Kreş Mi Anaokulumu

Eğitim yılında sona yaklaşmayla birlikte birçok anne baba bir sonraki yıl çocuklarının anaokuluna devam etmesi ile ilkokula gönderip göndermeme konusunda kararsızlık yaşamaktadırlar. Anne babalar bir taraftan tekrar anaokuluna devam ederse çocuğun sıkılacağını ve bir yılın boşa gideceğini düşünürken, bir taraftan da ilkokula erken başlamasıyla akademik ve duygusal olarak bu zorlu sürecin altından kalkamayacağını düşünmektedirler.

İlkokula başlayan çocukların her ne kadar öncesinde anaokulu tecrübesi olsa da, tam anlamıyla akademik hayatla ilk kez tanışırlar. Dolayısıyla, anaokulundan çok farklı bir sisteme sahip olan ilkokul sürecinde çocuklar, kurallar ve ödev sorumluluğu gibi konularda güçlükler yaşarlar. Bunların yanı sıra hala oyuna ilgisi tam olan çocukların, günlerinin büyük bir kısmını adaptasyon süreci ile geçirmeleri duygusal olarak ta zorlanmalarına neden olabilir.

Birinci sınıfta yaşanacak olan zorlanmalar çocuğun yanı sıra anne babaları da çok fazla yıpratıp, aile içi ilişkilerde problemlere yol açabilir. İlkokula başlayan çocukların birçoğu bu süreci yaşarken okul olgunluğuna tam olarak ulaşmayan çocuklarda bunların daha yoğun yaşandığı, okula karşı olumsuz inançlar geliştirdiği ve bu olumsuzlukların diğer yıllarda da devam edebildiği bilinmektedir.

İlkokul mu anaokulu mu tercihi konusunda anne babalar, bazen sabırsız davranıp yeterli olgunluğa erişememiş olan çocukları için ilkokula gönderme kararı alırken, bazen de duygusal davranıp gerekli olgunluğa sahip olduğu halde çocukların bir yıl daha anaokuluna devam etmelerini istemektedirler. Objektif bir şekilde değerlendirilmeden verilen bu karar bilinmelidir ki çocuklar için akademik sosyal ve duygusal alanda uzun süreli problemlere yol açabilir.

Dolayısıyla, verilecek karar için ailenin ve okulun fikirlerinin yanı sıra bir uzman tarafından yapılacak olan klinik çalışma ve danışmanlık gibi profesyonel yardımlar büyük önem taşımaktadır.

Anaokulu arayışına girdiğimizde eşime ‘Check list yapayım her gittiğimiz okulu puanlıyalım, sonra konuşalım’ deyince bana tuhaf tuhaf bakmıştı. Evet ben belki de bunu biraz abartmış olabilirim..

Nisan’ı anaokuluna verme kararı benim için oldukça zorlu bir süreçti. Oturup önce internetten okudum araştırdım, sonra okulları aradım tek tek, Nisan’ın ayında öğrenci kabul edip etmediklerini sordum ve görüşme talep ettim.

Sonuç olarak İzmir dönüşü eşimle yaklaşık bir haftalık zaman diliminde epeyce anaokulu gezdik. Gezerken aşağıdaki kriterler ile bir değerlendirme yaptık;

1. Okulun bahçesi büyüklüğü ve küçük çocuklar için uygunluğu;

Büyük şehirde yaşamanın zorluğu bir çok anaokulu giriş katlarında veya bahçesiz olabiliyor, halbuki çocukların sağlığı için en önemli şey bahçede yaz kış hava almaları

2. Sınıflar geniş, ferah ve aydınlık olması;

Özellikle kış döneminde çocuklar karanlık ve küçük sınıflarda çok sıkılabiliyorlar. Çocuğunuzun hangi sınıfta eğitim göreceğini sorun ve mutlaka sınıfını ziyaret edin. Sınıfta öğrencilerin yaptığı sanat eserlerini sergiliyor olacaklardır onları inceleyin. Bazı sınıflarda canlı hayvan beslemesine izin veriyorlar çocukların; kaplumbağa veya balık gibi. Canlı hayvan olması da güzel oluyor.

3. Öğretmen kadrosu ve okul yöneticisinin güleryüzlü olması;

Bu oldukça önemli bir kriter. Öğretmenin güleryüzlü ve ilgili olması çocuğun anaokuluna adaptasyonunu da hızlandırıyor. Ayrıca öğretmenlerin kaç yıldır okulda görev yaptığını sorun. Sonra bizim gibi sizi yarı yolda bırakmasın ilk öğretmeniniz.

4. Öğretmenlerin tecrübeli olması;

Ilk gittiğimiz okulda öğretmenler çok gençti ve çoğu yeni öğretmendi. Mümkünse biraz tecrübeli bir öğretmen ile başlaması daha faydalı olacaktır. Gençler çabuk ayrılabiliyorlar, oturmuş ve sabit kadrolu bir yer daha iyi oluyor. Çocuğunuz ile ilgilenecek öğretmen ile mutlaka tanışın.

5. Okulda çocuğun hayal gücünü geliştirmesine yönelik oyuncaklar veya aktiviteler olması;

Bazı anaokullarında çocukların önüne resim çizilmiş şablonlar konuluyor ve bunları boyamaları isteniyor. Bu vb aktiviteler çocuğun yaratıcılığı oldukça kısıtlayıcı ve engelleyici. Daha önceden yapılan çalışmalara bakınca bu konuda fikir sahibi olabilirsiniz.

6. Okuldaki branş derslerinin çocuğunuz için uygunluğu;

Çocuğunuzu küçük yaşta verecekseniz okulların taahhüt ettikleri birçok branş dersi bizimkiler için zor kalabiliyor. Mesela gittiğimiz okullardan birinde ebru dersi vardı. Şimdi bizim 2 yaşındaki miniko nasıl ebru yapsın.. Sadece boyaları suyun üstüne fırlatabilir o kadar..

7. Yemekler iyi ve sağlıklı mı yoksa sürekli susuz ve kızartma yemekler mi çıkıyor?

Bu benim için çok önemli bir kriterdi bu nedenle sona sakladım. Çoğu okul maalesef hazır ve kızartma gıdaları tercih ediyor. Maalesef bunlar çocuğumuzun gelişimi için faydalı değiller. Bu yüzden mümkünse içinde kendi mutfağı olan, sebze, çorba pişen okulları tercih etmenizi öneririm. Sulu yemek özellikle küçük yaştaki çocuklar için pek kıymetli. Okula gittiğinizde bir önceki ayın yemek listesini isteyebilirsiniz bu size fikir verecektir. Okulda buzdolabı varsa izin isteyip açabilirsiniz de, ben yaptım kızmıyorlar merak etmeyin..

8. Dış mekan aktiviteleri ve geziler;

Geziler bir grupla birlikte hareket etmeyi öğrenmek açısından oldukça faydalı oluyor. Anaokulunun hangi noktalara gezi yaptığını öğrenin, en az haftada bir gezi programları olması açık alanda vakit geçirmeleri için iyi bir fırsat olacaktır.

Tabi okul-ev yakınlığı da özellikle küçük yaştaki çocuklar için pek kıymetli. Servis ile okula gitmek, uzun mesafeler çocukları çok zorlayabiliyor. Bunu da bir kriter olarak listenize ekleyebilirsiniz.

Bunlar biz okul seçerken belirlediğimiz kriterlerdi. Bu şekilde okulumuzu seçmiştik. Herkesin okuldan beklentisi ve istekleri farklı olabilir. Kimi akademik çalışmaları önemsiyor kimi ise çocuğun güzel vakit geçirmesi öncelik oluyor. Bazı veliler erken çocukluktan itibaren ingilizce öğrenmesini istiyor çocuğunun. Bunların herbiri olası. Dolayısıyla siz herhangi bir karar vermeden önce kendi önceliklerinizi düşünün, listeleyin ve bunlara en yakın olan okulu tercih edin.

Önceki yazımızın konusu ne zaman anaokulu-kreşe göndermeli konusu idi, buradan ulaşabilirsiniz. Bir sonraki yazıda size okula adaptasyon sürecini anlatıyor olacağım, yine beklerim.

Anaokulu ve Kreş ve Gündüz Bakım Evleri Farklar

Anaokulu ile Kreş ve Gündüz Çocuk Bakım Evleri arasındaki farkları biliyormusunuz? bu yazımızda sizler için bilgiler paylaşmaya çalıştık. Bu iki kuruluş arasındaki en temel fark, kabul ettikleri yaş grupları itibariyledir. Kreşler ve gündüz bakım evleri, 0 ile 3 yaş arasındaki çocuklara hitap ederken, anaokulları 3 ile 6 yaş arasındaki çocuklara hitap etmektedir.

İkinci önemli fark uyguladıkları programlar bakımındandır. Kreşler ve gündüz bakım evleri, birer eğitim kurumu değil, sosyal birer kuruluştur. Bu kuruluşlarda eğitim ağırlıklı oyun üzerine kuruludur. Ama anaokullarında oyun yerine eğitim ön plandadır. İlköğretim öncesinde milli eğitimin genel amaçları ve ilkeleri doğrultusunda çocukları ilk öğretime hazırlamak esas hedeftir.

Üçüncü fark bağlı oldukları yasal düzenlemeler açısındandır. Kreşler ve gündüz bakım evlerinin nasıl kurulacağı, nasıl çalışacağı, çalışma yöntemleri ve çalışanların nitelikleri, 1996 yılında çıkarılan Özel Kreş ve Gündüz Bakımevleri İle Özel Çocuk Kulüpleri Kuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelik’te tanımlanamıştır. Anaokullarının kuruluş, yönetim, eğitim, görev ve işleyişine yönelik usul ve esaslar ise 2004 yılında çıkarılan Okul Öncesi Eğitim Kurumları Yönetmeliği ile düzenlenmiştir.

Bu iki kuruluş arasındaki dördüncü fark bağlı oldukları resmi kuruluşlar bakımındadır. Kreşler ve gündüz bakım evleri, Sağlık Bakanlığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak faaliyet gösterirler ve denetimleri bu makam tarafından yapılır. Anaokulları ise çocuklara okul öncesi eğitim veren, bağımsız kuruluşlardır ve ilkokul bünyesinde değillerdir. Yine de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı faaliyet gösterirler ve denetimleri bu makam tarafından yapılır. Anaokullarının sadece altıncı yaşa hizmet veren ve anasınıfı olarak isimlendirilen bölümleri ilkokul bünyesinde kabul edilmektedir. Son yapılan düzenlemelerde bu yaş beş olmuştur.

Ama gerek kreşler ve gündüz bakım evlerinin ve gerekse anaokullarının ortak bir özelliği bulunmaktadır. O da çocukları, sosyal ve duygusal açıdan ilkokula hazırlamaktır. Çocukların, ilköğretim öncesinde, fiziksel çevre koşulları açısından daha uygun, onların dünyasına göre tasarlanmış ve renklendirilmiş ve daha önemlisi büyük çocuklarla birlikte olmadıkları bir ortamda uyum göstermeleri, özellikle evden ilk defa ayrılacak olan çekingen yapıdaki çocuklar için oldukça caziptir.