lithuril nedir ne için kullanılır / DUYGUDURUM DÜZENLEYİCİLERİ

Lithuril Nedir Ne Için Kullanılır

lithuril nedir ne için kullanılır

Lityum İçerikli İlaç Tehlikeli Mi?

Lityum içerikli ilaçlar, bipolar bozukluk, manik depresif bozukluk ve şizofreni gibi ruhsal hastalıkların tedavisinde kullanılan bir grup ilaçtır. Lityum, periyodik tabloda bulunan bir elementtir ve beyindeki nörotransmitterlerin dengesini etkileyerek ruh hali bozukluklarını kontrol altına alır.

Lityum ilaçları, birçok farklı marka adı altında piyasaya sürülmüştür ve sıklıkla uzun süreli kullanım gerektirir. İlaçlar, genellikle oral yolla alınır ve vücutta biriken bir maddedir. Bu nedenle, lityum düzeylerinin düzenli olarak izlenmesi gereklidir. Aşırı dozda lityum, ciddi yan etkilere neden olabilir, bu nedenle ilacın dikkatli kullanılması önemlidir.

Lityum ilaçlarının etkisi, genellikle birkaç hafta ile birkaç ay arasında değişebilir. İlaçlar, ruh hali değişiklikleri, aşırı enerji, uykusuzluk, anksiyete, depresyon ve benzeri belirtileri kontrol altına alır. Ancak lityum ilaçlarının kullanımı bazı kişilerde bazı yan etkileri de beraberinde getirebilir.

Bu yan etkiler arasında titreme, bulantı, ishal, kilo alımı, böbrek sorunları ve tiroid fonksiyonlarında değişiklikler yer alabilir. Bu nedenle, lityum ilaçlarının kullanımı öncesinde mutlaka bir doktorla görüşmek ve düzenli olarak izlenmek önemlidir.

Lityum İçerikli İlaç Tehlikeli Mi?

Lityum İçerikli İlaçlar Hangi Durumlarda Kullanılır?

Lityum içerikli ilaçlar, ruh hali bozuklukları için kullanılır. Bunlar arasında bipolar bozukluk, manik depresif bozukluk ve şizofreni gibi psikiyatrik bozukluklar yer alır. Lityum ilaçları, bu hastalıkların semptomlarını kontrol altına alarak kişinin duygusal durumunu stabilize etmeyi amaçlar.

Bipolar bozukluk, manik depresif bozukluk olarak da bilinir ve kişinin aşırı yüksek veya aşırı düşük ruh hali yaşamasına neden olur. Bu hastalık, genellikle 20’li yaşların başında başlar ve yaşam boyu devam edebilir. Lityum, bipolar bozuklukta sıklıkla kullanılan bir ilaçtır ve mani (aşırı yüksek ruh hali) semptomlarını kontrol altına almada etkilidir.

Şizofreni, gerçeklikle bağlantının kaybedildiği bir psikiyatrik bozukluktur. Kişide halüsinasyonlar, yanılsamalar, düzensiz düşünce ve davranışlar görülür. Lityum, şizofreni tedavisinde de kullanılır ve hastanın semptomlarını kontrol altına alabilir.

Kısaca özetlemek gerekirse; lityum içerikli ilaçlar, bipolar bozukluk, manik depresif bozukluk ve şizofreni gibi ruh hali bozuklukları tedavisinde kullanılan etkili bir tedavi seçeneğidir. Ancak bu ilaçların kullanımı öncesinde mutlaka bir doktorla görüşmek ve düzenli olarak izlenmek önemlidir.

Lityum İçerikli İlaçlar

Lityum İçerikli İlaçların Zararları Nelerdir?

Lityum içerikli ilaçların kullanımı bazı olası yan etkileri beraberinde getirebilir. Bu yan etkiler, genellikle ilacın dozuna, kullanım süresine ve kişinin vücut kimyasına bağlı olarak değişebilir. Lityumun yan etkileri arasında şunlardır;

  1. Nörolojik etkiler: Lityum kullanımı, titreme, konuşma güçlüğü, kas zayıflığı, baş dönmesi ve hatta nöbetler gibi nörolojik etkilere neden olabilir.
  2. Metabolik etkiler: Lityum, idrarın daha az üretilmesine ve tuzun vücutta tutulmasına neden olabilir. Bu durum, böbrek fonksiyonlarında problemlere neden olabilir ve elektrolit dengesizliği riskini artırabilir.
  3. Tiroid etkileri: Lityum, tiroid bezinin çalışmasını yavaşlatabilir veya hatta tiroid bezinin büyümesine neden olabilir. Bu durum, tiroid hormonlarının dengesizliği ve hipotiroidizm gibi durumlara neden olabilir.
  4. Kalp etkileri: Lityum kullanımı, kalp ritminde değişikliklere neden olabilir ve kalp kasının işlevini etkileyebilir.
  5. Gebelik etkileri: Lityum kullanımı, gebelik sırasında fetüsün gelişimini etkileyebilir. Bu nedenle, hamile kadınlar için genellikle önerilmez.

Ayrıca, lityum ilaçları diğer ilaçlarla etkileşime girebilir ve bazı sağlık durumlarını kötüleştirebilir. Örneğin, böbrek hastalığı olan kişilerde lityum kullanımı böbrek işlevlerinde ciddi sorunlara neden olabilir. Lityum içerikli ilaçlar etkili bir tedavi seçeneği olsa da, yan etkileri de dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, bu ilaçları kullanmadan önce mutlaka bir doktorla görüşmek ve düzenli olarak izlenmek önemlidir.

Lityum İçerikli İlaçların Zararları

Lityum nerelerde kullanılır? Lityum nedir ve etkileri nelerdir?

Haberin Devamı

Kimyasal bir element olan Lityum, doğada saf halde bulunmaz. İlaç sanayisinde sakinleştirici olarak kullanılan Lityumun ne olduğu hakkında fikir sahibi olmak isteyen vatandaşlar, 'Lityum nedir?' sorusuna yanıt arıyor.

LİTYUM NEDİR?

Johan August Arfwedson tarafından 1817 yılında keşfedilen Lityum, periyodik tabloda 1. grup alkali metaller içinde yer alan, atom numarası 3, sembolü “Li” olan kimyasal bir elementtir.

Yumuşak ve gümüşümsü beyaz metaldir. Havada bulunan oksijenle reaksiyona giren lityum, lityum oksit (Li2O) oluşturur. Bu oksitlenme reaksiyonunu engellemek için yağ içinde saklanır. Hava ve su tarafından hızlı bir şekilde oksitlenip kararır ve lekelenir. Lityum metali doldurulabilir pillerde (örnek olarak cep telefonu ve kamera pili) ve ağırla yüksek direniş göstermesi sebebiyle alaşım olarak hava taşıtlarında kullanılır. Li+ iyonunun nörolojik etkilerinden dolayı, lityumlu bileşikler farmakolojik olarak sakinleştiricilerde kullanılır.

Haberin Devamı

Lityum bıçakla kesilebilir, sodyumdan biraz daha sert olduğu için, onu kesmek veya bölmek çok daha zordur. Reaksiyona girmemiş Lityum gümüşi bir renge sahiptir, ancak kısa sürede rengi kararır. Düşük yoğunluğu sayesinde hidrokarbonlar üzerinde batmadan durabilir. Lityum, ten ile temasını engellemek için özel koruma gerektirir. Lityumu toz olarak ya da alkalinli bileşimlerinin solunması, burun yollarında ve boğaz da tahriş ve zarara neden olur.

Manik depresif tedavisinde kullanılan Lityum, bipolar bozukluk tedavisinde, duygudurum dengeleyici olarak kullanılmaktadır. Lityumun bu etkisi 1949 yılında Avustralyalı psikiyatr John Cade tarafından belgelenmiştir. FDA, 1970 yılında lityumun etkili bir ilaç olarak tanındığını duyurmuştur. Lityum, depresyon tedavisinde öteki antidepresanların etkisini güçlendirmek için de kullanılmaktadır. Lityum, sindirilmesinin ardından, merkezi sinir sisteminde hızla yayılır ve çeşitli nörotransmitterler ve almaçlarla etkileşir. Norepinefrin salınımını azalttığı ve serotonin sentezini arttırdığı bilinmektedir. Mani üzerindeki etkisini ortaya çıkaran mekanizma bilinmemektedir.

Ruhsal Bozukluklarda Lityum Kullanımı

Lityum, psikiyatride birçok kapıyı açan, altın anahtar niteliğinde bir ilaçtır. Mani nöbetlerinin tedavisi ve iki uçlu bozuklukta koruyucu etkisi kanıtlanmıştır.

Lityum kanda belli düzeyin altına düştüğünde etkisi olmayan, ancak toksik sınırları da dar olan bir ilaçtır. Etkinliği sağlarken toksik dozlara erişmemek için düzenli kan kontrolleri şarttır. Buna uyum sağlayamayan ve uymayan hastalarda kullanılmaması en uygun yaklaşım olur.

Lityum, ağız yoluyla alınımını takiben 18–24 saat kanda kalır ve böbrek yoluyla vücuttan atılır. Gençlerde ve ilaca yeni başlayanlarda ilacın yarılanma ömrü daha kısadır. Yaşla ve kullanım süresiyle orantılı olarak bu süre uzar. Vücutta en çok tiroid bezi ve böbreklerde tutulur. Beyine girişi ve temizlenişi ise yavaştır. Düzenli alımı takiben 3–8 gün içinde kan ve hücrelerde lityum belli bir dengeye oturur. Bu esnada ilk kan lityum düzeyleri ölçülmelidir.

Lityumun çok çeşitli ruhsal bozukluklarda kullanım alanı mevcuttur. Bunlar;

-Mani nöbetlerinin kontrol altına alınması,

-Bipolar duygudurum bozukluklarında koruyucu olarak,

-Yineleyici depresyonlarda koruyucu olarak,

-Siklotimide duygudurum dengeleyici olarak,

-Şizoafektif bozuklukta antipsikotiklere yardımcı olarak,

-Dirençli depresyonlarda antidepresan etkisini güçlendirmek için,

-Antipsikotiklere dirençli şizofrenilerde direnci kırmak için,

-Suça eğilimli, saldırgan davranışlar gösteren kişilerde,

-Alkol ve madde bağımlılığında duygudurum dengeleyici olarak.

Lityumun hasta üzerindeki uzun dönemli koruyucu etkisine 6–12 aylık bir tedavi sürecinden sonra karar verilmelidir. Önceki hastalık dönemlerinde lityumdan fayda gören, ailede iki uçlu bozukluk ve lityuma iyi yanıt öyküsü olan, aile ve sosyal desteğin güçlü olduğu, maniyi izleyen çökkünlük durumları ve ilacın ilk mani atağında başlanması durumunda etkinlik daha iyidir. Çökkünlüğü izleyen mani, karma ve hızlı döngülü nöbetler, alkol ve madde kullanımı, kişilik bozuklukları, dürtü denetim bozuklukları, ailede şizofreni öyküsü ve sosyoekonomik durum bozukluğunda etkin yanıt oranı daha düşüktür.

Lityumun koruyucu tedavideki etkinliğinin birinci koşulu hastanın ilaca uyumudur. Bu amaçla hastalara hastalığının özellikleri, hastalığın gidişi ve dönemlerin sonuçları anlatılmalı, yan etkiler konusunda bilgilendirilmelidir. Karşılaştığımız en büyük sorun henüz az sayıda nöbet geçiren genç hastaların, nöbetlerin artık gelmeyebileceği beklentisiyle düzenli ilaç kullanmaktan kaçınmalarıdır. Hâlbuki erken başlanan koruyucu tedavinin etkinliği daha yüksektir.

Kan düzeylerinin kontrolleri düzenli olarak yapılmak kaydıyla lityum çok uzun yıllar güvenle kullanılabilir. Düzenli ilaç kullanan hastaya denemek amacıyla kesme gibi bir hataya düşülmemelidir. Ani kesmelerde nöbetler çok ağır biçimde ortaya çıkabilir. Kesme zorunluluğu varsa aylar içinde doz ağır ağır düşürülmelidir.

Uzun süreli lityum kullanımında hemogram, idrar tahlili, böbrek fonksiyon testleri, kan şekeri, tiroid testleri ve kalp grafisi takip edilmelidir. Antienflamatuar ilaçlar, idrar söktürücü ilaçlar, ACE inhibitörü gibi antihipertansif ilaçlar ve metranidazol ile birlikte lityum kullanımı zehirlenme belirtilerine yol açabilir. Hastaların kullandığı ilaçları doktorlarına bildirmeleri bu bağlamda çok önemlidir.

Lityumun iyileştirici etkisi 7–10 günden önce görülmez. Lityum başlanan hastada 5 gün sonra kan düzeyine bakılır, etkin kan düzeyine gelinceye kadar doz ayarlaması yapılır. İlk 2 ay, bir-iki haftada bir lityum kan düzeyleri ölçülür. Kan testi gece alınan dozdan 12 saat sonra yapılmalıdır. Lityum seviyesi sabitlendikten sonra kontroller 2–4 ayda bir yapılabilir.

Gebeliğin ilk 3 ayında lityum kullanımının, bebekte kalp damar anomalilerini yükselttiğine dair araştırmalar mevcut olup, genel doğum anomalilerinde ciddi bir artış saptanmamıştır. Gebe annede lityum kullanımı zorunlu ise bebeğin fetal kalp incelemeleri yakinen izlenmelidir. Gebelikte ilacın idrar ile atılımı hızlandığından lityum dozunu arttırmak gerekebilir. Lityum, anne sütüne de geçmekte, sütte kan düzeyinin %70’ine ulaşabilmektedir. Emziren annelerin lityum kullanımı tartışmalı olup, kullanılmamasını önerenler olduğu gibi dikkatlice kullanılabileceğini söyleyen araştırmacılarda mevcuttur.

Lityum genelde iyi tolere edilen ve fazla yan etkisi olmayan bir ilaçtır. Bulantı, ellerde titreme, fazla su içme, çok idrar yapma, iştah ve kilo artımı en sık görülen yan etkileridir. Okul ve iş yaşamını pek etkilemez. Dikkat, algılama, konsantrasyon gibi bilişsel yetilerde hafif azalma bazı hastalarda görülebilir.

Lityum, tiroid bezi ile yoğun etkileşime girer. Tedavi öncesinde ve her 6 ayda bir tiroid fonksiyonları kanda izlenmelidir. Lityum hipotiroidi ve guatr sıklığını arttırabilir. Guatr görüldüğünde veya tiroid yetmezliği belirtileri çıktığında ilacı çoğu kez bırakma gereği yoktur. Tiroid hormon takviyesi sorunu çözecektir.

Çok su içme ve çok işeme lityum alan hastalarda sıktır. Bu durum bazen hastaları tedirgin eder. İlacı kesmekle düzelen bu yan etki antidiüretik hormonun etkisinin azalmasına bağlıdır. Böbrekte gerçek bir hasar çok nadirdir. Yılda bir veya iki kez böbrek fonksiyon testlerine bakılmalıdır.

Dilde yanma, ağızda metalik tad, bulantı, kusma, ishal, sersemlik hissi, yorgunluk, baş ağrısı, deride döküntü, özellikle kadınlarda saç dökülmesi, gözlerde sulanma, kızarma ve yanma, kanda lökositoz, kilo alımı ve ödem diğer yan etkileri olup çoğu kez ilaç kesmeyi gerektirmez.

Lityum zehirlenmesi fazla lityum alımına ve böbrek fonksiyonlarında azalmaya bağlıdır. Koma ve ölüme kadar gidebilir. Hastane tedavisi gerekir. Uygun tedavi ile vakaların çoğu düzelir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır