maliki mezhebine göre gusül abdesti / Gusülde Malikiyi Taklide Dair - Dini Sualler

Maliki Mezhebine Göre Gusül Abdesti

maliki mezhebine göre gusül abdesti

SOHBET - 4 MEZHEPTE ABDEST VE GUSL&#;N FARZLARI

ABDEST&#;N FARZLARI
Hanefî mezhebinde
1- Yüzü y&#;kamak,
2- &#;ki kolu y&#;kamak [Eller kola dahildir],
3- Ba&#;&#;n en az dörtte birini mesh etmek,
4- &#;ki aya&#;&#; y&#;kamak.
Mâlikî mezhebinde
1- Niyet,
2- Yüzü y&#;kamak,
3- &#;ki kolu y&#;kamak,
4- Ba&#;&#;n tamam&#;n&#; mesh etmek,
5- &#;ki aya&#;&#; y&#;kamak,
6- Muvalat [Ara vermeden, uzuvlar&#; pe&#; pe&#;e y&#;kamak],
7- Delk [Y&#;kanan yeri ovmak].
&#;âfiî mezhebinde
1- Niyet,
2- Yüzü y&#;kamak,
3- &#;ki kolu y&#;kamak,
4- Ba&#;&#;n, az bir k&#;sm&#;n&#; mesh etmek,
5- &#;ki aya&#;&#; y&#;kamak,
6- Tertip [S&#;rayla y&#;kamak].
Hanbelî mezhebinde
1- Niyet,
2- Besmele çekmek,
3- Yüzü y&#;kamak,
4- A&#;z&#; y&#;kamak,
5- Burnu y&#;kamak,
6- &#;ki kolu y&#;kamak,
7- Ba&#;&#;n tamam&#;n&#; mesh etmek [Kulaklar ba&#;a dahildir],
8- &#;ki aya&#;&#; y&#;kamak,
9- Tertip,
Müvalat.
GUSLÜN FARZLARI
Hanefî mezhebinde
1- A&#;z&#;n içini y&#;kamak,
2- Burnun içini y&#;kamak,
3- Bedenin her yerini y&#;kamak.
Mâlikî mezhebinde
1- Niyet,
2- Bedenin her yerini y&#;kamak,
3- Delk,
4- Müvalat,
5- Saçlar&#; hilâllemek.
&#;âfiî mezhebinde
1- Niyet,
2- Bedenin her yerini y&#;kamak. [Baz&#; kitaplarda, &#;afii’de guslün farz&#; üçtür deniyor. Bedendeki necaseti temizlemeyi de ekliyorlar. Beden y&#;kan&#;nca, necaset de temizlenmi&#; olaca&#;&#; için, guslün farz&#;na iki denmesinin mahzuru olmaz.]
Hanbelî mezhebinde
Guslün farz&#; birdir, bu da bütün vücudu y&#;kamakt&#;r. Bu, guslün rüknüdür. Yani guslün içindeki farzd&#;r. Gusle ba&#;larken, niyet etmek ve Besmele çekmek de farzd&#;r. A&#;z&#;n ve burnun içi, bedenin d&#;&#;&#; say&#;ld&#;&#;&#; için, buralar&#; da y&#;kamak farzd&#;r.
1- Niyet etmek,
2- Besmele çekmek,
3- Bedenin her yerini y&#;kamak,
4- A&#;z&#;n içini y&#;kamak,
5- Burnun içini y&#;kamak.

Mâlikî mezhebinde semavî özürle, yani elde olmayarak gelen kan, idrar gibi şeyler abdesti bozar mı?

Mâlikî mezhebinde, vücudun normal mahreçlerinden (çıkış yerlerinden), yani ön ve arkadan gelen idrar, gâita, yel, meni, mezi, vedi, istihaza kanı abdesti bozar; kan, irin, taş, solucan vs bozmaz. Deriden çıkan kan, irin gibi şeyler ile lezzetsiz kendiliğinden çıkan meni abdesti bozmaz. Abdesti bozan idrar, yel gibi şeyler, bir namaz vaktinin yarısından fazla elde olmayarak gelirse, o kişi özürlü olur ve abdesti bozulmaz. Eğer namaz vaktinin yarısından azda geliyorsa özürlü olmaz. Mâlikî’nin meşhur kavli budur. Bu halde özürlü olmak için bazı şartlar vardır: Bu da istihaza kanı dışındaki abdesti bozan hâlin ne zaman kesileceğinin bilinemez ve tedavi edilemez olmasıdır. Meselâ her zaman belli bir vakitte kesiliyorsa veya tedavisi mümkün ise özür olmaz, abdesti bozar. Özürlü kişi aldığı abdest ile vakit çıksa bile, o özürden başka bir özürle abdesti bozuluncaya kadar namaz kılabilir.
Bir de Mâlikî mezhebinde meşhur olmayan zayıf kavil vardır. Buna göre, abdesti bozan bir şey, elde olmayarak bir defa bile gelse, o kişi özürlü olur ve abdesti bozulmaz. Arada geliyorsa, abdest almak müstehab olur. Bu kavil, hasta ve yaşlılar için veya bunların vaziyetindekiler için bir kurtuluş yoludur. Hanefîler de, böyle bir musibete uğrarsa, Mâlikî mezhebini taklit eder. Gusl, abdest yahud namazda Mâlikî mezhebini taklit eden bir Hanefî, vücudundan her ne sebeple olursa olsun, yani semavi olsun, ihtiyarî olsun, kan geldiği zaman, Mâlikî’de abdest bozulmadığı halde, kendi mezhebinden çıkmış sayılmadığı için, abdest alacaktır. Yel, gâita, idrar kaçıran da böyledir. Yel, idrar, gâita kaçıran kimse de, Hanefî mezhebine göre özürlü olamıyorsa, zaruret varsa, Mâlikî’yi taklit edebilir.
12 Ağustos Salı

Sual: Diş dolgusunun dışında da Malikî mezhebi taklit edilebilir mi ve taklit edilirken nelere dikkat etmelidir?
CEVAP: El-fıkhu alel-mezâhib-il-erbe'a’da diyor ki:
“Maliki mezhebinde, seferde, şiddetli yağmurda, karanlıkta, çamurlu gecelerde, Arafât ve Müzdelifede, öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı namazları cem edilir. Seferin üç günden az olması da câizdir. Deniz yolculuğunda cem câiz değildir. Yağmurda ve çamurda, yatsıyı camide akşam ile birlikte cemaat ile kılmak câiz olur. Vitri vaktinde kılar. Şafiide, cem' için, seferin 80 kilometre olması lâzımdır.

El-mukaddemet-ül-izziyyede diyor ki:
“Maliki mezhebinde, bir kabdaki temiz suya necaset düşse, üç vasfından biri değişmez ise, bununla abdest ve gusül sahih, lâkin mekruhtur. Mâ-i müstamel de böyledir. Helâya sol ayakla ve başı örtülü girilir. Eti yenen hayvanların bevli ve pisliği temizdir. Bunların ve insanın ölüsü ve kemikleri ve tırnakları, boynuz ve derileri ve meni, mezî ve alkollü içkiler necistir. Necis yere serili kalın şey üzerinde ve avuç içinden az kan, irin bulaşınca namaz sahih olur. Gusle başlarken niyet etmek, bütün vücudu delk etmek, avuç içi veya havlu ile hafif sıvamak, muvalat, aralıksız yıkamak ve saçı, sakalı hilallemek, sık örülü saç çözülüp her tarafını hilallemek farzdır. Ağız, burun ve kulak içini ve saçları yıkamak sünnettir. Yıkamadık yer kaldığını bir ay sonra bile hatırlayınca, yalnız orayı hemen yıkar. Hemen yıkamazsa, guslü bâtıl olur. Her gusülden evvel veya sonra abdest alınır.”

Maliki mezhebinde, ikinci kavle göre, her necaset, ne kadar çok olsa dahi, namaza mâni değildir. Yıkaması farz değil, sünnettir.

Abdeste başlarken veya yüzü yıkarken niyet etmek ve başın hepsini ve sarkan saçları, kulak üstündeki deriyi ve altındaki deri görünen hafif sakalı mesh etmek, kesif sakalı yıkamak, muvalat yani azaları ard arda yıkamak, yıkanan yerleri, kurumadan evvel delk etmek de farzdır. Örülü saç çözülmez. Avuç ve parmak içleri ile zekere dokunmak, abdest aldığında veya bozulduğunda şüphe etmek, oğlanın veya mahrem olmayan genç kadının derisine veya saçına şehvet ile dokunmak, abdesti bozar. Lezzet kastetmeden dokunursa ve dokunurken lezzet duymazsa, abdesti bozulmaz. Yolda, nakil vâsıtalarında ve alış verişte temas korkusu olan Şâfiî, Hanefi veya maliki mezhebini taklit etmelidir. Bedenden kan ve diğer şeyler çıkması abdesti bozmaz. Kulakların içi ve dışı, yeni ıslatılmış parmak ile mesh edilir. Tırnak kesince, tıraş olunca abdest bozulmaz. Sakal tıraşında ihtilaflıdır. El ile istibra vaciptir. Teyemmüm ederek giyilen mest üzerine mesh edilmez. Mesh müddeti yoktur. İkindi vakti isfirâr vaktine kadardır. Yatsının âhır vakti, gecenin ilk sülüsüdür. Mekke’de olanın Kâbeye, Mekke’de olmayanın Kâbe cihetine dönmesi farzdır. Namaza başlarken Allahü ekber demek, Fâtiha okumak, kavmede dikilmek, celsede oturmak, oturarak bir tarafa selâm vermek ve selâm verirken Esselâmü aleyküm demek farzdır. İlk iki rekâtta Zamm-ı sûre okumak, iki teşehhütte oturmak, tahıyyat ve salevat okumak ve ikinci selâm sünnettir. Sabah ikinci rekâtta sessiz kunut okumak, teşehhütte şehadet parmağı kaldırmak müstehabtır. Sünneti unutunca, secde-i sehv lâzım olur. Bayram ve cenaze namazları sünnettir. Fasık, imam olamaz. Başka mezhepteki imama ve özürlü olan imama uymak câizdir.

Malikide sefer mesafesi, Şafiide olduğu gibi, seksen kilometredir. Günah olmayan seferde dört rekât farzları iki kılmak sünnettir. Dört gün kalmağa niyet ettiği mahalde mukim olur. Misafir ile mukimin birbirlerine imam olmaları mekruhtur. Malikiyi taklit eden Hanefi misafir ile mukim, birbirlerine imam olurlar. İki namazı cem etmemek efdaldir. Vitir namazı ve bayramda onbeş namazın farzından sonra tekbîr-i teşrîk sünnettir.

Bir ibadeti yaparken, başka bir mezhebi taklit etmek, kendi mezhebinden ayrılmak değildir. O mezhebin, farzlarına ve müfsidlerine tâbi olmak demektir. Vaciblerde, mekruhlarda ve sünnetlerde, kendi mezhebine uyar. Meselâ, Malikiyi taklit eden Hanefi misafirin, dört gün kalmaya niyet ettiği yerde, farzları dört rekât kılması farz olduğu için, dört kılar. Mukim olana uyması veya imam olması, Malikide mekruh, Hanefide sünnet olduğu için, kendi mezhebine uyarak, cemaat ile kılabilir. Bir ibadeti yaparken, başka mezhebi taklit etmek için, kendi mezhebine göre yapmakta haraç, meşakkat bulunması lâzımdır. Meşakkat, zorluk yok iken, taklit edilmez.

Sual: Diş dolgusu, elde olmadan yel ve idrar kaçırma yani gelen yeli ve idrarı tutamama, kan irin gibi herhangi bir akıntı sebebiyle Maliki’yi taklit eden, nelere dikkat eder?
CEVAP
Maliki mezhebini taklit eden Hanefi, sadece gusülde, abdestte ve namazda, kendi mezhebinin şartlarına ilaveten Maliki’nin farzlarına uyup müfsitlerinden kaçar. Diğer hususları aynen Hanefi gibi yapar. Sünnet ve mekruhlarda kendi mezhebine uyar.

Hanefi’den farklı olan durumlar şunlardır:
1- Gusülde niyet, muvalat ve delk farzdır.

a) Gusül, abdest ve namaza başlarken niyette Maliki mezhebine uymaya niyet etmelidir. [Abdest aldıktan veya guslettikten yahut namaz kıldıktan sonra, Maliki’ye uymaya niyet etmediğini hatırlasa, (Bu abdesti veya guslü Maliki’ye göre aldım, namazı Maliki’ye göre kıldım) derse, yeniden abdest alması, gusletmesi veya namaz kılması gerekmez.]

Niyet, gusle başlarken yapılır. Unutulursa gusülden sonra hatırladığı zaman niyet etmesi de sahihtir. Gusle başlarken cünüplükten temizlenmeye diye niyet edilir; cünüp olduğunu bilerek gusleden, zaten buna niyet etmiş demektir.

Muvalat, uzuvları ara vermeden yıkamaktır.

Delk, yıkanan yerleri el veya havlu ile hafif sıvazlamaktır. Dokunmak da delk yerine geçer.

b) Gusülde saçı hilallemek, [saç arasına iki elin parmaklarını sokup çekmek] farzdır. [Hilallemek, tarakla da yapılabilir.]

c) Gusülde, sık örülü saç çözülüp her tarafını hilallemek farzdır.

d) Gusülde yıkamadık yer kaldığını bir ay sonra bile hatırlasa, yalnız orayı hemen yıkaması gerekir. Yıkamazsa guslü bâtıl olur.

2- Abdestte; niyet, muvalat, delk, başın tamamını meshetmek farzdır. Niyet; elleri veya yüzü yıkarken yapılır.

a) Abdestte kaşların ve kirpiklerin altındaki deriyi yıkamak, kulak arkasıyla saç arasındaki deriyi ve kulak memesi önündeki saç ve deriyi mesh farzdır.

b) Altında deri görünen hafif sakalı mesh, kesif sakalı yıkamak farzdır.

c) Kadın, saçının hepsini mesheder. Örülü saçını açmaz. Örgünün üstünden mesheder.

d) Ayak parmaklarını hilallemek müstehaptır. Abdest alırken el parmakları açılıp kapandığı için kendiliğinden delk meydana gelir. Ayrıca hilallemek gerekmez. Hilallemenin mahzuru olmaz.

3-a) Oğlana, hanımına veya yabancı kadına [Cildine veya saçlarına] şehvetle dokunan erkeğin, erkeklere şehvetle dokunan kadının abdesti bozulur. Şehvetsiz dokunursa abdest bozulmaz. [Kendi ön edep yerine, elinin içiyle veya parmak içleriyle dokunan erkeğin abdesti bozulur.]

b) Kan, irin, sarı su hastalık sebebiyle çıkarsa, yel elde olmadan kaçarsa yani tutulamasa, idrar tutulamasa, bunlar abdesti bozmaz. Bunun gibi, kadınlardaki akıntı da abdesti bozmaz.

c) Saç tıraşı olunca, tırnak kesilince abdest bozulmaz. Sakal tıraşı olunca bozar diyen âlimler de olduğu için, jiletle veya ustura ile sakal tıraşı olunca, abdest almak iyi olur.

d) Abdesti bozulduğunu bilip, sonra abdest aldığında şüphe ederse, abdest alması gerekir. Abdest aldım mı almadım mı, abdestim bozuldu mu, bozulmadı mı diye şüphe edenin abdesti bozulmuş olur. Eğer, abdest aldığını ve bozulmadığını hatırlarsa abdesti bozulmuş olmaz.

e) Hanefi’de, namazda iken uyumak abdesti bozmaz. Namaz dışında yan yatarak, bir şeye dayanarak uyumak abdesti bozar; fakat Maliki’de, namazda da, namaz dışında da olsa, uyku ağır değilse bozmaz. Ağır ise bozar. Mesela tehiyyatta uyuyup kalırsa abdesti bozulur; ama hafif şekilde uyusa, abdesti bozulmaz.

f) (Yatsı nemâzının vakti), İmâmeyne göre, işâ-i evvelden, yani garbdaki zahiri üfuk hattı üzerinde, kırmızılık kaybolduktan sonra başlar. Diğer üç mezhepte de böyledir. İmâm-ı a’zama göre, işâ-i sânîden, yani beyazlık kaybolduktan sonra başlar. Hanefide, şer’î gecenin sonuna, yani fecr-i sâdıkın ağarmasına kadardır. Kırmızılığın kaybolması, güneşin üst kenarının, üfk-ı sathînin altında, onyedi derece irtifâ’a indiği vaktdir. Bundan sonra, yani ondokuz derece irtifâ’a inince, beyazlık kaybolur. Şâfiî mezhebinde yatsı namazının âhir vakti, şer’î gecenin yarısına kadar diyenler vardır. Yatsıyı, şer’î gecenin yarısından sonra kılmak, bunlara göre câiz değildir. Hanefide ise, mekruhtur. Malikide şer’î gecenin sonuna kadar kılmak sahih ise de, üçte birinden sonra kılmak günahtır.

4- Teyemmüm, namaz vakti girdikten sonra yapılır.

5-a) Mestin üst ve altı tamamen meshedilir. Mesti, ayağı yıkamak meşakkatinden dolayı giymek sahih olmaz. Sünnete uymak veya soğuktan korunmak niyetiyle giymek gerekir. Hiç niyet etmeden giyse, sonra bu mesti sünnete uymak niyetiyle giydim dese yine niyeti sahih olur.

b) Mest üzerinde hiç necaset olmaması gerekir, mestin temiz olması farzdır.

c) Mest deri den olur, yünden olmaz.

d) Maliki’de mestin mesh müddeti yoktur. Cünüp olana kadar çıkarmak gerekmez. Sadece Cuma günleri gusül için çıkarmak sünnettir. Maliki’yi taklit eden, 24 saatten fazla giyemez. Çünkü kendi mezhebi olan Hanefi’den çıkmış sayılmaz.

6- Namazda her rekatta Fatiha okumak, iki secde arasında oturmak, rükuda, secdelerde tumaninet, yani sakin durmak ve namaz sonunda selam vermek farzdır. [Cemaat, imam arkasında Fatiha okumaz. Aynı Hanefiler gibi yapılınca bu farzlar da yerine gelmiş olur.]

7- El üzerine secde sahih değildir. Şafii ve Hanbeli’de de böyledir. Hanefi’de tenzihen mekruhtur.

8- Fâsık veya bid’at ehli imama uymak sahih değildir.

9- Maliki’yi taklit eden, bir ihtiyaç olunca seferde Maliki’yi taklit ederek iki namazı cem edebilir.

 Seferde giriş çıkış günü hariç, 4 gün veya daha fazla kalmaya niyet eden mukimdir. 4 günden önce biteceğini sandığı işi için gittiği yerde, belki yarın giderim diye 18 günden çok kalınca mukim olur.

Seferde 10 gün kalan 15 günden az kaldığı için Hanefi’ye göre misafir sayılırsa da Maliki’ye göre mukim sayılır. Çünkü giriş-çıkış günleri hariç, 4 gün veya daha fazla kalmaya niyet eden Maliki’de mukim olur. 3 gün veya daha az kalırsa seferi olur. Eğer Hanefi’ye uyup, 3 günden fazla kaldığı yerde 2 rekat kılarsa, namaz sahih olmaz. Çünkü Maliki’de mukim olanın 4 rekat kılması farzdır. Hanefi’de ise seferde 4 rekat kılmak mekruhtur. Maliki farz dediği için farza uyulur, 4 rekat olarak kılınır.

Giriş çıkış gününde ölçü imsak vaktidir. Gün, oruçta olduğu gibi imsak vaktinde başlar. Ertesi günü imsak vaktine kadar devam eder.

Mesela, İstanbul’a imsak vaktinden sonra, sabah ezanı okunurken giren kimse, giriş günü olduğu için o günü saymaz. Eğer imsak vaktinden önce girerse, imsak vaktinden sonraki gün giriş günü olmaz. İmsak vaktinden sonra çıkarsa, o gün çıkış günüdür.

Demek bir kimse, bir yere güneş doğarken girse, o gün giriş günü olduğu için hesaba katmaz. Üç gün kaldıktan sonra, dördüncü günü imsak vaktinden sonra, mesela güneş doğarken oradan çıksa, giriş-çıkış günleri sayılmadığı için o kimse, üç gün o yerde kalmıştır ve seferidir. (Menahic-ül- ibad)

80 km’lik mesafeye gidince Maliki’de seferi olursa da, Hanefi’de seferi olmaz. Burada Maliki’ye uyup 2 rekat kılınırsa, Hanefi’ye göre namaz sahih olmaz, 4 rekat kılması farzdır.

Bir mezhebi taklit, kendi mezhebinden çıkıp, o mezhebe girmek demek değildir. O mezhepteki taklit edilen meselenin yalnız farzlarına ve müfsitlerine uyulur. Hanefi’de sünnet olan bir şey, Maliki’de mekruh olsa da yapılır. Mesela:

a) Hanefi mezhebinde, namaz kılarken, Fatihadan önce, E’uzü Besmele çekmek sünnet, Maliki’de mekruhtur. Maliki’yi taklit eden, E’uzü Besmele okur.

b) Maliki’de Sübhaneke okumak mekruh, Hanefi’de sünnettir. Maliki’yi taklit eden Sübhaneke okur.

c) Bir kadının muayyen hâli 13 gün devam ediyorsa, bu kadının Hanefi’ye göre 10 günden sonrakiler özür olduğu için gusledip namazlarını kılar. Maliki’de, muayyen hâl 15 güne kadardır. 15 güne kadar kan kesilmeden namaz kılamaz. Böyle kadın, 15 güne kadar kan kesilmezse, bekler. günü gusledip namaza başlar. Hanefi’nin farz dediği 10 günden sonrakileri de kaza eder. Nifastaki durum da aynıdır. Yani Maliki’ye göre nifas olup da Hanefi’ye göre nifas olmayan günlerde kılınamayan namazlar sonradan kaza edilir. Böylece her iki mezhebin farzlarına uyulmuş, müfsitlerinden kaçılmış olur.

Hayz ve nifasın durumu
1-
Hayzın en azı yoktur. Bir damla gelse de hayz kabul edilir. En çoğu ise 15 gündür. 15 günden fazla gelirse istihaza olur. [Hanefi’de hayzın en azı 3, en çoğu 10 gündür. Bundan azı veya çoğu istihazadır.]

2- İkinci hayzın olabilmesi için, aradan en az 15 gün geçmesi gerekir. 15 gün geçmeden kan gelirse, bu hayz değildir, istihazadır [özürdür], burundan gelen kan gibidir. Gusletmeden namaz kılınır.

3- Ayiseden gelen kan hayz olmaz, istihaza olur. Ayise yaşı Maliki’de 70, Hanefi’de 55'tir.

4- Hamileden ve doğumdan önce gelen kan hayzdır. [Hanefi’de istihazadır.]

5- Sezaryenle, yani karın yarılarak çocuk alınınca gelen kan nifas olmaz. [Hanefi’de nifas olur.]

6- Nifasın azami müddeti 60 gündür. [Hanefi’de 40 gündür.]

7- Nifas görürken, 15 gün hiç kan gelmese, artık temizlenmiş olur. Bu 15 günlük temizlikten sonra tekrar kan gelirse, bu kan nifas değil, hayz kanıdır.

8- Nifas kanamaları arasındaki temizlik günleri 15 günden az olursa, aradaki kanlar nifas sayılır. Aradaki temizlik günleri hesaptan düşülerek kanama günleri toplanıp 60 günü bulursa, bu durumda kadının nifası sona ermiş olur. Mesela 20 gün kan, 7 gün temiz, sonra 17 gün kan, 10 gün temiz, tekrar 23 gün kan görürse, kan görülen günler toplamı 60 ı bulduğu için, nifası sona ermiş demektir. 15 gün geçmeden yine kan gelirse istihaza olur. 15 gün geçtikten sonra gelirse hayz olur.

Maliki’yi taklit ile ilgili okuyucu sualleri
Sual:
Tam İlmihal’de (Abdestte, kulak memesi hizasındaki deri ve saçlar, Hanefi’de yüzdendir. Yıkamak farzdır. Maliki’de baştandır, meshetmek farzdır) deniyor. Kulağı da mesh etmek farz mıdır?
CEVAP
Abdestte, kulak ile saç arasında kalan arkadaki ve üsteki saçsız deriyi ve kulak memesi önündeki saç ve deriyi mesh farzdır. Yüz yıkanırken zaten kulak memesi hizasındaki deri yıkanmış oluyor. Yıkamak mesh yerine de geçer. Ayrıca mesh etmek gerekmez.

Baş mesh edilirken de eller kulaklara kadar götürülünce saçlı deri ile birlikte kulağın arkasındaki ve üstündeki saçsız deri de mesh edilmiş olur.

Yani kulağın kendisini mesh etmek farz değildir. Yukarıda belirtilen şekilde, üstteki ve yanlardaki saç ile kulak arasındaki saçsız deriyi mesh farzdır.

Kan abdesti bozar mı?
Sual:
Bir yerim kanadığında abdestim bozulmuyor mu?
CEVAP
Elimizi bıçak kesse, kan çıksa abdestimiz bozulur, fakat bundan sonra o yaralı yerden kan çıksa artık abdestimiz bozulmuş olmaz. İlk çıkan kan bozar ondan sonrakiler Maliki’yi taklit edenin abdestini bozmaz. İlk defa sözünü yanlış anlamamalı! Elin kesildi kan çıktı abdest bozuldu, ondan sonra oradaki yaradan yani aynı yaradan çıkan kan ve irinler abdesti bozmaz. Ama öteki elini bıçak kesince yine abdestin bozulur, oradan da sonraki çıkanlar abdesti bozmaz. Yani hastalık sebebiyle gelen kan, irin, yel, idrar vesaire abdesti bozmaz. Durup dururken burnumuz kanasa semavi özür olduğu için abdestimiz bozulmuş olmaz. Elde olmadan yellenmek yani gelen yeli tutamamak, elde olmadan idrar kaçırmak gibi semavi özürler Maliki’de abdesti bozmaz.

Semavi özürle abdestin bozulması
Sual:
Maliki'de semavi özürler abdesti bozmaz mı?
CEVAP
Evet bozmaz. O anda özür sahibi olur. Namazına devam eder.
Semavi özürler, yani insanın elinde olmadan hâsıl olan şeyler, Maliki'de abdesti bozmaz. Mesela namazda ishali dışarı çıksa, çıbanından veya yarasından kan aksa, kulağından irin aksa, makattan solucan çıksa, prostat hastasından idrar damlasa, kadınlardan akıntı çıksa, basurdan kan çıksa, elinde olmadan yel kaçsa yani gelen yeli tutamasa, ağız dolusu kussa, bunlar semavi özür oldukları için, hiç biri Maliki'de abdesti bozmaz. Abdesti bozulmadığı için namazına devam eder. Böyle bir kimsenin ayağını bıçak kesip kan çıksa, abdesti bozuluyor, çünkü bu semavi özür değildir. Ama, ondan sonra ayağı yara olduğu için, artık o yaradan çıkan kan veya irin abdestini bozmaz. Olgunlaşmış çıbanın patlaması da semavi özürdür. Durup dururken burnun kanaması da semavi özürdür. İdrar tutamamak, ishale mani olamamak gibi şeyler semavi özür olur, Maliki'yi taklit eden Hanefi'nin abdestini bozmaz. Soğuktan el veya dudak yarılıp kanarsa Maliki'yi taklit edenin abdestini bozmaz. Yani semavi sebepler bozmaz.

Teyemmüm
Sual:
Maliki’yi taklit eden için teyemmümde farklılık var mı?
CEVAP
Teyemmümde farklılık yoktur. Sadece vakit girdikten sonra teyemmüm yapılır ve her vakit namaz için yeniden teyemmüm etmesi lazım olur.

Yıkanmadık yer görülse
Sual:
Maliki’yi taklit eden, abdest alıp namaz kıldıktan bir ay sonra, elinde yağlı boya görse, boyayı kazıyıp yıkasa, kıldığı namaz ve abdesti sahih mi?
CEVAP
Evet sahihtir. Ama imkan bulunca kaza etmesi iyi olur.

Muvalat nedir?
Sual:
Maliki mezhebinde farz olan muvalat nedir?
CEVAP
Muvalat, her uzvu, birbiri arkasından ara vermeden, acele olarak yıkamaktır. Başka bir ifade ile, normal şartlar altında, bir önce yıkadığı uzuv kuruyacak kadar ara vermemektir.

Çok kısa zamanda yapılan bir iş, muvalata engel olmaz. Mesela, abdest alırken kapıdan biri girse, gelenin kim olduğuna bakılsa, muvalata mani olmaz. Musluktan su kesilse, kovadaki suyu almak veya bitişik odadaki musluğa gidip, o musluktan abdest almak, muvalatı engellemez. Normal şartlarda, bir uzuv kuruyacak kadar ara verilirse, muvalata mani olur. Abdest alırken çorabın birini veya ikisini çıkarmak muvalata mani olmaz.

Uzuvların kuruyup kurumaması mutlak ölçü değildir. Çünkü sıcak ve rüzgarlı havada, uzuvlar hemen kuruyabilir. Yahut soğuk ve rüzgarsız bir yerde, uzuvlar geç kuruyabilir. Uzuvlar kurumadı diye, başka bir iş yapmak muvalata mani olur. Hararetli vücutta, uzuv tez kuruyabilir. Demek ki, kuruyup kurumaması kesin ölçü değildir.

İbni Âbidin hazretleri de, Hanefi'ye göre muvalatı anlatırken, (Toprakla teyemmüm ederken de, su ile yıkamak olmadığı halde, normal şartlarda bir uzuv kuruyacak kadar ara vermek muvalata manidir) buyuruyor.

Diş çektirmek
Sual:
Bugün öğleye doğru dişimi çektirdim, çektirdikten sonra diş etinde kanamalar devam ediyor. Maliki'yi taklit ediyorum. Öğleyi kaçırmamak için, abdest aldım namazımı kıldım. Ve kanama hâlâ devam ediyor. Kıldığım öğle namazının kazasını kılmam gerekir değil mi?
CEVAP
Abdestiniz bile bozulmamıştır. O abdestle ikindiyi de akşamı da kılabilirsiniz. Tabii abdesti bozan başka bir şey olmamışsa. Kanamak Maliki’de abdesti bozmaz. Namazı kaza etmeniz gerekmez.

Niyeti unutan
Sual:
Mâlikî mezhebini taklit eden kimse, gusülde veya abdestte, Mâlikî mezhebine uymayı yahut hem buna, hem de gusle veya abdeste niyet etmeyi unutursa, gusül veya abdest bittikten sonra veya gün sonra hatırlasa, hatırladığı zaman, (Bu abdesti, guslü Maliki’ye göre aldım) diye niyet ederse, sahih olur mu?
CEVAP
Evet, sahih olur.

Asrı evvelde kılmak
Sual:
Maliki’yi taklit eden, zaruri sebeplerle, mesela unutarak öğleyi asrı evvele kadar kılamazsa, tekrar Hanefi’yi taklit edip öğleyi asr-ı evvelde kılması caiz mi?
CEVAP
Evet caizdir, çünkü bir ihtiyaç hasıl olmuştur. Keyfi olarak geciktirmesi caiz olmaz.

İkindiyi asrı sanide kılmak
Sual:
Hanefi’nin ikindiyi asr-ı sanide kılması iyi olduğuna göre Maliki’yi taklit eden de kılabilir mi?
CEVAP
Maliki’yi taklit edenin de ikindiyi asr-ı sanide kılması iyi olur. Bir mahzuru olmaz.

Şehvetsiz öpmek
Sual:
Maliki’yi taklit eden bir kimse, eşini şehvetle veya şehvetsiz öpünce abdesti bozulur mu?
CEVAP
Şehvetle öperse bozulur, veda öpüşü denilen öpüşle öperse bozulmaz. Genelde insan kendi eşine karşı fazla şehvet duymaz, yani öpmekle hemen şehvetlenmez. Ama şehvetlenmiş ise abdesti bozulur. Hanefi’de şehvetlense de bozmaz.

Kanlı çamaşırla namaz
Sual:
Maliki'yi taklit eden, basurundan kan aktığı için çamaşırında fazla kan bulaşmış iken namaz kılsa, caiz olur mu?
CEVAP
Evet. Çünkü temizlemek zordur.

Namazda çıbanın patlaması
Sual:
Maliki mezhebini taklit ediyorum. Namaz kılarken çıbanım patladı. Namazda iken bunu hissettim. Namazdan sonra baktım ki kan ve irin el ayasından daha çok yere yayılmış. Abdestim bozuldu mu, namazım sahih oldu mu?
CEVAP
Abdest bozulmadığı gibi, namaz da sahih olmuştur. Namazdan önce olsaydı, yine abdestinizi bozmazdı ancak imkan ve vakit varsa çamaşırı değiştirmek gerekirdi, çünkü kendi mezhebimizden çıkmış değiliz. Buna da imkan yoksa, o hâliyle kılmakta mahzur yoktur.

Örülü saçları açmak
Sual: Maliki’yi taklit edenin, abdestte ve gusülde, örülü saçını çözmesi gerekir mi?
CEVAP
Maliki’de, abdestte örülü saç çözülmez. Örgünün üstünden hepsini mesh eder. Gusülde, sık örülü saç çözülüp her tarafını hilallemek farzdır.

Hamilelikte gelen kan
Sual:
Maliki'yi taklit eden gebe kadından gelen kan hayz mıdır?
CEVAP
Evet hayzdır.

Çeşitli sualler:
Sual:
Tam İlmihalde, (Maliki’de abdeste başlarken niyet şarttır) deniyor. Gusül bahsinde ise, Abdeste başlarken veya yüzü yıkarken niyet farzdır) deniyor. İslam Ahlakı kitabında ise, (Elleri yıkarken farzdır) deniyor. Ne zaman niyet etmek gerekiyor?
CEVAP
Malikide abdestte niyet; elleri yıkarken de olur, yüzü yıkarken de olur. Tam İlmihalde iki ayrı kavil olduğu bildirilmiştir. Yüz yıkandıktan sonra olmaz. Eğer unutulur da abdestten sonra, ne kadar zaman geçerse geçsin hatırlanırsa, hemen bu abdesti Maliki'ye göre aldım demekle abdest sahih olur. Yani böyle niyet unutulan namazı da kaza etmek gerekmez.

Sual: Maliki mezhebini taklit eden biri yellense, abdesti bozulmaz mı?
CEVAP
Yellenmek Maliki mezhebinde de abdesti bozar. Ancak, yel kaçıran, yani yelini tutamayan özürlü olduğu için onun abdestini bozmaz. Yoksa yellenmek her zaman abdesti bozar.

Sual: Maliki’yi taklit eden, yanlışlıkla kollarını yıkamadan önce başını mesh ediyor, sonra abdestin devamında hatırlayınca, kollarını yıkasa abdesti sahih mi?
CEVAP
Sahihtir. Çünkü Maliki’de sıra ile yıkamak şart değildir.

Sual: Hanefi’de, gusül ve namaz abdestinde bir yerin yıkanması unutulursa sonradan yıkanabiliyor. Maliki’de peş peşe yıkamak farz olduğuna göre aynı durum Maliki’de de geçerli midir?
CEVAP
Hatırlayınca geciktirmeden yıkanırsa Maliki’de de sahih olur.

Sual: Maliki’yi taklit edenin tükürükten fazla olan kanı abdestini bozar mı?
CEVAP
Ağızdaki bir yara veya hastalıktan dolayı kan ne kadar çok çıkarsa çıksın Maliki’yi taklit edenin abdestini bozmaz.

Sual: Maliki’yi taklit ediyorum, Hanefi’de bir şey abdestimi bozmazken, Maliki’de bozsa ne olacak veya Hanefi’de bozup, Maliki’de bozmuyorsa nasıl hareket edeceğiz?
CEVAP
Kendi mezhebinde bozan şey abdesti bozar. Taklit ettiği mezhepte de bozan şey yine abdesti bozar. Taklit ettiğimiz mezhebin sadece farzlarına uyup, müfsitlerinden kaçacağız. Kendi mezhebimizin ise, tamamına uyacağız. Semavi özürler, elde olmayan durumlar ayrı.

Sual: Maliki’de, guslederken saçı hilallemek, parmakları tarak gibi geçirmek mi?
CEVAP
Evet.

Abdest alırken
Sual:
Mâlikî’de, abdest alırken, çok sık sakalın altındaki deriyi yıkamak farz mı?
CEVAP
Sadece sakalı yıkamak farzdır. Abdestte sık sakalın altındaki deriye suyun ulaşması gerekmez. Gusülde ise, hilâlleyerek suyu deriye ulaştırmak gerekir.

Sual: Hanefi’ye uygun kaplama mesh, Maliki’ye de uygun mu?
CEVAP
Evet.

Sual: Maliki’de, kadın da, erkek gibi mi kaplama mesh yapar?
CEVAP
Evet.

Sual: Maliki’yi taklit eden kadının kaplama meshte, sarkan saçlarını mesh etmesi gerekir mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Maliki’yi taklit eden bir bayanım. Saçlarım uzun, nasıl mesh edeceğim?
CEVAP
İki elinizi başınızın yanlarından aşağı doğru çekerken başı geçince saçlarınızı kavrayıp aşağı doğru çekerseniz mesh tamam olur. İsterse saçlarınız ayaklarınıza kadar uzun olsun fark etmez. Elin değmesi önemli, su ile ıslanması değil, ıslak el ile değmek yeterli.

Sual: Maliki mezhebini taklit ediyorum. Abdestsiz iken bir yerimiz kesilse ve daha sonra abdest aldığımızda kesilen yerden çıkan kan ve sarı su abdesti bozar mı?
CEVAP
Bozulmuş olmaz.

Sual: Namaz abdesti aldıktan sonra ıslak ayakla halıya bassak, daha sonra aynı yere çorapla bassak, çorap ıslansa, çoraptaki bu ıslaklık necaset olur mu?
CEVAP
Hanefi’de de, Maliki’de de necis olmaz.

Sual: Maliki’yi taklit ediyorum, bebeğimin altını değiştirirken, bebeğin avret yerlerine dokununca, abdestim bozulur mu?
CEVAP
Maliki’de bozulmaz. Şafii’de bozulur.

Sual: Maliki’de kadınlarla tokalaşınca abdestim bozuluyor mu?
CEVAP
Şehvet duyulmazsa bozulmaz, şehvetlenir iseniz bozulur.

Sual: Basurum var. Kanama oluyor, çamaşırım kirleniyor. Abdestli durmamın bir kolayı yok mu?
CEVAP
Kolayı var. Maliki mezhebini bu konuda taklit ederseniz, basurdan akan kan, abdesti bozmadığı gibi, necis de sayılmaz. Yani namaz içinde kan gelse, hem abdestiniz bozulmaz, hem de çamaşırı kirleten kan, necis sayılmadığı için o hâliyle kılabilirsiniz.

Sual: Bir özürden dolayı Maliki’yi taklit ediyorum. Basur, yara, mantar gibi rahatsızlıklarım da var. Üstüm başım kan ve irinli iken namaz kılmamda mahzur var mıdır?
CEVAP
Kolayca temizleme imkanı varken, namaza mani necaset miktarı varsa, namaz sahih olmaz. Çünkü Hanefî mezhebinden çıkmış değiliz. Eğer kirlenen elbisemizi kolayca değiştirme imkânı yoksa, o zaman Mâlikî’ ye göre kılmak caiz olur.

Sual: Bir akıntıdan dolayı Maliki’yi taklit ediyorum. Maliki’de ağzın içini yıkamak farz değil diye, gusülde ağız içi yıkanmasa mahzuru olur mu?
CEVAP
Evet, gusül sahih olmaz, çünkü Hanefi’den çıkmadığımız için, ağzın içini yıkamak farzdır.

Sual: Şafii mezhebinde olan bir arkadaş basur rahatsızlığı yüzünden Maliki’yi taklit etmek istiyor. Nasıl yapması lazım?
CEVAP
Aynen Hanefilerin yaptığı gibi taklit eder.

Sual: Şafi mezhebinde sabah namazında Kunut duası okunur. Maliki mezhebini taklit eden Şafii de okuyacak mı?
CEVAP
Elbette okuyacak, çünkü kendi mezhebinden çıkmış olmuyor ki.

Sual: Bazen imamlık yapıyorum. Diş dolgusundan ve hastalıktan dolayı Maliki'yi taklit ediyorum. Cemaatte her mezhepten insan varken de, bunlara imam olmam caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Herhangi bir akıntı, mesela kadınların akıntısı, Maliki’yi taklit edenin abdestini bozar mı? Peddeki akıntı bulaşığı ile namaz kılmak caiz olur mu?
CEVAP
Akıntı Maliki’yi taklit edenin abdestini bozmaz. Ped kirlense de namaza mani olmaz. Ama namaza dururken çıkarıp temizini koymak daha iyi olur.

Sual: Maliki mezhebini taklit ediyoruz. Maliki’deki farzlara uymamız gerekir. Namazda selam vermek Maliki’de farzdır. Secde-i sehv yaparken selam verince namaz bitmiyor mu? Yani selam vermeden mi secde-i sehv yapmamız gerekiyor?
CEVAP
Selam verirken namazdan çıkmaya niyet edilir. Secde-i sehv yaparken namazdan çıkmaya niyet edilmiş olmaz. Onun için secde-i sehv yaparken bir tarafa da, hatta iki tarafa da selam verilse mahzuru olmaz.

Sual: Şafii, pazarda abdest bozulmasın diye, Hanefi’yi taklit edip kadına dokunmuşsa, namaz kılarken Hanefi’nin şartlarına uyar mı?
CEVAP
Elbet uyması gerekir.

Sual: Maliki mezhebini taklit eden Hanefi, zammı surelerde besmele çeker mi?
CEVAP
Çekmenin mahzuru olmaz.

Sual: Abdestte Maliki’ye göre baştaki saçı hilallemek gerekiyor mu?
CEVAP
Abdestte hilallemek gerekmiyor, sadece mesh gerekiyor.

Sual: Maliki’de muvalat için, uzuvları birbiri ardına çabuk çabuk yıkamaya ek olarak bir uzvu da hızlı yıkamak lazım mı?
CEVAP
Her zamanki gibi normal almalı, hızlı yıkamak şartı yok. Abdest alırken başka işle meşgul olmama şartı var.

Sual: Şafii ve Maliki’de el ayasına parmakların araları dahil mi?
CEVAP
Dahil değildir.

Sual: Elektrikli makine ile sakal tıraşı olmak, Maliki’de abdesti bozar mı?
CEVAP
Jilet gibi, ustura gibidir. Bir kavle göre bozar.

Sual: Muvalatın tarifi nasıldır?
CEVAP
Muvalat başka işle uğraşmadan abdestle meşgul olmak demektir.

Sual: Maliki mezhebini taklit eden bir kadın, kulağındaki küpeleri çıkarmadan, oynatarak aldığı normal ve gusül abdesti caiz olur mu?
CEVAP
Elbette. Küpe olmasa da mahzuru olmaz. Kadınlar bunu bilmiyor, yani küpe olmasa da delik kapansa da veya kapanmasa da eli değdirmek yeterlidir.

Sual: Kadın, akıntısı için, Maliki’yi taklit eder mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Maliki’ye göre guslederken ön avret yerine el dokununca abdest bozuluyor. Abdest bozulunca gusle yeniden mi başlamak gerekiyor?
CEVAP
Hanefi’de de Maliki’de de guslederken herhangi bir şekilde abdest bozulunca yeniden başlanmaz. Abdest bozulunca, sadece o gusül abdesti ile namaz kılınmaz. Abdest bozulduğu için namaz kılabilmek için yeniden abdest almak gerekir. Maliki’yi taklit eden, gusle başlarken önce iki edep yerini yıkar. Sonra namaz abdesti alır ve gusleder. O gusül abdesti ile namazını kılar.

Sual: Mukim iken, iki namazı cem etmek gerektiği zaman,Maliki mezhebini taklit eden kimse, Hanbeli'ye göre, nasıl niyet eder?
CEVAP
Her iki mezhebe uyduğuna niyet eder. Mesela, öğle ile ikindiyi, öğle vaktinde cem ederken, öğleyi kılarken (Öğleyi, ikindi ile öğle vaktinde cem etmeye, Hanbeli ve Maliki mezhebine uymaya) diye niyet edilir.

İkindiyi kılarken de, (İkindiyi, öğle ile, öğle vaktinde cem etmeye, Hanbeli ve Maliki mezhebine uymaya) diye niyet edilir.

İkindi vaktinde öğleyi kılarken, (Öğleyi, ikindi ile ikindi vaktinde cem etmeye, Hanbeli ve Maliki mezhebine uymaya) diye niyet edilir.

İkindiyi, ikindi vaktinde kılarken de, (İkindiyi, öğle ile ikindi vaktinde cem etmeye, Hanbeli ve Maliki mezhebine uymaya) diye niyet edilir.

Akşam ile yatsı cem edilirken de aynı şekilde akşam ve yatsı denilerek aynı şekilde niyet edilir.

Sual: Maliki’de, erkeğin elinin neresi nereye değerse abdesti bozar?
CEVAP
Kendi ön edep yerine, avuç ve parmak içleriyle çıplak olarak dokunan erkeğin abdesti bozulur.

Sual: Malikiyi taklid eden Hanefi bir kadın, abdestte başını mesh ederken, örgüyü açması ve saçındaki tokayı çıkarması gerekir mi?
CEVAP
Maliki’de başın tamamını mesh etmek gerektiği için tokayı çıkarması gerekir, fakat örgüsünü çözmesi gerekmez.

Sual: Diş dolgusu sebebiyle Maliki mezhebini taklit ediyorum, abdestte başın tamamını mesh edince, rahatsızlığımdan dolayı, hastalığım artıyor, ağrıya da sebep oluyor, bunun bir çaresi yok mu?
CEVAP
Dolgu için, Şafii mezhebi taklit edilirse, Maliki’de olduğu gibi, başın tamamını mesh etmek gerekmez. Bir parmakla dokunmak, mesh için yeterlidir; fakat Hanefi'den çıkılmadığı için, dörtte birini mesh etmelidir.

Maliki’de abdestte niyetin vakti
Sual:
Maliki’de abdestte niyetin ilk ve son vakti ne zamandır?
CEVAP
Tam İlmihalde (Abdeste başlarken veya yüzü yıkarken niyet etmek farzdır) buyruluyor. Unutulursa, ne zaman hatırlanırsa o zaman niyet edilirse, abdest sahih olur. Gusülde de böyledir, yani gusle başlarken niyet etmeyi unutan, gusülden sonra ne zaman hatırlarsa, bir saat sonra veya bir gün yahut bir ay sonra hatırlasa, hatırladığı zaman niyet ederse niyeti sahih olur.

Maliki’de vitir
Sual:
Maliki mezhebinde, kaza borcu olanın sünnet kılması haramdır. Maliki’de vitir namazı, vacib değil sünnet olduğu için, Maliki’yi taklit eden Hanefi’nin, vitir yerine de kaza kılması gerekmez mi?
CEVAP
Hayır. Hanefi’de vitir vacibdir. Maliki’yi taklit eden, vitir namazını da vacib niyetiyle kılar. Başka bir mezhebi taklit eden, kendi mezhebinden çıkmış sayılmaz. Kendi mezhebinin her şeyine, taklit ettiği mezhebinse, sadece farzlarına ve müfsidlerine yani ibadeti bozan hususlarına uyar.

Sual: Dişimde dolgu olduğu için Maliki mezhebini taklit ediyordum. Şimdi dolgumu çektirdim. Maliki mezhebini taklit etmem gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez. Dolgu gitti, taklit de bitti.

Bunun gibi, cünüp olma ihtimali kalmayan ihtiyar bir dul kadın, diş dolgusu yaptırırsa, Maliki mezhebini taklit etmesi gerekmez. Akıl baliğ olmamış çocukların da taklid etmesi gerekmez. Ama alışmaları için taklit etmelerinde mahzur olmaz. Çünkü diş dolgusu olmasa da, her zaman, imkân nispetinde dört mezhebin şartlarına da uymaya çalışmak iyi olur. Kendi mezhebinde mekruh olmayan bir şey, başka mezhepte farz ise, bunu yapmak da müstehab olur.

Malikide abdest alırken, niyet, uzuvlarını ovmak, peş peşe yıkamak, başın tamamını mesh etmek farzdır. Şafiide ise sıra ile yıkamak da farzdır. Hanbeli’de Besmele çekmek de farzdır.

Bunlar uygulanırsa dört mezhebe uygun abdest alınmış olur.

Mezhep taklidinin lüzumu
Sual: Diş dolgusu olan, Maliki mezhebini taklit ederek gusledince, guslü sahih olduğuna göre, bu sahih gusülle abdest alıp namaz kılamaz mı? Niye abdestte ve namazda da taklit etmek gerekiyor?
CEVAP
Gusül, abdest ve namaz, birbirine bağlıdır. Bunlardan biri yoksa namazı sahih olmaz.

Eğer abdestte Maliki’nin farz ve müfsitlerine uymamışsa, sadece Hanefi’ye uymuşsa, böyle abdestle kılınan namaz, Maliki’ye göre de, Hanefi’ye göre de sahih olmaz. Maliki’ye göre abdesti yok, Hanefi’ye göre de guslü yoktur. Bir mezhebe göre, üçü de sahih olmalıdır.

Din kitaplarımızda da bu husus şöyle bildirilmiştir:
1– Bir işi bir mezhebe göre yaparken, bu mezhebin, bu işin sahih olması için koyduğu şartların hepsini yapması gerekir. Bunlardan biri yapılmazsa, bu iş sahih olmaz. (Hulasat-üt-tahkik)

2–
Bir işi bir mezhebe göre yaparken, başka bir mezhebi de taklit etmek gerekiyorsa, iki mezhepte de batıl olacak bir şey yapmamak şarttır. Abdestte, Şafii mezhebini taklit ederek, uzuvlarını ovmayan kimse, kadına eli değince, Maliki’ye göre abdest bozulmaz diyerek namaz kılsa, bu namazı batıl olur; çünkü kadına dokunduğu için Şafii’ye göre, uzuvlarını ovmadığı için de Maliki’ye göre abdesti sahih değildir. (Tahrir)

3–
Bir iş için, başka mezhep taklit edildiği zaman, o mezhebin bu iş için koyduğu şartların hepsine uymak gerekir. Bu şartlardan biri eksikse, ibadet sahih olmaz; çünkü meşakkat olunca, mezheplerin kolaylıklarını yapmak, zaruret olmadıkça, ancak bütün şartları yerine getirmekle caiz olur. (Mizan-ül-kübra)

Maliki’de teyemmüm
Sual:
Abdest için teyemmüm ederken, ağza ve burna su vermek gerekmediğine göre, Maliki’yi taklit eden, abdest için teyemmüm ederken, Maliki’yi taklit etmesi gerekir mi?
CEVAP
Evet, gerekir. Abdestte de, ağza ve burna su vermek, farz değil sünnettir; fakat abdestin sahih olması gusle bağlıdır. Guslü sahih olmayanın, abdesti de sahih olmaz. Bundan dolayı, gusülde taklit edenin, abdestte de, teyemmümde de, Maliki’yi taklit etmesi gerekir. Zaten Maliki’de, teyemmüm için fazla farklı bir şey de yoktur. Maliki’de sadece, namaz vakti çıkınca teyemmüm bozulur, her namaz vaktinde teyemmüm etmek şarttır. Vakit girmeden yapılan teyemmüm, Maliki’de sahih olmaz.

Sual: Maliki’yi taklit ediyorum. Namaz abdesti almadan, avret yerimi yıkayıp Maliki’ye uygun gusletsem, sahih olur mu ve o gusül ile namaz kılabilir miyim?
CEVAP
Evet, namaz kılabilirsiniz. Önce avret yerini yıkamak gusle de, namaz abdestine de mani değildir. Avret yeri yıkandıktan sonra vücut yıkandığı için, o gusül ile namaz kılınır. Maliki taklit edildiğine göre, vücut delk edilerek zaten yıkanıyor. Namaz abdestinde de zaten öyle yıkanıyor. Farklı bir şey yok. Namaz abdesti alınmazsa, sünnete uygun gusledilmemiş olursa da, o gusülle yine namaz kılınabilir.

Sual: Maliki’de, yüzümüzdeki favoriler, saçtan kabul edildiği için mesh etmek gerekiyor. Hanefi’de ise yüzden kabul edildiği için yıkanıyor. Yıkamak mesh yerine geçer mi? Maliki’de tertip farz mı?
CEVAP
Evet, yıkamak mesh yerine geçer. Yıkanınca artık mesh gerekmez. Maliki’de tertip yani sıra ile yıkamak farz değildir. Şafii mezhebinde farzdır.

Maliki’de abdestin bozulması
Sual:
Maliki’de karşı cinse şehvetle dokununca abdest bozulur deniyor. Şehvetsiz dokunur da şehvet hâsıl olursa, yine abdest bozulmuş mu olur? Bir taraf şehvetlense, öteki taraf şehvetlenmese, ikisinin de mi abdesti bozulur?
CEVAP
Lezzet kastıyla dokunur da, lezzet hâsıl olmasa, yine abdesti bozulur. Lezzet kastetmeden dokunur da, lezzet hâsıl olursa yine abdest bozulmuş olur.

Karşı tarafın niyetini ve durumunu bilemeyiz. Bizi, bizim abdestimiz ilgilendirir. Şehvetle tutmuşsak veya şehvetsiz tutup da şehvetlenmişsek abdestimiz bozulur.

Şehvetle dokunmak
Sual:
Maliki’de şehvetle karşı cinse dokununca abdest bozuluyor. İkisinden biri şehvet duymazsa, onun abdesti de bozulur mu?
CEVAP
Şehvet duymayan tarafın abdesti bozulmaz, hangi taraf şehvetlenmişse, sadece onun abdesti bozulur. (Mezahib-il-erbaa)

Semavi özürlünün abdesti
Sual:
Basur, çıban, yara veya herhangi bir akıntısı olanın abdesti, Maliki’de, vakit çıkınca mı bozulur?
CEVAP
Hayır, vakit çıkmakla veya yeni bir vakit girmekle abdest bozulmuş olmaz. Abdesti bozan başka bir şey olmazsa, sabah aldığı abdestle, yatsıyı da kılabilir.

Namazı kaçırmamak için
Sual:
Maliki’yi taklit edenin, abdestliyken elini bıçak kesse, abdesti bozulmaz mı?
CEVAP
Vakit darsa, namaz vaktini kaçırmamak için o abdestle namaz kılması caiz olur.

Kaşların altını yıkamak
Sual: Kaşlarım kalın ve gür. Mâlikî’yi de taklit ediyorum. Gusülde, kaşları da parmaklarımla delk etmem veya tarakla taramam gerekir mi?
CEVAP
Evet, gerekir.

Mezhep taklit ederken
Sual:
Mâliki’de gusülde ağzın içini yıkamak farz olmadığı için, diş dolgusu sebebiyle Maliki’yi taklit eden gusülde ağzını yıkamasa, bir mahzuru olur mu?
CEVAP
Elbette mahzuru olur, çünkü bir konuda başka bir mezhebi de taklid eden, kendi mezhebinden çıkmış olmaz. Hanefî mezhebinden çıkmadığı için ağzını yıkaması gerekir.

Mâlikî’de guslederken
Sual: Mâlikî’yi taklit eden bir erkek, banyoya girip niyet ettikten sonra avret yerlerini yıkasa, sonra abdest alıp gusletse, o abdestle namaz kılabilir mi?
CEVAP
Elbette kılar. Vesveseli kimseler, niyet ettikten sonra avret yerimize dokunduğumuz için o abdestle namaz kılınmaz sanıyorlar. Niyet etmekle abdest alınmış olmaz. Niyetten sonra abdest de alırsa, o zaman abdest almış olur. Niyet edip avret yerine dokununca, olmayan abdest nasıl bozulmuş olur ki? Abdest aldıktan sonra, erkek ön avret yerine dokunursa, o zaman abdest bozulur. Niyet ettikten sonra dokunmakla bozulmaz.

Lif ve muvalat
Sual:
Guslederken kir çıkarmak için sabunlanarak lifle yıkanmak muvalata mani midir?
CEVAP
Muvalat, Hanefî’de sünnet, Mâlikî'de farzdır. Muvalat nedir?
Muvalat, her uzvu, birbiri arkasından ara vermeden, başka işle meşgul olmadan acele olarak yıkamaktır. Diğer bir ifadeyle, normal şartlar altında, bir önceki yıkadığı uzuv kuruyacak kadar ara vermemektir. Uzuv kurumasa da, fazla ara verilmesi muvalata manidir.

Çok kısa zamanda yapılan bir iş, muvalata engel olmaz. Mesela, abdest alırken kapıdan biri girse, dönüp gelenin kim olduğuna bakılsa, muvalata mani olmaz. Musluktan su kesilse, kovadaki suyu almak veya hemen bitişik odadaki musluğa gidip, o musluktan abdest almak, muvalatı engellemez. Bunun için çorabı abdestten sonra giymelidir. Fakat abdest alırken çorabın birini veya ikisini çıkarmak muvalata mani olmaz. Çünkü abdestle ilgili iş yapılıyor. Çorabı giymek gibi abdestten ayrı iş yapılmıyor.

Uzuvların kuruyup kurumaması mutlak ölçü değildir. Çünkü sıcak ve rüzgârlı havada, uzuvlar hemen kuruyabilir. Yahut soğuk ve rüzgârsız bir yerde, uzuvlar geç kuruyabilir. Uzuvlar kurumadı diye, başka bir iş yapmak muvalata mani olur. Hararetli vücutta, uzuv tez kuruyabilir. Demek ki, kuruyup kurumaması kesin ölçü değildir. Kuruyacak kadar yıkamaya ara vermek muvalata manidir.

İbni Âbidin hazretleri de, Hanefi'ye göre muvalatı anlatırken, (Toprakla teyemmüm ederken de, su ile yıkamak olmadığı hâlde, normal şartlarda bir uzuv kuruyacak kadar ara vermek muvalata manidir) buyuruyor.
Bir kimse, banyoya girince, önce gusledip sonra kir için sabunlanarak yıkanırsa muvalata mani olmaz. Yahut önce kirlerini temizleyip sonra gusletmesi de yine muvalata mani olmaz.

Lifi sabunlayıp bir uzvu yıkarken, iki uzvu yıkamak arasında bir uzvun kuruyacağı kadar uzun bir zaman geçerse, liflenmek muvalata mani olur. Kir çıkarmak için sabunla yıkanmak guslün dışında bir iştir. Önce gusledip sonra sabunla, lifle, keseyle yıkanmanın mahzuru olmaz.

Mâlikî’de guslederken
Sual: Mâlikî’yi taklit eden bir erkek, banyoya girip niyet ettikten sonra, avret yerlerini yıkasa, sonra abdest alıp gusletse, niyetten sonra aldığı bu abdestle namaz kılabilir mi?
CEVAP
Elbette kılar. Normal gusül de böyle olur zaten. Niyet etmekle abdest alınmış olmaz. Niyet edip, avret yerini yıkayınca, abdestsiz olduğu için abdest bozulmuş olmaz. Abdest aldıktan sonra, erkek ön avret yerine dokunursa, o zaman namaz abdesti bozulur. Avret yerini yıkayıp abdest aldıktan sonra da zaten artık dokunmaya gerek yoktur. Unutarak dokunursa, o zaman namaz abdesti bozulur, ama guslü yine sahihtir.

Toprağa secde
Sual:(Mâlikî’de toprak cinsinden bir şey üzerine secde etmek farzdır. Bunun için Mâlikî’yi taklit eden Hanefî’nin de halı veya seccade üzerine secde etmesi sahih olmaz) deniyor. Doğru mu?
CEVAP
Hayır. Mâlikî’de halı, pösteki gibi yer cinsinden olmayan bir şey üzerine secde edilmesi mekruhtur. Mâlikî’yi taklit eden Hanefî, Mâlikî’nin sadece farz ve müfsitlerine uyar. Sünnet ve mekruhlarda kendi mezhebine tâbi olduğu için, Mâlikî'yi taklit eden Hanefî'nin yün halı üzerinde namaz kılması mekruh değildir.

İdrar ve mezi kaçırmak
Sual:
Elde olmadan idrar kaçırmak, Mâlikî’yi taklit edenin abdestini bozmuyor. Erkekler tuvaletten çıkınca istibra yapmazsa, elde olmadan idrar çıkabiliyor ve yine, elde olmadan mezi de gelebiliyor. Bunlar niye abdesti bozuyor?
CEVAP
Mâlikî’de, abdesti bozan şeyler, hastalıkla çıkarsa abdesti bozmaz. Mesela soğuktan veya hastalıktan mezi sızarsa abdest bozulmaz. Şehvetle sızarsa bozulur. (S. Ebediyye)

Prostat hastasının elde olmadan idrar kaçırmasıyla, yeni tuvaletten çıkıp istibra yapmayanın idrar kaçırması farklıdır. Birincisi hastalıktan dolayı, öteki ise istibra yapmadığı için idrar kaçırıyor. Yani istibra yapmayanın idrar kaçırması, hastalıktan dolayı değildir. Bunun için abdesti bozuyor. Mezi de bir hastalıktan dolayı gelirse yahut elde olmadan idrar veya yel kaçarsa, Mâlikî'de abdest bozulmaz. Ama düşünmekle, sürtünmekle mezi gelirse abdesti bozar.

Mâlikî'de secde-i sehv
Sual:
(Mâlikî'yi taklit eden Hanefî, secde-i sehv yaparken selam verirse, namazdan çıkmış olacağı için namazı bozulmuş olur) deniyor. Bu doğru mudur?
CEVAP
Doğru değildir. Mâlikî'de son oturuşta bir tarafa selam vermek farzdır. Yoksa diğer rekatlarda yanlışlıkla selam verilince, yahut secde-i sehv için selam verilince, namazdan çıkılmış olmaz. Secde-i sehv yaparken namazdan çıkmaya niyet etmiyoruz. Selam verip namaza devam ediyoruz. Bu bakımdan secde-i sehv için selam vermek namazı bozmaz.

Mâlikî'de sakal tıraşı
Sual: Mâlikî'yi taklit eden, usturayla, jiletle veya makineyle sakal tıraşı olsa abdesti bozulur mu? S. Ebediyye’de, Mâlikî mezhebi için, (Sakal tıraşının abdesti bozması ihtilaflıdır) deniyor. İhtilaflı ne demek?
CEVAP
(Sakal tıraşı olmak abdesti bozar diyen müctehid âlimler olduğu gibi, bozmaz diyen âlimler de vardır) demektir. İhtiyata riayet etmek, yani vakit müsaitse tıraştan sonra abdest almak iyi olur. Ustura veya makine fark etmez.

Mâlikî'ye niyet
Sual: Diş dolgusundan dolayı Mâlikî'yi taklit eden kimsenin semavî özürleri olsa, mesela, idrar kaçırsa, yel tutamasa, yarasından, çıbanından, basurundan kan aksa, bunlar için de Mâlikî’yi taklit edebilir mi? Hepsi için ayrı niyet gerekir mi? Sadece, (Mâlikî’yi taklit ediyorum) diye niyet etmek kâfi değil mi?
CEVAP
Evet, kâfidir. Bu hususu da merhum hocamıza sormuştuk. Böyle birden fazla özür için de Mâlikî’yi taklit edebileceğimizi ve tek niyetin yeterli olacağını bildirmişlerdi. Mesela, diş dolgusu için taklit edenin yarasından kan akıyorsa, Mâlikî’de özür sahibi olup, tekrar abdest alması gerekmez. Diş dolgusu olsun veya olmasın birkaç özrü olanın hepsi için (Mâlikî'yi taklit ediyorum) diye niyet etmesi yeter. Her özür için ayrı niyete gerek yoktur.

Taklide devam
Sual:
Diş dolgusu sebebiyle Mâlikî’yi taklit edenin, hangi durumlarda artık taklit etmesi gerekmez?
CEVAP
Taklide devam etmesi gereken durumlar:
1-
Diş dolgusu olduğu müddetçe taklide devam eder.

2- Yaşlı dul kadın, artık hiç cünüp olmasa da, dişinde dolgu var iken, son guslü Hanefî’ye uygun olmadığı için, yine taklide devam eder.

Taklidi bırakması gereken durumlar:
1-
Dolguları düşen, gusletse veya sadece ağzını yıkasa, Hanefî'ye göre de guslü sahih olacağı için, taklide devam etmez.

2- Çok yaşlı erkek veya dul kadın, dolgu yaptırsalar bile, eğer hiç cünüp olmayacaklarsa, artık bunların taklide devam etmeleri gerekmez. Fakat cuma ve bayram günlerinde, Arafat’ta ve ihrama girerken gusletmek sünnettir.

Bunlar, herhangi bir sebeple cünüp olurlarsa taklit gerekir.

Abdeste ayaktan başlamak
Sual: Hanefî'de ve Mâlikî'de, tertip yani sırayla yıkamak farz olmadığı için abdeste ayaktan başlayarak alsak, Mâlikî'de yüzü yıkarken niyet farz olduğu için yüzü yıkarken niyet etsek, mekruh olmakla birlikte abdestimiz sahih olur mu?
CEVAP
Hanefî'ye göre mekruh olarak sahih olur, Mâlikî'ye göre sahih olmaz. Çünkü Mâlikî’de niyet farz olup, yıkanması farz olan ayaklar ve kollar, niyetsiz yıkanmış, baş da, niyetsiz mesh edilmiştir.

Mezhepleri taklit rahmettir

Cevap: Maliki veya Şâfiî mezhebini taklit etmek için, gusülde, abdest almakta ve namazda niyet ederken, bu mezhebe de tâbi olduğunu hatırlamak yetişir. Yani, gusül abdesti almaya başlarken “Niyet ettim gusül abdesti almaya ve Maliki veya Şâfiî mezhebine uymaya” sözünü kalbinden geçiren bir kimsenin gusül abdesti sahih olur. Ağzında kaplama veya dolgu bulunan Hanefi mezhebindeki bir kimse, böyle niyet edince, boy abdesti sahih olur, cünüplükten kurtulur, temiz olur.

Böyle kimsenin, namaz kılacağı ve Kur’ân-ı kerimi tutacağı zaman, Maliki veya Şâfiî mezhebine göre de abdest alması lâzımdır.

Şâfiî mezhebini taklit edince, çok ihtiyar veya baliğ olmamış gösterişli çocuk da olsa, nikâhlanmaları câiz olan erkekle kadının derileri birbirlerine dokununca ikisi de ve kendinin veya başkasının iki abdest bozma uzuvlarına el ayası ile dokununca, namaz abdesti almalıdır. Cemaat ile namaz kılarken de, her rekâtta Fâtiha okumalıdır. Necasetten çok sakınmalıdır. Cemaate geç gelince, imamla birlikte rükuya eğilir. Fatiha’nın bir kısmını veya hepsini okumaz.

Maliki’yi veya Şâfiî mezhebini taklit etmesi, takva değildir, fetvadır, ruhsattır. Takva, kaplama ve dolguları, takma dişle değiştirmeye denir.

Kaplama ve dolgusu olan Hanefiler, dört mezhep için söylenmiş olan (Ümmetimin müctehidleri arasındaki ayrılık, rahmet-i ilahiyedir)hadîs-i şerifindeki rahmete kavuşarak, Maliki veya Şâfiî mezhebine uymakla, cenabetlikten kurtuluyor. Çünkü, Şâfiî ve Maliki mezheplerinde gusül abdesti alırken, ağzı, burnu yıkamak farz değildir. Niyet etmek, farzdır.

Azimet ve ruhsat
Sual:
 Bir ibadeti yaparken, öncelik, kişinin kendi mezhebinin bildirdiklerini mi yapmasıdır?
Cevap: Bir ibadeti, bir işi yapmak için, dört mezhepten birine uyarak yapmak lâzımdır. Dört mezhebin her birinde, bir işin yapılması için, bir kolay yol, bir de güç yol vardır. Birinci yola Ruhsat, ikincisine Azimetyolu denir. Kuvvetli, hâli elverişli olanın, azimet ile amel etmesi efdaldir. Güç olan işi yapmak, nefse daha ağır gelir. Nefsi dahi çok ezer, zayıflatır. İbadetler, nefsi zayıflatmak, kırmak için emir olundu. Çünkü nefis, insanın da, Allahın da düşmanıdır. Onu zayıflatmak azmasını önlemek lâzımdır. Fakat, büsbütün öldürülmez. Çünkü, bedenin hizmetçisidir. Ahmak ve cahil hizmetçidir. Zayıf, hasta, sıkışık hâlde olan kimsenin, ibadetlerinde, işlerinde azimet yolunu terk etmesi, ruhsat yolu ile yapması lâzımdır. Kendi mezhebinin ruhsat yolu ile yapması da güç olursa, diğer üç mezhepten birini taklit ederek yapması câiz olur. Mesela diş kaplatmış veya doldurtmuş olanların gusülde, abdestte ve namaz kılarken Maliki veya Şâfiî mezhebini taklit etmeleri takva değildir. Mezhep taklidi fetva yoludur, kurtuluş çaresidir.

Gusül abdesti alırken, Hanefi mezhebinde ağzın içini, dişlerin arasını ve diş çukurunu yıkamak farzdır. Kaplama ve dolguların içine su girmediği için, bunların gusül abdestleri sahih olmaz, pis kalırlar. Şâfiî ve Maliki mezhebinde ise, ağız içini yıkamak farz değildir. Hanefî mezhebinde olan kimse, dişlerini zaruret ile kaplatınca veya doldurunca, gusül abdesti alırken; “Yâ Rabbî! Şâfiî veya Maliki mezhebine göre gusül abdesti alıyorum” diye kalbinden geçirse, gusül abdesti sahih olur ve temiz temiz namaz kılabilir. Hadîka’da diyor ki:
“Abdest ve gusülde başka mezhebi taklit etmek câizdir. Bunun için, o mezhebin şartlarına da uymak lâzımdır. Bütün şartlarına uymazsa, taklit câiz olmaz. Kendi mezhebine uymayan işi yaptıktan sonra bile, taklit yapmak câiz olur.”

Dürrül-muhtârda, namaz vakitlerinin sonunda diyor ki:
“Zaruret zamanında, başka mezhep taklit edilir.” İbni Abidin, bunu açıklarken, diyor ki:
“Burada, iki kavilden biri bildirilmiştir. İkinci kavle göre, zaruret olsa da, olmasa da, haraç, güçlük olduğu zaman, diğer üç mezhepten biri taklit edilir. Muhtâr olan da budur. Yapılmasında güçlük olduğu zaman, kendi mezhebi kolaylık gösteriyorsa veya yapılmasını affediyorsa, başka mezhebi taklit etmeye lüzum kalmaz.”

Hadîka’da, Hüsn-üt-tenebbüh fit-teşebbüh kitabından alarak diyor ki:
“Bir kimsenin nefsi, kolaylıkları yapmak istemezse, bunun azimetleri bırakıp, ruhsatla amel etmesi efdal olur. Fakat ruhsatla amel etmek, ruhsatları araştırmaya yol açmamalıdır. Çünkü nefse, şeytana uyarak, mezheplerin kolay yerlerini araştırıp toplamak, yani Telfîk etmek haramdır.”

Mezhep taklidi
Sual:
 Bir Müslüman, kendi mezhebinde yapamadığı bir şeyi, başka bir mezhebe uyarak yapabilir mi, böyle yapınca mezhep değiştirilmiş mi olur?
Cevap: Mezhep taklidi, ancak dinimizin emrettiği bir iş yapılırken, meşakkat, sıkıntı olduğu zaman, bu sıkıntıdan kurtulmak için yapılır. Başka mezhebi taklit etmek, mezhep değiştirmek demek değildir. Haraç yani zorluk olduğu zaman, başka mezhebi taklit eden bir Hanefi, Hanefi mezhebinden çıkmış değildir. Yalnız, o ibadetin, o mezhepteki farzlarına ve müfsidlerine tâbi olur. Vaciblerde, mekruhlarında ve sünnetlerinde kendi mezhebine tâbi olur. Meselâ, derisinden kan çıkınca da, abdest almakta ve vitir namazını vacib olarak kılmaktadır. Gusül abdesti için taklit edilince, yalnız gusülde, abdestte ve namazda Maliki veya Şâfiî mezhebini taklit etmektedir. Taklit ettiği mezhebin bir şartını, zaruret yok iken yapmazsa, bu ibadetleri sahih olmaz. İki mezhebi zaruretiz karıştırmış, telfîk etmiş olur. Guslü ve namazı iki mezhebe göre de sahih olmaz. Mezhep taklidi, yalnız niyet etmekle, lâf ile olmaz. Taklit edilen mezhebin, o ibadette bildirilen farzlarını, müfsitlerini öğrenmek ve bunların hepsine uymak şarttır.

İbadet yapmakta veya haramdan sakınmakta, haraç olunca, haraç bulunmayan başka mezhebi taklit etmek lâzım olduğu, birçok kitaplarda, meselâ İbni Âbidînde, Mîzân’da, Hadîka ve Berîka’da Fetâvâ-yı hadîsiyye’de , Fetâvâ-yı Hayriyye’de Mektûbâtta yazılıdır. Şâfiî âlimlerinden molla Halîl Si'ridînin Ma'füvât kitabında ve şerhinde de yazılıdır. Tahtâvî, Merâkıl-felâh hâşiyesi ve bunun tercümesi olan Ni'met-i islâm’da şöyle yazıyor:
“Bir Hanefinin kendi mezhebine göre yapamadığı bir işi yapabilmesi için Şâfiî mezhebini taklit etmesinde bir beis yoktur. Bahrürrâık ve Nehrülfâık’da da böyle yazılıdır. Fakat bu işi yaparken, Şâfiî mezhebinin şartlarını da yerine getirmesi lâzımdır. Haraç olmadan ve şartlarını yapmadan taklit ederse, buna müleffık denir ki, kolayları arayıp toplayıcıdır. Bu, câiz değildir. Hanefî mezhebindeki yolcunun Şâfiî mezhebini taklit ederek öğle ile ikindi namazlarını ve akşam ile yatsı namazlarını birlikte kılabilmesi için, bunları kılarken, imam arkasında Fâtiha okuması, kendi seveteynine, yani iki çirkin yerine eli ayası ve nikâh ile alması ebedî haram olan onsekiz kadından başka kadının derisine derisi değerse, abdest alması, abdeste niyet etmiş olması ve az necasetten de sakınması lâzımdır.”

Diş sebebi ile mezhep taklidi
Sual:
 Dişine dolgu veya kaplama yaptıran Hanefi mezhebindeki bir Müslüman, başka bir mezhebi nasıl taklit edecektir?
Cevap: Ağrıyan, çürüyen dişini çıkararak, takma protez veya damaklı diş yaptırmak istemeyip de, dolgu veya kaplama yani kron yaptıran bir Hanefi, gusül abdesti alırken, Şâfiî veya Maliki mezhebini taklit eder. Çünkü, bu iki mezhepte, gusül abdesti alırken, ağız ve burnu yıkamak farz değildir. Şâfiî veya Maliki mezhebini taklit etmek de pek kolaydır. Gusülde, abdestte ve namaza başlarken veya unutursa, namazdan sonra, hatırladığı zaman, Şâfiî veya Maliki mezhebini taklit ettiğine niyet etmeli, yani kalbinden geçirmelidir. Bu kimsenin abdestinin, guslünün ve namazının Şâfiî veya Maliki mezhebine göre sahih olmaları lâzımdır. Şâfiî mezhebine göre sahih olması için, nikâh etmesi ebedî haram olan onsekiz kadından başka bir kadının derisine kendi derisi ve kendi kaba avret yerine elinin içi değince, abdest almalı ve imam arkasında, içinden Fâtiha okumalıdır.

Bazı art niyetliler, “Kur’an varken sünnete, Peygamberin açıklamalarına ihtiyaç yok diyorlar. Halbuki Allahü teâlâ buyurdu ki:
(Resule itaat, Allah’a itaattir.) [Nisa 80]

(Resul ne emretmişse ona uyun!) [Haşr 7]

(İndirdiğim Kur’anı insanlara açıkla!) [Nahl 44]

Bazıları da, Kur’an ve hadis varken, âlimlere, mezheplere uymak gerekmez diyorlar. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ümmetimin âlimlerinin farklı ictihadları, mezheplere ayrılması rahmettir.) [Nasr El-Makdısi, Beyheki]

(Âlimlere uyun.) [Deylemi]

(Âlimler, Peygamberlerin vârisleridir.) [Tirmizi]

Resulullah efendimiz, Kur'an-ı kerimde kısa ve kapalı olarak bildirilenleri açıklamasaydı, Kur'an-ı kerim kapalı kalırdı. Hadis-i şerifler olmasaydı, namazların kaç rekat olduğu, nasıl kılınacağı, rüku ve secdede okunacak tesbihler, cenaze ve bayram namazlarının kılınış şekli, zekat nisabı, orucun, haccın farzları, hukuk bilgileri bilinmezdi. Yani hiçbir âlim, bunları Kur'an-ı kerimden bulup çıkaramazdı. Bunları Peygamber efendimiz açıklamıştır. Mezhep imamları, hadis-i şerifleri açıklamasaydı, sünnet kapalı kalırdı. Sünneti, müctehid âlimler açıklamış, böylece mezhepler meydana çıkmıştır. Her Müslüman, durumuna göre, kendisine kolay gelen mezhebi seçer.

Allahü teâlâ dileseydi, Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde, her şey açıkça bildirilirdi. Böylece, mezhepler hasıl olmazdı. Kıyamete kadar, dünyanın her yerinde, her iklim ve şartta, her müslüman için tek bir nizam olurdu. Müslümanların hâlleri, yaşamaları güç olurdu.

Bir Müslüman, kendi mezhebine göre ibadet yaparken, bir meşakkat hasıl olursa, başka bir mezhebe uyarak, bu işi kolayca yapar. Birkaç örnek verelim:

Şafii’de, kadın eline dokunmak abdesti bozar, Hanefi ve Maliki’de bozulmaz. Hacda bu iki mezhepten biri taklit edilirse, abdest bozulmadan tavaf yapılır. Bu bir rahmettir.

Seferde iken, üç mezhepte iki namazı cem etmek caizdir. Namazlarını kaçırma tehlikesi varsa, Hanefiler, bu 3 mezhepten birini taklit ederek iki namazı cem ederek kılabilir. Bu da bir rahmettir.

Mukimken de, iki namazı cem etmek gerektirecek durumlar olabilir. O zaman da Hanbeli mezhebi taklit edilir. Bu da bir rahmettir.

Kitaplarda, (Yolda, nakil vasıtalarında [dolmuşta, otobüste],alışverişte [pazarda, markette] kadınlara dokunma ihtimali olan Şafii, Hanefi veya Maliki’yi taklit etmeli) deniyor. Demek ki, yeniden abdest almak harac, yani meşakkat, zorluk oluyor. Sırf yeniden abdest almamak için başka mezhep taklit edilebiliyor. Birkaç örnek verelim:
1- Hacda kadınlara dokunma ihtimali olduğu için Şafiilerin abdestli durması zordur. Hanefi taklit edilir.

2- Şafii bir doktor, kadınlara dokununca abdesti bozulacağı için Hanefi’yi taklit eder.

3- Şafii bir genç, bir kız kaçırsa, kızın babası razı olmazsa, Şafii’de, velisinin rızası olmadıkça evlenmesi caiz olmaz. Hanefi’yi taklit ederek velisiz de evlenebilir.

4- Şafii’de zekat 8 sınıfa verilir, üç sınıfa verilse de caizdir. Ancak üç sınıfı bulmak da zordur. Hanefi taklit edilerek bir sınıfa verilir.

5- Bir Hanefi’nin, evlendiği kızla süt kardeş olduğu ortaya çıkarsa, eğer bir iki kere emmişse, Şafii taklit edilip evliliğe devam edilir: Çünkü Şafii’de süt kardeş olmak için ayrı zamanlarda 5 kere doya doya emmek gerekir.

Rahmet olan farklı hükümler 
Bir kimse, kendi mezhebine göre yapamadığı veya güçlükle yaptığı bir işi, başka bir mezhepte yapılması kolay ise, o mezhebin şartlarına uyarak, bu işi o mezhebe göre yapması caizdir. (Redd-ül-Muhtar, Mizan, Hadika, Berika, S. Ebediyye )

Hadika
’da diyor ki, (Abdest ve gusülde başka mezhebi taklit etmek caizdir. Bunun için, o mezhebin şartlarına da uymak lazımdır. Bütün şartlarına uymazsa, taklit caiz olmaz. Kendi mezhebine uymayan işi yaptıktan sonra bile, taklit yapmak caiz olur. Mesela imam-ı Ebu Yusuf’a, Cuma’yı kıldıktan sonra, guslettiği kuyuda fare ölüsü görüldü dediler, “Şafii mezhebine göre guslümüz sahihtir“ buyurdu. (S. Ebediyye 71)

[Müctehid, müctehidi taklit edemez. Bir müctehid olan İmam-ı Ebu Yusuf, burada İmam-ı Şafiiye uygun ictihad etmiştir.]

Berika’da, zaruret olan her işte de başka mezhebi taklit caizdir diyor. İbni Âbidin’de, zaruret olsa da, olmasa da, harac [zorluk, sıkıntı] olduğu zaman, diğer üç mezhepten biri taklit edilir” diyor. (S. Eb. 71)

Bir Hanefi’nin kendi mezhebine göre yapamadığı bir işi, yapabilmesi için Şafii’yi taklitte bir beis olmadığı Bahrürraık ve Nehrülfaık’ta da yazılıdır. (S. Eb. )

İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Şafii âlimleri, kendi mezheplerinde yapılması güç şeylerin Hanefi’ye göre yapılmasına fetva vermişlerdir. (S. Eb. 71)

Zaruret olmasa da bir ibadeti yapmakta güçlük olunca, bunu yapmak için başka mezhebi taklit caizdir. (Mizan, F. Hayriye, F. Hadisiye, Mafüvat, S. Ebediyye )

Tâbi olduğu mezhebe uyarak, bir işi yaparken, harac hasıl olursa, bu iş, diğer üç mezhepten, harac bulunmayan birini taklit ederek yapılır. (S. Eb. )

İkinci mezhebe göre de özrü hasıl olanın, üçüncü mezhebi taklidi caizdir, telfîk değildir. (S. Eb. )

Bir kişi, kendine kolay gelen, dilediği bir mezhebe uyabilir. Bir işini bir mezhebe, başka işini başka mezhebe göre yapabilir. Ancak bir işin hepsini bir mezhebe göre yapmak gerekir.) (Faideli Bilgiler )

İbni Âbidin’de diyor ki, (Zaruret olmasa da, harac olunca, diğer üç mezhepten biri taklit edilir.) Bir işin, bir ibadetin sahih olması için, dört mezhepten birine uygun olması lazımdır. Bir ibadeti yaparken, şartlarından biri bir mezhebe, başka biri de başka mezhebe uygun olursa, bu ibadet sahih olmaz. Mesela, deriden kan akarsa, Hanefi’de abdest bozulur, Şafii‘de bozulmaz. Bir erkek, yabancı kadının derisine dokununca, Şafii’de, abdesti bozulur. Hanefi’de bozulmaz. Derisinden kan aksa ve kadına da dokunsa, her iki mezhebe göre abdesti bozulur. Bu abdest ile kıldığı namaz sahih olmaz. Bu kimse, iki mezhebi Telfîk etmekte, karıştırmaktadır. Böyle kimsenin ibadetinin sahih olmayacağı sözbirliği ile bildirilmiştir. Bir ibadetin bir şartı bir mezhebe, başka şartı da başka mezhebe göre sahih olursa, bu ibadet sahih olmaz. Fakat bir kimse, bir ibadeti, bir işi, bir mezhebin bütün şartlarına uyarak yapıp bitirdikten sonra, bunu tekrar yaparken veya başka bir ibadeti, başka bir işi yaparken, başka mezhebin şartlarına uyarak yapması, âlimlerin çoğuna göre sahih olur. İhtiyaç olduğu zaman yapmak ise, sözbirliği ile sahih olur. Hatta bir mezhebin şartlarına uyarak yapılan bir işin, bir ibadetin bu mezhebe göre sahih olmadığı, başka bir mezhebe göre sahih olduğu sonradan anlaşılsa, o mezhebe göre sahih olduğunu düşününce, o mezhebi taklit etmiş olur. O işi sahih olur. (S. Eb. )

Bir Hanefi, kendi mezhebine göre yapamadığı bir işi, başka bir mezhebi taklit ederek yapabilir. Bu işi yaparken o mezhebin şartlarını da yerine getirmesi gerekir. Harac [güçlük] olmadan ve şartlarını yapmadan taklit ederse, buna telfîk denir ki caiz değildir. (S. Eb. )

Başka bir mezhebi taklit etmek, mezhep değiştirmek demek değildir. (S. Eb. 

Dört mezhepten birini taklit etmeyen dalalete düşer, zındık olur, başkalarını da yoldan çıkarmakta şeytana yardımcı olur. (Mizan-ül-kübra)

Çocuklar da taklit eder
Sual:
  18 yaşındaki gençlerle kitap okuyorduk. Oradaki gençler, (Gerek diş dolgusundan, gerekse herhangi bir akıntı sebebiyle gençler taklit etmez. Taklit ihtiyarlara mahsustur) dediler. Gençler taklit edemez mi?
CEVAP
İhtiyaç halinde genç de, ihtiyar da taklit eder. Gencin çıbanı, yarası veya başka bir hastalığı olmaz mı? İhtiyarda hastalık daha çok olur. Prostat olur, basur olur, elde olmadan yel kaçırabilir yani gelen yeli tutamayabilir. Gençlerde bunların az olması, taklit etmemeyi gerektirmez. Akıl baliğ olan genç de ihtiyar gibi dini emirleri yapmakla mükelleftir. Henüz akıl baliğ olmamış gençlerin dolgu dişi varsa, onların da Maliki’yi taklit etmesi iyi olur.

Mezhep taklidi, her konuda o mezhebe uymak değildir
Sual:
 Diş dolgusu sebebiyle Maliki’yi taklit edenin, haccı da Maliki’ye göre yapması gerekmez diye sitede yazılıdır. Peki Hanefi’ye göre guslü olmayan kimse nasıl cünüp tavaf yapacaktır?
CEVAP
Cünüp tavaf edilmiyor ki. Bir mezhebin bir kısmını taklit, her konuda tamamen o mezhebe uymak demek değildir. Diş dolgusundan dolayı Maliki’yi taklit eden kimse, sadece gusülde, abdestte ve namazda taklit eder. Çünkü bunlar birbirine bağlıdır. Oruçta, zekatta, hacda, nikahta, talakta, kurbanda, adakta, diğer işlerde o mezhebi taklit etmek gerekmez. Guslederken, abdest alırken Maliki’yi taklit ettiğimiz için guslümüz ve abdestimiz vardır. Bu abdestle tavaf ediyoruz. Bu abdestle de, abdestli yapılacak diğer işleri yaparız. Mesela Kur’an okuruz, camiye girebiliriz, tilavet secdesi yapabiliriz. Çünkü abdestimiz vardır.

Sual: Dört mezhebin ictihadlarında bulunmayan meselede, başka müctehidi, mesela imam-ı Sevri’yi taklit caiz olur mu?
CEVAP
Dört mezhepten başkasına ihtiyaç bırakılmamıştır. Yani bir mesele dört mezhepten birinde bulunur.

Sual: Maliki’deki durumunu bilmeyen bilmediği için Hanefi’yi taklit etse caiz mi?
CEVAP
Evet. Özür olunca telfîk olmaz.

Sual: (Hanefi’de borç verilirken ödeme tarihi söylenirse faiz olur. Maliki taklit edilerek söylenirse caiz olur) deniyor. Bu telfîk olmaz mı?
CEVAP
Telfîk olmaz. Zaruret olmasa da, ihtiyaç var ise mezhep taklidi yapılır. Mesela diş dolgusu zaruret değil, ihtiyaçtır. Zaruret olunca zaten mezhep taklidine ihtiyaç olmaz. Kendi mezhebinde halledilir. Halledilmezse o zaman taklit edilir.

Sual: Yıkanırken peştamal veya başka bir şeyle göbekle diz arasını kapatmak gerektiğini biliyorum. Yıkanmaya mahsus uzun don edinmek veya peştamal kullanmak meşakkatli oluyor. Kuzuluk kaplıcalarından yeni geldim. Günde iki sefer küvete girdim. Uzun donun yıkaması kurutması zor oluyor. İhtiyaç olduğu için şortla da yıkanmak caiz olan Hanbeli veya Maliki mezhebini taklit edemez miyim?
CEVAP
Evet edilebilir.

Sual: Herhangi bir sebepten dolayı, bir başka mezhebi taklid eden kimse, kendi mezhebinden çıkmış mı oluyor?
Cevap:
 Bir işi, bir ibadeti yaparken başka bir mezhebi taklit eden kimse, kendi mezhebinden çıkmış olmaz. Mezhep değiştirmiş olmaz. Yalnız o işi yaparken diğer mezhebin şartlarına riayet etmesi lazımdır.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır