Şiir, edebiyat, sanat hepimizin. Herkesin okumaya, yazmaya ihtiyacı var. Ben, şahsım adına, yazmanın bir çığlık olduğunu düşünürüm. Kendini ifade etme şekli Bazen, söz ile ağızdan çıkamayacak pek çok şeyi yazarak kağıda dökebiliriz. Bu yüzden yazı önemlidir.
Bu anlamda yazıya, şiire gönül vermiş herkesi de destekliyorum. Herkes şiir yazsın. Herkes. Hatta mümkünse buzdolabınızdaki beyaz peynir, yıkandığınız sabun, kavanozdaki mercimek, çekmecedeki iç çamaşırı Bunlar da şiir yazsın. Ama pek mümkün değil gibi. Çünkü onların şiir yazmak için harekete geçecek elleri kolları yok. Elleri kolları diyorum, çünkü şiir için eliniz kolunuz olması yeterli. Şiir bilginiz olmasına gerek yok.
İşte malumunuz olduğu üzere Posta Gazetesi de bu hedefle yola çıkarak Yurdumun Şairleri başlıklı köşesinde bu yurdun dört bir yanında yetişmiş çeşitli şairlerin şiirlerini yayımlayarak kültüre büyük bir hizmette bulunuyor. Diğer bir deyişle, geleneksel mizahımızı bir kenara bırakıp yepyeni bir mizah anlayışıyla, hedef kitlesiyle dalga geçiyor. Bence bu güzel bir şey. Bazen şair kişisinin altına, 50 yaşında, 40 yıldır şiir yazıyor gibi açıklamalar da eleyerek mizahı bambaşka bir boyuta taşıyor. Yakında 25 yaşında ve 50 yıldır şiir yazan insanlarla da karşılaşmamız mümkün olabilir.
Madem böyle bir başlık var, ben de bundan böyle naçizane, oradaki şiirleri tahlil etmeye çalışacağım. Kültüre bir hizmet de benden gelsin. İlk şiirimse Çetin Parlar isimli şairimize ait olan Demli Olsun başlıklı şiirdir.
*
DEMLİ OLSUN
Duydum ki bana darılmışsın
Üzme beni arkadaşımsın
Langur lungur, tarhana bulgur
Bana gönül koyma, çay koy
Yukarıdaki şiiri öncelikle biçim olarak ele alalım. Kafiye dizilişi AABX ya da AABC şeklinde olup 9lu hece ölçüsüyle yazılmıştır. Yalnız şair son dizeyi 8li ölçüyle yazmıştır. Bu son dizede koyma, çay koy kısmında, virgülden sonra bir es vererek açık harfi yarım ses uzatarak 9lu heceye yaklaştırabiliriz. Bu durum Divan Edebiyatındaki pek çok büyük şairde de olduğu için, bunu bir kusur olarak görmüyorum. Tür olarak her ne kadar kafiye ve heceyle yazılmış olsa da bu şiiri bir türle bağdaştırmak mümkün görünmüyor. Koşma desen değil. Mani desen değil. Sagu magu agu gugu Hayır, hiçbiri değil. Şair adeta kendi türünü kendisi belirleyerek yeni bir şeklin de öncülüğünü yapmıştır gibime geliyor. Bu duruşu da takdir etmeden geçmemek lazım.
Şiirin muhtevasına girersek çıkamayız diye korkuyorum gerçi ama yine de değinmek gerek. Burada şairin şiir anlayışının Garip Akımından beslendiğini öncelikle vurgulamak gerek. Adeta Garip Akımı rakıyı, balığı şiire sokarsa, ben de tarhanayı bulguru sokarım. diyerek Garipçilere nazire yapıyor şair. Halk ağzını son derece etkili kullanarak, şiire yeni bir boyut kazandırıyor adeta.
Şair, şiirine bir sitemle başlıyor. Burada bir arkadaşına yazılmış gibi görünen dizeler, belki de arkadaşa değil sevgiliye yazılmış gibi bir hava katıyor şiire. Üzme beni arkadaşımsın diyen şair, geçmişe de bir gönderme yapıyor. Şiirin ikinci kısmı diyeceğimiz son iki dizeye Langur lungur, tarhana bulgur şeklinde başlayarak, Ulan sen bana tavır alsan ne olur almasan ne olur, çok da fifi diyor adeta ve son dizede de vurucu cümleyi, Bana gönül koyma, çay koy şeklinde aktarıyor.
Bireysel şiiri toplumcu gerçekçi bir çerçeveye yaslayan şair, aynı zamanda da bir kardeşlik mesajı veriyor. Çayın birleştirici ve bütünleştirici gücüne vurgu yapan Parlar, son dizedeki çay koy cümlesiyle şiirin başlığına da yeni bir gönderme yaparak çayın kralı demli içilir zihniyetini vurguluyor.
Postmodern şiirin sınırlarını zorlayan bu şiir, şiirimizin evrimini görmemiz açısından da çok önemlidir diye düşünüyorum. Garip Akımının temellendirdiği serbest şiirimizin İkinci Yeniye geçişindeki aşamaya benzer bir yaklaşımı da görmemiz zor değil bu şiirde. Öte yandan Divan Şiirinden de beslenen şair, eski şiirimizin dinamiklerini de gösteriyor bize adeta. Kısacası, Çetin Parlar, şiirimizi bir yerden alıp başka bir yere taşıyor. Tıpkı Metrobüsün bizi Altunizadeden alıp Avcılara taşıması gibi.
(Not: Şiir tahlilleri devam edecek. Tahlil edilmesini istediğiniz şiirleri bildirebilirsiniz.)
BeğenYükleniyor
This entry was posted on 17 Aralık Salı at and tagged with Çetin Parlar, Ölçü, Demli Olsun, Kafiye, Posta Gazetesi, Serbest Şiir, Yurdumun Şairleri, Şiir, Şiir Tahlili and posted in Yurdumun Şairleri. You can follow any responses to this entry through the RSS feed.
sınavda bile olsan yüzün hep gülücükle dolsun
yanında bir parlatıcı mutlaka olsun
anlamasan bile elinde dostoyevskinin bir kitabı olsun
eteğin uzunsa mutlaka katlı olsun
sıradaki şiirimiz izmir narlıdere'de huzurevinde yaşayan 85 yaşındaki kamil dedemizden geliyor (posta gazetesinden inciler bir nevi);
hava soğuk, üşüyorum
üşürsen üşü banane
dışarda kar yağıyor
yağarsa yağsın sanane
fakirin yiyeceği yok
allah düşünsün banane
maaşlara zam yok
bende para çok banane
duydum ki
karın ölecekmiş
ölürse ölsün sanane
sana miras kalacakmış
yahu baştan söylesene
edit: yazım hatası
ben birini sevmiyordum,
o da beni sevmiyordu.
bir gün bir yerde randevulaştık.
ben gitmedim,
o da gelmedi.
özdemir asaf
duydum ki bana darılmışsın
üzme beni arkadaşımsın
langur lungur,tarhana bulgur
bana gönül koyma , çay koy.
genellikle bir kısmı yaşanan bir takım olay üzerine, kişi üzerine ya da bir varlık üzerine yazılır. büyük bir kısmı da genellikle akrostiş
karınca
ulan karınca
46'ncı kata nasıl çıktın
merdivenle mi
asansöre mi bindin?
ulan insan
kendini beğenmiş şaşkın
demek senin yaptığını
yapabildiğime şaştın
bahse girer misin her işte
karıncadan üstün olduğuna?
insan oğlu güldü
sonra 46'ncı katın
pencerelerinden birini açtılar
ikisi birden atladılar
insancık torba kağıdı gibi
patlayıverdi kaldırımda kan revan
karıncaya gelince acelesi yoktu
o daha 42'nci katın önündeydi.
bedri rahmi eyüboğlu
beni çok derinden etkileyen bir tanesi vardır, o kadar çok etkiledi ki o nedenle yalnızca son iki mısrasını hatırlıyorum.
"
langur lungur tarhana bulgur
bana gönül koyma çay koy."
adam net, naz çekmez nazlanır. herkes akıllı olsun çay koysun.
uzunca zamandır görmeyeli seni
bir başka kadın, bir hoş olmuşssun
kollarıma alıp da sarmayalı seni
beyaz peynir gibiydin, kaşar olmuşsun
benim ilgiyle ve beğeni ile takip ettiğim şairler vardır. yukarıda ki şiir 43 yıldır şiir yazan ve bu şiiri bir dönemler birlikte olduğu sevgilisine ithafen yazmış.
çoğu zaman bu şiirlerden yararlanırım
şiir duyguların ve iç devinimlerin dışa vurumuysa eğer abdullah aksoy abimizin bu şiiri tam şiirdir. adam anlatmış kardeşim.
suçlu
dün sabah sahilde yürüyüş yaparken
bankta oturan iki eli yüzünde bir bayan gördüm
tek başına, boynu bükük ve çaresizdi
iyi giyimli fakat çok düşünceliydi
tepki gösterir diye oradan uzaklaştım.
şiirden soğuturlar.
sözde şairlerdir. insanı sanattan, şiirden, şairlerden soğuturlar. öyle şiir mi yazılır amk.
aralarında biyokimya, fizik gibi alanlarda kariyer yapmış profesörler de var. özgün tarzlarını bozmamak ve onlardan etkilenmemek için hiçbir şairi okumazlar, kendi yazar kendi ohurlar.
kolpa da olsalar bazıları gerçekten fantastik. genelde berberde tıraş sırası beklerken okurum bu güzide şairleri ve haydar dümen'i. sonra berbere saçımı nasıl keseceğini tarif edemem, ibibiğe dönerim.
işte son gözüme takılan toplumcu gerçekçi bir örnek. izmir'deki toplu taşıma sorununa parmak basmış şair ağabeyimiz. son dörtlükte mahlasını paylaşan halk ozanı misali adını paylaştığı için ne adını ne de fotoğrafını sansürleme gereği duymadım.
monash.pw
oturmaya hasret kaldım
çiğli'den servise binerim
hep ayakta gelir giderim
böyle şansın içine ederim
bir ben oturmaya hasret kaldım
ön koltukta atçı kerem'in kahkahası
orta koltukta kerpeten ali'nin hatırası *
arka koltukta çaycı yerli'nin kel kafası
bir ben oturmaya hasret kaldım
şoför yavaş sür bel fıtığıyam
belimin ağrısına dayanamıyam
şeytan diyo hepinizi boğazlıyam
bir ben oturmaya hasret kaldım
gündüz oktay'a koltuk nasip olmaz
okyanusa girsem su kalmaz
zaten servisi kaçıran da çıkmaz
bir ben oturmaya hasret kaldım
lan bu minibüs o şiki şiki baba çalan minibüs mü yoksa doğrudan oz hapishanesi'ne mi gidiyor belli değil!
iki melimeyi ardarda getirip şiir olabileceğini düşünen arkadaşlarımız. duygudan yoksun vs. de biz niye bundan konuşuyoruz yaa.
(bkz: çetin parlar)
kafa yapması açısından enfes şairlerdir. mesela favori şiirim;
hava soğuk, üşüyorum
üşürsen üşü banane
dışarda kar yağıyor
yağarsa yağsın sanane
DEML OLSUN
Duydum ki bana darlmsn
Üzme beni arkadamsn
Langur lungur, tarhana bulgur
Bana gönül koyma, çay koy
- Çetin Parlar
#sözler #anlamlsözler #güzelsözler #manalsözler #özlüsözler #alnt #alntlar #alntdr #alntsözler #iir