Matematik, akıl yürütme ve problem çözme sanatı olup, sayılar ve geometrik şekiller gibi kavramların özelliklerini ve bunların arasındaki bağıntıları inceleyen bir disiplindir. Bilimsel olan her şey bir matematik formülasyon gerektirdiğinden Matematik, bilim ve teknolojinin vazgeçilmez aracıdır.
Antik Yunanca Grekçe: matesis kelimesi matematik kelimesinin köküdür ve bilirim anlamına gelmektedir. Daha sonradan sırasıyla bilim, bilgi ve öğrenme gibi anlamlara gelen Grekçe: μάθημα (máthema) kelimesinden türemiştir.
Matematik doğayı, yeryüzünü, bilimselliği vb. konuları anlayabilmek için üretilen semboller bütünüdür. Bu semboller ile denklemler, formüller elde edebiliriz. Formül ve denklemler sayesinde de soyut kavramları somutlaştırabiliriz. İnsan elinin değdiği her şeyde matematikten bir iz bulmak mümkündür.
Matematik, eski Yunancada ben bilirim anlamına gelen matesis” sözcüğünden türetildi. Gerçekte, matematik, doğanın içindeki ipuçlarını bulmak demektir. Doğru ve soyut düşünebilme yollarını araştırır matematik. Soyut düşünebilmenin en eski örneği ise felsefedir.
Matematik, zihinsel fonksiyonların gelişmesini sağlayan, yaşamı kolaylaştıran simgelerle ifade edilebilen kendine özgü bir dili olan bir bilim dalıdır. Matematik: Kimse engel olmadan çok çalışıp bağımsız olarak üretebilme özgürlüğünü içinde barındıran bir bilim dalıdır.
Matematik Terimi: Matematik sayıların, aritmetiğin, cebir ve geometrinin bütününe verilen bir bilim dalıdır. Matematik biliminin terimlerine küme, basamak, çarpma, çember gibi sözcükler örnek olarak verilebilir.
Günümüzdeki en eski matematiksel metinler Mezopotamya ve Mısırdandır; Plimpton (Babil, y. MÖ ), Rhind Papirüsü (Mısır, y. MÖ –) ve Moskova (Golenischev) Papirüsü (Mısır, y. MÖ. ).
Mayalar, Hintliler, Yunanlılar, Çinliler ile beraber İslam medeniyetlerinden bahsedilebilir. Değişik formlar üzerinden keşfedilmiş olan matematik, bu medeniyetlerin birbirinden öğrenmesi ile beraber somut bir noktaya ulaşmıştır.
Tarih boyunca doğayı anlamaya ve anlamlandırmaya çalışan insanoğlunun evreni ve içinde bulunduğu çevreyi algılama çabası en eski bilim dallarından biri olan matematiğin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Matematik, birçok bilim dalının kullandığı bir araç olup, ayrıca modern insanın objektif ve özgür düşünmesine, özgüveninin artmasına, karşılaştığı problemlerdeki sebep-sonuç ilişkilerini açıklamasına yardımcı olacak yetenek ve becerilerinin gelişmesine yardımcı olmaktadır.
Eğer matematik olmasaydı skor tutamazdık veya bir sahayı standart ölçülerde oluşturamazdık. Karşılaşmalar kaç dakika sürecek, topun atılış açısı, turnuvalar, gerisayım, eşitlik gibi kavramlar hayatımızda olmazdı. Belki gene spor yapıyor olurduk ama profesyonelliğe uzak ve sadece bireysel anlamda olabilirdi.
Matematik ile uğraşmak mantıklı düşünme yetisini geliştirir, karar verme sürecinin doğruluğunu arttırır. Hem çocuklarda hem gençlerde hem de yetişkinlerde akıl yürütme yeteneklerini kuvvetlendirir. Matematikte iyi olmak en azından bunun için çaba harcamak problem çözme becerilerini geliştirir.
Matematik bulmaca sorusu olarak da sorulmaktadır ve birden fazla cevabı vardır. Yaygın olarak kullanılan cevabı ise riyaziyedir.
Matematik, yeni bilgilerin elde edilmesi, elde edilen bilgilerin açıklanması, denetlenmesi ve sonraki kuşaklara aktarılmasında yer ve zamana bağlı olmayan güvenilir bir araçtır. Eski Yunancada matesis kelimesi matematik kelimesinin köküdür ve ben bilirim anlamına gelmektedir.
Günlük yaşamda, iş ve meslekte gerekli olan çözümleyebilme, akıl yürütme, iletişim kurabilme, genelleştirme yapabilme, yaratıcı ve bağımsız düşünebilme, strateji kurma gibi üst düzey davranışları geliştiren bir alan olarak matematiğin öğrenilmesi kaçınılmazdır.
Bazı kişilerin Matematiği sevmemesinin bir diğer nedeni de öğretmen kaynaklıdır. Matematiğin zor olması ve bir kerede anlaşılmıyor olması sürekli çalışma istemesi gibi durumlardan dolayı matematik pek sevilen bir ders değildir. matematiğe karşı duyulan korku onun sevilmemesine neden olur.
Johann Carl Friedrich Gauss ya da Gauß (30 Nisan , Braunschweig, Almanya – 23 Şubat , Göttingen), Alman matematikçi, astronom, istatistikçi, olağanüstü katkılardan dolayı Matematikçilerin prensi (Latince: Princeps Mathematicorum) ve antik çağlardan beri yaşamış en büyük matematikçi olarak anılır.
Matematik, bir iletişim aracıdır. Matematik, ardışık ve yığmalı, birbiri üzerine kurulan; insan yapısı ve insan beyninin yarattığı bir soyutlamadır. Matematik, varlıkların kendileriyle değil, aralarındaki ilişkilerle ilgilenir. Matematik, birçok bilim dalının kullandığı bir araçtır.
Matematikte artan bir dizideki eleman sayısı terim sayısı olarak bilinmektedir. Aynı zamanda bu durum küme sayısı olarak da ifade edilebilir. Genelde dizi içerisinde bulunan eleman sayısı kapsamında belli bir aralıkta ya da kümede bulunan sayılar şekilde de anlaşılabilmektedir.
Terim, matematiksel bir ifadedir. Örüntüyü oluşturan her bir sayıya terim deniliyor. Örneklerde verdiğimiz her sayı dizisinde sıralanan sayılar birer terimdir. Bazı sayı dizileri artarak (genişleyerek) sıralanırlar.
* Cümledeki kelime bir mesleğe, işe, derse aitse bu kelimeye TERİM ANLAMLI KELİME denir. Örnekler: Matematik öğretmenimiz dikdörtgen konusunu işledi. (Bu cümlede kullanılan dikdörtgen kelimesi matematik dersine ait bir kelime olduğu için terim anlamlıdır.)
Dayanak olarak yazılı belgeler alınırsa, matematiğin M.Ö. yılları arasında Mısır ve Mezopotamyada başladığı söylenebilir. Heredota ( M.Ö. ) göre, matematik Mısırda başlamıştır.
Dayanak olarak yorum gerektiren arkeolojik bulguları değil de, yorum gerektirmeyecek kadar açık yazılı belgeleri alırsak, matematiğin M.Ö. – yılları arasında Mısır ve Mezopotamyada başladığını söyleyebiliriz. Heredota ( M.Ö. ) göre, matematik Mısırda başlamıştır.
Matematiğin geçmişi ilk olarak M.Ö li senelere kadar uzanmaktadır. Bu dönemlerde Babililer kendi yaşamlarında sosyal ve ekonomik anlamda gereksinimlerini giderebilmek için matematiği kullanmışlardır.
Günümüz modern eğitim sisteminin lu yıllarda Amerika Birleşik Devletlerinde Horace Mann isimli bir eğitimci tarafından kurulduğundan bahsedeceğiz.
Matematik bizim genlerimizde vardır, DNAlarımızın dizilişi bile matematik temel kavramlarına uygun kurallara göredir. Matematiğin güncel hayatımızda çok önemli bir yeri daha vardır, bu da temel ihtiyacımız olan beslenme ile ilgilidir. Annelerimiz yemek yaparken yemeği belli ölçülere göre yapar.
Yaşantımızı sayılarla yönetiriz. Bu yazıyı okurken muhtemelen saatin kaç olduğunu, kaç yaşında olduğunuzu, hesap bakiyenizi, kilonuzu biliyorsunuz. Bu sayılar kesindir ve hayatımızı farklı biçimlerde etkilemektedir. Günümüzde sayılar olmadan bir yaşamı düşünmek mümkün değil gibidir.
Matematik zekasını hayatının tüm alanında başarıyla kullanan Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Ulu Önder Atatürk, ilk defa Türkçe Geometri terimleri kullanarak yılının sonunda 44 sayfalık bir Geometri kitabı da yazmıştır.
Ölçü birimleri olmadan bırakın uyduları, robotları, basit aletleri yapmak bile bir işkence olurdu. Bir başka büyük değişiklik de zaman konusunda yaşanırdı. Zamanı ölçmek için kullandığımız sayılar olmayınca, saatin tam olarak kaç olduğunu kestirmek zor olurdu.
Matematiği evrensel bir dil yapan nitelik budur. Bu nitelik başka hiçbir bilim dalında yoktur. İnsanoğlu, binlerce yıl boyunca, doğa olaylarını açıklamaya, içinde yaşadığı evreni bilmeye ve doğaya egemen olmaya çabalamaktadır. Bu çabada onun en sağlam aracı, matematiktir.
Tarihte değiş tokuştan sonra ticaret yapma gereği duyulduğunda insanlar matematiği kullanmışlardır. Örnekleri arttırırsak; marketler, mağazacılar , hesaplamalarda , bankalarda, okuldaki derslerde, meteorolojide, elektrik ve elektronik işlerde, saat hesaplamalarında ve daha nice alanlarda matematik kullanılır.
Hayır, hiç de değil, belli ölçüde matematiği herkes öğrenebilir. Matematikte başarılı olmak matematik anlayışı gerektirir. Matematik anlayışı ise soyutlama yetisi, mantıksal düşünce ve yaratıcılığın bir kombinasyonudur.
Mantık kelime anlamı itibariyle doğru yolun bulunması için izlenen yol anlamına gelmektedir. Mantık sorusunun bulmacalarda yer alan en popüler cevaplarından biri eseme kelimesi olarak ifade edilmektedir.
BİRADER: Günlük hayatta sıklıkla kullanılan birader kelimesi, erkek kardeş demektir.
Detaylı olarak Bal Peteği bulmaca cevabına bakılacak olursa, Talak, Yapı, Ardalak, Mişvare, Gömeç kullanılmaktadır.
“Matematik mi?” yoksa “Matamatik mi?” Nasıl Yazılır? işte sorunun cevabı aşağıdadır. Bu kelime genellikle Matamatik şeklinde yanlış yazılıyor. Doğru kullanımı Matematik şeklinde olmalıdır.
Matematikçiler matematiksel nesneleri icat ederler, sonra da bu nesneler arasındaki ilişkileri keşfederler. Örneğin 3, 4, 5 gibi sayılar birer icattır, ama eşitliği bir keşiftir. Dolayısıyla matematiksel tanım ve aksiyomlar icat, teorem ve kuramlar birer keşiftir.
Matematiği Anlamıyorum Ne Yapmalıyım?
Matematik tüm meslek alanlarında da işimize yarar. Örneğin; terziler dikim yaparken ölçüleri kullanırlar, mimarlar evimizi oluştururken açılardan yararlanır. Teknolojik aletlerin çalışmasında da matematiğin yeri büyüktür. Birçok teknolojik aleti kullanırken verdiğimiz komutlar matematiksel komutlardır.
Eğer matematiği sevmiyorsanız ya da matematiği sevmeyen bir çocuğunuz varsa matematiği sevdirmek için yöntemlerimize bir göz atın.
Maybe you are interested in:
net nasıl hesaplanır 3 yanlış 1 doğru
Related searches
Her insanın doğuştan getirdiği matematiksel bir yeteneği vardır. Ünlü bilim adamı Prof. Dr. Robert Omstein yapmış olduğu bir araştırmada insan beyninin sağ beyin ve sol beyin olarak ikiye ayrıldığını tespit etmiştir. Ornstein’ın bu araşhrmasına göre sağ beyin müzik, resim gibi sosyal yanların organize edildiği bölüm iken, sol beyin daha çok sayısal, yani matematiksel işlemlerin organize edildiği bölümdür. Bu araştırma her insanda aslında matematik yeteneğinin var olduğunu ispat etmesi açısından çok önemlidir. Çocukların, anasınıfına giderken küpleri, prizmaları doğru yerlere yerleştirerek geometride çok iyi olmasının, ilköğretimin ilk yıllarında 2′ şerli 4′ erli saymayı oyun haline getirmesinin, toplama ve çıkarma yaparken mutlu olmasının nedeni sol beynin ihtiyaçlarının karşılanması ve bu gücün kullanılmasıydı. Daha sonra ne oldu peki? Sınıflar ilerledikçe öğretix men çocuğu yanlış yaptığında azarlamaya başladı. Annesi, babası ona sürekli matematik dersinin nasıl geçtiğini sordu ve bu derse çok çalışması gerektiğini söyledi. Gördüğü herkes ona çarpım tablosundan bir şeyler sormaya başladı. Öğretmeni zorla çarpım tablosunu ezberlemesini istedi. Daha sonra o, her matematik işlemini ezberlemesi gerektiğini düşündü ve ezberlemeye başladı. Üst sınıflarda okuyan öğrenciler de ona sürekli matematiğin zor olduğunu söyledi. İstese de başaramayacağına inandı böylece. Karnesini aldığında ise herkes ilk önce matematik dersine bakıyordu.
Ona göre aferin alıyor ya da alamıyordu. Matematiğe verilen bu önem önce onu korkuttu. Bu korkusu onu matematik dersini ezberlemeye yöneltti. Ezberden dolayı matematik zevk vermemeye başladı. Günlük hayqtla matematik arasında bağlantıyı da bir türlü kuramadı. Zamanla matematik korkusu çoğaldı. Bu korku onda nefret duygusunu geliştirdi. Doğuştan gelen ve sol beynin özelliği olan “matematik yeteneğini” bastırmaya başladı. Böylece matematik dersinde başarısız olmaya başladı. Ama bu yaşadıklarının farkına bile varmadı. Matematikte başarısız olmasının asıl nedenlerini bir türlü göremedi. O kendini başarısızlığa mahkum olan biri olarak kabullendi. Mücadeleden vazgeçti. İşte bu kitap, sana vazgeçmemen gerektiğini hatırlatmak, “matematik başarısızlığının” nedenlerini görmene yardımcı olmak ve onunla mücadele ederken sana kılavuzluk yapmak için yazıldı. x Yolunu Seç Düşün, bir arkadaşınıza gideceksin.
Ama öyle bir sokağa geldin ki karşında üç yol var. Bu yollardan birisini seçmeniz isteniyor. Seçeceğin yol seni arkadaşına götürebileceği gibi kaybolmana da neden olabilir. İşte sen de, matematik başarısı uğruna yola çıkan birisin. Karşında da üç yol var. Bunlardan birisini seçmeli ve yola devam etmelisin. 1. Matematiği sevmiyorum ve başarılı olmak da istemiyorum: Bu yolu seçtiysen sana tavsiyem kitabı yine de bir kere okumandır. Eğer hala bu yolda devam etmek istersen hedeflerini küçültmelisin. Ya da içinde matematik olmayan hedefler bulmalısın. 2. Matematiği seviyorum ama başarılı olamıyorum: Bu yolu seçtiysen kitabın “Matematik Eğlencelidir” ve “Matematik Dersine Taktiksel Hazırlık” bölümleri sana önemli bilgiler sunacaktır. Çünkü senin matematikte başarısız olma nedenin çalışma stratejinin yanlış olmasıdır. Doğru strateji ile matematik sevgisi birleştiğinde başarının ne kadar yükseldiğini göreceksin. 3.
Matematiği sevmiyorum ama başarılı olmak istiyorum: İşte bu kitap senin için yazıldı. Bu nedenle kitabı eline bir kalem alarak en az iki kere okumalı ve okuduklarını uygula:ı;nalısın. Netlerinde ve notlarında önemli oranda yükseliş olduğunu göreceksin. xı Kitabın İçinde Neler Bulacaksınız? Kitabın içinde sadece bilgi değil matematikle ilgili ilginç bilgiler bulacak ve şaşıracaksın. Matematiğin ilginç yanlarını sana “Sihirli Matematik” başlığı altında sunacağım. Bu sayfalardaki bilgileri kullanarak arkadaşlarını şaşırtacaksın. Sınıfta, parkta, piknikte oynayabileceğin, matematik zekasını geliştiren oyunları da bu sayfalarda bulacaksın. Bu oyunlar sayesinde arkadaşlarınla eğlenceli dakikalar geçireceksin. Kısaca bu kitap sayesinde şu sorulara cevaplar bulacaksın: xıı ./ Matematik nereden çıktı? Kim icat etti bu dersi? ./ Neden matematik dersinde başarısız oluyorum? Nasıl başarılı olabilirim? ./ Matematik gerçekten çok sıkıcı mı? Hiç eğlenceli yanı yok mu? . / Matematik öğretmenleri neden bu kadar gıcık oluyor? ./ Matematik sorularının hepsini yapan çocuklar nasıl yapıyor bunu? ./ Matematik test soruları nasıl çözülmeli? .
/ Matematik gerçekten en zor ders midir? ./ Matematiğe kafam niye çalışmıyor? ./ Matematik dersini nasıl sevebilirim? ./ Beynimi matematik dersine nasıl hazır hale getirebilirim? Aklından Bunu mu Geçirdin?: Hocam kitapta bize fıkra anlatacak mısınız? İşte Cevabı: Tabii ki. İstersen bir taneyle başlayalım: İki matematikçi, aralarında mesleklerinin ne kadar önemli olduğunu konuşuyorlar. Sonra içlerinden biri diğerine dert yanıyor: “Ah üstadım ah! Matematiğe yeterince önem verilmiyor. Aslında bu konuya devlet mutlaka el atmalı. Matematik bilmeyenlerden mutlaka vergi toplanmalı.” Diğeri cevap veriyor: “Sayısal Lota da bu işe yarıyor zaten. ” Sonuç: Matematiğin iyi değilse bol bol sayısal oynarsın çünkü kazanma ihtimalinin ne kadar düşük olduğunu bilmezsin. Matematiğin iyiyse çalışarak zengin olma ihtimalinin sayısaldan zengin olma ihtimalinden yüksek olduğunu bilirsin.
ya seve seve ya da..
ya da sevmeden. sevmek şart değil. ben de nefret ediyorum bize de koymuşlar.
kalın ortalı bir defter alıyorsun.
defterin sağ tarafına sevdiğin mankenlerin en güzel fotoğrafını yapıştırıyorsun.
sol tarafına matematik dersi ile ilgili notlarını alıyorsun.
not: tarafımdan yapılmıştır coğrafya dersi için.
işletmede o kadar da ağır matematik yok, herhalde en çok kullanacağın şey türevini al sıfıra eşitle ordan kesin bişey gelir
@jk mesele yapamıyor olmam değil, işime yaramayacağından emin olduğum şeyleri öğrenmek istememem.
@free zorluğu ile alakalı da bi sorunum yok.
fahri hoca geliyor matematiğe işletme 1'de. işiniz zor.
"işime yaramayacak şeyler öğreniyorum" gibi klasikleşmiş sanrıları bir kenara bırakırsanız çok daha kolay gelecektir. emin olun eğer medyum değilseniz, neyin işinize yarayıp yaramayacağını okurken bilemiyorsunuz. her bilgi değerlidir. hiç işinize yaramasa bile öğrenmek için geliştirdiğiniz metod bir gün işinize yarayacaktır.
@juninho of negüs evet.
@otonomo oldukça iyimser, teşekkürler.
önce konu çalış, sonra örnekli prolemleri çöz. kendine kurallar koy. günde 10 soru çözeceğim, günde şuraya kadar çalışacağım, şu sınavdan şunu almazsam bunu yapmayacağım gibi gibi
matematik bir işime yaramaz diyen insanları da anlamak zor. arkadaş bu şey senin problem çözebilme kabiliyetini arttırmak için var olan bir ders.
@sndnzr problem çözebilme kabiliyeti sanırım türev-integralin ezber kurallarıyla sağlanmaz
Matematiksel düşünme konseptini kapmak gerek zaten "saçma kuralları" ezberlemek değil. Biraz daha ayakları yere basabilen bir data analysis yapabilmek için matematiksel düşünme yetisinin gelişmesi gerekir diye düşünüyorum. Sonra işletmeciler ağlıyor, "niye endüstri mühendisleri business analyst oluyor biz dururken" diye.
Sorunun cevabına gelirsek. Öyle hadi seveyim madem demekle sevilecek iş değil pek maalesef. Yapmanız gerekiyor sadece sevmeseniz de. Derslere düzenli gitmenizi ve anlamadığınız zaman sınav zamanına bırakmadan o konuyu gözden geçirmenizi tavsiye edebilirim. Üst düzey matematik kullanacağınız alt dallara kayma niyetiniz olmadığına göre(tabi öyle çok kasıp yüksek bir not getirme kaygınız da yoksa) bence bu kadarı sınav öncesi günlük çalışmayla yeterli olur.
işletmeye başlıyorsun artık. matematik nasıl işine yaramayacak ? en basitinden arz-talep eğrisini göreceksin ve buradan kârın maksimum olması için gereken fiyat belirmelesini türev olmadan nasıl hesaplayacaksın ? deneye deneye mi ?
soruna gelince; thomas'ın calculus'u gayet güzel kitap. aman şu formülü ezberleyeyim diyerek değil de adım adım, hazmede hazmede gidersen yararlı olacaktır. yea nasılsa formülü ezberlesem sınavı geçerim diye değil de yavaş yavaş. evet biliyorum formülü iyice ezberlesen geçersin ama nefret ede ede de ezberleyemezsin ki. orda olan her şeyin bir amacı, bir yararı var. boş beleşe uydurulmuş şeyler değil.
%99 işsizsin kanka sen bu kafayla. Boşuna okuma bence.
Bilgisayarınıza Mathematica kurun (bedava bir program değil ama mesela Microsoft Office de bedava değil, *kıps*). Öğrenmesi kolaydır, fonksiyonları, türevleri, integralleri kolayca hesaplatırsınız, grafiklerini çizdirirsiniz, görerek öğrenirsiniz.
Evet, büyük ihtimalle doğrudan bir işinize yaramayacak o matematik bilgileri, her şeyi hazır programlarla yapacaksınız. Yine de o hazır programlar da hata yapabiliyor, hatayı anlamak için az da olsa matematiksel düşünmeyi bilmek zorundasınız. Görselleştirirseniz mantığı daha kolay oturtursunuz.