londra doğal güzellikleri / Londra Gezilecek Yerler | yoldaolmak.com

Londra Doğal Güzellikleri

londra doğal güzellikleri

Kraliyet Parkları Arasında En Büyüğü: Hyde Park

Londra’nın Westminster bölgesinde yer alan Hyde Park, Londra’da bulunan 8 kraliyet bahçesinden bir tanesidir. Park; yemyeşil doğası, çeşmeleri, heykelleri ve hatta tarihi yapıları ile tüm ziyaretçilerine büyüleyici bir atmosfer sunmaktadır. Londra’nın en güzel parklarından bir tanesi olan Hyde Park, 138 hektarlık büyük bir alana sahiptir.

Hyde Park’ın Muhteşem Doğası ve Gezilecek Yerleri

Kraliyet parkları arasında en büyüğü olarak kabul edilen Hyde Park, Londra’ya bağlı Westminster bölgesinde yer almaktadır. Parkın kuzeyini Bayswater Yolu, doğusunu Park Lane ve güneyini ise Knightsbridge çevrelemektedir. Kensington Bahçeleri ile bağlantılı olan park, Londra’nın temiz hava alanı olarak ön plana çıkmaktadır.

Hyde Park kendi içerisinde birçok farklı bölüme ayrılmaktadır. Bu bölümlerin başında Gül Bahçesi anlamına gelen Rose Garden gelmektedir. Rose Garden, Hyde Park’ın güneydoğu köşesinde yer almaktadır. Colvin ve Moggridge adındaki peyzaj mimarları tarafından tasarlanan Gül Bahçesi, 1994 yılında açılmıştır.

Parkın kalbinde yer alan LookOut, çevre dostu bir yapı olarak hizmet vermektedir. İnsanları şehrin kalabalığından uzaklaştırarak doğa ile iç içe vakit geçirmeye davet eden LookOut, çeşitli aktiviteler ve birbirinden eğlenceli etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. LookOut aynı anda 30 kişiyi ağırlayabilmektedir.

İhtişamıyla dikkat çeken tarihi Apsley Kapısı, Hyde Park’a giriş için yapılan geçitlerden bir tanesidir. Bu heybetli ve ihtişamlı taş geçit, Kraliyet İngiliz Mimarlar Enstitüsü kurucu üyelerinden olan Decimus Burton tarafından tasarlanmıştır. 1826 yılında inşa edilen geçidin yapımında Portland taşı kullanılmıştır. Günümüzde bu geçitten Hyde Park’a giriş sağlamak mümkündür. Parkın bir diğer tarihi kapısı olan Kraliçe Elizabeth Kapısı, 1993 yılında açılmıştır. Kapının yapımında paslanmaz çelik kullanılmıştır.

Kraliçe Elizabeth Kapısı’nın yakınında yer alan Akhilleus Heykeli, Yunan tanrısı Akhilleus’u gözler önüne sermektedir. Bu heykel, Hyde Park’ta bulunan ilk heykel olduğu için büyük öneme sahiptir. Hyde Park’ta bulunan Küçük Nell isimli heykel, Charles Dickens’in Antikacı Dükkanı isimli eserinde geçen Nell Trent karakterinden esinlenerek oluşturulmuştur.

Speakers’ Corner, Hyde Park’ta protesto ve gösterilerin gerçekleştirildiği halka açık konuşmalar ve tartışmalar için uygun bir alan olarak oluşturulmuştur. Bütün bunların yanı sıra Hyde Park, farklı tarihi yapıları ve doğal güzellikleri de bünyesinde barındırmakta ve keyifli bir gezi fırsatı sunmaktadır.

Hyde Park’ın Tarihine Yolculuk

Hyde Park, 1536 yılına kadar bir manastır türü olan Abbey’in rahiplerine ait bir yer olarak kullanılmıştır. VIII. Henry’in rahipleri bastırması üzerine parkta büyük değişiklikler meydana gelmiştir. VIII. Henry 17. yüzyılın başlarına kadar bu parkı geyik avlamak için kullanmış ve park, kraliyet avlanma alanı olarak adlandırılmıştır.

1637 yılında I. Charles’in emri üzerine Hyde Park, halka açılmıştır. 1665 yılında gerçekleşen veba salgınında yerli halk bu parka gelerek kamp kurmuşlardır.

Başa geçen hükümdarlar belirli aralıklarla parka eklemeler yapmış ve parkı farklı amaçlar için kullanmışlardır. III. William, Kensington Sarayı ile St. James Sarayı arasında güvenli bir şekilde gidip gelebilmek için at sürüş parkuru olan Rotten Row’u yaptırmıştır. II. George’nin karısı Kraliçe Caroline ise yapay bir göl olan Serpentine Gölü’nün oluşturulmasını istemiştir. Hyde Park daha sonraki dönemlerde hükümdarların ulusal kutlamalar için kullandığı bir yer haline gelmiştir.

Hyde Park’ın Eğlence Dolu Aktiviteleri

Londra’nın en güzel parkları arasında yer alan Hyde Park her yıl çeşitli aktivitelere ev sahipliği yapmaktadır. Birleşik Krallık’ın en ikonik festivali Winter Wonderland burada düzenlenmektedir. Etkinlik genellikle 10 Kasım tarihinde başlamakta ve 3 Ocak tarihinde son bulmaktadır.

Hyde Park’ın en önemli etkinliklerinden bir diğeri olan Royal Gun Salutes, silah ile selamlama anlamına gelmektedir. Bu etkinlik yalnızca önemli ve özel günlerde yapılmaktadır. Atlı askerler parkta gezintiye çıkmakta ve top atışı gösterileri ile kraliyet ailesine duyulan saygı temsil edilmektedir.

2008 yılından bu yana Hyde Park, yarı maraton koşularına ev sahipliği yapmaktadır. 20 kilometrelik muhteşem rota; Buckingham Sarayı, Trafalgar Meydanı ve Whitehall gibi dünyaca ünlü yapıların kapalı yolları arasında gerçekleştirilmektedir. Ayrıca Hyde Park, The Green Park, St James’s Park ve Kensington Gardens olmak üzere 4 farklı kraliyet parkından geçmektedir.

Hyde Park’ta farklı kategorilerde yürüyüş turları düzenlenmektedir. Bu turlar sayesinde park sınırları içerisindeki tarihi yerler ve doğal güzellikler keşfedilebilmektedir. Özellikle aile ile birlikte vakit geçirmek isteyenlere doğada keşif günleri ve yürüyüş gibi çeşitli aktiviteler önerilmektedir. Doğa keşfi turları pazartesi, salı ve çarşamba günleri yapılmaktadır.

Hyde Park, doğa aktiviteleri denildiğinde Londra’da ilk akla gelen yerleri arasındadır. Bu aktiviteler arasında at biniciliği, bot turu, tenis, futbol ve yüzme gibi seçenekler yer almaktadır. Tüm bu aktivite imkanları ile Hyde Park, ziyaretçilerinin tüm gün eğlenmesine olanak tanımaktadır.

Hyde Park’ı Ziyaret Etmeden Önce Bilinmesi Gerekenler

Hyde Park haftanın her günü ziyarete açıktır. 05.00 ile 00.00 saatleri arasında ziyaret edilebilmektedir. Parka giriş için herhangi bir ücret ödemeye gerek yoktur. Parkı ayrıntılı bir şekilde gezmek isteyenlerin 4 ile 5 saat ayırması, kısa bir tur planlayanların ise 2 ile 3 saat ayırması yeterli olmaktadır.

Park, özel gereksinimli bireylerin rahatlıkla gezebileceği şekilde oluşturulmuştur. Bu yüzden herkese hitap etmektedir.

Hyde Park’ta ziyaretçilerin araçlarını park edebilecekleri otopark alanı yer almaktadır. Pazartesi ile cuma günleri arası saatlik otopark ücreti 2,80 pound’dur. Pazar günleri ve önemli tatil günlerinde ise saatlik 2 pound ödeyerek araçlar park edilebilmektedir.

Londra’ya yakın masal köyler

Haberin Devamı

Forbes dergisi tarafından Avrupa’da yaşanacak altıncı güzel yer seçilen Burford Cotswolds’un kapısı olarak biliniyor. Ortaçağdan kalma bu kasabada ana caddenin iki tarafına dizilmiş rustik taş evler ziyaretçileri büyülüyor. Ana caddesinde antikacı ve hediyelik eşya dükkânları sıralanırken, daracık arka sokaklarında bahçeleri çiçeklerle dolup taşan kulübeler gizleniyor.

Londra’ya yakın masal köyler


BIBURY KÖYÜ

Cotswold köyleri arasında en çok sevilen ve en masalsı görsel sunan Bibury, İngiltere’nin en güzel köyü olarak nam salmış. Londra’nın kuzeybatısında, Oxford yakınlarındaki Gloucestershire kontluğu sınırlarındaki Bibury yemyeşil doğası ve 17. yy’da bal rengi taşlarla inşa edilmiş masal tadındaki taş evleri ile kitleleri kendine çekiyor.

Londra’ya yakın masal köyler


Thames Nehri’nin kolu olan Coln Nehri’nin iki kıyısında kurulmuş olan bu köyün her köşesinden ayrı özellikte, kartpostal güzelliğinde fotoğraflar çekmek mümkün. Bridget Jones’un Günlüğü ve Stardust gibi filmlerin de çekildiği Bibury’de yürüyüş yapmak ve fotoğraf çekmek dışında oldukça etkileyici bir mimariye sahip St. Mary Kilise’sini ziyaret edebilir ve 1902'den beri faaliyetini sürdüren alabalık çiftliğinde balık tutabilirsiniz.

Londra’ya yakın masal köyler


BURTON ON THE WATER

Haberin Devamı

Ortasından geçen Windrush Nehri ve nehir kenarlarında kuğuları, kazları ve etrafında bolca yeşil alan ile tam bir hafta sonu rotası olan Burton On The Water “Huzurun resmini çizebilir misin Abidin?” sorusuna yanıt oluyor. 

Londra’ya yakın masal köyler


Bourton-on-the-Water’da yapılacak en güzel aktiviteler seyyar dondurmacıdan dondurma alıp nehir boyunca yürümek, ayaklarını nehre sokan,piknik yapan kalabalığa karışmak, çimlere uzanmak, klasik arabaların sergilendiği Motoring Museum’u gezmek, önündeki sarmaşıklarla dolu araba ile fotoğraf çektirmek sayılabilir.

Londra’ya yakın masal köyler

STOW ON THE WOLD

Stow on the Wold da yine Gloucestershire’a bağlı, yaklaşık 2000 kişi nüfuslu, masal tadında diğer bir Cotswold kasabası. Diğer Cotswold kasabaları gibi muhteşem görsellikte taş evlere, pek çok butik antika dükkanına, sanat galerisine, şık kafelere vehediyelik eşya dükkanlarına sahip Stow On The Wold’un en önemli noktası merkezindeki Pazar Meydanı. Bu meydandaki 'TEA ROOM' adı verilen tatlış kafelerde sütlü çayınızı yudumlamak bu kasabanın olmazsa olmazı.

Londra’ya yakın masal köyler

#Londra'ya Yakın Masal Köyler#Londra#Bibury

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır