kızlara oranla daha uzun olan boyum dikkat çekiciydi. Ve giyim kuşam konusunda dikkatli sayılırdım.
Dizlerime gelen siyah kalem elbisem ve altında ki siyah ince topuklu ayakkabıyla hem şık hem de sade görünüyordum, yalan yoktu. Siyah saçlarım Şule'nin yaptığı maşayla omuzlarımdan aşağı süzülürken, yüzümde ki hafif makyaj da orta dereceli ifademi güzel bir noktaya taşımıştı.
Şule bembeyaz tenine oldukça zıt olan siyah saçlarını eliyle arkaya atarken, derince iç çektim.
"İyi de ben istemiyorum ki onu !" dedim mızmız çocuklar gibi.
"Kızım saçmalama, ateş parçası gibi çocuk ! Ne demek istemiyorum !"
Oflayıp arkamda ki yatağa attım kendimi.
"Planı anlat." dedim huzursuzca. Şule'nin yatağı da rahattı fakat kendi yatağıma ulaşıp uyumak istiyordum.
Sabahın erken saatlerinde uyanıp üzerime bu kıyafetleri geçirmiştim ve çantama attığım maşa ve makyaj malzemelerimle soluğu hemen arka sokağımızda oturan Şule'nin evinde almıştım.
Küçüklüğümüzden beri öyle yakın dostlardık ki, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Her zaman başımıza ne bela alsak ustalıkla atlatmıştık ve Şule gibi bir dostum olduğu için dünyanın en şanslı insanıydım. Zira yanımda o olduğu için küçüklüğümden beridir mahallede ki diğer oynak kızlarla arkadaşlık yapmama da gerek kalmamıştı.
Fakat son dönemlerde, Şule'yle eskisi gibi bu mahalleye tüm çirkefliğimizle hakim olduğumuz günleri geride bırakmış gibiydik. Çünkü neredeyse üç ay önce, Şule mahallemizin diğer ağır abilerinden biri olan Ömer abiyle nişanlanmıştı ve bu yaz düğünleri olacaktı.
Şule düğün hazırlıkları için koşuştururken, ben ise yüksek lisansım için koşturuyordum ve bir araya geldiğimizde sadece hasret gidermeye çalışıyorduk, fazlası olmuyordu.
"Bak şimdi," dedi ağzını şapırdatıp yanıma otururken.
"Birazdan evden çıkıp çarşıya diye gideceğiz. Sonra ben çarşıda Ömer'le buluşacağım, sen de Sinan'ın mesaj attığı kafeye gideceksin. Sonra saat ikiye doğru ikimiz meydanda buluşup taksiye bineceğiz ve mahalleye döneceğiz. Buraya kadar tamam mı ?"
Başımı sallayıp iç çekerken, heyecanla anlatmaya devam etti.
"Hah, daha sonracığıma, Fulya ablada gün var ya bugün, oraya gidip kısırımızı yiyeceğiz, çarşıda dolaştık geldik diyeceğiz. Kapiş mi benim tatlı arkadaşım ?"
"İyi de," dedim ellerimi boynumun altında birleştirirken.
"Sen Ömer abiyle buluşmak için neden böyle dalavereye giriyorsun kızım ? Nişanlın o senin !"
"Ya hiç sorma !" dedi ağlar gibi bir ifadeye bürünüp, yatağına, tam yanıma otururken.
"Beyaz eşya için geçen alışverişte annemlerle zıt düştüm resmen. Ben siyah döşemek istiyorum mutfağımı, taktılar beyaz eşya dediğin beyaz olur, siyahı ne yapacaksın diye ! Ya size ne, ben orda Ömer'imle sucuklu yumurta yiyeceğim, size ne oluyor ! İşte biz de Ömer'le dedik ki, annelerimiz olmadan çıkıp halledelim şu işi !"