Kurallı ve devrik cümle nedir, yüklemin yerine göre cümle türleri örnekleri ile ilgili hazırladığımız bu yazımız, cümlenin temel öğesi olan yüklemin konumuna göre yapılan bir sınıflandırmayı ifade etmektedir. Cümledeki yargıyı üzerinde toplayan yüklem cümlenin genellikle sonunda olmakla birlikte, başında veya ortasında da kullanılabilir. İşte bu duruma göre cümlenin özelliğini kurallı veya devrik olarak nitelendirmek mümkündür.
Türkçe Ural Altay dil ailesine mensup olduğu için özne + tümleç + yüklem şeklinde bir cümle yapısına sahiptir. Yani Türkçede yüklemlerin, cümlenin en sonunda bulunması gerekir. Bu Türkçenin gramer özelliği olmakla birlikte, bir kuraldır. Bunun için yüklemi sonda olan cümlelere kurallı cümle denilmektedir. Fakat bazen söyleyiş farklılığı yaratmak, şiirsel ifadeler oluşturmak gibi nedenlerle bazen de farkında olmadan yüklemi cümlenin başında veya ortasında kullanabiliriz. İşte bu şekilde yüklemin sonda olmadığı cümlelere devrik cümle (kuralsız cümle) denilmektedir.
Yukarıdaki açıklamadan anlaşılacağı üzere, Türkçede bir cümlenin kurallı olabilmesinin tek şartı yüklemin sonda olmasıdır. Yüklemin sonda olmaması durumunda ise o cümle kesinlikle devrik olarak kabul edilir. Yüklem cümlenin sonu dışında, nerede bulunursa bulunsun o cümlelere kuralsız (devrik) cümle denilir. Aklınıza Yüklemi olmayan cümleler nasıl adlandırılır? gibi bir soru gelmiş olabilir. İşte tam da böyle yüklemi olmayan veya gösterilmeyen cümleler için eksiltili cümle terimi kullanılır.
Şimdi aşağıda sırayla kurallı, devrik ve eksiltili cümle örnekleri vermeye çalışalım:
Yarın ben de sinemaya geleceğim.
Bu memleket, sizin gibi adamlara doydu.
Anneme doğum gününde bir telefon hediye alacağım.
İstanbulda okullar kar yağışı yüzünden tatil edilmiş.
Mehmet’in bir oğlu dünyaya geldi.
Babasının yanından hiç ayrılmıyordu.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
Eğitim hayatımız boyunca hepimize yardım etti.
Bu konuyu sizinle daha önce görüşmemiş miydik?
Bugün hava her zamankinden daha sıcaktı.
Yine açıklardan dev gibi gemiler geçiyor.
Yurdumun bağına bahçesine bahar geldi.
Sokakta insanlar bağrışıyorlardı.
Caddenin sonundaki market henüz kapanmamıştı.
Ya bu şehre bir daha gelmezse?
Yeni kitaplardaki mürekkep kokusu beni heyecanlandırır.
Her ışığın ardında gizlidir bir karanlık.
Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak.
Ömrümüzden gidiyor günler bir soluk dinlenmeden.
Geçen hafta bir mektup aldım Avrupa’dan.
Papatyalar uyandırdı bizi nihayet kış uykusundan.
Doğanın canlandığı bir mevsimdir ilkbahar.
Nasıl ders çalıştığınızı bilmez miyim hiç?
Doğmuyor güneş artık şöyle gönlümce.
Hâlâ bekliyorum seni anılar sahilinde.
Gelir misin mezarıma, elinde bir demet yasemenle?
Bir başkadır benim memleketim!
Pek zordu fırtınalı havada denize girmek.
Üç aylık vaktimi aldı bu kaçış planı.
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Öptü doya doya kundaktaki bebeğini.
Pencerenin perdesini havalandıran rüzgar
Sokağın ilerisinde benimle konuşmak için bekleyenler
Bu sıcak havada, denizden esen meltemin serinliği
Denizin tam ortasında Adalar’a doğru nazlı nazlı yol alan vapurlar…
Kız beşikte çeyiz sandıkta….
Düğün el ile, harman yel ile…
Önümüzde göz alabildiğine bir kumsal…
Dışarıda hafiften yağmurun sesi…
Orkun KUTLU