mehmet akiften yılbaşı mesajı / Mehmet Akif Ersoy / Yılbaşı | Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy/ Yılbaşı Şiiri | By Erdemliler

Mehmet Akiften Yılbaşı Mesajı

mehmet akiften yılbaşı mesajı

Mehmet Akif Ersoy Yılbaşı şiiri oku, Mehmet Akif&#;in vefatının yılında bilinmeyenler

Bugün, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy’un ölümünün 80’inci yıldönümü. 27 Aralık ’da yaşamını kaybeden Milli Şairin Milli Mücadele’ye nasıl katıldığı ilk kez yayımlanan gizli belgede gün yüzüne çıktı. Ayrıca yazığı yılbaşı şiiri de haberimizde

 

İŞTE MEHMET AKİF ERSOY'UY YILBAŞI ŞİİRİ

Ya Rab! Böyle mi olacaktı, benim cennet yurdum?
Baktım da etrafıma yalnızım, ağladım durdum.
Bir mânâ veremedim, şu Milâdî yıl başına!
Şaştım da kaldım, Müslümanların vah telaşına!
Çevirdim başımı, nereye ettimse bir nazar.
Gördümki, noel için hazır, yer-yer çarşı-pazar.
Haykırmak gelmişti içimden, seslendim millete.
Heyhat! Duyuramadım, ne Âhmed'e ne Mehmed'e.
Ey Âlem-i İslâm'ın baş tacı, büyük Türkiye!
Mukaddesatı unuttun, Avrupa diye diye!

Yurdumu işgal eylemiş, şu garbın safsatası, Kiminin maymunu var, kiminin "Noel babası!"
Anladım, zaman geçmekte bugün dünden de beter.
Kim bilir? Yarın ne hâle düşecek bu şaşkın beşer.
Kulaklar tıkanmış, gözlere çekilmiş perde.
Nankör adam, fazilet arıyor geçmiş giderde.
İslâmdır bu vatanın dini, kitabı Kur'an-ı Kerim'dir.
Müslümanın bayramı, Ramazan ve Kurbandır.
Kalamaz bu böyle Fatihin, Yavuzun diyarı, Noel kutlamada, geçerek hiristiyanları.

Maziyi düşündüm de, hayran oldum istiklâle Ecdadıma söz verdim, varmak için istikbâle, Çanakkale'de şehidlerim kefensiz yatıyor!..
Sakarya'nın rengi, hâlâ kıpkızıl kan akıyor!..
Şehidlik, gazilik şerefidir Müslümanların.
Düşmanlara alkış tutmak, işidir alçakların.
Şu alçakça yaşayanların aklına yanayım.
Gel ölüm gel, neredesin? Kanımla yıkanayım!
İstemem bu hayatı, Sultan etseler cihanda.
Ölürüm, şerefimle yatarım, toprak altında.

Mehmet Âkif Ersoy'un bilinmeyenleri

Bugün, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy’un ölümünün 80’inci yıld27 Aralık ’da yaşamını kaybeden Milli Şairin Milli Mücadele’ye nasıl katıldığı ilk kez yayımlanan gizli belgede gün yüzüne çıktı.

8 Nisan tarihli belgeye göre Ersoy, Milli Mücadele’ye katılması için bizzat Atatürk tarafından Ankara’ya çağrılırken, bu seyahat Kuvayi Milliye tarafından organize edildi. Doç. Ali Güler tarafından kaleme alınan ‘Bayraklaşan Akif’ adlı kitapta yayımlanan dönemin gizli belgelerinde, Atatürk’ün kod isim kullanan istihbarat elemanlarına yazdığı şifreli mesajların ayrıntılarına yer verildi.

Oğluyla ayrılıyor

Heyeti Temsiliye Reisi Mustafa Kemal Paşa imzası ile 8 Nisan günü İstanbul Heyet-i Merkeziye Teşkilatı’ndan Zafer kod isimli istihbarat elemanı Yenibahçeli Şükrü’ye yazılan şifreli telgrafın  son maddesinde, “Burada ulemaya ihtiyaç vardır. Ali Beyle görüşülerek Hoca Fatin, Şair Mehmet Akif Efendilerin ve sair tensip edileceklerin sür’at-i sevkleri” talimatı yer alıyor. Nisan tarihli Mustafa Kemal Paşa imzalı diğer gizli telgraf belgesinde ise Ankara’ya çağrılan Ersoy’un sağlık ve yolculuk durumu İstanbul Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nden Oğuz Bey kod isimli istihbarat elemanına soruluyor.

İlk kez yayımlanan arşiv belgelerine göre Atatürk tarafından Ankara’ya gelmesi istenen Mehmet Akif, 10 Nisan ’de sabah namazının ardından ailesiyle vedalaşıp 12 yaşındaki oğlu Emin ile birlikte İstanbul’dan ayrılıyor. Çengelköy’den Üsküdar’daki Karacaahmet Mezarlığı’na yürüyerek gelen Ersoy ve 12 yaşındaki oğlu Emin, burada kendilerini bekleyen Trabzon vekili Ali Şükrü Bey ile Kısıklı üzerinden Alemdağ’a ardından da Milli Mücadele yanlılarının toplandığı göz doktoru Esat Paşa’nın ‘Baltacı Çiftliği’ne hareket ediyor. Bir süvari refakatinde atla yola devam eden Ersoy ve oğlu Emin geceyi bir köyde geçirdikten sonra ertesi gün İzmit, Adapazarı arasında bulunan Kuva-i Milliye kafilesine katılıyor. Ersoy ve oğlu, Geyve yakınlarında karşılaştıkları Kuşçubaşı Eşref ve Yenibahçeli Şükrü Bey ile kafileden ayrılarak demiryolundan dekovil ile önce Eskişehir’e, ardından da trenle Ankara’ya hareket ediyor.

Arşiv belgelerine göre Meclis’in açıldığı 23 Nisan’dan bir gün sonra Ankara’ya varan milli şair trenden iner inmez Meclis’in yolunu tutuyor. Meclis koridorunda Ersoy’u gören Mustafa Kemal Paşa “Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz. Şimdi görüşmek kabil olmayacak, ben size gelirim” ifadelerini kullanıyor.

Mezara Tarkan’ın büyük amcası indirdi

Kitapta en çarpıcı bölümlerden birini de Akif’in son yolculuğuna uğurlandığı anlar oluşturuyor. Ersoy’u, mezara şarkıcı Tarkan’ın büyük amcası dönem Askeri Tıbbiye öğrencisi olan Fethi Tevetoğlu ile sınıf arkadaşı Maraşlı Abdullah indiriyor. Edirnekapı Şehitliği’ne getirilen Ersoy, kefenine Türk bayrağı sarıldıktan sonra gömülüyor. Ersoy’un defin işlemi ise Tevetoğlu’nun anılarından şöyle aktarılıyor: “Bütün bir milletin dileği olan bu düşünce ile ebediyet yolcusunu en sevdiği bayrakla sardım ve uğurladım”

‘İhtiyacımız milli mutabakat

- Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy’un vefat yıldönümü dolayısıyla yayımladığı mesajında “Mehmet Akif’in İstiklal Marşı ile ortaya koyduğu milli mutabakat iklimine bugün her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var” dedi.

- Başbakan Yıldırım da Mehmet Akif’in, eserleri, şiirleri, destansı mücadelesi ve hayatıyla gelecek nesillere de ilham kaynağı olacağına inandığını bildirdi.

 

 

 

Mehmet akif’in sanılan yılbaşı şiiri : Yeni yıl mesajı

Baktım da etrafıma yalnızım, ağladım durdum.

Bir mânâ veremedim, şu Milâdî yılbaşına!

Şaştım da kaldım, Müslümanların vah telaşına!

Çevirdim başımı, nereye ettimse bir nazar.

Gördüm ki, Noel için hazır, yer-yer çarşı-pazar.

Haykırmak gelmişti içimden, seslendim millete.

Heyhat! Duyuramadım, ne Âhmed’e ne Mehmed’e.

Ey Âlem-i İslâm’ın baş tacı, büyük Türkiye!

Mukaddesatı unuttun, Avrupa diye diye!

Yurdumu işgal eylemiş, şu garbın safsatası,

Kiminin maymunu var, kiminin “Noel babası!”

Anladım, zaman geçmekte bugün dünden de beter.

Kim bilir? Yarın ne hâle düşecek bu şaşkın beşer.

Kulaklar tıkanmış, gözlere çekilmiş perde.

Nankör adam, fazilet arıyor geçmiş giderde.

İslâm’dır bu vatanın dini, kitabı Kur’an-ı Kerîm’dir.

Müslümanın bayramı, Ramazan ve Kurbandır.

Kalamaz bu böyle Fatih’in, Yavuz’un diyarı,

Noel kutlamada, geçerek hıristiyanları.

Maziyi düşündüm de, hayran oldum istiklâle

Ecdadıma söz verdim, varmak için istikbâle,

Çanakkale’de şehidlerim kefensiz yatıyor!..

Sakarya’nın rengi, hâlâ kıpkızıl kan akıyor!..

Şehidlik, gazilik şerefidir Müslümanların.

Düşmanlara alkış tutmak, işidir alçakların.

Şu alçakça yaşayanların aklına yanayım.

Gel ölüm gel, neredesin? Kanımla yıkanayım!

İstemem bu hayatı, Sultan etseler cihanda.

Ölürüm, şerefimle yatarım, toprak altında.

Ya Rab! Hidâyet ver kurtulsun bu millete.

Şiiri önce okuyunca Mehmet Akif’in tarzını andırıyor gibi.

Ancak, sadece andırmakla kalıyor.

Esas meseleye gelelim: Şiir Mehmet Akif’e ait değil. Ömer Berber’e ait. 

Öncelikle, neden bu şiirin Mehmet Akif Ersoy’a ait olamayacağına dair gerekçeleri aktaralım:

Şiirin Mehmet Akif’e ait olduğuna dair herhangi bir emare bulunmamaktadır. Başta Safahat olmak üzere Mehmet Akif Ersoy’a ait herhangi bir eserde ya da şiir külliyatında bu şiire rastlanmamıştır.

Şiir dil ve ölçü açılarından Mehmet Akif’in tarzından uzaktır (Aruz vezniyle yazılmamış ve kullanılan kelimeler günümüze daha yakın kelimelerdir. Örneğin; yılbaşı ifadesi Mehmet Akif’in yaşadığı dönemde kullanılmazdı).

Şiirin müellifinin Ömer Berber olduğu iddia edilmektedir.

Mehmet Akif’e ait olduğu bilgisi herhangi bir kaynakta yer almamakta lakin şiir sanal ortamlarda dolanmaktadır.

Mehmet Akif’in yaşadığı dönemi göz önünde bulundurursak, yılbaşı kutlamaları milletin geneline sirayet etmemiş olup, bu tarz bir tepkiyi doğuracak durum oluşmamıştı. Şiir son yılda görünür hale gelmiştir. Daha öncesinde şiirin izine rastlanmamaktadır.

Şiirin gerçek sahibine dönelim: Ömer Berber.

Ömer Berber’e ait olan bu şiir yılında Hakses Dergisi’nde yayınlanmış.  

monash.pw‘a açıklama yapan Ömer Berber de “Yılbaşı” isimli şiirin kendisine ait olduğunu ifade etmiş ve Berber şiirin bulunduğu Hakses Dergisi’nin yılı Aralık sayısını da hesabında paylaşmış.

Mehmet Akif&#;in Sanılan Yılbaşı Şiiri

Yine bir miladi yılın sonuna geldik ve yılbaşı kutlamaları taraftarı ve karşıtı kutuplar arasındaki tartışma tekrar alevlendi.

Yılbaşı kutlamalarının kültürümüzde ve dinimizde yeri olmadığını düşünenler, bir süredir Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınmadığı halde kendisine atfedilen bir şiiri “Mehmet Akif Ersoy’dan Yeni Yıl Mesajı” başlığıyla paylaşıp pozisyon kazanmaya çalışıyor. İtirazları haklı olsa da bunun doğru bilgi ve delillerle yapılması çok önemli. İşin üzücü bir yanı da memleketimizde yalnız gençlerin değil, belli köşelerde kalem oynatanların sergiledikleri sığlık.

Önce şiiri aktaralım:

Mehmet Akif Ersoy’dan(!) YENİ YIL MESAJI

Ya Rab! Böyle mi olacaktı, benim cennet yurdum?
Baktım da etrafıma yalnızım, ağladım durdum.
Bir mânâ veremedim, şu Milâdî yılbaşına!
Şaştım da kaldım, Müslümanların vah telaşına!

Çevirdim başımı, nereye ettimse bir nazar.
Gördüm ki, Noel için hazır, yer-yer çarşı-pazar.

Haykırmak gelmişti içimden, seslendim millete.
Heyhat! Duyuramadım, ne Âhmed’e ne Mehmed’e.

Ey Âlem-i İslâm’ın baş tacı, büyük Türkiye!
Mukaddesatı unuttun, Avrupa diye diye!

Yurdumu işgal eylemiş, şu garbın safsatası,
Kiminin maymunu var, kiminin “Noel babası!”

Anladım, zaman geçmekte bugün dünden de beter.
Kim bilir? Yarın ne hâle düşecek bu şaşkın beşer.

Kulaklar tıkanmış, gözlere çekilmiş perde.
Nankör adam, fazilet arıyor geçmiş giderde.

İslâm’dır bu vatanın dini, kitabı Kur’an-ı Kerîm’dir.
Müslümanın bayramı, Ramazan ve Kurbandır.

Kalamaz bu böyle Fatih’in, Yavuz’un diyarı,
Noel kutlamada, geçerek hıristiyanları.

Maziyi düşündüm de, hayran oldum istiklâle
Ecdadıma söz verdim, varmak için istikbâle, 

Çanakkale’de şehidlerim kefensiz yatıyor!..
Sakarya’nın rengi, hâlâ kıpkızıl kan akıyor!..

Şehidlik, gazilik şerefidir Müslümanların.
Düşmanlara alkış tutmak, işidir alçakların.

Şu alçakça yaşayanların aklına yanayım.
Gel ölüm gel, neredesin? Kanımla yıkanayım!

İstemem bu hayatı, Sultan etseler cihanda.
Ölürüm, şerefimle yatarım, toprak altında.

Ya Rab! Hidâyet ver kurtulsun bu millete.

Şiiri önce okuyunca Mehmet Akif’in tarzını andırıyor gibi.

Ancak, sadece andırmakla kalıyor.

Esas meseleye gelelim: Şiir Mehmet Akif’e ait değil. Ömer Berber’e ait.  

Öncelikle, neden bu şiirin Mehmet Akif Ersoy’a ait olamayacağına dair gerekçeleri aktaralım:

Şiirin Mehmet Akif’e ait olduğuna dair herhangi bir emare bulunmamaktadır. Başta Safahat olmak üzere Mehmet Akif Ersoy’a ait herhangi bir eserde ya da şiir külliyatında bu şiire rastlanmamıştır.

Şiir dil ve ölçü açılarından Mehmet Akif’in tarzından uzaktır (Aruz vezniyle yazılmamış ve kullanılan kelimeler günümüze daha yakın kelimelerdir. Örneğin; yılbaşı ifadesi Mehmet Akif’in yaşadığı dönemde kullanılmazdı).

Şiirin müellifinin Ömer Berber olduğu iddia edilmektedir.

Mehmet Akif’e ait olduğu bilgisi herhangi bir kaynakta yer almamakta lakin şiir sanal ortamlarda dolanmaktadır.
Mehmet Akif’in yaşadığı dönemi göz önünde bulundurursak, yılbaşı kutlamaları milletin geneline sirayet etmemiş olup, bu tarz bir tepkiyi doğuracak durum oluşmamıştı. Şiir son yılda görünür hale gelmiştir. Daha öncesinde şiirin izine rastlanmamaktadır.

Şiirin gerçek sahibine dönelim: Ömer Berber.

Ömer Berber’e ait olan bu şiir  yılında Hakses Dergisi’nde yayınlanmış.   

monash.pw‘a açıklama yapan Ömer Berber de “Yılbaşı” isimli şiirin kendisine ait olduğunu ifade etmiş ve Berber şiirin bulunduğu Hakses Dergisi’nin yılı Aralık sayısını da hesabında paylaşmış.

Hâl böyle iken, yılbaşı kutlamaları hakkında mesaj kaygısı güderek Mehmet Akif Ersoy’a, kendisine ait olmayan şiiri atfetme hatasına düşen basın mensupları olmazsa olmaz tabiki.

Takvim Gazetesi “İstiklal Marşı’nın yazarı şair Mehmet Akif Ersoy, İstiklal mücadelesi veren bu milletin zaman içerisinde nasıl çözüldüğünü, benliğinden uzaklaşıp taklitçi batı hayranlığına dönüşen hayatları bu şiirinde anlatıyor” mesajıyla bu yanlışa ortak olmuş.

Köşe yazarlarından ise tahmin edilebileceği üzere Yeni Akit Gazetesi’nden İbrahim Bektaş ve Nurettin Veren bu hataya düşmüş.

İbrahim Bektaş‘ın Yeni Akit’te 30 Aralık günü yayınlanan “Yurdumu işgal eylemiş, şu garbın safsatası, Kiminin maymunu var, kiminin “Noel babası!” başlıklı yazısından:

&#;Yapılan onca ikaza kulak tıkayan bu laftan anlamaz takımına, bu defa Merhum Akif’in bir şiiri ile seslenmek istiyorum.
Belki O’nu dinlerler.
İşte o şiir:&#;
Nurettin Veren‘in Yeni Akit’te 28 Aralık günü yayınlanan “Acılarımızı çok çabuk unutup, meydanı tekrar FETÖ’ye kaptırmayalım” başlıklı yazısından:

&#;Yine bugüne benzer, yıl önce yaşamış olduğumuz felaket dolu günlerimizde, büyük şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un şu dizelerini aynı gaflet içerisindeki, o günün insanlarına bir uyarı olarak söylendiği gibi, bizim de içimizi titretir ve gerilimimizi muhafaza etmemize vesile olur diye, önce kendime, sonra da size faydalı olur düşüncesi ile yazmak istedim.&#;

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır