Küçük Şeyler Anaokulu Ekşi

• jennifer aniston da bir waldorf okulunda öğrenim görmüştür.

• (bkz: grapat mandala)
  (bkz: grapat)

• türkiye de sadece alanya da bulunan okul.
  kızım anaokulunda. kayıt sonrası okul kızımın kullanması için yağmurluk, çizme, çekiç vs istedi. okulda kantin yok. atıştırmalık olarak ceviz kırıp yiyorlar mesela. sınıflarda yaş ayrımı yok. 3 ila 6 yaş arası her yaş var. böylece büyükler küçüklere yardımcı oluyor. ve sabah kızımı okula bırakmaya gittiğimde tüm çocuklar mutlu. sınıfı 12 kişi ve 2 tane öğretmenleri var. sınıfta mutfakları var. yemekleri kendileri hazırlıyor. bulaşıkları kendileri yıkıyorlar. üst katta hepsinin ayrı yatağı var. haftada bir doğa yürüyüşüne çıkıyorlar, bu doğa yürüyüşü mutlaka okuyor. yağmur fırtına vs gibi bahane yok. okul bahçeliğin içinde. okulun etrafı da komple portakal bahçesi. o kadar güzel bir okul ki çoğu zaman kızımın yerine kendim okulda kalmak istiyorum. okul değil mutluluk klübü. bu arada okul hakkında miayoner faaliyeti var diye dedikodu yaydılar ilk zamanlar. ancak alakası yok. gönül rahatlılığı ile kaydını yaptırınız efenim.

• waldorf yaklaşımına göre çocuklar her şeyden önce ruhani varlıklardır ve bu dünyaya birtakım doğuştan yeteneklerle gelirler. öğretmenlerin ve eğitimin amacı çocukların bu yetenekleri ortaya çıkarmalarına yardımcı olmaktır. tarafsız ve barışçıl bir toplum yaratmak üzerine kurulmuş bir eğitim sistemidir.

• maalesef türkiye'dekinin göstermelik olduğunu okul öncesi olarak deneyimledim.
  fizik koşullar ve bize kayıt sırasında sundukları görseller muhteşemdi.
  her şeyden önce oryantasyonun o'su gerçekleşmiyor, çoğu veli alışma sürecinde çocuğunu tepinerek bırakmak zorunda kalıyor ki sonra da kolayca sorun veliye atılabiliyor. eğer başka anaokulu deneyiminiz yoksa "ben mi çocuğumu bırakmakta zorlanıyorum" şeklinde bir sorgulamaya yol açabilir çünkü hemen sizin içinizde sorun var noktasına getirmeye çalışıyorlar. oryantasyon sürecinde öğretmen bağ kuramıyor. 18 öğrenci tek öğretmen, arada farklı yardımcı öğretmenler gelse de düzen yok. anladığım kadarıyla düşük ücret verdikleri için yardımcı ikinci öğretmen kalıcı olmuyor. diğer taraftan öğretmenler hem her türlü mutfak işini yapıp hem de çocuklara baktığı için çok yoruluyor. çünkü sabah kahvaltıları öğretmen hazırlamak durumunda. dolayısıyla öğretmen zorbalıktan bihaber kalıyor. küçük yaşlar büyük yaşlardan küfür ve olumsuz davranışları hızla öğreniyor, birden öfkelenmeyen çocuğunuzda öfke krizleri oluşabilir ancak öğretmenler bunları göremeyecek kadar yoğunlar. pedogog alman derdinizi almanca tercümanla anlatıyorsunuz, sizi anlamak yerine öğretmene sonsuz güven, dinlemiyor ve sürekli savunma halinde hatta sorunları dile getirince "siz içinizden bir şey hissettiğiniz için böyle diyecek kadar spirütüel gerçek dışı bir hava hakim. spirütüel demişken temel felsefe spirütel. bu arada sürekli pedogojimiz farklı dedikleri bir durum var ama o pedogojinin içeriği sorulduğunda somut örnekler üzerinden cevap yok. tek somut örnek, süper kahramanlı kıyafet, çanta vs. yasak buna çok dikkat diyorlar tüm pedagoji bilgileri bu ama açıklamasını sorduğunuzda öğretmenler cevap vermekten aciz. ancak çocuklar bahçede örümcek adam, ateş topu vs gibi oyunları istediği gibi oynayabilir. dayak da yiyebilir. ailesiyle görüştük der geçerler. hiçbir önlem alınmaz.
  
  öğretmenlerimiz "eğitimli" dedikleri durum ise, herhangi açık veye örgün okul öncesi liseden mezun bir öğretmeni alıyorlar 6 hafta (bu 6 hafta peyderpey tatillerde tamamlanıyor) almanca tercümanlar aracılığıyla eğitim veriyorlar. sorun olduğununda öğretmenimiz çok deneyimli diyorlar, öğretmenler denetlenmediği için rutinler sık sık aksıyor. kapıda güvenlik yok, çocukları sabah teslimi ve akşam alımı çok sıkıntılı. sorun çözücü kimse yok, muhatap bulmak zor. tüm sorumluluğu öğretmene verseler de öğretmenin böyle bir gücü yok.
  
  denildiği gibi çocuklar her daim dışarı çıkmıyor şöyle söyleyeyim tüm kış boyunca 2 defa çamurlu yağmurluk yıkadım ancak kayıt zamanları herkes her an dışarıdaymış gibi bir izlenim yaratıyorlar. çocukların aynı yaş grubu ile olmaması önemli bir sorun. kendi yaş grubunda arkadaş seçeneği daha fazla ve gelişimine daha uygun. dil eğitimi yok, veremiyorlar sanırım bütçeleri yeterli değil anladığım kadarıyla. kötü bir deneyimdi..

• uzunca yıllar özel okullarda çalışmış birkaç yıl da anasınıfı biriminde yöneticilik yapmış bir yabancı dil öğretmeni olarak türkiye sınırları içinde uygulaması imkansıza yakın olan bir sistem olduğunu söyleyebilirim. bunun nedeni waldorf tekniğini uygulayabilecek öğretmen azlığı/yokluğudur. çünkü ülkede bu eğitimi uygulayabilecek bir eğitimden geçen öğretmen yok. bugüne kadar benimle çalışmış anaokulu öğretmenlerinin çok az bir kısmı çocuğun hayal gücünü önemseyen insanlardı. branş öğretmenleri için ise anasınıfı/kreş grubunda derse girmek adeta bir zulümmüş gibi hissediyor ve davranıyorlar. okul öncesi öğretmenliği yapan bir çok kişi,( ki bunların çok az bir kısmı fakülte mezunu kimisi kız meslek lisesi çocuk gelişimi kimisi 2 yıllık myo mezunu), çocuğa ilham olma konusunda istekli değiller. öyle ki verdiğim nezaketli önerileri (geliştirici kitap,makale, eğitim ve seminerler) asla dikkate almadı ve kendini geliştirme konusunda inanılmaz ayak dirediler. aralarında 'işini' çok iyi yapanlar tabii ki vardı ama bahsettiğim bu değil.
  ne yazık ki birçok 'ilham' veren okulda ve kreşte işler 'mış' gibi yapmaktan öteye gitmiyor. montessoriymiş gibi..
  waldorfmuş gibi..
  demokratik doğa okuluymuş gibi..

• ülkedeki tüm okullara yayılması gereken waldorf yaklaşımını barındıran okullardır.

• rudolf steiner tarafından oluşturulan eğitim akımının amacı, adil ve barışçıl
  insanlardan bir toplum oluşturabilmek için insanları eğitebilmektir. herhangi bir sınav
  sistemi olmadan başvurulabilen, karma sınıflardan oluşan ve kendi yönetimini kendini
  idare eden bu okullarda okul öncesinden lise seviyesine kadar tüm bireyler eğitim
  alabilir. bu okullarda yaş arası çocuklar aynı öğretmen ve sınıf grubuyla birlikte
  eğitime devam ederler. böylelikle çocuklar duygusal bağ kurdukları gruplarla beraber
  dünyayı keşfeder, bunun yanında kişisel öğrenme ve deneyimlerini de gerçekleştirirler.

• çocukları saygı ile kabul edin, sevgiyle eğitin, geleceğe özgürce yollayın diyen birey.

• steiner okullari olarak da bilinen, nazi fuhrer yancisi (bkz: rudolf hess) tarafindan himaye gormus, ikinci dunya savasi sirasinda irkci ideolojiyle baglari nedeniyle cogu yerde kapatilmis ama sonrasinda her nasilsa(!) acilmis, komunist blokta yer alan ulkelerde bahsedilen sebeplerle yine kapatilmis bir okul. yogun asi ve teknoloji karsitligiyla da nam salmistir.
  
  kurucusunun (bkz: antropozofi) denilen, ezoterik ve majiye inanan/dayanan bir ideoloji ve felsefesi vardir, bu da ogrencilere ogretmenleri rol model almalari uzerinden nakledilir, bir tur mursid-murid iliskisi sozkonusudur. belli seylerin belirli tekrarla yapilmasi (zikirvari denebilir) da bu majisyen mantigin onemli unsurlarindan biridir. ayrica ogrencilerin bir tur metafizik enerji teskil ettigi, gorunenin otesinde gorunmeyen bir alemin de oldugu, ve tabii ki bu gorunmeyen alemle belli kodlarla temas kurulabilecegi, bu aleme dair varliklarin (bu varliklardan bahsetsem akliniz hayaliniz sasar) gozlemlenebilecegi ogretilir.
  
  bu bilgilerin hicbirisi size okul gezmesinde surada burada anlatilmaz. mezunlariyla yakin temas kurabilir veya waldorf ogretmenlerinden biriyle yakinlasabilirseniz elde edebileceginiz bilgiler bunlar.
  
  ozetle, feto okullarindaki ortulu egitimlere yakinsayan(bunun icerigini de yine kolay kolay ogrenemezsiniz), bir nevi modern zaman hasan sabah koleji gibi dusunulebilir.
  
  okult islerle cok fazla hasir nesir olan ingiliz yuksek sosyetesinde pek cok steiner egitimli ucube tip gormek mumkundur.
  
  turkiyenin bu lobiye direnmesi dilegiyle (cunku ulkemizin yuksek seviyede gerizekali beyaz yakalilari daha kendine gelememis sabi subyani nasil da hevesle, canhiras sekilde bu canavara yem eder az cok tahmin edebiliyorum)

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

Prof. Dr. Üstün Dökmen tarafından kurulan Üstün Dökmen Yaşam Boyu Gelişim ve Eğitim Akademisi''nin eğitim kuruluşu olan Suadiye Küçük Şeyler Anaokulu''nda 36 aylık Z.Z.D. isimli kız çocuğuna şiddet iddiası ortalığı karıştırdı. Kızının okula başladıktan kısa bir süre sonra geceleri sayıklayarak uyandığını anlatan anne P, ''Kızım geceleri hem sayıklıyor hem ağlıyordu. Biz okula güvendiğimiz için başta durumun ciddiyetini anlayamadık'' diye konuştu. Kızını almak için 14 Nisan tarihinde okula giden anne P, kızının yüzünde deri kopmasına bağlı derin bir yara gördüğünü anlattı.

Ailenin olayla ilgili İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı''na şikayette bulunmasının ardından, okul yönetimi ve adı geçen öğretmen Sevda K. ile yardımcısı Ceyda Ç.''in ifadesine başvuruldu. Adli soruşturmanın yanı sıra gerek ailenin şikâyeti gerekse İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı''nın bilgilendirmesi üzerine Milli Eğitim Bakanlığı da soruşturma başlattı. Suadiye Küçük Şeyler Anaokulu''nun sahiplerinin ise tatilde olmaları sebebiyle henüz savunmaları alınamadığı öğrenildi. Olaya adı karışan öğretmenler ve çelişkili ifade veren okul psikoloğu Nihan Ö ile Sevda K. ve Ceyda Ç.''nin ise ev arkadaşı olduğu da belirlendi.

Okulda öğretmen yardımcısı olarak çalışan ve eğitimci olmadığı belirtilen Ceyda Ç''nin minik Z.Z.D''yi darp ederek yanağındaki deriyi kopardığı iddia edilirken, okul yönetiminin olayla ilgili çelişen ifadeleri de kafaları karıştırdı. Okuldaki öğretmenlerin eğitimci olmadığını ve üniversite bitirmediğini belirten Anne P, ''Öğretmenlerin üniversite mezunu olmadığını ve çocuğa şiddet uyguluyorsan eğitimci olamayacağını söyledik. Okulun kayıt esnasında tüm öğretmenlerin üniversite mezunu olacağı yönünde bir taahhüdünü hatırlattık. Yönetim, üniversite mezunu öğretmenlerin yalnızca Prof. Dr. Üstün Dökmen''in ideali olduğunu söyledi. Şaşkınız okula güvenmiyoruz'' şeklinde konuştu.

Yaşadığı şiddet dolu günlerden sonra psikolojik olarak rahatsızlanan Minik Z.Z.D''nin travma tanısıyla yaşadığı ortamdan uzaklaştırılmasına karar verildi. Raporda öne çıkan bir diğer dikkat çekici ayrıntı ise mağdur çocuk Z.Z.D.''nin okula devam etmediği için güvenli ortamda olduğuna yönelik ibaredir. Minik Z.Z.D''nin halen tedavisinin sürdüğünü belirten Anne P,oldukça üzgün ve endişeli olduklarını söyledi. Kızının olayın üzerinden günler geçmesine rağmen aynı ifadelerle yaşadıklarını anlattığını belirten Anne P, kızının gördüğü şiddeti oyuncakları üzerinde canlandırdığını ifade etti.