Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Canfeza Sezgin'in kaleme aldığı ''Hangi Kansere Hangi Bitki?'' adlı kitabıyla farklı kanser türlerine karşı bitkilerden nasıl yararlanılabileceğini anlattı.
Bugün kullanılan ilaçların önemli bir kısmının doğal ürünlerden geliştirildiğini ifade eden Sezgin, çalışmalarda doğal ürünler içindeki çeşitli maddelerin kansere karşı etkinliklerinin değerlendirildiğini ve etkili olan maddeler ayrıştırılarak, ilaç geliştirme safhasına alındığını belirtti.
Kanser tedavisinin, şifalı bitkilerin tıbbi tedavi amacıyla kullanılması yoluyla yapılmasının hiçbir bilimsel fitoterapi (bitkilerle tedavi) otoritesi tarafından kabul edilmediğine dikkati çeken Sezgin, ancak yayımlanan makale ve araştırmalarda, fitoterapik ürünlerin, kemoterapi, hormonal tedavi veya radyoterapi gibi kanser tedavilerinin yanında kullanıldığının belirtildiğini anlattı.
Kitapta yer alan bilgilerden derlenen bilgiye göre, kanser tedavisinde etkili olduğu belirtilen bitkiler ve etkili olduğu kanser türleri şöyle:
Aloe veranın, hücre, hayvan ve insan çalışmalarında bağışıklık sistemini düzenleyici etkilerinin bulunması nedeniyle cilt kanserlerinden korunmada yararlı olabileceği düşünülüyor.
Arı poleni, akciğer, beyin, kalın bağırsak, lösemi, malign, melanom, meme ve prostat kanserinde etkili. Ayrıca akciğer kanserine karşı koruyucu.
Biberiye, akciğer, cilt, kalın bağırsak, lösemi ve meme kanserine karşı koruyucu.
Karayılan otu, prostat kanserinin tedavisinde etkili.
Brokoli, idrar yolları ve idrar torbası, kalın bağırsak ve meme kanserleri ile mücadelede etkili aynı zamanda bu kanserlere karşı da koruyucu.
Buğday çimi, meme kanserinde etkili.
Cezayir menekşesi, çeşitli organ kanserleri, lenfoma ve löseminin tedavisinde yardımcı. (Ancak, doktor kontrolü dışında kullanılmaması gerekir. Zararlı yan etkiler yapabildiği unutulmamalı)
Çemenotu, kalın bağırsak, karın zarı, kemik, lösemi, meme kanserinin tedavisinde etkili.
Çörekotu, akciğer, baş-boyun, kalınbağırsak, karaciğer, karın zarı, lösemi, lenfoma, meme, pankreas, prostat, yumuşak doku kanserlerinin tedavisinde yardımcı.
Devedikeni, akciğer, baş-boyun, idrar yolları ve idrar torbası, kalın bağırsak, prostat kanserine karşı etkili.
Dut, kanser hastalarına destek gıda olarak dikkati çekiyor. Beyaz, kara ve kırmızı dut, yüzyıllardır geleneksel Çin ve Japon tıbbında kullanılıyor.
Ekinezya, kalın bağırsak ve pankreas kanserinde etkili.
Greyfurt, kansere karşı koruyucu etkisi var. Ancak son yıllarda yeni anlaşılan greyfurt-ilaç etkileşimleri unutulmamalı.
Isırganotu, prostat kanserinde etkili.
Karahindiba, kalınbağırsak, karaciğer, lösemi, malign melanom, meme ve rahim kanserinin tedavisinde yardımcı olabileceği düşünülüyor.
Keten tohumu, kalınbağırsak, malign melanom, meme ve prostat kanserinde etkili.
Kızılcık, akciğer, baş-boyun, kalınbağırsak, karaciğer, meme, prostat, yemek borusu ve yumuşak doku kanserlerinde etkili.
Kudret narı, baş-boyun, cilt, idrar yolları ve idrar torbası, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme ve prostat kanserlerinde etkili.
Nar, baş-boyun, kalınbağırsak, lösemi, meme ve prostat kanserlerinde etkili. Narın, ayrıca kansere karşı koruyucu etkisi var.
Ökseotu, akciğer, baş-boyun, karaciğer, karın zarı ve meme kanserinde etkili.
Sarımsak, meme kanserinde etkili. Sarımsak, ayrıca kalınbağırsak, mide ve prostat kanserlerine karşı koruyucu etkisi bulunuyor.
Üzümün, kansere karşı koruyucu etkisi var. Günümüzde üzüm çekirdeği ve kabuğunda bulunan kimyasal maddelerin kuvvetli antioksidan olduğu gösterilmiştir. Üzümde bulunan kimyasal maddelerin, kanser, kalp-damar hastalığı, santral sinir sistemi hastalıkları üzerine koruyucu ve tedavi edici özellikleri olduğu saptanmıştır.
Yabanmersini, kalınbağırsak ve lösemide etkili.
Yeşil çay, akciğer, baş-boyun, beyin, kalın bağırsak, karaciğer, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme ve prostat kanserinde etkili. Siyah çayın fermente edilmemiş hali olan yeşil çayın ayrıca, kansere karşı koruyucu özelliği bulunuyor. Hem siyah hem de yeşil çay bol miktarda antioksidan madde içeriyor. İçinde polifenoller daha yüksek oranda olduğu için yeşil çay, siyah çaydan daha faydalı. Yeşil çay, kuvvetli antikanserojen, antioksidan ve kilo kaybettirici bir besin maddesi. Yeni yapılan bir çalışma, yeşil çay ve üzüm ekstraktlarının (Kurutulmuş bitkilerden, özel yöntemler kullanılarak elde edilen, ilaç ham maddesi olarak da kullanılan bitki özleri), kansere karşı birbirlerinin etkilerini artırdığını ortaya koydu.
Zencefil, akciğer, kalın bağırsak, karaciğer, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme, mide, pankreas ve yumurtalık kanserinde etkili. Zencefilin kanser hücrelerine etkisiyle ilgili laboratuvar çalışmaları yapıldı. Bu çalışmalarda, zencefilin akciğer, kalın bağırsak, malign melanom, meme, mide, karaciğer, pankreas, yumurtalık kanseri ile lösemi ve lenfoma hücrelerini öldürdüğü saptandı.
Zerdeçal, baş-boyun, cilt, idrar olları ve torbası, kalın bağırsak, meme, mide, pankreas ve rahim ağzı kanserinde etkili. Yeni yapılan çalışmalar, zerdeçalın normal olmayan hücrelerin ve kanser hücrelerinin çoğalmasını engellediğini ortaya koydu. Zerdeçalın, özellikle kanser hücrelerinin yaşamasını sağlayan enzimin aktivitesini azalttığı belirlendi
FİTOTERAPİ
Yunanca Phyton (Bitki) ile Therapeia (Tedavi) kelimelerinden oluşan Fitoterapi, hastalıkların taze veya kurutulmuş bitkiler ve onların doğal ekstreleri ile tedavi edilmesi yöntemine verilen addır.
• Bitkisel İlaç Şekilleri:
1-) Tibbi çaylar
2-) Galenik Preparatlar: Ekstre, eliksir, pomat, tentür, alkola, hidrola.
3-) Hazır ilaçlar: Krem, yağ, gargara, losyon, şurup, injeksiyon, kompres, yakı, bitki özü, şampuan, toz, lapa, parfüm, lavman, banyo, sargı, süt, tütsü.
Günümüz modern ilimlerinin keşfettikleri yeni kimyasal maddelerin büyük bir çoğunluğu bitkisel kaynaklıdır. Her geçen gün tıp dünyasına bir çok hastalığın tedavisine imkan sağlayan ilaçlar yine bitkisel kaynaklı maddelerden üretilip geliştirilmektedir. Tabii ki biz burada bu kimyasal maddelerin elde edilmesinden ziyade tıbbi bitkilerin günümüzdeki kullanılışları, varsa geleneksel kullanılışları ve hangi hastalıklara karşı kullanılması gerektiğinden bahsedeceğim.
Ayrıca; her derde deva olan bitkiler bilinçsiz ve yanlış kullanmalar sonucu birer zehir özelliği göstermektedir. Sizleri burada bilinçlendirmek ve bitkilerin doğru kullanılmalarını sağlamak amacındayım. Sağlıklı yaşamak için gerekli bilgilere konunun uzmanları tıp doktorlarına ve eczacılara danışmanız gerekmekte olduğunuzu unutmayın.
SOLUNUM ENFEKSİYONLARINDA: ECHINACEA MEYVE SUYU
Bastry üniversitesi yaptığı bir araştırmada Echinacea’nin solunum yolları enfeksiyonlarının şiddetini azaltmakta faydalı olduğu yolunda sonuçlar elde ettiler ve bunu meyve suyu haline getirmek için Almanya’nın “Madaus AG of Cologne” adlı şirket araştırmaya sponsor olduğunu açıkladı. 160 gönüllü denek üzerindeki çalışmalar sonucunda piyasaya sürüleceğini açıkladılar.
(Bastyr University News Release)
GINKGO BILOBA , ALZHEIMERİN TEDAVİSİNDE TACRINE’DEN DAHA ETKİLİ
Alzheimer teavisinde kullanılan Tacrine (tetrahidroaminoacrine) ile Ginkgo biloba ekstresinden hazırlanan EGB-761 (Alman yetkililerin başlıca degeneratif ileri derecedeki bunaklığın etkin tedavisinde onayladıkları ekstre)in farmakolojik faaliyetlerini karşılaştırmak amacıyla yürütülen çalışmada naturel olan ginkgo biloba ekstresinin tacrine’den daha etkili olduğu sonucu ortaya çıktı. Buna göre; Ginkgo biloba ekstresinin tacrine’den %7.5 daha fazla etkili olduğu tespit edildi. Böylece Ginkgo biloba’nın bir başka terapatik etkisi daha kanıtlanmış oldu.
(Itil T, Ahmed I, Le Bars P, et al. "The pharmacological effects of ginkgo biloba (GB), a plant extract, on the brain in comparison to Tacrine." Psychopharmacology Bulletin 1996;32(3):459. )
KAVA BİTKİSİ GERGİNLİĞİ VE STRESİ AZALTIYOR
Virginia Tıp Yüksekokulu Psikiyatrist Dr. Nirbhay N. Singh’un; yaşları 18 ile 60 arasında değişen 29 kişi üzerindeki çalışmasında, bu kişilerin çevresel gerginlikler ve stresslerinde azalma olduğunu tespit etti.
Piyasada Kavatrol (Natrol Inc.) tescilli ilaç da mevcut. Kava bitkisi biber ailesinin bir üyesidir. Ve doğal gevşetici olarak Güney Asya’da ve Uzakdoğu’da yüzyıllardan beri kullanılmaktadır.
(BW HealthWire, April 6, 1998)
KANSER TEDAVİSİNDE YENİ GELİŞMELER
Farelerde; melonoma hücrelerine enjekte edilen keten intravenulozu sonucunda akciğer tümönlerinin hacim azalması ile sonuçlandı. Bu bulguya dayanan araştırmacılar, keten ürünlerinin metastazı önlemek için yararlı tedavileri olabileceği sonucuna vardılar.
(Yan L, Yee J, Li D, et al. "Dietary flaxseed supplementation and experimental metastasis of melanoma cells in mice."
Cancer Letters 1998;124:181-186.)
ÇAY (Camellia sinensis) DAMAR TIKANIKLIĞINDA ETKİLİ
Ishikawa T, Suzukawa M’nin çay üzerinde yaptığı araştırmalarda çayın damar tıkanıklığında etkili olduğu sonucuna vardılar.
(Am J Clin Nutr 1997; 66:261-266.)
SARI KANTARON İYİ BİR ANTİDEPRESAN
Hypericum Perfolatum’dan elde edilen %5’lik hyperisin ektresi ile yapılan çalışmalarda çeşitli yöntemlerle (Hamilton Depression Scale (HAMD), the Clinical Global Impression scale, and the von Zerssen Depression Self-Rating Scale aletleriyle yapılan ölçümlerde) depresyon üzerinde iyi sonuçlar elde edildiği ortaya çıktı.
(Chatterjee SS, Bhattacharya SK, Wonnemann M, et al. Hyperforin as a possible antidepressant component of Hypericum extracts. Life Sciences 1998; 63(6): 499-510.)
SILYBUM MARIANUM DERİ KANSERİNDE ETKİLİ
Güneşten gelen ultraviyole radyasyon, insanda deri kanserinin meydana gelmesindeki en büyük etkenlerden biri. Bitkide bulunan silymarin, fareler üzerinde yapılan araştırmada, tümör gelişmesine karşı korumada etkin olduğu ispat edildi. UV radyasyonunun yol açtığı habis urlara karşı koruyucu etkileri tespit edildi. Silymarin %67, %40’dan %20 çeşitliliği ile tümör isabetini azalttığı ve tümör başlamasında %66 tümör hacmini azalttığı sonucuna ulaşıldı.
(Katiyar S, Korman N, Mukhtar H, et al. "Protective effects of silymarin against photocarcinogenesis in a mouse skin model."
Journal of the National Cancer Institute 1997;89(8):556-566.)
KANI SULANDIRMADA: ÜZÜM ÇEKİRDEĞİ, ÜZÜM KABUĞU, GINKGO BILOBA ve YABAN MERSİNİ, İğde yaprağı, ASPİRİNDEN DAHA ETKİLİ.
AFMR (the American Federation of Medical Research), Wisconsin Üniversitesi Tıp Fakültesi İlaç araştırma ve Kardiyoloji Laboratuarının başkanı olan Dr. John Folts’un yaptığı araştırmayı yayınladı.
Araştırma 20 köpek ve 12 insan üzerinde denendi. Kan pıhtılaşmasını önlemek amacıyla kullanılan aspirine göre; Üzüm çekirdeği, üzüm kabuğu, ginkgo biloba ve yaban mersininin %52 oranla daha etkili olduğu aynı zamanda adenosin difosfatın da etkilerini azalttığını kanıtlamıştır. Ayrıca üzüm çekirdeği, üzüm kabuğu, ginkgo biloba ve yaban mersininin kandaki serbest oksijen radikallerini ortadan kaldırmasında da etkili olduğu kanıtlamıştır.
SEBZE-MEYVE KANSER DÜŞMANI ABD'de, Columbia Presperitian Sağlık Merkezi'nde çalışan Dr. Nicholas Gonzales, pankreas, pankreas kanseri hastalarını, kemoterapiye karşı, sebze, meyve, vitamin ve mineraller ile tedavi etmeyi hastaları üzerinde denedi ve başarılı oldu.
amerikan Ulusal Kanser enstitüsü tarafından 1.4 milyon dolarlık araştırma ödülü kazanan doktorun, çalışmasını daha ileriye götürmek ve bilimsel olarak kanıtlamak için, bir dizi araştırma yapacağı bildirildi. Pankreas hastalarında yaşama ömrünün ortalama 5 ila 6 ay arasında uzatılabileceğini açıklayan doktorun, 11 pankreas kanseri hastası üzerinde yaptığı araştırmalarda, hastalara yüksek oranda sebze, meyve ve meyve suları, biraz yoğurt, balık ve yumurta verdiği, bu uygulamasını vitamin, çeşitli bitki özleri ve mineraller vererek desteklediği belirtildi. araştırmaya katılan 11 hastadan 9'unun bir ile iki yıl arasında yaşadığı, iki hastanın 3,5 ve 4,5 yıldır yaşamakta olduğu kaydedildi. Dr. Gonzalez'in araştırma sonucu daha bilimsel olarak kanıtlandığı takdirde, uzun zamandır gündemde olan sebze, meyve, yoğurt, balık mineraller ve vitaminlerin insan sağlığında önemleri bir kez daha ispatlanmış olacak...
BİTKİLER VE SAÇLARINIZ
Saçlarınız devamlı zarif, sağlam, elastiki ve cazip parlaklıkta kalabilmesi için bakım gereklidir. Bu hususta bazı tavsiyelerimiz:
Saçlar haftada bir defa sıcak su ile yıkanmalı, kuru saçlar ise iki haftada bir. Açık renkli saçlar papatya veya ayçiçeğinin sarı çiçek yapraklarından elde edilen haşlama su ile yıkanmalı (durulanmalı)dır. Kuru papatya veya ayçiçeği yapraklarından 2 çorba kaşığı 1 litre suda 5 dakika kaynatılır. Eğer saçlarda bulunan fazla yağ giderilmek isteniyorsa, saçlar evvela meşe ağacı kabuğu suyu ile (3 çorba kaşığı meşe kabuğu, 1 It. suda 15 dakika kaynatılır.) yıkanmalıdır. Kuru saçlar ise yıkanmadan evvel hint yağı, badem yağı veya zeytin yağı ile yağlanmalıdır. Saçlar yağlandıktan sonra, sıcak suda ıslatılmış ve iyice sıkılmış havlu ile sarılır bir saat sonra yıkanır. Saçların kolay yıkanması için, saçlara yumurta akı veya yoğurt sürülür. Saçların kuvvetlenmesi ve parlaklık kazanması için demli çay suyu ile durulanması lazımdır. Şayet saçlar fazla yağlı değilse, şu karışım ile yağlanmalı: bir oran hint yağı, 3 oran badem yağı karıştırılır. Bu yağ avuç içine koyulduktan sonra hafif hareketlerle saç üzerine masaj yapılır.
Saçlarda genellikle kepeklenme görülür. Kepeklenmeye karşı size birkaç reçete daha verelim: 100 g. ısırgan yaprağı, yarım litre su, 100 g. ispirto karıştırılıp 2 saat bekletilir. Sonra süzülür. Her gün dairevi hareketlerle ikinci yıkanmaya kadar sürülür. Aynı maksat için aynı ölçüde gaz ve ispirto karışımına soğan suyu sıkılarak kullanılır.
Saç dökülmesi "seyrekleşmesi" çok sık rastlanan hallerdendir. Bu hususta birkaç reçete sunalım:
Saç Kremi: İnce kıyılmış dulavratotunun kökünden 3 çorba kaşığı ,300 ml. suda 15 dakika kaynatılır. Haşlama süzülür, içerisine 9 çorba kaşığı eritilmiş sığır iç yağı karıştırılır. Fırında hafif hararetde (2-3 saat) bırakılır. Karışım soğuduktan sonra fazla su atılır. Elde edilen krem ile her gün saç dipleri yağlanır.
20 g. kıyılmış dulavratotu kökü(Arctium Lappa), 0,5 It. suda 15 dakika kaynatılır. Soğuyunca süzülür. Bu mayi ile saç diplerine , masaj yaparak uygulanır sonra saçlar yıkanır. Haftada 3¬¬- 4 defa tekrarlanır.
Saç Yağı: 100 g.taze (yaş) dulavratotu kökü (Arctium Lapa) iyice kıyılarak ,200 ml. badem yağında 24 saat bekletilir. Sonra 15 dakika hafif ateşte kaynatılır. Soğuyunca kökler iyice sıkıldıktan sonra yağ süzülür. Saçların yıkanmasından 5 saat evvel saçlara sürülür.
ACI MARUL
Eser element Potasyum Fosfor
(Lactuca virosa) 1. Yaşamsal önem taşıyan maddeler içerir.
2. Yağ metabolizması nı düzenler.
3. Felç riskine karşı korur.
4. Yapraklarından ve kökünden yapılan çay: karaciğer, dalak ve böbreklerin faaliyetlerini düzenler.
AHUDUDU
C vitamini Potasyum Kalsiyum Demir Folikasit
(Rubus Idaeus) 1. Virüs ve bakterilere karşı korur
2. Tümör oluşumunu engeller
3. Kanı temizler,
4. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar.
5. Terletir ve İdrar söktürür.
6. Kabızlığı giderir.
7. Vücuda dinçlik verir.
AVOKADO
Doymamış yağ asidi B6 vitamini E vitamini Potasyum Glutathion
(Persea americana) 1. Kalp ve Kan dolaşımı için birebir.
2. Kansere karşı koruyucu
3. Glutathion süper bir hücre koruyucusudur, (en iyi antioksidanttı r)
4. Hücrelerin yaşlanmasını geciktirir.
5. Protein bakımından zengindir.
BEYAZ KIRMIZI LAHANA
C vitamini B vitamini Kalsiyum
1. Bağışıklık sistemini güçlendirir
2. Stres semptomlarıyla savaşır.
BEZELYE
Protein Magnezyum
1. Kolesterol düzeyini düşürüyor
2. Bağırsak kanser riskini azaltıyor.
BROKOLİ
Magnezyum A Vitamini C vitamini Potasyum
1. Kansere karşı korur
2. Kasları güçlendirir.
CEVİZ FISTIK FINDIK
B vitamini E vitamini Çinko Demir
1. Sakinleştirir
2. Uyumayı sağlar
3. Stresi azaltır.
ÇİLEK
C vitamini Kalsiyum Potasyum
1. Bağışıklık sistemini güçlendirir
2. Metabolizmayı harekete geçirir.
DANA ETİ
Demir Protein Potasyum
1. Soğuk algınlığı
2. Öksürük
3. Gribe karşı iyileştirici
DENİZ BİTKİLERİ
Omega3 yağ asidi Pantothenik asit
1. Kolesterol düzeyini düşürür
2. Kalp krizi riskini azaltır.
DOMATES
Likopen Folikasit Tyrosin
1. Likopen kansere karşı korur
2. Folikasit hücre yapımını uyarır.
3. Karaciğer hastalıklarına iyi gelir.
ELMA
Pektin Bioflanovoid C vitamini
1. Kolesterol düzeyini düşürür
2. Bağışıklık sistemini güçlendirir.
ENGİNAR
Cynarin B vitamini C vitamini
1. Kan şekerine ve kalbi iyi gelir.
2. Cynarin Karaciğer ve Safra kesesinde biriken nikotin, alkol ve yağın vücuttan atılımını sağlar.
ERİK
Potasyum Demir B vitamini
1. Vücuttaki fazla suyun atılmasını sağlar enerji verir.
ESMER BUĞDAY
Lysin Lezithin
1. Beyni ve sinirleri besler
2. Öğrenmeyi güçlendirir.
FASULYE
Demir Kalsiyum B vitamini C vitamini Protein
1. Kan ve hücre yapımına yardımcı oluyor.
FRENK ÜZÜMÜ
C vitamini Niasin Kalsiyum
1. Sinir ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlıyor.
GREYFURT
Folikasit C vitamini
1. Kan basıncını azaltır
2. Kan yapımını artırır.
HAVUÇ
A Vitamini Selenyum
1. Sperm üretimini sağlıyor
2. Vücudu enfeksiyonlara karşı koruyor.
ISPANAK
A Vitamini Folikasit Magnezyum E vitamini Manganez
1. Sinirleri güçlendiriyor.
2. Özellikle hamilelikte tavsiye ediliyor.
KABA ÖĞÜTÜLMÜŞ BUĞDAY
B vitamini Demir Magnezyum
1. Bacak kaslarındaki krampları yok ediyor.
2. Uyku süresini azaltıyor.
KABA ÖĞÜTÜLMÜŞ ÇAVDAR
Magnezyum Karbonhidrat B vitamini
1. Enerji sağlıyor
2. Stresi azaltıyor.
KAVUN
Magnezyum Potasyum Kalsiyum
1. Vücuttaki su düzeyini ayarlıyor
2. İdrar oluşumunu artırıyor.
KEFİR
Laktik Asit
1. laktik asit bakterileri Bağırsak enfeksiyonuna
2. Kabızlığa ve gaza iyi geliyor.
KEREVİZ
Potasyum Sodyum Kalsiyum Magnezyum
1. Kabızlık
2. Mide ve Bağırsak sorunlarına karşı etkili.
KIRILMAMIŞ PİRİNÇ
Protein Potasyum Kalsiyum Magnezyum
1. Mide yanması
2. Gaza karşı etkili.
3. Vücuttaki fazla suyu atıyor.
KIRMIZI ÜZÜM
Phyto-östrojen Potasyum Kalsiyum
1. Yüksek tansiyona karşı iyi geliyor
2. Trombozları önlüyor
KİVİ
C vitamini Karotionid Flavonoid
1. Zayıflatıyor
2. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
KUŞBURNU
Likopen C vitamini E vitamini Demir
1. Soğuk algınlığı ve
2. Gribe karşı önleyici etkiye sahip.
KÜMES HAYVANLARI
Protein Potasyum Magnezyum B vitamini Çinko
1. Baş ağrısı sorununa karşı etkili
2. Stresten arındırıyor.
LAHANA TURŞUSU
Laktik asit B12 vitamini
1. Bakterileri ve Tümör oluşumunu önlüyor.
LİMON
C vitamini Glucarate
1. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor
2. Mide kanserini önlüyor.
MANGO
A Vitamini B vitamini Çinko
1. Cinsel enerjiyi yükseltiyor
MANTAR
Sodyum Potasyum Kalsiyum Magnezyum
1. Kasları güçlendiriyor
2. Saç ve tırnakları besliyor.
MERCİMEK
Çinko Aminoasit
1. Yorgunluğu gideriyor strese karşı etkili
MISIR
Çinko Magnezyum B vitamini
1. Stresle savaşıyor
2. Bağırsak kanserini önlüyor.
MUZ
Potasyum B6 vitamini Serotonin Magnezyum
1. Rahatlatıyor
2. Uyumaya yardımcı oluyor.
MÜRVER
Potasyum B1 vitamini C vitamini
1. Terleten ve öksürüğü azaltan etkiye sahip.
2. Kabızlığa iyi geliyor.
NAR
C vitamini Demir Potasyum Alkaloit Glikozit
1. İçerdiği bazı maddeler sayesinde kolesterol ve şekeri de dengeler
2. Kalp sağlığını korur, kalbi kuvvetlendirir,
3. Kanser hücrelerinin de gelişmesini engeller,
4. Yeşil çaya nazaran üç kat daha güçlü antioksidan etkiye sahiptir,
5. Meyve kabuğu alkaloit, tanen ve glikozitler içerir.
6. İshali keser, (şerit) bağırsak kurtlarını düşürür, Kanlı ishal de de kullanılır,
7. İdrar söktürücü, Kan yapıcı, Enerji verici ve Tansiyon düşürücü özelliği
8. Meyve kabuğu ekstresinin; güçlü virüs ve mikrop öldürme özelliği, cilt üzerindeki enfeksiyon ve yaraları iyileştirici özelliği vardır,
9. Meyve kabuğu tanenlerinin antioksidan ve anti-tümör etkileri de bilinmektedir,
PAPAYA
Karotinoid Enzimler C vitamini
1. Kalp hastalıklarını önlüyor
2. Stresi azaltıyor
PATATES
Mineraller C vitamini Protein Potasyum
1. Kansere karşı koruyucu
2. Vücudu toksinlerden arındırıyor.
PEYNİR
Protein Sodyum Potasyum Kalsiyum
1. Kemikleri güçlendiriyor
2. Sinirleri koruyor.
PEYNİR SUYU
Sodyum Potasyum Kalsiyum Laktik asit
1. Bakterileri Sindirim sistemi şikayetleri
2. Mide yanmasına karşı iyi geliyor.
PIRASA
Allisin Çinko Manganez Selenyum
1. Kan basıncını düşürüyor
2. Kalbi ve damarları güçlendiriyor.
PORTAKAL
B vitamini C vitamini Potasyum Kalsiyum Selenyum
1. Vücuttaki fazla suyun atılmasını sağlıyor.
RAVENT
Magnezyum Manganez Kalsiyum B vitamini
1. Sağlıklı kemiklerin oluşumuna katkıda bulunuyor.
REZENE
C vitamini Uçucu yağlar Demir Potasyum Kalsiyum
1. Öksürüğü önlüyor
2. Vücuda oksijen alımını artırıyor.
RİNGA BALIĞI
Omega3 yağ asidi Sodyum Potasyum
1. Damar sertliğini
2. Yüksek tansiyonu önlüyor.
SARIMSAK
Quercetin Ajoene Allisin
1. Kansere karşı bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
SHIITAKE MANTARI
Lentinan D vitamini
(Letinus edodes) 1. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor
2. Kanser oluşumunu engelliyor.
3. Kanı sulandırıcı,
4. Kolesterol düşürücü,
5. Tümör küçültücü,
6. Cinsel gücü arttırıcı etkilere sahip.
7. Lentinan maddesi Japonya'da anti kanserojen ilaç olarak tescil edilmiş.
SİYAH TURP
C vitamini Kalsiyum Potasyum Demir
1. Bağışıklık sistemini
2. Kan dolaşımını güçlendiriyor.
SOM BALIĞI
Omega3 yağ asidi D vitamini
1. Kemikleri güçlendiriyor
2. Meme kanseri riskini azaltıyor.
SOYA
Omega6 yağ asidi E vitamini Protein E vitamini
1. Hücreleri koruyor
2. Kanser riskini azaltıyor.
SÜT
Kalsiyum D Vitamini A Vitamini B2 vitamini
1. Kemik oluşumunu teşvik ediyor
2. Bağırsak kanserine karşı koruyor.
TOFU
Protein Potasyum Kalsiyum Magnezyum
1. Metabolizmayı uyarıyor.
2. Kemik yoğunluğu için önemli.
TON BALIĞI
Omega3 yağ asidi D vitamini Potasyum
1. İyot Kolesterol düzeyini düşürüyor
2. Sinir hücrelerini koruyor.
USKUMRU
Omega3 yağ asidi D Vitamini B6 Vitamini B12 vitamini
1. İyot Kan basıncını düşürüyor
2. Moral yükselten etkiye sahip
YEŞİL-KIRMIZI BİBER
Capsaicin A Vitamini C vitamini Çinko
1. Baş ağrısı
2. Migrene karşı koruyucu etkiye sahip
YOĞURT
Kalsiyum Riboflavin B12 vitamini
1. Bağırsak kanserine karşı bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
Kış mevsiminin gelişiyle genelde evlerde geçen uzun kış gecelerinde ,gündüzleri ofislerde çalışma aralarında ,sıcak birşeyler tüketme ihtiyacı artış göstermekte...
Bu doğrultuda özellikle sağlığına düşkün olanlar bitki çaylarına yönelmekteler. Farklı bitkilerle hazırlanan bu içeceklerin herbirinin ,vücudumuza birçok fayda sağladığı herkes tarafından bilinmektedir.
Geçenlerde yüksek tansiyon problemi olduğunu bildiğim ve sürekli ilaç kullanan bir arkadaşımla telefonda görüşüyordum. Çay kahve içmek yerine daha sağlıklı olarak nitelendirdiği adaçayı bitkisinden hazırladığı çaydan günde 6-7 fincan tükettiğini dile getirince ,sağlıklı beslenme konusunda sürekli birşeyler okuduğumdan ,günde 2-3 fincandan fazla tüketilen adaçayının kanbasıncını ve tansiyonu yükseltici etkisinden söz ettim kendisine. Epeydir ilaç kullanmasına rağmen ,yaptığı ölçümlerde tansiyonunun yüksek çıkma sebebinin bu olabileceğini düşündük sonra… Şu an adaçayı içmeye ara verdi biraz ve durumu gözlemliyor.
.
Bu diyalog üzerine bende biraz araştırma yaparak ,araştırdıklarımı paylaşmayı düşündüm;
Genelde sürekli yararlarından söz edilen ve aslında bilinçsizce tüketilen bu şifalı çayları bir ilaç gibi düşünüp ,doz aşımında vücudumuza zararları olabilceğini göz ardı etmemeliyiz. Kontrolsüz olarak uzun süre ve yüksek miktarda tüketilen bu çaylar karaciğeri yıpratarak, enzimlerinin yükselmesine , kişinin bazı kan değerlerinde değişimlere ,hatta kronik rahatsızlığı olan veya sürekli ilaç kullanan kişilerde tedavinin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olabiliyormuş. Yaptığım araştırma sonucu uzmanların günde maksimum 3 fincan içilmesini uygun gördüğü bitki çaylarının doz aşımında ne gibi etkileri olabileceğine bir göz atalım isterseniz ;
.
ADAÇAYI : Dozaşımında adaçayı bazı bünyelerde kan basıncını yükseltici etkiye sahip olduğu için tansiyonun yükselmesine sebep olabiliyor, rahim kaslarını uyardığı için, gebelik sürecinde kullanılması önerilmiyor ayrıca annelerin süt üretimini durdurabiliyor.
BİBERİYE :Dozaşımında biberiye çayı kan basıncını hafifçe yükseltebilir. Gebelik sürecinde kullanılması önerilmiyor.
SİNAMEKİ :Sürekli olarak 2 haftadan fazla kullanıldığında vücuttaki potasyum azalabiliyor, potasyumun azalması kalp kaslarına olumsuz etki edebiliyor.
MELİSA : Melisa, tansiyon düşürücü bir etkiye sahip olduğundan doz aşımında tasiyonu düşük seyreden kişilere tavsiye edilmiyor. Ayrıca uyku verici özelliğinden ötürü sabah saatlerinde tüketilmesi önerilmiyor.
ZENCEFİL : Doz aşımında sürekli olarak tüketildiğinde tansiyonu yükseltici etkisi olabiliyor.
REZENE:Doz aşımında karın kaslarında gerilme yapabiliyor ve özellikle regl zamanlarında kullanmak fazla kanamalara sebebiyet verebiliyor..Hamilelere önerilmiyor.
TARÇIN:Doz aşımında tansiyonu yükseltici etkisi olabiliyor.
MEYAN KÖKÜ : Doz aşımında böbrek üstü bezlerini uyararak tansiyonun yükselmesine neden olabileceğinden yüksek tansiyonu olanlara önerilmiyor.
KEKİK : Doz aşımında karaciğeri rahatsız edebiliyor, mide salgıları arttırıcı etkisi nedeniyle ülser ve gastiriti olanlara olumsuz etki yapabiliyor. Ayrıca hamilelere ve guatr olanlara önerilmiyor.
NANE : Doz aşımında gastritli ve ülserli hastaları olumsuz etkileyebiliyor..Fazlası bulantı yapabiliyor.
MERCAN KÖŞK: Doz aşımında kan basıncını yükseltici etkisi nedeniyle, yüksek tansiyondan şikayeti olanlara ve ayrıca gebelere önerilmiyor.
SARI KANTARON : Hafif depresyon tedavisinde tavsiye edilen ve rahatlatıcı özelliği olan sarı kantaron özellikle antidepresanlarla etkileşime girebiliyor ve birarada kullanılması önerilmiyor.
PAPATYA : Doz aşımında alerjik bünyelerde cilt döküntüsü yapabiliyor.Ayrıca bazı papatya cinsleri zehirli olabildiğinden güvenilir yerlerden almak önem taşıyor.
KUŞBURNU : Bitki çaylarının en masumu... Zararına rastlayamadım.
.Bunların dışında asıl en yaygın ve toplumumuzda en çok tüketilen çay ve kahve ile ilgili birşeyler yazmamak eksik olur...
SİYAH ÇAY : 1 bardak çay 50 mg kafein içeriyor. Uzmanlar günde 200-225 mg’dan fazla kafein tüketimi önermiyorlar. Yani günde maksimum 2-3 fincan içmemiz önerilen çayın yararları içerdiği kafein nedeniyle bir hayli fazla...
Ama doz aşımında içilen çayın çarpıntı, göğüs anjini, sinir bozukluğu, baş ağrısı, sıkıntı, mide bulantısı, el titremesi ve uykusuzluğa neden olabileceği belirtiliyor.Şişmanlar, kalp, sinir, mide ve karaciğer hastaları, romatizması olanlar , böbreklerinde kum veya taş olanlar, yüksek tansiyondan yakınanların mümkün olduğu kadar az çay içmeleri öneriliyor. Ayrıca yemekten hemen sonra içilen çay, demir içeren besin tüketildiyse, yemekle birlikte alınan Demir mineralinin vücut tarafından kullanımını sınırlıyor. Çünkü çayda bulunan ‘tanen’, demir’le bağlanarak demir emilimini azaltıcı etki gösteriyor. Demir eksikliğinde anemi dediğimiz kansızlık hastalığı oluşabiliyor. Özellikle de eğer vejeteryansanız, demir içeren yiyeceklerle birlikte kesinlikle çay içmemeniz öneriliyor. Çayı yemekten en az 1 saat sonra tüketmemiz bu durumu ortadan kaldırıyor.
.
KAHVE : Uzmanlar günde 200-225 mg’dan fazla kafein tüketimi önermemekteler. Bir fincan Türk kahvesi 60 mg , bir fincan filtre kahve 150-200 mg , Espresso 100 mg kafein içermekte. Doz aşımında kahve içerdiği kafein nedeniyle , kalbi daha hızlı çarpmaya zorluyor ve tansiyonun yükselmesinde neden olabiliyor ,uykusuzluğa yol açabiliyor. Ayrıca düşük riskini arttırdığından hamilelere önerilmiyor.
.
Makul dozlarda tüketildiğinde içimizi ısıtan ,keyif veren ,sohbetimizi koyulaştıran ,sağlığımıza destek niteliğindeki sıcak içecekleri bilinçli tüketmekte fayda var... Ne demiş atalarımız ; azı karar çoğu zarar...
Herkese keyifli ve sağlıklı günler dilerim.
.
Kaynak : Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi - İnternet
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Canfeza Sezgin’in kaleme aldığı "Hangi Kansere Hangi Bitki?" adlı kitap okurla buluştu.
Sezgin, kitabın ön sözünde, günümüzde kanser tedavisinin başarısının artırılması konusunda çok yoğun çalışmalar yapıldığını, araştırmaların önemli bir bölümünün ilaç geliştirme çalışmalarının oluşturduğunu belirterek, yeni ilaçların geliştirilmesinde karada ve denizde bulunan bitkilerden ve bitkilerde bulunan maddelerden faydalanıldığını vurguladı.
Bugün kullanılan ilaçların önemli bir kısmının doğal ürünlerden geliştirildiğini ifade eden Sezgin, çalışmalarda doğal ürünler içindeki çeşitli maddelerin kansere karşı etkinliklerinini değerlendirildiğini ve etkili olan maddeler ayrıştırılarak, ilaç geliştirme safhasına alındığını belirtti.
Kanser tedavisinin, şifalı bitkilerin tıbbi tedavi amacıyla kullanılması yoluyla yapılmasının hiçbir bilimsel fitoterapi (bitkilerle tedavi) otoritesi tarafından kabul edilmediğine dikkati çeken Sezgin, ancak yayımlanan makale ve araştırmalarda, fitoterapik ürünlerin, kemoterapi, hormonal tedavi veya radyoterapi gibi kanser tedavilerinin yanında kullanıldığının belirtildiğini anlattı.
Sezgin, birçok çalışmanın ilaç-ilaç etkileşimi olduğu gibi ilaç-bitkisel tedavi arasında etkileşim olabildiğini ve tedavinin etkinliğini bozabildiğini gösterdiğini vurgulayarak, bu nedenle kanser tedavisini takip eden onkoloji veya hematoloji uzmanının, alternatif tıp yaklaşımları ile ilgili bilgi sahibi olması gerektiğini kaydetti.
Kitapta yer alan bilgilere göre, kanser tedavisinde etkili olduğu belirtilen bitkiler ve etkili olduğu kanser türleri şöyle:
Başkent Üniversitesi Adana Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde, yapılan bir araştırmada, greyfurt, portakal, maydanoz, soğan, çay, papatya, buğday filizi, bitkisel kökenli içecekler ve bir takım baharatlarda bolca bulunan bitkilerden elde edilen bir madde olan "Apigenin"in lösemi (kan kanseri) tedavisine direnç gösteren hücrelere öldürücü etki yaptığı tespit edildi.
Başkent Üniversitesi Yüreğir Hastanesi Erişkin Kemik İliği Nakil Merkezi Klinik Direktörü Prof. Dr. Hakan Özdoğu ve Medikal Direktör Prof. Dr. Can Boğa, tedaviye direnç gösteren lösemi hastalarına umut olacak bu çalışmanın moleküler seviyede bir çalışma olduğunu, Hematoloji Uzmanı Dr. Soner Solmaz tarafından gerçekleştirilerek bilim dünyasına kazandırıldığını belirtti.
Etki mekanizmalarının detaylı olarak incelendiğini ifade eden Dr. Soner Solmaz ise çalışması hakkında bilgi verirken, kronik myeloid löseminin (KML) kemik iliğinden kaynaklanan yüksek beyaz küre sayısı ve dalak büyüklüğü ile karakterize bir lösemi (kan kanseri) çeşidi olduğunu belirterek, "Her yıl yaklaşık bir milyon kişiden 10-15’inde bu hastalık ortaya çıkmaktadır. Kemoterapi ilaçlarına karşı direnç gelişmesi, birçok kanser tipinde olduğu gibi KML’ de de önemlilik arz eden bir konudur" dedi.
Solmaz, şu anda KML tedavisinde başarıyla kullanılan ilaçlara rağmen hastaların bir kısmının bu ilaçları tolere edemediğine dikkati çekerek, "Aynı zamanda bazı hastalarda bu ilaçlara karşı direnç gelişmekte ve ilaçlar etkinliğini kaybedebilmektedir. Bu problemleri aşabilmek için dünyanın dört bir yanında birçok araştırma yapılmaktadır. Bizimde bu konuda etkili olabileceğini düşündüğümüz Apigenin maddesi dikkatimizi çekmiştir" diye konuştu.
HANİ GIDALARDA VAR?
Apigenin maddesinin greyfurt, portakal, maydanoz, soğan, çay, papatya, buğday filizi, bitkisel kökenli içecekler ve bir takım baharatlarda bolca bulunan bitkilerden elde edildiğini belirten Solmaz, şunları kaydetti:
"Yüzyıllardır, Apigenin geleneksel ve alternatif bir ilaç olarak kullanılmıştır.
Örnek olarak, yüksek derecede Apigenin içeren tutku çiçeği; astım, inatçı uykusuzluk, Parkinson hastalığı, sinir ağrıları ve zona tedavisinde başarıyla kullanılmıştır.
Spazm çözücü ve anti bakteriyel etkileri bilinen papatyanın ana bileşenidir. Ek olarak, papatya ürünleri cilt bakım ürünlerinin içerisinde yaygınca kullanılmakta ve cilt reaksiyonlarını ile diğer dermatolojik hastalıkları azaltmaktadır."
DİĞER KANSER TÜRLERİNDE DE ETKİLİ
Solmaz, yapılan çalışmalarda Apigenin maddesinin; meme, prostat, akciğer, kalın barsak, yumurtalık kanseri gibi birçok kanser çeşidinde kanser karşıtı etkilerini gösterdiğine dikkati çekerek, "Bunun yanında, normal diyetin bir parçası olarak tüketildiğinde Apigenin maddesinin metabolik yan etki oluşturduğuna dair çok az bilgi vardır" dedi.
Bu özelliklerinden dolayı Apigenin’in KML hücreleri üzerinde etkili olabileceğini düşünerek bu çalışmayı yaptıklarını vurgulayan Solmaz, şöyle devam etti:
"Çalışmamızda çeşitli dozlarda Apigenin kullanarak, Apigenin’ in tümör hücreleri üzerindeki etkilerini araştırdık. 3 aylık hazırlık ve 3 aylık laboratuvar çalışmaları neticesinde çalışmamızı tamamladık. Sonuç olarak Apigenin maddesinin hem ilaca duyarlı hem de ilaca direnç geliştirmiş tümör hücreleri üzerinde yüksek derecede etkin olduğunu ve tümör hücrelerinin çoğalmasını durdurduğunu, tümör hücrelerinin ölümüne neden olduğunu tespit etmiş bulunmaktayız."
Solmaz, çalışmaları neticesinde Apigenin’ in KML hastalığının tedavisinde ortaya çıkabilen ilaç direnci problemini aşma konusunda yardımcı olabileceğini ifade ederek, "Çalışmamızın Apigenin ile ilgili olarak yapılacak daha ileri çalışmalara ve ilaç çalışmalarına kapıyı açtığını düşünmekteyiz" dedi.
İHA