Kulak memesi iltihabından dolayı ortaya çıkan şişlik, kulak memesinin ortasında, arkasında ve ön tarafında meydana gelebilir. Şişlikler ağrı hissi verir. Özellikle uyurken üzerine baskı uygulandığında çok acı hissi verebilmektedir. Dolayısıyla bu problemden muzdarip olan kişiler, problemin evde doğal yöntemlerle hızlı bir şekilde çözümünü araştırmak için "Kulak memesi iltihabına ne iyi gelir?" sorusuna yanıt aramaktadır. İltihap kendisini sadece şişlik olarak göstermez. Kızarıklık, ağrı, yanma hissi, sertlik, görünüm bozukluğu şeklinde etkileri de olabilir. Kulak memesi iltihabının oluşum nedenlerine bakacak olursak ilk sırada kulak deldirmek yer alıyor. Haliyle kadınlarda bu hastalığa daha çok rastlanıyor. Kulak memesi iltihabı için hangi doktora gidilir? KBB doktoru denetiminde planlanan tedavi sürecinde kulak memesi iltihabı nasıl geçer? İşte merak edilen soruların yanıtları
Kulak memesi iltihabı için cerrahi bir müdahale uygulanmaz. Genelde antibiyotik tedavisi ile iyileşebilen reaksiyonlardır. Kulak memesi iltihabının oluşum nedenine göre bazı tedavi yöntemleri uygulanabilmekte. Onlar şu şekilde:
Kulak memesi iltihabında kısa sürede altta yatan etkeni bulup tedavi etmek oluşan şişliklerden kısa zamanda kurtulmanızı sağlayacaktır. Doktora gitmeden evde uygulayabileceğiniz yöntemler de kısa sürede iyileşmenize yarar. Şunları deneyebilirsiniz:
Bunlar haricinde kulak bölgesinde alınacak tedbirler hastalığın kısa sürede geçmesine yarar. Onlarda şu şekilde:
Kulak memesi iltihabı için krem tedavisi de mevcuttur. Antibiyotikler yanında kremler kullanarak daha kısa sürede iyileşme sürecine gidilebilir. Kremler ayrıca şişliklerden dolayı oluşan yaralara da iyi gelmektedir. Krem kullanılması tavsiye edilir. Kulak memesi hassas olduğu için her krem iyi gelmeyebilir. Doktorunuzun önereceği bir krem kullanmalısınız.
Kulak memesi iltihabı normal süreçlerde tedavisi iyi yapılması durumunda bir hafta içerisinde geçen bir reaksiyondur. Hem tedavisini hem bakımını düzenli yapan kişilerde günde geçtiği de görülmüştür.
Küpe Türk kültüründe kadınların yaygın olarak kullandığı bir süs takısı. Bebekken kulak memeleri delinerek küpe deliği açılır. Ve ilk enfeksiyon riski burada başlar. Bazı kişilerde kulak memesi delindikten hafta sonra iltihaplanma belirir. Bu iltihap yıllar sonra tekrar yeniden çıkma riski de vardır.
Kulağınıza küpe taktıktan sonra kulak memesi iltihabı olursanız doktorunuz önermedikçe küpeyi çıkarmaya çalışmayın. Ayrıca kulağınızdaki küpeyle sürekli oynamak enfeksiyonun daha da kötüleşmesine yol açabilir.
Kulak iltihabı belirli nedenlere dayanarak oluşur. Bunlar içinde kişisel, dışsal etkenler, hastalıklar, doğal yaşamdaki etkenler gibi sıralayabiliriz. Bunlara örnek verecek olursak:
Kulak memesi iltihabı tedavisinde doktorlar genel olarak antibiyotik tedavisi uygulamaktadır. Fakat doktora gitmeden evde de uygulayabileceğiniz yöntemler vardır. Kulak memesi iltihabı tedavi edilmeden kendiliğinden de geçebilmektedir. Eğer çok ağrılı ve şişlik derecesi kötü durumdaysa doktora başvurarak antibiyotik tedavisi olmanızı önerilir. Boğaz şişliği, yüksek ateş, solunumda güçlükler, enfeksiyonun kulak etrafına yayılması gibi durumlarda da en yakın sağlık kuruluşuna gitmelisiniz.
Ağız içinde özellikle dudaklarda, damakta ve yanağın iç yüzünde bulunan küçük tükürük bezleri vardır. Ayrıca, ağız çevresinde yerleşmiş olan üç çift büyük bez vardır:
Tükürük bezi tümörlerinin çoğu parotis bezinde, daha az sıklıkta çene altı, dil altı ve küçük tükürük bezlerinden kaynaklanan tümörler görülür. Parotis bezi tümörlerinin çoğu (%80), çene altı tükrük bezi tümörlerinin %50si, dil altı ve küçük tükürük bezi tümörlerinin %10u iyi huyludur.
Tükürük bezi tümörlerinin çoğunda cerrahi tedavi uygulanır. İyi huylu tümörlerde cerrahi dışında ek tedaviye gerek yoktur. Kötü huylu tümörlerde ise cerrahi sonrasında radyoterapi veya kemoterapiden de yararlanılabilir.
Tedavi riskleri: Parotis bezi tümörlerinin cerrahi tedavisinde en önemli risk, bu tükürük bezinin içinden geçen yüz sinirinin fonksiyonunun bozulmasi, yani yüz felci gelişmesidir. Sinir bütünlüğünün bozulmadığı ameliyatlarda görülen yüz felçlerinin hemen tamamı geçicidir ve en geç 6 ay içinde düzelir. Kalıcı yüz felci çok düşük bir yüzde ile görülür. Çene altı (submandibüler) tükürük bezi ameliyatlarında da en önemli risk yüz sinirinin dudak köşesine giden dalının fonksiyonunun bozulması, yani kısmi bir yüz felcidir. Tümör büyüklüğü arttıkça ameliyat riskleri de artar.
parotidektomi, parotis, tükrük, tükürük
Dış kulak, kulak kepçesi ve dış kulak yolundan oluşur. Kulak kepçesi kulak memesi dışında elastik kıkırdaktan oluşmuştur. Cilt altındaki dokuda sebase bezler ve kıl folikülleri bulunur. Yağ dokusu sadece kulak memesinde vardır. Dış kulak yolu yaklaşık cm ‘dir ve ön duvar 6 mm kadar arka duvardan uzundur. Dış kulak yolunun dış 1/3’ lük kısmı kıkırdaktan oluşur. Hidrofobik ve göreceli asidik (ph ) serümen dış kulak yolunun bu kısmının bezlerinden salgıyla ve epitelin yenilenmesinden oluşur.
Dış kulak yolu kendi kendini temizleme özelliğine sahiptir. Kulak zarının yenilenen keratinöz tabakası merkezden uzağa doğru hareket eder. Bu hareket dış kulak yolunun kemik kısımından içeriden dışarıya doğrudur. Yenilenen epitel dokusu dış kulak yolunun 1/3 dış kısmında birikir ve dışarı atılır.
Dış kulak yolu kanalının enfeksiyonu ve enflamasyonudur. Her erişkin ve çocuğun ’ de 4’ ünde yılda bir kez görülür. Çoğunlukla yaz aylarında görülür. Sıcak ve nemli ortamlarda sıklığı artar. Dış kulak yolunu tıkayan sıkışmış serümen (kulak kiri), darlık, kemik çıkıntılar (exostoz), işitme cihazı kullanımı, kulak tıkacı kullanımı, kurcalamaya bağlı (pamuklu kulak çubukları ile yada yabancı cisim ile ) travma ve yüzme dış kulak yolu iltihabı oluşumu için hazırlayıcı faktörlerdir.
Hidrofobik özellikte serümen katmanının ve alttaki yüzeyi örten örtünün(epitel) hasarı bu bölgenin enfeksiyonlara açık hale gelmesine neden olur. Enfeksiyon sonucu enflamatuar yanıt artar şişlik, kızarıklık, ağrı, kaşıntı, ve akıntıyla devam eder.
Dış kulak yolu mantar enfeksiyonları genelde antibiyotik kullanımı sonucu oluşan fırsatçı enfeksiyonlardır. İşitme cihazı kullananlarda Candida grubu mantarlar yüzeyel dış kulak yolu enfeksiyonuna neden olabilir. Aspergillus türü mantarlar cilt ve cilt altı dokuyu tutacak şekilde şiddetli olabilir.
Klinik olarak ağrı en sık şikayettir. Ağrı şiddetli olabilir ve kulak kepçesine özellikle kulağın ön bölümündeki kıkırdağa (tragus) dokunmakla artan tarzdadır. Kaşıntı erken dönemde hem mantar hem bakteriyel enfeksiyonlarda görülebilir. Dış kulak kanalında epitel artıklarının birikmesine bağlı kulakta dolgunluk ve işitme azlığı görülebilir. Dış kulak yolundan akıntı bakteriyel enfeksiyonlarda daha sık görülür. Dış kulak yolunda kızarıklık ve az miktarda akıntı erken dönem bulgusudur. Dış kulak yolunda şişlik ve iltihaplı akıntı genelde bakteriyel enfeksiyon bulgusudur. Dış kulak yolu mantar enfeksiyonlarında hifa görülebilir. Kalınlaşmış, kızarık dış kulak yolu genellikle alerjik yada kontakt dermatit olan hastalarda görülür.
Tanı için ekstra araştırmaya gerek yoktur. Şikayetler ve muayene bulgularıyla tanı konulur. Dış kulak yolu kültürüne nadiren ihtiyaç duyulur.
Tedavide dış kulak yolunda biriken iltihap ve epitel artıkların dikkatlice temizlenmesi hem tedaviyi hızlandırır hemde verilen damlaların rahat nüfuz etmesini sağlar.
Dış kulak yolunun damlaların geçmesini engelleyecek kadar daralması durumunda pamuklu tampona emdirilmiş, şişliği azaltıcı damlalar doktorunuz tarafından uygulanacaktır. Bazı damlalarla dış kulak yolunun asitikleştirilmesi tedaviye yardımcıdır.
Tedavisi genelde dış kulak yoluna uygulanan damlalar şeklindedir. Bazı durumlarda ağızdan antibiyotik tedavisi eklenebilir.
Sindirime yardım etmesinin dışında ağız, burun, yutak gibi boşluklarımızı örten mukoza tabakasını nemlendirmek görevi tükürük bezine ait. Yüz ve baş bölgemizin sağ ve sol tarafında ağız boşluğuna 3’er adet (toplam 6) büyük olmak üzere, ağız, burun, yutak bölgelerimizi kaplayan mukoza tabakasına dağılmış halde ’e yakın sayıda mikroskobik tükürük bezi bulunuyor.
Sigara tüketiminden yanlış beslenmeye, kimyasallara maruziyetten cep telefonlarını uzun yıllar yoğun olarak kullanmaya kadar birçok nedenle bu dokularda tümör oluşabiliyor. Nispeten nadir görülen bu tümörlerin yüzde ’ini iyi huylu tümörler oluştururken, yüzde ’unu da kötü huylu tümörler oluşturuyor.
Bu verilere göre, ülkemizde her yıl 4 bin iyi huylu, ’e yakın da kötü huylu tükürük bezi tümörü tanısı konuluyor. Kulak Burun Boğaz Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Çetin Vural, iyi huylu tümörlerin de zaman içinde huy değiştirebildiğini hatırlatarak erken tedavinin önemine işaret ediyor. Bu nedenle tükürük bezi tümörlerinin uzun süre tedavisiz bırakılması doğru değil.
Yağ ya da lenf bezesi zannediliyor
Kulak önü, kulak memesi altı, çene altı bazen de ağız, boğaz, yutak bölgelerinde şişlik, kitle olarak kendilerini gösteren iyi huylu tükürük bezi tümörleri genellikle yavaş büyüyor. Bu özelliği nedeniyle başlangıç aşamasında kitlenin yağ veya lenf bezesi olduğu düşünülebiliyor. Çevre dokulara zarar vermeden kendine yer açtıklarından daha çok görünümle ilgili sorun yaratıyor. Ancak kötü huylu tümörler zaman içinde etraf dokuları işgal edip, kemirerek yüz felci, şiddetli ağrı gibi ciddi sorunlara neden olabiliyor. Aynı zamanda lenf bezleri veya uzak organlara metastaz yaparak hayati tehlike yaratabiliyor.
Ağız, boğaz ve yutak bölgesindeki mikroskobik tükürük bezlerinden kaynaklanan tümörler de o bölgelerde yavaş büyüyen kitleler olarak görünüyor. Bu kitlelerle birlikte yüzeyindeki ciltte renk değişikliği, yara, ağrı, yüz felci gibi belirtiler de varsa acilen hekime başvurmak gerekiyor. Bu durumda kötü huylu bir tümör olasılığı artıyor.
Riskleri azaltmak mümkün
Tetikleyici nedenlere bağlı olarak sigara ve diğer tütün ürünlerini tüketenler, geçmişte radyoterapi gibi nedenlerle radyasyona maruz kalanlar, mesleki nedenle metaller, kimyasal maddelere maruz kalanlar ve cep telefonlarını uzun yıllardır yoğun olarak kullananların daha fazla risk altında olduğu düşünülüyor. Prof. Dr. Çetin Vural, “Sigara ve tütün ürünlerinden uzak durmak, alkolü ölçülü kullanmak ve cep telefonlarının kullanımını azaltıp, kablolu kulaklıklarla konuşmak riskleri azaltmak için akıllıca olacaktır” diyor.
Temel tedavi cerrahi
Yerleştiği yere bakılmaksızın iyi veya kötü huylu tüm tükürük bezi tümörlerinin temel tedavisinin cerrahi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çetin Vural, “Tümör büyüdüğünde çıkartılması daha güç olduğu için ameliyat sırasında yüz siniri gibi önemli yapıların zarar görme olasılığı artıyor. Tümör ne kadar küçükse cerrahi de o kadar kolay oluyor. Bu nedenle tümör kötü huylu ise hastalık erken evredeyken, yayılıp etraf dokuları işgal etmeden veya uzak bölgelere sıçramadan çıkartılması daha da önem kazanıyor. Bir de iyi huylu tümörlerin zaman içinde huy değiştirebildiği de hatırlandığında erken tedavinin önemi daha iyi anlaşılıyor” diyor.
Yaşam boyu tümör yükünden kurtulmak mümkün
Tümör iyi huylu ise iyi planlanmış ve uygulanmış bir ameliyatla hasta büyük olasılıkla tümöründen yaşam boyu kurtulma şansı buluyor. Bu durumun çoğu kötü huylu tükürük bezi tümörü için de geçerli olduğunu belirten Prof. Dr. Çetin Vural, “Ancak bazı kötü huylu tümörlerin varlığında ameliyat sonrası radyoterapi veya boyun lenf bezelerinin ameliyatla çıkartılması gibi bazı ilave tedaviler de gerebiliyor. Hastaların en çok merak ettiği konulardan biri olan ameliyat izi de, kesiler genellikle az dikkat çekecek yüz bölgelerinde ve estetik prensiplere uygun olacak şekilde yapıldığı için, kalmıyor.”
Sinir monitörü ile risk minimuma iniyor
Kulak önü ve çene altı tükürük bezi tümörlerinin ameliyatlarında hastaların çok korktukları bir durumun yüz sinirinin zarar görme riski olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Çetin Vural, “Bu riski azaltmanın yolu ameliyatın bölge anatomisine hakim deneyimli cerrahlar tarafından uygulanması ve bunun yanı sıra son yıllarda sinir monitörü adı verilen cihazın yaygın kullanımı. Bu cihaz yüz siniri ve dallarının tanınmasını ve korunmasını daha da kolaylaştırdığından sinirin zarar görme riskini de azaltıyor.” diye konuşuyor.