Fransızca kökenli bir sözcük olarak karşımıza çıkmakta olan marjinal kelimesi, Marginal'den türemiştir. Ayrıca Latincede 'Marginalis' olarak da karşımıza çıkmaktadır. Toplum düzeni dışında kalan anlamı taşımaktadır.
Marjinal Ne Demek?
Marjinal kelimesi, anlam olarak, farklı, sıradan olmayan, toplumda alışılagelmiş düzenin dışında kalan anlamı taşır. Genellikle, kişiler için kullanılmakta olan marjinal kelimesi, aynı zamanda sıfat olma özelliği taşımaktadır. Marjinal kelimesinin, özellikle moda dünyasında sıkça kullanıldığını görmekteyiz.
TDK'ya Göre Marjinal Ne Demek?
TDK'ya göre, marjinal kelimesinin iki anlamı bulunmaktadır. İlk anlamı; kenara ait, asıl konuya dahil olmayan, bir kitabın dış kenarına yazılmış notlar veya süsleme anlamında kullanılır. İkinci anlamı ise; toplumun bildiği alışılagelmiş düzenin dışında özellikleri olan, anlamında kullanılır. Limitleri zorlayan, sınır tanımayan anlamlarına da gelen marjinal kelimesinin kullanırken, özellikle kişi hakkında ön yargı ve ötekileştirme yapmadan kullanmakta fayda vardır.
Örnek bir cümle olarak; 'Giydiği kıyafetlerdeki marjinallik ile herkesi kendisine hayran bıraktı'. Marjinal kelimesi, sadece bir kişiden bahsederken değil, bir resmi veya eseri tasvir ederken de kullanılabilir. ' Bu resim sergisi marjinalliği ile göz doldurdu'. Özellikle sosyal medyada, son yıllarda sıkça kullanıldığına rastlamaktayız.
Pazarlama uzmanına göre, polifazik uyku, veganizm, biyolojik saldırı, doğada doğum yapma, denizde yaşamak gibi davranış biçimlerinin teknolojik ve kültürel değişimler sayesinde daha popüler hale gelen marjinal davranışlardan sadece birkaçı olduğunu düşünüyor. Pazarlama gurusu Helen Edwards'ın yeni kitabı “Marjinallikten Ana Akıma Doğru” (From Marginal to Mainstream) ‘da ileride markaların büyümesinin neden marjinal olmaktan geleceğini ve oraya nasıl ulaşılabileceği hakkında konuşuyor.
Johnson & Johnson, Wella ve Nando's gibi şirketlerde müşterilere danışmanlık yapan ve London Business School'da (LBS) pazarlama alanında Yardımcı Profesör olan Edwards, uzun bir süredir markalaşmayı şekillendiren kültürel değişimleri inceliyor.
Laba ile birlikte müşterilerin ürünler hakkında olan yanlış anlaşılmaları nasıl tersine çevrilebileceğini, teknolojinin marjinal olanı ana akımda itmedeki rolünü, Z Kuşağının neden yeni ürünlere daha açık olduğunu ve markaların öne çıkabilmesi için pazarlama departmanın kültürel, kanunsal ve bilimsel değişimleri nasıl tanımlayabilecekleri hakkında konuşuyor.
Bu röportajı ingilizce olarak okumak için tıklayın.
Marjinal davranışların kendine çeken ve iten faktörleri vardır. Marjinal davranışların ilgi çekmesinin nedeni, Clayton Christensen'in tanımladığı gibi inovasyon ürünlerin, kısaca çığır açıcı bir büyüme yaratan teknolojik, arz odaklı inovasyon sahibi ürünlerin sona ermiş olmasıdır.
Teknoloji sayesinde elde edilen yenilikçi ürünlerin artık markalara kazandırdıkları maalesef çok az. Bu yüzden büyük şirketler daha büyük atılımlar için başka yerlere bakmaya başladı.
Büyümek isteyen şirketlerle çalıştığımda, genelde daha az riskli olduğu için atılım yapma konusunda biraz dar bir şekilde düşünme eğilimindeler. Genelde, markalar nasıl bir kazanç elde edebiliriz diye düşünürler ya da ürünümüz için bir raf alanı nasıl elde edebiliriz diye bakarlar fakat çoğu zaman rekabet içerisinde yuvarlanıp giderler. Kısaca, kimse gerçekten bir atılım yapmak için bir adım atmıyor.
Ayrıca, sosyal medya aracılığıyla çok daha meraklı, daha az yargılayıcı, daha açık, küresel ve sosyal olarak daha bağlantılı olan, tarihin en büyük kuşağı olan Z kuşağına sahibiz.
Bunların hepsini bir araya getirdiğinizde ve marjinal davranışları sosyal medya aracılığıyla her zamankinden daha fazla görme yeteneğimize baktığınızda, aslında atılım için bir fırsat var. Bu nedenle, arza dayalı yenilik aramak yerine, tüketicilerden gelen talebe dayalı isteğe bakmalısınız.
Günümüz dünyasında marjinal davranışlar, tüketiciler için çok daha fazla görünür halde. Bu yüzden, bu davranışların daha geniş nüfus için faydalarını anlayabilir ve ana akım haline getirebilirsiniz. Böylece, şirketiniz için büyük bir fırsat yaratmış olursunuz.
Dürüst olmak gerekirse evet küresel bir dünyada yaşıyoruz fakat maalesef tamamen değil. Sosyal olarak kabul edilebilir olan veya dünyanın bazı bölgelerinde büyüyen, ancak diğerlerinde daha az kabul gören bazı marjinal davranışlar tabiki olacaktır.
Mesela, Homeopati Almanya'da çıktı ve sadece Almanya' da ve Doğu Avrupa'da daha popüler, tıpkı doğacılığı herkesin sevmediği gibi. Daha geleneksel olan klinik toplulukları Homeopatiye karşı çıktığı için, homeopati muhtemelen asla ilerleme sağlayamayacak. Ancak diğer marjinal davranış biçimleri olan veganizm veya farkındalık için büyük bir küresel potansiyel var. Bu yüzden, dünya çapında farklı nüansları tabiki olacaktır.
Ancak, sadece pazarlama alanında çalışanlar değil, iş adamları da bu marjinal davranışları daha iyi anlarlarlarsa bu sayede büyük bir atılım yapabilirler ve şirketlerine daha fayda ve olanak sağlayabilirler.
Muhtemelen bu şirket Nike'dır. Mesela Nike'ın piyasaya çıkmadığı zamanlar, ABD'de biri, halka açık bir otoyolunda koşu yaptığı ve otoyolunu kötüye kullandığı gerekçesiyle tutuklandı!
Bu kişi sadece kendi iyiliği için egzersiz yapmak ve koşmak istiyordu fakat yapamadı. Çünkü o zamanlarda kısmen insanlar egzersiz yapmaya ihtiyaç duymuyordu. İşleri genellikle zaten fiziki açıdan zorluydu .
Bill Bowerman, Nike‘ın ortak kurucusu, o zamanlar Oregon'da bir atletizm koçuydu ve 60'ların sonunda Yeni Zelanda'ya araştırma görevine gitti ve Auckland koşucuları kulübüne davet edildi.
O zamanlar koşucu kulübü diye bir şeyi hayatında duymamıştı bile. Ve orada koşmanın kalp sağlığına faydalarını öğrendi ve Amerika'ya bu bilgileri geri monash.pwşunun kalp sağlığı üzerindeki etkileri üzerine Oregon Üniversitesi ile bir çalışma yaptı. Ve olay orada patladı.
Bowerman, insanların eskiden giydiği plimsoll gibi geleneksel ayakkabıların koşu için uygun olmadığını hemen fark etti ve bu yüzden daha iyi bir şey yaratmaya çalışmaya başladı.
Daha önce eğitim verdiği eski bir koşucu olan Phil Knight ile bir takım oluşturdu ve birlikte Blue Ribbon spor şirketini kurdular. 'de de adını Nike olarak değiştirdiler.
Böylece Nike, katlanarak büyüyen egzersiz yapma devriminin başını çekti. Fitness ve giyim de bu egzersiz devriminden yararlanan dallardan oldu. Ve tüm bu dalları ve diğer markaları düşünürseniz, bu şirketin yarattığı devrim gerçekten çok büyük. Phil Knight, egzersiz devrimini kendilerinin yaratmadığını ama kesinlikle bu eşi benzeri olmayan marjinal davranışlarının insanları etkilediğini söyledi.
Bu yüzden, kesinlikle insanlara bakmalı ve ne yaptıklarını görmelisiniz. Ardından, faydalarını anlamalı ve bunları daha geniş bir nüfusa ulaştırmalısınız. Yaptığınız bu şeyin aksama yaratabileceğini ve bunun tamamen sizden kaynaklandığını düşünmek yerine sadece harekete geçin.
Marjinal davranışları toplumda daha iyi okuyabilmek için size bir fikir vermek için sekiz "ipucu" geliştirdik. İnsanların davranışına bu ipuçları ve sinyallerin merceğinden bakarsanız, ana akıma geçip geçmeyeceklerini anlama şansınız daha yüksek olur. İşte bu ipuçlardan biri de bu marjinal davranışları hızlandıran unsurlara bakmaktır.
Kültürel veya toplumsal alanda bir değişiklik olursa, insanların belirli bir davranışı nasıl algıladıkları da değişir. Mesela, COVID, polifazik uykuyu benimsemek için bir hızlandırıcı unsur olarak kabul edilebilir. Bu sayede vücudunuz için uzun saatler uyumak yerine, polifazik uyku vücudunuzda neyin işe yaradığını görmenize yardımcı oldu. Ayrıca, vücudumuz için aslında bu durumun daha doğal olduğunu söyleyen son araştırmalar da gördüm. Özellikle evden çalıştığımız bu günlerde, polifazik uykunun insanlar için uygulamanın daha mümkün olduğu da anlamına geliyor.
Buna ek olarak, COVID, doğada yapılan bir doğum türü olan “özgür doğum” diye adlandırılan bir doğum biçiminin yaygınlaşmasında da hızlandırıcı bir unsur oldu.
Konuştuğumuz birçok kadın pandemi sırasında özgür doğum hakkında bilgi edinmekle ilgilendiklerini söyledi. Hastanelerin güvenli yerler olmasına rağmen, enfeksiyonlarla dolu olduklarını ve doğum yapmak için en iyi yer olamayabileceklerini fark ettiler.
Diğer bir hızlandırıcı unsur olarak kanun değişiklikleri gösterilebilir. Örneğin, mental sağlığa yardımcı olmak için küçük miktarlarda halüsinojen mantarların alındığı mikro-dozlama ile ilgili yasalarda değişikliklerin olması da hızlandırıcı bir unsur olarak gösterilebilir. Hızlandırıcı unsurlar aradığınızda, genellikle kültürel değişimlere veya toplumdaki düzeni değiştirmeye çalışan yeni kültürlere bakabilirsiniz.
Marjinal davranışları belirlemek ve görmek için teknoloji gerçekten kilit bir roldedir. Bunun nedenlerinden biri de sosyal medyadır. Sosyal medya sayesinde bu marjinal davranışları desteklemek daha görünür hale geliyor. Sosyal medyada platformlarında akışlar bölümü de aynı zamanda marjinal davranışların görünürlüğünü artırdı.
Mesela, artık sosyal medyada içerik izleyebileceğimiz birçok marjinal davranışı kapsayan TV platformları var. Bu yapılan içeriklerden para kazanıldığı için, bu gibi sosyal medya platformların daha fazlasına ihtiyaç duyulacağı anlamına geliyor. Ve marjinal davranışlarla ilgili videolar yapmak da daha düşük maliyetli oluyor.
Sosyal medyadaki bu tv platformları çok popülerler çünkü insanlar, insanların neler yaptıklarını izlemeye bayılıyorlar. Bu yüzden akış platformlarının tümü teknoloji destekli, kullanıcı tarafından oluşturulmuş veya daha profesyonelce oluşturulmuş içeriklerdir.
Bu yüzden, sosyal medya bu gibi marjinal davranışları daha görünür ve daha geniş bir nüfusa açık hale getiriyor. Klasik bir influencera ulaşana kadar, zaten bu marjinal davranışlar çoktan ana akımda yerini almış oluyor. Kısaca,bir iş influencer veya bir ünlüye ulaşana kadar, zaten çoğunluğun çoktan alıştığı bu marjinal etkinin gerisinde oluyorlar .
Z kuşağı kabaca ile arasında doğmuş insanlar, yani şu an 20'li yaşlarında olanlar insanlığın sahip olduğu en büyük nesildir. Ancak, ben her şeyin nesillerle ilgili ve nesillere bağlı olduğu görüşüne çok bağlı olan biri değilim. İnsan sonuçta insandır.
Ancak, o kuşağı birleştiren şeye baktığınızda,hepsinin davranışlarında bir uyum var. Fikirlerinde açıklık ve meraklılık var. Buna ek olarak, teknoloji ve sosyal medya da hayatlarının birer parçası halindedir .
Bu konuyla ilgili birincil araştırma yaptığımızda, daha orta yaşlı insanlara böcek proteini gibi bazı marjinal etki yaratan bir unsur gösterdiğinizde, tepkilerinin içgüdüsel olması çok dikkat çekiciydi. Z kuşaklarının açık görüşlü tutumundan ziyade yeni bir duruma bakış açıları "Ah, bu iğrenç!" oldu.
Bunu Z kuşağına gösterdiğinizde, benzer bir içgüdüsel tepki görseniz bile, böyle bir tepki vermiyorlar. “Eh, artık hiçbir şey garip değil ki ya da “günümüzde zaten her şey normal” veya "insanları etiketlemekten çekiniyorum" gibi yanıtlar alıyorsunuz.
Bu yüzden, Z kuşağı diğer kuşakların verdiği içgüdüsel tepkiye karşın daha meraklı ve açık bir yaklaşımda bulunuyor. Tepkileri genelde şu şekil oluyor : “Ben açık fikirli bir insanım". Bu yüzden Z kuşağı gerçekten çok ilginç bir kuşak.
Yeniden yapılandırma zihniyeti bilişsel psikolojiden gelir. Bu konsept, psikolog Aaron T. Beck tarafından oluşturuldu. Bir durumu görmenizi sağlayan bakış açınızı değiştirip basit bir bilişsel yeniden yapılandırma süreci geliştirdi.
Ve pazarlama alanında çalışanlar bu yeniden yapılandırma zihniyetinin üzerine atladı.
Mesela, böcek proteini alın diye söylendiğinde insanlar şöyle diyor: "Ah, bu iğrenç". Fakat aslında sadece böceklerin olma düşüncesi sizi kötü hissettiriyor.
Sadece şaka yapmaya çalışsan bile onların o ürüne bakış açısını değiştirmiyor.
Araştırmamız sırasında insanların bakış açısı için yeniden yapılandırma yöntemleri denedik. Bu yapılandırma yöntemi sayesinde aslında böcek proteininin nesiller boyu besin zincirimizin bir parçası olduğunu anlatacak ve bu proteine farklı bir bakış açısı kazandırmayı amaçladık. Çünkü insanlar ve hayvanlar uzun süredir aslında böcek proteini sayesinde yaşıyor.
Kısaca, bunun gelecekteki bir yiyecek olduğunu söylemek yerine, onu orijinal protein olarak gösterdiğimizde insanların zihninde böcek proteinine karşı olan bakış açısını yeniden yapılandırmış olduk. Bunu yaptığımız an, odak grup görüşmesi yaptığımız insanların bu konudaki düşünceleri değişti. Böylece şirketler, bu yöntemi edinerek markalarını ikiye bile katlayabilirler.
Bazı durumlarda olaylara tam tersinden bakmak gerekir. Çünkü bazı olaylarda insanların marjinal bir etkiye karşı koymasının nedeni, daha sonra bu etkiyi benimseme sebebi haline geliyor.
Mesela egzersiz yapmayı örnek alalım. Eskiden insanlar işlerini bitirdikten sonra dışarı çıkıp egzersiz yapmamalarının nedeni, kalp ve ruh sağlığı açısından ihtiyaç duydukları her şeyi zaten iş yerlerinden almalarıydı çünkü fiziksel olarak zahmetli işler yapıyorlardı.
Fakat aniden, işleri fiziksel olarak zorlayıcı olmaktan çıktı. Yani fiziksel egzersiz yapma nedenleri tamamen tersine döndü. Aynı durum veganlıkta da oldu. Veganizme karşı konulmasının birincil nedeni, insanların sağlık nedenleriyle hayvanları yeme ihtiyacı hissetmeleriydi. Aynı şekilde yine insanların vegan olmalarının nedeni ise hayvan refahını sağlamaktı.
Kısaca bu davranışa karşı koyma nedenleri tersine döndü ve etkiyi benimseme haline geldi. Beslenme hakkında daha çok şey anladığımız için sağlıklı kalmak adına hayvanları yememize gerek kalmadığını anladık. Yani bu marjinal etkiye tepki gösterme nedenleri tam tersi haline dönüştü.
Eğer pazarlama alanında çalışıyorsanız, müşteriyle ilgili dikkat edilmesi gereken yeni bir şey olduğunda, tüketici araştırması sizi kesinlikle aydınlatmaz. Bu yüzden bilimsel anlayışımızda ya da yaşamımızda da insanların bu marjinal etkiye karşı koyma nedenlerinin tersine dönmesine sebep olacak değişiklikleri aramalısınız.
İnsanlar vegan olmayı çeşitli nedenlerle benimsiyorlar. Fakat veganlığa yönelme nedenlerinden biri de tabiki iklim değişikliği.
İnsanların önce tüketimine değil, davranışlarına baktığınızda, bu davranışların birincil veya ikincil itici gücün, dünyaya saygı veya çeşitliliğe sahip olma gibi insanlığa ait değerler olduğunu görürsünüz.
Dolayısıyla veganizm, klimateryenizm, mikro dozlama gibi marjinal davranış biçimlerine dünyaya ve diğer insanlara saygı nedeniyle yöneliyorlar.
Ama ne yazık ki, insan doğası gereği, eğer vegan ürünlerin tadı berbatsa insanlar veganlığa maalesef yönelmeyeceklerdir.
Kısaca, bu marjinal etkilerin sürdürülebilir olmasının yeterli olmadığını gördük. Bu yüzden, anlıyoruz ki ürünler vegan veya çevre dostu dahi olsa da ürün müşteri talebini karşılamak zorundadır. Aksi takdirde bu marjinal davranışlar çok bir etkiye sahip olmayacaktır.
Haber bültenimize abone olun
Takip ettiğiniz için teşekkür ederiz
Son içerikler
Laba’nın Başarı Hikayesi
Laba son yıllarda aktif olarak tercih edilen bir eğitim platformu haline gelmişmonash.pwnın bir marka olarak kısa sürede nasıl bu kadar ivme kazandığına ve başarı sağladığına ve başarılı olmasını sağlayan yöntemleri bu makalede açıklıyoruz
Okuyun
Markalar İçin Reklamın Rolü Nedir ? Neden Önemlidir ?
Markaların daha fazla kazanç ve satış elde etmesi için reklamı bir yöntem olarak kullanması mutlaka gereklidir. Markalar için reklam hangi faydaları sağlar ve neden kullanılmalıdır sizlere bu makale de açıklıyoruz
Okuyun
Dijital Pazarlama Nedir ?
Dijital pazarlama son zamanlarda aktif olarak kullanılan bir pazarlama yöntemi haline geldi ve sizlere şirketler ve markalar için dijital pazarlamanın neden önemli olduğunu ve nasıl kullanılması gerektiğini açıklıyoruz
Okuyun
Hepimiz farklıyız, bu çaba ne diye? Diye düşünsek de elimizde değil, insanların çoğu diğer insanlardan farklı olmak ister, bunun için de çaba gösterir. İnternetin ve özellikle sosyal medyanın etkisiyle özel hayatlarımızın daha çok göz önünde olduğu bir dönemdeyiz. Teşhir olan her detayımızın, diğer insanlardan farklı olmasını istiyor, ona göre davranıyor, ona göre giyiniyor ya da yaşamımızı değiştiriyoruz. Kısaca marjinal olmaya çalışıyoruz.
Cem Yılmaz'ın "Hani marjinal bizdik?" esprisinden sonra bu kelimeyi daha sık duyuyor olabilirisiniz, ancak yukarıda bahsettiğimiz durumu hemen hemen herkes yaşıyor. Özünde "aykırı, farklı, uç noktalar" olarak kullanılan bu kelime, daha çok genelleme ile eğlenmek gibi görünmeye başladı.
TDK resmi sitesini incelediğimiz zaman kelime anlamı "aykırı" demek olan marjinal, matematik birimi olarak da kullanılıyor. Yani bilimde "Marjinal birim" olarak çokça karşımıza çıkan bu kelime genelinde özel olan, sonda olan, uç noktada olan, aykırı olan anlamlarına geliyor. Konuya bir kez daha toplum nezdinde bakacak olursak , oplumun fikirleri ile ayrı fikirlere sahip olan kişilere de marjinal kişilik dendiğini görüyoruz.
Toplumda benimsenen yaşam biçimlerini önemsemeyen, çizginin dışındaki kişiler marjinal olarak tanımlanıyor. Bu kelimenin bir diğer kullanıldığı alan ise finans alanları oluyor. Genel olan her şeyle taban tabana zıt özelliklere sahip olan marjinal kelimesi, pek çok alanda kullanılabiliyor.
Bununla kalmayıp aynı zamanda sanat, müzik, siyaset gibi alanlarda da görülüyor. Özetle "marjinal fayda" ve "marjinal insan" olarak iki farklı şekilde cümle içinde kullanılıyor. Marjinal fayda dediğimiz şey ise iktisadi bir terim olarak karşımıza çıkıyor. Özetle son tüketilen birimin faydasıdır diyebiliriz.
Bir şey çok sevilince haliyle talep artıyor. Bu sevilen şeyin sosyal medya üzerinde olması da o şeyi bir yerde trend haline getiriyor. İşte marjinal ne demek deyince karşımıza hem sosyal medyadaki kullanım anlamı, hem de gerçek anlamları çıkıyor. Sosyal medya üzerinde genelde insanlar bir yere gelebilmek için ya da belirli bir talebe cevap verebilmek için marjinal gibi görünmeyi tercih ediyorlar.
Hatta yaptıkları hareketleri kendilerince marjinal olarak nitelendirebiliyorlar. Bu yüzden popüler kültür deyince aklımıza ilk gelen şey sosyal medyada var olmak olduğu için, marjinal olmak durumu da karşımıza buradan çıkıyor. Sosyal medyanın dimanitlerinden biri olan var olmak meselesini uygularken, bir şekilde marjinal olma yolunda heba olan pek çok kişi görüyoruz.
Marjinal olmayı istemek çoğu zaman bir tercih olmuyor. İnsanlar sosyal medyada var olmak için farklı ya da aykırı işler yapmak gerektiğini düşünüyor. Bu yüzden bir şekilde kendilerini gerçekleştirmek için toplumun geneline pek uymayan, farklı, çizgi dışı içerikler ile ön plana çıkmak isteniyor. Sosyal medyada marjinal olma arzusu biraz da buradan geliyor.
Toplum gözünde farklı olmak, dikkat çekmek ve bir şekilde ilgi odağı olmak için kendi yetenekleri ile ön plana çıkamayan bireyler, farklı işlerin peşine düştüğü için marjinal olmuş oluyorlar. Tabi bu kelimenin her zaman doğru kullanıldığına şahit olmuyoruz. Zaman içinde değişen bir durum ile kolay bir örnek verelim. Bir zamanlar Facebook hayatımıza girmeye başladığında onu kullanmamak marjinallikti, şimdi neredeyse kullanmak marjinallik değeri taşıyor. Tabii bu örnekler çoğaltılabilir.
Bir şeyin aşırı olması ya da çizgi dışı olması onu marjinal yapsa da iyi ya da kötü olması pek önemli olmuyor. Çünkü marjinal olan kişi farklı olduğu için iyiyi ya da kötüyü pek ayırt edemiyoruz. Farklı olanın kıyaslaması da kendi kulvarında oluyor. Bu yüzden marjinal tarz nedir dediğimiz zaman karşımıza Tiktok, Instagram ve pek çok platformdan farklı insanların çıktığını görebiliyoruz.
"Son birim" olarak matematikte kullanılan bu kelime, bir malın tüketilen her ek birimin bir önceki tüketime olan orantısını gösteriyor. İktisat derslerinin olmazsa olmazı olan kelime, kullanım alanlarına göre pek çok yerde karşımıza çıkabiliyor.
Bu durumu hemen bir örnekle anlatalım. Marjinal faydalar her zaman negatif bir eğilimdedir. Yani tüketici söz konusu ihtiyacını karşılıyor ve artık daha az tüketmeye başlıyor. Matematikte ve iktisatta sıkça verilen su içme örneğini verebiliriz:
Bu şekilde örnek verirsek, birinci bardaktan sonraki bardaklar sizin için marjinal fayda olmaya başlayacak. Yani ekstra moduna girecek.
Genel olarak bakacak olursak, çoğu kişi içinmarjinal olmak bir yaşambiçimi, içgüdüsel gibi görünen bir farklılaşma süreci. Elbette işin sosyal tarafından ziyade bilimsel tarafında da uça değerleri fayda türlerini nitelendirmek için kullanıldığını görüyoruz. Pek çok olumsuz yoruma rağmen bu konuda ilerlemeyi tercih eden kişi sayısı da oldukça fazla. Peki sizin bu konudaki düşünceleriniznedir? Yorumlarda belirtebilirsiniz.
Emoji İle Tepki Ver
10
ylnn mart aynda, yani henüz 7 Haziran seçimleri yaplmam, çözüm sürecinin buzdolabna kaldrld resmî azlardan ilan edilmemiken, Külliye’de muhtarlar arlayan Cumhurbakan “Türkiye’de artk Kürt sorunu yoktur, Kürt kardelerimin sorunu vardr” diyordu. Erdoan’a göre ylnda Diyarbakr’da Kürt kardelerine seslenirken yapt “Kürt meselesi artk benim meselemdir” ilanyla birlikte, “asimilasyon, inkâr bir daha geri gelmemek üzere tarihe havale” edilmiti. Kürt meselesi, böylece Kürtlerin varl telaffuz edilmek yoluyla ortadan kalkm, geriye Kürt kardelerin sorunlar kalmt ki, tpk Roman, Azeri, Zaza ve Türk kardelerin sorunlar gibi onlarn da çaresi yine AKP iktidarndayd. “Sanki bu ülkede Kürt sorunundan baka mesele yok”tu ve de asl bu “ülkeyi bölmeye gayret” etmekti, “ayrmclk”t.
Hak taleplerinin ifadesine araclk eden kavramlar tersine çevirerek bu taleplerin hakl gerekçelerinin inkâr, iktidarn bugüne kadar benimsedii temel söylemsel stratejilerden birini oluturuyor. Çok basitçe ayrmclk; din, dil, rk, etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim, ya, bedensel engellilik gibi özellikleri sebebiyle eit konumda olanlara eit davranmamak ya da eit konumda olmayanlara eit davranmak olarak tanmlanabilir. Cumhurbakan, Kürt sorunundan söz etmenin bir ayrmclk olduunu iddia ettiinde, bu kavramn arkasnda yatan, yasalar önünde eit haklara sahip olan insanlarn yukarda saylan sebeplerden dolay çounluk grubundan olanlarla eit muamele görmemesinin yaratt sorunlar inkâr eden bir politikann sözcülüünü yapm oluyordu. Ya da tam tersine, eit imkânlara sahip olmad “çounluk”la arasndaki bu eitsizlii telafi edecek önlemlerin alnmasn istemeyi bir ayrmclk ve hatta bölücülük olarak tanmlyordu. Bu tersine çevirme, ayn zamanda kavramn içeriini boaltma anlamna geliyordu; zira haklar ihlal edilen ve bu yüzden hak talebini dile getiren aznlk ayrmcln faili, hak ihlaline sebebiyet veren ya da sadece seyirci kalarak -yani hiçbir ey yapmayarak- onu çoaltan çounluk ise her zamanki gibi bu ayrmcln maduru ilan ediliyordu.
Cumhurbakannn ayn konumasnda, içeriini boaltarak kendi istedii biçimde kullanmay sevdii bir baka sözcükle daha karlayorduk: Marjinal. Tpk Gezi’de yaklak bir ay boyunca sokaklar dolduran milyonlar vandallar, çapulcular, kandrlm gençler ve marjinal bir aznlk olarak adlandrd gibi, ylnda yapt bu konumada da Kürt sorununun çözümüne dair talepleri dile getirenleri “marjinal, ateist, inançsz, bu topraklarn deerinden kopuk akmlar” olarak ele alyor, “bizim birbirimizle olan muhabbetimizi yeniden tanmlayamazlar” diyordu. Franszca kökenli marjinal sözcüü, aykr, kenara ait, asl konuya dahil olmayan, toplum düzeninin dnda kalan anlamna geliyor. Ancak Cumhurbakannn lügatinde marjinal, Gezi protestolarndan bu yana kendi iktidarna yönelik her türlü muhalefeti, her türlü açk hak talebini arlatrmak, dümanlatrmak için kulland bir sözcük olageldi. Öyle ki, marjinal damgalamasndan Anamuhalefet Partisi CHP dahi zaman zaman nasibini alabiliyor. Örnein 23 Haziran’da tekrarlanan stanbul Büyükehir Belediyesi seçiminden ksa bir süre önce, seçimi CHP’nin kazanmasnn “CHP faizminin ehrin üzerine tekrar bir karabasan gibi çökmesi” anlamna geleceini söylediinde, seçmeni “Milletin inancyla stanbul’un tarihiyle kavgal azgn aznln bu ehrin dokusunu, bu ehrin kadim karakterini bozmasna izin veremeyiz” diyerek uyaryordu. Böylece peinen, Anamuhalefet Partisinin adayna oy veren 4 milyon bin stanbullu azgn aznln bir unsuru olarak marjinallik mertebesine tanm oluyordu.
stanbullu seçmenlerin marjinallii ya da azgn aznl bir yana, iktidarn gözünde gençler, özellikle de baskc, yaam tarzlarna müdahale eden, kentleri betona, üniversiteleri tek tip bir vasatla teslim eden iktidar politikalarna kar çkan gençler her itirazlarn dile getirdiklerinde marjinal bir aznlk olmakla suçlandlar.
ylnda Afrin operasyonuna kar çktklarnda, Cumhurbakan Erdoan Boaziçili örencilerden “terörist örenci” ve yine “marjinal aznlk” diye söz ediyor ve öretim üyelerini örencilerine destek olmaya kalkrlarsa bu örencilerle iltisakl saylacaklar yönünde uyaryordu. Partisinin Beyolu ilçe kongresinde yapt bu konumasnda, Beyolu sokaklarnda arz endam eden marjinallere de deiniyor ve bu marjinalleri kendilerinden olmayanlara tahammülsüzlükle suçlamaktan geri kalmyordu. Tam olarak kim olduklarndan açkça söz edilmese de, edepleriyle durmazlarsa, bu ülkenin renklerinden biri olarak kalmalarna de izin verilmeyecek, kulaklarndan tutulup ait olduklar yere frlatlacak kimselerdi bunlar.
Nihayetinde, Melih Bulu’nun bir geceyars kararnamesiyle Boaziçi’ne rektör atanmasnn ardndan örencilerin balatt protesto da, iktidar sözcüleri tarafndan marjinal bir grubun eylemi olarak damgaland. Cumhurbakan, bir kez daha “rutin bir atamay ülkemizi kartrmak için frsata çevirenler”den ve “terör örgütü iltisakl kiiler”den söz ediyordu. Bu suçlamalara, polisin sert müdahalesine, gözalt ve tutuklamalara ramen örenciler barçl protestolarn sürdürmeye bir ay akn süredir devam ediyorlar. Boaziçi Üniversitesi’nin öretim kadrosunda yer almayan, kurullarnda, jürilerinde, karar alma mekanizmalarnda bugüne kadar yer almayan Melih Bulu’nun istifasn istiyorlar. Üniversiteyi yönetecek kiinin yukardan atamayla deil, kendilerinin de aralarnda yer ald üniversite bileenlerinin katlmyla seçilmesini istiyorlar. En basit ifadesiyle, demokrasi talep ediyorlar. Bugün gelinen noktada eylemi sürdüren örencileri teröristlikle, sapknlkla, marjinallikle suçlayan, açkça insan haklarna aykr bir dille nefret söylemi üreten iktidar sözcüleri, ne örencilerin ve hocalarn eylemlerinin ne de dile getirdikleri taleplerinin neden marjinal olduunu açklayabilmi deil.
Bütün bunlara karlk asl marjinal olan, bugün bu ülkede yaayan Kürtlerin ya da baka etnik gruplarn, Alevilerin ya da dinsel aznlklarn haklarn talep etmelerini “ayrmclk”, “bölücülük”; LGBT+ haklarn insan haklar olarak ele almay “sapknlk”; örencilerin üniversitelerin demokratik usullerle yönetilmesini istemesini “terörle iltisakllk” gören zihniyetin kendisi O üniversitede hiç çalmam, kurullarnda, kadrolarnda yer almam bir kiiyi yukardan tayinle rektör atamak, bu da yetmezmi gibi bir baka geceyars kararnamesiyle kurullarnda hiç görüülüp konuulmadan iki tane yeni fakülte açmak marjinal. On binlerce masum insan, bu ülkeye bar gelsin diye çabalam, elini tan altna koymaktan çekinmemi yüzlerce akademisyeni KHK’lerle iinden edip mahkemelerde suçsuzluklar kantlanmasna ramen uyduruk iltisak iddiasyla isiz, güvencesiz brakmak marjinal. Yargnn verdii kararlara tanmyoruz diyerek uymamak marjinal. Sosyal medyada örencilerin protestolarnn ifade özgürlüüyle ilikisi olmadn açklad ngilizce videoya kendi kurduu trol ordusuyla destek yaratmaya çalmak marjinal. ktidara oy vermeyen, yapp ettiklerinden memnuniyetsizliini dile getiren her türlü muhalefeti düman görmek ve her durumda bunda srar etmek marjinal. Farkl yaam tarzlarndan ya da cinsiyet kimliklerinden dolay bu ülkenin eit vatandalarna “edebinizle yaamazsanz kulaklarnzdan tutup frlatr atarz” demek marjinal. Vatandalarn “bizden olanlar, bize oy verenler” ve “vermeyenler” olarak ayrp “Türkiye’de yaayamam diyenlerin biletlerini alp göndeririz” demenin kendisi marjinal. Seçmenin yarsnn oyunu zar zor alabilmiken, tüm ülkenin sahibiymi gibi yaamak ve davranmak marjinal.