kuranı arapça okumak şart mı / Kur'ân'ı Arapça okumak şart mı? - Süleyman Ateş

Kuranı Arapça Okumak Şart Mı

kuranı arapça okumak şart mı

Kuran-ı Kerim'i Arapçasından okumak mı yoksa mealinden okumak mı daha iyidir?

Değerli kardeşimiz,

Allah yolunda yapılan en küçük bir iş ve amel bile neticesiz kalmaz. Hele Kuran okumak gibi kâinatın en büyük bir hadisesi, hiç sevapsız kalmayacaktır. Kuran'ın yüzüne bakmak bile sevap olursa Kuran'ın anlamını veren bir kitabı okumak elbette sevabı vardır.

Fakat Kuran'ı aslından okumak ile mealinden okumak arasında fark vardır. Esas olan Kuran okumayı aslından öğrenmek ve manasını anlamak içinde mealden okumaktır. Ancak hiçbir Kuran meali aslının yerini tutmayacağından, namazda Kuran yerine okunmaz. Namazımızda mutlaka Kuran-ı Kerimi aslından okumalıyız. Allah kelamı olan, Arapça olandır. Bunun yeri ve sevabı ayrıdır. Her harfine kat kat sevap verilir.

Bizi yaratan Allah, Kuran-ı Kerimi Arapça olarak bize göndermiş. Elbetteki manasını öğrenmek için Türkçe, İngilizce gibi mealleri okumamız gerekir. Ancak namaz ibadetinde okuduğumuzda mutlaka aslından, orjinalini okumalıyız. Çünkü onun aslı Arapça’dır. Allah Kuran'ı Arapça olarak indirmiştir. Tercümesi Kuran yerine geçemez.

Örneğin, bir çekirdeğin aslını bozarak parçalara ayırsak, sonra da toprağa eksek ağaç olamayacaktır. Çünkü özellikleri kaybolmuştur. Bunun gibi Kuran ayetleri, kelimeleri ve harfleri birer çekirdek gibidir; başka dillere çevrilince özelliğini kaybedeceği için Kuran olmayacaktır.

“Manasını anlamıyoruz” düşüncesine gelince, ister aslıyla isterse mealleriyle Kuran'ın manasını anlamak ve onun hükümleriyle yaşamak, her Müslümanın görevidir. Zaten Kuran anlaşılmak ve yaşanmak için gönderilmiştir. İngilizce bir kitabı bile anlamak için İngilizce öğrenen bir Müslümanın, Kuran'ı anlamak için neden Arapça öğrenmediğini de bir düşünmek gerekir.

Ayrıca biz anlamasak da onun bize faydası vardır. Örneğin, dili tad alma özelliğini kaybetmiş bir insan yediği yemek ve gıdalardan faydalanamayacak mıdır? Dili tad almasa da yediği gıdalar gerekli organlarına gidecektir. Kuran okumak da bunun gibidir. Aklı Kuran'ın manasını anlamayan bir insan, onu ruhunun midesine atınca, aklı anlamasa da ruhunun diğer özellikleri onun manalarını alacaktır.

Diğer taraftan Allah Kuran'ın her harfine en az on sevap vereceğini söylüyor. Meallerin mutlaka faydası var, ama Kuran yerine geçmeyeceği için, Kuran'ın her harfinden alınan sevabını da alamayacaktır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Kur'an'ı Arapça Okuyamıyorum Latin Harflerden Okuyabilir miyim?

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

Kur'ân'ı Arapça okumak şart mı?

Soru: Hocam Kur'ân Kerîm'in Arapça okunması mecburi mi? Yani her Müslüman Arapça bilmeli mi? Değilse benim okuduğum bir kitapta öldüğümüz zaman cennete gideceklerin orada belli bir dereceye yerleştiklerini ve bu derecelerde Kur'ân-ı Kerîm okuyarak buna ek olarak da ezbere bildiğimiz duaları okuyarak cennette belli derecelere yükselecekmişiz. O zaman buradan anlaşılıyor ki Kur'ânı Kerim'i Arapça bilmemiz gerekiyor, lakin bazı din hocaları da Arapça okumanız zorunlu değildir diyorlar. Doğru mu? Şükrü Kaynaş

Cevap: Arapça bilen Kur'ân'ı orijinalinden okur. Bilmeyen mealini okur. Meali de Kur'ân sayılır. Allah kimseyi gücünün üstünde bir şeyle sorumlu tutmaz. O sizin okuduğunuz kitaplar da öyle güvenilir şeyler değildir. Onlar inanç temeli olamaz. Temel Kur'ân'dır. Kur'ân ne diyorsa din odur. Kur'ân, tam tersine Allah'ın, herkese kendi anlayacağı dil ile vahiy indirdiğini, ilk muhatabı olan Arapların anlaması için de Kur'ân'ın Arapça indirildiğini bildirmektedir. Kur'ân okumaktan amaç da Allah'a yönelmektir. Allah'a yönelen herkes cennete gider. Kur'ân okumasını bilmeyen ümmî mü'minler cennete girmeyecek mi? O tür rivayetler, insanları Kur'ân okumaya teşvik için üretilmiş sözlerdir.

Duş almak da gusüldür
Soru: Hayırlı Günler Hocam... Birkaç sorum var size. Bir arkadaşımız araba aldı. Herhangi bir adağı yoktu. Yine de kurban kesti. Kurbanlık olarak da keçi aldı. Bu caiz midir? Diğer bir sorumuz ise, gusül abdestiyle ilgili. Gusül abdesti alırken çıplak olmak yani vücudun alt tarafını örtmemek caiz mi? Namaz abdesti alırken de çıplak olmak caiz mi?
Kitaplarda gusül alırken işte 3 kere başa, 3 kere sağ omuza, 3 kere sol omuza su dökülür yazar. Bunun yerine çoğu insanın ağzını ve burunu temizledikten sonra bütün vücudunu yıkayarak aldığını duyuyoruz. Bu da caiz mi? Bir de gusül alırken namaz abdesti alıyoruz ya kimileri gusülden önce kimileri de gusülden sonra alıyor. Bunun hangisi caiz? İbrahim Tekin

Cevap: 1) 4 cins hayvandan kurban olur: Deve, sığır, koyun, keçi. Keçi kesmek caizdir.

2) Yahu kardeşim bu nasıl saçma sorulardır? İnsan banyoda vücudunu örtecekse nasıl banyo yapacak? Nasıl temizlenecek? O zaman bu kişi tuvalete de gitmemeli. Bu kadar mantıksız düşünce olur mu?

3) Gusül şöyle yapılır: Önce eller yıkanır, edep yerleri temizlenir. Sonra normal abdest alınır, başa ve sağ sol omuzlara üçer kez su dökülüp her defasında beden ovuşturulur, suyun bedenin her zerresine ulaşması sağlanır. Ama sadece duşun altına girip tertemiz duş almak da gusüldür. Maksat, cünüplükten çıkmak.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır