Çiftlerin bir yıl boyunca korunmasız cinsel ilişkiye girmelerine rağmen, kadının hamile kalamamasına infertilite (kısırlık) denir. İnfertilite, çok sayıda çiftte psikolojik sebeplerden dolayı görülebilmekte ya da infertiliteden dolayı psikolojik problemler yaşanabilmektedir; ancak işin bir de fiziksel boyutu vardır.
Çiftlerin korunmamalarına rağmen, 1 yılı aşkın süredir bebek sahibi olamaması fiziksel bir problemin, bir hastalığın habercisi olabilir.
Gebe kalamama deyince akla gelen ilk şüphe kadın ya da erkeğin kısır olma olasılığıdır. İlk akla gelen olasılık kısırlık olsa da genelde en düşük ihtimallerden biridir; çünkü gebe kalamama nedeni olarak kısırlık dışında aşırı kilo, aşırı zayıf olma, polikistik over sendromu (PCOS), rahim yapışıklığı ve tiroit bezi çalışma bozuklukları gibi birçok hastalıklar da ihtimaller dahilindedir.
Peki, iltihap çocuk olmasına engel mi? Ancak çok düşük bir ihtimal de olsa iltihap çocuk olmasına engel olabilir. Bu olasılık hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir.
Tıp dilinde inflamasyon, halk dilinde ise yangı olarak bilinen iltihap, vücudunuzun savunma sisteminin aktif olduğu durumda oluşur. Vücudunuza bakteri ve virüs gibi mikroplar girdiğinde, vücudunuz bu mikroorganizmalarla savaşmaya ve oluşan hasarlı dokuları onarmaya başlar. Bu savaşta vücudunuzun kullandığı silahlar, ürettiği kimyasal salgılardır. İşte bu salgılar, bakteri ya da virüslerin girdiği yerde iltihap denilen irinli yapıyı oluşturur.
İltihabın bulunduğu irinli bölgede bulunan bazı iltihap belirtileri aşağıdaki gibidir:
İltihabın bulunduğu bölge, her zaman yüzeysel ve gözlenebilir düzeyde değildir. Bazı iltihaplanmalar iç organlarda hatta kanda bile oluşabilir. Bu durumlardaki daha ciddi iltihap belirtileri ise şunlardır:
İltihap, akyuvarların bir enfeksiyonla savaştığı, yani bağışıklık sisteminin aktif olduğu anlamına gelir.
Yaralanmalardan yanıklara; kesiklerden soğuk algınlığına kadar birçok faktör iltihaplanmaya sebep olabilir. Hele bir tanesi var ki, hepimizin başına birkaç kez gelmiş ve canımızı gerçekten yakmıştır; tırnağınızın kenarını koparmak. Bunlar can yakıcı olsa da basit iltihaplanmalardır.
Asıl daha ciddi sonuçlar doğurabilecek iltihaplanmalar; toksik maddeye maruz kalmak, stres, beslenme alışkanlıkları, korunmasız cinsel ilişki gibi daha ciddi riskler taşıyan faktörler sonucu ortaya çıkan enfeksiyonlara karşı, bağışıklık sisteminizin ürettiği iltihaplanmalardır.
Hastalığa neden olan bakteri, virüs, mantar gibi organizmalara patojen denir. Patojenler vücudumuza girip vücudumuzda enfeksiyon oluşturduğunda, bağışıklık sistemimiz hemen devreye girer. Bağışıklık sisteminin devreye girdiğini, kopan tırnak kenarının iltihaplanmasında olduğu gibi, doğrudan gözlemleyemezsiniz. Bağışıklık sistemimiz, çalıştığı gözlemlenebilsin ya da gözlemlenemesin, bazen başarılı olamaz ve bu durumda hasta oluruz.
Sağlıksız beslenme; bol karbonhidratlı, az lifli, işlenmiş ve paketli gıdalar tüketmek de vücutta doğrudan gözlemlenemeyen iltihaplanmalara sebep olabilir.
Yapılan araştırmalar, kaslarınızın fazla çalışmasıyla bağışıklık sisteminizin iltihap ile savaşabilecek kimyasalları daha iyi üretebildiğini göstermektedir. Yaşam şekliniz ne kadar hareketsizse, vücudunuzun iltihaplara karşı savunması da o kadar yavaş ve güçsüz olur.
Madde bağımlılığı, başta sinir sisteminiz ve bağışıklık sisteminiz olmak üzere tüm sistemlerinize ciddi zararlar verir. Madde bağımlılığı, hem patojenlere yakalanma riskinizi artırır hem de bağışıklık sisteminizi güçsüzleştirir.
Bazı ilaçlar, zehirli maddeler, cıva, alüminyum, pestisit, plastik içeriğindeki BPH, mobilyalardaki toksik maddeler, teflon tava ve tencerelerin yapımında kullanılan kimyasallar gibi günlük hayatta sık karşılaştığımız maddeler, bağışıklık sisteminizi zayıflatarak vücudunuzu enfeksiyonlara karşı güçsüzleştirir.
Yoğun stres altında olduğunuz zaman böbrek üstü bezleriniz kortizol hormonu üretmeye başlar. Bu hormona stres hormonu da denir. Vücudunuzdaki kortizol miktarının ortalamanın üzerinde seyretmesi; bağışıklık sisteminizi baskılayarak iltihaplara karşı savunmasını güçsüzleştirir. Ayrıca fetüsün büyüme ve gelişmesini engelleyerek düşük yapmaya sebep olabilir. Bu durum ise çocuk olmasına engel teşkil eder.
Yüzeysel, gözle görülebilir iltihaplanmalara sebep olur. Açılan deri yüzeyinden mikropların girmesi sebebiyle, bağışıklık sisteminin gösterdiği tepki sonucu oluşur.
Kadınlarda üreme sistemi, vajina yoluyla doğrudan dışarıya açılan bir sistemdir. Sistemin dışarıya açık olması ise patojenlere açık bir ortam yaratıp, enfeksiyona yakalanma olasılığını artırır. Vajinada meydana gelen en küçük bir enfeksiyon bile iltihaplanmaya sebep olabilir.
Böyle bir durumda yeşil-sarımsı renkte ve kokulu akıntı, ağrılı cinsel ilişki, vücutta yüksek ateş gibi iltihaplanma belirtileri fark edilmez ve iltihap iyileştirilemezse enfeksiyon üreme sistemi boyunca ilerler.
Rahime ilerleyen enfeksiyon, embriyonun rahime tutunmasını engeller. Embriyo rahime tutunmayı başarsa bile bir süre sonra düşebilir. Bu durum gebelikte düşük yapmaktır. İltihap daha da ilerleyerek yumurta kanalına ulaşırsa, yumurta kanalını tıkayarak kısırlığa sebep olabilir. Hatta daha da ileri giderek yumurtalıklara ulaşan iltihap, çocuk olmasına engel olmaya daha en başından yumurta hücresinin oluşumuna izin vermeyerek sebep olabilir.
Üreme sisteminde meydana gelen bir iltihap sadece kadınlarda değil erkeklerde de kısırlığa yol açarak çocuk olmasına engel olabilir.
Uzun süredir deniyoruz, neden hamile kalamıyorum diyen biri eşiyle birlikte mutlaka bir uzmana görünerek muayene olmalıdır. İltihap çocuk olmasına engel mi sorusunun cevabı; başta üreme sistemi olmak üzere vücudunuzun herhangi bir bölgesinde oluşan iltihap tedavi edilmezse, evet iltihap çocuk olmasına engel olur.
Bu nedenle iltihap belirtileri arasından bir ya da birkaçını gösterdiğiniz takdirde derhal uzman bir doktora gitmeli ve gerekiyorsa doktorunuzun önerdiği şekilde ilaç tedavisine başlamalısınız.
Dilerseniz “Kısırlık Riskini Artıran Gıda ve Maddeler Nelerdir?” Konulu yazımızı okuyabilirsiniz.
Kısırlık Riskini Artıran Gıda ve Maddeler: https://www.bebek.com/kisirlik-riskini-artiran-gida-ve-maddeler-nelerdir/
Rahim ve yumurtalık enfeksiyonu gebeliğe engel mi? Çoğu zaman karşılaştığımız hafif sağlık problemlerini önemsemeyiz ve somut bir zararını görmedikçe günlük hayatımıza devam ederiz. Halbuki bu hafife aldığımız küçük problemler, ileride ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Betül Görgen cevapla.tv'ye anlattı.
Üreme sisteminin sağlığını korumak gebe kalmak için oldukça önemli bir etkendir. Üreme sağlığını korumanın ilk basamaklarından biri, genital organda oluşabilecek iltihaplanma için erken tanı ve tedavidir. Üreme sisteminde sıkça karşılaşılan iltihap çeşitleri kişiye ciddi anlamda rahatsızlık verebilirken kalıcı hasarlara da yol açabilir. Üreme sisteminde oluşan iltihaplanma nedeni ile infertilite gibi sorunlar açığa çıkabilir.
Kadınlarda sıkça karşılaşılan iltihaplardan biri vajinal enfeksiyonlardır. Vajinal enfeksiyona maruz kalan kadınlarda açığa çıkan en yaygın şikayetler kötü kokulu akıntı, kaşıntı, cinsel birliktelik anında ağrı, idrar yaparken yanma hissi olarak sıralanabilir. Mantar, bakteri ve bazı parazitler vajinal enfeksiyona neden olan faktörlerdir.
Mantara yol açan iltihaplanma özellikle gebelik döneminde, doğum kontrol hapı ve antibiyotik kullananlarda sıkça görülür. Mantar nedeni ile oluşan vajinitlerde beyaz ve peynir kesiği gibi bir akıntı oluşur. Vajinal mantar spermin yumurtaya ulaşmasını engelleyerek vajinanın ortamını bozar. Spermin canlı kalma sürecini olumsuz etkiler. Vajinal enfeksiyonların tedavisi oldukça kolaydır. Mantara etki edecek ilaçlar ile sorun kolaylıkla kontrol altına alınabilir.
kadın hastalıkları ve doğumvajinal enfeksiyonvajina iltihabı
Mantar enfeksiyonu hamilelikte diğer zamanlara göre özellikle 2. trimesterde daha sık olur. Mantar enfeksiyonunun gebeliğe hiçbir zararı olmaz. Fakat kontrol etmek daha zor. Eğer rahatsızlık vermiyorsa tedavi etmek için uğraşmamak gerekir.Mantar enfeksiyonu vajendeki asidik ortam bozulunca ortaya çıkar.
Gebelikte hormonal değişiklikler ve vajen salgısında şeker artışı nedeniyle mantar enfeksiyonu artar.
Mantar enfeksiyonu bir yada daha fazla sebepten ortaya çıkabilir:
Mantar enfeksiyonunda:
Mantar enfeksiyonuna benzer bulgular olsada bazen muaynede başka enfeksiyonlar tespit edilebilir. Klamidya, gonere ve trikomoniazis gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve bakteriyel vajinozis mantara benzer şikayetler oluşturabilir. Bu sebepten dolayı mutlaka muayene olmak gerekir.
Tanı muayene ile konur. Şüphede kalındığında vajenden akıntı lam üzerine alınarak mikroskopta incelenerek kesinleştirilir.
Gebelikte mantar tedavisinde vajinal krem ve fitiller tercih edilmeli. Ağızdan ilaçların güvenliği henüz tam olarak bilinmiyor.
Gebelikte mantardan kurtulmak 10-14 gün sürebilir.
Mantar enfeksiyonundan korunmak için:
Rahim ve yumurtalık enfeksiyonu gebeliğe engel mi? Çoğu zaman karşılaştığımız hafif sağlık problemlerini önemsemeyiz ve somut bir zararını görmedikçe günlük hayatımıza devam ederiz. Halbuki bu hafife aldığımız küçük problemler, ileride ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Örneğin; rahim ve yumurtalık enfeksiyonları, ufak belirtilerle kendini belli eder ve tedavi edilmezse sonu kısırlığa kadar gidebilir. Üreme sağlığımızı korumanın en basit yolu ise genital hastalıkların erken teşhisi ve tedavisidir. Ciddiye almadığınız vajinal akıntılar ve benzeri durumlarda geç kalmadan doktora başvurmalısınız. Aksi takdirde bu durum, gebelik oluşumu üzerinde olumsuz etkilerde bulunabilir.
Servisit olarak da bilinen rahim enfeksiyonu, rahim ağzında başlar ve tedavi edilmediği sürece genişleyerek ilerler. Rahim enfeksiyonu, kadınlar arasında çok sık karşılaşılan bir problemdir. Hatta çoğu kadın rahim enfeksiyonu olduğunun farkına varmadan yaşamına devam etmektedir. Rahim enfeksiyonunun nedeni çeşitli bakterilerin üremesi ve yayılmasıdır. Bazı durumlarda cinsel ilişki yoluyla da bu bakteriler kapılabilir. Erken teşhis ve müdahale olmazsa, sonuç kısırlığa kadar gidebilmektedir.
Rahim enfeksiyonunun en belirgin belirtisi akıntıdır. Bu akıntı, genellikle adetten hemen sonra başlar. Bu akıntıya ek olarak kaşıntı, ilişki sırasında ağrı hissetme, bel ağrıları ve idrar yaparken yanma hissi de eklenebilir. Eğer ki enfeksiyon ilerlemişse ve ciddi bir düzeye gelmişse, bu belirtilere karın ağrısı, ateş, bulantı ve kusma gibi şikayetlerde eşlik eder.
Enfeksiyon çok fazla ilerlememişse genellikle doktorunuzun vereceği antibiyotiklerle kontrol altına alınabilir. Hastalık, cinsel ilişki yoluyla bulaşmışsa, partnerin de tedavi olması gerekir. Fakat enfeksiyon ciddi boyutlara ulaştıysa ve antibiyotikler işe yaramıyorsa, lazer ile anormal hücrelerin ortadan kaldırılması yoluna gidilir.
Genellikle rahim enfeksiyonu antibiyotiklerle kontrol altına alınır. Fakat nadir durumlarda rahim enfeksiyonu kronikleşebilir ve rahim ağzından içeriye spermlerin girmesine izin vermeyerek gebeliğe engel olabilir.
Kadın üreme sisteminin en önemli parçası yumurtalıklardır. Yumurtalık enfeksiyonu, çeşitli nedenlerden dolayı bulaşmış veya üremiş olan bakterilerin yumurtalıklarda bulunmasıdır. Bu bakteriler fallop tüpleri, dölyatağı iç katı ve dölyatağına da bulaşarak birçok organa etki edebilmektedir. Yumurtalık enfeksiyonunun en riskli durumu, hastalığın ciddiye alınmamasıdır. Çünkü ihmal edilen yumurtalık enfeksiyonu, ileride kısırlığa yol açabilmektedir.
Yumurtalık enfeksiyonunun en belirgin belirtisi ağrıdır. Bu ağrılara ek olarak idrara çıkarken yanma hissi ve koyu renkli, kokulu akıntı da eşlik edebilir. Çok nadir durumlarda mide bulantısı, kusma ve ateş görülebilir. Bu belirtiler de görülürse en kısa sürede doktora başvurmanız gerekmektedir.
Genellikle antibiyotik tedavisine başvurulur. Antibiyotik tedavisinde ilacın tam doz kullanılması oldukça önemlidir. Çünkü tam iyileşmeyen enfeksiyon, tedavi yarım bırakıldığında tekrar edebilir. İltihapların neden olduğu yapışmalar, apse ve kistler söz konusuysa ameliyat gereklidir. Su içmenin enfeksiyon riskini azalttığı gözlemlendiğinden, tedavi sürecinde ve sonrasında bol su içmeniz önerilir.
Yumurtalık enfeksiyonları tedavi edilmediği ve ilerlediği durumlarda gebeliğe engel olabilir. Fakat yumurtalık iltihabı olduğu halde gebe olan birçok hastaya rastlanılmıştır. Yani yumurtalık enfeksiyonlarının kesinlikle gebeliğe engel olduğu yargısına varamayız. Fakat gebe kalamıyorsanız, yumurtalık enfeksiyonu olup olmadığınızı araştırmanızda fayda var.
Editörün Seçtikleri
Popüler Yazılar
Gebe Sözlüğü