sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) uyarınca, kişisel verileriniz; veri sorumlusu olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ("Başkanlık”) tarafından aşağıda açıklanan kapsamda işlenebilecektir.
2. Kişisel Verileri Toplama Yöntemleri ve Hukuki SebepleriBaşkanlık, kişisel verileri Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) başvuru portalı, e-devlet kapısı, ALO telefon hattı, mektup, faks ve sair iletişim kanalları aracılığıyla işitsel, elektronik veya yazılı olarak öğrenilen verilerden, Kanun’da belirtilen kişisel veri işleme şartlarına uygun olarak başvurucuların istek, şikayet, bilgi edinme, ihbar ve görüş/öneri başvurularının işleme alınması, değerlendirilmesi ve sonuçlandırılması başta olmak üzere işbu Aydınlatma Metni’nin dördüncü maddesinde belirtilen amaçlarla doğru orantılı olarak, Kanun’un 5. Maddesinde belirtilen;
hukuki sebepleri doğrultusunda toplamaktadır. Bununla birlikte başvuru aşamasında yer alan “Konum Bilgilerimi Paylaş” sekmesini işaretlediğinizde, konum bilgileriniz Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca açık rızanız doğrultusunda sınırlı olarak işlenecektir. Açık rızanızı dilediğiniz zaman geri alabilme imkânına sahip olduğunuzu hatırlatmak isteriz.
3. Veri Kategorileri ve Örnek Veri Türleri1. | Başvurucu | Kimlik Bilgisi | Ad-Soyad, TC Kimlik Numarası, Kimlik Seri No, Kimlik Sıra No (Eski Kimlik), Doğum Tarihi |
İletişim Bilgisi | Adres, E-posta, Cep Telefonu | ||
Lokasyon Bilgisi | Konum Bilgisi | ||
Diğer | Başvuru esnasında tarafınızca belirtilen kişisel bilgiler |
Yukarıda belirtilen kişisel verileriniz, bu verileri Başkanlığa açıklamanıza konu olan ve aşağıda sıralanan amaçlarla; yukarıda belirtilen kişisel veri işleme şartları dahilinde işlenebilecektir:
Başvurucu kişisel verileri; yukarıda belirtilen amaçların gerçekleştirilmesi doğrultusunda ve bu amaçların yerine getirilmesi ile sınırlı olarak; kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişi veya kuruluşlar ile üçüncü kişilere Kanun’un 8. maddesinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve yukarıda belirtilen amaçlarla sınırlı olarak aktarılabilecektir.
Başvurucunun talebi üzerine ve Başkanlık tarafından uygun bulunması halinde ihbar veya şikâyet niteliğindeki başvurularda kimlik ve iletişim bilgileri gizlenebilecektir. Bu durumda kimlik ve iletişim bilgileri gizli olarak işleme alınacak ve üçüncü kişilere aktarım yapılmayacaktır.
6. İlgili Kişinin Kanun’un Maddesinde Sayılan Haklarıİlgili kişi olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi belirtmek ve kişisel verileriniz üzerindeki haklarınızı kullanmak amacıyla; “Veri Sorumlusuna Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Tebliğe” göre Kızılırmak Mah. Mevlana Bulvarı No ÇANKAYA / ANKARA adresine yazılı olarak veya Veri Sorumlusuna Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ’in 5 inci maddesinde belirtilen usuller ile iletebilirsiniz. Belirtilen yöntemlerle taleplerinizi bize iletmeniz durumunda, Başkanlık, talebinizin niteliğine göre talebi en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde ücretsiz olarak sonuçlandıracaktır. Ancak, işlemin ayrıca bir maliyeti gerektirmesi hâlinde, Başkanlık tarafından Kişisel Verileri Koruma Kurulunca belirlenen tarifedeki ücret alınacaktır. Bu kapsamda kişisel veri sahipleri/ilgili kişilerin Kanun’un Maddesi uyarınca sahip olduğu hakları şu şekildedir;
Gereği için bilginize arz ederim.
Saygılarımla
TC Kimlik No :
Adı Soyadı :
İmza :
Adres :
Telefon:
E-Posta:
EKLER: 1. EkAdet sözlü Sınav Çıktısı
Not: Yönetmeliğin Maddesi itirazın nereye yapılacağını açıklıyor.
Baki GENCER-
Yayınlanma: - 12 Kasım Güncellenme:
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Danıştay’ın kararını bozmasını istediği 11 sayfalık temyiz dilekçesinde davanın reddedilmesini isteyen MEB , ardından ise esasa ilişkin iddialarını sıraladı.
Cumhuriyet Gazetesi’nden Ozan Çepni’nin haberine göre; MEB ilk olarak davacı eğitim sendikalarının taraf olarak davayı açma ehliyetlerinin olmadığını savundu. Bakanlık, “Milli Kimlik, Uluslaşma ve Öğrenci Andı” başlığı altında Bozkurt Güvenç ve Süleyman Yıldız'dan alıntılar yaparak Andımız'daki Türklüğe ilişkin ibaraler hakkında kimlik kavramına ilişkin açıklamlarda bulundu. Türk ulusal kimliğinin tarih sahnesine çok geç çıktığı belirtilen dilekçede, Osmanlıcılık ve Fransız İhtilali'ne de değinilerek “Türkler kendi çağdaşı unsurlara göre ulus bilincine en geç ulaşan topluluktur. Türkiye Cumhuriyet'ini kuran kadro zaten gecikmiş olan süreci hızlandırmak için yoğun çaba harcamıştır. Özellikle 30'lu yıllarda benimsenen politika, artık toprak bütünlüğünü garanti altına alan bir ülkenin milli bütünlüğünü de sağlamasıydı. Öğrenci Andı da bu amaçla benimsenmiş ve ilkokullarda okutulmaya başlanmıştır. Ulus bilincine geç ulaşan bir toplumda bu çeşit sembol ve ritüellerin kullanılarak, ortak bir milli kimlik inşa edilmeye çalışılması anlaşılabilir bir durumdur. Ancak yılında yüzüncü yılını dolduracak olan Türkiye Cumhuriyeti'nde toplumun zaten bir milli kimlik kazanmış olduğunu kabul etmek gerekir. Yani Öğrenci Andı işlevselliğini yitirmiştir. Hal böyleyken yüzyıl Türkiye'sinde 30'lu yılların ritüellerini benimsemek anakronik (çağdışı) bir yaklaşım olacaktır” ifadelerine yer verildi.
FOTO:AA – Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda Temmuz ayından beri Ziya Selçuk oturuyor.
Dilekçede ayrıca eğitimbilim yönünden de Andımız'a yönelik değerlendirmelerde bulunan MEB, 'dan itibaren davranışçı modelin benimsendiğini, bu modelin 70'li yıllardan itibaren terk edildiğini ve bu süreci “Bir şeyin tekrar ettirilerek dikte edilmesi, empoze edilmesi, bir anlamda ‘kafasına vura vura belletilmesi” olarak tasvir etti. 'li yıllardan itibaren kabul gören eğitimbilim anlayışının bilişsel olduğunu Türk Milli Eğitim Sistemi'nin yılından itibaren ‘yapılandırmacı' yaklaşımı benimsediğini belirtti.
FAŞİSM VE KOMÜNİZM SIKÇA KULLANDI
MEB dilekçesinde bu konuda “ Andımız gibi uygulamalar, 'lü yılların ilk yarısında yaygın olarak kullanılan uygulamalardır. Gerek faşizm gerekse komünizm bu ve benzeri uygulamaları sıkça kullanmıştır. Askeri ağırlıklı rejimler bu tür uygulamaları temel almıştır. Bunun bir yansıması olarak da okullarda da kullanılmaya başlanmıştır. Bu aynı zamanda okulların ideolojikleşmesi ve askerileşmesi anlamına gelmektedir. Oysa günümüzde bu yaklaşım terk edilmiştir. Okullarımızda aleni hiçbir ideoloji savunulmamaktadır, askeri bir disiplin uygulaması da bulunmamaktadır” denildi.
PAPAĞAN BENZETMESİ
Yeni kuşağın kendilerine empoze edilmeye çalışılan düşünce ve özelliklerden hoşlanmadığını belirten MEB , günümüz eğitimbilimi anlayışına göre Andımız hakkında, “Öğrencilerin her gün ‘papağan gibi' tekrarlayacakları sözler yerine, konuşup tartışarak ve yaşayarak edinecekleri özellikler günümüz eğitiminin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Her sabah öğrencilerin sıraya sokulup tekrarlatılarak bir takım değerlerin kazandırılmaya çalışılması hem Türk Milli Eğitimi'nin benimsediği eğitim anlayışına hem de dünyada genel kabul gören eğitimbilim anlayışına uygun değildir” değerlendirmesi yaptı. Bununla da yetinmeyen MEB, Öğrenci Andı'nı okuyan kuşakları üstü kapalı olarak eleştirerek “Andımızı yılından itibaren söyleyen kuşakların And'daki ifadelere ne denli uygun yurttaşlar olarak geliştikleri, etkisini anlamak açısından konu bir bütüncül yaklaşımla değerlendirilmelidir” ifadelerini kullandı.
YANLIŞ ANLAŞILMALARIN ÖNÜNE GEÇMEK MAKSADIYLA
MEB , Öğrenci Andı'nın kaldırılma gerekçesine ilişkin olarak ise dilekçesinde, “Yapılan değişiklikle toplumumuzun geçirmiş olduğu sosyo-kültürel değişimler neticesinde Andımız'da yer alan ifadelere dair yanlış anlaşılmalara sebep olacak yaklaşımların önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Sadece Andımız'ın kaldırılması bunlara aykırılık teşkil etmemektedir” denildi. Son yapılan bütüncül müfredat değişimiyle öğretim programlarından Atatürk'e ilişkin bölümleri daraltan MEB , “Eğitimin her tür ve kademesinde Atatürk milliyetçiliği ve Cumhuriyetin temel nitelikleri pekiştirilmektedir. Toplumsal dönüşümler sürecinde bu tür düzenlemeler yapılması Atatürk İlke ve İnkılapları ile de bağdaşmaktadır. Zamanın getirdiği dünya gerçekleri bu değişimi zorunlu kılmıştır. Nitekim Cumhuriyetin kurulduğu yılından yılına kadar okullarımızda Andımız okunmamıştır” ifadeleri de dikkat çekti.
AtatürkCumhuriyet GazetesiDanıştayDünyamebMilli Eğitim BakanlığıöğrenciTürkiye
Mülakat sonuçlarına itiraz etmek isteyen adaylar; tarih ve sayılı Resmi Gazete' de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğinin "Sözlü sınav sonuçlarının duyurulması ve itiraz" başlıklı maddesi 2. fıkrasındaki; "(2) Sözlü sınav sonuçlarına, sonuçların açıklandığı tarihten itibaren en geç beş iş günü içinde ilgili il millî eğitim müdürlüğüne itiraz edilebilir. Bu itirazlar en geç beş iş günü içinde sözlü sınav komisyonunca incelenerek karara bağlanır. İtiraz sonuçları, il millî eğitim müdürlüklerince itiraz sahiplerine duyurulur." hükümlerine göre 27 Haziran tarihinden itibaren - 03 Temmuz Pazartesi günü saat 'a kadar itiraz edilebilecektir.
Yöneticilik için mülakata giren üyelerimizin, mülakat puanlarına itiraz dilekçesi sendikamızca hazırlanmış olup dilekçenin ya direkt olarak il milli eğitim müdürlüğüne yada okul aracılığıyla DYS üzerinden verilecektir.
İtiraz dilekçesi için tıklayınız.
Etiketler : YÖNETİCİ MÜLAKAT PUANLARINA İTİRAZ DİLEKÇESİ
Yorum Yaz
Kategorinin Diğer Haberleri