lenfosit kısaltması / LYM Nedir? Kanda Lenfosit Düşüklüğü veya Yüksekliği

Lenfosit Kısaltması

lenfosit kısaltması

Kan bileşenleri

yazar:  Maria Yiallouros, Erstellt am /08/26, türk tercüman:  Dr. med. Ebru Saribeyoglu, Last modification: /10/11 monash.pw

Kanın yaklaşık %60’ı, beyaz-sarı renkli, öncelikli olarak su, çeşitli proteinler, tuzlar, eser elementler ve vitaminler‎den oluaşan kan plazması‎ndan meydana gelir. Kanın %40’ı ise kan hücre‎leri diye adlandırılan hücrelerden oluşur. Kanda değişik oranlarda bulunan ve değişik görevlere sahip üç çeşit hücre bulunmaktadır:

  • Kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar, eritrositler)
  • Beyaz kan hücreleri (akyuvarlar, lökositler)
  • Kan pulcukları (trombositler)

Kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar, eritrositler)

Kırmızı kan hücreleri – alyuvar veya eritrosit olarak da adlandırılırlar – kanda en fazla sayıda bulunan hücrelerdir. Tüm kan hücrelerinin %99’unu oluştururlar. Bir mikrolitre (bir litrenin binde biri) kanda milyon eritrosit bulunur. Alyuvarların en önemli görevi, akciğerlerden aldıkları hayati önemi olan oksijeni kan damarları aracılığıyla vücudun doku ve organlarına taşınaktır. Bu görevi içlerinde bulunan ve kana kırmızı rengini veren hemoglobin denen madde ile yaparlar.

Eğer alyuvarlar yeterli sayıda değilse veya hemoglobin‎ eksikliği nedeniyle görevlerini yerine getiremiyorlarsa kansızlık (anemi) söz konusudur. Kansız insanlar’genellikle solgun cilt renkleri ile dikkat çekerler. Ayrıca vücuda yeterli oranda oksijen taşınamadığı için, kansız kişilerde sıklıkla yorgunluk, halsizlik, solunum sıkıntısı, performas düşüklüğü, sırt ve baş ağrıları yakınmaları olur.

Alyuvarların işlevini ölçmede kanda bulunan alyuvar sayısından daha çok, toplam hacimleri (yani hematokrit‎ değeri – kısaltma Hk değeri) ve hemoglobin miktarı (kısaltma hb değeri) önemlidir. Süt çocukluğu dönemi dışında çocuklarda normal hb değeri g/dl ve Hk değeri % arasındadır (bakınız tabela). Eğer lösemi hastalığında olduğu gibi veya kemoterapi‎ sonrası, bu değerler belirgin olarak düşükse ve anemi‎ bulguları da varsa, hastanın durumunu stabilize etmek için eritroist (EK) transfüzyonu (kan nakli) gerekli olabilir.

Yaş
Hemoglobin (Hb) g/dl
Hematokrit (Hk) %
1 yaş
-
33 - 40
2 – 6 yaş
- 14,3
34 - 41
7 – 12 Jyaş
-
37 - 43
13 – 17 yaş, kız cinsiyet
- 16,0
36 - 44
13 – 17 yaş, erkek cinsiyet
-
39 - 47

Çocuklarda normal kan değerleri

(kaynak: laboratuar sözlüğü)
Kullanılan kaynağa göre normal hemoglobin ve hematokrit değerleri ufak değişiklikler gösterebilir.

Beyaz kan hücreleri (akyuvarlar, lökositler)

Sağlıklı bireylerde lökosit [lökositler‎] veya akyuvar diye de adlandırılan beyaz kan hücreleri, trombositler‎ (kan pulcukları) ile birlikte tüm kan hücrelerinin %1’ini oluşturur. Normalde 1 mikrolitre kanın içinde lökosit vardır. Beyaz kan hücrerleri vücudun kendi savunma sisteminden [savunma meknizması‎] sorumludurlar. Bakteri, virüs‎ veya mantar gibi hastalık etkenlerinin tanıyıp, etkisiz hale getirirler. Bir enfeksiyon‎ durumunda beyaz kan hücrelerinin sayısı çok kısa süre içinde çok hızlı bir şekilde artabilir. Böylece hastalık etkenlerine karşı hızlı bir savaş mümkün olur.

Lökositler, görünüşlerine, yapım yerlerine ve işlevlerine göre çeşitli gruplara ayrılırlar: tüm lökositlerin %’ini granulositler‎, %’unu lenfositler‎ ve %’sını monositler‎ (yiyici hücreler) oluşturur. Bu üç hücre tipi hastalık etkenleri ile farklı şekilde savaşırlar ve birbirlerini karşılıklı olarak tamamlarlar. Hepsinin birlikte çalışması halinde vücudun ideal savunma mekanizması oluşur. Lösemide olduğu gibi beyaz kan hücrelerinin sayısı yetersizse veya işlevlerini yerinegetirmiyorlarsa, bakteri, virüs veya mantar gibi hastalık etmenleri ile etkin bir şekilde savaşmak mümkün olmaz. Bu durumda vücut infeksiyonlara karşı çok yatkın hale gelir.

Kan sayımı ile kandaki lökositlerin sayısı ölçülür. Detaylı kan tetkik ile lökoistlerin yüzdesel dağılımı ve görünüşleri tayin edilebilir.

Granülositler

Hücre sıvısında bulunan tanecikler (granüller) nedeni ile granülosit adı verilen bu hücreler, öncelikle bakteriler‎e karşı, ama virüs‎, mantar ve parasitlere (örneğin bağırsak kurtları) de karşı savaşta rol oynarlar. Infeksiyon bölgesine çok miktarda ve hızla ulaşarak vücuda saldıran hastalık etkenlerine karşı ilk savunma mekanizmasını oluştururlar. Granülositler yiyici hücrelerdir. Hastalık etkenlerinin etrafını sararak, onları sindirirler (fagositoz). Ölmüş vücut hücreleri de benzer şekilde ortamdan uzaklaştırılırlar. Granülositler ayrıca allerjik ve iltahabi olaylarda, örneğin iltihap (irin) oluşumunda görev alırlar.

Önemli bilgi: Akut ve kronik myeloid lösemilerde (AML, KML) granülositlerin veya onların öncül hücrelerinin habis bir dönüşümü söz konusudur. Artmış sayıdaki kötü huylu hücre nedeni ile işlev gören granülositlerin ve diğer kan hücrelerinin sayısı azalır.

Kanser tedavisi sırasındaki kandaki granülositlerin sayısı önemli bir rol oynar. Sayıları tedavi sırasında mikrolitrede ’nin altına indiğinde, sağlıklı bireyler tehlikeli olmayan hastalık etkenleri önemli bir infeksiyon kaynağı haline gelirler.

Lenfositler

Yaklaşık %70’i lenfosit dokuda bulunan küçük beyaz kan hücreleridir. Lenf bezleri [lenf düğümleri‎], dalak, bademcikler ve timus dokusu [timus bezi‎] lenfatik sisteme ait dokulardır.

Lenf bezleri çene açısı etrafında, koltuk altında, ense bölgesinde, kasıklarda ve alt karın bölgesi etrafında yoğunlaşırlar. Dalak kaburga kemikleri altında sol üst batında, timus iman tahtası (sternum) arkasında küçük bir dokudur. Lenfositler ayrıca lenf sıvısı içinde de bulunurlar. Lenf, renksiz bir sıvıdır, aynı kan dolaşım sistemi benzeri çok gelişmiş bir ağ olark lenf dolaşım sistemi içinde bulunur.

Lenfositler, hedefe yönelik olarak hastalık etkenlerini tanıyıp yok ettiklerinden, bağışıklık sistemi için çok büyük önem arz ederler. Özllikle virüslere karşı savaşta çok büyük rol oynarlar. Lenfositler, granulositler‎in devreye girmesini orgnaşze ederler ve antikor‎lar üretirler. Antikorlar, hastalık etkenlerine yapışan ve onlarnı granülositler (yiyici hücreler) tarafından düşman olarak algılanmasını sağlayan küçük proteinlerdir.

Lenfositler, virüserce tutulmuş vücut hücrelerini ve tümör hücrelerini tanıyıp, yok ederler; vücudun daha önce karşılaşmış olduğu hastalık etkenlerini tekrar hatırlamalarını sağlarlar. Bazı laboratuar tetkikleri ile (immünolojik‎ tetkikler) lenfositlerin T-lenfosit veya B-lenfosit [T-lenfositler‎, B-lenfositler‎] denilen alt grupları belirlenebilir.

Önemli bilgi: Akut ve kronik lenfositik lösemilerde (ALL, KLL) lenfositlerin veya lenfositlerin öncül hücrelerinin kötü huylu değişimi söz konusudur. Değişime uğrayan hücrenin cinsine göre (T veya B lenfosit) akut ve kronik lösemiler de alt gruplara ayrılırlar.

Monositler

Monositler [monositler‎], doku içinde ilerleyebilen ve burada büyük yiyici hücre (makrofaj) olarak hastalık etkenlerini, yabancı cisimleri ve ölmüş vücut hücrelerini bertaraf ederler. Sindirdikleri organizmaların bazı parçalarını yüzeylerinde tutarak lenfositler‎i immun cevap oluşturmak için uyarırlar.

Kan pulcukları (trombositler)

Trombosit [trombositler‎] de denilen kan pulcukları, kanama durdurulmasından sorumludurlar. Bir yaralanma durumunda, kan damarı duvarlarının çok kısa sürede büzüşmesibi sağlayarak kanamanın durudurulmasını mümkün kılarlar. Lösemide olduğu gibi, trombositlerin sayısı yetersiz olduğunda, burun kanaması veya dişeti kanaması veya deride küçük kanama odakları meydana gelebilir. Çok basit çarpmalarda bile morluk oluşabilir, hatta iç organ kanamaları ortaya çıkabilir.

Kemoterapiye bağlı olarak trombosit sayısında azalma ortaya çıkabilir. Çoğu kez trombosit konsantrasyonu (TK) nakli (transfüzyon‎‎u) ile yeterli trombosit değerine ulaşmak mümkün olur.

Tam Kan Sayımı ve Kısaltmaların Anlamları

Hemogram diğer adıyla tam kan sayımı; hemoglabin konsantrasyonu, eritosit hacmi, beyaz ve kırmızı kan hücrelerinin sayısı ile birlikte trombositlerin kanda bulunma oranını gösteren bir parametredir.

Anemi, genel sağlık veya akut enfeksiyon durumunun saptanması gibi çeşitli bozuklukların taranması ve izlenmesi amacıyla tıbbi muayenenin parçası olarak yapılan bir testtir.

Tam Kan Sayımı Testinin Sonucu Nasıl Yorumlanır?

Kırmızı kan hücre sayımı, hemoglobin ve hematokritin sonuçlarından oluşur. Çıkan sonuç normalden düşükse anemi olma ihtimaliniz yüksektir. Normalden daha yüksek bir kırmızı kan hücresi sayısı veya yüksek hemoglobin veya hematokrit seviyeleri, polisitemia vera veya kalp hastalığı gibi tıbbi bir duruma işaret edebilir.

Düşük beyaz kan hücresi sayısı; kemik iliği sorunlarını veya kanseri yok eden otoimmün bir bozukluk gibi tıbbi bir durumdan kaynaklanabilir. Bazı ilaçlar da beyaz kan hücre sayısının düşmesine neden olabilir. Beyaz kan hücre sayısı normalden yüksekse; enfeksiyon, iltihaplanma, bağışıklık sistemi bozukluğu veya kemik iliği hastalığının olduğunu gösterebilir.

Normalden düşük (trombositopeni) veya normalden yüksek olan (trombositoz) trombosit sayısı, temelde bir tıbbi durumun bir işaretidir veya ilaçtan kaynaklanan bir yan etki olabilir. Trombosit sayısı normal sınırların dışında ise, nedeni teşhis etmek için muhtemelen ek testlere ihtiyaç duyarsınız.

Tam kan sayımı kesin bir tanı testi değildir. Normal aralığın dışındaki tam kan sayımı sonuçları, doktorunuz ile birlikte değerlendirmeniz gereken bir durumdur. 

Birçok hastalığın tanısı için yapılan hemogram testi basit, hızlı ve güvenilir sonuçlar verdiği için doktorlar tarafından sıklıkla istenen bir kan tahlilidir. Hemogram testinin özel hastanedeki maliyeti ortalama  TL ve üstüdür. Özel hastanede muayene ve tahlil işlemlerinizi fark ücreti ödemeden tamamlayıcı sağlık sigortası sayesinde yaptırabilirsiniz.

Tam Kan Sayımında Hangi Değerlere Bakılır?

  • Kandaki kırmızı hücre, beyaz hücre ve trombosit sayısı ölçülür.
  • Kırmızı kan hücrelerinin boyutu ve ortalama boyu hesaplanır.
  • Kırmızı kan hücrelerinden (hematokrit) oluşan kan oranı hesaplanır.
  • Kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobin miktarı ölçülür.

Tahlil sonuçlarını aldığımızda doktora göstermeden önce, kısaltmaların anlamlarını tam olarak bilmesek de anlamaya çalışırız. Kan testini yorumlamak için, özellikle kalın harfle yazılan ortalama değerlerin neyle ilgili olduğunu öğrenme ihtiyacı duyarız.

Yazımızın devamında  tam kan sayımında ölçülen değerlerin ne anlama geldiğini bulabilirsiniz.

WBC Nedir?

WBC; beyaz kan hücresi yani lökosit demektir. WBC, vücutta savunma ve bağışıklık sistemi için gerekli olan hücrelerin diğer bir ifadeyle de lökositlerin sayısını gösterir. Kan içinde dolaşan renksiz hücreler kemik iliğinde üretilir.

Beyaz kan hücreleri, kanda bulundukları gibi lenf sistemi, dalak ve diğer vücut dokularında da büyük oranda bulunmaktadır. Lökositlerin normal miktarı –/mm3'tür. Ortalama miktar ise 7,/mm3'tür.

WBC miktarı artığında veya azaldığında;

  • Lökosit miktarı 'inin altındaysa, lökopeni olarak bilinen durum meydana gelir. Bu durum bağışıklık sisteminin gücünü kaybettiğini gösterir. Anemi, verem veya hipertiroidi gibi hastalıklardan kaynaklanabilir.
  • Lökosit miktarı 'den fazla ise bu lökositoz olarak tanımlanır. Gebelik, bakteriye bağlı enfeksiyonlar veya sindirim sisteminde oluşan kanamalar lökosit miktarını artırabilir.

    Nötrofil, lenfosit, eozinofil, monosit ve bazofil olarak 5 ana türü bulunan beyaz kan hücrelerinin bağışıklık için farklı görevleri bulunur:

Monositler Nedir?

Diğer beyaz kan hücrelerinden daha uzun ömürlü olan monositler bakterilerin ortadan kaldırılmasında görev yapar. Normal monosit değeri %2-%8 aralığıdır.

Lenfositler LYM Nedir?

LYM, lenfosit olarak bilinen bir değerdir. Vücudumuzda bulunması gereken lenfosit miktarı kişiden kişiye özellikle yaşa göre değişiklik gösterecektir. LYM düşüklüğü de LYM yüksekliği de birtakım sağlık sorunlarına işaret ediyor olabilir. LYM yüksekliğine neden olan rahatsızlıklardan birkaçı; grip, kızamık, hipotiroid, lenfoma, hepatit gibi rahatsızlıklar olabilir. LYM düşüklüğüne neden olan hastalıklardan birkaçı ise; yetersiz beslenme, tüberküloz, radyasyon ve kemoterapi tedavileri ve bazı kalıtsal hastalıklar olabilir.

Bakteri, virüs ve diğer potansiyel zararlı istilacılara karşı vücut direncini artırmak için antikor üretirler. Normal lenfosit değeri aralığı %%40'tır.

Nötrofiller Nedir?

Nötrofiller bakterileri öldürerek sindirir. Sayı olarak diğer beyaz kan hücrelerinden daha fazladırlar ve vücudun enfeksiyona karşı savaşında ilk olarak nötrofiller görev yapar. Normal nötrofil değeri %%60 aralığıdır.

Bazofiller Nedir?

Bu hücrelerin görevi kanda enfeksiyon görüldüğünde bağışıklık sistemine haber vermektir. Örneğin alerjik bir reaksiyon sırasında histamin salgılanmasını sağlayarak bağışıklık sistemini vücutta istenmeyen bir madde olduğu konusunda uyarır. Normal bazofil değeri % ile %1 arasıdır.

Eozinofiller EOS Nedir?

Eos Eozinofil olarak bilinen bu hücre, bir tür beyaz kan hücresidir. Eozinofil hücrelerinin ana görevi parazitleri öldürmek ve alerjiye bağlı olarak gelişen iltihabı önlemektir. Kanser hücrelerinin yok edilmesinde de kullanılırlar. Normal eozinofil değeri %1-%4 arasındadır.

Eozinofil yüksekliği genellikle alerjik reaksiyona ya da kansere işaret edebilir. Eozinofil yüksekliğine neden olan faktörlerden birkaçı; mantar hastalıkları, alerjik reaksiyonlar, cilt hastalıkları ya da tümörler sayılabilir.

EOS değerinin düşük olması esasen herhangi bir anlam ifade etmez ancak bazı durumlarda ilgili hekim tarafından olumsuz olarak da değerlendirilmesi söz konusu olabilir. Eozinofillerin düşük seviyede olmasının birkaç nedeni; aşırı alkol kullanımı, yoğun stres altında olmak ya da böbrek ve karaciğer hastalıkları olabilir.

RBC Nedir?

RBC; kanda sayı olarak en fazla bulunan kırmızı kan hücresi yani eritrosit demektir. RBC testi, dokular ile akciğer arasında oksijen taşıyan hücrelerin sayısını gösterir. Kırmızı kan hücreleri kemik iliğinde üretilir.

RBC miktarı artığında veya azaldığında;

  • Kırmızı kan hücresi düşüklüğünde demir eksikliği, anemi (kansızlık),kan kaybı, folik asit yetmezliği ve B12 eksikliği gibi problemler mevcut olabilir.
  • Yüksek rakımlı yerlerde yaşayan kişilerde, böbrek, KOAH veya mesleki akciğer hastalığı olanlarda kırmızı kan hücresinin sayısı yükselebilir.
  • Eritrositoz yani polisitemi durumunda da kırmızı kan hücre sayısı artar. Bu durum kanın yoğunlaşması, akışkanlığın azalması anlamına gelir ve birçok hastalıktan kaynaklanabilir.

Hemoglobin Nedir?

Kırmızı kan hücreleri, akciğerler aracılığı ile alınan oksijeni vücudun diğer kısımlarına ve soluk vererek attığımız karbondioksiti akciğerlere taşıyan hemoglobin adlı özel bir proteini içerirler. Kırmızı kan hücrelerinin yaklaşık % 90 ını hemoglobin oluşturur.

Tüm kandaki hemoglobin oranı; erkeklerde ile gm/dL ve kadınlarda ile gm/dL arasındadır. Çocuklardaki normal seviye yaşa ve cinsiyete göre farklılık gösterir.

Düşük hemoglobin genellikle tam kan sayımı testi sonucunda farkedilir. Eğer aşağıdaki belirtileri gösteriyorsanız bu testin yapılmasını doktorunuzdan isteyebilirsiniz:

  • Kronik yorgunluk
  • Nefes darlığı
  • Enerji yoksunluğu
  • Hızlı kalp atışı
  • Soluk deri, tırnak ve diş etleri

Hematokrit Nedir?

HCT (Hematokrit), kırmızı kan hücrelerinden oluşan kanın hacimce oranıdır. HCT yüzde olarak ifade edilir. Örneğin,% 25'lik bir hematokrit, ml'lik kandaki 25 mililitre alyuvar hücresi olduğu anlamına gelir.

Hematokrit Düşüklüğü Belirtileri:

  • Bitkinlik, çabuk yorulma
  • Solgun görünüm
  • Saç kaybı
  • Nefes darlığı

MCV Nedir?

MCV, kırmızı kan hücrelerinin boyutlarını gösteren bir parametredir. MCV yüksekliği ya da MCV düşüklüğü pek çok hastalığın tipik göstergelerindendir. Kan sayımı sırasında bakılan MCV değeri “Mean Corpuscular Volume”'ün kısaltılmasıdır ve dilimize “Ortalama Hücresel Hacim” olarak çevrilir.

MCV'nin yüksek ya da düşük olması kanda oksijenin taşınmasını direkt olarak etkiler. Bu nedenle normal değerlerden farklı olan MCV değerleri mutlaka takip edilmelidir.

MCH Nedir?

MCH açılımı şu şekildedir; Mean Corpuscular Hemoglobin. Dilimize ortalama eritrosit hemoglobin olarak çevirmek mümkündür. Eritrosit, kandaki kırmızı kan hücrelerini ifade eden bir kavramdır. İçinde hemoglobin adı verilen demir içerikli proteinleri vardır. Bu proteinler sayesinde akciğerlerimizden aldığımız oksijen, vücudumuzun geri kalan dokularına taşınır.

MCH değeri ise taşınan bu değerler hakkında bize ışık tutar. Vücuttaki toplam hemoglobin miktarı hakkında bilgi verir. MCH düşüklüğü ya da MCH yüksekliği ciddi sağlık sorunlarını işaret ediyor olabilir bu nedenle takip edilmesi gereken değerlerden biridir.

MCHC Nedir?

MCHC'nin açılımı şu şekildedir; korpüsküler hemoglobin konsantrasyonu. MCHC tam kan sayımlarında bakılan değerlerden biridir. Kanda bulunan her bir kırmızı kan hücresinin içinde bulunan hemoglobin miktarını belirlemek için bakılan bir ölçümdür.

MCHC yüksekliği ya da MCHC düşüklüğü birtakım sağlık sorunlarını işaret ediyor olabilir. Anemi, MCHC düşüklüğünün bir sebebi olabilir. Kan kaybı, adet kanamalarının çoğalması ya da mide ülseri gibi sebepler MCHC düşüklüğüne yol açabilir. MCHC değerinin yüksek çıkmasının sebepleri arasında B 12 eksikliği, kan kaybı, aşırı kafein tüketimi ya da normalin üstünde sıvı alımı sayılabilir.

PLT Nedir?

PLT veya trombosit olarak adlandırılan hücre pulcukları; kanın pıhtılaşmasını sağlar. PLT, renksiz bir yapıya sahiptir. Trombositlerin normal değer aralığı her mikro litrede ile arasıdır.

Trombosit, kırmızı ve beyaz kan hücrelerinden daha küçüktür, sayıları kan tahlilleri ile saptanır. Yapılan tam kan sayımı testinde PLC miktarının düşük veya yüksek olması bazı hastalıkların belirleyicisi olabilir.

  • Kanda trombosit sayısının düşüklüğüne trombositopeni denir. Trombositopeni; kemik iliğinde yeterince platelet üretilmemesinden, otoimmün hastalıklardan veya virüslerden kaynaklanabilir. Trombosit sayısı 'in altına düştüğünde hayati tehlike gelşebilir.
  • Kanda trombosit sayısının 'den yüksek olması durumuna trombositoz denir. Trombositoz; demir eksikliğinden, ameliyat ile dalağın alınmış olmasından, iltihaplı hastalıklardan veya kullanılan ilaçlara karşı tepkisel bir durumdan kaynaklanabilir.
  • Trombosit sayısında değişiklik olmaması ancak fonksiyonlarında bozulma olması durumuna trombasteni denir. Burunda veya sindirim sisteminin parçası olan organlarda normalden uzun süren kanamalar olabilir.

PDW Nedir?

PDW açılımı “Platelet Distribution Width” olarak yapılır ve dilimize platelet dağılım genişliği olarak çevrilir. Bu değerle çeşitli hastalıkların mevcut durumu takip edilebilir. PDW testi ile trombositlerin büyüklüğünü ölçer ve hastalıkların güncel durumu hakkında bilgi verir.

PDW yüksekliği ya da PDW düşüklüğü bazı hastalıkların neticesinde görülebilir. PDW değerinin yüksek çıkmasının nedenleri arasında anemi, bağırsak hastalıkları ve bazı kanser türleri gelebilir. PDW değerinin düşün çıkmasının nedenlerinden birkaçı da; uzun süren kanamalar, kemoterapi ya da radyasyon tedavisi ya da B12 vitamini eksikliği olabilir.

Tam Kan Sayımı Testi Nasıl Yaptırılır?

Tam kan sayımı testi için kan alımı gereklidir; hastanın damarından, parmak ucundan ya da yenidoğanlar için topuktan alınan kan örneği ile tam kan sayımı testi gerçekleştirilir.

Tam Kan Sayımı Nasıl Raporlanır?

Tam kan sayımı yani hemogram testinde hücrelerin sayısı ve oranları bazı kısaltmalarla ifade edilir örneğin; RBC, HGB, HCT, MCV, RDW, MCH, MCHC, PLT, WBC gibi… Tüm bu değerler tam kan sayımı için bir sonuç niteliğindedir. Raporda yer alan sınır değerler erişkin yaş grubuna göre hazırlanıp, doktorunuz tarafından değerlendirilir.

Önemli Not: Bu içerik yalnızca bilgi amaçlıdır; herhangi bir tavsiye ya da tedavi önermez. Olası sağlık sorunlarını önlemek ve yanlış tedavilerden kaçınmak için en doğru bilgiyi mutlaka doktorunuzdan alınız.

Sağlıkla kalın.

Yayımlanma Tarihi: 28 Ağustos Salı

Güncellenme Tarihi: 5 Mayıs Cuma

LYM (Lenfosit) Yüksekliği 

İnsan kanında iki çeşit kan hücresi bulunur. Bunlardan biri kanımıza da kırmızı rengini veren kırmızı kan hücreleridir. Diğeri ise beyaz kan hücreleridir. Kırmızı kan hücreleri sayıca beyaz kan hücrelerinden daha fazladır. Kırmızı kan hücrelerinin asli görevi vücudumuza oksijen taşımaktır.

İnsan bedeninde her civarındaki kırmızı kan hücresine karşılık bir tane beyaz kan hücresi bulunur. Beyaz kan hücrelerinin görevi sağlığımızı hastalıklara karşı savunmaktır. Bağışıklık sistemimizin yapıtaşlarından biri olan beyaz kan hücreleri vücudumuzda görülen bakteri, virüs ya da antijenlere karşı mücadele verirler, alerjik reaksiyonlarımızı düzenlerler. Bağışıklık sisteminizin zayıflaması, vücudunuzdaki beyaz kan hücrelerinin azalmış olması anlamına gelir. Beyaz kan hücrelerimizin 10’da arasındaki kısmı ise LYM yani lenfositlerden oluşur.


Kandaki LYM Değeri Ne Olmalı?

İnsan vücudunda bulunması gereken normal lenfosit sayısı yaşa göre değişkenlik gösterir. Yapılan testlerde ölçüm birimi mikrolitre olarak kullanılır. Yetişkin bir insanda mikrolitre başına arasında beyaz kan hücresi vardır. Yetişkinler için normal beyaz kan hücresi aralığı toplam kan hacminin yüzde 1’i kadar olmalıdır. mikrolitre alt sınırı belirlerken beyaz kan hücreleri için üst seviye mikrolitrenin üstüdür.

Şimdi gelelim kandaki LYM değeri ne olmalıdır sorusunun yanıtına… Lenfosit değerlerinde bazı değişkenler bulunur. Irk, cinsiyet, alışkanlıklar bu değer üzerinde etkilidir. Yetişkin ve sağlıklı bir insanda her bir mikrolitre kanda mikrolitre arası LYM yani lenfosit değeri hücresi olmalıdır. Sağlıklı çocuklarda ise bir mikrolitre kandabu değer – gibi biraz daha yüksek olabilir. arasında lenfosit bulunmalıdır.

LYM (Lenfosit) Düşüklüğü

Yetişkinlerde lenfosit düşüklüğünden bahsedebilmek mikrolitrenin altında bir değer ölçülmelidir. Çocuklarda ’in altındaki değer lenfosit düşüklüğü olarak adlandırılır. 

LYM (Lenfosit) Yüksekliği

Yetişkin bir bireyde ölçüm sonucunun mikrolitreden fazla lenfosit ölçümü lenfosit yüksekliği anlamına gelir. Çocuklarda ise mikrolitre üzerindeki bir değer yüksek lenfosit miktarına işaret eder. Hem yetişkinlerde hem de çocuklarda bahsettiğimiz bu değerlerin daha yüksek ya da daha düşük olması bir sağlık sorununa işaret eder.

Yüksek Lenfosit Sayısına Neden Olan Rahatsızlıklar

Yüksek lenfosit ölçüm sonucu bazı rahatsızlıklardan kaynaklanabilir. Olası rahatsızlıkları şöyle sıralayabiliriz:

  • Grip,
  • Frengi,
  • Kızamık, kabakulak ve halk arasında öpücük hastalığı olarak bilinen mononükleoz dahil viral enfeksiyonlar,
  • Adenovirüs,
  • Hipotiroid,
  • Tüberküloz,
  • Boğmaca,
  • Toksoplazmoz,
  • Sitomegalovirüs,
  • Hepatit,
  • Halk arasında Akdeniz ya da Malta Humması olarak da bilinen bruselloz,
  • Kan damarlarında iltihaplanma anlamına gemlen vaskülit,
  • Lenfoma,
  • Akut lenfositik lösemi,
  • Kronik lenfositik lösemi,
  • HIV ve AIDS.

Düşük Lenfosit Sayısına Neden Olan Rahatsızlıklar

Lenfositopeni Lenfopeni adı verilen düşük lenfosit ölçümüne neden olan olası rahatsızlıklar ise şöyle sıralanabilir:

  • Yetersiz beslenme,
  • Hodgkin lenfoma benzeri kan hastalıkları,
  • Tüberküloz, AIDS ve viral hepatit benzeri bulaşıcı hastalıklar, 
  • Steroid kullanımı,
  • Nadir görülen bazı kalıtsal hastalıklar: Ataksi telenjiektazi, DiGeorge anomalisi
  • Halk arasında kelebek hastalığı adıyla da bilinen lupus gibi otoimmün rahatsızlıklar,
  • Radyasyon ve kemoterapi tedavileri,
  • Şiddetli kombine immün yetmezlik sendromu ve Wiskott-Aldrich sendromu.

Kan değerlerinizin ölçülmesinin ardından ortaya çıkan yüksek ya da düşük lenfosit değerlerinize rağmen hiçbir yakınmanız olmayabilir. Bu durum ağırlıklı olarak sorununuzun bir enfeksiyondan ya da olağandışı bir etkilenmeden kaynaklandığını ortaya koyar ve kısa bir süre sonra da değeşrleriniz normale döner. 

Lenfosit miktarınızın uzun süreler boyunca çok yüksek ya da çok düşük seviyelerde kalırsa bu durum ağırlıklı olarak altta yatan bir sağlık durumuna işaret edebilir. 

Lenfosit Türleri

Vücudumuzda lenfositlerin oluştuğu yer kemiklerimizde yer alan iliklerimizdir. B hücreleri, T hücreleri ve katil hücreler olarak adlandırılan üç tür lenfosit bulunur. B hücrelerinin görevi antikor üretmektir. Bu antikorlar vücudumuza giren virüs, bakteri ve benzeri antijenlere karşı mücadele verirler, bir hastalık geçirdikten sonra ona bağışıklık kazanmamızı B hücreleri sağlar. . 
T hücreleri ise ilikte üretilen B hücrelerinin, göğüs boşluğunda bulunan timüs adlı organa lenf bezine giderek burada gelişmeleri olgunlaşmaları ile oluşurlar. T hücrelerinin görevi, vücudumuzdaki patojenlere karşı bağışıklık sistemimizde yer alan hücreleri durumdan haberdar etmektir.

Son lenfosit türü olan katil hücreler virüsler ya da tümörler tarafından etkilenmiş olan hastalıklı hücreyi hedef alırlar. Hastalıklı hücreleri öldürürken sağlıklı hücrelere zarar vermezler. Vücudumuzdaki lenfositlerin yüzde 80’ini T hücreleri, yüzde 10’unu B hücreleri ve kalan yüzde 10’unu ise katil hücreler oluşturur.

Bu arada bazı etkenler de lenfosit değerlerinizin bir rahatsızlığa bağlı olmadan gereğinden yüksek ve düşük çıkmasına neden olabilir. Kan testinizin değerlerini etkileyecek durumları şöyle sıralayabiliriz:

  • Kemoterapi görmek,
  • Gebelik,
  • Yakın dönemde bir operasyon geçirmiş olmak,
  • Yüiksek stres seviyesi,
  • Steroid kullanmak,
  • HIV hastası olmak,
  • Radyasyon tedavisi görmek.

Bu durumlardan birini yaşıyorsanız kan testi öncesinde doktorunuzu bilgilendirmelisiniz.

Lenfosit Testi Nasıl Yapılır?

Kandaki lenfosit miktarını ölçmek için farklı kan testleri tercih edilebilir:

  • Tam kan sayımı,
  • Akım sitometrisi.

Tam kan sayımı testi ile kandaki kırmızı hücreler, beyaz hücreler, hemoglobin, trombositler (kanı pıhtılaştıran hücreler) ve hemotokrit (kırmızı hücrelerin plazmaya oranı) ölçülür. Tam kan sayımına gitmeden önce aç olmanız gerekmez. 

Kandaki lenfosit miktarını ölçmekte kullanılan bir diğer yöntem olan akış sitometrisi daha detaylı bir testtir. Bu testte kandaki lenfositlerin çeşitleri, ortak bir kökten gelip gelmediği (kan kanserleri gibi) ve  birbirinden farklı lenfositlerin miktarı miktarları ölçülebilir. 

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır