mehmet hanefi öksüz / Mehmet Hanifi öksüz

Mehmet Hanefi Öksüz

mehmet hanefi öksüz

 

Avrupa’nın en büyük ve en modern kağıt fabrikasını kurmak için Söke OSB’yi tercih eden Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hanefi Öksüz:‘SÖKE BİZİM İKİNCİ VATANIMIZ  OLDU, SÖKELİLERİ SEVİYORUZ’

“Türkiye’de Çanakkale Boğaz Köprüsü’nden sonra özel sektör tarafından yapılan en büyük yatırım Söke’deki kağıt fabrikası olacak.

Bu kurulacak tesis dünyadaki en son teknolojiye haiz. Avrupa’da kurulan tesislerden bile modern ve yaklaşık bin metrekare kapalı alana sahip olacak tesis, yılı başında üretime girmesi planlanırken, ilk etapta kişi, ikinci etapta bin kişinin üzerinde kişiye istihdam sağlayacak”

Söke OSB’de Avrupa’nın en büyük kağıt fabrikasını kurma kararı alan Kipaş Holding, Söke OSB alanında çalışmalara başladı. Öncelikle alanda dolgu çalışmaları devam ederken, Avrupa’nın en büyük kağıt fabrikasının proje çalışmaları da gece gündüz sürüyor.

Geçtiğimiz günlerde Kipaş Holding, yönetim kurulu toplantısını Söke’de yaparken, Gazeteniz YeniSöke’ye açıklamalarda bulunan Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hanefi Öksüz, hem yapılacak yatırımı, hem de Söke ile ilgili düşüncelerini kamuoyu ile paylaştı.

Gazeteniz YeniSöke Yazı İşleri Müdürü Muzaffer Yavaşoğlu ve Muhabir İsmail Eravcı’nın sorularını cevaplayan Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hanefi Öksüz, Söke OSB’de kuracakları kağıt fabrikası ile ilgili önemli bilgiler verdi.

Öksüz, şöyle konuştu:

“Çanakkale Boğaz Köprüsü’nden sonra bölgenin en büyük yatırımı. Buraya kağıt sektöründe Avrupa’nın en büyük yatırımını kuruyoruz. Türkiye’nin değil Avrupa’nın en büyük yatırımı. Özellikle ülkemizin milyon dolarlık kağıt ithalatını önleyecek, üstelik milyon dolarlık da ihracat yapacak bir yatırım.

Biliyorsunuz bu konuda diğer santrallerimizde var. Kipaş Grubu olarak kendimize ikinci vatan olarak burayı gördük. Onun için bu projeyi buraya yapıyoruz. Oldukça büyük bir yatırım ve Türkiye’nin de ihtiyacı olan bir yatırım.

YILINDA HİZMETE GİRECEK, BİN KİŞİNİN ÜZERİNDE İSTİHDAM   SAĞLANACAK

Türkiye’nin en büyük gruplarından biriyiz. Kahramanmaraş’tan sonra en büyük yatırımlarımızı da burada yapıyoruz. Bu bölgede yatırıma jeotermalle başladık. Kağıt fabrikasının da oraya yakın olmasını istedik. Ege Bölgesi’nde de Söke’ye tercih ettik.

İlk etapta burada yaklaşık kişi istihdam edeceğiz. Tabi ikinci etapta bu bin kişiyi geçecek. Üretime başlamayı da yılının sonu veya yılının başı olarak düşünüyoruz.

Bölge bize heyecan verirse, başka sanayi tesisleri de kurmaya devam ederiz. Geleceği Allah bilir ama başlangıcımız, niyetimiz güzel. İnşallah iyi olur diye düşünüyorum.

BÖLGENİN YABANCISI DEĞİLİM

Söke’ye daha önce gelmiştik. Bizim tarım sektöründe dostlarımız var bu bölgede. Bölgenin yabancısı değilim. Başka yatırımlarımız da olduğu için bu bölgeye sık sık geliyorum.

KATMA DEĞERİ YÜKSEK KAĞITLAR OLACAK

Buradaki üretim farklı olacak. Yani Kahramanmaraş’taki ürettiğimiz kağıt farklı, burada ürettiğimiz kağıt farklı olacak. Türkiye’de üretilmeyen, ithal edilen kağıtları üreteceğiz. Daha katma değeri yüksek ürünler üretilecek. Şu anda bu ürünler ithal oluyor. Örneğin kaplamalı kağıtlar, ilaç kutularının kağıtları, kaliteli kağıtlar, çok çeşitli kağıtlar üretilecek.

EN SON TEKNOLOJİYE HAİZ

Bu kurulacak tesis dünyadaki en son teknolojiye haiz. Avrupa’da bile kurulan tesislerde bu kadar modern bir tesis yok. Arıtma tesisi ve diğer aparatlarıyla son sistem bir tesis olacak. Teknolojik bakımdan son derece gelişmiş, çevreyi çok az kirleten, atık suyunu tekrar kendisi kazanıp, tekrar kullanan çok çok verimli bir tesis. O bakımdan bölge insanı rahat olsun.

DOĞAYI EN AZ KİRLETEN BİR YATIRIM OLACAK

İnsanların ön yargıları olur. Yatırım isterler ama çevreyi kirletmesini istemezler. Yani bazı şeyler vardır. Bir ormana çadır da kursanız çevreyi kirletirsiniz. O çadırın kazığını çakarken iki tane otu sökersiniz. Bir kağıt parçasını unutursunuz. Önemli olan şu; kanunların verdiği çerçevelerde haklara uymak, bu sınırları aşmamak. Çünkü burada insanlar çalışacak. Bu insanlara çalışacak iş gerekli. Yani elinizden geldiği kadar doğayı en az kirletecek şekilde sanayileşmeliyiz ve yeni iş sahalarını açmalıyız. Bizim burada kuracağımız tesis hakikaten çevre konusunda çok duyarlı. Yoksa bir evin sobasının dumanı da çevreyi kirletiyor, bir otomobilin egzozu da çevreyi kirletiyor. Eski bir model otomobil giderken dumanından arkasında nefes alamazsınız, son model bir arabada ise hissetmezsiniz bile, ama o da çevreyi kirletir. Yani o da sıfır zararlı değil. Bizim buraya kuracağımız fabrikayı otomobille kıyaslarsak, en en son model otomobil kadar kirleten bir teknoloji ile yatırımımızı yapıyoruz.

DÖNÜM KAPALI ALAN OLACAK

Yaklaşık 1,5 milyar TL’lik, yani milyon dolarlık bir yatırım olacak. dönüm araziye zor yerleştik. Yüzde 30’u, yani dönüm kapalı alanı olacak. Çok büyük bir tesis.

SÖKE’YE ÇOK ÖNEMLİ

BİR YATIRIM GETİRİYORUZ

Biz Söke’ye çok önemli ve çok güzel bir yatırım getiriyoruz. Bunun da mutluluğu içindeyiz. Şimdiye kadar da başta sayın Kaymakamımız Tahsin Kurtbeyoğlu, Söke Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yönetici arkadaşlar, Sayın Valimiz Yavuz Selim Köşger, herkes bize son derece misafirperver yaklaştı. Zaten yatırımcı için bunlar çok önemli. Bize güler yüzle yaklaştılar. Buranın sahibi Kipaş’ta olsa Söke’ye ait bir yatırım. Kimse bunu buradan kaldırıp götüremez. Bölgenin insanı çalışacak. Bölgenin ekonomisine katkıda bulunacak. Ben sanayiciyim ve 10 bin kişi çalıştırıyorum. Sadece bu fabrikada çalışan değil; kamyoncusundan, nakliyecisinden, diğer hizmet eden tüm sektörler bu yatırımdan istifade edecek. Biz de Söke’yi seviyoruz. Buranın insanını da seviyoruz. Artık biz de neticede bu kadar yatırım yaparak Sökeli oluyoruz.

SANAYİLEŞMEK ÖNEMLİ, ÇÜNKÜ TARIMIN GEÇİNDİREBİLECEĞİ İNSAN ÇOK SINIRLI

Organizede bizim iki yatırımımız var. Büyük bölümünü bizim Kipaş grubu dolduruyor. Sanayileşmekten başka çaremiz yok. Benim ailem de tarımla uğraşıyordu. Biz de Söke’de olduğu gibi pamuk ekerdik. Kahramanmaraş’ın eski ekonomisi Söke’ye benzerdi. Ama neticede tarımın geçindirebileceği insan çok sınırlı. Tarıma önem vermek önemli ama sanayileşmek de zorundayız. Başka türlü bu artan nüfusa iş veremeyiz, doyuramayız. Sanayileşirken de çok bilinçli sanayileşmemiz lazım. Bence Söke’de gelişecek ve bu fabrikaların sayesinde sanayileşecek. Söke sanayileşmede fazla mesafe kaydetmemiş. Bizim gibi tarım kültürü var. Tarım kültüründe sanayileşme pek olmuyor. Yavaş yavaş Söke’de de bir sanayi kültürünün oluşması lazım. Söke olarak doğal güzelliğimiz çok iyi. Ovamız çok iyi. İnsanımız iyi ama bir sanayi kültürü başlarsa Söke hızla kalkınır.

SANTRALE KARŞIDIR AMA EVİNİN ELEKTRİĞİ KESİLİNCE BAĞIRIR

Biz de Sökeliler kadar heyecanlıyız bu yatırımı yaparken. Bölge için, ülke için, kendimiz için, çalışanlarımız için hayırlı, uğurlu olsun. İnsanlar yatırıma karşıdır. Ama çocuğunun nerede çalışacağını düşünmez. Santrale karşıdır ama evinin elektriği kesilir, bağırır. Santral olmadan elektrik kendiliğinden gelmiyor ki. Maalesef yatırıma tepkili bir zümre var. Almadan vermek Allah’a mahsus. Yatırım yapacaksın ki kalkınma olsun. Yatırım yapacaksın ki ülke kalkınsın. İnsanlar aş, ekmek bulsun. Bunların hepsini yapacağız, yaparken de en doğru şekilde yapmaya çalışacağız. Bize, hepimize düşen görev doğruları yapmaya çalışmak.

Ben halkın içinde büyüdüm. Sanayici zaman fukarasıdır. Herkesle konuşmayı sohbet etmeyi çok severim. Şu an yabancı firmalarla görüşme halindeyiz. Önümüzdeki günlerde basın toplantısı da yapmak istiyoruz” dedi.

 

 

Doğada &#;ok huzurluyum

Özlem Aydın Ayvacı

[email protected]

Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı MEHMET HANEFİ ÖKSÜZ, Türkiye’nin en büyük sanayicilerinden biri… Yoğun temposundan kendine kalan zamanda ise doğadan kopmadan yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Kahramanmaraş’ta yaşayan Öksüz, yaylaları, dağları, köy kahvelerini en huzurlu olduğu ortamlar olarak tanımlıyor. Kampçılık, doğa yürüyüşleri, tekne ve tarım en sevdiği hobileri arasında yer alan Öksüz’ün emeklilikte tüm dünyayı gezmek ise hayalleri arasında yer alıyor.

Kipaş Holding Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hanefi Öksüz, Türkiye’nin en büyük sanayicilerinden biri. Sekiz ayrı sektörde faaliyet gösteren grubunda yaklaşık 10 bin kişiyi istihdam ediyor. Türkiye’nin en büyük sanayi şirketi arasında 5, ikinci sıralamasındaysa 2 şirketi yer alıyor. Ayrıca Kipaş Holding Anadolu’nun en büyük 3’üncü grubu. Ailesinin tarım kökenli olması Mehmet Hanefi Öksüz’ü tarımdan ve doğadan hiç koparmamış. Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirip İTÜ’de mühendislik eğitimini tamamladıktan sonra Kahramanmaraş’a döndüğü yıl “Türkiye’nin en teknik çiftçisi” seçilmiş. O günden bugüne de topraktan hiç kopmadığını söylüyor. Hobi olarak başladığı tarım işini bugün profesyonel bir işe çevirmiş olan Öksüz, o zaman dönüm olan tarlalarını şimdi 8 bin dönüme çıkarmış durumda. Bunun dönümünde 35 çeşit üzüm yetiştirip Rusya’ya ihraç ediyor. Ayrıca organik pamuk da üretiyor. Öksüz, özellikle eski tohumları arıyor. Kahramanmaraş’ın kendine has pirinci sarı çeltiki bulduğu için çok mutlu.

Öksüz’ün iş dışı yaşamının en keyifli aktivitesi ise kampçılık. Cuma öğleden sonraları ayda en az bir kez kampa gittiklerini söyleyen Öksüz, “Kamp sayesinde vahşi hayatı ve mücadele etme kısmını öğrendiğimiz için kamp yapmayı seviyoruz” diyor. Öksüz, köy kahvelerinde oturmaktan, lokantacı, kaportacı ya da bir işçi arkadaşıyla sohbet etmekten büyük zevk alıyor. Onun için unvanların değil insani ilişki kurabilmenin değeri paha biçilmez. Öksüz, “Siz kendinizi herkesle aynı görseniz de yaptığınızın işin büyüklüğü nedeniyle insanlar sizi farklı yere taşıyor. Ulaşılmaz insanmışım gibi davranıyorlar ama hiç öyle biri değilim. Kendimi köy kahvesinde arkadaşlarımla çok huzurlu hissediyorum” diyor. Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hanefi Öksüz, CEOLife’ın sorularını şöyle yanıtladı: 

Bir gününüz nasıl geçiyor? Kaç saat çalışıyorsunuz? 

Saatim yok. Gece de çalışırım. Kafam 24 saat işle meşguldür. Tatilde bile iş düşünüyorum. Bu beni hiç rahatsız etmiyor. Böyle alışmışım. Tarımdan, çiftçilikten geldiğim için halkın içinden çok arkadaşım var. Köy kahvelerinde otururum. Siz kendinizi herkesle aynı görseniz de yaptığınız işin büyüklüğü nedeniyle insanlar sizi farklı yere taşıyor. Ulaşılmaz insanmışım gibi davranıyorlar ama hiç öyle biri değilim. Bazen dönüp dönüp soruyorlar “Gerçekten sen Hanefi Öksüz müsün” diye. Ben kendimi köy kahvesinde arkadaşlarımla çok huzurlu hissediyorum. Bir çiftliğiniz var. 

Vaktinizin ne kadarını orada geçiriyorsunuz? Neler yapıyorsunuz? 

Ailem tarım ve çiftçilik kökenli. Bundan dolayı tarımdan ve doğadan hiç kopmadım. Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirip İTÜ’de mühendislik eğitimi tamamladıktan sonra Kahramanmaraş’a döndüğüm yıl, “Türkiye’nin en teknik çiftçisi” seçildim. O günden bugüne de topraktan hiç ayrılamadım. Hobi olarak başladığım tarım işini bugün profesyonel büyük bir işe çevirdim. O zaman dönüm tarlamız vardı. Şimdi 8 bin dönüme çıktı. Bunun dönümünde üzüm yetiştiriyoruz. Onlarca üzüm türümüz var. Yeni türleri görürsem dünyanın neresinden olursa olsun getiriyorum. Hatta Amerika’dan bile üzüm tohumu getirmiştim. Rusya’ya üzüm ihraç ediyoruz. Organik pamuk da üretiyoruz. Özellikle eski tohumları arıyorum. Kahramanmaraş’ın kendine has pirinci sarı çeltiki buldum, onu ekiyoruz. Bu yöresel ürünümüzü yaşattığımız için çok mutluyuz. Meyve yetiştirmek benim için hobi. Dağda yaylalarımız var, yazın oralara çıkarız. Evim zaten şehrin dışında manzarası çok güzel. Keçi, tavuk, hindi gibi hayvanlarım var. Her çeşit meyve ağacım var. 35 çeşit üzüm yetiştiriyorum. 

Günlük hayatta spor yapıyor musunuz? 

Evet evde koşu bandım var. Bir saat yürüyorum, yaşıma göre spor yapıyorum.

Beslenmenize, sağlığınıza dikkat ediyor musunuz? 

Alkol ve sigara kullanmıyorum ama stresi yoğun yaşıyoruz. Sağlıklı beslenmeye de özen gösteriyorum. İş dışı yaşamınızda sizi başka nerelerde görebiliriz? Neler yaparak dinleniyorsunuz? Gençliğimden beri kampçılığı ve doğayı çok monash.pw sonları vakit buldukça arkadaşlarımızla gidiyoruz. Kamp sayesinde vahşi hayatı ve mücadele etmeyi öğrendim. 

Ne gibi bir mücadele oluyor orada? 

Aslında mücadeleye de çok yer bıraktık diyemem. O kadar modern bir karavan aldık ki… Karavan içinde klima var, sıcak su, tuvalet var. Çadırımızı kuruyoruz ondan sonra sobamızla yemeğimizi yapıyoruz, arkadaşlarla nehre giriyoruz, yüzüyoruz. 

Avcılıkla da ilgili misiniz? 

Artık o işler çok azaldı. Daha çok avcılığın spor kısmına ağırlık veriyorum. Avcılığı dağlarda yürüyüş olarak görüyorum. İlla avlanmak için değil doğayı yaşamak için dolaşıyorum. 

Kaç kişilik bir kamp grubunuz var? 

Her seferinde kişi oluyoruz. Biriki gece kamp yapıyoruz. Nerelerde kamp yapıyorsunuz? Çukurova’dan tutun da Erzincan, Sivas ve Güneydoğu’ya kadar gidiyoruz. Kampta neler yapıyorsunuz? Koşullar zorlayıcı mı? Bir odun sobamız var onu yakarak ısınıyoruz. Kendi yemeğimizi pişiriyoruz. 

Yemek yapmayı sever misiniz? 

Et yemekleri yapmayı severim. Fırın yemeklerini de yaparım. Eşiniz de geliyor mu kampa? Bazen eşlerimizi de götürüyoruz ama onlar pek gelmek istemiyor. Onlarla yaz tatillerimizde daha çok birlikteyiz. Marmaris’te teknem var. Eşlerle tekneye gidiyoruz. Çocuklarımı bazen kampa götürüyorum. Lokantacı, kaportacı arkadaşlarım var; onlarla ve bazı iş arkadaşlarımla gidiyorum. 

Kampta en sevdiğiniz rota neresi? 

Uzunyayla’yı çok seviyorum. Sivas’la Kayseri arasında yer alıyor. Biraz alabalık tutuyoruz, çadır kuruyoruz, kamp yapıyoruz. Özellikle hafta sonu orada olmaktan büyük keyif alıyorum. Kahramanmaraş’tan 4 saat mesafede bir yer. 

Kaç yaşındasınız? 

 

Bir emeklilik planı yaptınız mı kendinize? 

Elimden gelse yarın yapacağım yani emekli olup giden işçilere gıpta ile bakıyorum. 

Kaç yıldır tekneniz var? Teknede ne kadar vakit geçirebiliyorsunuz?

yıl oldu. Yılda 4 kez tekneyle açılabiliyoruz. Bozburun’u çok seviyorum. Kahramanmaraş’tan tüm yiyecek malzemelerimizi alıp uçağımla Dalaman’a uçuyoruz. Ama tekneyle çıkma fırsatımız çok olmuyor.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır