mehmet akif ersoy telif ödülünü hangi kuruma bağışlamıştır / Mehmet Akif Ersoy istiklal marşı hangi duygularla yazılmıştır?

Mehmet Akif Ersoy Telif Ödülünü Hangi Kuruma Bağışlamıştır

mehmet akif ersoy telif ödülünü hangi kuruma bağışlamıştır

İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜNÜN 99. YIL DÖNÜMÜ

İstiklal Marşı'nın kabulünün 99. yıl dönümü, Türkiye'nin dört bir yanında farklı etkinliklerle kutlandı.

İstiklal Marşı'nın kabulünün 99. yıl dönümü ve İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü nedeniyle Türkiye'nin dört bir yanında çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi.

Kurtuluş Savaşı ve Mehmet Akif Ersoy

Osmanlı'nın Birinci Dünya Savaşı'na dahil olmasıyla birlikte, Mehmet Akif elindeki yazım imkanlarıyla savaşın kazanılması için devlete destek olmaya çalıştı. Bu amaçla Müslümanları bir bayrak altında toplamak, Türkleri siyaseten bir arada tutan Pantürkizm idealini gerçekleştirmek için kurulan Teşkilat-ı Mahsusa'ya katıldı.

Milli Şair, İstiklal Marşı gibi 10 dörtlükten meydana gelen "Cenk Marşı" adlı eserini 1912'de Sebilürreşad dergisinde isimsiz olarak yayımlarken, üzüntüyü gidermek, halkı birliğe davet etmek ve orduya manevi destek vermek gibi konularda camilerde vaazlar da verdi.

İngiliz ve Fransızların sömürgelerinden topladıkları Müslüman askerlerine yaptıkları propagandaya karşı propaganda yapmak üzere 1914'te Berlin'e gönderilen Mehmet Akif'in gayesi, farkında olmadan Osmanlı ile savaşan bu Müslüman askerleri aydınlatmaktı.

Akif, aynı hedeflerle Arabistan'a gitmek üzere 1915'in mayıs ayında yola çıktıktan sonra Çanakkale Zaferi'nin haberini aldı.

Bu zafer haberini yeni nesillere aktarmadan canını almaması için Allah'a yalvaran Mehmet Akif'in hissiyatını yol ve görev arkadaşı Eşref Kuşçubaşı şöyle ifade eder: "Duası hıçkırıklarla kesiliyordu. Onu teskin etmek mümkün değildi, zaten müdahale etmek de istemiyorduk. Bu bir ilham manzarası idi ve ben onu görebilmiş mutlu bir fani idim."

Ankara'da 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmasıyla, Milli Şair Mehmet Akif Ersoy Mustafa Kemal'in davetiyle Sebilürreşad dergisini Ankara'da yayımlamak üzere 24 Nisan 1920 tarihinde Ankara'ya ulaştı ve sonrasında Taceddin Dergahı'na yerleşti.

Akif'in Ankara'ya gelişi pek çok kişi tarafından sevinçle karşılandı, "Hakimiyet-i Milliye" ve "Açıksöz" gibi gazetelerde haber olarak verildi.

Ankara'dayken Burdur milletvekili olan Mehmet Akif Ersoy'un halka yaptığı konuşmalar yayımlanarak halka ve askerlere dağıtıldı.

Milli marş yarışmasına katılmak istemedi

Meclis tarafından bir yarışma açıldı ve bu yarışma Hakimiyet-i Milliye gazetesinin 25 Ekim 1920 tarihli nüshasında ilan edildi.

Akif, milli marş için bir yarışma ve ödül olması fikrinden hoşlanmadığından dolayı yarışmaya katılmak istemedi.

Yarışmayanın son tarihi olan 23 Aralık 1920'ye kadar gönderilen, hatta bu tarihten sonra dahi gönderilen toplam 724 eser değerlendirildiği halde, İstiklal Marşı olacak bir eser seçilemedi.

Mehmet Akif'in dostu Hasan Basri Bey, dönemin Maarif Bakanı Hamdullah Suphi Bey'in de ricasıyla, şairi ikna etmek için uğraştı.

Bakan, ayrıca Mehmet Akif'e yazdığı şu mektupla şairin yarışmaya katılmasını istedi: "Pek aziz muhterem efendim, İstiklal Marşı için açılan müsabakaya iştirak buyurmamalarındaki sebebin izalesi için pek çok tedbirler vardır. Zat-ı üstadenelerinin matlup şiiri vücuda getirmeleri, maksadın husulü için son çare olarak kalmıştır. Asil endişenizin icap ettirdiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu müessir telkin ve tehyiç vasıtasından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbetimi arz ve tekrar eylerim efendim. 5 Şubat 1337(1921) Umur-u Maarif Vekili Hamdullah Suphi"

Hasan Basri Bey de şair Mehmet Akif'i ikna edebilmek için şiiri kendisinin yazacağını söyleyerek şairden yardım talep etti.

Mehmet Akif beraber yazmayı kabul ederek ödülü almayacağını söyleyince, Hasan Basri Bey, yarışma koşullarının şairin istediği gibi düzenleneceğini, ikramiyeyi ise bir hayır kurumuna vereceklerini söyleyerek Mehmet Akif'i İstiklal Marşı'nı yazmaya ikna etti.

12 Mart 1921'de İstiklal Marşı kabul edildi

Herkesin sabırsızlıkla beklediği şiir on gün içerisinde tamamlandı ve 17 Şubat 1921 tarihinde Sebilürreşad dergisinin ilk sayfasında "Kahraman Ordumuza" ithafıyla yayımlandı. 1 Mart 1921'de başkanlığını Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı Meclis görüşmelerinde İstiklal Marşı Şiiri, elemelerden kalan son altı şiirle birlikte Meclis'in seçimine sunuldu.

Hamdullah Suphi Bey'in kürsüden okuduğu, Atatürk'ün "Bu marş, bizim inkılabımızın ruhunu anlatır" dediği İstiklal Marşı, 12 Mart 1921 tarihinde kabul edildi.

İstiklal Marşı, kabulünün ardından İngilizce, Almanca, Fransızca, Macarca ve Farsça'ya çevirilerek, yurtiçinde ve yurtdışında dağıtıldı, mitinglerde ve törenlerde halkın manevi ve milli duygularını güçlendirmek amacıyla okunmaya başlandı.

Ödülü yoksul kadın ve çocuklara iş öğreten Darülmesai vakfına bağışladı

İstiklal Marşı'nı para için yazdığının düşünülmesinden endişe eden Mehmet Akif, aynı dönemlerde ciddi maddi sıkıntı içerisinde olmasına rağmen, kazandığı 500 liralık ödülü yoksul kadın ve çocuklara iş öğreten Darülmesai'ye bağışladı.

Bu durum, 17 Mart 1921 tarihli "Hakimiyet-i Milliye" gazetesinde şöyle ifade edildi: "Teberru: Burdur mebusu, şairi muhterem Mehmet Akif Beyefendi'nin Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen İstiklal Marşı için mahsus beş yüzlira mükafatı nakdiyeyi, müşarünileyh fakir İslam kadın ve çocuklarına iş öğreterek sefaletlerine nihayet vermek emeliyle teşekkül eden Darülmesai menfaatine hediye eylemiştir."

"Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın!"

İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen Milli Şair, İstiklal Marşı'nı Safahat eserine koymayışının nedenini ise şöyle açıkladı: "Çünkü ben onu milletimin kalbine gömdüm."

Akif ayrıca daha sonra kendisine yöneltilen bir soru üzerine İstiklal Marşı için şu ifadeleri kullandı: "Binbir fecayi karşısında bunalan ruhların ıstıraplar içinde halas dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılmaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın!"

İstiklal Marşı'nı 48 yaşında kaleme alan Mehmet Akif Ersoy, meclis seçimlerine tekrar katılmayı hiç düşünmedi. Ersoy, ailesi ve Sebilürreşad Dergisi ekibi ile birlikte İstanbul'a geri dönmesinin ardından, Abbas Halim Paşa'nın daveti üzerine gittiği Mısır'a 1926'da ailesi ile birlikte yerleşir.

Şair, hastalıklar ve maddi sıkıntıların yakasını Mısır'da da bırakmamasına rağmen, Mısır Üniversitesi'nde Türk Dili eğitimi verdi ve Mısır'da kaldığı sürede "Firavunla Yüzyüze" adlı şiirini yazdı.

Mehmet Akif, 1935'te hastalandı ve gurbette yaşadığı sürece, çok sevdiği, hasretini çektiği memleketinde ölmek istediğinden 1936'da İstanbul'a döndü.

Büyük şair 27 Aralık 1936'da Beyoğlu'ndaki Mısır Apartmanı'nda vefat etti ve tabutu Türk Bayrağına sarıldı. Hayatı boyunca taşıdığı asaletine, tevazuuna uygun, gösterişten ve şatafattan uzak bir merasimle Edirnekapı Mezarlığı'na defnedildi.

Mehmet Akif Ersoy istiklal Marşı'nı ne için yazmıştır?

İçindekiler:

  1. Mehmet Akif Ersoy istiklal Marşı'nı ne için yazmıştır?
  2. Mehmet Akif Ersoy istiklal Marşı'nı yazdığı için kazandığı ödülü nereye bağışladı?
  3. Mehmet Akif Ersoy ödülü hangi kuruma bağışladı?
  4. Istiklal Marşı'nı kazanan ne kadar ödül verilecek?
  5. Mehmet Akif Ersoy hangi parada?
  6. Istiklal marşı telif hakkı hangi kuruma aittir?
  7. Istiklal marşı kime ithaf edildi?
  8. Istiklal marşı nasıl yazılır?
  9. Istiklal Marşı yazıldığı dönemde ülkemizin içinde bulunduğu şartlar nelerdir?
  10. Istiklal marşımızda hangi duygular anlatılmaktadır?
  11. Akif nasıl yazılır TDK?

Mehmet Akif Ersoy istiklal Marşı'nı ne için yazmıştır?

Güftesi, Anadolu'da Millî Mücadele'nin devam ettiği sırada Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınmış şiirdir. Şairin Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, Hakk'a, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir.

Mehmet Akif Ersoy istiklal Marşı'nı yazdığı için kazandığı ödülü nereye bağışladı?

Hamdullah Suphi Bey tarafından mecliste okunup ayakta dinlendikten sonra 12 Mart 1921 Cumartesi günü saat 17.

Mehmet Akif Ersoy ödülü hangi kuruma bağışladı?

Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşından dolayı kendisine takdim edilen ödülü c seçeneğinde yer alan Darül Mesai'dir. Darül Mesai Vakfı, kadınlara ve çocuklarımıza meslek öğreten ve cepheye elbise diken vakıftır.

Istiklal Marşı'nı kazanan ne kadar ödül verilecek?

Yarışma sonucunda toplanan şiirlerden en güzeli Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Milli Marşı olarak kabul edilecektir. Ayrıca yarışmanın sonucunda kazanan şahsa o dönemin şartlarında gerçekten çok büyük bir meblağ olan 500 Tl civarında bir para ödülü verileceği bildirilmiştir.

Mehmet Akif Ersoy hangi parada?

E 7 - YÜZ TÜRK LİRASI I. TERTİP

"E 7"
Arka yüzErguvan ve kahverengi
Resim
Ön yüzAtatürk portresi
Arka yüzAnkara Kalesi, Mehmet Akif Ersoy'un portresi, müze haline getirilen Ankara'daki evi ve İstiklal Marşımızın ilk iki dörtlüğü

Istiklal marşı telif hakkı hangi kuruma aittir?

Cevap: Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı telif ödülünü Darülmesai kurumuna bağışlamıştır.

Istiklal marşı kime ithaf edildi?

Sorusunu birlikte cevaplayalım; Mehmet Akif bu güzel marşı Türk Milleti'ne armağan etmiştir. Savaş sırasında cephede bulunan askerlere ve yurdumuz için canını veren şehitlerimiz için yazılmıştır.

Istiklal marşı nasıl yazılır?

Cevap: İstiklal Marşı'nın olacaktır. Yeri ayrı ve özeldir. İstiklal Marşı özel bir isimdir. Yanına her hangi bir ek geldiği zaman kesme işaretiyle ayrılması gerekmektedir.

Istiklal Marşı yazıldığı dönemde ülkemizin içinde bulunduğu şartlar nelerdir?

İstiklal marşının yazıldığı günlerde ülkemizin içinde bulunduğu durum hakkında konuşalım; -Ekonomik kaynaklarımız ve gücümüz azalmış haldeydi. -Zorlu savaşlar geçirmiş, dünyaya karşı çok önemli zaferler kazanılmış ve yorgun düşülmüştü. -Genç nüfus savaşta yaşamını kaybettiği için genç nüfus azalmıştı.

Istiklal marşımızda hangi duygular anlatılmaktadır?

İstiklal Marşı, Türk ulusunun, hürriyet özgürlük, kahramanlık ve coşkularının ifade edildiği bir marştır. Kurtuluş Savaşı sonrasında, Türk ulusunun özgürlük ve hürriyet duygularının bir ifadesi olarak, şair Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılarak, Osman Zeki Üngör tarafından bestelenmiştir.

Akif nasıl yazılır TDK?

Akif (sıf. ve i. ) İbâdet etmek için Harem-i Şerîf'te yâhut başka bir yerde îtikâfa çekilen (kimse), mûtekif.

12 Mart İstiklal Marşının Kabulü ve M.Akif Ersoy´u Anma Günü

12 Mart İstiklal Marşının Kabulü ve M.Akif Ersoy´u Anma Günü

12 Mart İstiklal Marşının Kabulü ve M.Akif Ersoy´u Anma Günü

İstiklâl Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü (12 Mart) münasebetiyle hazırlanan program okulumuzda yapıldı. 

İstiklâl Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü (12 Mart) münasebetiyle hazırlanan program okulumuzda yapıldı. 

12 Mart 1921 tarihinde TBMM´de yapılan oylama sonucunda Mehmet Akif´in şiiri, İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir. Mehmet Akif Ersoy, verilen 500 liralık ödülü "Ben bu şiiri para için yazmadım." diyerek Türk ordusuna bağışlamıştır. Mehmet Akif, İstiklal Marşı´nı kitabı Safahat´a niçin koydurmadığı sorulduğunda "O benim değil, milletimindir." cevabını vermiştir.

           İstiklal Marşı´nın bestelenmesi için yarışma düzenlenmiş, bu yarışmaya 24 besteci katılmıştır. 1924 yılında Ankara´da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat ÇAĞATAY´ın bestesini kabul etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930´da değiştirilerek Cumhurbaşkanlığı Orkestrası Şefi Osman Zeki ÜNGÖR´ün hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuştur.

          Millî marşımız, milletimizin hiç değişmeyen bağımsızlık karakterinin yakın çağdaki büyük tezahürü olan ve Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşı içinden çıkmıştır. Millî marşımız, Türk milletinin "medeniyet denilen tek dişi kalmış bir canavar" tarafından yok edilme niyet ve teşebbüslerine karşı verilmiş bir kavganın içinden doğmuştur. Onun için adı "İstiklal Marşı"dır.

   Mehmet Akif, son günlerinde, hasta yatağında yatarken kendisine İstiklal Marşı için “Acaba yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?” diye bir sual sorulmuş. Akif’in şu cevabı, bu marşın neyin destanı, neyin mahsulü olduğunu anlatacak bir vecizedir:

      “O şiir bir daha yazılamaz, onu ben de yazamam; onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. Allah, bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın.”

 Saygı duruşu ve İstiklal Marşı´nın okunması ile başlayan ve çeşitli gösterilerle devam eden programımızın kapanış konuşmasını Okul Müdürümüz Sayın Yunus GÜNGÖR yaptı. Müdürümüz konuşmasında öğrencilerimize; ´´ Bugün devletimizin ve milletimizin bağımsızlığının sembolü, onurlu istiklal mücadelesini bayraklaştıran vatan şairimiz Mehmet Akif ERSOY´un yazdığı İstiklal Marşımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilişinin 95. yıldönümünü kutluyoruz. İstiklal Marşını anlamak için onun hangi şartlarda yazıldığını bilmemiz ve böyle değerlendirmemiz gerekir. Öğrencilerimiz bizleri o günlere götürerek çok duygulandırdı. Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde vatan şairimiz Mehmet Akif ERSOY´un da dediği gibi Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın. Mehmet Akif ERSOY´un yüksek ahlakı, örnek kişiliği, mücadele azmi, millet sevgisi ve bağımsızlık aşkı yolunuza ışık tutsun. Birlik, beraberlik ve kardeşlik içerisinde geleceğe daha güçlü olarak emin adımlarla ilerlemeliyiz. İstiklal mücadelemizi destansı ifadelerle kaleme alarak ölümsüzleştiren Mehmet Akif´i Rahmet, Şükran ve minnetle anıyorum.´´ diye seslendi.

13 Şubat 2017 Pazartesi günü İstiklal Marşını En güzel ben okuyorum yarışmasında dereceye giren öğrencilerimize ödülleri verilmiştir.

Bizlere bu anlamlı günü en coşkulu ve duygulu haliyle yaşatan sevgili öğrencilerimize ve emeklerinden dolayı Değerli Öğretmenimiz Emine SERÇE´ye teşekkür ederiz.

 

 

İstiklal Marşının Kabulü İlçemizde Yapılan Etkinlikle Kutlandı

12 Mart 1921 tarihinde kabul edilen İstiklal Marşı, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy´un yazdığı dizelerle kayıtlara geçti. İşgal altında geçen yıllarda, halkın ve ordunun moral gücünü arttıracağı düşünülerek marş yarışması düzenlenmiştir. Yarışma sonucunda yazılan dizeleri inceleyen Milli Eğitim Bakanlığı, Bakan Hamdullah Suphi aracılığıyla Mehmet Akif Ersoy´a yarışmaya katılması konusunda teklifte bulunmuştur. Milli Şair Mehmet Akif Ersoy´un İstiklal Marşı karşılığında tek bir şartı vardır; ödül almamak.

İstiklal Marşının Kabulü İlçemizde Yapılan Etkinlikle Kutlandı

İSTİKLAL MARŞININ KABULÜ

23 Nisan 1920 tarihinde kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasından hemen sonra Milli Eğitim Bakanlığı, İstiklal Savaşı’nın anlam ve önemini belirtecek ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bağımsızlığının sembolü olacak milli bir marşının olması gerektiğini anlamış ve bu sebepten dolayı çalışmalar yapmaya başlamıştır. 1921 yılının başında bir yarışma açılmasına karar verilmiştir. Yarışma sonucunda toplanan şiirlerden en güzeli Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Milli Marşı olarak kabul edilecektir. Ayrıca yarışmanın sonucunda kazanan şahsa o dönemin şartlarında gerçekten çok büyük bir meblağ olan 500 Tl civarında bir para ödülü verileceği bildirilmiştir.

Ülke içerisine duyurular yapılmış, toplumun her kesimine bu yarışmanın duyurulması sağlanmaya çalışılmış ve katılımın hat safhada olması konusunda gerekli önlemlerin alınması başlatılmıştır. Ülkemizin işgal altında olduğu, kısıtlı iletişim imkânları ile ancak duyurulabilen bir ortamda, Kurtuluş Mücadelesinde harap ve bitap düşmüş, okuma yazma oranının çok düşük seviyelerde olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Halkının bu yarışmaya katılımının düşük olacağı beklenmiştir. Nitekim de öyle olmuştur. Yarışmaya katılacaklara 6 ay gibi uzun bir süre tanınmasına rağmen düzenlenen bu yarışmaya ancak 724 adet şiir aday olmuştur.

Dönemdeki ismi ile Maarif Vekaleti (Milli Eğitim Bakanlığı) bu şiirleri değerlendirmek için bir komisyon oluşturmuştur. Yarışmaya katılan 724 şiir teker teker okunmuş ve içlerinden 6 adet şiir elemeyi geçip Meclis Matbaası tarafından bastırılıp milletvekillerine dağıtılmıştır.

Dönemin Milletvekillerinden Mehmet Akif Ersoy yarışmada para ödülü olduğundan dolayı yarışmaya katılmak istememiştir. Dönemim bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver Bey Ankara’da yaşayan Mehmet Akif Ersoy’a 5 Şubat tarihinde para konusunun çözümlenebileceğini, endişe edilmemesi gerektiğini ve yarışmaya mutlaka kendisinin de katılması gerektiğine dair bir mektup yazmıştır. Bunun üzerine Mehmet Akif Ersoy "Ben mebusum, müsabakaya katılmam. Ayrıca çok istiyorsanız da bir şiir yazıp size veririm" diyerek para konusundaki hassaslığını bildirmiş ve evinde bir şiir yazarak “Kahraman ordumuza" ithaf ettiği şiiri, Maarif Vekaleti´ ne teslim etmiştir. Çok beğenilen bu şiir seçilen 6 şiire ilave olarak yarışmaya katılmıştır.

Yapılan oylamalar sonucunda yarışma sonuçlanmış, en beğenilen ve anlamlı şiir olarak Maarif Vekil Hamdullah Suphi Bey tarafından büyük bir coşku ile okunan Mehmet Akif Ersoy´un yazdığı şiir büyük tezahürat ve alkışlar eşliğinde, oybirliği ile yarışmanın birincisi olarak 12 Mart 1921 tarihinde seçilmiştir.

İstiklal Marşı olarak kabul edilen bu şiir Meclis kürsüsünde birkaç kez daha okunmuştur. Yazılan bu güzel ve anlamlı şiirden etkilenen bütün milletvekilleri ayakta heyecanla yeni marşımızı dinlemişlerdir. Aradan bir kaç gün geçmesinden sonra Meclis yetkilileri yarışmanın birincisine verilmesi icap eden para ödülünü vermek üzere Mehmet Akif Ersoy´a gitmişlerdir. Mehmet Akif Ersoy bir kez daha böyle bir parayı asla kabul edemeyeceğini "Ben müsabakaya girmedim. Bu para benim hakkım değildir ve bana aitte olamaz" sözleri ile tekrar ifade etmiştir. Meclis yetkilileri ise ısrarlarını sürdürerek "Bu parayı devletimizin kasamızda tutamayız. Lütfen siz alın, isterseniz bir yere bağışlarsınız" diyerek yarışma ödülünü Mehmet Akif Ersoy´a teslim etmişlerdir. Mehmet Akif Ersoy bunun üzerine yarışmadan kazandığı ödülü hastanede yatmakta olan gazilerimize bağışlamıştır.

  

İSTİKLAL MARŞININ 10 KITASI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl,
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garb’ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,
"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın… belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır atanı;
Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeli Ebedî
yurdumun üstünde benim inlemeli

O zaman vecd ile bin secde eder –varsa- taşım;
Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır rûh-i mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek Arş’a değer, belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!

 

Mehmet Akif Ersoy

 

14-03-201814-03-201814-03-201814-03-201814-03-201814-03-201814-03-2018

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır