12 Temmuz
77 yaşında (–)
Mustafa Kemal Atatürke. –
Edirnekapı Şehitlik Ve Mezarlığı, İstanbul, Türkiye
Araştırmacı Eriş Ülger, Atatürk'ün yaveri Salih Bozok'un anılarına dayanarak mezar yerinin Kuğulu Park'ta olduğunu söylemektedir. Fikriye Hanım kitabının yazarı Fatih Bayhan ise Fikriye Hanım'ın Ankara'nın Ulus semtindeki - bugün üzerinde bankaların bulunduğu - eski mezarlıkta yatmakta olduğunu belirtmiştir.
Uşakizade Muammer Bey
Zübeyde Hanım Anıt Mezarı, İzmir, Türkiye
Zübeyde Hanım Anıt Mezarı, Karşıyaka, nerede, Otobüs, Tren, Metro veya Vapur ile nasıl gidilir?
Cebeci Askeri Şehitliği, Ankara, Türkiye
Selanik şehir merkezinde Hortacı Camisi Türk ve dünya tarihinde derin izler bırakan Mustafa Kemal Atatürk'ün aile ve atalar kimliğine esas olacak babası Ali Rıza Efendi'nin mezarının kaybolması ve nüfus kayıt belgelerinin bulunmaması tartışmaları ve spekülasyonları da beraberinde getirmiştir.
Mevcut bilgilere göre Atatürk'ün baba soyu Konya / Karaman'dan göçürülerek Makedonya'ya gelmişlerdir. Manastır Vilayeti'ne bağlı Debre - i Bala Sancağı'nın KOcacık Nahiyesi ( Köyü)'ne yerleşen takriben 'larda Selanik'e göçmüştür. Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi burada takriben 'da dünyaya gelmiştir.
Aile kökeni Mustafa Kemal Atatürk'ün anne soyu da, Karaman'dan gelerek Selanik ile Manastır'ın arasında bulunan Vodina Sancağı'na bağlı "Sarıgöl" de denilen "Kayalar" Nahiyesine yerleştiler. Aile, sonradan Selanik yakınlarında bugün de kaplıcaları ile meşhur olan Langaza'ya yerleşmiştir.
Ali Rıza Efendi
Tüccar
Güncelleme Tarihi:
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ANKARA (A.A)
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
Mustafa Kemal Atatürk, İzmir'de bir genç kızla tanıştı ve evlendi. 2 yıl, 6 ay, 4 gün birlikte yaşadılar. 25 Ağustos günü, Latife Hanım “Latife Gazi Mustafa Kemal” olarak çıktığı İzmir'e tekrar “Latife Uşaklıgil” olarak döndü.
10 Kasım 'de Atatürk saat 9'u 5 geçe hayata gözlerini yumarken, yıllık hayat arkadaşı Latife Hanım'ın göğsüne de adeta bir hançer saplandı. Latife Hanım'ın o günkü duygularını satır satır anlatan bir mektup, Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan ”Cumhurbaşkanlığı Tarihi” adlı kitapta gözler önüne serildi.
Latife Hanım'ın Atatürk'ün ölümünün ardından 11 Kasım günü Bern'deki bir hastane odasından Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye yazdığı orijinal mektubun tam metni şöyle:
“Reiscumhur General İsmet İnönü/Ankara
Çok aziz ve muhterem Şefim,
Bu sabah, aylardan beri yattığım bir hastahane odasında, mutad üzere gelen gazeteleri görünce beynimden vurulmuşa döndüm.
On üç senedir çektiğim azabı bütün vicdanıyla tartmış, beni her suretle korumuş olan zatı devletinizin, bu büyük felaketle ne kadar sarsıldığımı tahmin buyuracağına eminim.
Şu anda, beni, millet ve memleket adına müteselli eden, O'nun taşıdığı ağır mesuliyetin sizin omuzlarınıza yüklenmiş olmasıdır.
Size ne derin bir samimiyetle hitabettiğimi bilirsiniz.
Bütün merbutiyetimle daima muvaffakiyet, sıhhat ve uzun ömür dilerken, bu kanatları kırık ve hasta kızınızı şefkat ve himayenizden mahrum etmemenizi rica eder, mübarek ellerinizden öperim.
Latife
Adres: F. Sadık
Lindenhofspital
Bern-Suisse”
İSMAİL HAKKI'NIN KALEMİNDEN LATİFE HANIM
Kitaba göre, Mustafa Kemal Paşa ile Latife Hanım'ın 29 Ocak günü yapılan nikah töreninde bulunanlardan Muhafız Takım Komutanı İsmail Hakkı şunları anlatıyor:
“Latife Hanım, Uşakizadelerden Muammer Bey'in kızıydı. Nikahları, İzmir'de babasının evinde kıyıldı. Ben de nikahta vardım. Kendilerini ilk tebrik eden, ben oldum. Latife Hanım, kültürlü, birkaç yabancı dil bilen bir kadındı.
(O dönemde eski bir gelenek olarak) törende nikahlanacaklar bulunmazdı. Onların yerine seçtikleri vekiller ile şahitler bulunurdu. Atatürk ve Latife Hanım, vekil tayinine lüzum görmemişler, bir yenilik olmak üzere, törende bizzat hazır bulunmayı tercih etmişlerdi.
Atatürk'ün şahitleri rahmetli Müşir Fevzi Paşa (Mareşal Fevzi Çakmak) ile rahmetli Kazım Karabekir Paşa; Latife Hanım'ın şahitleri de İzmir Valisi rahmetli Mustafa Abdülhalik Bey (sonradan Maliye ve Milli Müdafaa Vekillikleri ve Büyük Millet Meclis Reisliği yapan Renda) ile rahmetli Başyaver Salih Bozok idi.”
TARİHİ BELGELER
Atatürk'ün el yazısıyla kaleme alınmış çok sayıda belgenin de yer aldığı kitapta, Ata'nın kullandığı kartvizit ve başlıklı kağıt örneklerine de yer veriliyor.
“Türkiye Reisicumhuru”, “Mustafa Kemal”, “Gazi Mustafa Kemal” yazılı kartvizitlerin yanı sıra, “GMK” antet ve “Gazi Mustafa Kemal” mühürlü kağıt örnekleri de kitapta yer alıyor.
LATİFE UŞAKLIGİL
AA muhabirinin derlemesine göre, Atatürk'ün eşi Latife Hanım'ın özgeçmişi şöyle:
“ yılında İzmir'de doğdu. İzmir Lisesi'ni bitirdi, Paris ve Londra'da hukuk okudu (). Türkiye'ye döndüğünde Kurtuluş Savaşı henüz bitmemişti. Türk Ordusu'nun İzmir'e girişinin ikinci günü Başkumandan Mustafa Kemal'in şehre geldiğini duydu (11 Eylül ). Bunun üzerine Latife Hanım Kumandanlık karargahına giderek Atatürk'ten güvenlik gerekçesiyle Göztepe'deki konaklarında kalmasını istedi. Atatürk, bu çağrıyı memnunlukla karşıladı
Bu tanışma, taraflar arasında devamlı haberleşmenin başlangıcı oldu. Mustafa Kemal 'te annesinin ölümü dolayısıyla gittiği İzmir'de Latife Hanım'la evlendi (29 Ocak ). yazında Doğu Anadolu gezisinde aralarında geçen tatsız bir tartışmadan sonra 5 Ağustos tarihinde boşandılar.
Atatürk'ün yaklaşık olarak 2 yıl evli kaldığı Latife Hanım, Kuleli Köşk'ün hanımefendisiydi. Atatürk, eşinden ayrıldıktan sonra bir süre daha eski köşkte kaldıktan sonra yılında yeni yapılan Çankaya Köşkü'ne taşındı.
Latife Hanım, 5 Ağustos 'te Atatürk'ten ayrıldıktan sonra ailesiyle birlikte İzmir'de yaşamaya başladı. Ailesinin vefatından sonra ise İstanbul Harbiye'ye yerleşti.
12 Temmuz Latife Uşaklıgil, 77 yaşındayken İstanbul'da hayata veda etti”
Mustafa Kemal Atatürk, duvara asılı üniformalı fotoğrafını indirdi, arkasına “Sen bu resme bak ve hâlâ hayır diyorsan, bir daha teklif etmeyeceğim” diye yazdı. Latife Hanım fark etsin diye yatağın üzerine bıraktı, yanına da bir gül iliştirdi. Atatürk’ün Latife Hanım ile yıl (29 Ocak Ağustos ) sürecek evliliği işte bu teklifle başladı. Bu fotoğrafı, Latife Hanım’ın eşyalarının teslim edildiği Harbiye Askeri Müzesi’nde özel izinle aramış ama bulamamıştık.
MEKTUBU DR. ADNAN'A GÖNDERMİŞ
Yapı Kredi Yayınları’na gelen bir telefonun ardından ulaştığım değerli belgeler ile kayıp fotoğrafın esrarı çözüldü. Latife Hanım, Dr. Adnan Bey’e bu fotoğrafın eşini bir mektupla göndermişti. Mektupta, “Esasen benim hayatımın sırrı da buradan başlar. Evimden nişanlı olarak ayrılırken (29 Eylül ) bu resimden iki tane imza etti. Biri adımadır ve ölene kadar benimdir. İkincisini arzusu veçhile siz kazandınız” yazıyordu.
Latife Hanım, Mustafa Kemal’in kendisine nişan hediyesi olan Sakarya’nın üzerinde. “Çok sevdiğim Doris’le Adnan’a, Latife” diye imzalanmış.
İşte İpek Çalışlar'ın yazısı:
Mustafa Kemal, yıl önce ülkeyi düşman işgalinden kurtarırken karargahını İzmir’in Göztepe semtinde güller ve mor salkımlar arasındaki Uşşaki Köşkü’ne kurdu. Uşşaki Ailesi işgal sırasında Fransa’ya göçmüş, kızları Latife hastalanan babaannesi için geri dönmüştü. Pek terbiyeli, pek eğitimli bir genç kızdı. Mustafa Kemal ile görüşmeye gelenlere tercümanlık yapıyor, yerli ve yabancı gazeteleri onun için okuyup işaretliyor, karargahı intizam, nezaket ve şefkatle yönetiyordu. Paşa’nın başucundan çiçeği, sırtından hırkası, sofradan sevdiği yemekler eksik edilmiyordu. Mustafa Kemal memnuniyetini ifade ediyor, ona “Latifçiğim” diye hitap ediyordu.
Latife cazip bir genç kadındı; zekiydi, hayat doluydu, güzel konuşuyor, derin düşünüyor, fikirlerini korkusuzca savunuyordu. Hayatını ülkesinin ve kadınların kurtuluşuna adamak istiyordu. Latife ile Gazi arasındaki çekim Göztepe’deki köşkün her zerresine yayılıyor, doyumsuz sohbetleri gece yarılarına kadar sürüyordu. Ayrılık günü geldi çattı. Latife, Mustafa Kemal’e “Bana Ankara’da bir iş verin, beni de yanınızda götürün” dedi. Mustafa Kemal, hayatını değiştirecek kararı verdi, Latife ile evlenecekti. Yatak odasının duvarındaki üniformalı resmini indirdi, arkasına kalbinden gelen sözcüklerle şairane bir evlenme teklifi yazdı. Resmi, Latife fark etsin diye yatağın üzerine bıraktı, yanına da bir gül iliştirdi. Sonra da sabırsızlıkla beklemeye başladı. Ancak Latife’den akşama kadar çıt çıkmadı.
Dayanamadı, sordu:
- Latifçiğim bugün odamı siz topladınız değil mi?
- Evet Paşam ben topladım.
- Bir gariplik gördünüz mü?
Latife resmin arkasındaki “Sen bu resme bak ve hâlâ hayır diyorsan, bir daha teklif etmeyeceğim” yazısını çoktan okumuştu. Kalbinin üzerine iliştirdiği gülü gösterdi. Muzip muzip güldü. “Tamam Latife” dedi Mustafa Kemal, “Sen kazandın! Ama diz çökmemi bekleme, zira ben kimsenin önünde diz çökmem. Ne zaman evleniriz onu da bilmem zira memleket işleri, Ankara” diye devam etti. O gün yaşananları, Latife’nin üçüncü kuşak kuzenleri Muammer Erboy ile Mehmet Sadık Öke’den dinlemiştim. Daha sonra da Mehmet Öke ile Latife Hanım’ın değerli eşyalarının teslim edildiği Harbiye Askeri Müzesi’nde, özel izinle bu kıymetli fotoğrafı aramıştık. Latife Hanım ve Mustafa Kemal Atatürk (Yapı Kredi Yayınları) kitaplarımda hikayeyi ayrıntısıyla yazmıştım.
İLK KEZ ORTAYA ÇIKTI
Yapı Kredi Yayınları’na gelen bir telefonun ardından ulaştığım değerli belgeler ile sanırım kayıp fotoğrafın esrarı çözüldü. İlk kez gün yüzüne çıkan mektubu birlikte okuyalım. “Kardeşim Doktor Adnan’a, İzmir’in istirdadının (kurtuluşunun) ertesi günü, Başkumandan Gazi Mustafa Kemal’i evimde misafir etmek zevkine nail olmuştum. Bu ev, düşmanın beni aylarca hapsettiği ve etrafını askerlerle çevirdiği bir aile yuvası idi. Büyük kurtarıcıyı hürriyetine kavuşan 22 yaşında zinde ve idealist bir Türk kızının nasıl kucakladığını, bugüne kadar devam eden minneti ispata kafidir. Esasen benim hayatımın sırrı da buradan başlar. Evimden nişanlım olarak ayrılırken (29 Eylül 38) (miladi takvimle 29 Eylül ) bu resimden iki tane imza etti. Biri adımadır ve ölene kadar benimdir. İkincisini arzusu veçhile siz kazandınız. ‘Koruyan baş’ koruyucu ellerinizi daima himaye ve takviye etsin. Onun en büyük emeli, memlekette, sizin gibi yetişmiş ve tam manasıyla ‘efendi’ insanlar görmekti. Latife Uşşaki İstanbul XI ”
O GÜNLERİN BELGESİ
Latife Hanım, Mustafa Kemal ile nişanlanmasının hatırası olan fotoğrafın bir eşini doktoru Adnan’a hediye etmişti. Mektup Mustafa Kemal’in ölümünden 10 yıl sonra yazılmış. Latife’nin “Hayatımın sırrı” diye söz ettiği fotoğrafın üzerindeki Mustafa Kemal imzası artık solmaya başlamış. Fotoğrafın kendisi için değerini anlatırken Latife “Benim hayatımın sırrı buradan başlar” diyor ve ekliyor: “Bu resimden iki tane imza etti. Biri adımadır ve ölene kadar benim kalacaktır.” Latife Hanım’ın mektubuna eşlik eden diğer belge, kendisine Mustafa Kemal’in hediyesi olan Sakarya isimli atın üzerinde çekilmiş fotoğrafı. Gazi, Sakarya’yı İzmir’e Latife’yi görmeye giden annesiyle nişan hediyesi olarak göndermişti. Latife Hanım, Mustafa Kemal ile en güzel anlarının, evlilik teklifi aldığı günlerin belgesi olan fotoğrafı, bir gün ortaya çıksın diye doktoruna göndermiş olmalı. Sonunda belgeler döndü dolaştı, gün yüzüne çıkmayı başardı. Belgeler için üç isme; 50 yıl Dışişleri’nde çalışan konsolos Alaeddin Taluy’a (), eşi Birsen Taluy’a ve Latife Hanım’ın doktoru Adnan Bey’e teşekkür borçluyuz.
ATATÜRK HAKKINDA HİÇ KONUŞMADI
Latife Uşşaki 17 Haziran ’da İzmir’de doğdu. İlk eğitimini babasının Uşşaki Köşkü’nün bahçesine kurduğu okulda aldı. Bir yıl İstanbul’daki Amerikan Koleji’ne devam etti. Ortaokul ve liseyi İngiltere’de Londra yakınlarındaki Tudor Hall School’da okudu. Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde hukuk eğitimi aldı. Almanca, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Rumca, Arapça, Farsça ve Latince biliyordu.
Latife’nin “Hayatımın sırrı burada başlar” dediği fotoğrafın Doktor Adnan’a hediye edilen imzalı kopyası.
16 GÜN KONUK ETTİ
9 Eylül ’de Türk ordusunun İzmir’e girişinin ardından, Başkumandan’a güvenli bir karargah arayışındaki kurmayları, Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı Göztepe’deki Uşakizade Ailesi’nin köşküne götürdü. Latife Uşşaki, 14 Eylül’den itibaren Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı köşkte ağırladı. 16 gün süren ve 29 Eylül ’de sona eren bu misafirlikte köşk ‘Mudanya Ateşkes Antlaşması’ çalışmalarına sahne oldu. Mustafa Kemal Atatürk ile Latife Hanım, 29 Ocak ’te Göztepe’deki evde nikahlandı. Dini nikahta kadın velisi aracılığıyla temsil edilir, gelin nikah masasına oturmazdı. Latife ise masadaydı ve kendisine evliliği kabul edip etmediği sorulmuştu. Mareşal Fevzi Çakmak ve Kazım Karabekir paşalar Mustafa Kemal’in, Mustafa Abdülhalik Renda ile Salih Bozok ise Latife Hanım’ın nikah şahidiydi.
TBMM’YE GİREN İLK KADIN
Yeni devletin başkenti Ankara’ya gelerek Çankaya’da ilk cumhurbaşkanlığı konutu olarak kullanılan ‘Kuleli Köşk’te (günümüzde Atatürk Müzesi olarak kullanılan bugünkü adıyla eski Çankaya Köşkü) yaşadı. Eşinin isteği üzerine TBMM’deki oturumları izlemeye giden Latife Hanım, TBMM’ye giren ilk kadın oldu. Pek çok yurt gezisinde eşine eşlik etti. Gazi Mustafa Kemal Paşa ile Latife Hanım’ın evliliği 5 Ağustos günü sona erdi. Ölümüne kadar 2 yıl yurt dışında ve 48 yıl da İstanbul’da yaşayan Latife Hanım, evliliği ve eşi hakkında konuşmayı da yazmayı da kesinlikle kabul etmedi; ikinci kuşak yakınlarına da aynı yönde vasiyette bulundu. 12 Temmuz ’te İstanbul’da 76 yaşındayken kanserden hayatını kaybetti. Edirnekapı Şehitliği’ndeki aile mezarlığında toprağa verildi.