kükremek ingilizce / kukreme İngilizcesi nedir, İngilizce anlamı ne, Türkçe İngilizce Sözlük

Kükremek Ingilizce

kükremek ingilizce

kaynağı değiştir]

Vikisözlük'te roar ile ilgili tanım bulabilirsiniz.

Kükreme

Kükreme, hem düşük temel frekans (aralık) hem de düşük formant frekanstan oluşan bir hayvan ses türüdür.[1][2] Birçok memeli, kükreme ve diğer kükreme benzeri sesler üretme yeteneğine sahiptir. Bunlar arasında büyük kediler, ayılar, goriller, uluyan maymunlar, çekiç başlı yarasalar, filler, bazı boynuzlugiller, kızıl geyik ve bazı yüzgeçayaklılar bulunur.

Kükreme yeteneği, genellikle gırtlak ve dil kemiğindeki modifikasyonlar ve düşük frekanslı akustik rezonans için genişlemiş iç hava boşluklarını içeren anatomik bir temele sahiptir. Kükreyen hayvanlar, rezonans alanını artırmak için boyunlarını uzatabilir ve başlarını kaldırabilir.

Hayvanlar, bölgelerini belli etmek, diğer grup üyeleriyle iletişim kurmak ve öfkelendiklerini göstermek üzere çeşitli nedenlerle kükrer.[3] Buna ek olarak, aslan gibi bazı hayvanlar, bir çift bulmak ve diğer bireylerle rekabet etmek için de kükrerler.

Kültürel olarak en ünlü kükremelerden biri, Metro-Goldwyn-Mayer (MGM) filmlerinin başlangıcı esnasında çıkan aslan kükremesidir. Bu sıra, ilk ve son bölümleri atlayarak, sadece kükremenin orta kısmından oluşur.

Ayrıca bakınız[değiştir

Bir cümlede Kükreme kullanım örnekleri ve çevirileri

That's not a very good roar!
Bu kükreme, ne yaparsa yapsın aslanın haklı çıkmasını sağlar.
It's that roar that enables the lion to take what is rightfully his.
You don't get drunk and roar and fight.
Şansı varmış ki, bir demirci kükreme seslerini duymuş.
Luckily, a blacksmith heard the beast's roars.
Limandaki kükreme nişancısı yerinde, efendim.- Tamam.
Port roar gunner in position, sir.- Okay.
Ne için? Lav gözleri, kükreme, caddenin aşağısında kaykay?
Lava eyes, roaring, skateboarding down the street. A what?
Şansına bir demirci kükreme seslerini duymuş.
Luckily, a blacksmith heard the beast's roars.
O kükreme bir tehlike sinyali olmalı.
That roar must have been a distress signal.
Ne için? Lav gözleri, kükreme, caddenin aşağısında kaykay.
A what? Lava eyes, roaring, skateboarding down the street.
Durmaksızın arkamızdan gelen korkunç kükreme.
Behind us was a continuous, terrible roaring.
Marinette asla bir heykele âşık olmayacak.
FYI, Marinette's never gonna fall in love with a statue.
Kükreme! Ben battaniyenin ejderhasıyım!
I'm the blanket dragon! Roar!
Kükreme! Ben battaniyenin ejderhasıyım!
Roar! I'm the blanket dragon!
Bobun eklediği o kükreme hiç de kötü değildi.
That roar Bob added wasn't bad.
And you're gonna hear me roar.
Her homurdanma, kükreme ve kişneme.
Every grunt, roar, and snort.
Bir tarafta litrelik V8 HEMI motorundan gelen bas kükreme var.
You have got that big bass rumble and roar from the litre V8 HEMI.
Her homurdanma, kükreme ve kişneme.
It's every grunt, roar, and snort.
Bana biraz kükreme ver, sadece Grr değil.
Çünkü bir kükreme duydum gibi geldi.
Because I thought I heard something growling.
I could hear the roar and bellow.
Temel kükreme. Biraz salya gösterin.
Basic snarl. Show me some slobber.
Sonuçlar: 44, Zaman:

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır