kumun tadı konusu / Kumun Tadı Filmi İncelemesi - Filmloverss

Kumun Tadı Konusu

kumun tadı konusu

 Kumun Tadı

FRAGMANI İZLE

Üyeler
2,8 2 Puanlama ve 2 Eleştiri
Puanım :

İzlemek İstiyorum

Eleştiri yaz!

Facebook'ta PaylaşTwitter'da paylaş

Özet

Hamit, Karadeniz'de bir sahil kasabasında yaşamaktadır ve hayatını "insan kaçakçılığı" yaparak kazanmaktadır. Bir gün kaçak göçmenler kasabada mahsur kalır ve Hamit'in yolu bu süreçte botanik bilimcisi olan Denise adlı yabancı bir kadınla kesişir. Geceleri gizlice deniz kenarındaki terk edilmiş bir kulübede buluşurlar. Mahsur kalan göçmenlerle yaşadıkları, birbirleriyle oldukça yakınlaşan ikilinin ilişkisini sarsmaya başlar. Bu rastlantılar sonrasındaysa Hamit, hayatını değiştirecek bir karar vermek zorunda kalır. Film günümüzde dahi sorun olarak güncelliğini yitirmeyen insan kaçakçılığı meselesini ve ülkemizde de sık sık rastlanan, hayatlarını kaybeden göçmenlerin hikayesini soğukkanlılıkla fakar bir o kadar da hassasiyetle ele alıyor.
Filmin kadrosunda Mira Furlan, Timuçin Esen ve Ahmet Rıfat Şungar yer alıyor

Beyazperde Eleştirisi

Hamit (Timuçin Esen), İstanbul’un tekinsiz mahalleleriyle, şehirden çok uzak olmayan Karadeniz sahilindeki yoksul bir sınır kasabası arasında gidip gelmektedir. Kömür tüccarı olan ve insan kaçakçılığı yapan Ali (Mustafa Uzunyılmaz) için çalışan Hamit, kamyonetiyle kömür götürürken dönüşte kaçak göçmenler getirmektedir. Hamit’in tek tesellisi, yurt dışından bir araştırma projesi için çalışmaya gelmiş, botanik bilimci Denise’dir (Mira Furlan). Hamit ve Denise, geceleri denizin kenarında, ıssız bir kulübede gizlice buluşurlar. Yeni bir grup mültecinin kasabaya gelişi ve mahsur kalmasıyla beraber gerilim daha da artarken ikilinin ilişkileri kırılmaya başlar. Genellikle yazdığım kritiklerde filmin konusundan pek bahsetmem, kritik yazmak filmin konusunu yazıp altına üç-beş satır eklemekten daha ötesidir ancak bazen de buna şiddetle ihtiyaç duyuyorum. Kumun Tadı örneğinde olduğu gibi… Çünkü, bi

Eleştirinin tamamı

Fragmanlar

Kumun Tadı - Fragman

Öneriler

Son Haberler

Vizyonda Bu Hafta!
Kumun Tadı Filminin Fragmanı Yayınlandı
8 Haber ve Özel Dosya

Oyuncular

Tüm oyuncular ve teknik ekip

İlk gösterimini geçtiğimiz aylarda Berlin Film Festivali’nin Forum bölümünde yaptıktan sonra Türkiye seyircisi ile İstanbul Film Festivali’nin Altın Lale ulusal yarışma seçkisinde buluşan Kumun Tadı, yönetmeni Melisa Önel’in beyazperdedeki ilk senaryo ve yönetmenlik denemesi. İnsan tacirliği yapan Hamit ile botanik bilimci Denise’in hikayesini izleyen Kumun Tadı, repliklerden uzak evreninde görselliğin ön
Devamını oku

berbat bir turk filmi daha,filmin icerisine konuya bir turlu dahil olamiyorsunuz,konusu sorunlu bir turk filmi

2 İzleyici eleştirisi

Fotoğraflar

  • Fotoğraf Kumun Tadı

Bunları Biliyor musunuz?

Detaylar

Screen International yazarı Vladan Petkovic filme dair kaleme aldığı eleştiri yazısında, Kumun Tadı'nı karanlık ve kasvetli bir yapıt olarak tanımlıyor. Görüntü yönetmenleri Meryem Yavuz ve Julian Atanassov'un tekniğinin de filmin karanlık hikayesine gerilimli bir atmosfer eklediğini; başroller Timuçin Esen ve Mira Furlan'ın performanslarının yoğunluğunun ise filmi güçlü bir duygusal gerilime dönüştürdüğünü ekliyor.

Festival ve Ödüller

Kumun Tadı, Dünya prömiyerini Berlin Film Festivali'nin Forum Bölümü'nde gerçekleştirdi. Aynı festivalde 'En İyi ilk Film' ödülü için de yarıştı.

Teknik Detaylar

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü'nün yapım desteğiyle çekilen film, Selanik Film Festivali'nden aldığı ödül ile post prodüksiyon sürecini Atina'daki Graal stüdyosunda gerçekleştirdi.

Başlık

Teknik bilgiler

Ülke Türkiye

Dağıtımcı M3 Film

Yapım yılı

Metrajuzun metrajlı film

İlginç Detaylar 5 başlık

Bütçe-

Dil Türkçe

Görüntü formatı -

RenkRenkli

Ses formatı-

Yapım formatı-

Viza numarası-

Bu Filmi Beğendiysen, Şunlara da Göz At:

Bu filmi sevdiyseniz, şunlar da ilginizi çekebilir: : Yılın en iyi filmleri , En iyi film: Dram, {Genre} türündeki en iyi filmler :

Yorumlar

Tüm Sinema Haberleri

Sony Gelecek Marvel Filmlerinin Tarihlerini Açıkladı
"Gladyatör 2"nin Set Görselleri Devasa Şehir Kuşatmasını Açığa Çıkardı
Yeni Batman Filmi "The Flash" Yönetmenine Emanet Edildi
Demet Özdemir ve Şükrü Özyıldız&#;lı "Aşk Taktikleri 2"den İlk Fragman!
Vizyondaki Filmler: "Flash", "Asteroit Şehir", "Elemental: Doğanın Güçleri"
The Flash: Michael Keaton&#;ın Batman&#;i Hakkında Hatırlamanız Gereken Her Şey
Tüm sinema haberleri

En Popüler Fragmanlar

Hızlı ve Öfkeli 10 Teaser

Hızlı ve Öfkeli 10 Teaser

Spider-Man: Across The Spider-Verse (Part One) Dublajlı İlk Görüntüler

Spider-Man: Across The Spider-Verse (Part One) Dublajlı İlk Görüntüler

Transformers: Canavarların Yükselişi Dublajlı Fragman

Transformers: Canavarların Yükselişi Dublajlı Fragman
 Gün Fragman

Culpa mía Altyazılı Fragman

Culpa mía Altyazılı Fragman
Recep İvedik 7 Fragman
Yeni çıkan tüm fragmanlar

Vizyondaki En İyi Filmler

Transformers: Canavarların Yükselişi
Flash
Örümcek-Adam: Örümcek-Evrenine Geçiş
Hızlı ve Öfkeli 10
Elemental: Doğanın Güçleri
Hüddam 3: Lamia
Vizyondaki En İyi Filmler

Kumun Tadı

Prömiyerini bu yılki Berlin Film Festivali’nde yapan Melisa Önel’in ilk filmi Kumun Tadı, artık onlarca birbirinin aynısı örneği görerek festival filmi jargonu genellemesinde bulunabileceğimiz teknik ve kurgusal yaklaşımı, üzerine bir şey katmadan aynen uygulayan bir yapım. En azından Timuçin Esen ve Ahmet Rıfat Şungar’ın üst düzey performanslarıyla birlikte bu jargonu başarıyla uygulayabildiğini söyleyebilmek mümkün ama keşke yönetmen bu başarıdan yola çıkarak daha ilerisini ulaşma yolunda biraz da çaba gösterseymiş.

İlk önce temelde Denise ve Hamit aşkıyla başlayıp ardından Hamit’in günlük yaşamına değinip sonundaysa bu ikisini tamamen terk edip insan kaçakçılığına yönelen bir hikayeye sahip Kumun Tadı. Bu kopukluktan her halde yönetmen de korkmuş olacak ki başta, sonla ilişkilendirmek için gösterdiği ve tabi bizim ilk anda anlam veremediğimiz sahneler kullanmş ama genel olarak odak ve anlatıdaki o büyük sorunu çözmeye yetmemiş.

Senaryodaki çatışmaların üzerine inşa edilidiği ruh çözümlemeleri üzerinden karakterlere yapılan keskin odak karakter derinliği açısından muazzam bir başarı gösterirken hikayenin derinliği konusunda biraz temelsiz ve yüzeysel kalmış. O yüzden söz gelimi Hamit’in günlük yaşamına dair kesitlerin sunulduğu bölümler sonu bir yere varmasa da müthiş ilgi çekiciyken finale doğru iyiden iyiye hikayeyi bitirme çabasıyla olaylara odaklanılması bir anda büyük bir basitliğin ortasına düşme hissiyatı uyandırıyor.

Yönetmenin söyleşilerde bahsettiği ve filmin de girişinde kendini gösteren görsel ve atmosfer ağırlıklı yaklaşım, teknik kullanımıyla büyük bir çelişki içine girmiş. Şöyle ki başarılı oyunculuklar ve gerçeğe yakın diyaloglarla saf gerçekçi bir tutum sergilemek isteyen yönetmen, sürekli ufak ufak kımıldayan ve dar açılı yüksek diyaframlı kamera kullanımıyla bunu zirveye taşımaya çalışıyor fakat bu, geniş açıları ve arka planı yadsıyan tutum büyük bir görsel kayba da yol açmış. Nihayetinde filmde ancak bir kaç defa karşımıza çıkabilen geniş açı çekimler mest ederken ardından yine dar açıya geçiş filmin en büyük eksikliklerinden biri haline gelmiş.

Zaten yazımızın başında bahsettiğimiz jargon da bu yaklaşımdan kaynaklanıyor. Toplamda beş on dakikalık bölüm dışında Kumun Tadı teknik kullanımı olarak tam anlamıyla öncekileri taklit etmek öteye gidemiyor. Bunu, bir sonraki sahnede kameranın konumundan açısına ve lens kullanıma kadar herşeyini kestirebilir hale gelmenizden de anlayabilirsiniz. Haliyle filmden geriye temelde karakterler ve gerçeklikle ilgili söyleyebileceğimiz olumlu şeylerden başka bir şey kalmıyor.

Filmin artık standartlaşmış bir kalıpla işlenmesinin yanında bir de izlerken gereksiz yere filmle aranıza mesafe koyan bir yaklaşım da var. Özellikle altı bir türlü dolduralamayan (bu açıdan herhalde tek karakter) Denise karakteri zaten varlığıyla (iyi oluşturulamadığı için) film için bir handikap iken bir de onun üzerinden getirilen bir aşırı duyarlılık havası fazlasıyla itici bir konum yaratıyor. Bir anlamda “Ben sanat filmiyim o halde beş dakka uzaklara bakmalıyım” söylemine kadar varıyor işin sonu.

Kumun Tadı yarattığı gerçeklik ve derinlikli karakterlerle temelini çok sağlam kuruyor. Ama yönetmenin yeni bir şeyler ortaya koyma dürtüsü o kadar az ki filmi piyasadaki onlarca benzerinden ayırmak öyle çok da kolay değil. Filmin giriş ve finalindeki o yaratıcılığı ve orijinalliğe tanık olduktan sonra yönetmenin böylesine bir basitliğe düştüğünü görmek gerçekten can sıkıcı. Şayet Melisa Önel&#;in bu aydınlanmacı duyarlılıktan ve artık jargon haline gelen klasik teknik kullanımından kendini kurtarabilirsenin cevabını filmin ufak da olsa bir kısmında gördüğümüzden yola çıkarak vermek mümkün. O halde geriye kalan tek şey sonraki filmini beklemek.

Prömiyerini bu yılki Berlin Film Festivali’nde yapan Melisa Önel’in ilk filmi Kumun Tadı, artık onlarca birbirinin aynısı örneği görerek festival filmi jargonu genellemesinde bulunabileceğimiz teknik ve kurgusal yaklaşımı, üzerine bir şey katmadan aynen uygulayan bir yapım. En azından Timuçin Esen ve Ahmet Rıfat Şungar’ın üst düzey performanslarıyla birlikte bu jargonu başarıyla uygulayabildiğini söyleyebilmek mümkün ama keşke yönetmen bu başarıdan yola çıkarak daha ilerisini ulaşma yolunda biraz da çaba gösterseymiş. İlk önce temelde Denise ve Hamit aşkıyla başlayıp ardından Hamit’in günlük yaşamına değinip sonundaysa bu ikisini tamamen terk edip insan kaçakçılığına yönelen bir hikayeye sahip Kumun Tadı. Bu kopukluktan her halde yönetmen de korkmuş olacak ki başta, sonla ilişkilendirmek için gösterdiği ve tabi bizim ilk anda anlam veremediğimiz sahneler kullanmş ama genel olarak odak ve anlatıdaki o büyük sorunu çözmeye yetmemiş. Senaryodaki çatışmaların üzerine inşa edilidiği ruh çözümlemeleri üzerinden karakterlere yapılan keskin odak karakter derinliği açısından muazzam bir başarı gösterirken hikayenin derinliği konusunda biraz temelsiz ve yüzeysel kalmış. O yüzden söz gelimi Hamit’in günlük yaşamına dair kesitlerin sunulduğu bölümler sonu bir yere varmasa da müthiş ilgi çekiciyken finale doğru iyiden iyiye hikayeyi bitirme çabasıyla olaylara odaklanılması bir anda büyük bir basitliğin ortasına düşme hissiyatı uyandırıyor. Yönetmenin söyleşilerde bahsettiği ve filmin de girişinde kendini gösteren görsel ve atmosfer ağırlıklı yaklaşım, teknik kullanımıyla büyük bir çelişki içine girmiş. Şöyle ki başarılı oyunculuklar ve gerçeğe yakın diyaloglarla saf gerçekçi bir tutum sergilemek isteyen yönetmen, sürekli ufak ufak kımıldayan ve dar açılı yüksek diyaframlı kamera kullanımıyla bunu zirveye taşımaya çalışıyor fakat bu, geniş açıları ve arka planı yadsıyan tutum büyük bir görsel kayba da yol açmış. Nihayetinde filmde ancak bir kaç defa karşımıza çıkabilen geniş açı çekimler mest ederken ardından yine dar açıya geçiş filmin en büyük eksikliklerinden biri haline gelmiş. Zaten yazımızın başında bahsettiğimiz jargon da bu yaklaşımdan kaynaklanıyor. Toplamda beş on dakikalık bölüm dışında Kumun Tadı teknik kullanımı olarak tam anlamıyla öncekileri taklit etmek öteye gidemiyor. Bunu, bir sonraki sahnede kameranın konumundan açısına ve lens kullanıma kadar herşeyini kestirebilir hale gelmenizden de anlayabilirsiniz. Haliyle filmden geriye temelde karakterler ve gerçeklikle ilgili söyleyebileceğimiz olumlu şeylerden başka bir şey kalmıyor. Filmin artık standartlaşmış bir kalıpla işlenmesinin yanında bir de izlerken gereksiz yere filmle aranıza mesafe koyan bir yaklaşım da var. Özellikle altı bir türlü dolduralamayan (bu açıdan herhalde tek karakter) Denise karakteri zaten varlığıyla (iyi oluşturulamadığı için) film için bir handikap iken bir de onun üzerinden getirilen bir aşırı duyarlılık havası fazlasıyla itici bir konum yaratıyor. Bir anlamda “Ben sanat filmiyim o halde beş dakka uzaklara bakmalıyım” söylemine kadar varıyor işin sonu. Kumun Tadı yarattığı gerçeklik ve derinlikli karakterlerle temelini çok sağlam kuruyor. Ama yönetmenin yeni bir şeyler ortaya koyma dürtüsü o kadar az ki filmi piyasadaki onlarca benzerinden ayırmak öyle çok da kolay değil. Filmin giriş ve finalindeki o yaratıcılığı ve orijinalliğe tanık olduktan sonra yönetmenin böylesine bir basitliğe düştüğünü görmek gerçekten can sıkıcı. Şayet Melisa Önel'in bu aydınlanmacı duyarlılıktan ve artık jargon haline gelen klasik teknik kullanımından kendini kurtarabilirsenin cevabını filmin ufak da olsa bir kısmında gördüğümüzden yola çıkarak vermek mümkün. O halde geriye…

Yazar Puanı

72

Film yarattığı gerçeklik ve derinlikli karakterlerle temelini çok sağlam kuruyor, ama yönetmenin yeni bir şeyler ortaya koyma dürtüsü o kadar az ki filmi piyasadaki onlarca benzerinden ayırmak öyle çok da kolay değil.

Kullanıcı Puanları: ( 1 oy)
72

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır