kun fe yekun arapça duasi / Kun Feyekun Yazılışı | Nasıl Yazılır

Kun Fe Yekun Arapça Duasi

kun fe yekun arapça duasi

Facebook

Euzubillahimimeşşeytanirraciym.

bismillahirrahmanirrahiym. ve salallahu ala nebiyyil keriym.

Allahumme ya rabbi,Allahumme ya rabbi,Allahumme ya rahiym,el melikül güddü süsselamul mü'minul müheyminul aziyizül cebbarul mütekebbiru sübhanellahi amma yüşrikün*

*efegayre diynillahi yebgune velehu esleme men fissemavati vel ardı tav'an ve ker'han ve ileyhi yurceun*

*innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehü kün feyekün fe sübhanellezi biyedihi mele kütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

gul hüvallahü ehad allahussamed lem yelid ve lem yuled velem yekün lehu küfüfen ehad*

*innema emruhu iza erade şey'en en yegulü lehu kün feyekün*fe sübhanellezi biyedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

* izacae nasrullahi vel fethu*vera eytennase yedhulüne fi dinillahi efvacen*

*fesebbih bi hamdi rabbike , vestağfirhu innehu kane tevvaba* innema emruhu iza erade şey'en en yegulü lehu kün feyekün*fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*inna fetahna leke fethan mubina*liyeğfire lekellahu ma , tegaddeme min zenbike ve ma te ahhere ve yutimme niğmetehu aleyke ve yehdiyeke sıraten musteğıyma* ve yen surekallahu nasran azizaa*

*innema , emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün*fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*nasrun minellahi ve fethun gariybun ve beşşiril mü'minin**innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün*fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*efe gayre diynillahi , yebgune velehu esleme men fissemavati vel ardi,tav'an ve ker'han ve ileyhi yurceun*

* innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün*fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

* galü inna lillahi ve inna ileyhi raciun*

*innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün*fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*vessemai veddarık* vema edrake meddarık* en necmüssakıb*in küllü nefsin lemma aleyha hafiz*felyenzuril insanu mimma hulik*hulika mim main dafik, yahrucu mim beynissulbi vetteraib innehu ala rec'ihi lekadir*yevme tublesserair*fema lehu min kuvvetinvela nasir**vessemai zatirrec'ivel ardı zatıs sad'i*innehu le gavlun faslün*vema hüve bil hezli*innehum yekiydüne keyda*ve ekiydü keyda*femehhilil kafirine emhilhum ruveyda*

*innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün*fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'inve ileyhi turceun*

*te'tiha rizguha reğaden min , külli mekanin*vallahu hayrur razigiyn*

*innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün *fe, sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*ma indekum yenfedu vema indellahi ba'gk vallahu hayrurrazıgıyn*

*innema emruhu erade şey'en en yegule lehu kün feyekün *fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*efemen yemşi mükibben ala vechihi ehda emmen yemşi seviyyen ala sıratım müstakıym*

*innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün ** fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun *

*li iylafi gureyşin iylafihim rıhleteşşitai vessayf*felya'büdü rabbe hazel beyt**ellezi et'amehümmin cu'in, ve amenehum min havf*

*innema emruhu iza erada şey'en en yegule lehu kün feyekün*fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*YA RABBİ,YA RABBİ, YA RABBİ, YA ALLAH,YA ALLAH,YA ALLAH, gulillahumme melikel mülki tu'til mülke men teşaü ve tenziül mülke mimmen teşaü ve tuizzü men teşaü ve tuzillü men teşaü bi yedikel hayru inneke ala kulli şey'in gadiyr* tulicülleyle finnehari ve tulicünnehare filleyli ve tuhricül hayye minel meyyiti ve tuhricül meyyite minel hayyi ve terzuku men teşaü bi ğayri hisab*

*innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün*fe sübhanellezibi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*eşhedü en la ilahe ilallahü vahdehüla şerikelehü ve eşhedü enne muhammeden abdühü ve rasülühü*

*ALLAHUMME salli ala muhammedin ve ala alimuhammedin ve sellim*eciybu eyyühel melaiketü verruhaniyyunel müvekkelüne bi hazihil ayatil keriymeti li dağveti fi kadai haceti... (burda ne sıkıntıntın varsa dünyevi veya uhrevi kalbinden ne geçiyorsa onu burda 3,5,7 defa söyle ama çok içten söyleki tesiri tez olsun )

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİYMM

Bediüssemavati vel ardı ve iza kada emren fe innema yegulü lehü kün fe yekün *

*galet enne yekünü li ğülamun ve lem yemsesni beşerün*

*gale kezalikillahü yahlügü ma yeşaü iza gada emren fe innema yegulü lehu kün fe yekün*

*inne iyse indellahi kemeseli ademe halagahu min turabin sümme gale lehu kün fe yekün* ve hüvellezi halekas semavati vel arda bil hakkı ve yevme yegulü kün fe yekün *

*innema gavlüna li şey'in iza erednahu en negule lehu kün fe yekün*

*ma kane lillahi en yettehize min veledin sübhanehü iza gada emren fe innema yegulü lehü kün fe yekün*

*hüvellezi yuhyi ve yumiytu fe iza gada emren fe innema yegulü lehü kün fe yekün*

*Allahumme bi hakkı hazihil ayati ve ma fiha minel esrari ıkdiy haceti fiddareyni inneke ala külli şey'in gadiyr*

not (bu duayı inancı zayıf olana verilmez. bu dua çok tesirli olup kalbten yapılması icabet eder bu duayı ihlas ile okuyan ların kısa zamanda hayırlı muratları hasıl olur.)

Kün Fe Yekün Duasının Tercumesi...

Rahman ve Rahim olan Allah'in adiyla. Allah keremli Nebi'ye salat etsin. Ey Allah! Ey Rabbim! Ey Allah! Ey Rab-bim! Ey Allah! Ey Rabbim! Ey Rahman! Ey Rahim!"(Her şeyin yönetimi Kendisine ait olan ve tüm varlıklan yegane malik ve sahibi bulunan, istedigini üstün, diledigini alcak kilabilen, kimse tarafından yönetilmeyen ve azledilmesi düşünülemeyen bir) MeIik'dir.(Noksanlik gerektiren her şeyden son derece arinmis olan, bütün kamil sifatlar Kendisine ait olan, sinirlanamayan ve her-hangi bir sekille düşünülemeyen bir) Kud-düs'dür.(Tüm afetlerden ve yok oluşlardan uzak olan, tüm selametler Kendisinden umulan ve dostlarını sürekli selamlamakta bulunan bir) SeIam'dır.(Kendi Zât'ına ve peygamberlerine evvela Kendisi inanan, yaratıkları zulümden, inananları da azaptan emin kılan bir) Mii'min'dir.(Her şeyi hakkıyla koruyup gözeten ve her varlık üstünde hakkıyla gözcü olan bir) Müheymin'dir.(Eşi-benzeri olmayan bir galibiyete sahip olan ve mertebesi asla düşürüleme-yen bir) Azîz'dir.(Zorla da olsa dilediği yaratığım irâdesi yönünde mecbur bırakabilen ve yaratıklarının tüm işlerini tam manasıyla yoluna koyan bir) Cebbâr'dır.(Son derece büyüklük ve ululuk sahibi olan ve kibir ancak Kendisine yakışan bir) Mütekebbir'dir!Onların şirk koşmakta oldukları şeylerden (son derece uzaklık, arılık, ten*zih, takdîs ve) tesbîh Allah'a!" (Haşr Sûresi: 23)

"O (kâfir ola)nlar (İslâm'dan yüz çevirip de,) Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar?Oysa göklerde ve yerde bulunan (tüm yaratık)lar(dan kimi,) isteyerek ve (kimi de azabı görme neticesinde) istemeyerek (de olsa) ancak Kendisi(nin hük-mü)ne teslim olmuştur.Ve onlar (öldürülüp diriltilerek) sadece O'na döndürüleceklerdir!" (Âli İm-rân Sûresi:83)

"(Allâh-u Te'âlâ'nın diriltme gücünü uzak görmenin hiçbir anlamı yoktur. Zira) O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Diriltmekten acizlik gibi bütün noksan sıfatlardan anlık, tenzih ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünme-(O, hiçbir yönden ikincisi olma ihtimali bulunmayan ve hiçbir vasfında hiçbir varlıkla ortaklığı olmayan bir) Ehad'dir!(Dolayısıyla çokluk, parçalara ihtiyaç, maddî olan-olmayan tüm cevherlerden ve unsurlardan birleşme gibi ikilik belirtisi olan şeyler O'nun Zât-ı İlâhîsi hakkında asla söz konusu olamaz.Bu itibarla O'nun, ne Zât'ı, ne sıfatları, ne de fiilleri hususunda başkalarıyla herhangi bir ortak noktası bulunduğu düşünülemez.)Ancak Allâh(, her şey Kendisine muhtaç olan, Kendisi ise hiç bir şeye ihtiyaç duymayan bir) Samed'dir!(Bu yüzden yemekten, içmekten ve sonradan yaratılma belirtisi olan noksanlık getirecek her türlü ihtiyaçtan son derece uzaktır. Dolayısıyla O, kimsesiz durur ama kimse O'nsuz duramaz!)O doğurmamıştır(, zira hemcinsi yoktur ki, onunla birleşme neticesi bir doğum söz konusu olabilsin, zaten yardımcı*ya da, yerine kalacak birine de ihtiyacı yoktur) ve doğurulmanuştır.(Nitekim her doğan sonradandır ve cisimdir. O ise varlığının başlangıcı olmayan bir Kadîm'dir dolayısıyla varlığı öncesinde hiçbir yokluğun geçmiş olması söz konusu değildir.)Hiçbir kimse O'na (hiçbir yönden benzer, eş, eşit ve) denk de olmamıştır!"(İhlâs Sûresi: 1-4)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' Duyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Diriltmekten acizlik gibi bütün noksan sıfatlardan arılık, tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünme*yen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"(Habîbim!) Allah'ın (düşmanlarına karşı sana) yardımı ve (şirk beldelerini) fetih geldiği zaman.Bir de sen (Mekke, Tâif ve Yemen ehliyle, Hevâzin vesâir Arap kabilelerine mensup) insanları (evvelce tek tek Müslüman oluyorlarken, daha sonra) kalabalık cemaatler halinde Allah'ın dinine giri-yorlarken gördüğünde.Artık ("Sübhânellâhi ve bihamdihî ve estağfirullâhe ve etûbü ileyh" diyerek) Rabbinin hamdiyle birlikte tesbîhte bu*lun.Ve (O'nun, şanına yakışmayan tüm noksanlıklardan uzak olduğunu ifade et, bir de nefsini kırmak ve amelini küçümsemek için) O'ndan bağışlanma talep et!Muhakkak ki O, dâima (tevbeleri çokça kabul eden bir) Tevvâb olmuştur."(Feth Sûresi: 1-3)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Diriltmekten acizlik gibi bütün noksan sıfatlardan arılık, tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünme*yen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"Gerçekten Biz sana Mekke-i Mü-kerreme'yi ele geçirmenle ilgili) pek açık bir fetihle büyük bir fetih nasip ettik!Neticede Allah senin için geçmiş olan günahını da, gelecek olanı da bağışlayacak, (dînini dünyâya yayıp yücelterek ve dînî-dünyevî daha nice lütuflara mazhar kılarak) nimetini senin üzerine tamamlayacak ve (elçilik vazifeni tebliğ ve İslâm'ın hükümlerini tatbik hususunda) seni dosdoğru bir yola hidâyet buyuracaktır.Bir de Allah sana (eşine az rastlanan) pek güçlü bir yardımla nusrette bulunacaktır!" (Feth Sûresi: 1-3)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' buy ur maşıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Diriltmekten acizlik gibi bütün noksan sıfatlardan anlık, tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir.Siz de ancak O'na döndürüleceksi*niz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"Allah'tan büyük bir yardım ve pek yakın bir fetih!(Yâ Muhammedi) O (anlatılan vasıf*lan takınan) müminleri (iki cihan saâde-tiyle) müjdele!" (Saff Sûresi: 13)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak: 'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"O (kâfir ola)nlar (İslâm'dan yüz çevirip de,) Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar?

 Oysa göklerde ve yerde bulunan(tüm yaratık)lar(dan kimi,) isteyerek ve (kimi de azabı görme neticesinde) istemeyerek (de olsa) ancak Kendisi(nin hükmü )ne teslim olmuştur.Ve onlar (öldürülüp diriltilerek) sadece O'na döndürüleceklerdir!" (Âli İm-rân Sûresi:83)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' buy ur ması dır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzih ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"Onlar: 'Şüphesiz biz Allah'a ait(kul ve köleler)iz ve kesinlikle biz ancakO'na dönücü kimseleriz!' derler." (Bakara Sûresi: 156)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) is*tediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzih ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"Andolsun göğe ve Tarık'a! Tarık'ın ne olduğunu sana bildirmiş olan şey nedir? (O, ışığıyla karanlığı) delici olan yıldızdır!Hiçbir nefis yoktur ki, mutlaka onun üzerinde (amellerini kollayıp) koruyan biri vardır! (Nitekim her insamn yanında, onun yaptıklarını yazan ve onu kaderi dışındaki tehlikelerden koruyan farklı melekler vardır.)Öyleyse insan hangi şeyden yaratılmış olduğuna (bir) baksın;O, atılgan suyun (barındırdığı milyonlarca canlı hücrenin rahme girmeyi başarabilen) bir parçasından yaratılmıştır ki;O (su), (babamn) bel kemiği ile (annenin) göğüs kemikleri arasından çık(ıp, anne rahminde birbirine kanş)maktadır.Muhakkak ki O (Allâh-u Te'âlâ her şeye Kadirse de), özellikle onu (yoktan var etmesinin ardından, öldürüp toprak ettikten sonra tekrar hayata) döndürmeye elbette (gücü yeten bir) Kadir'dir.O tüm gizlilerin araştırılıp iyiyle kötünün birbirinden aynl)acağı günde (Rabbi onu diriltecektir)!Artık onun için ne (başına geleni savuşturacak) bir güç, ne de bir yardımcı yoktur!Yemin olsun; o (her sene aynı mevsimleriyle ve bol yağmurlarıyla menfaatleri insanlara) dönüşlü olan göğe!Bir de andolsun; o (bitkilerle, ağaçlarla ve gözelerle) yarılan yere ki!Muhakkak o (Kur'ân-ı Kerîm), elbette (hakla bâtıl arasım) tamamen ayıran bir sözdür.O asla bir sakal. oyun ve eğlence malzemesi) değildir! (Bilakis tümüyle ciddiyettir.)Şüphesiz ki o (kâfir ola)nlar (Kuran'ın nurunu söndürmek için) tam bir tuzak kurarak hile yapmaktadırlar.Ben de bir hile karşılığı olarak».haklarındaki muradımı bilmedikleri bir yönden kendilerini azar azar helake yaklaştırarak onlara) ceza vermekteyim!(Habîbim!) O halde sen kâfirlere mühlet ver Ve onlar(ı cezalandırmaya birazcıkdaha geciktir!" (Târik Sûresi: 1-17)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak: 'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"(Etrafında bulunan) her yerden rız(ı)k(lar)ı oraya bolca gelmekteydi."(Nahl Sûresi: 112)

"Zaten (kullar hiçbir şey yaratma imkânına sahip olamayıp, temin ettikleri imkânlar da sebebiyetten öte geçemediğine göre,) rızık verenlerin en hayırlısı ancak Allah'tır!" (Cuma Sûresi:! 1)"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak: 'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürülecek*siniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"(Dünyâ nimetlerinden) yanınızda bulunan şeyler (ne kadar çok ve uzun sü*reli olsalar da bir gün mutlaka) tükenecektir. Allah nezdinde olan (dünyevî ve uh-revî mükâfat)lar ise devamlı kalıcıdır!" (Nahl Sûresi:96)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak: 'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.Tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"Peki o, yüzü üstü tökezlenici bir halde (düşe kalka) yürüyen (Ebû Cehil gibi) kimse mi daha hidâyettedir, yoksa dosdoğru bir yol üzere dimdik yürüyen (ve ayağı hiç kaymayan Muhammed (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) gibi) bir zât mi?" (Mülk Sûresi:22)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak: 'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir.Siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"Kureyş'i(, yolculuklarında esenlik ve güvenliğe) ülfet ettirdiği için;Onları kış(ın Yemen'e) ve yaz(ın Şam'a doğru yapacakları ticaret) göçüne alıştırdığı için;İşte (bu nedenle) ibadet etsinler şu Beyt'in Rabbine (ki, Kâ'be-i Muazza*ma'yı fil ordusundan ve bütün tehlikelerden ancak O korumuştur);O Zât'a ki; (leş yemeye muhtaç kaldıkları) büyük bir açlıktan dolayı onları yedirmiştir.(Cüzzam ve veba gibi salgın hastalıkların korkusundan ve fil ordusu gibi saldırıların meydana getireceği) şiddetli bir korkudan da onları güvenli kılmıştır!"(Kureyş Sûresi: 1-4)

O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' Duyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzih ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürülecek*siniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

Ey Rabb'im! Ey Rabb'im! Ey Rabb'im! Ey Allah! Ey Allah! Yâ Allah!"Habîbim! İki cihan saadeti istiyorsan, Bana duâ ederken) de ki:"Ey mülkün Mâliki olan Allah! (Saltanat ve) mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de mülkü çekip alırsın!Dilediğini (dünyâda yahut âhirette veya her ikisinde de yardım ve tevfîkıne mazhar kılarak) aziz (ve değerli) edersin.Dilediğini de (iki cihanda rezîl-ü rüsvay ederek) zelil (ve alçak) edersin!Bütün hayırlar (ve serler) ancak Senin (kudret) elindedir (ki, onun mâhiyeti kullarca malum değildir).Şüphesiz ki Sen (güçlü veya âciz kılma, yüceltme ya da alçaltma dâhil) her şeye (hakkıyla gücü yeten bir) Kadîr'sin!(Gecenin saatlerinden bir kısmını eksiltip gündüze katarak) geceyi gündüze girdirirsin, (gündüzün saatlerini noksan-laştırıp geceye ilâve ederek) gündüzü de geceye girdirirsin.Ölüden diriyi çıkarırsın; diriden de ölüyü çıkarırsın! Dilediğini de (darlık ve fakirliğe uğratmadan) hesapsız olarakriZlklandirirsin!" (Âli İmrân Sûresi:26-27)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' Duyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönle*riyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürülecek*siniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"Ben şahitlikte bulunurum ki; Allâh-u Te'âlâ'dan başka hiçbir ilah yoktur.O tektir, hiçbir ortağı yoktur. Yine şahitlik ederim ki, şüphesiz Muhammed (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) O'nun kulu ve Rasûlüdür.Ey Allah! Muhammed e ve Muhammed'in Ehl-i Beytine salât ve selâm eyle.Ey bu ism-i şeriflerle ve âyet-i kerîmelerle görevli olan melekler ve ruhanîler! (İsteğimin yerine gelmesi için davetime) icabet edin.RAHMAN VE RAHÎM OLAN ALLAH'IN ADIYLA."(0,) göklerin ve yerin Bedî'idir(; eşsiz ve örneksiz yaratıcısıdır). O bir iş(in meydana gelmesin)e hükmettiği zaman, ona ancak: 'Var ol!' buyurur, o da hemen meydana geliverir." (Bakara Sûresi: 117)

"O (Meryem (Aleyhesselâm)): 'Benim için bir erkek çocuk nasıl olabilir? Oysa bana (eş olarak) hiçbir insan dokunma-miştir...' dedi." (Meryem Sûresi:20)

"O (Cebrail (Aleyhisselâm) da):'(Ey Meryem!) İşte sana! Allah di*lediğini böylece (harikulade bir şekilde) yaratmaktadır!(Artık O'nun sana babasız bir çocuk verebileceğini yadırgama! Zira) O (bir şeyin meydana gelmesine karar verip) bir işe hükmettiği zaman, ona ancak (harften ve sesten münezzeh olarak):Var ol!' buyurur da hemen meydana geliverir.(Dolayısıyla senin Rabbin, yaratmak istediği şeyleri bazen birtakım sebepler ve ana maddelerle yarattığı gibi, dilerse de hiç bir sebebe dayanmaksızın yoktan yaratabi*lir.)' demişti." (Âli İmrân Sûresi:47)

"Allah nezdinde îsâ'mn (babasız olarak yaratılmasının) şaşılacak durumu, gerçekten Adem'in garip hâli gibidir.O (Allâh-u Te'âlâ) onu(n bedenini, ana ve baba aracılığı olmaksızın, kuru, kara ve kokmuş) bir topraktan yaratmış, sonra kendisine: 'Var ol!' buyurmuştu, o da hemen (canlı ve mükemmel bir insan olarak) meydana gelivermişti!" (Âli İmrân Sûresi:59)

"Ancak O'dur O Zât ki; gökleri ve yeri hak(lı bir neden ve ins-ü cinnin imtihan yeri olması gibi büyük bir hikmet) ile yaratmıştır.0'nun(, yaratmak istediği bir şeye,) hak (ve hikmete dayalı) olan buyruğu, (harften ve sesten münezzeh olarak) 'Var ol!' buyurduğu vakitte (gerçekleşmektedir ki, o da hemen meydana gelmektedir.(Dolayısıyla mükevvenâttaki hiçbir şey, Allâh-u Te'âlâ'nın hikmetli emrinden hariç bir şekilde meydana gelemez.)"(En 'âm Sûresi: 73)"

(Bizim istediğimizi yapma gücümüzü uzak görmenin hiçbir mantıklı îzâhı olamaz. Zira) Biz bir şeyi(n meydana gelmesini) istediğimiz zaman ona buy*ruğumuz, (harften ve sesten münezzeh olarak) ancak ona: 'Var ol!' buyurma-mızdır ki, o da hemen meydana geliverir." (Nahl Sûresi:40)"Çocuk edinmek Allah için asla olacak bir şey değildir! (Çocuk edinmekten, tenzih, takdis, arılık ve) tesbîh O'na!O, bir şey(i meydana getirmey)e karar verdiği zaman ona ancak (harften ve sesten münezzeh olarak): 'Var ol!' buyurur, o da hemen meydana geliverir."(Meryem Sûresi:35)"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak: 'Var ol!' İmi vur maşıdır, böylece o da hemen meydana geliverir. (Yâsîn SÛresi;82)

"Ancak O'dur O Zât ki; (ölüleri) diriltmektedir ve (dirileri) öldürmektedir!O, bir iş(in meydana gelmesin)e hükmettiği zaman, ona ancak "Var ol!" buyurur, o da hemen meydana geliverir." (Mii'min Sûresi:68)

Ey Allah! Bu âyetler hakkı için ve bunlarda bulunan sırlar bahsi için; iki cihanda da muradımı ver. Şüphesiz ki Sen herşeye hakkıyla gücü yetensin. Amîn.

Bu duada, Kur'ân-ı Kerîmin bir çok âyet-i kerîmesinde geçen;kün feyekün..

"(Allâh-u Te'âlâ yaratmak istediği her*hangi bir şeye) 'Var ol!' (buyurur,) o da hemen var olur" mânâsına gelen "Kün feyekûn" kavl-i şeri*fi bulunan tüm âyetler zikredildiği için bu duayı ihlas ile okuyanların kısa bir zaman içinde hayırlı muradları hâsıl olur.

Hadîs-i şerîfte:Huz minel kur'eni ma şi'te lima şi'te."Kur'ândan dilediğin şeyi, dilediğin niyete al." buyrulduğu üzere, bu duayı okuyan kişi, Allâh-u Te'âlâ'nın: "0l" emrinin, kendi muradına yöneldiğine itikat etmesi hâlinde daha çabuk tesir görür.

Kün fe yekün

Kün fe yekün (Arapça: كُنْ فَيَكُونُ, romanizasyon:kun feyekûn(u) veya kun fa-yakūnu) Kur'an'ın çeşitli ayetlerinde geçen ve Arapça "Ol!" (كن, kun) ile "olur" (فيكون, fa-yakūnu) anlamına gelen kelimelerden oluşan bir kalıptır. Kalıp "ol der, o da hemen oluverir." veya "Ol, der ve olur." gibi farklı şekillerde tercüme edilmektedir. İfade, İslam'da inanılan Allah'ın yaratma gücüne atıfta bulunur ve tekvinî emir olarak sınıflandırılır.[1]

Söz öbeği, Bakara Suresi'nin 117. ayetinde, Nahl Suresi'nin 40. ayetinde, Âl-i İmrân Sûresi 6., 47. ve 59. ayetlerde, En‘âm Sûresi 73. ve 19. ayetlerde, Meryem Sûresi 35. ve 36. ayetlerde, Yâsin Sûresi 82. ve 40. ayetlerde Mü‘min Sûresi 68. ayette geçmektedir. Kalıp aynı zamanda Yunus Emre ve diğer Kur'an'dan alıntı yapan şairlerin eserlerinde de yer almaktadır.[2][3]

Kaynakça[değiştir

Kun Feyekun Duası

Allah-u Te’âlâ bir şeyi yaratmak istediğinde;o şeye ‘’kün feyekün =var ol!” buyurur, o da hemen var olur”.

Kur’an’daki, “Kün feyekûn” kavl-i şerifi bulunan bütün ayetler bu duada zikredildiği için bu duayı ihlas ile okuyanların kısa bir zaman içinde Allah’ın lütfuyla muradları hasıl olacağı söyleniyor. Bu duayı okuyan kişi, Allâh-u Te’âlâ’nın: “ol” emrinin, kendi muradına yöneldiğine itikat etmesi halinde daha çabuk tesir gördüğü söyleniyor.

Bütün istekler için
KÜN FE YEKÜN DUASI
Euzu billahi mimeş şeytanir raciym.

Bismillâhir rahmânir rahîm.
Rahman ve Rahim olan Allah'in adiyla.

Ve salallahu ala nebiyyil keriym.
Allah keremli Nebi'ye salat etsin

Allahumme Ya Rabbi, Allahumme Ya Rabbi, Allahumme Ya Rahiym.
Ey Allah'ım Ey Rabbim. Ey Allah'ım Ey Rabbim. Ey Allah'ım Ey Rahiym.

Elmelikul kuddûsus selâmul mû’minul muheyminul azîzul cebbârul mutekebbir, subhânallâhi ammâ yuşrikûn. 
Melik'tir, Kuddüs'tür, Selâm'dır, Mü'mindir, Müheymin'dir, Azîz'dir, Cabbar'dır Mütekebbir'dir. Allah, şirk koşulan şeylerden uzaktır. (Haşr 23)

E fe gayre dînillâhi yebgûne ve lehû esleme men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve ileyhi yurceûn. 
Göklerdeki ve yerdeki herkes ister istemez O’na boyun eğmişken ve O’na döndürülüp götürülecekken onlar Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar? (Ali İmran 83)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Kul huvallâhu ehad. Allâhus samed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekun lehu kufuven ehad.
De ki: “O, Allah’tır, bir tektir. Allah Samed’dir. O, doğurmadı ve doğurulmadı. Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir. (İhlas suresi)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

İzâ câe nasrullâhi vel feth. Ve reeyten nâse yedhulûne fî dînillâhi efvâcâ. Fe sebbih bi hamdi rabbike vestagfirh, innehu kâne tevvâbâ. 
Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamd ederek tespihte bulun ve O’ndan bağışlama dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir. (Nasr suresi)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

İnnâ fetahnâ leke fethan mubînâ.
Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik. (Fetih 1)

Li yagfire lekallâhu mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhare ve yutimme ni’metehu aleyke ve yehdiyeke sırâtan mustekîmâ.
Allah böylece, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlar, sana olan nimetini tamamlar, seni doğru yola eriştirir. (Fetih 2)

Ve yansurekallâhu nasran azîzâ.
Ve Allah, sana azîz bir zaferle yardım etsin. (Fetih 3)

İnnâ fetahnâ leke fethan mubînâ.
Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik. (Fetih 1)

Li yagfire lekallâhu mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhare ve yutimme ni’metehu aleyke ve yehdiyeke sırâtan mustekîmâ.
Allah böylece, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlar, sana olan nimetini tamamlar, seni doğru yola eriştirir. (Fetih 2)

Ve yansurekallâhu nasran azîzâ.
Ve Allah, sana azîz bir zaferle yardım etsin. (Fetih 3)

İnnâ fetahnâ leke fethan mubînâ.
Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik. (Fetih 1)

Li yagfire lekallâhu mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhare ve yutimme ni’metehu aleyke ve yehdiyeke sırâtan mustekîmâ.
Allah böylece, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlar, sana olan nimetini tamamlar, seni doğru yola eriştirir. (Fetih 2)

Ve yansurekallâhu nasran azîzâ.
Ve Allah, sana azîz bir zaferle yardım etsin. (Fetih 3)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Nasrun minallâhi ve fethun karîb, ve beşşiril mû’minîn.
Allah'tan yardım ve yakın bir fetih. Ve mü'minleri müjdele.(Saf 13)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

E fe gayre dînillâhi yebgûne ve lehû esleme men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve ileyhi yurceûn. 
Göklerdeki ve yerdeki herkes ister istemez O’na boyun eğmişken ve O’na döndürülüp götürülecekken onlar Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar? (Ali İmran 83)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.
Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler.(Bakara 156)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Ves semâi vet târık.Ve mâ edrâke met târik.En necmus sâkıb.İn kullu nefsin lemmâ aleyhâ hâfız. Fel yenzuril insânu mimme hulık. Hulika min mâin dâfik.Yahrucu min beynis sulbi vet terâib. İnnehu alâ rec’ıhî le kâdir. Yevme tubles serâir.Femâ lehu min kuvvetin ve lâ nâsır. Ves semâi zâtir rec’. Vel ardı zâtis sad’.İnnehu le kavlun fasl.Ve mâ huve bil hezl.İnnehum yekîdûne keydâ.Ve ekîdu keydâ. Fe mehhilil kâfirîne emhilhum ruveydâ.
Semaya ve Tarık'a andolsun.Tarık'ın ne olduğunu sen bilir misin? O, (ışığıyla karanlığı) delen yıldızdır. Bütün nefslerin üzerinde mutlaka gözleyici ve koruyucu vardır. Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın.Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı. Bu su, bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar. Şüphesiz Allah’ın onu, öldükten sonra tekrar diriltmeye de gücü yeter.Bütün sırların yoklanacağı günü hatırla!(O gün) artık insan için ne bir kuvvet vardır, ne de bir yardımcı. Yağmurlu göğe andolsun, Yarık yarık çatlamış yere andolsun.Şüphesiz o Kur’an, hak ile batılı ayırd eden bir sözdür.O, boş bir söz değildir.Şüphesiz onlar bir tuzak kurarlar,Ben de bir tuzak kurarım.Artık sen inkârcılara mühlet ver; onlara biraz zaman tanı! (Tarik suresi)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Ye’tîhâ rızkuhâ ragaden min kulli mekânin.
Oraya her taraftan bolca rızık gelirdi. (Nahl 112)

Vallâhu hayrur râzıkîn.
Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. (Cuma 11)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Mâ ındekum yenfedu ve mâ ındallâhi bâk.
Sizin yanınızdaki tükenir, Allah katında olan ise kalıcıdır.(Nahl 96)

Vallâhu hayrur râzıkîn.
Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. (Cuma 11)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

E fe men yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ emmen yemşî seviyyen alâ sırâtın mustekîm.
Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi? (Mülk 22)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Li îlâfi kureyş. Îlâfihim rıhleteş şitâi ves sayf. Fel ya’budû rabbe hâzel beyt. Ellezî at’amehum min cûın ve âmenehum min havf.
Kureyş’i ısındırıp alıştırdığı; onları kışın (Yemen’e) ve yazın (Şam’a) yaptıkları yolculuğa ısındırıp alıştırdığı için, Kureyş de, kendilerini besleyip açlıklarını gideren ve onları korkudan emin kılan bu evin (Kâbe’nin) Rabbine kulluk etsin. (Kureyş suresi)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Ya Rabbi, Ya Rabbi, Ya Rabbi,Ya Allah, Ya Allah, Ya Allah. 

Kulillâhumme mâlikel mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen teşâ’, ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’, bi yedikel hayr, inneke alâ kulli şey’in kadîr.
De ki: “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.” (Ali İmran 26)

Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîl leyl, ve tuhricul hayya minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy, ve terzuku men teşâu bi gayri hısâb.
“Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü geceye sokarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın. Dilediğine de hesapsız rızık verirsin.” (Ali İmran 27)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Eşhedü en la ilahe illallahü vahdehü la şerikeleh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resulühü.

Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim.

Eciybu eyyühel melaiketü verruhaniyyunel müvekkelüne bi hazihil ayatil keriymeti li dağveti fi kadai haceti… 
(Anlamı bu ayetlerin koruyucu melekleri dileğim için davetime karşılık verin)

Bismillâhir rahmânir rahîm.

Bedîus semâvâti vel ard, ve izâ kadâ emren fe innemâ yekûlu lehu kun fe yekûn.
O, gökleri ve yeri örneksiz yaratandır. Bir işe hükmetti mi ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir. (Bakara 117)

Kâlet ennâ yekûnu lî gulâmun ve lem yemsesnî beşerun.
Bana hiçbir insan dokunmadığı hâlde, benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi.(Meryem 20)

Kâle kezâlikillâhu yahluku mâ yeşâ’ izâ kadâ emren fe innemâ yekûlu lehu kun fe yekûn.
Allah, “Öyle ama, Allah dilediğini yaratır. O, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir” dedi. (Ali İmran 47)

Ve huvellezî halakas semâvâti vel arda bil hakk, ve yevme yekûlu kun fe yekûn.
Ve semaları ve yeryüzünü hak ile yaratan O'dur. Ve “Ol!” dediği gün herşey olur. (Enam 73)

İnnemâ kavlunâ li şey’in izâ erednâhu en nekûle lehu kun fe yekûn.
Biz bir şeyin olmasını istediğimiz zaman sözümüz sadece, ona, “ol” dememizdir. O da hemen oluverir.(Nahl 40)

Huvellezî yuhyî ve yumît, fe izâ kadâ emren fe innemâ yekûlu lehu kun fe yekûn.
O, yaşatan ve öldürendir. Bir şeye karar verdiğinde, ona sadece “ol” der, o da oluverir.(Mumin 68)

Allahumme bi hakkı hazihil ayati ve ma fiha minel esrari ıkdiy haceti fiddareyni. 
(Anlamı bu ayetler ve ayetlerin sırları hürmetine dileğimi kabul eyle)

İnneke alâ kulli şey’in kadîr. 
Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin. (Ali İmran 26)


Amin..

Allah cc cümlemizin dualarını kabul etsin inşaAllah..Amin

Share:

Diyanet Kün Fe Yekün Ne Demek, Türkçe Anlamı Nedir? Kün Fe Yekün Arapça Yazılışı...

 Kün Fe Yekün Ne Demek? Türkçe Anlamı Nedir?

 Kuran içerisinde geçen ayetlerde bazı ifadeler bulunuyor. Kün fe yekün bu ifadelerden sadece biridir. Bu ifade herkes tarafından çok duyulduğu için, ne anlama geldiği merak edilerek araştırılıyor. Kün fe yekün anlamı itibariyle, çok ilgi gören bir ifadedir.

 Öncelikle kün kelimesinin anlamı ol demektir. Kün fe yekün ifadesi "Ol der ve olur" anlamındadır. İnsanlar çok duyduğu bu ifadenin anlamlarını araştırarak bilgi sahibi olmaya çalışıyor. Kün Fe Yekün, Kuran içerisinde bulunan birçok süre içerisinde geçen bir ifadedir. Bu ifade Allah'ın her şeyi yapabildiğini ve kudretli olduğunu gösterir.

 Kün Fe Yekün Arapça Yazılışı

 Kün fe yekün herkes tarafından bilinen ve ayetler içerisinde geçen bir ifadedir. Bu ifadenin Arapça yazılışı bireyler tarafından merak edilerek internet üzerinde araştırılabiliyor. Anlamı itibariyle ön plana çıktığından dolayı kişiler Arapça yazılışını da öğrenmek istiyor. Allah'ın yaratma gücünü gösteren bu ifade oldukça ilgi görüyor. Bakara, Meryem ve Yasin gibi bazı sure içerisinde geçen bir ifadedir. Kün fe yekün ifadesi Arapça "كُنْ فَيَكُونُ" şeklinde yazılıyor.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.