martı nina karakter analizi / Bir “Martı” Kanadından Çehov’a Uzanmak - Mimesis Sahne Sanatları Portali

Martı Nina Karakter Analizi

martı nina karakter analizi

Bu lanet kuşun ‘Martı’yla bir alakası yok!

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Kadıköy Theatron, ‘Stupid F**king Bird’de Çehov’un ‘Martı’sını eğlenceli bir dille yeniden inşa ediyor. yıllık bu aşk altıgeninin meşhur karakterleri, bu kez kendileriyle de dalga geçerek sahnede.

Haberin Devamı

Bu lanet kuşun ‘Martı’yla bir alakası yok

STUPID F**KING BIRD(BEŞ ÜZERİNDEN ÜÇ YILDIZ)
Yazan: Aaron Posner / Yöneten: Behiç Cem Kola
Oyuncular: Gizem Katmer, İlkay Türkoğlu, Korhan Soydan,
Müfit Çağlayan, Uğur Baran, Tarçın Çelebi.
Ne zaman, nerede: 28 Aralık Cumartesi, , Kadıköy Theatron.
Süre: 90 dakika / Bilet fiyatları: Tam 60, öğrenci 40 lira.

Anton Çehov’un ‘Martı’sını nasıl bilirsiniz? Kasvetli? Romantik? Umutsuz? Klasik? Eskimeyen? Absürt? Ya da hiç bilmez misiniz? Önemi yok. Zaten bahsedeceğim oyunun da ‘Martı’yla pek bir alakası yok. Var gibi de yok

Kadıköy Theatron’un, Sevda Deniz Karali çevirisiyle sahnelediği, Aaron Posner imzalı ‘Stupid F**king Bird’, Çehov’un yaşındaki ‘Martı’sının, bir tür yeniden yazımı.

Haberin Devamı

Behiç Cem Kola’nın yönettiği oyun, tiyatro tarihinin -orijinal adını dublaj diliyle yazarsak- ‘lanet olası aptal kuş’unun eğlenceli bir dille yeniden inşası. ‘Martı’nın ana karakterlerini bir mutfakta (Arkadina’nın mutfağı) buluşturup oyunun bugüne kadarki gösterimleri üzerinden yapılan bir parodi yorum.

Aynı meseleleri sarkastik bir tonla bugüne taşıyor

Altı ana karakter; Emma, Trigorin, Nina, Conrad, Mash ve Dev (Orijinal eserdeki isimleriyle Arkadina, Trigorin, Nina, Kostya, Masha, Medvedenko) arasındaki, eserin de ana olay akışını oluşturan aşk altıgeninin her köşesine uğruyor oyun.

Dev Mash’a, Mash Conrad’a, Conrad Nina’ya, Nina Trigorin’e âşık. ‘Rock star’ edasındaki parlak yazar Trigorin’se her ne kadar genç ve heyecanlı Nina’dan fazlasıyla etkilense de meşhur aktris, evin sahibesi ve Conrad’ın annesi Arkadina’nın sevgilisi vasfıyla orada bulunmakta. Ve Arkadina’nın Trigorin’i bırakmaya hiç niyeti yok

Karakterler ya da oyun esnasında sık sık belirttikleri gibi ‘oyuncular’, bu altıgen ilişki boyunca uğradıkları yerlerde bazen durarak, bazen bir ‘şarkı patlatarak’, bazen tirat atmaya girişerek, bazen oyunu anlatmaya başlayarak; kısacası ‘Martı’ metninin içinde, etrafında dolaşarak, ‘Martı’nın meselelerini sarkastik bir tonla bugüne taşıyor.

Haberin Devamı

‘Stupid F**king Bird’, bir çiftlikte kendi sıkışmışlıkları, hayatlarına aradıkları mana ve karşılıksız kalan bir dizi arzu içinde debelenen ‘Martı’ karakterlerini, kendileriyle de dalga geçen bir düzeneğe yerleştirmiş.

İlk göz göze gelişte “Neden böyle bir dekor” dedirten, oyunculara nasıl eşlik ettiğini gördükçe anlam kazanan, Hilal Polat imzalı mutfak tasarımında geçiyor oyun.

Seyirciye, daha başlamadan çalgılı çengili, kıvrak bir iş izleyecekleri haberini veriyor Gizem Katmer, İlkay Türkoğlu, Korhan Soydan, Müfit Çağlayan, Uğur Baran ve Tarçın Çelebi’den oluşan ekip. Oyunu hevesle sahiplendikleri net bir şekilde hissedilen genç bir ekip bu. Öte yandan bu duygu, oyunun en azından şimdilik, yeterince olgun olmadığı gerçeğini değiştirmiyor. Sahneler arası geçişlerin, akıştaki sınırların, vurguların daha net olduğu bir topluluk yorumu bekliyor göz

Haberin Devamı

Keşke daha ‘tokat gibi’ bir yorum olsaydı

Şu haliyle oyun seyirciyi yer yer çok iyi yakalarken, yer yer de “E şimdi ne yapıyoruz” duygusuyla boşluğa düşürüyor. Bu ‘git-gel’li ritm, oyundan beklenen eğlence hissini de eksiltiyor. Tiyatronun kendisine dair de bir sorgulamaya girişen bu tür sarkastik bir oyundan, daha kendinden emin, ‘tokat gibi’ bir yorum bekliyoruz haliyle

Öte yandan, sahnede iyi buluşlar, gerçekten komik anlar, “Şimdi burada size bir oyun oynuyoruz” açıklığıyla başlayıp oyun içinde oyunla süren, bir anda oyuncudan anlatıcıya, melankolik âşıktan şarkıcıya geçiş gibi seyirciyi çekip sürükleyen bir dolu tatlı fikir ve altı iyi oyuncu var.

Haberin Devamı

Tam da bu sebeple, henüz dördüncü oyunu izlemiş biri olarak, ‘lanet olası aptal kuş’un sezon içinde çıkaracağı gümbürtünün artacağına şüphem yok.

Muhakkak görün

Şatonun Altında

Shakespeare ShakespEare olalı görmedi böyle macera!

Fiziksel Tiyatro Araştırmaları’ndan zekâ, yetenek, buluş, komiklik ve kan fışkıran bir ‘Macbeth’ yorumu. İki çamaşırcı kadının ağzından ‘Macbeth’in öyküsünün yeni bir yazımla aktarıldığı oyunda Pınar Akkuzu ve Gülden Arsal; Güray Dinçol’un yönetmenliğinde clown, anlatıcılık, grotesk oyunculuk gibi stilleri kullanarak benzersiz bir Shakespeare’yen maceraya imza atıyor. Bu iki ‘eciş bücüş’ kadın, kanlı çarşaflar, ipler ve bir leğenle en sıkı tarihçilere meydan okuyan bir ‘tarih okuması’ yapıyor sahnede. ‘Anlatılmaz yaşanır’ türünde kışkırtıcı bir macera, izlemelisiniz! Yarın ’da Oyun Atölyesi’nde.

Haberin Devamı

Bu lanet kuşun ‘Martı’yla bir alakası yok

’da hangi oyunu unutamadınız?

, sahnelenen oyun sayısının hızla yükseldiği bir sene oldu. Sezonun ’ün üzerinde yeni oyunla tamamlanması bekleniyor. Dört yanımızı ‘senenin en iyileri’ seçkileri sarmışken, yıl içinde izleyip aklınıza kazınan ‘o oyun’u okurlarımıza soruyoruz. Size göre geçen senenin ‘en iyi oyunu’ hangisiydi? ’in eylül ayından ’un aralık ayına kadar geçen süre içinde izlediğiniz (prömiyerini bu tarih aralığında yapmış) oyunları düşünerek seçiminizi [email protected] adresine e-postayla gönderebilirsiniz. Sonuçlar 28 Aralık’ta burada olacak.

Bu lanet kuşun ‘Martı’yla bir alakası yok

#Tiyatro#Sahne#Sanat

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları
Martı: Çarlık Rusya&#;sının yıkılmaya yüz tuttuğu bir dönemde, sanayileşme ve kentleşmeye ayak uyduramamış küçük bir burjuva sınıfının, ataletsizlik, can sıkıntısı ve mutsuzluk içinde geçen kıvranışlarını anlatmaktadır.

Önce oyun karakterlerini tanıtmak sanırım kafa karışıklığını önlemek için yararlı olacaktır. Oyun, Sorin&#;in çiftliğinde geçer. Sorin, Arkadina&#;nın abisidir. Arkadina ise eskiden meşhur bir oyuncu olan ve hala kendisi ile övünen aktris, aynı zamanda yazar olma hayalleri kuran tiyatro aşığı Treplev&#;in annesidir. Oyunda ki karakterlerin en büyük ortak noktası, sanat meraklarıdır. Nina, oyuncu olmak isteyen, zengin bir çiftlik sahibinin kızıdır, fakat ailesinden gizli olarak tiyatro oyunculuğu yapar. Şomrayev ise emekli teğmen ve Sorin&#;in çiftliğinde kâhyadır. Andreyevna, Şamrayev&#;in karısı. Maşa, Şamrayev ve Andreyevna&#;nın kızı. Boris Alekseyeviç, doktor. Medvedenko, öğretmen. Yakov, uşak ve bir de aşçı ile hizmetçi kız vardır.

Oyun dört ana karakter olan, Arkadina, Treplev, Nina ve Trigorin&#;in sanatsal ve romantik çatışmalarının etrafında geçer. 4 perdelik bu oyunu tek tek ele alarak çözümlemenin anlaşılırlığı kolaylaştıracağını düşündüğüm için bu anlatım yoluna başvurmayı tercih ediyorum.

1. PERDE
Sorin&#;in ünlü bir oyuncu olan kardeşi Arkadina ve oğlu Treplev kısa bir tatil için malikâneye gelir. Malikâne sakinleri, Treplev&#;in yazdığı deneysel oyunu izler ve oyun içinde oyun gerçekleşir. Nina burada &#;Dünyanın Ruhunu&#; oynar. Fakat Treplev&#;in bu oyunu, Dorn dışında kimse tarafından fazla beğenilmez, özellikle annesi onunla dalga geçer ve oğlunun gururunu kırar. Bu durumda Treplev annesine karşı büyük bir kızgınlık duygusuna kapılır. 1. Perde de karakterlerin aşkları da ortaya çıkar: Öğretmen Medvedenko, Maşa'yı, Maşa karşılıksız şekilde Treplev'i, o ise Nina'yı sever.

2. PERDE
Arkadina ile Şamrayev kavga ederler daha sonra ikili oradan ayrılır. Nina gezinirken, Treplev vurduğu martıyı ona getirir. Nina bu durumdan tedirgin olur, o sırada Treplev, Trigorin&#;in geldiğini görünce kıskançlık duygusuna kapılır ve orayı terk eder. Ünlü ama fazla kültürlü olmayan daha çok popüler içerikli yazılar yazan Trigorin&#;e, Nina şöhretli biri olmanın nasıl bir duygu olduğunu sorar. Bu sahnede Nina&#;nın, Trigorin&#;i gözünde ne kadar büyüttüğünü fark ediyoruz. Vurulmuş olan martıyı gören Trigorin, yazacağı kısa öyküde bu martıyı nasıl kullanacağını anlatır ona ve bu martı gibi hür ve özgür olan genç kızın günün birinde tanışacağı adam yüzünden tıpkı bu martı gibi hayatının mahvolacağını söyler. Trigorin&#;in bu öykü fikri oyunun sonlarına doğru somut bir gerçeğe dönüşerek Nina&#;nın hayatı ile doğrudan bağlantı kuruyor. Bu esnada Arkadina, Trigorin&#;i arayarak fikrinin değiştiğini, kısa sürede dönmeyeceğini söyler. Nina bu durumdan memnun olur, Trigorin, Nina&#;nın yanından ayrıldıktan sonra, Nina onun alçakgönüllülüğü ve şöhretinden büyülenmiş bir şekilde iç geçirerek ona karşı aşk ve hayranlık duymaya başlar.

3. PERDE
Arkadina ile Trigorin malikâneden ayrılmaya karar verirler. Perde arasında Treplev intihara kalkışmış ama kurşun kafasını sıyırdığı için kurtulmuştur. Nina kahvaltı sırasında Trigorin&#;e ona olan bağlılığının sembolü olarak madalyonu hediye ederken, kitaplardan birinde geçen &#;Bir gün hayatıma ihtiyacın olursa onu gel ve al&#; cümlesini ithaf ederek ona olan duygularını açıkça belli eder. Trigorin eşyalarını toplamak için içeri gider o sırada Arkadina ile Sorin arasında tartışma olur ve Sorin bayılır. Medvedenko ona yardım ederken, Treplev annesinden bandajını değitirmesini ister, bu kez anne ile oğul arasında, Treplev&#;in, Trigorin&#;i kötülemesi sonucu kavga çıkar. Arkadina, Trigorin&#;e aşıktır ve oğlunun onunla bu şekilde konuşmasına izin vermez. Treplev ağlayarak odayı terk eder. Trigorin, Arkadina&#;ya malikânede kalmak istediğini söyler ama Arkadina onun hoşuna gidecek güzel sözlerle onun ruhunu okşar ve ikna eder. Çaresiz kalan Trigorin bunu kabul eder. Nina son kez vedalaşmak için Trigorin&#;in yanına gelir ve ailesine rağmen oyuncu olacağını ona söyleyerek tutkulu bir şekilde öpüşüp yakın zamanda Moskova&#;da görüşmek üzere plan yaparlar.

4. PERDE
Aradan 2 yıl geçer. Maşa, Medvedenko&#;nun evlenme teklifini kabul etmiş ve 2 çocukları olmuştur. Ancak hala Treplev&#; olan duygularını yok edememenin mutsuzluğu içerisindedir. Bu arada karakterlerin aralarında geçen konuşmadan Nina ile Trigorin&#;e ne olduğunu anlıyoruz. Trigorin ile Nina evlenmiş ancak Trigorin onu terk etmiş ve tekrar Arkadina ile birlikte olmayı tercih etmiştir. Nina ise başarılı bir aktris olamamış ve küçük bir tiyatro grubu ile turnelere giderek yaşamını devam ettirmeye çalışıyordu. Treplev &#;in ise yazdığı öyküler bazı dergilerde yayınlanıyor ancak giderek artan bir depresyonu büyük problemlere yol açıyordu. Sorin&#;in ise sağlığı iyice kötüleştiği için malikâne sakinleri Arkadina&#;ya telgraf çekerek onun geri dönmesini istiyordu. Treplev odasında olduğu sırada Nina arka kapıdan girer ve Treplev&#;e son 2 yılda başından geçenleri anlatır. Treplev ona hala aşıktır ve burada kalması ister ancak Nina bunu kabul etmez çünkü bağlı olduğu tiyatro topluluğu ile sözleşmesi vardır ve turneye çıkması gerekir, zaten onca olan olaylara rağmen Nina hala Trigorin&#; aşıktır ve bunu Treplev&#;e söyler, daha sonra odayı terk eden Nina, Treplev&#;i tekrar yalnızlığı ile baş başa bırakır. Treplev büyük bir umutsuzluk içinde yazdığı bütün yazıları yırtar. Bu esnada malikâne sakinleri aşağıda kendi aralarında oyun oynarken yukarıdan bir silah sesi patlar. Treplev kendini vurmuştur!

Oyundan her biri problemli olan karakterlerin ortak özelliği yalnızlıkları, içine düştüğü mutsuzluk ve eylemsizlikleridir. Oğlunun bugüne kadar yazdıklarını dair okumayan duyarsız bir anne olan Arkadina, kendisine gerçekten aşık olan Treplev&#;i istemeyerek şöhretinden etkilendiği yaşça kendisinden büyük olan Trigorin&#;e ilgi duyması ve onunla Moskova&#;da evlenmesi Nina&#;nın bize şöhret ve güce olan merakını gösteriyor. Nina burada genç bir Arkadina figürü aslında, fakat ne onun kadar yetenekli ne de onun kadar zeki bu yüzden de onun ulaştığı noktaya ulaşamadan yok olup gidecek bir özenti olarak beliriyor karşımızda. Özenti olmasının sebebi Trigorin&#;i olduğundan çok daha fazla övmesi ve gözünde büyütmesinden kaynaklanıyor. Trigorin ile gitmek istemesinin altında belki de onun şöhretinden yararlanma ve daha hızlı bir şekilde yukarıya çıkma arzusu olabilir. Treplev ise Trigorin&#;in aksine daha deneysel ve sanatsal çalışmalar yapma arzusu duyan idealist bir genç lakin günümüzde olduğu gibi bu tarz içerikler halk tarafından kolay kolay anlaşılmadığı için çok fazla prim yapan biri olamıyor ve tüketim toplumu olan dünya okurken zorlanmadığı, kafa yormadığı yazarları tercih ederek bu kişilerin çok para ve ün kazanmasını sağlıyor. Sadece Edebiyat alanında değil sanatın her alanında değer taşıyan yapıtlardan çok popüler olanın tercih edilmesi Treplev ile Trigorin arasında ki olası bir karşılaştırmanın popüler olanla sanat olan arasında ki karşılaştırma ile yakın ilgisi olacağını düşünüyorum. Zira Trigorin&#;in ünlü olması çok zeki ya da önemli eserler yazıyor olmasından değil halkın beğenisine hitap edecek eserler yazmasından kaynaklanmakta. Hepimiz günümüzde ki halk ve sanat anlayışına bakarak bu durumu analiz edebilir ve onlarca örnek sunabiliriz.

yy&#;in sonlarına doğru feodalizmin can çekişleri altında, Çehov&#;un kaleme aldığı bu eser, günümüz insanın; şöhret merakı, yalnızlığı, yüzeyselliği, cahilliği, eylemsizliği, tembelliği, yaşlılığa ve ölüme duyduğu korkusu, güce olan tapınması gibi duyguları ile yakından ilgili olması sebebiyle, Yy&#;e önemini kaybetmeden ulaşmasını sağlıyor. Çünkü insan var olduğundan beri sorunları hiç değişmemiştir. Bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen güncelliğini kaybetmeyen bu oyun ile Çehov'un ne derece evrensel bir yazar olduğunu bir kez daha görüyoruz

Anton ÇEHOV &#; Martı &#; Nina Tiradı

KONSERVATUARA HAZIRLIK KURSU TİRATLARI

Oyun Adı: Martı
Yazar: Anton ÇEHOV
Çevirmen: Nihal Yalaza TALUY

NINA TİRADI

Bastığım toprağı mı öpüyordunuz? Vurmanız, öldürmeniz gerekirdi beni! (Masaya doğru eğilir.) O kadar yorgunum ki&#; Biraz dinlensem! Dinlenebilsem&#; (Başını kaldırır) Bir martıyım ben&#; Yo, değil&#; Aktrisim&#; Öyle değil mi? (Arkadina ile Trigorin&#;in dışarıda gülüşünü duyar. Silkinir, kulak kesilir. Sol kapıya koşarak anahtar deliğine gözünü yaklaştırır.) O da burada demek&#; İyi&#; Tiyatroya inanmıyordu; hayallerimle alay ederdi hep. Ona bakarak ben de inancımı yitirdim; maneviyatım kırıldı&#; Aşk üzüntüleri, kıskançlık da bir yandan&#; Yavrum için korkuyordum hep&#; Miskinleştim, küçüldüm, oyunum manasızlaştı&#; Sahnede düzgün yürüyemiyordum; ellerimi ne yapacağımı bilemiyor, sesimi idare edemiyordum. İnsan kötü oynadığını hissedince ne acı duyar, bilemezsiniz! Martıyım ben.. Yo&#; Değil de&#; Şey, siz o sıralar bir martı vurmuştunuz, hatırlar mısınız? Yaa!.. Böyle işte&#; Gelmiş bir adam, durup dururken, laf olsun diye, yok etmiş kuşcağızı&#; Tam küçük hikaye konusu&#; Gene de söylemek istediğim bu değildi. (Alnını uğuşturur.) Ne diyordum?.. Evet, sahneden bahsediyordum. Şimdi öyle değilim artık: gerçek bir artist oldum. Şevkle, coşkunlukla oynuyorum. Kendimden geçiyorum sahnede&#; Oyunumu, her şeyimi gerçekten güzel, gerçekten değerli görüyorum artık. Buraya geleli beri her yanı dolaşıyorum. Hem yürüyor, hem düşünüyorum; ruhumun günden güne nasıl kuvvetlendiğini duyuyorum. Siz bir şey söyleyeyim mi Kostya, bizim işlerde, sahne olsun, yazı olsun, ün, yaldız, kurduğumuz hayaller değil, sabırlı olmak önemli; buna iyice inandım. Kaderine katlan, inancını yitirme&#; Şimdi acı duymuyorum artık, ödevimi düşündükçe hayattan korkmuyorum.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır