marjinal yusuf / Yusuf DİNÇ - PARANIN MARJİNAL MUTLULUĞU

Marjinal Yusuf

marjinal yusuf

Tez NoİndirmeTez KünyeDurumu300372
Edebiyat ve marjinallik: Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatında (1940-1980) marjinallik ve marjinal tiplerin toplumsal kökenleri / Literature and marginality: Marginality and social origins of marginal types in Republic Period Turkish literature (1940-1980)
Yazar:CAFER BİDAV
Danışman: YRD. DOÇ. DR. CEM DOĞAN YAŞAT
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sosyoloji Ana Bilim Dalı / Genel Sosyoloji ve Metadoloji Bilim Dalı
Konu:Sosyoloji = Sociology ; Türk Dili ve Edebiyatı = Turkish Language and Literature
Dizin:Cumhuriyet Dönemi = Republican Period ; Edebiyat = Literature ; Marjinallik = Marginality ; Roman karakterleri = Novel characters ; Sosyolojik analiz = Sociological analysis ; Türk edebiyatı = Turkish literature Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
158 s. Birçok disipline ait bir kavram olan marjinal, Latincede margo, margin biçiminde olan ve ?işaret, sınır, sınır işareti? anlamına gelen marj kökünden türemiştir. Latince margo, margin; Fransızcaya marge biçiminde geçmiş ve bu dilde de ?kenar/sınır? anlamını korumuştur. Latincede margo, margin'den türeyen marginalis ise Fransızcaya marginal olarak geçmiştir. Marjin kavramı, Fransızcada 13. yy.dan, İngilizcede ise 16. yy.dan itibaren kullanım alanı bulmuştur. ?Kenar/sınır? anlamına gelen marj'dan türeyen marjinal'in sosyolojik anlamı ise, genel bir söyleyişle, herhangi bir toplumsal sistemin kenarında konumlanan, bu nedenle de o toplumdaki bireylere tanınan ayrıcalıklardan yararlanamayan kişi veya grup şeklindedir. Kavram, bir başka deyişle farklı, uçlarda (marjda) yaşayan, toplumdışı gibi anlamları da taşımaktadır ve bu anlamlarıyla 1960'lı yıllardan sonra artan modernlik tartışmaları çerçevesinde sosyal bilimcilerin ilgi odağı hâline gelmiştir.Fransızca marge, Türkçede marj; marginal ise marjinal biçiminde kullanılmıştır. Bununla birlikte, bu çalışmanın araştırma süresince Türkiye'de marjinal kavramı üzerinde yeterince durulmadığı ve kavramın çoğu kez gündelik dildeki anlamıyla kullanıldığı görülmüştür. Bu bağlamda marjinal'in dar bir çerçevede ele alınamayacak kadar geniş bir kavram olduğundan ve birçok disiplinin alanında bulunması nedeniyle de kavramı bir zemine yerleştirmenin zorluğundan da söz etmekte yarar var.Kavramın açık dokulu yapısı unutulmadan, bu çalışmanın ?Marjinal Kavramının Sosyolojik Açılımları? adını taşıyan ikinci bölümünde, marjinalin etimolojisi, tarihsel gelişimi ve sosyoloji dışında kalan disiplinlerdeki kullanımlarına bakılmış, sonra da ?Grup marjinalliği? ve ?Marjinal Birey? başlıkları altında sosyolojik bir tartışma yapılmıştır. Üçüncü bölüm olan ?Edebiyat ve Marjinallik? bölümünde de, sosyolojinin olanaklarından yararlanarak marjinal kavramının edebiyatla olan ilişkisi disiplinlerarası bir bakışla ele alınmış ve sosyologlarla edebiyat eleştirmenlerinin görüşleri ışığında çalışmanın dördüncü bölümü olan ?Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında (1940-1980) Marjinallik ve Marjinal Tiplerin Toplumsal Kökenleri? başlığını taşıyan bölümde kullanılacak bazı verilere ulaşılmıştır. Bu verilerden hareketle, örneklem olarak Cumhuriyet döneminde 1940-1980 arasında yazılan modernist romanlar ve bu romanların marjinal (anti-) kahramanları seçilmiştir. Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam romanının başkarakteri Aylak Adam C., Attilâ İlhan'ın Sokaktaki Adam'ı, Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar romanının başkarakterleri Selim Işık ve Turgut Özben, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur romanının karakterlerinden Suat, Sait Faik Abasıyanık'ın Kayıp Aranıyor romanının başkarakteri Nevin ve Leylâ Erbil'in ?Tuhaf Bir Kadın?ı marjinal kavramı odağında incelenmiş ve romanların bağlamı içinde karakter özellikleri ağır basan bu roman kişilerinin analojik özelliklerinden hareketle bir marjinal tipolojisi oluşturulmaya çalışılmıştır. Being a concept which belongs to several disciplines, marginal derived from the root marj which means `?marking, border, boundary mark?? and which has the form of margo, margin in Latin. The Latin margo, margin passed on to French as marge, keeping the meanings `?boundary/border??. Marginalis, which derived from the Latin margo, margin, passed on to French as marginal. The concept margin has been in use since the 13rd century in French and 16th century in English. The sociological meaning of marjinal, deriving from marj which means `?boundary/border??, is a person or a group who is positioned on the boundary of any social system, and thus cannot benefit from the privileges bestowed upon the individuals of that society. The concept also bears the meanings unusual, living on the edge (margin), estranged from society and with these meanings, it has been a focus of interest for the social scientists within the framework of increasing modernity debates since the 1960s.The French marge has been used as marj and marginal has been used as marjinal in Turkish. Nonetheless, during the research period of this study, it has been seen that the concept marjinal has not been sufficiently dwelled on in Turkey and the concept is mostly used with its meaning in colloquial speech. In this sense, it will be beneficial to mention that marjinal is a concept too broad to consider in a narrow frame and it is difficult to position the concept on a single base owing to the fact that it is existent in many fields of disciplines.Taking for the open ended structure of the concept, in the second part of this study bearing the name ?Sociological Extensions of the Concept Marginal?, the etymology, historical development of marginal and its usages in the disciplines apart from sociology have been considered and afterwards a sociological discussion has been done under the topics of ?Group Marginality? and the ?Marginal Individual?. In the third part ?Literature and Marginality?, the relationship of the concept marginal with literature has been addressed with an interdisciplinary view by making use of the facilities of sociology and it has been reached to some data which will be used in the fourth part ?Marginality and Social Origins of Marginal Types in Republic Period Turkish Literature (1940-1980)?, in the lights of the views of sociologists and literary critics. From this data forth, modernist novels written in Republic Period, between 1940-1980 and the marginal (anti- ) protagonists of these novels have been chosen as a sample. The protagonist Aylak Adam C. in Yusuf Atılgan? s novel Aylak Adam, Attila İlhan?s Sokaktaki Adam, the protagonists Selim Işık and Turgut Özben in Oğuz Atay?s novel Tutunamayanlar, Suat as one of the characters in Ahmet Hamdi Tanpınar?s novel Huzur, the protagonist Nevin in Sait Faik Abasıyanık?s novel Kayıp Aranıyor and Leylâ Erbil?s ?Tuhaf Bir Kadın? have been examined in the limelight of the concept marginal and from the analogical features of these novel characters whose characteristics have a strong influence in the contexts of the novels, it has been attempted to compose a marginal typology.

PARANIN MARJİNAL MUTLULUĞU

Para mutluluk getirmez, mi? 


Benjamin Franklin zengin kişiyi ‘mutlu kişi’ diye tanımlamış. Peki kim diye sormuşlar; ‘hiçkimse’ demiş… En büyük zenginlik mutluluk mudur? Yoksa zenginlik, mutluluk mudur? Spectrem Group’un araştırmasına göre çoğu zengin Franklin’le aynı düşünüyor. Zenginliğin mutluluk değil mutluluğun zenginlik olduğunu…


Araştırmaya göre zenginlerin sadece %20si paranın mutluluğu satın alabileceğini düşünürken paranın miktarı etkili oluyor. 500bin ila 1milyon $ arasında serveti olanların %16sı paranın mutluluğu satın alabileceğini düşünürken 5milyon$ ve daha üzerinde serveti olanlarda oran %20’ye çıkıyor. Yani nispeten daha zengin olanların daha çoğu para ile mutluluğun satın alınabileceğini düşünüyor. Miktarın yanında bir diğer önemli etkense yaş…


40 yaşına kadar olan zenginlerin 3’te biri paranın mutluluğu satın alabileceğini düşünürken 60 yaş üzerinde oran %18’e düşüyor. Buraya kadar bildiğimizin dışında çok bir şey yok.Araştırmanın sonuçları bugüne kadar yapılan birçok araştırma gibi zenginliğin mutluluğu satın alamayacağını gösteriyor. Ancak bir noktaya kadar, daha doğrusu bir noktadan sonra…


Princeton ekonomistlerinden Angus Deaton ve Nobel ödüllü psikolog Daniel Kahneman, Gallup-Healthways Well-Being Index’den aldıkları data ile yaptıkları çalışmada yıllık 75bin $’a kadar olan gelire her ilavenin, daha fazla mutluluk getirdiğini gösterdiler. Fazlası da var…


Grafikten görüleceği gibi yıllık 75bin doların altında geliri olanlara yapılan her ilave mutluluk eğrisini dikleştirirken daha yüksek marjinal mutluluk sağlıyor. 75bin dolardan sonra ise azalan marjinal mutluluk gereği eğri yataylaşıyor ve her ilavenin mutluluğa marjinal katkısı azalarak devam ediyor. Yani azalan marjinal mutluluk söz konusu. Bu da bir noktadan sonra toplam mutluluğun azalacağı ya da en azından hiç artmayacağını gösterdiğinden daha çok paranın daha çok mutluluk sağlamayacağını ispatlıyor. O nokta belli değil ancak paranın marjinal mutluluğunun artarak çoğaldığı düzeyin en üst seviyesi olan 75bin $ düzeyi biliniyor en azından… Tabiî ki bu ceteris paribus’ta. Yani diğer bütün şartlar sabitken. Çalışma ABD için yapılmış. Türkiye için de yapılabilir. Sonuçları merak uyandırıcı olur. Eğer benzer çalışmadan ABD ile benzer rakamlara ulaşırsak (en azından İstanbul’da) çok önemli bir bulgu olur. 


Şimdi, o deyiş şöyle olsa daha anlamlı oluyor ‘Çok Para Çok Mutluluk Getirmez’…


nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır