kurban kesmek kuranda varmı / Kurban Kesmek Farz mı Vacip mi? Kime Düşer? - Nefis Yemek Tarifleri

Kurban Kesmek Kuranda Varmı

kurban kesmek kuranda varmı

Kurban kesmek, geleneksel fıkha göre sünnet veya vacip bir ibadettir. İttifak edilen nokta, kurban kesmenin farz olmadığıdır. Ülkemizde bu, göz ardı ediliyor ve kurban farz ibadet gibi algılanıyor. Bu yanlış algılama doğal olarak art arda birçok yanlışı da beraberinde getiriyor.

İkinci olarak, kurban kesmek zengin sıfatı olan kişilere düşer. Yani bir kişinin kurban sünnetini yerine getirmesi için mali bakımdan zekát verecek, hacca gidecek nitelikte olması gerekir.

Ülkemizde bu da göz ardı ediliyor. Hemen herkes kurban kesiyor. Şöyle de denebilir: Hemen herkese kurban kestiriliyor. Hatta Anadolu'da birçok insan borçlanarak kurban kesmektedir. Nitekim Anadolu'da borçlanarak hacca gidenler de az değildir.

Geleneksel fıkhın verilerini Kur'an'ın verileri açısından değerlendirmeden önce iki noktanın altını çizelim.

Birincisi: Özellikle son yıllarda, hızlı ve amansız bir biçimde yol alan din sömürüsünün önemli gelir kaynaklarından biri haline getirilen kurban, trilyonluk meblağların konusu bir sektöre dönüştü. Bu yüzden kurban, sünnet olmaktan çıkarılıp fiilen farzlaştırıldı; onunla da yetinilmedi, örtülü bir biçimde İslam'ın en büyük farzı haline getirildi. Din sömürüsü sektörü, elinden gelse, ailenin tüm bireylerine bir veya iki kurban kestirecek.

Son yıllarda, kurbanın esas İslami amacı olan ‘‘yoksulun et yemesi’’ adeta unutulmuş, kurban denince akla bir tür deri kapma savaşı gelir olmuştur. Ortada, Allah rızası, din-diyanet, akıl-insaf ara ki bulasın Utanmazlığın bini bir para

Uyuşturucu çetelerinin dalaşını andıran bir manzara karşısındayız.

İki milyonu aşkın hayvan kesilmekte, Allah'ın ve fakirin adı paravan yapılarak birkaç başlı bir deri vurgunu sektörü beslenmektedir.

İkinci nokta: Hz. Peygamber'in açık ve ısrarlı talimatına göre, kurban kesimi, hayvanın acı çekmesini en aza indirecek şekilde olmalıdır. Modern dünyada bu, elektroşok denen bir bayıltma yöntemiyle yapılmakta ve bu sayede hayvanların acısı hemen hemen sıfırlanmaktadır.

Bu yöntemin öncelikle Müslümanlar tarafından uygulanması gerekmez miydi? Acı çektirilen, hakları ihlal edilen hayvanların Allah huzurunda bizden davacı olacaklarını söyleyen ilk insan bizim peygamberimizdir. Bu anlayışı biz uygulamalarla hayatımıza yansıtabildik mi?

Nerede? Bırakın yansıtmayı, elektroşok yönteminin ‘‘gayri şer'i’’ olduğunu iddia edebilen ilim ve merhamet düşmanlarıyla hâlâ karşılaşabiliyoruz. Hayvanlar acı çekiyor, dünyanın önünde dinimiz ve insanımız ithama maruz kalıyor. Yazık, günah değil mi?

Olaya bu noktadan bakıldığında, bırakın İslami esprinin korunmasını, kurban kesimleri yer yer hayvanlara işkence manzarası andırmaktadır. Hayvanlar yetersiz-kör bıçaklarla dakikalarca kıvrandırılmakta, zaman zaman yarı kesilmiş halde ayağa kalkmakta, hatta bazen caddelere fırlayarak yarı-kesik başlarıyla koşuşmaktadır.

Allah elbette bunları görüyor ve bu mazlum hayvanların acılarından doğan günahı bir öfkeye dönüştürerek bu toprakların üstüne geri gönderiyor. Kur'an'ın dinini ve onun tebliğcisi Hz. Muhammed'i gerçekten tanıyanlar, şu söylediğimi anlamakta en küçük bir zorluk çekmeyeceklerdir.

Bir kez daha söylemek istiyorum: Peygamberimizin buyruklarına ters kurban kesimi hayvan katliamlarına, Kur'an'ın buyruklarına ters hac uygulaması ise yüzlerce, bazen binlerce insanın can vermesine sebep olmaktadır.

Ve İslam dünyası, ‘‘ibadet’’ ettiğini sanarak kasılıp durmaktadır. Çünkü İslam dünyası, ruhu-özü arayacak erdirici kaygıdan uzakta, fotoğraf ve lafı her şey sanacak bir sığlığa teslim olmuş bulunuyor.

Hürriyet, 10 Mart




Yaşar Nuri &#;zt&#;rk: Kurban ‘kesmek’ ibadet mi? (2)

Haberin Devamı

Kurbanın tarihsel ve fıkıhsal yönüne ilişkin ayrıntılı bilgileri ‘‘Kur'an'ın Temel Kavramları’’ adlı kitabımızın ‘‘Kurban’’ maddesinde verdik. Burada, yaşamsal önemi olan başka bazı noktalara dikkat çekeceğiz. Her şeyden önce, Kuran'ın verilerine göre konuşursak, kurban bağımsız bir ibadet değil, bir sosyal yardım türüdür.Konunun özü, Hac Suresi ayetlerde verilmiştir: ‘‘O hayvanlar, yanları yere yaslandığı zaman onlardan yiyin; isteyen yoksulu da, istemeyen yoksulu da doyurun. Allah, o hayvanları sizin hizmetinize verdi ki şükredebilesiniz. Kurbanların etleri de kanları da Allah'a asla ulaşmaz, Allah'a sizin takvanız (tanrısal iradeye ters düşmekten sakınmanız) ulaşır’’Bu ayetlerden açıkça anlaşılıyor ki, kurban kesiminde ibadet olan, kan akıtmak veya et değildir. Kurban ameliyesinde Allah'ın gözettiği, kesilen hayvandan yoksulların sağladığı yarardır. Allah'ı et ve kanla ilişkili göstermek, olaya ‘‘Kan akmalıdır, kan akmasa maksat hasıl olmaz’’ şeklinde ilkel-paganist bir mantıkla bakmak Kuran'ın asla kabul etmeyeceği bir yaklaşımdır. O halde:

1. Kurban kesmek, Kuran'ın açık beyanıyla, bir ibadet değildir; sosyal yardımlaşmanın bir türüdür.

Kurban, İslam terminolojisinde infak (yoksula ve yoksuna yardım, sahip olunandan başkalarına pay çıkarma) denen ve Kuran'da altı sık sık çizilen paylaşmanın çok geniş çerçevesi içinde yer alan bir yardımlaşma şeklidir. Yardım ulaştırmada bir araçtır. Bu aracın yerine başka araçlar da konabilir.

Ama, örneğin namaz ve oruç gibi ‘‘bizatihi ibadet’’ olan farzlarda durum farklıdır. Onların yerine başka bir şeyi koyarak farzı eda etmiş olamazsınız. Bizzat din koyucunun açık bir beyanı olması durumu müstesna Oysa ki, kurbanın da içinde yer aldığı infakta, yardımın muhatabını dikkate alarak çok değişik paylaşımlar ve katkılar işletilebilir. Önemli ve değişmez olan tek şey infak, yani muhtaç olana yardım ve destektir. Şöyle veya böyle, şunu veya bunu vererek

Esasen, geleneksel fıkıh da bunu, örtülü bir biçimde kabullendiği içindir ki, kurbanı farz bir ibadet olarak görmemiştir. Kurban ameliyesinde ibadet olan, yoksula yardımdır. Yoksulun korunması, ona et vermek yerine başka bir şey vermekle daha iyi sağlanacaksa, o şeyi kurbana tercih etmek gerekir. Zaten kurban, Allah'ın hoşnutluğuna vesile olan şey anlamındadır ve kurban bu anlamda tüm ibadetlerin ortak adı olarak kullanılmaktadır. O halde, örneğin ameliyat parası bulamayan bir yoksula kurban eti yerine o parayı vermek, Kuran'a göre daha üstün bir ‘‘kurban’’ olacaktır.

Kısacası, kurban bayramı, yoksulun ve yoksunun imkán sahiplerinin varlıklarından pay aldığı bayramdır, hayvan kesimi bayramı değil.

Allah'a, Kuran'ın gösterdiği yoldan yaklaşmak isteyenler artık kurban bayramlarında, çevrelerindeki yoksulların en acil ihtiyaçları neyse onu aramalı, sormalı ve kurbanlarının tutarını yoksulların o ihtiyaçlarını gidermek için harcamalıdırlar. Bunda başarılı olamayanlar, kurban paralarını Kızılay gibi, Mehmetçik Vakfı gibi, bağışın her kuruşunu en güzel biçimde yoksula, şehit ailelerine ileten kuruluşlara ‘‘hayvan kesimi istemiyoruz’’ kaydıyla vermelidirler.

2. ‘‘Kurban farz ibadet değilse de sünnet bir ibadettir’’

yolunda bir iddia da tutarlı olamaz. Böyle bir iddia sadece kurban konusunda değil, öne sürüldüğü tüm alanlarda tutarsızdır.

Sünnetten söz etmek için öncelikle Kuran'da onun dayandığı bir farzın bulunması gerekmektedir. Kurban farz olmadığına göre, böyle bir durumdan söz edilemez. Söylenecek olan şudur: Kurban, farz olan infakın yer, zaman ve imkánlara uygun biçimde yerine getiriliş şekillerinden biridir. Uygulanan şekli, yoksulun ihtiyaç durumu belirleyecektir.

O halde ‘‘sünnet ibadet’’ deyimi, bilimsel olmaktan uzak bir deyimdir. Kuran dininin verilerine de ters düşmektedir.

3. Yasa koyucu, hiç vakit kaybetmeden, hayvanların modern uyuşturma yöntemleriyle kesimini zorunlu hale getirmelidir. Uyuşturarak kesim, hayvanı öldürmemekte, sadece acı duymasını önlemekte, ölüm yine kanın akması suretiyle vücut bulmaktadır. Uyuşturarak kesmenin ‘‘şer'i’’ olmadığı yolundaki yobaz fısıltısına itibar etmenin politik çıkardan başka hiçbir gerekçesi olamaz.

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Ev aldım Kurban kesmeli miyim?

 

 

 

İslamiyet’te özellikle ev ve araba alma durumlarında kurban kesilmesi yaygın bir anlayıştır. Ancak özellikle İslamiyet’te bu durumun karşılığının ne olduğu, ev ve araba alındıktan sonra kurban kesilmesinin uygun olup olmadığı mutlaka öğrenilmelidir. İbadet için yapılan bazı davranışlar, toplumdaki yanlış algılar nedeniyle yanlış bir şekilde yönlendirilmektedir. Bu nedenle de kişiler ibadet yaptığını sanırken dinen sakıncalı bir hatanın içerisine de düşebilmektedir. Ev aldım kurban kesmeli miyim, araba aldım kurban kesmeli miyim gibi çeşitli soruları bulunan kişiler bu konuda dini kaynakları referans almalıdır.

 

Ev veya araba alındıktan sonra kurban kesilmeli mi?

 

Alınan bir ev ya da araba için şükretmek ve Allah rızası için hayvan denilince adak olarak hayvan kesilmesi mümkündür. Özellikle kişilerin kazadan beladan korunması niyetiyle ve Allah rızası için hayvan kesmek istemesi halinde bu hayvan adak olarak kabul görmektedir. Kurban olarak bu hayvanı kesmek isteyenler Kurban Bayramı'nda bu kesim işini yapmalıdır. Hangi adak olarak kesilen hayvanın etinden hayvanı kesen kişi, ailesi, yakınları ve Maddi gücü yerinde olan kişilerin yemesi uygun değildir. Adak olarak kesilen hayvanın etlerinin paylaşılması gerektiğinden dolayı kişilerin bu konuda mutlaka bu detaya dikkat etmesi gerekir.

Ev alındıktan sonra kesilmek istenen bir kurbanlık daha çok adak anlamı taşıdığından dolayı tam olarak kurban olarak sayılmaz. Zira Kurban Bayramı'nda kesilen bir kurbanın etinin kurbanını kesen kişi ve yakınları tarafından yenmesi uygundur. Belirli bir oranda pay ayrılarak kişilerin kendi kestiği kurban etini yemesi mümkün olsa da adak kurbanlar için durum çok daha farklıdır. Adak kurbanın tamamı dağıtılır ve kişilerin adak kurbanı yemesi uygun değildir. 

İslamiyet’te kurban kesimi ile ilgili tüm detaylar kapsamlı bir şekilde ele alınmış ve açıklanmıştır. Öyle ki ev ve araba dışında çok sevdiği bir kişi ya da yolcusu gelen kişinin kurban kesmesi de yine caiz değildir. Bu tür durumlarda adak adanması ve adağın gerçekleşmesiyle birlikte adak kesilmesi uygundur. Adak sadece Allahü Teâla için kesilebilir ve adak kesildikten sonra tüm etlerinin fakire yedirilmesi gerekir. Aksi halde bu kesim caiz olmayacağı gibi dinen de uygun görülmeyecektir. 

 

İslamiyet’te özellikle ev ve araba alma durumlarında kurban kesilmesi yaygın bir anlayıştır. Ancak özellikle İslamiyet’te bu durumun karşılığının ne olduğu, ev ve araba alındıktan sonra kurban kesilmesinin uygun olup olmadığı mutlaka öğrenilmelidir. İbadet için yapılan bazı davranışlar, toplumdaki yanlış algılar nedeniyle yanlış bir şekilde yönlendirilmektedir. Bu nedenle de kişiler ibadet yaptığını sanırken dinen sakıncalı bir hatanın içerisine de düşebilmektedir. Ev aldım kurban kesmeli miyim, araba aldım kurban kesmeli miyim gibi çeşitli soruları bulunan kişiler bu konuda dini kaynakları referans almalıdır.

 

Ev veya araba alındıktan sonra kurban kesilmeli mi?

 

Alınan bir ev ya da araba için şükretmek ve Allah rızası için hayvan denilince adak olarak hayvan kesilmesi mümkündür. Özellikle kişilerin kazadan beladan korunması niyetiyle ve Allah rızası için hayvan kesmek istemesi halinde bu hayvan adak olarak kabul görmektedir. Kurban olarak bu hayvanı kesmek isteyenler Kurban Bayramı'nda bu kesim işini yapmalıdır. Hangi adak olarak kesilen hayvanın etinden hayvanı kesen kişi, ailesi, yakınları ve Maddi gücü yerinde olan kişilerin yemesi uygun değildir. Adak olarak kesilen hayvanın etlerinin paylaşılması gerektiğinden dolayı kişilerin bu konuda mutlaka bu detaya dikkat etmesi gerekir.

Ev alındıktan sonra kesilmek istenen bir kurbanlık daha çok adak anlamı taşıdığından dolayı tam olarak kurban olarak sayılmaz. Zira Kurban Bayramı'nda kesilen bir kurbanın etinin kurbanını kesen kişi ve yakınları tarafından yenmesi uygundur. Belirli bir oranda pay ayrılarak kişilerin kendi kestiği kurban etini yemesi mümkün olsa da adak kurbanlar için durum çok daha farklıdır. Adak kurbanın tamamı dağıtılır ve kişilerin adak kurbanı yemesi uygun değildir. 

İslamiyet’te kurban kesimi ile ilgili tüm detaylar kapsamlı bir şekilde ele alınmış ve açıklanmıştır. Öyle ki ev ve araba dışında çok sevdiği bir kişi ya da yolcusu gelen kişinin kurban kesmesi de yine caiz değildir. Bu tür durumlarda adak adanması ve adağın gerçekleşmesiyle birlikte adak kesilmesi uygundur. Adak sadece Allahü Teâla için kesilebilir ve adak kesildikten sonra tüm etlerinin fakire yedirilmesi gerekir. Aksi halde bu kesim caiz olmayacağı gibi dinen de uygun görülmeyecektir. 

 

İslamiyet’te özellikle ev ve araba alma durumlarında kurban kesilmesi yaygın bir anlayıştır. Ancak özellikle İslamiyet’te bu durumun karşılığının ne olduğu, ev ve araba alındıktan sonra kurban kesilmesinin uygun olup olmadığı mutlaka öğrenilmelidir. İbadet için yapılan bazı davranışlar, toplumdaki yanlış algılar nedeniyle yanlış bir şekilde yönlendirilmektedir. Bu nedenle de kişiler ibadet yaptığını sanırken dinen sakıncalı bir hatanın içerisine de düşebilmektedir. Ev aldım kurban kesmeli miyim, araba aldım kurban kesmeli miyim gibi çeşitli soruları bulunan kişiler bu konuda dini kaynakları referans almalıdır.

 

Ev veya araba alındıktan sonra kurban kesilmeli mi?

 

Alınan bir ev ya da araba için şükretmek ve Allah rızası için hayvan denilince adak olarak hayvan kesilmesi mümkündür. Özellikle kişilerin kazadan beladan korunması niyetiyle ve Allah rızası için hayvan kesmek istemesi halinde bu hayvan adak olarak kabul görmektedir. Kurban olarak bu hayvanı kesmek isteyenler Kurban Bayramı'nda bu kesim işini yapmalıdır. Hangi adak olarak kesilen hayvanın etinden hayvanı kesen kişi, ailesi, yakınları ve Maddi gücü yerinde olan kişilerin yemesi uygun değildir. Adak olarak kesilen hayvanın etlerinin paylaşılması gerektiğinden dolayı kişilerin bu konuda mutlaka bu detaya dikkat etmesi gerekir.

Ev alındıktan sonra kesilmek istenen bir kurbanlık daha çok adak anlamı taşıdığından dolayı tam olarak kurban olarak sayılmaz. Zira Kurban Bayramı'nda kesilen bir kurbanın etinin kurbanını kesen kişi ve yakınları tarafından yenmesi uygundur. Belirli bir oranda pay ayrılarak kişilerin kendi kestiği kurban etini yemesi mümkün olsa da adak kurbanlar için durum çok daha farklıdır. Adak kurbanın tamamı dağıtılır ve kişilerin adak kurbanı yemesi uygun değildir. 

İslamiyet’te kurban kesimi ile ilgili tüm detaylar kapsamlı bir şekilde ele alınmış ve açıklanmıştır. Öyle ki ev ve araba dışında çok sevdiği bir kişi ya da yolcusu gelen kişinin kurban kesmesi de yine caiz değildir. Bu tür durumlarda adak adanması ve adağın gerçekleşmesiyle birlikte adak kesilmesi uygundur. Adak sadece Allahü Teâla için kesilebilir ve adak kesildikten sonra tüm etlerinin fakire yedirilmesi gerekir. Aksi halde bu kesim caiz olmayacağı gibi dinen de uygun görülmeyecektir. 

 

İslamiyet’te özellikle ev ve araba alma durumlarında kurban kesilmesi yaygın bir anlayıştır. Ancak özellikle İslamiyet’te bu durumun karşılığının ne olduğu, ev ve araba alındıktan sonra kurban kesilmesinin uygun olup olmadığı mutlaka öğrenilmelidir. İbadet için yapılan bazı davranışlar, toplumdaki yanlış algılar nedeniyle yanlış bir şekilde yönlendirilmektedir. Bu nedenle de kişiler ibadet yaptığını sanırken dinen sakıncalı bir hatanın içerisine de düşebilmektedir. Ev aldım kurban kesmeli miyim, araba aldım kurban kesmeli miyim gibi çeşitli soruları bulunan kişiler bu konuda dini kaynakları referans almalıdır.

 

Ev veya araba alındıktan sonra kurban kesilmeli mi?

 

Alınan bir ev ya da araba için şükretmek ve Allah rızası için hayvan denilince adak olarak hayvan kesilmesi mümkündür. Özellikle kişilerin kazadan beladan korunması niyetiyle ve Allah rızası için hayvan kesmek istemesi halinde bu hayvan adak olarak kabul görmektedir. Kurban olarak bu hayvanı kesmek isteyenler Kurban Bayramı'nda bu kesim işini yapmalıdır. Hangi adak olarak kesilen hayvanın etinden hayvanı kesen kişi, ailesi, yakınları ve Maddi gücü yerinde olan kişilerin yemesi uygun değildir. Adak olarak kesilen hayvanın etlerinin paylaşılması gerektiğinden dolayı kişilerin bu konuda mutlaka bu detaya dikkat etmesi gerekir.

Ev alındıktan sonra kesilmek istenen bir kurbanlık daha çok adak anlamı taşıdığından dolayı tam olarak kurban olarak sayılmaz. Zira Kurban Bayramı'nda kesilen bir kurbanın etinin kurbanını kesen kişi ve yakınları tarafından yenmesi uygundur. Belirli bir oranda pay ayrılarak kişilerin kendi kestiği kurban etini yemesi mümkün olsa da adak kurbanlar için durum çok daha farklıdır. Adak kurbanın tamamı dağıtılır ve kişilerin adak kurbanı yemesi uygun değildir. 

İslamiyet’te kurban kesimi ile ilgili tüm detaylar kapsamlı bir şekilde ele alınmış ve açıklanmıştır. Öyle ki ev ve araba dışında çok sevdiği bir kişi ya da yolcusu gelen kişinin kurban kesmesi de yine caiz değildir. Bu tür durumlarda adak adanması ve adağın gerçekleşmesiyle birlikte adak kesilmesi uygundur. Adak sadece Allahü Teâla için kesilebilir ve adak kesildikten sonra tüm etlerinin fakire yedirilmesi gerekir. Aksi halde bu kesim caiz olmayacağı gibi dinen de uygun görülmeyecektir. 

 

İslamiyet’te özellikle ev ve araba alma durumlarında kurban kesilmesi yaygın bir anlayıştır. Ancak özellikle İslamiyet’te bu durumun karşılığının ne olduğu, ev ve araba alındıktan sonra kurban kesilmesinin uygun olup olmadığı mutlaka öğrenilmelidir. İbadet için yapılan bazı davranışlar, toplumdaki yanlış algılar nedeniyle yanlış bir şekilde yönlendirilmektedir. Bu nedenle de kişiler ibadet yaptığını sanırken dinen sakıncalı bir hatanın içerisine de düşebilmektedir. Ev aldım kurban kesmeli miyim, araba aldım kurban kesmeli miyim gibi çeşitli soruları bulunan kişiler bu konuda dini kaynakları referans almalıdır.

 

Ev veya araba alındıktan sonra kurban kesilmeli mi?

 

Alınan bir ev ya da araba için şükretmek ve Allah rızası için hayvan denilince adak olarak hayvan kesilmesi mümkündür. Özellikle kişilerin kazadan beladan korunması niyetiyle ve Allah rızası için hayvan kesmek istemesi halinde bu hayvan adak olarak kabul görmektedir. Kurban olarak bu hayvanı kesmek isteyenler Kurban Bayramı'nda bu kesim işini yapmalıdır. Hangi adak olarak kesilen hayvanın etinden hayvanı kesen kişi, ailesi, yakınları ve Maddi gücü yerinde olan kişilerin yemesi uygun değildir. Adak olarak kesilen hayvanın etlerinin paylaşılması gerektiğinden dolayı kişilerin bu konuda mutlaka bu detaya dikkat etmesi gerekir.

Ev alındıktan sonra kesilmek istenen bir kurbanlık daha çok adak anlamı taşıdığından dolayı tam olarak kurban olarak sayılmaz. Zira Kurban Bayramı'nda kesilen bir kurbanın etinin kurbanını kesen kişi ve yakınları tarafından yenmesi uygundur. Belirli bir oranda pay ayrılarak kişilerin kendi kestiği kurban etini yemesi mümkün olsa da adak kurbanlar için durum çok daha farklıdır. Adak kurbanın tamamı dağıtılır ve kişilerin adak kurbanı yemesi uygun değildir. 

İslamiyet’te kurban kesimi ile ilgili tüm detaylar kapsamlı bir şekilde ele alınmış ve açıklanmıştır. Öyle ki ev ve araba dışında çok sevdiği bir kişi ya da yolcusu gelen kişinin kurban kesmesi de yine caiz değildir. Bu tür durumlarda adak adanması ve adağın gerçekleşmesiyle birlikte adak kesilmesi uygundur. Adak sadece Allahü Teâla için kesilebilir ve adak kesildikten sonra tüm etlerinin fakire yedirilmesi gerekir. Aksi halde bu kesim caiz olmayacağı gibi dinen de uygun görülmeyecektir. 

 

İslamiyet’te özellikle ev ve araba alma durumlarında kurban kesilmesi yaygın bir anlayıştır. Ancak özellikle İslamiyet’te bu durumun karşılığının ne olduğu, ev ve araba alındıktan sonra kurban kesilmesinin uygun olup olmadığı mutlaka öğrenilmelidir. İbadet için yapılan bazı davranışlar, toplumdaki yanlış algılar nedeniyle yanlış bir şekilde yönlendirilmektedir. Bu nedenle de kişiler ibadet yaptığını sanırken dinen sakıncalı bir hatanın içerisine de düşebilmektedir. Ev aldım kurban kesmeli miyim, araba aldım kurban kesmeli miyim gibi çeşitli soruları bulunan kişiler bu konuda dini kaynakları referans almalıdır.

 

Ev veya araba alındıktan sonra kurban kesilmeli mi?

 

Alınan bir ev ya da araba için şükretmek ve Allah rızası için hayvan denilince adak olarak hayvan kesilmesi mümkündür. Özellikle kişilerin kazadan beladan korunması niyetiyle ve Allah rızası için hayvan kesmek istemesi halinde bu hayvan adak olarak kabul görmektedir. Kurban olarak bu hayvanı kesmek isteyenler Kurban Bayramı'nda bu kesim işini yapmalıdır. Hangi adak olarak kesilen hayvanın etinden hayvanı kesen kişi, ailesi, yakınları ve Maddi gücü yerinde olan kişilerin yemesi uygun değildir. Adak olarak kesilen hayvanın etlerinin paylaşılması gerektiğinden dolayı kişilerin bu konuda mutlaka bu detaya dikkat etmesi gerekir.

Ev alındıktan sonra kesilmek istenen bir kurbanlık daha çok adak anlamı taşıdığından dolayı tam olarak kurban olarak sayılmaz. Zira Kurban Bayramı'nda kesilen bir kurbanın etinin kurbanını kesen kişi ve yakınları tarafından yenmesi uygundur. Belirli bir oranda pay ayrılarak kişilerin kendi kestiği kurban etini yemesi mümkün olsa da adak kurbanlar için durum çok daha farklıdır. Adak kurbanın tamamı dağıtılır ve kişilerin adak kurbanı yemesi uygun değildir. 

İslamiyet’te kurban kesimi ile ilgili tüm detaylar kapsamlı bir şekilde ele alınmış ve açıklanmıştır. Öyle ki ev ve araba dışında çok sevdiği bir kişi ya da yolcusu gelen kişinin kurban kesmesi de yine caiz değildir. Bu tür durumlarda adak adanması ve adağın gerçekleşmesiyle birlikte adak kesilmesi uygundur. Adak sadece Allahü Teâla için kesilebilir ve adak kesildikten sonra tüm etlerinin fakire yedirilmesi gerekir. Aksi halde bu kesim caiz olmayacağı gibi dinen de uygun görülmeyecektir. 

 

İslamiyet’te özellikle ev ve araba alma durumlarında kurban kesilmesi yaygın bir anlayıştır. Ancak özellikle İslamiyet’te bu durumun karşılığının ne olduğu, ev ve araba alındıktan sonra kurban kesilmesinin uygun olup olmadığı mutlaka öğrenilmelidir. İbadet için yapılan bazı davranışlar, toplumdaki yanlış algılar nedeniyle yanlış bir şekilde yönlendirilmektedir. Bu nedenle de kişiler ibadet yaptığını sanırken dinen sakıncalı bir hatanın içerisine de düşebilmektedir. Ev aldım kurban kesmeli miyim, araba aldım kurban kesmeli miyim gibi çeşitli soruları bulunan kişiler bu konuda dini kaynakları referans almalıdır.

 

Ev veya araba alındıktan sonra kurban kesilmeli mi?

 

Alınan bir ev ya da araba için şükretmek ve Allah rızası için hayvan denilince adak olarak hayvan kesilmesi mümkündür. Özellikle kişilerin kazadan beladan korunması niyetiyle ve Allah rızası için hayvan kesmek istemesi halinde bu hayvan adak olarak kabul görmektedir. Kurban olarak bu hayvanı kesmek isteyenler Kurban Bayramı'nda bu kesim işini yapmalıdır. Hangi adak olarak kesilen hayvanın etinden hayvanı kesen kişi, ailesi, yakınları ve Maddi gücü yerinde olan kişilerin yemesi uygun değildir. Adak olarak kesilen hayvanın etlerinin paylaşılması gerektiğinden dolayı kişilerin bu konuda mutlaka bu detaya dikkat etmesi gerekir.

Ev alındıktan sonra kesilmek istenen bir kurbanlık daha çok adak anlamı taşıdığından dolayı tam olarak kurban olarak sayılmaz. Zira Kurban Bayramı'nda kesilen bir kurbanın etinin kurbanını kesen kişi ve yakınları tarafından yenmesi uygundur. Belirli bir oranda pay ayrılarak kişilerin kendi kestiği kurban etini yemesi mümkün olsa da adak kurbanlar için durum çok daha farklıdır. Adak kurbanın tamamı dağıtılır ve kişilerin adak kurbanı yemesi uygun değildir. 

İslamiyet’te kurban kesimi ile ilgili tüm detaylar kapsamlı bir şekilde ele alınmış ve açıklanmıştır. Öyle ki ev ve araba dışında çok sevdiği bir kişi ya da yolcusu gelen kişinin kurban kesmesi de yine caiz değildir. Bu tür durumlarda adak adanması ve adağın gerçekleşmesiyle birlikte adak kesilmesi uygundur. Adak sadece Allahü Teâla için kesilebilir ve adak kesildikten sonra tüm etlerinin fakire yedirilmesi gerekir. Aksi halde bu kesim caiz olmayacağı gibi dinen de uygun görülmeyecektir. 

 

İslamiyet’te özellikle ev ve araba alma durumlarında kurban kesilmesi yaygın bir anlayıştır. Ancak özellikle İslamiyet’te bu durumun karşılığının ne olduğu, ev ve araba alındıktan sonra kurban kesilmesinin uygun olup olmadığı mutlaka öğrenilmelidir. İbadet için yapılan bazı davranışlar, toplumdaki yanlış algılar nedeniyle yanlış bir şekilde yönlendirilmektedir. Bu nedenle de kişiler ibadet yaptığını sanırken dinen sakıncalı bir hatanın içerisine de düşebilmektedir. Ev aldım kurban kesmeli miyim, araba aldım kurban kesmeli miyim gibi çeşitli soruları bulunan kişiler bu konuda dini kaynakları referans almalıdır.

 

Ev veya araba alındıktan sonra kurban kesilmeli mi?

 

Alınan bir ev ya da araba için şükretmek ve Allah rızası için hayvan denilince adak olarak hayvan kesilmesi mümkündür. Özellikle kişilerin kazadan beladan korunması niyetiyle ve Allah rızası için hayvan kesmek istemesi halinde bu hayvan adak olarak kabul görmektedir. Kurban olarak bu hayvanı kesmek isteyenler Kurban Bayramı'nda bu kesim işini yapmalıdır. Hangi adak olarak kesilen hayvanın etinden hayvanı kesen kişi, ailesi, yakınları ve Maddi gücü yerinde olan kişilerin yemesi uygun değildir. Adak olarak kesilen hayvanın etlerinin paylaşılması gerektiğinden dolayı kişilerin bu konuda mutlaka bu detaya dikkat etmesi gerekir.

Ev alındıktan sonra kesilmek istenen bir kurbanlık daha çok adak anlamı taşıdığından dolayı tam olarak kurban olarak sayılmaz. Zira Kurban Bayramı'nda kesilen bir kurbanın etinin kurbanını kesen kişi ve yakınları tarafından yenmesi uygundur. Belirli bir oranda pay ayrılarak kişilerin kendi kestiği kurban etini yemesi mümkün olsa da adak kurbanlar için durum çok daha farklıdır. Adak kurbanın tamamı dağıtılır ve kişilerin adak kurbanı yemesi uygun değildir. 

İslamiyet’te kurban kesimi ile ilgili tüm detaylar kapsamlı bir şekilde ele alınmış ve açıklanmıştır. Öyle ki ev ve araba dışında çok sevdiği bir kişi ya da yolcusu gelen kişinin kurban kesmesi de yine caiz değildir. Bu tür durumlarda adak adanması ve adağın gerçekleşmesiyle birlikte adak kesilmesi uygundur. Adak sadece Allahü Teâla için kesilebilir ve adak kesildikten sonra tüm etlerinin fakire yedirilmesi gerekir. Aksi halde bu kesim caiz olmayacağı gibi dinen de uygun görülmeyecektir. 

 

İslamiyet’te özellikle ev ve araba alma durumlarında kurban kesilmesi yaygın bir anlayıştır. Ancak özellikle İslamiyet’te bu durumun karşılığının ne olduğu, ev ve araba alındıktan sonra kurban kesilmesinin uygun olup olmadığı mutlaka öğrenilmelidir. İbadet için yapılan bazı davranışlar, toplumdaki yanlış algılar nedeniyle yanlış bir şekilde yönlendirilmektedir. Bu nedenle de kişiler ibadet yaptığını sanırken dinen sakıncalı bir hatanın içerisine de düşebilmektedir. Ev aldım kurban kesmeli miyim, araba aldım kurban kesmeli miyim gibi çeşitli soruları bulunan kişiler bu konuda dini kaynakları referans almalıdır.

 

Ev veya araba alındıktan sonra kurban kesilmeli mi?

 

Alınan bir ev ya da araba için şükretmek ve Allah rızası için hayvan denilince adak olarak hayvan kesilmesi mümkündür. Özellikle kişilerin kazadan beladan korunması niyetiyle ve Allah rızası için hayvan kesmek istemesi halinde bu hayvan adak olarak kabul görmektedir. Kurban olarak bu hayvanı kesmek isteyenler Kurban Bayramı'nda bu kesim işini yapmalıdır. Hangi adak olarak kesilen hayvanın etinden hayvanı kesen kişi, ailesi, yakınları ve Maddi gücü yerinde olan kişilerin yemesi uygun değildir. Adak olarak kesilen hayvanın etlerinin paylaşılması gerektiğinden dolayı kişilerin bu konuda mutlaka bu detaya dikkat etmesi gerekir.

Ev alındıktan sonra kesilmek istenen bir kurbanlık daha çok adak anlamı taşıdığından dolayı tam olarak kurban olarak sayılmaz. Zira Kurban Bayramı'nda kesilen bir kurbanın etinin kurbanını kesen kişi ve yakınları tarafından yenmesi uygundur. Belirli bir oranda pay ayrılarak kişilerin kendi kestiği kurban etini yemesi mümkün olsa da adak kurbanlar için durum çok daha farklıdır. Adak kurbanın tamamı dağıtılır ve kişilerin adak kurbanı yemesi uygun değildir. 

İslamiyet’te kurban kesimi ile ilgili tüm detaylar kapsamlı bir şekilde ele alınmış ve açıklanmıştır. Öyle ki ev ve araba dışında çok sevdiği bir kişi ya da yolcusu gelen kişinin kurban kesmesi de yine caiz değildir. Bu tür durumlarda adak adanması ve adağın gerçekleşmesiyle birlikte adak kesilmesi uygundur. Adak sadece Allahü Teâla için kesilebilir ve adak kesildikten sonra tüm etlerinin fakire yedirilmesi gerekir. Aksi halde bu kesim caiz olmayacağı gibi dinen de uygun görülmeyecektir. 

Kurban ile İlgili Ayetler ve Hadisler

AYETLER

Biz, (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık. (Saffat )

Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve benzer sebeplerle) engellenmiş olursanız artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Bu kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya başından rahatsız olur (da tıraş olmak zorunda kalır)sa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir. Güvende olduğunuz zaman hacca kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser. Kurban bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüz zaman (olmak üzere) tam on gün oruç tutar. Bu (durum), ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın cezasının çetin olduğunu bilin. (Bakara )

(Ey Muhammed!) Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, “And olsun seni mutlaka öldüreceğim” demişti. Öteki, “Allah, ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder” demişti. (Maide 27)

Ey iman edenler! İhramlı iken (karada) av hayvanı öldürmeyin. Kim (ihramlı iken) onu kasten öldürürse (kendisine) bir ceza vardır. (Bu ceza), Kabe’ye ulaştırılmak üzere, öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki adil kimsenin takdir edeceği bir kurbanlık hayvan; veya yoksulları yedirmek suretiyle keffaret; yahut onun dengi oruç tutmaktır. (Bu) yaptığı işin kötü sonucunu tatması içindir. Allah, geçmiştekileri affetmiştir. Fakat kim bir daha böyle yaparsa, Allah ondan intikam alır. Allah, mulak güç sahibidir, intikam sahibidir. (Maide 95)

Allah; Ka’be’yi, o saygıdeğer evi, haram ayı , hac kurbanını ve (bu kurbanlara takılı) gerdanlıkları insanlar(ın din ve dünyaları) için ayakta kalma (ve canlanma) sebebi kıldı. Bunlar, göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah’ın bildiğini ve Allah’ın (zaten) her şeyi hakkıyla bilmekte olduğunu bilmeniz içindir. (Maide 97)

“… Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin” (Hac 28)

Sizin için onlarda belli bir zamana kadar birtakım yararlar vardır. Sonra da kurbanlık olarak varacakları yer Beyt-i Atik (Kabe)’dir. (Hac 33)

‘’Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık…” (Hac 34)

“Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yeyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik.” “Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hac 36,37)

Onlar, inkar edenler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah, Mekke’ye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkarcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık. (Fetih 25)

HADİSLER

Cundub b. Sufyan radiallahu anh şöyle rivayet etmiştir: Kurban bayramı günü Hz. Peygamber aleyhisselam ile beraber hazır bulundum. Namazı kıldı, namazı bitirip de selam verince, namaz bitmeden önce kesilmiş olan bazı kurban etleri ile karşılaştı. Bunun üzerine: “Kim namazdan önce kurbanını kestiyse onun yerine bir kurban daha kessin. Kim kesmemiş ise besmele ile kessin” buyurdu. (Müslim)

Berâe radiallahu anh şöyle rivayet etmiştir: Dayım Ebu Bürde kurbanını namazdan evvel kesti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.): “Senin bu koyunun yalnız et içindir” buyurdu. Ebu Burde: “Ey Allah’ın Resulü! Bende bir keçi oğlağı var” dedi. Hz. Peygamber: “Onu kurban et. Fakat senden başkasına yaramaz” buyurdu. Sonra da şunları ilâve etti: “Her kim namazdan evvel keserse ancak kendi nefsi için kesmiş olur. Her kim namazdan sonra keserse kurbanı tamam olmuş ve müslümanların sünnetine uymuş olur.” (Müslim)

Enes radiallahu anh şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber aleyhisselam kurbanın birinci günü: “Her kim namazdan evvel kurbanını kesmiş ise iade etsin” buyurdu. Bunun üzerine birisi kalkıp: “Ey Allah’ın Resulü! Bu, et yeme arzu edilen bir gündür” dedi de komşularının ihtiyacından bahsetti. Bunun üzerine Hz. Peygamber kendisini tasdik eder gibi oldu. O kişi: “Bende bir oğlak vardır ki bence et için kesilen iki koyundan daha iyidir. Onu (kurban olarak) keseyim mi?” diye sordu. Hz. Peygamber da ona müsaade etti. Ben onun aldığı bu müsaadenin başkasına ulaşıp ulaşmadığını bilmiyorum. Hz. Peygamber iki koç kesti. Ardından insanlar küçük bir koyun sürüsüne doğru gidip sürüyü aralarında taksim ettiler yahut parçalara ayırdılar. (Müslim)

Ukbe b. Âmir’in radiallahu anh haber verdiğine göre: Hz. Peygamber (a.s.), ona sahabelere vekaleten taksim etmek üzere bir koyun sürüsü vermişti. (Ukbe de bunları taksim ettikten sonra) geriye bir oğlak kalmıştı. Ukbe bunu Hz. Peygamber’e söylediğinde: “Onu da sen (Ravi Kuteybe arkadaşlarına dağıtmak üzere) kurban et” buyurmuştur. (Müslim)

Enes (r.a.) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber aleyhisselam aklı karalı alaca ve boynuzlu iki koç kurban etti ve bunları kendi eliyle kesti. Keserken de ayağını onların yanlarına basıp besmele çekti ve tekbir getirdi. (Müslim)

Rafi’ b. Hadîc radiallahu anh şöyle rivayet etmiştir: Ben: Ey Allah’ın Resulü! Yarın düşmanla karşılaşacağız. Halbuki yanımızda bıçak yok! diye sordum. “Hayvanın kendi kendine ölmemesi için acele davran. Kesim bol kan akıtan bir şeyle yapılır ve üzerine Allah’ın adı anılırsa onu ye. Yalnız dişle tırnak müstesna. Bunun sebebini anlatayım: Diş bir kemiktir (kesmez), tırnak ise Habeş halkının bıçağıdır” buyurdu. Rafi’ dedi ki: Biz bol deve ve koyun ganimetine nail olduk. Bu sırada develerden birisi kaçmıştı. Derken mücahitlerden bir kimse onu ok atıp vurdu da bu suretle hayvanı durdurdu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.): “Bu hayvanlar vahşi hayvanlar gibi kaçıyorlar. Bunlardan herhangi biri kaçarsa işte böyle muamele ediniz” buyurdu. (Müslim)

Hz. Aişe’nin radiallahu anha rivayetinde Abdullah b. Vakıd şöyle anlatır: Hz. Peygamber (a.s.) kurbanların etlerini üç günden sonraya (bırakıp) yemeyi yasaklamıştır. Abdullah b. Ebu Bekr de: Bu hususu Amre’ye andım o da bana Abdullah b. Vakıd doğru söylemiştir. Ben Hz. Aişe’yi şöyle derken duydum: Resulüllah zamanında bedeviden birçok kişi Kurban bayramına yakın Medine’ye doğru yavaş yavaş yürüyüp geldiler. Bunu gören Resulüllah “kurban etlerini üç gün tutabilirsiniz sonra kalanı dağıtınız” buyurdu. Bu yılı takip eden yılda sahabeler “ey Allah’ın Resulü birtakım insanlar kurbanlarından kaplar dolusu erzak ediniyorlar, kurban etlerinden yağ eritip biriktiriyorlar” dediler. Resulüllah: “İyi de bunu bana niçin söylüyorsunuz?” buyurdu. Sahabeler geçen sene kurban etlerinin üç günden sonra yenilmesini yasaklamıştın da ondan soruyoruz dediler. Resulüllah: “Ben o zaman ancak kütleler halinde yavaş yavaş akın edip gelen fakir bedeviden dolayı yasaklamıştım, şimdi kurban etlerinizi yeyiniz, birikiriniz ve tasadduk ediniz” buyurdu. (Müslim)

Seleme b. Ekva’nın (r.a.) naklettiğine göre: Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Kim kurban keserse bayramın üçüncü gecesinden sonra evinde kurban etinden bir şey bulunduğu halde sabahlamasın” buyurdu. Ertesi seneye girdiğimiz zaman sahabeler: “Ey Allah’ın Resulü! Kurban etlerini geçen sene yaptığımız gibi mi yapacağız (yani dağıtacak mıyız)?” diye sordular. Hz. Peygamber: “Hayır (bu yıl yiyin, yedirin, azık da edinin) çünkü geçen sene halk arasında geçim zorluğu vardı. Bu sebeple kurban etlerinin halk arasında dağıtılmasını arzu ettim” buyurdu.(Müslim)

Ebu Hureyre (r.a.) şöyle anlatmaktadır:Hz. Peygamber (a.s.): “İslâm’da fera ve atira yoktur” buyurdu.
Ravi İbn Rafi’ kendi rivayetinde: Fera, hayvanın ilk doğurduğu yavrularıdır. (Cahiliyede müşrikler bu ilk yavruları putlarına) kurban ederlerdi, izahını ilâve etmiştir. (Müslim)

Ümmü Seleme radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kimin kesecek kurbanı varsa, zilhicce ayı (nın hilâli) girince kurbanını kesinceye kadar saçından ve tırnaklarından hiç bir şey kesmesin.” (Müslim, Edâhî Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Dahâyâ 3.)

İbni Abbâs radıyallahu anhümâ‘dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Başka günlerin hiçbirinde, –zilhiccenin ilk on gününü kastederek– şu günlerde işlenecek amel–i sâlihten, Allah katında, daha sevimli hiçbir amel yoktur.”
– Allah uğrunda yapılacak cihad da mı üstün değildir, Yâ Resûlallah? dediler.
– “(Evet) Allah yolunda yapılacak cihad da. Ancak malını ve canını tehlikeye atarak cihada çıkan, şehit olup dönmeyen kimsenin cihâdı başka. (O, bundan üstündür), “ buyurdu. (Buhârî, Îdeyn Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 61; Tirmizî, Savm 52; İbni Mâce, Sıyâm )

Ebû Katâde radıyallahu anh‘den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem‘e arefe günü tutulan orucun fazileti soruldu; o da: “Geçmiş bir yılın ve gelecek bir yılın günahlarına kefâret olur” buyurdu. (Müslim, Sıyâm , Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 54; Tirmizî, Savm 48; İbni Mâce, Sıyâm )

İbni Abbâs radıyallahu anhümâ‘dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem aşûre gününde oruç tuttu ve oruç tutmayı tavsiye etti.” (Buhârî, Savm 69; Müslim, Sıyâm , )

İbni Abbâs radıyallahu anhümâ‘dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Gelecek seneye kadar yaşayacak olursam, muharrem ayının dokuzuncu günü oruç tutarım.” (Müslim, Sıyâm Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm )

Âişe radiallahu anha’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. O kurban kıyamet günü boynuzları kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.” (İbn Mâce, Edaha: 3)

Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) boynuzlu alaca renkli iki koçu kendi eliyle keserek kurban etti. Besmele çekti, tekbir aldı ve keserken ayağını koçların sağ yanı üzerine koydu.” (Buhârî, Edâhî: 7; Müslim, Edâhî: 3)

Berâ b. Âzib (r.a.)’den merfu olarak rivâyet ettiği hadisinde şöyle diyor: “Topal hayvan, tek gözlü hayvan, hastalığı belli olan hayvan zayıf, ve cılız hayvanlar kurban edilmez.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Edahî: 8)

Ali b. ebî Tâlib radiallahu anh’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bize kurbanlık hayvan alırken göz ve kulağına dikkat etmemizi, kulağı, burnu kesik, boynuzu kırılmış hayvanlardan kurban kesmemeyi bize emretti.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Dahaya: 8)

Ukbe b. Âmir radiallahu anh’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kendi keseceği kurbanlık hayvanları ashabı arasında dağıttı geriye bir oğlak kalmıştı ki Ukbe bunu Rasûlullah (s.a.v.)’e hatırlatmıştı. Rasûlullah (s.a.v.) de onu da sen kendin için kurban et buyurdular.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Dahaya: 7)

Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Hudeybiye’de, Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber deveyi de sığırı da yedi kişi için boğazlayıp kurban etmiştik. (Ebû Dâvûd, Dahaya: 6; İbn Mâce: Dahaya: 5)

Adiyy (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Sığır; yedi kişi için kurban olur.” Dedim ki: “Şayet karnından yavrusu çıkarsa?” “Onunla beraber yavrusunu da kes” dedi. “Ya topal hayvan ne olacak?” dedim. Dedi ki: “Kurban edileceği yere gidebiliyorsa kurban olur.” Dedim ki: “Ya boynuzu kırık hayvan ne olacak?” “Zararı yok dedi ve biz emrolunduk veya Rasûlullah (s.a.v.), bize emretti ki: Kurban edilecek hayvanların göz ve kulaklarını dikkatle inceleyip alın.” (Ebû Dâvûd, Dehaya: 5; İbn Mâce, Dehaya: 8)

Umâra b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: A’ta b. Yesâr’dan işittim şöyle diyordu: Ebû Eyyûb el Ensârî’ye sordum; Rasûlullah (s.a.v.)’in zamanında kurbanlar nasıldı diye şöyle cevap verdi: “Kişi kendisi ve çoluk çocuğu için tek bir kurban keserdi de onun etinden kendileri de yer başkalarına da yedirirlerdi. Neticede Müslümanlar birbirleriyle övüneceğiz diye gördüğün gibi birkaç kurban kesmek durumuna geldiler.” (İbn Mâce, Dahaya: 10; Muvatta, Dahaya: 5)

Cebele b. Suhaym (r.a.)’den rivâyete göre, adamın biri İbn Ömer (r.a.)’e kurban kesmek vâcib midir? diye sordu. O da; Rasûlullah (s.a.v.) ve Müslümanlar kurban kestiler dedi. Adam aynı soruyu tekrar edince aklını kullanıp ne dediğimi, anlamıyor musun? Rasûlullah (s.a.v.), ondan sonrada Müslümanlar kurban kestiler. (İbn Mâce, Dahaya: 2)

Süleyman b. Büreyde (r.a.)’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Üç günden fazla kurban etinden yemeyiniz diye size yasaklama getirmiştim kurban kesenlerle kesmeyenler et yemekte denk olsunlar diye… Ama bu andan itibaren kurban kesen sayısı arttığı için dilediğiniz kadar yeyin yedirin ve saklayın.” (Buhârî, Edâhî: 16; Müslim, Edâhî: 5)

Âbis b. Rebia’ (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Müminlerin anası Âişe (monash.pw)’ya: “Rasûlullah (s.a.v.), kurban etlerinin üç günden fazla yemeyi yasaklarmıydı? Diye sordum. Buyurdular ki:“Hayır, fakat insanlardan kurban kesen kimse az olduğu için kesmeyen kimselere yedirmek istediğinden dolayı böyle bir kısıtlama getirmişti. Bugün için biz, hayvanların paçalarını saklayıp on gün sonra yiyoruz.” (Buhârî, Edahî: 16; Müslim, Edahî: 5)

Ebû Bekre (r.a.)’in babasından rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), hutbe okudu minberden indi iki koç getirtti ve onları kesti.”

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır