kurucaşile yat imalatçıları / Osmanlı donanmasına gemi yapılan tersane yerine modern atölye - Bartın Kurucasile Haberleri

Kurucaşile Yat Imalatçıları

kurucaşile yat imalatçıları

Osmanlı donanmasına gemi yapılan tersane yerine modern at&#;lye

Ayhan ACAR/KURUCAŞİLE (Bartın),(DHA)-OSMANLI donanmasına gemilerin yapıldığı Bartın’ın Kurucaşile ilçesinde tersaneler bölgesindeki derme çatma barakaların yerine, modern atölyeler kuruluyor. Tekkeönü Piri Reis Ahşap Yat Sınırlı Sorumlu Yapı Kooperatifi Başkanvekili Erkan Gücük, 8 çelik binadan 4’ünün yapıldığını belirterek, “Sera görünümlü barakalarda ahşap tekne yapmaya çalışıyorduk. Bu tesisler nedeniyle lüks yat yaptırmak isteyen müşterilerimize karşı mahcup oluyorduk. Ama şimdi daha teknolojik ve daha modern şartlarda olduğumuzu da göstermiş olacağız” dedi. 
Osmanlı'ya savaşlarda kullanılmak üzerine ahşap gemiler üreten Kurucaşile ilçesi Ovatekkeönü ve Kapısuyu köyünde babadan oğula geçen ahşap tekne yapımı geleneği devam ediyor. Naylon barakalarda ve derme çatma binaların altında devam ettirilen ahşap tekne ve yat yapımcılığında 20 atölye ve tersane bulunuyor. Lüks yatların yapımında ustabaşıları, kendi el çizimlerini yaparak, kestane, çam ve meşe ağaçlarına şekil vererek, tekne yapıyor. Ovatekkeönü köyündeki tersanede 15, 24 ve 21 metre uzunluğunda yılda yaklaşık 20 yat ile Kurucaşile ilçesindeki tersanelerde yılda ortalama 12 balıkçı teknesi ile 10 yat yapılarak, denize indirilip sahiplerine teslim ediliyor.
LÜKS YATLAR VE TEKNELER MODERN ÇELİK BİNALARDA YAPILACAK 
Ovatekkeönü köyünde yılında Tekkeönü Piri Reis Ahşap Yat Sınırlı Sorumlu Yapı Kooperatifi kurularak, 9 üye ile yeni modern atölyeler projesi hazırladı. Kooperatife hazineden 15 dönümlük arazinin tahsis edilmesinden sonra yılında Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) destekleri ile alanın altyapı çalışmaları tamamlandı. Kooperatif Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından aldığı izinle arazi üzerine yeni atölyelerin yapımına başlandı. Yaklaşık 50 yıldır metrekarelik derme çatma üzerleri naylonla örtülen barakalarda yapılan lüks yatların modern bir atölyede yapılması için metrekare kapalı, metrekare açık alanı bulunan 8 adet çelik binanın yapımına başlandı. Şu ana kadar 4 çelik binanın yapım aşaması tamamlandı. 8 işletmenin bulunduğu Ovatekkeönü köyünde 50’yi aşkın teknenin de yapımı devam ediyor. Projenin 2 milyon TL’ye mal olacağı öğrenildi. Daha modern bir görünüme kavuşacak atölyelerde pazarlama ve meslek sürdürülerek, gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor. 
‘HAYALİMİZ GERÇEKLEŞİYOR’ 
Tekkeönü Piri Reis Ahşap Yat Sınırlı Sorumlu Yapı Kooperatifi Başkanvekili Erkan Gücük, 8 çelik binadan 4’ünün yapıldığını ifade ederek, “Bölgemizde ahşap tekne ve yat yapımı işi bilinen en az yıllık Osmanlı’dan kalan bir mesleğimiz var. Biz bu mesleği teknolojiye uygun ve modern hale getirmek için kooperatifimizin projesi olan ahşap yat tekne imalatı atölyelerimizin yapımı devam ediyor. Bizler de daha önce sera görünümlü barakalarda ahşap tekne yapmaya çalışıyorduk. Bu tesislerde sayesinde lüks yat yaptırmak isteyen müşterilerimize karşı mahcup oluyorduk. Ama şimdi daha teknolojik ve daha modern şartlarda olduğumuzu da göstermiş olacağız. Artık bizlerde mesleğimizi bir şekilde gelişmeyi sürdüreceğiz. Artık hayalimiz gerçekleşiyor ama usta yetiştirmek konusunda biraz sıkıntılarımız oluyor. İnşallah yeni ustalarımızı bu modern binalarımızda yetiştiririz, diye düşünüyorum” dedi. 
‘MÜŞTERİLERİMİZE YENİ BİNALARIMIZLA GÜVEN VERECEĞİZ’ 
Öğretmenlikten ayrılarak Ovatekkeönü köyündeki ahşap yat ve tekne yapım atölyesi açan 30 yıllık tekne ustası Dursun Gür (59), “ yılından önce bölgemizde tekneler hep açık alanda yapılıyordu. O da sadece yağmur yağmadığı zaman havanın güneşli olduğu günlerde çalışma yapılıyordu. O tarihten sonra kendimize barakalar yaparak, kapalı alana geçmeye çalıştık ama, naylonlar kapattık. Kooperatifimiz yılında kuruldu. Kooperatifi kurduktan sonra proje hazırlayarak, yılında Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı ile bu arazinin altyapı çalışmalarını tamamladık. Şimdi ise çelikten atölyelerimizi yapıyoruz. İmkanlarımız kısıtlı olduğu için metrekarelik olarak yapıyoruz. Bu bizim için çok önemli bir durum, örneğin yurtdışından gelen müşteriler mutlaka atölye şartlarına bakıyordu ama bizim şartlarımız iyi olmadığını biliyorduk. Şimdi daha modern bir hale gelmiş olacağız. Daha iyi şartlara ulaşacağımızı düşünüyorum” diye konuştu. (DHA) 
FOTOĞRAFLI   

Bodrum katlarında imal edilen l&#;ks yat ve tekneler, Avrupa'ya ihra&#; ediliyor

BARTIN - SELİM BOSTANCI

Osmanlıdonanmasının kalyon ihtiyaçlarını karşılayan tersaneler diyarı Bartın'ınKurucaşile ilçesinde bodrum katı, çadır ve bahçelerde üretilen lüks yat ve tekneler, Avrupa pazarına satılıyor.

İyon, Lidya, Pers, Amastrist, Pontus, Roma ve Doğu Roma dönemlerinin ardından yılında Osmanlı egemenliğine girmesiyle donanmanın ihtiyacını karşılamaya başlayan Kurucaşile'de, ahşap tekne ve yat yapımı yüzyıllardır babadan oğla geçen usta-çırak ilişkisiyle sürdürülüyor.

Osmanlı döneminde savaş gemilerinden balıkçı teknelerine, yük gemilerinden sandallara kadar çeşitli tip ve büyüklükte teknelerin yapıldığı, Karadeniz bölgesindeki önemli gemi yapım merkezi olan ve bu özelliğini günümüze kadar koruyabilen ilçede, tekne yapımı, sosyo-ekonomik ve kültürel olarak bölge halkı açısından önem taşıyor.

Özellikle ilçede Tekkeönü ve Kapısuyu köylerinde kurulu çadırlarda ve evlerin bodrum katlarında piyasaya göre ucuz ve kaliteli yapılan çeşitli tür ve uzunluklardaki yatlar, yurt içi ve dışına satılıyor.

Modern tersane hedefi

Kurucaşile Belediye Başkanı Mehmet Zihni Sayın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçenin tekne yapımında bir merkez olduğunu ve evlerin altında çadırlarda babadan oğla geçerek sürdürüldüğünü söyledi.

Tekne ve yatın modern atölyelerde yapılması amacıyla Kurucaşile Tekkeönü Piri Reis Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi ile kaymakamlığın hazırladığı projenin Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) tarafından kabul edildiğini anlatan Sayın, şunları kaydetti:

"İlçemizde tekne yapımcılığının modern altyapıya kavuşturulması için 28 bin metrekare alanda çalışmalar sürüyor. Bölgede altyapı çalışmaları tamamlandı, üstyapıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Söz konusu projeyle Kurucaşile ve Tekkeönü, dünya çapında modern ve örnek tesise kavuşmuş olacak, bölgenin istihdamında ve gelişmesinde de önemli rol oynayacak. Buradan sadece ülke içine değil, dünyanın dört bir yanına yat gönderiyoruz. Başta İspanya olmak üzere Kanada, Hollanda, İrlanda, İtalya ve Fransa, Yunanistan gibi ülkelerin yanı sıra Amerika'ya yat ihraç eden Kurucaşile ilçesi, tekne ve yat yapımında bir marka ama ustalarımız şu anda çadırlarda ve evlerinin alt katlarında bu işi sürdürmeye devam ediyor."

"Mahalle arasında tekne yapıyoruz"

Ahşap Tekne Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Başkanı 38 yaşındaki Sinan Özekin de ilçede üçüncü nesil olarak ahşap tekne ve yat yapımını sürdürdüğünü ve 8 yaşında girdiği mesleği 17 yıldır usta olarak devam ettirdiğini anlattı.

İlçede babadan oğla geçen meslekte Türkiye ve dünyanın her yanından talep olduğunu anlatan Özekin, şöyle devam etti:

"Biz bu meslekle ilçede milyar dolarlara ulaşan bir bütçeye sahip olabiliriz. Bunun için köklü bir projenin yapılması lazım. Burada bu meslek babadan oğla geçerek ilerliyor. Ben babamdan devraldım ama birçok usta bunu maalesef böyle devam ettiremiyor ve sonlandırmak zorunda kalıyor. İnşallah bundan sonra meslekten beklentisi olan insanlarla bir araya gelebilirsek ve biraz da devlet desteğiyle ilçede modern bir sanayi sitesine sahip oluruz."

Özekin, mesleği geliştiremediklerinden ötürü cirolarının da yükselmediğinden şikayet ederek, "Mecburen bu imalatı evimizin altında, mahalle arasında yapıyoruz. Teknelerimizi yaptığımızda denize ulaşımımızda harcamalarımız yüksek olabiliyor. Mahalle arasından teknemizi denize indirmek için vinç, tır çağırmak zorunda kalıyoruz. Deniz kenarında bu imalat yapılsa, kooperatifimize ait bir vincimiz olsa teknelerimizi böyle denize indirsek daha iyi olur. Bize düşen Kurucaşile'ye daha modern tesisler kazandırabilmektir." şeklinde konuştu.

"12 metrelik yerde 11 metrelik tekne"

Atölye sahibi 63 yaşındaki Ali Özekin, babasının yanında çırak olarak başladığı meslekte 50 yılı geride bıraktığını, işini oğlu ve torunuyla devam ettirdiğini söyledi.

12 yaşından bu yana hayatını tekne ve yat yaparak geçirdiğini anlatan Özekin, "Buradan sadece ülke içine değil, dünyanın dört bir yanına yat gönderiyoruz. Türkiye'nin hemen hemen her limanında teknemiz vardır. Küçük küçük yerlerde büyük tekneler yapıyoruz. Dar yerlerde uğraşıyoruz. Maalesef büyüklerimiz de bize yardımcı olmuyor. 12 metrelik yerde 11 metrelik tekne yapıyoruz. Tekne sahibi 4,5 metre genişliğinde tekne siparişi veriyor, biz yerimiz uygun olmadığı için 4 metre yapmak zorunda kalıyoruz. Dar yerlerde iş yapıyoruz. Bir sanayi sitesi kurmak için kooperatif kurduk ama sanayi sitesi yapmak için bazı prosedürleri aşamıyoruz. Meslek bitiyor. Sadece ilçe merkezinde 20'ye yakın usta vardı, kişi kaldık." diye konuştu.

"Yaptığımız bir tekne dünya birincilik ödülü aldı"

İlçede Kargacak Mahallesi'ndeki evinin bahçesine kurduğu çadırda gezi teknesi ve yat imal eden 60 yaşındaki Kemal Aytan, 40 yıldır işi sürdürdüklerini ve bugün dünyanın dört bir yanına yat gönderdiklerini dile getirdi.

Aytan, şunları kaydetti:

"'de kurulan ve 'de şirkete dönüşen 'Herbot Denizcilik' olarak genelde gezi teknesi ve motoryat yapıyoruz ve bu konuda uzmanlaştık. Burada 21 metreye kadar üretim yaptık. Yaptığımız tekneleri belli bir aşamaya kadar getirip bırakıyoruz. Çünkü sonrasına müşterinin istekleri doğrultusunda devam ediyoruz. Burada çalışan sayımızın 60 kişiye kadar çıktığı dönemler oldu. Çadırlarda yaptığımız tekne ve yatlar boyuna, kalitesine ve modeline göre 15 bin liradan 2 milyon dolara kadar çıkıyor. Modern bir tesis olmadığı için yılın yarısı çalışabiliyoruz. İş ve zaman kaybı oluyor. Sanayi sitesi olsa daha düzgün, daha sağlıklı olur. Şu ana kadar da öyle bir sisteme giremedik. Tekneciliğin kalbi Bartın'dır, Kurucaşile'dir. Osmanlı zamanında savaş gemileri yapılan ilçede çektirmesi, balıkçı motoru, sürat teknesi her şey yapılıyor. Yaptığımız eserler bizi gururlandırıyor ama mesleğin zorluğu daha ön planda kalıyor. Yaptığımız bir tekne Yunanistan'daki bir fuarda dünya birincilik ödülü aldı. Bundan biz de gurur duyduk."

"Mesleğin bitmesini istemiyoruz"

Kapısuyu köyünde babadan oğla geçerek mesleği 50 yıldır sürdüren 64 yaşındaki Ahmet Aygün de modern bir tesis olmamasının sıkıntısını yaşadıklarını, yılın belli bir bölümünü bahçede, kış aylarında evlerinin bodrum katında mesleği yapmak zorunda kaldıklarını anlattı.

Aygün, "Biz burada bu imkanlarla sadece balıkçı teknesi yapabiliyoruz, maalesef yerimiz olmadığı için büyük yat ve tekne yapamıyoruz. Bir araya gelerek bir sanayi sitesi kurabilsek bizim için, mesleğin geleceği için iyi olur. Devletimiz bize imkan sağlasa daha iyi olur. Mesleğin geleceğini görmüyoruz. Bu iş bizimle bitecek. Benim çocuklarım İstanbul'a gitti, başka işler yapıyor. Dedelerimizden bize gelen mesleğin bizimle bitmesini istemiyoruz." ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

 

Kurucaşile’de geçmişten günümüze “Ahşap Tekne Yapımcılığı”

 

 

        Tarihte Cromna adıyla bilinen Kurucaşile ahşap tekne yapımcılığında varlığını, usta-çırak eğitimi şekliyle günümüze kadar sürdüren ender kıyı kentlerimizden biri, belki de en başta gelenidir. Bu anlamda bu sektörde bir marka olduğu kabul görmektedir. “Marka”, Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre; İtalyanca bir kelime olup “Resim veya harfle yapılan işaret” anlamındadır. Ayrıca; bir ticari malı, herhangi bir nesneyi tanıtmaya, benzerlerinden ayırmaya yarayan özel ad veya işaret anlamında da kullanıldığını görüyoruz. Aynı sözlükte mecazi anlamda da “Tanınmış ürün, saygın kişi” anlamında kullanılmaktadır. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğünde ise; “sırmalı yelek, ceket” anlamlarında kullanılmıştır.

 

        

        Kurucaşile’de ahşap tekne yapımcılığı büyük oranda ustalığa ve aynı ölçüde de mimari bir yeteneğe dayanmaktadır. Babadan oğula geçen, bir açıdan usta-çırak ilişkisi ile bölgede yüzyıllardır süren ahşap tekne yapımcılığı; günümüzde alanında eğitim görmüş elemanlarla da desteklenince yapım tekniklerinin yenilendiği ve daha kaliteli ürünler elde edildiği görülmektedir. Coğrafi olarak Karadeniz bölgesinin batı kıyılarında yer alan Kurucaşile için tekne yapımcılığı, balıkçılık, denizcilik gibi meslekler sosyoekonomik ve kültürel açıdan bu bölgede yaşayan halk açısından önemli birer unsurdur.

 

 

Ahşap Tekne Yapımcılığı

 

 

        Osmanlı devleti döneminde donanmanın gemi gereksinimi için Karadeniz bölgesindeki önemli gemi yapım merkezlerinden olan Kurucaşile bu özelliğini günümüze kadar korumayı başarabilmiştir. Günümüze kadar devam eden ahşap tekne yapımcılığının ne zaman başladığı ile ilgili elimizde kesin bir bilgi ve belge bulunmamasına rağmen, bölgede ahşap tekne yapımcılığının köklerinin oldukça eski olduğu söylenebilir. Bir açıdan ahşap tekne yapımcılığının bu bölgede yaşayan insanlarla başladığı ve günümüze kadar devam ettiği kabul gören bir görüştür. Kurucaşile’de bilindiği üzere ahşap tekne yapımcılığı, Osmanlılar döneminde savaş gemilerinden balıkçı teknelerine, yük gemilerinden sandallara kadar çeşitli tipte ve büyüklükte tekneler yapılmıştır.

 

 

Temettuat Defterlerinde Tekne yapımcıları

 

 

        Osmanlı Devletinin vergi amaçlı olarak yapmış olduğu yılı temettuat sayımlarında Kurucaşile’nin bir divan merkezi olarak Amasra kazasına bağlı olduğu yıllarda Şile, Ömerler, Kargacak, Şeyhler, Demirci, Hacıköy, Kirlik Müslim Hoca ve Kapısuyu köylerinde bulunan ahşap tekne yapımcılarının listesi aşağıda belirtilmiştir. Bu listelerde Kurucaşile’nin  ahşap tekne yapımcılığında en önemli merkezlerinden olan Tekkeönü ve Çambu ile ilgili Temettuat defterlerine bugüne kadar ulaşamadığımızdan elimizde bu  bölge ile ilgili tekne yapımcılarının bilgileri bulunmamaktadır. Şile  Kariyesi’nde (Şile Mahallesi) bulunan toplam 29 hane reisinden 13 hane reisinin ahşap tekne yapım işiyle iştigal ettiğini görüyoruz. Bu hane reislerinin Hacı İsaoğlu Mehmet, Halil Beşeoğlu Hüseyin, Danacıoğlu Mehmet, Cündi Beşeoğlu Mehmet, İhtiyaroğlu Mustafa, Oruçoğlu Ali, İhtiyaroğlu İsmail, Sarı Mehmetoğlu Halil, Seyit Bilaloğlu Mehmet, Mahmut Reisoğlu Mehmet, Kuşçuoğlu Mehmet , Hızıroğlu Mehmet, Hamzaoğlu Ali olduğu, Ömerler Kariyesi’nde (Ömerler Mahallesi) toplam 26 haneden 11 hane reisinin mesleğinin ahşap tekne yapım işi olduğunu görmekteyiz. Bu hane reislerinin Uzun İsmailoğlu Halil, Ömeroğlu Mehmet, Ömeroğlu Mehmet, Ali Ustaoğlu Halil, Gömeçoğlu Mehmet, Topal Alioğlu Ali,  Hüseyin Ustaoğlu Mustafa, Koca Mehmetoğlu Mehmet, Muharremoğlu Hasan, Balıoğlu Mehmet, Balıoğlu İbrahim olduğu, Kırkacak Kariyesi’nde (Kargacak Mahallesi) toplam 22 hane reisinden 15 hane reisinin ahşap tekne işiyle iştigal ettiğini görmekteyiz. Bu hane reislerinin Feyzullahoğlu Emin, Kara Osmanoğlu Memiş, Feyzullahoğlu Mustafa, Osman Beşeoğlu Halil, Osman Beşeoğlu Hüseyin, Feyzullahoğlu Ali, Osmanoğlu Mustafa, Berbatoğlu Mehmet, Berbatoğlu Halil, Berbatoğlu Mehmet, Berbatoğlu İbrahim,Karabekiroğlu İsmail, Karabekiroğlu Hasan, Kuşçuoğlu Mahmut, Sofuoğlu İsmail olduğu, Şeyhli Kariyesi (Şeyhler Köyü) 20 hane reisinden  5 hane reisinin mesleği ahşap tekne yapımcılığıdır. Bunlar;  Halil Ağaoğlu Mehmet,Hatiboğlu Mehmet, Kirli Hasanoğlu Osman, Hanifeoğlu Mehmet, Bekir Beşeoğlu Hasan olduğu, Timurciler (Demirciler) Kariyesi (Demirci Köyü) 19 hanenin 11 hane reisinin mesleğinin ahşap tekne yapımı olduğu belirtilmiş ve bu hane reislerinin Curaoğlu Emin, Tebraşoğlu Ali, Curaoğlu Mehmet,Şabanoğlu Bekir Şabanoğlu Mehmet, Şabanoğlu Ahmet, Uzun Süleymanoğlu Mehmet, Kuşçuoğlu Bekir, Sarı Osmanoğlu Mehmet,Süleyman Beşeoğlu Mehmet, Benli Ahmetoğlu Mustafa  olduğu, Hacılar Kariyesi (Hacı Köyü)’nde ise  28 hanenin 4 hane reisi ahşap tekne yapım işi olduğu görümonash.pw; Recep Beşeoğlu Osman, Hacıoğlu Mustafa, Köseoğlu Mehmet, Öksüz Hasanoğlu Memiş olduğu, Kelik Kariyesi (Kirlik Müslim Hoca Köyü) 37 hanenin 19 hane reisinin ahşap tekne yapım işiyle geçimini sağladığı görülmektedir. Bu hane reislerinin ise  Caferoğlu Mehmet, Tebraşoğlu Veli, Bodur Hüseyinoğlu Ali, Bodur Hüseyinoğlu Veli, Kocabaşoğlu İsmail, Emir Ahmetoğlu Osman, Geçlioğlu Mehmet, Abdullah Beşeoğlu Ahmet, Genişoğlu İbrahim, Musluoğlu Ahmet, Muslu İbrahimoğlu Bekir, Tiryakioğlu Mehmet, Deli İsmailoğlu Hüseyin, Kıraşoğlu Osman, Cebel Mehmetoğlu Hasan, Recepoğlu Mehmet, Danacıoğlu Osman,Emiroğlu Mehmet, Danacıoğlu Ali olduğu, Kuyusuyu Kariyesi (Kapısuyu Köyü) 12 haneden üç hane resinin ahşap tekne yapımında çalıştığı  görülmektedir. Bunlar ise  Hacı İbrahimoğlu İbrahim, Böbreoğlu Ahmet, Çolak Velioğlu Ahmet  olduğu görülmektedir.

        

        

        Özet olarak yılında Kurucaşile divanında  81  hane reisinin mesleğinin ahşap tekne yapım işi olduğu görülmektedir. Bu rakamlara Tekkeönü ve Çambu bölgesi dâhil değildir.

 

 

Arşiv Kayıtlarında Kurucaşile’de Yapılan Tekneler

 

 

        Ali İhsan Gencer’in Türk Tarih Kurumu’ndan çıkan“Bahriyede Yapılan Islahat Hareketleri ve Bahriye Nezareti’nin Kuruluşu” adlı kitabında “ senesinden sonra donanmanın çoğaltılması cihetine gidilerek, Tersane-i amire’de yapılan gemilerden başka, taşra tezgahlarından Sinop’ta bir kıt’a 61 zira’lık bir kalyon, Misivri, Bartın, Samsun, Fatsa, Kurucaşile, Akçaşehir sahalarında birer, Midilli’de iki, Benderkili’de bir adet ki, ceman 9 kıt’a korvet inşası için adı geçen mahallere emirler gönderildi diye Ahmet Lütfi Tarihi, cilt 1, sahife 54’ten alıntılar yapmaktadır. Bu alıntıdan anlaşılacağı üzere Kurucaşile’nin  köy olduğu bu dönemde bile kalyon yapımında önemli bir merkezlerden biri olduğu görülmektedir.

 

        

        Başbakanlık Osmanlı arşiv kayıtlarını incelediğimizde de bir belgede 21/05/ tarihinde Kurucaşile’de yapılan bir tekne için gemi ruhsatı verilmesi talebinde bulunulmuş  ve  “Kurucaşile’de yapılmış kilelik 29 zira boylu iki direkli bir şehtiye brik ve diğeri Amasra’da yapılmış kilelik 31 buçuk zira boylu üç direkli navi gemilerindeki üç hissedarlardan birerleri hisselerini Kurena-yı Şehriyari’den İzzet Bey’e sattıklarından her iki gemi için tebdilen sened-i bahri verilmesi. ”denilmiştir. Yine 04/09/ tarihli bir başka belgede ise Kurucaşile’de yapılmış sahibinin de Kurucaşileli olduğu bir tekne ile ilgili olarak gemi ruhsatı talebinde bulunulmuş ve  “Kurucaşileli Koca Mehmet’e ait Kanca Başlı Martiko ve Gidroslu Kesim Hüseyin oğlu Hüseyin’e ait Beş Çifte Berik isimli gemilere sened-i bahri verilmesine dair Tersane Nazırı Tevfik’in yazısı üzerine buyruldu” denilmektedir. 13/12/ tarihli bir belgede de yine Kurucaşile’de yapılmış bir tekne için “Kurucaşileli Çelebioğlu Mehmet Reis’in kaptanlığını yaptığı gemiye sened-i bahrî verilmesi”. 09/03/ tarihli belgede “Kurucaşile İskelesi’nde inşa edilen ve Tekeönülü Ali Kaptan’ın kullandığı gemiye sened-i bahrî verilmesi”. 01/11/ tarihli belgede “Kurucaşileli Ahmet Kaptan’ın hissedarı olduğu çekdirme tabir olunan gemi için müceddeden sened-i bahrî verilmesi”. 20/01/ tarihli belgede” Kurucaşileli Mustafa Kaptan’ın ortak olduğu geminin hisseleri el değiştirdiğinden yeniden sened-i bahrî verilmesi. ” 01/11/ tarihli bir belgede  “Kurucaşileli İhtiyaroğlu Mustafa adlı kaptan ve ortaklarının malı olan Martiko adlı gemiye zayiinden dolayı sened-i bahrî” denilmektedir. Osmanlı donanma zabitinin Timaş Yayınlarından çıkan “Abdulhamid Donanmasında Bir Bahriyeli” adlı eserinde, Süveyş’ten geldikten sonra Bartın hattında çalışan tonluk “Mersin vapuru’nda çalışmak amacıyla hattı görmek için geminin misafiri olarak sefere katılmış olup, gemi İstanbul’dan sonra Şile’ye, Kefken’e, Ereğli’ye, Bartın’a, Amasra’ya, Kurucaşile’ye ve Cide’ye uğramaktadır. Yazarımız geminin Amasra’dan sonra Kurucaşile’ye de uğradığından bahsederken bunu şöyle ifade etmektedir. “Kurucaşile’ye uğradık. Burası boydan boya kumsaldı. Bir sahil ile ahşap binalardan ibaret bir köydü. Sahilde bir çok kayık ve gemi inşaatı görünüyordu. Pek az durup bir iki yolcu çıkardıktan sonra Cide’ye hareket ettik”.

        

        Batı Karadeniz de kıyı gelenekleri, çok eski zamanlardan bu yana zor deniz şartlarına göre şekillenmiştir. Karadeniz’in coğrafyası deniz kıyısındaki hayatı zorlaştırır. Kıyıda teknelerin barınacağı fiyort ve koyların azlığı en belirleyici farklılıkları beraberinde getirir. Kötü hava şartlarına rağmen uygun bir sığınak bulmalarının zorluğu teknelerin tiplerini ve yapım tekniklerini belirlemiştir. Bir koya veya bir fiyorda hatta dalgakıranı olan bir limana sığınma şansı olmayan tekneler daha kuvvetli bağlarla bağlanmış, daha dayanıklı ağaçlardan yapılmış olmalıdır. Bu tekneler çabucak baştankaraya çekilip, hemen kıçtan denize atılmanın şartlarına uygun olmalıdır. Başları da kıçları da suyu yarıp, kıyıya inip çıkacak, omurgaları ve dış kaplamaları taşlara, kumlara sürtüne sürtüne yaşayacaktır. Bölgenin ahşap tekne ustaları işte bu koşulların biçimlerini tekne tiplerini yaratmışlardır.

 

        Geçmişte çektirmelerin yüzlercesi Bartın, Göçgün, Tekkeönü, Kurucaşile ve Kapısuyu’nda yapılmaya başlanmış ve “Türk icadı gemi”  unvanını almıştır. Genellikle kestane ve meşe kullanılmıştır. Çektirmenin en karakteristik özelliği, baştan kıça kadar eğri bir profile sahip olması, baş ve kıç bodoslamaları görkemli, büyük hilal şeklinde ve bu iki hilali birleştiren eğri borda ve yüksek parapetli olmasıdır. Baş güvertede biri iskelede, diğeri sancakta bulunan iki kamara; tuvalet ve kuzine amaçlıdır. Dümeni iğnecikli olup, yeke ile kullanılır. Çektirmede taka gibi özbeöz Türk yapımı teknedir. Büyük Türk Denizcisi Sadun Bora diyor ki: “İşte Karadeniz’e öz bir tekne, siz bundan başka tekne yapmayın!” Sadun Bora’ya bu sözü söyleten Kurucaşile’nin Kapısuyu köyünde gördüğü bir çekdirmeydi. “Çekdirme de taka gibi, özbeöz Türk teknesi, taka Karadeniz’in kayığı ise, Çekdirme gemisidir”demektedir. Eski çekdirmeler büyük armalı, kamilen yelken, o yelkeni taşıyan koca bir seren ve altında iki başı ay, bordrosu yay gibi teknesi olan gemilerdi. Osman Kademoğlu “Çekdirme Kurucaşile yöresinde, son yüzyıl içersinde ortaya çıkan bir başka denizgüzeli. Eski ustaların söylediklerine göre teknelerde makinenin hayal bile edilmediği zamanlarda, bir yelken kayığı olarak inşa edilen ilk çekdirmeler, genişliği dört, beş boyları on bir ile on beş metre ve otuz tondan, seksen tona kadar büyüklükte yelken gemileriydi.” Osman Kademoğlu “Denizin Güzelleri” adlı kitabında “eski çekdirmelerden büyük armalı, yelkenli, o yelkeni taşıyan koca bir seren ve altında iki başı ay, bordası yay gibi teknesi olan gemilerdi.” demektedir.

 

 

        Kurucaşileli ahşap tekne  ustalarından Hasan Büyükböcek kendisiyle yapılan bir söyleşide şöyle demektedir. “Ben bu mesleği babamdan öğrendim. İlkokulu bitirince babamın yanında çırak olarak bu işe başladım. Genelde İstanbul ve Çanakkale’ye balıkçı teknesi veya gezi teknesi yapıyoruz. Tabi bunun yanı sıra başka illerden de sipariş alıyoruz. Hollanda, İsviçre ve Almanya’ya yat yaptık. Siparişler bize tavsiye üzerine geliyor. Kurucaşile’de yapılan tekneler işçilik ve malzeme kalitesi ile tercih sebebi. “ ahşap tekne ustası Ali Büyükböcek ise bu işi 70 yıl yaptığını belirterek, “Ben tonluk çektirme (ağaç yük gemileri) yapardım, ama bunlar daha sonra İstanbul’a girmeleri yasaklanınca işi balıkçı ve gezi teknelerine döndürdük. Gözümden rahatsızlanınca işi bıraktım. Bizim işte göz çok önemli. Bu işi göz ucu ile yaparsın. Şimdi ise çocuklara bilgilerimi aktarıyorum. Benim ustalarım da Osmanlı Devleti’ne saltanat kayıkları ile donanmaya gemi yaparlarmış. “ dedi.

 

        

        Kurucaşile Tekkeönü’nde“Çoban Boat” adıyla tekne atölyesi bulunan Hüseyin Çoban’a göre Yunanlıların ve Bulgarların biz de böyle gemi yok dediğini ifade ettiklerini ve çekdirmenin Türk icadı bir gemi olduğu konusunda uzmanlar aynı görüşü paylaştıklarını ifade etmektedirler. Hüseyin Çoban’a göre “Evliya ve Kâtip Çelebiler, Uluslu Hamdi efendiler ve ülke dışımdan gelen gezginler Bartın’da, Amasra’da, Tekkeönün’nde, Kurucaşile’de ve Kapısuyu’nda birçok gemilerin yapıldığını gezi notlarında ifade etmişlerdir. Kendinden çok az söz ettiren bu uzak bölgelerde bu tekniklerin kullanılmasının bu ihtişamlı teknelerin yapılabiliyor olmasının hayretini yaşamışlardır. Denizcilerin takdirle karşıladığı bir başka konuda denizin koşullarına uyumlu, çok sağlam, uzun ömürlü ve hızlı teknelerin bu bölgede yapılıyor olmasıdır. Alamana kayıklarından İnebolu premelerine, martiko ve salapuryalardan çekdirmelere, bumbartolardan alamatralara kadar bunların hepsi Kurucaşile ahşap tekne tipleridir. İşte Batı Karadenizin ahşap tekne ustaları denizciliği bilerek deniz üstünde ve teknede yaşananları bilerek yapmayı sürdürmüşler, ürünlerine hiç yabancılaşmamış ondan hiç kopmamışlardır”

 

        Kapısuyulu Mustafa Tok Usta “Çekdirme tam bir yumurta şeklidir, hiçbir deniz ona vurduğu zaman savurup atamaz, çünkü yuvarlaktır, dalga dağılır gider. Bundan otuz sene önce, bu sahilde otuz, otuzbeş çekdirme birden yapılırdı. Mustafa Tok Usta “Eğer yaptığımız tekne çekdirmeyse,  büyük küçük farketmez, kesinlikle aynı kuralları uygularız. Burada etrafımızda yaşlı ustalar var, biz eğer çekdirmeyi başka bir tekneye benzetmeye çalışırsak, onların gazabına uğrarız. Çünkü ben burada tezgahımda tekne yaparken, bu ustalar bakacaklar, işte bozdu bu işi derlerse bende rahatsız olurum. İki usta eleştirse bile yanlış yolda olduğumu anlarım”demektedir.

 

        Kurucaşileli Ali Büyükböcek Usta “Şurdan baktınız mı, yarım saatte dört beş çekdirme bir o yandan, bir bu yandan gelip geçerdi” diyor. İlk çekdirmeler tam donanımlı, büyük armalı yelken tekneleriydi. Tekkeönü köyünden Dursun Gür Usta “Büyük çekdirmelerin posta formları kalyonlara benzer. Yelkenle kullanılan ve biraz daha kuruzlu olan çekdirmeler daha eskidir. ”

 

        Soytürk Denizcilik arması adı altında ahşap tekne yapım geleneği sürdüren  Hayri Soytürk ve Halil Soytürk kardeşler  kendileri ile yapılan bir söyleşide “üçüncü kuşak tekne yapımcısı bir aileyi temsil ettiklerini” ifade etmektedirler. “Büyükbabaları Halil Usta’nın yaptığı tekneler Karadeniz’in bütün limanlarına girip çıkmış, oralardan aldıkları yükü İstanbul’a boşaltıp, tekrar dolu olarak geri döndüğünü” belirtmektedirler.

 

        Kurucaşile’nin sayılı ustalarından olan bunun yanında S. S. Küçük Sanayi Sitesi Kooperatif Başkanlığını sürdüren Soner Yasa’nın ise Kurucaşile Anadolu Meslek Lisesi, Çok Programlı Lisesi ve Denizcilik Anadolu Meslek Lisesi karşısında atölyesinde yaptığı tekneler Akdeniz ve Karadeniz’de demir almaktadır. Gerek Zonguldak bölgesinde, gerekse ülkemizin diğer kıyılarında tekne yapımında  tercih edilen bir usta olmuştur. Soner Yasa Usta “ yıldır ahşap tekne yapımı ile iştigal ettiğini, tekne yapımının inceliklerini yine Kurucaşile’nin önemli ustalarından olan ve halen yaşamını İstanbul’da sürdüren Mehmet Gençalp’ten öğrendiğini, bu bağlamda kendisine müteşekkir olduğunu”ifade ederken ustasına da selamlarını iletmektedir.

 

        Kurucaşileli ahşap tekne ustalarından Kemal Aytan Usta’da kendisiyle yapılan bir söyleşide  “Bir keser, bir testere ile işe başladım. Bizim Kargacak Mahallesi’nde 40 hane varsa, 38’inin altında tekne kurulurdu. Bu bölgede herkes tekne yapabilir. Şimdi bile yoldan geçen birini çevir, “Şunu tutar mısın?” de, onun tahta tutuşu bile farklıdır. ”demektedir.

 

 

Kurucaşile’de Son Çekdirme Mimarları 

 

 

        Gemi mimarlığı, kıyılarımızda bulunan  tersanelerde öncelikle çırak olarak çalışmaya başlayıp ustalık aşamasına ulaşan ve daha sonra tersane adı verilen(Kurucaşile bölgesinde mağaza olarak adlandırılır) bir işletme açarak mimar vasfını kazanan, gemi inşa sürecini başından sonuna kadar yürütme becerisine sahip kişilerdir. Diğer geleneksel meslekler gibi ahşap  tekne yapımcılığı da usta çırak ilişkisi içerisinde kuşaktan kuşağa aktarılan bir meslek dalıdır. Ahşap tekne yapımcılığının aynı aileler tarafından sürdürülmesi yaygın bir durum olarak görülmektedir. . Eğitim süreci yazılı materyallerden ziyade göze ve kulağa dayalı olarak devam etmektedir. Bir ustanın yanına verilerek ahşap tekne yapımcılığına adım atan her genç çırak olarak adlandırılmaktadır. Çıraklığa başlama yaşı değişkendir. Ancak genellikle ilkokulu bitiren çocuklar çırak olarak bir ustanın yanına verilir. Çocuğun bu mesleğe hevesli olması da önemli bir etkendir. Geleneksel mesleklerin ruhunda var olan “eti senin kemiği benim” anlayışı tekne yapımcılığında da karşımıza çıkar.

 

        ’li yıllara kadar Kurucaşile ve köyleri Tekkeönü  ile Kapısuyu’nda yapılan Çekdirme adı verilen tonluk teknelerin yapımını üstlenen gemi mimarları günümüzde bulunmamaktadır. Bu gemi mimarlarımızdan bugün yaşayan bulunmamakla beraber burada onları bir kez de saygıyla anıyoruz. Bu gemi mimarlarımızdan halen yaşayan Sabri Hınç usta; mesleği babasından öğrendiğini,dedesi Ahmet Hınç’ın da bir çekdirme mimarı olduğunu sömonash.pwinin tonluk çekdirme kurduğunu ifade ederken,Yardibi mevkiinde de en son çekdirmeyi kendisinin yaptığını ifade etmektedir.

 

        Gemi mimarlarımızın tespitinde Kapısuyu köyü muhtarı Hasan Kaya’nın,Tekkeönü’nden Suat Atukeren’den  ve Hacıköy’den Sabri Hınç’ın bilgilerinden yararlandık. Kendilerinden aldığımız bilgiler ışığında bu gemi mimarlarımız ise: Kurucaşile İlçe Merkezinde: Haşim DEMİREL, Raşit GÜNGÖR, Halil SOYTÜRK, Sabri HINÇ, Hasan AKIL, Hasan DALAR, Necati ERKAL, Murat Okun, Halim DOĞAR, Hasan YAVUZ, Osman BİLGİÇ, İsmail KÖSE, Ahmet HINÇ, Ali HINÇ, Mehmet HINÇ, Hasan HINÇ, Mehmet YÜCEL, Osman KOCABAŞ, Mehmet TOMRUK, Mustafa ERSOY, İsmet İNCE, Kapısuyu’nda Mehmet PAMUK, Zekeriya ÜDER, İhsan ÜDER, Yahya ÜNLÜ, Bilal KAYA, Ahmet EREN, Mehmet EREN, Ahmet ÜDER, Hasan KOÇ, Mehmet Ali GÜNEY, Tekkeönü’nde  Mehmet ÖZALP, Bülent ÖZALP, Hasan KORUN, Şükrü KORUN, Ali GÜLGEÇ, Bekir SEZGİN, Ahmet SARNIÇ, Mehmet AKIN, Mustafa BOZKURT, Halil BOZKURT, Hüseyin TURGAL, Osman AYBİLEK, Hasan KAVAK, Eyüp AKIN’dır.

 

Günümüzde Ahşap Tekne Yapımcıları

 

        Kurucaşile ilçe merkezinde:   Soner YASA, İsmail TOMRUK, Hasan BÜYÜKBÖCEK, Hasan FAİZ, Mehmet FAİZ, Hayri SOYTÜRK, Halil SOYTÜRK, Arif DOĞAR, İbrahim FAİZ, Yılmaz CANBAZ, Kemal AYTAN, Hayri AYTAN,M. Celalettin GENÇALP, Ali ÖZEKİN, Ünsal SARIŞAN, Nimet İNCE, İbrahim YALINKAYA, Tekkeönü’nde Ali GÜLGEÇ, Dursun GÜR, Erkan GÜCÜK, Ertuğrul ÖZALP, Hasan ÇELEBİ, Hüseyin ÇOBAN, Şeref TURGAL, Mehmet ATUKEREN, Mehmet SARI, Mustafa DİKYOL, Olcay SÜZER, Mesut ATUKEREN, Kapısuyu’nda Ahmet AYGÜN, İbrahim EREN, Mustafa TOK’tur.

 

Kaynakça

 

1-UZUNÇARŞILI İsmail Hakkı, Osmanlı Devletinin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, TTK Basımevi, Ankara, s.

2-YÜCE Emin, Abdulhamid Donanmasında Bir Bahriyeli, Timaş Yayınları, İstanbul, s.

3-GÜLEN Nejat, Şanlı Bahriye, Kastaş Yayınevi, İstanbul, , s.

4-GENCER Ali İhsan, Bahriye’de Yapılan İslahat Hareketleri ve Bahriye Nezareti’nin Kuruluşu, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, , s.

4- Başbakanlık Osmanlı Arşivi(BOA), Fon Kodu: C. . BH. , dosya no: , gömlek no:

5- BOA, Fon Kodu: DVN. , dosya no: 17, gömlek no:

6- BOA, Fon Kodu: DVN. , dosya no: , gömlek no: 54

7- BOA, Fon Kodu: DVN. , dosya no: , gömlek no: 63

8- BOA, Fon Kodu: DVN. , dosya no: , gömlek no: 57

9- BOA, Fon Kodu: DVN. , dosya no: , gömlek no: 41

BOA, Fon Kodu: DVN. , dosya no: , gömlek no: 62

YEL Talip, YÜKSEL Ahmet, DOĞAR Cengiz, Geçmişten Günümüze Kurucaşile, s. , Önder Matbaacılık, Ankara,

KADEMOĞLU Osman, Denizlerin Güzelleri, Duran Ofset Matbaacılık ve Ambalaj San. A. Ş. s. , , , , , ,

[1]3-DOĞANAY S. Yeniay ve Çamburnu’nda Geleneksel Tekne İmalatı, Doğu Coğrafya Dergisi, Konya, , sayı. 12,

BOA, Fon Kodu: A. )DVN. . dosya no: , gömlek no: 33

BOA, Fon Kodu: A. )DVN. . dosya no: , gömlek no: 54

BOA, Fon Kodu: A. )DVN. . dosya no: , gömlek no: 75

BOA, Fon Kodu: A. )DVN. . dosya no: , gömlek no: 57

BOA, Fon Kodu: A. )DVN. . dosya no: , gömlek no: 75

BOA, Fon Kodu: A. )DVN. . dosya no: , gömlek no: 41

BOA, ML VRD TMT d    

BOA) , ML. VRD. TMT. d 

monash.pw

Sözlük

Berik: İki direkli, çok süratli bir gemi tipidir. Her iki direğe de kabasorta donanımlıdır. personeli vardır. Boyu metre, eni metredir.  

Çekdiri-çekdirme: Hem yelkenli, hem küreği bulunan gemi

Kadırga: Kürek ve yelkenle hareket edebilen eski tip bir yelkenli. yelkenli, özellikle Akdeniz’de kullanılmış olan harp gemisi.

Kalyon: 3 direkli kabasorta donanımlı, civadası bulunan en büyük, en güçlü harp gemisi tipidir. Boyu zira, personeli kişi arasında değişir.

Kile: Genellikle tahıl ölçmede kullanılan belirli hacimdeki kap, ölçek

Korvet: 3 direkli harp gemisidir. zira boyundadır. personeli bardır

Martiko: İki direkli yelkenli tekne, başı geriye doğru kıvrık bir çeşit yelkenli, baş ve kıçları yüksek, ortaları açıktır, Karadeniz kıyılarında (üç yüz ton büyüklüğe kadar) yapılır ve o kıyılarda kullanılır. Gagalı denilen Karadeniz teknelerine verilen bir isimdir.

Parapet: Küpeşmonash.pw güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm, korkuluk

Salapurya: Ticaret eşyası taşımakta kullanılan, tonluk, üçgen biçiminde yelkeni olan ticaret gemisi

Zira: Türk halklarının kullandığı eski ölçümü birimlerindendir. Parmak uçlarından dirseğe kadar olan kısmın, Bu miktara denk düşen uzunluk biriminin adıdır. Zira; Uluslararası Birimler Sistemi kabulünden önce kullanılan uzunluk ölçülerindendir. 75 cm ile 90 cm arasında değişen zira şekilleri vardır. 

E-Bültene Abone Olun!

Kurucaşile Tekne Yapımcıları

22 Haziran

nest...

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.