lökosit düşüklüğü sebepleri / Beyaz Küre (WBC) Nedir? Düşüklüğü Neden Olur?

Lökosit Düşüklüğü Sebepleri

lökosit düşüklüğü sebepleri

Kanda WBC Nedir?

Beyaz kan hücreleri, akyuvarlar ya da bir diğer adıyla lökositler (WBC-White Blood Cell), tam kan sayım tahlillerinde incelenen bir parametredir. Vücuttaki görevleri; savunmada yer alıp enfeksiyonlarla savaşmaktır.

Vücudu mikrop, bakteri ve toksinlerden korumakla yükümlüdürler. Vücutta istilacıları aramak amacıyla kanda hareket ederler. WBC normalde kan damarlarında bulunur ancak tehlike durumunda dolaşım sisteminden çıkar ve ilgili bölgedeki antijeni yok eder. Yani hızlı bir savunma hattı oluşturarak, hastalığın belirtileri henüz oluşmadan çoğalıp harekete geçer. Akyuvar değeri, referans değerlerle kıyaslanarak ölçümlenir.


WBC Türleri

“WBC tahlili nedir?” dendiğinde beyaz kan hücrelerin sayısının ölçülmesini sağlayan testtir. Buna lökosit testi de denir. WBC, toplam kan hacminin yüzde 1’ini oluşturur. Beyaz kan hücrelerinin nötrofil, lenfosit, monosit, eozinofil ve bazofil olmak üzere 5 tipi vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir:

Nötrofiller: Vücuda giren antijenlere ilk müdahaleyi yapan WBC türüdür.

Lenfositler: Vücuda yabancbir madde girdiğinde çoğalarak direk yanıt verir ya da bağışıklık sistemi hücrelerini uyarmak amacıyla kimyasallar salgılar ve hücrelerin yabancı organizmalara saldırmasını sağlar.

Monositler: Bakterilere saldırarak onları yok eder ve dokularda bulunan ölü hücrelerin temizlenmesinden sorumludur.

Eozinofiller: Allerjik reaksiyonların yol açtığı iltihaplanma sırasında sayıları artar.

Bazofiller: Parazitlerin sebep olduğu enfeksiyon durumunda sayıları artar.

Normal WBC Değeri Kaç Olmalıdır?

Yetişkin bir kişinin sahip olduğu lökosit sayısı (WBC) değişkendir ancak WBC normal değeri mikrolitre başına 4 bin ila 11 bin arasındadır.

Lökositler yaşa göre değişiklik gösterirler. 1 mikrolitre kanda bulunması gereken yaşa göre WBC değerleri:

  • 0 ila 1 ay: –
  • 2 ila 12 ay: –
  • 1 ila 3 yaş: –
  • 4 ila 5 yaş: –
  • 6 ila 15 yaş: –
  • 15 yaş ve üzeri: –

Yaş gruplarında bu referans değerlerinin dışına çıkması halinde, yüksek ya da düşük olmasına bağlı sağlık sorunları görülebilir.

WBC Yüksekliği Nedir?

Özellikle istenen kan tetkiklerinde çıkan sonuçlara göre WBC yüksekliği endişe yaratır ve akıllara “WBC kaç olursa tehlikeli?” sorusunu getirir. Genel olarak, yetişkinlerde bir mikrolitre kanda 11 binden fazla beyaz kan hücresi (lökosit) sayısının yüksek bir beyaz kan hücresi sayısı olduğu kabul edilir ve buna lökositoz adı verilir. “WBC yüksekliği neden olur?” sorusuna ise şu cevaplar verilir:

  • Hemoliz
  • Lösemi ve lenfoma
  • Alerjik reaksiyonlar
  • Hormon bozuklukları
  • Kalp krizi
  • Doku hasarı
  • Dalağın alınmış olması
  • Enfeksiyonlar (bakteriyel veya viral kaynaklı)
  • Kronik böbrek yetmezliği
  • Aşırı egzersiz
  • Romatoid artrit
  • Sigara kullanmak
  • Şiddetli duygusal ve fiziksel stres
  • Tüberküloz
  • Boğmaca
  • Çok yüksek kan şekeri (Şeker koması)

Ayrıca gebelikte, beyaz kan hücreleri yaklaşık olarak 13 bin ila 15 bin arasında seyreder. Kanda WBC yüksekliği takip edilmeli ve altta yatan durum kontrol altında tutulmalıdır. Yüksekliğin altında yatan bir sebep yoksa, doğumdan 2 hafta sonra normal seyrine dönmelidir.

WBC Düşüklüğü Ne Anlama Gelir?

Mikrolitre başına 4 binden az bir lökosit sayısı mevcutsa, vücudun enfeksiyonla olması gerektiği gibi savaşamayacağı anlamına gelebilir. WBC düşüklüğü lökopeni olarak bilinir ve bazı hastalıklara işaret eder.

Lökopeni, farklı hastalıklara bağlı olarak gün yüzüne çıkabilir. Bazı hastalık ve ilaçların yan etkisi olabileceği gibi ciddi hastalıkların da göstergesi olabileceği için önemsemek gereklidir. Bu yüzden tam kan sayımı neticesinde WBC değeri düşük çıkan kişilerin doktora görünmesi çok önemlidir. WBC düşüklüğü başlıca şu nedenlerle görülür:

Kemik İliği Sorunları: Kan hücrelerini üretiminden kemik iliği sorumludur. Düşük lökosit sayısının da altında yatan sebep çoğunlukla kemik iliği problemleri ile alakalıdır. Kemik iliği yetmezliği ve kanseri başlıca sebeplerdir. Kemoterapi, radyasyon gibi kanser tedavi yöntemleri de kemik iliğin WBC üretilmesini sekteye uğratabilir.

Otoimmün Bozukluklar: Lupus ve romatoid artrit gibi bazı otoimmün hastalıklar, vücudun kendi WBC’lerine saldırmasına ve yok etmesine neden olabilirler.

Enfeksiyon: Virüsler kemik iliğinizi etkileyebilir ve düşük lökosit oranına sebep olabilir. Kan enfeksiyonları, vücudun lökositleri normalden daha hızlı kullanmasına sebep olabilir. HIV, bir tür beyaz kan hücresini öldürür.

İlaçlar: Bazı ilaçlar ve antibiyotikler lökosit üretimini baskılayabilir

Beslenme: İyi bir şekilde beslenmemek veya folik asit, B12 gibi vitaminlerin düşük seviyelerde seyretmesi vücudun lökosit üretme şeklini etkileyebilir. Aşırı doz alkol tüketimi, vücudunuzdaki lökosit sayısını azaltabilir.

Dalak Sorunları: Dalak, WBC üretiminden de sorumludur. Enfeksiyonlar, kan pıhtıları ve diğer problemlerden ötürü dalak şişebilir ve normalden farklı çalışabilir bu da lökosit sayısının düşmesine neden olabilir. Dalakta meydana gelen büyüme WBC düşüklüğü yaratır.

Viral hastalıklar, karaciğer hastalıkları, sıtma ve verem gibi hastalıklar da WBC düşüklüğünün başlıca nedenlerindendir.

WBC Düşüklüğü Tedavisi

Tedavi için öncelikle eksikliğe neden olan etken bulunmalıdır ve ardından tedavi planı oluşturulmalıdır.

Viral hastalık kaynaklı olduğu takdirde, hastalık tedavisi tamamlandığında WBC sayıları da normale döner. Bağışıklık sistemindeki bir problemden kaynaklıysa, bağışıklık sistemi güçlendirici ilaçlar kullanılarak bir tedavi yolu çizilebilir. Bir ilacın yan etkisi olarak ortaya çıkmışsa, ilaca ara verilmeli ve kan değerleri izlenmelidir. Kemoterapi, radyoterapiye bağlı bir sebepse bir süre ara verilmeli ve değerlerin normale dönmesi sağlanmalıdır.

Bu tedavi yöntemlerinin yanı sıra hastanın sağlıklı bir beslenme planına uyması, kendini fazla yormaması da büyük önem taşır.

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

Lökositleri oluşturan hücrelerden lenfositler, kemik iliğinde bu serinin genç hücreleri olan lenfoblastlardan meydana gelirler. Akut lenfoblastik lösemide (ALL) tek bir kök hücrenin DNA'sına aldığı genetik bir hasar sonucu oluşan lenfoblastların anormal bir şekilde kontrolsüz ve aşırı çoğalması söz konusudur. Lenfoblastlar kemik iliğinde çoğalır ve buradan kana ve  beyin-omurilik gibi diğer organlara geçerler. ALL çocukluk dönemi lösemilerinin % 80 inden sorumludur. Erişkinlerde de görülebilir ve tüm erişkin lösemilerinin % 20 ini oluşturur. Akut lenfoblastik lösemide lenfoblastların olgunlaşma ve farklılaşma fonksiyonu kaybolmuştur.

Lösemik blastik hücreler normal kan hücreleri olarak fonksiyon gösteremezler ve normal kemik iliği hücrelerinin üretimini bloke ederek, kanda kırmızı küre (anemi), platelet (trombositopeni) ve beyaz küre, özelikle nötrofil (nötropeni) eksikliğine neden olurlar.

Akut Lenfoblastik Löseminin Nedenleri

Çoğu olguda belirgin bir sebep yoktur. Bununla birlikte radyasyon, benzen gibi bazı toksinler ve bazı kemoterapi ajanları lösemi oluşumuna katkıda bulunur. Kromozomlardaki anormallikler akut lösemi gelişiminde rol oynayabilir. Risk faktörleri içinde Down sendromu, lösemili kardeş, radyasyona maruz kalma, kimyasal maddeler ve ilaçlar sayılabilir.

ALL bulaşıcı değildir, bu nedenle başkasından ALL kapmanız mümkün değildir.

Akut Lenfoblastik Löseminin Belirtileri

Akut lenfoblastik lösemide AML’ye benzer şikâyetler görülür. Artan lenfoblastların kemik iliğinde kan yapımını engellemesi nedeniyle anemi ve buna bağlı olarak halsizlik, çabuk yorulma, hareketle artan nefes darlığı ve solukluk meydana gelir. Trombositlerin sayısında yetersizliğe bağlı olarak, ciltte morluk oluşması, toplu iğne başı büyüklüğünde kırmızı yaygın döküntüler, burun ve diş eti kanamaları görülür. Artan lenfoblastlar bağışıklık sistemindeki hücrelerin yapımını bozduğu için yüksek ateş, bademcik iltihabı ve zatürree görülebilir. Lösemik hücreler beynin ya da omuriliğin kaplamasında birikerek kusmaya ya da baş ağrılarına neden olabilirler.

Az sayıdaki hastalarda ise lösemik hücrelerin testislerde toplandığı görülmüştür. Lenfoblastların lenf bezleri, dalak ve karaciğerde birikmesine bağlı olarak bu organlarda büyüme saptanabilir.

Lenfoblastlardaki artış, kemik-eklem ağrılarına, göğüs kemiğinde hassasiyete, solukluk,  baş ağrısı, iştahsızlık, bulantı, kusma ve kilo kaybına neden olur.

Akut Lenfoblastik Lösemide Tanı

Fizik muayenede büyümüş karaciğer-dalak, vücutta morluk ve kanama bulguları, ateş yüksekliği saptanır. Tam kan sayımında, lökosit sayısında anormallikler (lökosit sayısı yüksek, düşük veya nadiren normal olabilir), anemi (kırmızı kan hücrelerinin azalması) ve trombosit sayısında azalma saptanır. Periferik yaymada blastların görülmesi tanıyı destekler. Kesin tanı için kemik iliği biyopsisi yapılması gerekir.

Kan ve/veya ilik hücreleri ayrıca aşağıdakiler içinde kullanılır:

• Kromozomların sayı ve boyut araştırması ( sitogenetik analiz)

• Genetik test (polimeraz zincir reaksiyonunu kapsayabilir-PCR)

• İmmünofenotiplendirme, hücre yüzeyindeki göstergelerin (antijenlerin) cinslerine göre hücreleri

tanımlamak için kullanılan yöntem

Bu incelemeler hastaların ALL alt türlerini saptamada önemlidir. Bu analizlerden bazıları tedavinin etkisini görmek için terapi boyunca ve sonrasında tekrarlanabilir.

Genç ve kardeşi olan hastalarda olası ilik nakli için doku uygunluk testleri (HLA) yapılmalıdır.

Kemik İliği Aspirasyonu ve Biyopsisi

Göğüsteki iman tahtası (sternum) ya da kalça kemiğine özel bir iğne ile girilerek kemik iliğinin enjektör yardımı ile alınmasıdır. Lösemi tanısının konulmasında olmazsa olmaz işlemlerden bir tanesidir. İliğin alınacağı bölge temizlendikten sonra lokal anestezi ile uyuşturulur ve böylelikle hasta ağrı duymaz. Ancak iliğin çekilmesi esnasında vakuma bağlı olarak bir çekilme hissi duyulur.  Biyopside ise kemik iliği aspirasyonu gibi kalça kemiğine özel iğne yardımıyla, lokal anestezi altında girilir ve kemik iliğinin sert kısmından küçük bir örnek alınır.

Akut Lenfoblastik Löseminin Alt Tipleri

Akut lenfositik lösemi gelişimin çeşitli evrelerindeki ilkel lenfositlerden oluşabilir. Temel alt türler B-lenfosit ve T-lenfosit cinsleridir, böyle adlandırılmalarının amacı ise lösemi hücrelerinin normal B ve T- lenfositlerinin fiziksel özelliklerine benzemeleridir. Çoğu ALL B-lenfosit oluşumunun herhangi bir evresinde meydana çıkar, geri kalan olgular ise T-lenfosit oluşumunun bir evresinde baş gösterir.

Yine mikroskobik görünüm olarak ALL blastları boyut ve şekil farklılıklarına göre L1-L2-L3 olarak isimlendirilebilir.

Klinik olarak önemi daha fazla olan sitogenetik tekniklerle lösemik hücrelerin incelenmesidir. Örneğin, çocukların %25’inin lösemili hücrelerinde fazla kromozom vardır. Bu “hiperdiploidi” olarak da belirtilir ve bu terim normal olan 46 kromozom sayısından daha fazlasını gösterir. Bu bulgu olumlu prognoza bağlıdır, oysa normal kromozom sayısından daha az olan durumlara “hipoploidi” denir ve bu da kötü prognoza bağlıdır. Philadelphia kromozom varlığı (t(9;22)) varlığı kötü prognozla ilişkilidir ve bilinen en kötü lösemi tiplerinden birini oluşturmaktadır.

Lösemik hücrelerdeki immünofenotiplendirme ve kromozom anormallikleri tedavide ve tedavi süresince kullanılacak ilaç birleşimlerinin yoğunluğunu belirlemek açısından önemlidir. Hastanın yaşı, beyaz hücre sayısının düzeyi, merkezi sinir sistemi tutulumu ve lenf bezlerinin tutulumu gibi diğer özellikler tedavi yoğunluğunu yönetmek için gerekir.

Akut Lenfoblastik Lösemide Tedavi Öncesi Önemli Hususlar

Yeni ALL tanısı konmuş bir hastanın, hastalığı hakkında bilgi sahibi olması tedavinin başarı şansını artırmaktadır. Bu nedenle hastaya ve hasta yakınlarına ALL ve tedavisi konusunda mutlaka bilgi verilmelidir. Hastanın psikososyal durumu da tedavi sürecinde önemli olduğundan gerekli desteğin hem psikologlar hem de sosyal destek uzmanları tarafından verilmesi önemlidir.

Hastayı kemoterapiye hazırlamak için göğsün üst kısmında ven içine cerrahi olarak kalıcı kateter veya port yerleştirilir. Santral yol veya port olarak da adlandırılan kateter göğüs cildinin altında bir kanala yerleştirilir, böylece yerinde sabit kalır. İlaçlar veya kan hücrelerinin infüzyonu veya hücre sayımı ve kimyasal testler için kan örneklerinin alınması amacıyla hazır bir giriş elde edilmiş olur.

ALL hastalarının çoğu yüksek dozlarda kemoterapiler aldıklarından kısırlık (infertilite) olabilir. Erkek hastalarda tedavi öncesi sperm dondurulması önerilir. Bayan hastalar için durum biraz daha güçtür. Zira yumurta dondurulması işlemindeki başarı oranı çok düşüktür. Embriyo dondurulmasının sonuçları daha iyidir.

Kemoterapi kullanımı hücre yıkımına bağlı olarak bir hücre içi kimyasalı olan ürik asidin artışına neden olabilir. Eğer tedaviyle aynı anda çok fazla hücre öldürülürse, idrardaki ürik asit miktarı öylesine artar ki bu ürik asit vücuda zarar verebilir. Kanda ürik asit oluşumunu minimuma indirmek için allopurinol veya rasburikaz gibi ilaçlar verilebilir.

Akut Lenfoblastik Lösemi Tedavisi

Çok sayıda ilaç ve kemoterapi rejimi ALL’ de etkili olmasına rağmen en iyi tedavi rejimi belli değildir. Merkezlere göre tedavi değişebilir. Tedavi, saptanan genetik bozukluğa, yaşa, lökosit sayısına, lenfoblastların tipine göre de değişir.

Tedavinin 4 temel dönemi vardır:

  1. Remisyon indüksiyon tedavisi
  2. Pekiştirme tedavisi
  3. Merkezi sinir sistemi profilaksisi
  4. İdame tedavisi

Remisyon İndüksiyon Tedavisi

Hastalığın başlangıcında uygulanan bir tedavidir. Bu dönem haftalık bir tedavidir ve mutlaka hastanede yatırılarak yapılmalıdır. Sıklıkla vincristin ve daunorobisin, idarubisin damar yoluyla, kortizon ise ağız veya damar yoluyla kullanılır. Diğer ilaçlardan siklofosfamid, L-asparaginaz damardan veya kalçadan verilir.

Bu tedavi ile lösemik blastlar öldürülürken normal hücreler de zarar görür. Tedavi sırasında anemi, trombosit düşüklüğü ve lökopeni görülür. Trombositopeniye bağlı olarak kanama ile lökopeniye bağlı enfeksiyon sık görülür. Trombositler düştüğünde hastalarda  kolay kanama oluşabileceğinden diş fırçalamaması ve erkek hastaların traş olmaması gerekebilir. Trombositleri düşük  hastalara trombosit verilmesi gerekebilir. Bunun için uygun vericiler, aferez cihazı adı verilen aletlere bağlanarak trombosit süspansiyonları hazırlanır. Trombosit verilmesinin vericiye bir zararı yoktur. Bakteriler mantarlar ve daha az oranda da virüsler enfeksiyon etkenidir. Hastaları enfeksiyondan korumak için hasta yakınları özelllikle bu dönemde çok dikkatli olmalıdırlar. Hasta olan veya halsizlik, kırgınlık, burun akıntısı, boğaz ağrısı gibi hastalık bulguları taşıyanlar hasta ziyaretine gitmemelidirler. Yine bu dönemde, hastanede verilen veya izin verilen  yiyecek ve içecek dışında hastaya bir şey verilmemelidir. Enfeksiyon için güçlü antibiyotikler kullanılır. Bazı hastalar enfeksiyon nedeniyle bu dönemde kaybedilebilirler.

Kullanılan ilaçlardan oluşan kemoterapi protokolleri ile % oranında remisyon (kan sayımının normalleşmesi, kemik iliğinde blast oranının %5’in altında olması ve hastanın şikayetlerinin kaybolması) sağlanır. Ancak bu dönem, ilave tedavi verilmezse kısa sürelidir. Çünkü başlangıçta vücutta bulunan lösemik hücrelerin az bir kısmı tedaviye rağmen hala vücutta bulunurlar ve tedaviye devam edilmez ise hastalığın nüks etmesine sebep olurlar.

Pekiştirme Tedavisi

Remisyon sağlanan hastalarda ilave tedavi verilmezse, kemik iliğinde ve kan sayımlarında saptanmasa bile vücutta gizli kalan bölgelerde az sayıda blastik hücre nedeniyle hastalık tekrarlar (nüks/relaps). Bu yüzden en iyi ALL tedavisi ek olarak remisyon-sonrası yoğun bir terapi gerektirir. Pekiştirme tedavisi AML'de olduğu gibi kemoterapi veya kök hücre nakli yoluyla olmaktadır.

Pekiştirme tedavisi olarak hangi tedavinin seçileceğine, risk faktörlerine ve uygun vericinin olup olmadığına bakılarak karar verilir. Remisyona geç giren hastalar, bazı genetik bozukluğu olanlar (Philadelphia kromozom varlığı), başlangıçtaki lökosit seviyesi yüksek olanlar ve belli bir yaşın üstünde olanlar yüksek riskli grubu oluştururlar. Yüksek riskli hastalarda uygun vericileri varsa pekiştirme tedavisi olarak allojenik kök hücre nakli önerilir. Yüksek risk dışındaki hastalar ise standart risk grubunu oluştururlar. Bu hastalarda kemoterapi veya kök hücre nakli yapılabilir.

Kök Hücre Transplantasyonu

Allojenik nakil yapılmasının amacı; daha fazla ALL hücresi öldürmek için kuvvetli dozlarda kemoterapi vermek ve hastaya, kalan ALL hücrelerine saldıracak olan donör immün hücrelerini vermektir.

Allojenik nakil hastanede yapılır. Hastaya ilk olarak yüksek doz kemoterapi ve/veya radyasyon tedavisi verilir. Donörden kök hücreler alınır. Donör erkek veya kız kardeş olabilir. Donör, kök hücreleri hastanın hücreleriyle “eşleşen” başka bir kişi olabilir. Donörün kök hücreleri intravenöz yolla veya santral yolla hastaya verilir. Donörün kök hücreleri hastanın kanından kemik iliğine geçer ve yeni kırmızı küreler, beyaz küreler ve plateletlerin yapılmasına yardım eder.

Allojenik nakil yüksek riskli işlemlerdir. Bu nedenle allojenik nakil bazı ALL hastaları için iyi bir tedavi olmayabilir. Bu nedenle karar verilirken kar-zarar oranın iyi belirlenmesi gerekmektedir.

Merkezi Sinir Sistemi Profilaksisi

ALL hücreleri genellikle “meninksler” olarak adlandırılan beyin ya da omurilik zarlarında toplanırlar. Tedavi edilmezlerse meninksler lösemi hücrelerini barındırabilir ve böylece bu bölgede yineleme görülür (meninjiyal lösemi). Remisyon indüksiyonunda kullanılan ilaçların çoğu beyin ve omuriliğe ulaşamazlar. Bu nedenden dolayı “merkezi sinir sistemi profilaksisi” olarak adlandırılan tedavi bu bölgelerde de uygulanır. Tedavi methotrexate gibi ilaçların spinal kolona enjekte edilmesinden, ya da x-ışınlarıyla merkezi sinir sisteminin kaplanmasından oluşur.  

İdame Tedavisi

İdame tedavisi daha hafif kemoterapi protokollerinin genellikle yıl verilmesinden oluşur. Bu tedavi için hastanın hastanede yatması gerekli değildir. İdame tedavisi için methotrexate, kortizon, merkaptopurin ve vinkristin, kullanılır.

Vinkristine bağlı el ve ayak uyuşmaları ve kortizona bağlı mide şikayetleri, tansiyon, kemik erimesi ve kan şekeri yönünden hasta aralıklarla kontrol edilir.

Hastalara 2 yıl süreyle ayda bir kemik iliği biyopsisi yapılması gerekir. Genellikle 5 yıl hastalığı nüks etmeyenlerin şifa olduğu kabul edilir.

Philadelphia Kromozomu Pozitif ALL

ALL olan yaklaşık 5 erişkinden biri ve çok az sayıda çocukta Ph-pozitif ALL olarak adlandırılan ALL tipi vardır. Ph-pozitifliği ALL hastalarında prognozu olumsuz yönde etkilemekte sağ kalımı önemli derecede kısaltmaktadır. Ph-pozitif ALL hastalarında tedavinin bütün aşamalarında diğer kemoterapi ilaçlarına ek olarak imatinib mesilat veya dasatinib etkin maddeli ilaçlar verilir.

Relaps veya Refrakter ALL

ALL’li çocukların çoğunda hastalık iyileşir. Fakat bazı çocuklar veya erişkinlerde tedaviden sonra dahi kemik iliğinde ALL hücreleri bulunabilir. Bu durum refrakter ALL olarak adlandırılır. Bazı hastalar tedaviden sonra remisyona girer, fakat ardından ALL hücreleri yeniden ortaya çıkar – bu durum relaps olarak adlandırılır. Refrakter ALL’de tedavinin ilk turunda kullanılmayan ilaçlar verilebilir. Hastaya aynı zamanda allojenik nakil de yapılabilir. Relaps gösteren hastalara aynı veya farklı ilaçlar verilebilir ve hastaya allojenik nakil yapılabilir.

Remisyona Giren Hastaların Takibi

Remisyonda olan hastalar hekimleri tarafından düzenli olarak muayene edilmelidir. Remisyon indüksiyonunda ve postremisyon tamamlandıktan sonra hastanın sağlık durumunun, kan hücreleri sayısının ve gerekirse iliğinin dikkatli dönemsel değerlendirilmeleri önemlidir. Zaman geçtikçe, bu dönemlerin süresi uzatılabilir, ancak değerlendirmeler her zaman yapılmalıdır. ALL için günümüzdeki tedavi çoğu hastayı iyileştirse de, terapinin uzun vadeli etkileri olabilir. Olası etkiler yüzünden uzun dönemli takip ve uygun danışmanlık önemlidir.

Lökosit (WBC) Nedir, Normal Değeri Kaç Olmalı? Kan Tahlili Sonucunda WBC Yüksekliği ve Düşüklüğü Neden Olur, Normal Değerleri ve Referans Aralığı Nedir?

Kan vücudun beslenmesi, oksijenin taşınması, hormonların taşınması, vücuttaki su ve tuz oranının dengelenmesi bakımından oldukça önemlidir. Kan bütün bu işlevleri bünyesinde barındırdığı kan hücreleri ile yerine getirir. Bu kan hücrelerinden olan WBC diğer ismiyle lökosit hücreleri, bağışıklık sisteminin en önemli yapı taşlarından birisidir. Kişide lökosit düşüklüğü veya yüksekliği var olduğu zaman incelemeye alınmalı, sebepleri saptanmalıdır.

WBC Nedir?

WBC yani lökosit bağışıklık sisteminin en önemli yapı taşlarından birisi olan beyaz kan hücreleridir. Vücutta meydana gelen enfeksiyon veya farklı bir hastalığın daha en başında vücudu korumak için savunmaya geçen lökositler görevleri bakımından 5 ayrı tipte incelenirler;

  • Nötrofiller (NEU): WBC hücrelerinin yüzde 50 ile 70 arasında oranını oluşturan bu tür, bakteri ve mantarları tok etmek için enzimler üreterek onları sindirir.
  • Lenfositler (LYM): Kemik iliği tarafından üretilen bu hücreler, vücutta oluşan enfeksiyon yahut yabancı bir organizma varlığında lenfokin salgılayarak bağışıklık sistemi hücrelerini uyarır.
  • Monosit ve Makrofajlar: WBC hücrelerinin yaklaşık yüzde 8' ini oluşturur, bakterilere saldırır ve dokulardaki ölü hücreleri temizler.
  • Eozinofiller: Bu hücreler alerjik sebepli iltihaplanmalardan ve parazitlerden korur.
  • Bazofiller: WBC hücre tipinin en sayıda bulunan tipidir. Bu hücreler immünoglobin E antikoru üretme ve parazitleri öldürmek ile görevlidir.

WBC Yüksekliği Neden Olur?

Yapılan testler sonucu yüksek WBC değeri tıp dilinde lökositoz olarak adlandırılır. WBC değeri yüksek bile olsa tek başına değerlendirilmesi doğru olmayabilir.

WBC değeri ile birlikte alt tipleri olan nötrofil, lenfosit, bazofil, eozinofil ve monosit değerleriyle birlikte değerlendirilmeli incelemeye alınmalıdır. Genellikle WBC yüksekliğinin altında yatan rahatsızlıkları ve etkenleri şöyle sıralayabiliriz;

  • İltihaplı bağırsak hastalıkları
  • Anksiyete ve stres
  • Gebelik
  • Kronik böbrek yetmezliği
  • Lösemi
  • Mantar ve parazit varlığına bağlı enfeksiyonlar
  • Bağışıklık sistemi bozuklukları
  • Aşırı sigara tüketimi
  • Hormon bozuklukları

WBC kaç olursa tehlikelidir?

WBC değeri düşük veya yüksek çıktığı zaman bazı durumlarda var olan rahatsızlıkları işaret ediyor olabilir. WBC değer aralığı laboratuarlara göre farklılık gösterebilir.

Genellikle bir mikrolitre (mcL) kanda ile mcL aralığından beyaz kan hücresi olması normal aralık olarak kabul edilir. Bu seviyelerin dikkate değer şekilde düşük veya yüksek çıkması doktor tarafından incelemeye alınır.

WBC Düşüklüğü Neden Olur?

Yapılan kan tahlili sonucunda WBC değerinin düşük çıkması durumuna tıpta lökopeni ismi verilir. Kemik iliğini direkt etkileyen bazı hastalıklar WBC değerinin düşmesine neden olabilir. WBC değerinin düşmesine sebep olan bazı rahatsızlıkları şöyle sıralayabiliriz;

  • Otoimmün rahatsılıklar
  • Kemik iliği kanserleri
  • Lupus
  • Aplastik anemi
  • Karaciğer hastalıkları
  • Dalak büyümesi
  • Brusella
  • Beslenme bozuklukları
  • Mantar ve parazitin sebep olduğu iltihaplanmalar
  • Romatizmal hastalıklare
  • Vitamin eksikliği
  • HIV ve AIDS virüsü

WBC (Lökosit) Normal Değerleri: WBC Yüksekliği ve Düşüklüğü Nasıl Yorumlanır?

WBC (lökosit) Sayımını Anlama

Lökosit (WBC) (Beyaz kan hücresi) sayımı, vücudunuzdaki beyaz kan hücrelerinin sayısını ölçen bir testtir. Bu test genellikle tam kan sayımı (hemogram) (tam kan sayımı) ile birlikte istenir. Lökosit (WBC) ayrıca vücudunuzdaki beyaz kan hücrelerinin sayısını belirtmek için daha genel olarak kullanılır.

Birkaç çeşit lökosit (beyaz kan hücresi) vardır ve kanınız genellikle her türün bir yüzdesini içerir. Bununla birlikte, bazen, beyaz kan hücresi sayınız sağlıklı aralıktan düşük veya yüksek olabilir.

WBC Sayımının Değerlendirilmesi

Normalden daha yüksek veya daha düşük sayıda WBC değerlerine sahip olmak çeşitli sebeplere bağlı olabilir. Kan testinde WBC sayımı vücudunuzdaki gizli enfeksiyonları tespit edebilir ve doktorları otoimmün hastalıklar, bağışıklık yetersizlikleri ve kan hastalıkları gibi tanı konmamış tıbbi durumlara karşı uyarabilir.
Bu test ayrıca doktorların kemoterapi veya radyasyon tedavisinin kanserli insanlarda etkisini takip etmesine ve planlamasına yardımcı olur.

WBC Türleri Nelerdir?

Lökosit de denilen WBC'ler, bağışıklık sisteminin önemli bir parçasıdır. Bu hücreler vücuda saldıran bakteri, virüs ve mikroorganizmalara saldırarak enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olur. Beyaz kan hücreleri kemik iliğinde üretilir ve kan dolaşımında dolaşır. Beyaz kan hücrelerinin beş ana çeşidi vardır:

1.nötrofiller 
monash.pwitler
monash.pwfiller
monash.pwtler
monash.pwller

Normal WBC Değerleri Nelerdir?

Yaş aralığına bağlı kan testinde normal wbc değerleri aşağıda belirtilmiştir.

Yaş aralığı

WBC sayımı (mcL kan başına )

Yeni doğanlar

9, ila 30,

2 yaşın altındaki çocuklar

6, ila 17,

 2 yaşın üzerinde çocuklar ve yetişkinler

5, ila 11,

Bu normal aralıklar laboratuvardan laboratuvara değişebilir. Kan hacmi için bir başka yaygın ölçüm kübik milimetre veya mm3'dür. Bir mikrolitre ve kübik milimetre aynı miktardadır.
WBC'leri oluşturan hücre tipleri genellikle genel WBC sayımınızın normal bir yüzdesini oluşturur. Bu lökosit türlerinin normal yüzde değerleri ise aşağıda belirtilmiştir.

WBC Türü

Genel WBC sayısımın normal yüzdesi

nötrofil

 yüzde 55 ila 73

lenfosit

Yüzde 20 ila 40

eozinofil

yüzde 1 ila 4

monosit

Yüzde 2 ila 8

Bazofil

Yüzde için 1

Normalden daha yüksek veya daha düşük WBC sayıları, altta yatan bir durumun işareti monash.pwi bir WBC türünün daha yüksek veya daha düşük bir yüzdesine sahip olmak, altta yatan bir durumun bir işareti monash.pw her zaman tek başına bu parametrelerde sapma bir hastalık tanısını koymada yeterli olmaz. Bu yönde doktorlar ilave tahlilere de gerek duyabilir.

Anormal WBC (lökosit) değeri çıkmasının belirtileri:

WBC Düşüklüğü Belirtileri Nelerdir?

Düşük WBC sayısı belirtileri şunlardır:

  • Vücut ağrıları
  • Ateşlenme
  • Üşüme
  • Baş ağrıları

WBC Yüksekliği Belirtileri:

Yüksek WBC sayıları sıklıkla belirtilere neden olmaz, ancak yüksek sayıma sebep olan koşullar kendi semptomlarına neden olabilir. Düşük bir WBC sayısının belirtileri sonucunda doktorunuz bir WBC sayımı testi isteyebilir. Ayrıca doktorların yıllık fiziksel muayene sırasında bir hemogram (tam kan sayımı) istemesi ve WBC sayımınızı kontrol etmesi normaldir.

WBC sayımından ne beklenir?

Bir sağlık kuruluşu veya laboratuvar teknisyeni, WBC sayımızı kontrol etmek için kan almalıdır. Bu kan örneği kolunuzdaki bir damardan veya elinizin arkasındaki bir damardan alınır. Kanınızı almak sadece birkaç dakika sürer ve kan alma sırasında küçük bir sızlama hissedebilirsiniz.

WBC Testi İçin Kan Nasıl Alınır?

Laboratuvar veya kan alma görevlisi ilk önce herhangi bir mikroorganizmayı öldürmek için iğne bölgesini temizler ve ardından kolunuzun üst kısmına elastik bir bant bağlar. Bu elastik bant, kanın damarınızı doldurmasına yardımcı olur ve kanın alınmasını kolaylaştırır.
Kanı alacak laboratuvar görevlisi veya hemşire yavaşça kolunuza veya elinize bir iğne sokar ve kanı bir tüpte toplar. Sağlık uzmanı daha sonra elastik bandı kolunuzdan çıkarır ve iğneyi yavaşça çıkarır. Son olarak, teknisyen kanamayı durdurmak için iğne bölgesine gazlı bez uygular.

Sonuçlar inceleme için bir laboratuvara gönderilir.

WBC Kan Sayım Testinden Kaynaklanabilen Komplikasyonlar Nelerdir?

Kanınızın alınması basit bir işlemdir ve komplikasyonlar son derece nadirdir. İnce damarlı insanlardan kan almak zor olabilir. Kan alma görevlisi bir damar bulamayabilir veya iğne kolun veya elin içinde olduğunda kan almak için iğneyi hareket ettirmeleri gerekebilir. Bu keskin bir ağrıya veya batma hissine neden olabilir.

Nadir komplikasyonlar şunlardır:

  • iğne bölgesinde enfeksiyon
  • aşırı kanama
  • baş dönmesi veya bayılma
  • derinin altında kanama (hematom)

WBC Testi ve Sayımı İçin Nasıl Hazırlanılır?

WBC sayımı belirli bir hazırlık gerektirmez. Doktorunuzdan randevu almanız veya sağlık ocağından randevu almanız yeterlidir.

Bazı ilaçlar laboratuvar sonuçlarınıza müdahale edebilir ve daha düşük veya daha yüksek bir WBC sayımına neden olabilir. Test sonuçlarınızı etkileyebilecek ilaçlar şunları içerir:

  • kortikosteroidler
  • kinidin
  • heparin
  • klozapin
  • antibiyotikler
  • antihistamin
  • diyüretik
  • antikonvülsanlar
  • sülfonamidler
  • kemoterapi ilaçları

Kanınızı aldırmadan önce, doktorunuza şu anda aldığınız tüm reçeteli ve reçetesiz ilaçlar hakkında bilgi verin.

WBC (lökosit) Testi Sonuçları Nasıl Yorumlanır?

Anormal wbc test sonuçları, yaşınız için normal aralıktan daha yüksek veya daha düşük olan sayılara göre sınıflandırılır.

Düşük veya yüksek bir WBC sayımı, bir kan bozukluğuna veya diğer tıbbi durumlara işaret edebilir. Yüksek veya düşük WBC sayımının kesin nedenini belirlemek için doktorunuz, kullandığınız ilaçların, semptomların ve tıbbi geçmişinizin listesi gibi birkaç faktörü göz önünde bulundurur.
Lökopeni, düşük WBC sayımını tanımlamak için kullanılan tıbbi terimdir. WBC düşüklüğü aşağıdaki durumlar tarafından tetiklenebilir:

WBC Düşüklüğü (lökopeni) Nedenleri:

  • HIV (AIDS)
  • Otoimmün bozukluklar
  • Kemik iliği bozuklukları veya hasar
  • Lenfoma
  • Ciddi enfeksiyonlar
  • Karaciğer ve dalak hastalıkları
  • Lupus
  • Radyoterapi
  • Antibiyotikler gibi bazı ilaçlar

WBC Yüksekliği (lökositoz) Nedenleri:

Lökositoz, yüksek bir WBC sayımını tanımlamak için kullanılan tıbbi terimdir. Bu aşağıdakiler tarafından tetiklenebilir:

  • Sigara içmek
  • Tüberküloz gibi enfeksiyonlar ve diğer enfeksiyonlar
  • Kemik iliğindeki tümörler
  • Lösemi
  • Artrit ve bağırsak hastalığı gibi inflamatuar durumlar
  • Stres
  • egzersiz
  • doku hasarı
  • hamilelik
  • alerji
  • astım
  • kortikosteroidler gibi bazı ilaçlar

Yüksek veya düşük WBC sayımının nedenini teşhis ettikten ve bir tedavi planı önerdikten sonra doktorunuz kanda  WBC değerlerinizi periyodik olarak tekrar kontrol edecektir.

WBC sayımız yüksek veya düşük kalırsa, durumunuzun kötüleştiğini gösterebilir. Doktorunuz tedavinizi ayarlayabilir. WBC sayımız normal değerler içinde olursa veya bu aralığa geçer ise bu durum genellikle tedavinin işe yaradığını gösterir.

Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz.Soru sormak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Popüler Blog Yazıları

Metanefrin ve Normetanefrin TestleriHEMOGLOBİN ELEKTROFOREZ TESTİ NEDİR?RBC yüksekliği nedir? Sigara İçen İnsanlarda Nasıldır?Bence Jones Protein Testi Nedir?İdrarla Yapılan Gebelik Testinin Doğru Çıkması İçin Basit ÖnerilerAFP TestiFerritin Testi Nedir?Direkt Bilirübin Yüksekliği Nedir? Direkt Bilirübin Yüksekliği Nedenleri:Püy Kültürü Nedir?PTH (Paratiroid) Hormonu Nedir?CA Testi Nedir ? CA Yüksekliği Ne Anlama Gelir?Sperm Testi (Spermiogram) ve Kruger Yöntemi Nedir?

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır