Ergenlik dönemi cilt hastalığı olarak bilinen sivilce yani akne sorunu, erişkin yaşlarda da sıklıkla görülebiliyor. Sivilce izleri kozmetik bir sorun oluşturmasının yanında ruh sağlığını ve sosyal hayatı da olumsuz yönde etkileyebiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Selma Salman, sivilce izlerinin tedavisi hakkında bilgi verdi.
Ciltte yoğun sivilcelenme sorununun zamanında ve uzman kişilerce tedavi edilmemesi sivilce izlerine neden olabilmektedir. Akne hastalarının %95’inde iz oluşumu görülürken, bunların %30’u ciddi boyutlardadır. Tedaviye erken başlanması ve etkin bir yol seçilmesi olumlu sonuçlar vermektedir. Tedavi yöntemleri sivilce izinin tipine göre değişmekte ve kişiye özel uygulanmaktadır. Bazen efektif sonuç almak için yöntemlerin birkaçı birlikte uygulanmaktadır. Tedavide, üst derinin bir kısmının soyularak yenisinin üretilmesini sağlamak amaçlanır ya da alt deri mekanik veya kimyasal yolla yeni destek doku üretmesini sağlamak için uyarılmaya çalışılır.
Cildi yenileyen bazı özel kimyasal maddelerin yüze sürülüp belirli bir süre bekletildikten sonra bol suyla arındırılması işlemidir. Yöntem, bu konuda eğitimli hekim kontrolünde uygulanmalıdır. İşlemde derinin üst tabakasında kontrollü olarak kısmi veya tam hasar oluşturulmaya çalışılır. Bu uygulamanın sonunda ciltte birkaç gün süren soyulma meydana gelebilmektedir. Ardından yenilenmiş alt ve üst deri oluşmaktadır. Esmer tenli kişilerde iz bırakma riski nedeniyle önerilmeyen kimyasal peeling işleminin ardından bol nemlendirici ve güneş koruyucu kullanılması gerekmektedir. Etkin sonuç için 2 haftada bir 4-6 seans uygulanması gereken işlemin güneşin yoğun olduğu aylarda yapılması uygun değildir.
Mikro iğneleme sistemi olarak da bilinen “dermaroller” ya da “dermapen” işlemleri de sivilce izlerinden kurtulmak için etkin uygulamalar arasındadır. Üzerinde çok sayıda mikro iğnecik bulunan dermaroller işlemin yapılacağı alana anestezik kremin sürülmesinden 30 dakika sonra uygulanmaktadır. Ciltte gezdirilen cihazın üzerinde bulunan mikro iğneler sayesinde yüzeyde on binlerce mikro kanal açılmaktadır. Bu mikro kanalların oluşturduğu uyarı ile cilt kendini tamir etmek için yeni bağ dokusu elemanları sentezlemektedir. Dermapen ise bu mikro iğnelerin kalem şeklinde bir cihazla deriye uzunlamasına olarak uygulanmasını sağlayan bir alettir. Akne izlerinin azalması için ayda bir 4 seans uygulama önerilmektedir.
Derinin yüksek basınçla hareket eden alüminyum oksit kristalleriyle soyulması işlemidir. Bu sayede cilt yüzeyindeki hasarlı, uzaklaştırılacak hücrelerin ve cilt atıklarının daha hızlı yok edilmesi sağlanır. Yüzeysel akne tedavisinde etkindir. Genelde tekrarlayan uygulamalar ve diğer tedavi seçenekleri ile kombine uygulamalar fayda sağlamaktadır.
Cilt gençleştirme ve saç dökülmesi durumlarında da uygulanabilen PRP işlemi (Platelet rich plasma) akne izleri tedavisinde de kullanılmaktadır. PRP işleminde uygulama yapılacak kişinin kanı alınır ve özel cihazlarda santrifüj edilerek ayrıştırılır. Bu ayrıştırma sonucunda kanın içindeki trombositten zengin plazma elde edilmiş olur. Elde edilen plazma yaklaşık 1 cm aralarla cilde enjekte edilmektedir. Trombositlerden salınan büyüme faktörleri, kök hücreleri uyararak ciltte yeni hücre sentezi yapmaya yardımcı olmaktadır. Bu sayede sivilce nedeniyle hasarlanmış ve iz oluşmuş derinin yenilenerek düzelmesini amaçlanmaktadır. Uygulama radyofrekans ve dermaroller gibi diğer kozmetik işlemler ile kombine edildiğinde daha başarılı sonuçlar olabilmektedir. 15 gün arayla 3-4 seans PRP yapılması önerilmektedir.
Halk arasında altın iğne olarak bilinen fraksiyonel radyo frekans uygulaması son dönemde sıkça kullanılan bir yöntemdir. İletkenliği çok iyi olan ve çevre dokuya zarar vermeden kontrollü iletkenlik sağlayan altın iğneler vasıtasıyla cilt altına radyofrekans verilmektedir. Derinin alt tabakalarında meydana gelen ısı artışı sayesinde kontrollü bir hasar oluşturulmaktadır. Deri bu hasarı onarma yoluna gider ve bağ dokusu sentezini uyararak sivilce izinin onarımını sağlamaktadır. 40-45 dakika süren işlemin ardından kişi 1-2 saat süren kızarıklıktan sonra sosyal yaşantısına devam edebilmektedir. Bu sebeple oldukça etkin ve konforlu bir yöntemdir. Bazen tek seansta bile istenilen sonuç alınabilmektedir.
Sivilce izlerinin tedavisi ve gözenek sıkılaştırmada kullanılan karbon peeling uygulaması karbon partiküllerinin yüze uygulanması sonrası Q switched Nd-YAG lazerle yapılan bir işlemdir. Lazer uygulaması öncesi karbon solüsyonu ciltte 10 dakika bekletilir. Cilt tarafından emilen karbon maddesinin fazlası temizlendikten sonra lazer atışı ile tüm yüz taranır. Sürülen karbon maddesi, cilt altında lazerin etkinliğini artırmaktadır. Lazer cilt altında bağ dokusu sentezini uyararak izlerin düzelmesine katkı sağlamaktadır. Her mevsim uygulanabilen karbon peeling yöntemi yüzeysel izlerde etkindir. Ağrısız bir uygulama olan karbon peeling uygulaması kızarıklık ya da morarmaya yol açmadığı için sosyal yaşamı etkilememektedir.
Derin sivilce izlerinde çökük olan kısımların altını dolgu maddeleri ile doldurmak da diğer bir seçenektir. Etkin ve geçici bir uygulamadır ve 8-12 ay sonra tekrarlanması önerilmektedir.
Akne ya da halk arasındaki adıyla sivilce izi esasında diğer birçok yara izine benzer. Nasıl ki derin yaralanma sonucu iz kalabiliyorsa derin ve iltihaplı sivilceler de iz bırakabilir.
Skar oluşumu yaralanma sonrası derimiz kendini yenileyerek tamir ederken gerçekleşir. Eğer yara yüzeyselse cilt kendini tamamen yeniler, fakat özellikle alt deriyi (dermis) etkileyen derin yaralarda iz kalma ihtimali vardır.
Ergenlikte orta şiddette veya ağır sivilce sorunu yaşayan bireylerin %30’unda sivilce izleri oluşumu görülmektedir.
Bireylerin büyük çoğunluğu herhangi bir kalıcı etki olmadan akne sorunundan kurtulmakta, bazılarında ise cilt yüzeyinde akne izleri kalmaktadır. Hafif akne izlerinin tedavisinde bazı cilt bakımı ürünleri ve medikal ilaçlar bir miktar etkili olabilmektedir, ancak akne izlerinin büyük bir kısmının tedavisi için cerrahi müdahale veya cildin soyulması gerekli olmaktadır.
Sivilcelerin iz bırakmasını önemek için en önemli adım sivilce için tedaviye erken başlamaktadır. Hemen her akne türü kontrol altına alınıp tedavi edilebilir. Öte yandan zamanında müdahale edilmezse şiddetini ve dolayısıyla iz bırakma riskini artırabilir. Bu konuda dermatologla görüşmeyi ihmal etmemek gerekir.
Akne izleri nasıl oluşur ?
Akne, gözeneklerin yağ ve hücrelerle tıkanması sonrasında oluşur ve içerideki bakteriyel hareketlilik sebebi ile iltihaplı hale gelir. Oluşan bu ihtihaplı ve kızarık şişlikler cildi esneterek folikül duvarlarında yırtılmalara sebep olurlar. İltihaplı lezyonların boyutu ve cildin esnekliği yırtılmanın boyutunu belirleyen etkenlerdir. Eğer yırtılma büyükse ve alt deri (dermis) zarar görmüşse sivilce izi için yol açılmış demektir.
Alt deri zarar gördüğünde onu onarmak için vücudumuz kollajen salgılar. Kollajen lifli bir proteindir ve derimiz tarafından oluşturulur. Bu protein cildimize güç ve esneklik sağlayan bir proteindir, ve onarma sürecinde yapıtaşıdır. Fakat bu onarım tamamlandığında genellikle cildimiz her zaman eski pürüzsüz ve düzgün haline dönmez, çukurluklar ve izler kalabilir.
Ciltte kalan izler kişiden kişiye ve vakadan vakaya değişiklik gösterebilir. Bazı ciltler bu konuda daha çok etkilenirken, bazıları çok az hasarla atlatabilir.
Sivilce izleri iki ana başlıkta incelenebilir;
Hipertrofik / keloit izler; Eğer vücudumuz deride meydana gelen hasarı önlemek için gerekenden fazla kolajen üretirse cilt yüzeyinde birikmeye yol açarak bu izleri oluşturur. Yani iyileşme sürecinde vücudun kolajen miktarını ayarlayamamasının sonucudur. Genellikle kırmızı/pembe renkte, yumuşak şişlikler şeklindedir
Atrofik izler. Bu izler iyileşme sürecinde doku kaybı olduğunda görülür. Sık görülen 3 çeşidi vardır. Küçük fakat derin çukurluk şeklinde izlere “Icepick”, kenarları dik, genellikle yuvarlak çöküntülere “Boxcar” adı verilir. Üçüncü iz çeşidi olan “Rolling” oluşumu ise yüzde dalgalanma benzeri bir görüntü yaratır.
Bunlardan farklı olarak sivilcelerimizin yara izi olmayan fakat yine de rahatsız edici görünen bir sonucu da renk değişimi sebebi ile oluşan lekelerdir. Koyu tenli insanlarda sivilce sonrasında bölgesel kararma (Hiperpigmentasyon), açık tenlilerde ise kızarık bir renklenme (Eritem) görülebilir. Bu oluşan lekeler kalıcı sivilce izleri ile karıştırılmamalıdır, genellikle geçici renk değişimleridir.
Akne izleri nasıl tedavi edilir?
Akne izinin tedavisi için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Doktorunuzun rehberliğinde uygulanabilecek bu yöntemler şöyle sıralanabilir:
Sivilcenin ciltte çukurluk, tümseklik ya da leke olarak kalması sivilce izi olarak adlandırılır. Genellikle akne sonrasında görülen kahverengi lekeler ya da kızarıklıklar akla gelmektedir. Akneye uygulanan tedavi sonrasında kılcal damarlarda oluşan kızarıklıklar geçmektedir. Bunun için önemli olan 3-6 ay süresinde kendini tekrar etmemesidir.
Sivilce izlerinin önüne geçilebilmesi için erken yaşlarda akne tedavisi uygulanmalıdır. Genellikle topikal tedaviler ya da ilaçlar sivilce oluşumunun önüne geçer. Kişinin cildi sivilce izin bırakmaya eğilimli ise siyah nokta karşıtı ürünler komedon oluşmasına engel olabilir.
Sivilce izleri kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bazı bireylerde çukurluklar ya da tümsekler oluşurken bazılarında yalnızca leke olarak kalabilir. Cilt üzerinde kalan izler cildin en alt katmanı olan epidermise kadar etkili olabilir. Bu gibi durumlarda tedavi süresi ve uygulamalar farklılık gösterebilir.
Sivilcenin oluşumu erkeklerde ve kadınlarda bulunan erkeklik hormonunun etkisi ile meydana gelen bir süreçtir. Gözenekler ölü deri ve doğal deride oluşan yağ ile tıkanır. Bu tıkanıkta oluşan bakteriler iltihap oluşturarak sivilce meydana gelir.
Hormonlar bu süreçte yağ üretimini artıran bir etki oluşturarak ilk olarak siyah sonra beyaz noktaları oluşturur. Oluşan durum bakterilerin çoğalması için uygun ortam hazırlar. Tıkanan gözeneklerde meydana gelen parçalanmalar kistleri, iltihaplı ya da iltihapsız kabarıkları meydana getirir.
Sivilce, sıklıkla ergenlik döneminde görülür. Bu dönemdeki gençlerde %85 oranında sivilce oluşumu gözlemlenir. Bu deri hastalığı orta yaşlara kadar etkisini gösterebilir. Bulaşıcı özelliğe sahip olan mikrobik bir rahatsızlık değildir.
Görülme zamanları; kadınların regl dönemi, ergenlik süreci, bazı hormonların vücutta fazla üretilmesi ve stres dönemleri olarak sıralanabilir. Sivilce; iltihaplı, iltihapsız, siyah nokta, beyaz kabarıklık ya da büyük kistler şeklinde oluşabilir.
Aile bireylerinde bu sorunu yaşamış ya da yaşamamış bireylerde sivilce oluşabilir. Aile örüntüsünde iz kalan, ileri düzeyde sivilce problemi yaşayan kişilerde erken yaşlarda görülme ve uzun süre devam etme durumu vardır. Bu bireylerin sivilce tedavisine erken başlanması önemlidir.
Sıklıkla yüz bölgesinde görülen sivilce tedavi edilebilen geçici bir durumdur fakat her sivilce türü aynı yöntem ile tedavi edilmeyebilir. Bu noktada önemli olan tedavinin dermatoloji uzmanı tarafından planlanması ve uygulanmasıdır.
Tedavi planı; kişinin sağlık durumu, yaşı ve sivilcenin şiddetine göre ayarlanır. Kısa süreli bir tedavi değildir, uzun sürebileceğini hasta baştan kabul etmelidir. Tedavi için programsız şekilde kullanılan oral ilaç tedavileri başta olmak üzere etki göstermemektedir.
Sivilceler ciddi bir sağlık problemi olmasa da iz kalması durumunda kişiyi estetik açıdan yetersiz ve güvensiz hissettirebilir. Bu nedenle iz oluşmadan tedaviye erken başlanmalıdır. En çok yüz bölgesinde görülse de omuz, sırt, v-bölgesi, kafa derisi, boyun, göğüs ve üst kollarda meydana gelebilir.
Ciltte oluşan sivilce izi ve lekelerinin tedavisinde cilt soyma içeren işlemler başta olmak üzere dermatoloji kliniğinde uygulanan pek çok müdahale biçimi bulunmaktadır. Sivilce izi kişinin kendisini estetik açıdan yetersiz hissetmesine yol açan bir problem olduğu gibi aynı zamanda sağlık problemidir. Bu problemin çözümü için en sağlıklı yöntemler alanında uzman hekim tarafından sağlık kuruluşlarında uygulanmaktadır. Sıklıkla tercih edilen, dermatolojide kullanılan derin iz geçirme yöntemleri işlemler şu şekildedir:
Bu işlemlere ek olarak vücutta oluşan sivilce izlerinde; mikro iğneleme, fibroblast, PRP ve başka birçok teknik uygulanmaktadır.
Sivilce izlerinde etkili olan farklı uygulamalar bulunur. Bu uygulamalar özel bir çaba isteyen uzun bir tedavi sürecini içerir. Sivilcenin zamanında tedavi edilmemesi zamanla cilt üzerinde sivilce izi olarak görülmesine yol açar. Bu durumda uygulanan leke uygulamalarından bazıları şu şekildedir:
Ciltte lazer tedavisi ile sivilce izi ve lekelerinin giderilmesi ya da görünümünün minimum düzeye çekilmesi mümkündür. Lazer ışınları ile cildin üst tabakalarındaki dokunun hasar alması sağlanır. Leke oluşan bölgedeki hücreler zarar gördüğü için kendini yenileme süreci başlatır. Kolajen üretiminin de tetiklenmesi ile sivilce izleri giderilir.
Lazer tedavinin uygulanabilmesi için hastanın; esmer tene sahip olmaması, sivilcenin aktifliğinin bitmiş olması önemlidir. Bu uygulamanın tarafına uygulanabilirliği için bir hekime başvurmanız gereklidir.
Ayrıca ilgili olarak “Altın İğne Tedavisi Nedir?” yazımıza da göz atmayı unutmayın!
Sivilce izi ciltte en sık görülen problemlerden biridir. Bilinçsiz kullanılan cilt ürünleri derinin hassaslaşmasına, yanlış uygulamalar ise iyileşme sürecinin uzamasına yol açmaktadır. Bu nedenle günlük şu bakımlar uygulanarak izlerin iyileşmesi mümkün olabilir:
Bununla ilgili olarak “Retinol Nedir, Faydaları Neler?” yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Sivilce izlerinin tedavi edilmesi sürecinde cilt kendini yenilemek için kolajen üretimini artırır. Bu cilt üzerinde tümseklik, kızarıklık ya da çukurlaşma olarak gözlemlenir. Sivilce izi tedavi edilirken bireylerin yaptığı yanlış uygulamalar iyileşme sürecini uzatabilir. Bunlar şu şekildedir:
Kişiyi estetik açıdan yetersiz hissettiren bir durum olan kahverengi sivilce lekeleri farklı klinik yöntemler ile giderilmektedir. Uygulanacak olan yöntem; tedavi sürecinde mevsim, hastanın cilt tipi ve yaşı gibi farklı unsurlara bakılarak belirlenmektedir. Hekimler tarafından klinikte uygulanan özel yöntemler şu şekildedir;
Kahverengi sivilce lekeleri iyi bir tedavi planında belirlenen doğru müdahaleler ve teknikler ile geçen bir cilt problemidir. Dermatologlar tarafından tedavide en sık kullanılan yöntem tropikal uygulanan leke kremleridir. Kahverengi lekelerin tedaviye sonuç vermesi ortalama 3-6 ay sürmektedir. Tedaviye ek olarak yüksek faktörlü güneş kremleri de kullanılmaktadır. İleri düzeydeki lekelerde klinik müdahaleler de oldukça etkilidir.
Sivilce lekelerinin ciltten arındırılabilmesi için önemli faktörlerden biri güneş koruyucu kullanımıdır. Bu uygulama tüm leke tedavilerinde önemlidir. Sivilce izi gideren topikal kremler cildin rengini açma ve soyma gibi etkilere sahip olduğundan gece kullanılmalıdır. Koruyucu kremler ise açık havaya çıkmadan yaklaşık 15-20 dakika önce uygulanır. Bu işlemin 2-3 saat aralıklarla tekrarlanması önemlidir. Güneş koruyucu ürün seçerken şu hususlara dikkat edilmesi önemlidir:
Hormonların hamilelik sürecinde değişime uğraması, bazı hamilelerde geçmiş dönem sivilcelerin leke formunda görünmesine ya da sivilcelenmeye yol açabilir. Süreçten dolayı uygulanabilecek olan işlemler kısıtlı olsa da güvenli ve sağlıklı işlemler bulunur. Hamilelik sürecinde hastaya uygulanabilecek leke tedavileri şu şekilde sıralanabilir:
Hekimler tarafından önerilen bazı kozmetik ürünler sivilce lekelerinin giderilmesi için uygundur. Dermokozmetik ismi ile bilinen bu uygulamada içerik bakımından; mineral ve su bazlı, alerji karşıtı olan, yağsız ve hafif dokulu nemlendiriciler ve cilt temizleyiciler kullanılır. Sivilce lekesinin giderilmesi için herhangi bir etkiye sahip olmayan kozmetik ürünler de tercih edilebilir.